Sunuyu indir
Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz
1
KELİMEDE ANLAM İLİŞKİLERİ
1. GERÇEK ANLAM: Bir kelimenin ilk ve temel anlamıdır. Yani bir kelime bir varlığın ve kavramın esas özelliği ise o kelime gerçek anlamda kullanılmıştır demektir. Örneğin, “Kafesteki kuşun kanatları rengarenkti” Cümlesindeki “kanat” kelimesi gerçek anlamda kullanılmıştır. Çünkü kanat kuşa ait bir özelliktir. İri, hantal gövdesini zorlukla sürüklüyor gibiydi. ( Burada gövde kelimesi insana ait bir özellik manasında kullanıldığı için gerçek anlamda kullanılmıştır.) Ahmet arkadaşının gözüne vurmuş. ( Bu cümlede geçen göz kelimesi insana ait bir özellik olduğu için gerçek anlamında kullanılmıştır.) Dünya yaşama elverişli bir gezegendir. ( Cümlede geçen Dünya kelimesi gezegen adı olarak kullanıldığı için gerçek anlamda kullanılmıştır.)
2
ÖSS (2001) Aşağıdakilerin hangisinde, “barınmak” sözcüğünün anlamıyla kullanımı birbirine uymamaktadır? Anlam Kullanım A) Bir yerde yaşamak, yaşamını sürdürmek. Burası, yılın her mevsiminde gemilerin barınabileceği bir yerdi. B) Çevresiyle uyumlu dirlik içinde yaşamak. Çalıştığı yerlerin hiçbirinde barınamadı. C) Bir yerde etkili olmak gelişecek ortam bulmak. Çağdışı anlayışların burada barınamayacağını görmüştü. D) Doğa etkilerinden korunmasını sağlayacak bir yere sığınmak. Soğuk havalarda barınmak için kendine kuytu bir yer arıyordu. E) Yerleşmek için uygun koşullar bularak oturmak. Koskoca kentte bir yer bulup barınamadılar. CEVAP: A
3
1984 ÖYS Aşağıdaki cümlelerde altı çizili kelimelerden hangisi gerçek anlamında kullanılmıştır? İlk damlalardan sonra yağmur iyice coştu. B) Bu söze gençlerden birisi ince bir karşılık verdi. C) Serindi; ama tatlı bir ilkyaz akşamıydı. D) Havalar ısınınca ağaçların tomurcukları patladı. E) Gölün kıyılarını yapraksız, bodur ağaçlar kuşatmıştı.
4
A) Üç yıldır, özel bir üniversitede Türk Dili dersini okutuyor.
Aşağıdakilerden hangisinde altı çizili sözcük gerçek (temel) anlamda kullanılmamıştır? A) Üç yıldır, özel bir üniversitede Türk Dili dersini okutuyor. B) Yerdeki cam parçaları topuğunun kanamasına sebep oldu. C) Etrafımı çevreleyen her şey bana onu hatırlatmaya yetiyor. D) İdarenin verdiği cezaya üç gün içinde itiraz etme hakkı var. E) Veteriner, kanatlarını iyileştirdiği güvercini gökyüzüne saldı. CEVAP: A
5
2. YAN ANLAM: Bir kelimenin esas anlamı dışında başka anlamlar kazanmasıdır. Yani bir kelime gerçek anlamdaki benzer özelliklerden yola çıkarak başka bir nesnenin veya kavramın özelliğini anlatmasına yan anlam denir. Örneğin; “Uçağın kanatlarından birisi arızalanmış” cümlesinde kanat kelimesi kuşlara ait bir özellik olmasına rağmen uçağın da uçan bir nesne olma benzerliğinden dolayı kanat kelimesi yan anlam olarak uçağın bir kısmını da karşılar duruma geçmiştir. Her gün bir diş sarımsak yiyordu. (Cümlede geçen diş kelimesi insana ait bir özelliktir. Fakat burada diş kelimesi sarımsağın parçalarının dişe benzerliğini göstermek için kullanılmıştır. Dolayısıyla diş kelimesi yan anlamda kullanılmıştır. ) Bu işte piştikten sonra ayrılıp başka bir iş kuracakmış. ( Cümlesinde geçen pişmek kelimesinin gerçek anlamı sıcaklığın tesiriyle bir nesnenin ısınmasıdır. Fakat cümlede olgunlaşma anlamında kullanılmıştır. Dolayısıyla pişmek kelimesi bu cümlede yan anlamda kullanılmıştır. )
6
Ayağında burnu aşınmış eski bir kundura vardı.
1984 ÖYS Aşağıdaki cümlelerde altı çizili kelimelerden hangisi gerçek anlamda kullanılmıştır? Ayağında burnu aşınmış eski bir kundura vardı. B) Dikiş makinesinin kolunu koparacakmış gibi çeviriyordu. C) Çok uzaklardan atıldığı belli iki el silah sesi duyuldu. D) İri, hantal gövdesini zorlukla sürüklüyor gibiydi. E) Ninem, yorganımıza kırmızı çiçekli, basma bir yüz geçirdi. CEVAP: D
7
Kuyruk” sözcüğü aşağıdakilerin hangisinde yan anlamda kullanılmıştır?
A) Patron ne düşünürse düşünsün, kimsenin kuyruğu olamam ben. B) Ucuz ekmek kuyruklarının gün geçtikçe uzadığını görmek ne acı. C) Boğazına çok düşkündür kedimiz, acıkınca hemen kuyruğunu sallar. D) Kuyruğu kurduğumuz kapana kısılmış orda öylece duruyor. E) Mahallenin afacan çocukları kendinin kuyruğuna teneke bağlamışlar. CEVAP: B
8
A) Daha ne istiyorsun, kullanılmamış bir gök sunuyorum sana.
Aşağıdakilerin hangisinde “daha” sözcüğü ötekilerden farklı bir anlamda kullanılmıştır? A) Daha ne istiyorsun, kullanılmamış bir gök sunuyorum sana. B) Şiir biter mi hiç, yan yana gelmemiş sözcükler varken daha. C) İngiliz edebiyatına daha çok da Fransız edebiyatına ilgiliyim. D) Irmaklar daha güzel olsun isterim kuşlar daha güzel uçsu. E) Bütün çabamız daha yaşanası bir dünya bırakmak yarınlara. CEVAP: B
9
3. MECAZ ANLAM: Bir kelimenin gerçek anlamının tamamen dışında kullanılmasıdır. Mecazi anlam yan anlamdan farklıdır. Yan anlam bir kelimenin benzer özelliklerden dolayı başka bir nesneyi karşılamasıdır. Mecazi anlam ise aralarında benzer bir özellik olmayan bir kelimenin başka bir nesneyi veya kavramı karşılar duruma geçmesidir. Örneğin kanat kelimesi; “Sanatçılar devletin kanatları altında değerli eserler verebilir.” Cümlesinde kanat kelimesi uçmak fiili ile hiç ilgisi yoktur. Tamamen koruma, kollama anlamı taşımaktadır. Dolayısıyla burada kanat kelimesi mecazi anlamda kullanılmıştır. Bu elbise seni hiç açmamış. ( Bu cümlede açmak fiilinin gerçek anlamı bir nesneyi kapalı durumdan açık duruma getirmektir. Fakat cümlede bu anlamla hiç ilgisi olmayan güzel göstermek anlamı vardır. Dolayısıyla bu cümlede açmak fiili mecazi anlamda kullanmıştır. ) Cesaretinin kırılmasına sen sebep oldun. ( Bu cümlede kırılmak kelimesinin gerçek anlamı bir nesnenin parçalanmasıdır. Fakat bu cümlede bu anlamla hiç ilgisi olmayan azalmak, kaybetmek anlamı vardır. Dolayısıyla bu cümlede kırılmak kelimesi mecazi anlamda kullanılmıştır.)
10
I. Onun bu pişkinliğine bir anlam veremedik.
1991 ÖSS I. Onun bu pişkinliğine bir anlam veremedik. II. Çoğunluk sağlanamadığı için toplantı ertelendi. III. Cesaretinin kırılmasına sen sebep oldun. IV. Çevre temizliğine önem vermek gerekir. Yukarıdaki cümlelerin hangilerinde altı çizili sözcükler gerçek anlamı dışında (Mecaz anlamıyla) kullanılmıştır? A) I ve II B) I ve III C) II ve III D) II ve IV E) III ve IV CEVAP: B
11
A) Pilav, suyunu iyice çekmiş. B) Bankadan bir miktar para çekti.
1987-ÖYS Aşağıdaki cümlelerden hangisinde “çekmek” kelimesi “tükenmek” anlamında kullanılmıştır? A) Pilav, suyunu iyice çekmiş. B) Bankadan bir miktar para çekti. C) Ceketin astarı çekmiş. D) Uyumak için yorganı başına çekti. E) Balıkçı bütün gün kürek çekti. CEVAP: A
12
A) Ağaçların gölgesi yola düşüyordu. B) Benim payıma çok az düştü.
(ÖYS 1988) “Düşmek” sözcüğü aşağıdakilerin hangisinde “Bu iş sana düşer.” cümlesindeki anlamıyla kullanılmıştır? A) Ağaçların gölgesi yola düşüyordu. B) Benim payıma çok az düştü. C) Masanın üstündeki kitaplar yere düştü. D) Annesi gidince çocuğun bakımı halaya düştü. E) Bugünlerde hava sıcaklığı sürekli olarak düşüyor. CEVAP: D
13
A) Toplantı salonunun her tarafına baktım; ama seni göremedim.
“Bakmak” sözcüğü aşağıdaki cümlelerin hangisinde “ilgilenmek” anlamında kullanılmıştır? A) Toplantı salonunun her tarafına baktım; ama seni göremedim. B) Böyle ufak tefek şeylere bakarsanız, sizinle geçinemeyiz. C) Miras kalan kupkuru araziye öyle bir bakmış ki, her yer yemyeşil oluvermiş. D) Arabaya şöyle bir baktım, içimin ısınmadığını söyledim. E) Bana çok kötü bakıyor; galiba kalbini kıracak bir şey söyledim. CEVAP: C
14
4. TERİM ANLAM: Bir bilim ya da sanat alanlarıyla ilgili özel anlamlar taşıyan kelimelere terim anlamlı kelime denir. Örneğin; “Sağ kanat oyuncusu sakatlandı.” Cümlesinde kanat kelimesi uçan bir varlığa ait bir özelliği bildiren kelime olmasına rağmen bu cümlede spor ile ilgili bir terim olarak kullanılmıştır. Yüklemin bildirdiği işten etkilenen öğeye nesne denir. ( Bu cümlede geçen nesne kelimesinin gerçek anlamı ağırlığı, hacmi ve rengi olan bir varlık anlamındadır. Oysa bu cümlede dil ile ilgili bir terim olarak kullanılmıştır. ) Türkiye’deki boğazlar önemli su yollarıdır. ( Bu cümledeki boğaz kelimesinin gerçek anlamı canlıların yiyecekleri midesine indirdiği bir organ anlamındadır.Oysa bu cümlede boğaz kelimesi coğrafi bir terim olarak kullanılmıştır.)
15
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde terim anlamlı sözcük yoktur?
A) Oyunun daha ilk perdesinde uyumaya başladı. B) Bu maç penaltılara kalırsa kesin yeniliriz. C) Onu ikna etmek için boşuna nefes tüketiyorsunuz. D) Çoğu şiirde şairin kafiyeye esir olduğunu görürsünüz. E) Oyuncular dekoru pek beğenmedi. CEVAP: C
16
A) Köyümüzün çevresinde sık bir ormanlık alan vardı.
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde terim anlamlı bir sözcük kullanılmıştır? A) Köyümüzün çevresinde sık bir ormanlık alan vardı. B) Zorluklar insanı güçlendirir, derdi rahmetli dedem. C) Sözcük köklerini ayırırken ekleri iyi bilmek gerekir. D) Bu okula beş yüz öğrenci yerleştirecekmişler. E) Olaylara herkes farklı açılardan bakar. CEVAP: C
17
Aşağıdakilerin hangisinde altı çizili sözcük terim anlamı taşımaz?
A) Yazar, anlatıcıyı üçüncü tekil kişi ağzından konuşturmuş romanda. B) Nota bilgisi olmadan beste yapabileceğini düşünenler bile var C) kaleci kurtarışları kadar başarılı penaltı vuruşlarıyla da tanınıyor D) Kostümleri özenle seçilmemiş bir oyundan başarı beklenemez. E) Şiirlerinde yaptığı keskin eleştirilerde ölçüyü biraz kaçırmış. CEVAP: E
18
5. DEYİM ANLAM: En az iki kelimenin gerçek anlamlarının dışında farlı bir anlamı ifade edecek şekilde kalıplaşmasına deyim denir. Deyimi meydana getiren kelimelerden en az birisi mecazi manada kullanılmıştır. Deyimleri oluşturan kelimelerin yerleri değiştirilemez. Örneğin; “Aldığı her işi yüzüne gözüne bulaştırırdı.” Cümlesinde yüzüne gözüne bulaştırmak kelime öbeği bir işi becerememek anlamına gelir. Oysal kelimelerin gerçek anlamları farklıdır. Her zaman burnunun dikine giderdi. ( Bu cümlede burnunun dikine gitmek ifadesindeki kelimeler deyim manasıyla kullanılmıştır. Oysa bu deyimdeki kelimelerin gerçek anlamları burun bir organ adı, gitmek ise bir yerden bir yere ulaşmaktır) Oğlunun zayıf aldığını duyunca küplere bindi. ( Bu cümlede küplere binmek ifadesi kızmak anlamında kullanılmıştır. Oysa deyimdeki kelimelerin gerçek manaları küp bir kap; binmek fiili ise bir nesnenin üstünde durmaktır.) Not: Bazı deyimlerde kullanılan kelimeler gerçek manaları veya yakın manalarıyla kullanılabilir. Örneğin; “İçeri girer girmez ortalığa bir göz gezdirdi” cümlesindeki göz gezdirmek deyimi kelimelerin gerçek manalarıyla kullanılmıştır. Göz gezdirmek ayrıntılara inmede sadece bakmak anlamı taşır. Kelimelerin gerçek manaları da aynı paraleldedir.
19
B) İşi başından aşkın olan C) İşine dört elle sarılan
ÖSS 2008 Ozanın ilk şiir kitabını bunca yıl ertelemesinin nedeni, gizlenmeyi seven bir kişiliğinin olmasından çok, yazdıklarını kolay kolay beğenmeyen, kusursuzu arayan biri olmasıydı sanıyorum. Kendisinden böyle söz edilen bir sanatçı aşağıdaki deyimlerden hangisiyle nitelendirilebilir? A) İğneyle kuyu kazan B) İşi başından aşkın olan C) İşine dört elle sarılan D) İşini sağlama bağlayan E) İnce eleyip sık dokuyan CEVAP: E
20
I. Hasta sabaha kadar gözünü kırpmamıştı.
1999 ÖSS I. Hasta sabaha kadar gözünü kırpmamıştı. II. Dün akşam geç yanığından uykusunu alamamıştı. III. Uykum gelmesin diye sık sık yüzümü yıkadım. IV. Uykusunun ağır olduğunu herkes bilirdi. V. Dünkü tartışma yüzünden bütün gece gözüme uyku girmedi. Yukarıdaki cümlelerin hangilerindeki deyimler anlamca birbirine yakındır? A) I. ve V. B) II. ve III. C) II. ve IV. D) III. ve IV. E) IV. ve V. CEVAP: A
21
A) Bir kelime buldum çın çın öter
1989 ÖYS Aşağıdaki dizelerde geçen ikilemelerden hangisi yüklemle birlikte deyimleşmiştir? A) Bir kelime buldum çın çın öter B) İplik iplik sarıyor sükûtu bir yumakta C) Bir sırrı sürüklüyor terlikler tıpır tıpır D) Uzun siyah saçlar tel tel çözülsün E) Dalgaların gözümde tütüyor mavi mavi CEVAP: A
22
Böylesine ince eleyip sık dokuyan kimse görmemiştim.
1990-ÖYS Böylesine ince eleyip sık dokuyan kimse görmemiştim. Altı çizgili deyimin bu cümleye kattığı anlam, aşağıdakilerden hangisinde vardır? A) O, bir işe başlamadan önce işi, bütün ayrıntılarıyla tartıp karar verir. B) Dıştan çok hoş görünen bu işin, ne kadar güç olduğunu bir ben bilirim. C)Yazıyı, yeniden inceleyip düzelttikten sonra daktilo edeceğim. D) Bundan sonra, onun neler yaptığını sık sık kontrol etmelisin. E) Önemsiz bir konuyu bu kadar büyütmen çok yersizdi. CEVAP: A
23
6. KARŞIT ANLAM: Birbirine zıt olan kavramları karşılayan kelimelerdir
6. KARŞIT ANLAM: Birbirine zıt olan kavramları karşılayan kelimelerdir. Örneğin; “Hayatımda güldüğüm günler de ağladığım günler de oldu” cümlesinde ağlamak ve gülmek karşıt anlamlıdırlar. Soğuk günlerde gömlekle dolaşırken sıcak günlerde abayla dolaşır. ( Cümle deki sıcak ve soğuk kelimeleri zıt anlamlıdır.) NOT: Her kelimenin zıt anlamlısı yoktur. Bu yüzden bazen kelimenin olumsuzu zıt anlamlısıymış gibi değerlendirilir ki bu yanlıştır. Örnek: Bu konuda çok sabırlı davrandın (Bu cümlede “sabırlı” kelimesinin zıttı “sabırsız” kelimesi değildir. NOT: Bir kelimenin zıddını ararken kesinlikle o kelimenin cümledeki anlamına dikkat etmek gerekir. ÖRNEK: Ben sana çok kırıldım. (Cümlede “kırılmak” kelimesi mecaz anlamda kullanıldığı için bu kelimenin zıttı “barışmaktır”
24
ÖYS-1984 “Bu iki ülke arasındaki ilişkiler, bir süre sonra gerginliğe dönüştü .” cümlesinde, “gerginlik” yerine aşağıdakilerden hangisi getirilirse cümle eskisine göre karşıt bir anlam kazanır? A) Gevşeme B) Genişleme C) Bütünleşme D) Yakınlaşma E) Yumuşama CEVAP: E
25
A) Kaç gündür midemde hafif bir ağrı var .
ÖYS-1985 Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “ hafif ” kelimesi “ Kurşun ağır bir madendir.”cümlesindeki “ağır” kelimesinin anlamca karşıtıdır? A) Kaç gündür midemde hafif bir ağrı var . B) Hastalığı geçene kadar hafif bir işte çalışması gerekiyormuş . C) Savaşta hafif bir yara almıştı . D) Eline alınca hangisinin daha hafif olduğunu anlarsın . E) Araba harekete geçerken hafif bir sarsıntı hissediyor . CEVAP: D
26
A) Hani ol gül gülerek geldiği demler şimdi .
ÖYS-1987 Aşağıdaki dizelerin hangisinde karşıt kavramlar bir arada kullanılmıştır ? A) Hani ol gül gülerek geldiği demler şimdi . B) Gönüldendir şikayet kimseden feryadımız yoktur . C) Bâki kalan bu kubbede bir hoş sada imiş . D) Ağlarım hatıra geldikçe gülüştüklerimiz . E) Neler çeker bu gönül söylesem şikayet olur . CEVAP: D
27
A) Ağır gitmeyi bıraksan da artık biraz hızlansan diyorum.
Aşağıdakilerin cümlelerden hangisinde birbirine karşıt iki sözcük kullanılmamıştır? A) Ağır gitmeyi bıraksan da artık biraz hızlansan diyorum. B) Biriktirdiğim bozuk paralarla bisikletimi tamir ettirdim. C) Fiyatlardaki artış satışlardaki azalışı beraberinde getirdi. D) Az yemek çok yemekten her zaman daha sağlıklıdır. E) Mehmet Bey irili ufaklı bir çok sorunla boğuşuyordu. CEVAP: B
28
7. EŞ ANLAM: Bir varlık birden fazla kelimeyle karşılanıyorsa bu kelimeler eş anlamlı kelimelerdir. Eş anlamlılık kelimeler sadece gerçek anlamda kullanıldıklarında geçerlidir. Örnek; “Kundurasının ucu yırtılmış” cümlesinde kundura kelimesinin yerine ayakkabı kelimesini kullanabiliriz. Fakat “Onun sağlam bir ayakkabı olmadığını herkes bilir” cümlesinde ayakkabı gerçek anlamının dışında kullanıldığı için kundura kelimesini bu kelimenin yerine koyamayız. “Bu tencerenin bakırı çıkmış, kalaylanması gerekir” cümlesindeki çıkmış fiili ile “Bugünlerde çok zayıfladı, adeta kemikleri çıktı” cümlesindeki çıkmak fiili aynı anlamda kullanılmıştır. Dolayısıyla bu cümlelerde çıkmak fiili eş anlamlı olarak kullanılmıştır. “Kimileri sanatın boş bir iş olduğunu iddia ederler” cümlesindeki boş kelimesi yerine yararsız kelimesini koyabiliriz. Bu iki kelime eş anlamlı kelime olur.
29
A) Arkadaşımı mutlaka bulacağım. B) Bütün gerçekleri açıklayacağım
ÖSS-1988 “Ne olursa olsun oraya gideceğim .” cümlesine altı çizili sözün kattığı anlam aşağıdakilerden hangisinde vardır ? A) Arkadaşımı mutlaka bulacağım. B) Bütün gerçekleri açıklayacağım C) Hemen yola çıkacağım . D) Bunların hiçbirini söylemeyeceğim . E) Eşyalarımın hepsini götürmeyeceğim . CEVAP: A
30
B) Bu kitapları, belirlediğiniz ölçütlere göre seçin, ayırın.
2001-ÖSS Aşağıdaki cümlelerin hangisindeki altı çizili sözcükler anlamca birbirine en yakındır? A) Bir süre sonra kendisi de bu akımın, bu tartışmanın içinde yer almıştı. B) Bu kitapları, belirlediğiniz ölçütlere göre seçin, ayırın. C) Kendisine yapılan bu haksızlığı, bu saygısızlığı içine sindiremiyordu. D) Bütün bunları, kendisinin yerine, önüne geçmek isteyenler düzenliyordu. E) Bu makineler ötekilere göre daha kullanışlı, daha pahalıdır. CEVAP: B
31
Odasını üstünkörü boyadı .
ÖSS-1993 Odasını üstünkörü boyadı . Altı çizili sözün bu cümleye kattığı anlam aşağıdakilerin hangisinde vardır ? A) Sınav tam başlamak üzereyken sınıfa girdi . B) Çalışma masasını toplamadan dışarı çıkmış . C) Kitapları çantasına özensizce koydu . D) Gereksiz eşyaları tavan arasına çıkardı. E) Evin ancak bir bölümünü temizleyebilmiş CEVAP: C
32
A) Elini çabuk tutmalısın . B) Daha hızlı yürümelisin .
ÖSS-1990 Kitap okurken önemli gördüğü noktaları unutmadan, sıcağı sıcağına not ediyordu . Altı çizili sözün bu cümleye kattığı anlam aşağıdakilerin hangisinde vardır ? A) Elini çabuk tutmalısın . B) Daha hızlı yürümelisin . C) Olanları ona hemen anlatmalısın . D) Söylenenleri dikkatle dinlemelisin . E) Bu konu üzerinde önemle durmalısın . CEVAP: C
33
Kendimi bildim bileli onlar bu evde oturur.
ÖSS-1990 Kendimi bildim bileli onlar bu evde oturur. Altı çizili sözün bu cümleye kattığı anlam aşağıdakilerin hangisinde vardır ? A) O, alışkanlıklarına bağlı bir kimsedir. B) Çocukluğumda bu tür oyunları hiç oynamadım . C) Onun bize gerçeği söylediğine inanıyorum . D) Sizinle ilk karşılaştığım günü hiç unutamıyorum . E) Bu köy öteden beri balıkçılıkla geçinir. CEVAP: E
34
A) Çocuk bu yıl sınıfını geçebilirdi; ancak hastalandı.
1991 ÖYS Aşağıdakilerden hangisinde altı çizili söz, anlamca ötekilerden farklıdır? A) Çocuk bu yıl sınıfını geçebilirdi; ancak hastalandı. B) Ne de olsa o, bu işten anlayan birisiydi. C) Arkadaşımız çok zeki idi; yalnız, çalışmıyordu. D) Bahar geldi; fakat havalar ısınmadı. E) Ne var ki o, bu konuda gerçekten haksızdı. CEVAP: B
35
8. EŞ SESLİ KELİMELER: Yazılışları aynı fakat anlamları farklı olan kelimelere eş sesli kelimeler denir. ÖRNEK: “Çayın alt tarafı yüzmeye müsaitti” cümlesindeki çay kelimesi ırmak anlamında kullanılmışken “ Çayın altını kapat” cümlesindeki çay kelimesi içecek manasındadır. Dolayısıyla yazılışları aynı olan fakat anlamları farklı olan çay kelimesi eş sesli kemedir. “Yaş otuzu buldu” cümlesindeki yaş kelimesi ile “Yaş ağaçları kesmemeliyiz” cümlesindeki yaş kelimesinin yazılışları aynı olmasına rağmen farklı anlamlardadır. Dolayısıyla yaş kelimesi eş sesli kelimedir. “Memlekette gözün alabildiği kadar başları vardı.” Cümlesindeki bağ kelimesi ile “ Atını kapının önüne bağladı” cümlesindeki bağ kelimesi yazılışları aynı olmasına karşın farklı anlamlardadır. Dolayısıyla bağ kelimesi eş sesli kelimedir.
36
Kendi ununu kendin öğüt B) Ben sana ne yaptım
Aşağıdakilerden hangisinde birinci cümledeki bir sözcüğün sesteşi ikinci cümlede kullanılmamıştır? A) Benden sana bir öğüt Kendi ununu kendin öğüt B) Ben sana ne yaptım Yüzündeki ben onu rahatsız ediyordu. C) Ahmet Bey göz hastalıkları uzmanıdır. İki göz evi olsun isterdi. D) At çok hızlı koşuyordu. Tatil yaptığın yerden bana kart at E) Burası bir iç kale vazifesi görüyordu. Boğazın kuruduysa bir yudum su iç CEVAP: C
37
A) Köyden kente göç, Türk romanın da sıkça işlenmiş bir konudur.
Aşağıdaki cümlelerdeki altı çizili sözcüklerden hangisinin sesteşi yoktur? A) Köyden kente göç, Türk romanın da sıkça işlenmiş bir konudur. B) Yeni Türk lirasının en büyük banknotu yüz lira olarak basılmış. C) Emeklilik için erken bir yaş değil mi otuz beş yaş? D) Kır saçlı bir adam duruyordu ıssız bir gölgede. E) Güllerin arasındaki otları yol ki bahçemiz daha da güzel görünsün. CEVAP: A
38
9. YAKIN ANLAM: Yazılış ve okunuşu farklı olan, eşanlamlı olarak göründüğü halde birbirinin yerini tamamen tutmayan, aralarında küçük anlam farkı olan kelimelerdir. Göndermek-yollamak Dilemek-istemek Bakmak-seyretmek Bıkmak-usanmak Çevirmek-döndürmek ÖRNEK: Zaman zaman onu ziyarete giderdim. Arada bir beni görmeye gelirdi. Yukarıdaki cümlelerde altı çizili kelimeler tam olarak birbirinin yerini tutamazlar. Ancak yakın anlamlıdırlar.
39
I. Hemen hemen yolu yarıladık. II. Hafif hafif bir rüzgâr esiyor.
(ÖYS 1989) I. Hemen hemen yolu yarıladık. II. Hafif hafif bir rüzgâr esiyor. III. Olsa olsa on yaşındadır. IV. Aşağı yukarı bir saat sonra gelirler. V Zaman zaman güneş açıyor. Bu cümlelerin hangilerindeki altı çizili sözler birbirine yakın anlamdadır? A) I. ve II. B) I. ve IV C) II. ve IV D) III. Ve V. E) IV ve V CEVAP: B
40
A) Bu konuda oldukça geniş bilgi sahibiydi.
ÖYS 1990 “En iyisi, işi oluruna bırakmak; biraz geniş olunuz.” cümlesinde “geniş” sözcüğünün anlamına en yakın kullanım, aşağıdakilerden hangisinde vardır? A) Bu konuda oldukça geniş bilgi sahibiydi. B) Geniş bir soluk aldıktan sonra konuşmaya başladı. C) Oldukça geniş bir dost çevresi vardı. D) Geniş iş imkânları varken yine de çalışmazdı. E) Her olaydan kolayca etkilenmeyen geniş bir adamdı. CEVAP: E
41
I. Akıp geçen zamanı durdurmak elimizde değil.
1989-ÖYS I. Akıp geçen zamanı durdurmak elimizde değil. II. Telefon çaldığı zaman mutfaktaydım. III. Zaman, en acı anıları bile yumuşatıp tatlandırabiliyor. IV. Uyku zamanını geçirdi mi sabaha kadar oturuyor. “Zaman” sözcüğü hangi cümlelerde birbirine yakın anlamlarda kullanılmıştır? A) I. ve II. B) I. ve III. C) II. ve IV. D) II. ve III. E) III. ve IV. CEVAP: B
42
10. SOYUT ANLAM: Beş duyu organımızla algılayamadığımız fakat var olduğuna inandığımız varlıkları veya kavramları ifade eden kelimelerdir. Bu tür kelimelerle kastedilen manaların belirli bir kütlesi ve hacmi yoktur. Öreğin; “Hayaller gönlümüzün ve aklımızın ürünüdür” cümlesindeki hayal, gönül ve akıl kavramları duyu organlarımızla algılayamadığımız kavramlardır. Dolayısıyla bu kelimelerin bildirdiği anlam soyuttur.
43
B) Ağacı budamaktan, kökünü kesmeyi anlıyor galiba bahçıvanınız.
Aşağıdakilerden hangisinde somut anlamlı bir sözcük soyut bir anlamı karşılamıştır? A) Müşterisinin özenle seçtiği domatesleri tarttıktan sonra konuşmaya başladı. B) Ağacı budamaktan, kökünü kesmeyi anlıyor galiba bahçıvanınız. C) Yepyeni bir bina nasıl oldu da bir depremde en önce göçüverdi? D) Artık bu televizyon onarılamaz, sen en iyisi yeni bir televizyon almaya bak. E) Eşyalarını da yanına alıp gidince o, içimde genişçe bir boşluk oluştu. CEVAP: E
44
11. SOMUT ANLAM: Beş duyu organımızla algıladığımız varlıkları veya kavramları ifade eden kelimelerdir. Bu tür kelimelerle kastedilen manaların belirli bir kütlesi ve hacmi vardır. Örneğin; “Bahçe duvarının rengi maviydi” cümlesindeki bahçe, duvar, mavi kelimeleri görme duyusuna hitap ettiği için somuttur.
45
12. DOLAYLI ANLAM: Bir varlığın adının kullanılması yerine onun bir özelliğinin ifade eden birkaç kelime ile anlatılmasına dolaylı anlatım denir. Örneğin; “ Bu roman aynı adla beyaz perdeye aktarılacak” cümlesindeki beyaz perdeyle aslında sinema anlatılmak istenmiştir. “Milli şairimiz bu yıl da mezarı başında anılacak” cümlesinde milli şairden kasıt Mehmet Akif Ersoy’dur. Dolayısıyla milli şair ifadesi dolaylı anlatımdır. “Yavru vatana yapılan ihracatta önemli artışlar oldu” cümlesinde yavru vatan ifadesi ile Kıbrıs Türk Cumhuriyeti kastedilmiştir. “Ormanların kralı şimdi bir kafeste tutsak hayatı yaşıyor” cümlesinde ormanların kralı ifadesiyle anlatılmak istenen aslandır. “Büyük önder Anadolu’da yeni bir devlet yarattı” cümlesindeki büyük önder kelimesiyle Atatürk anlatılmak istenmektedir.
46
Aşağıdakilerden hangisinde dolaylama yoktur?
A) Yerleri gökleri yaratan için insanlara bu kadar da eziyet etmeyin. B) Beyaz perdeyi yıpranmadan yıkansın diye çamaşırhaneye verdim. C) Dostları ve sevenleri tahta ata bindirip ölümsüzlüğe uğurladı onu. D) Beyaz gömlekliler, hastane çıkışında beraberce yemeğe gittiler. E) Yavru Vatan yarınki cumhurbaşkanlığı seçimlerine hazırlanıyor. CEVAP: B
47
13. GENEL ANLAM: Bir kelimenin alt guruptaki bir çok nesneyi veya varlığı karşılamasına genel anlamlı keleme denir. Örneğin “Dünyada bir çok canlı yaşar” cümlesindeki canlı kelimesi insanları, hayvanları, bitkileri, böcekleri yani kısacası hayatsal faaliyetleri yürüten her varlığı kapsamaktadır. Dolayısıyla canlı kelimesi genel bir ifadedir. Canlının üst gurubu olan varlık canlı kelimesine göre geneldir. Çünkü varlık kelimesinin anlamına canlı ve cansız her şey girer. Aynı şekilde insan kelimesi canlı kelimesine göre bir alt gurubu oluşturur.
48
A) Birçok sanat yapıtı vardır,deneme de bunlardan biridir.
Aşağıdaki cümlelerde altı çizili sözcüklerde hangisinde özelden genele doğru gidilmiştir? A) Birçok sanat yapıtı vardır,deneme de bunlardan biridir. B) Tüm sanatçılar gibi o da ölümsüzlüğü yenme telaşında bir yazardı. C) Savaşlar zordur, Kurtuluş Savaşı da zor bir savaştı. D) Gül, sevgiliye verilebilecek en güzel çiçektir E) Cümlelerindeki sözcükleri titizlikle seçer. CEVAP: D
49
14. ÖZEL ANLAM: Bir kelimenin tek bir varlığı veya nesneyi karşılamasıdır. Bu tür kelimeler kendisinden başka bir nesneyi veya varlığı karşılarsa özel anlam olmaktan çıkar. Örneğin; “Ahmet bugün okula gelmemiş” cümlesinde Ahmet kelimesi özeldir. Çünkü Ahmet başka bir alt gurubu karşılamaz. Ahmet kelimesinin üst genel anlamı insan; insan kelimesinin üst genel anlamı canlıdır.
50
A) Doktor, insan sağlığını her şeyden önemli gören kişidir.
Aşağıdakilerden hangisinde “doktor” sözcüğü özel anlamda kullanılmıştır? A) Doktor, insan sağlığını her şeyden önemli gören kişidir. B) Doktor, hastasına güven vermeyi her zaman başarmalıdır. C) Doktor, hafta sonuna kadar hastanede kalacağını söyledi. D) Doktor, yeri geldiğinde soğukkanlı olmayı bilmelidir. E) Doktor, kendini yenilemeli, tıptaki gelişmeleri izlemelidir. CEVAP: C
51
A) Uzun bir yol vardı daha önümüzde, diyor şoför.
Aşağıdaki altı çizili sözcüklerden hangisi nicel bir anlam taşımaktadır? A) Uzun bir yol vardı daha önümüzde, diyor şoför. B) Önemli maçları stadyumdan takip eden taraftar sayısında da bir artış söz konusu. C) Kim ne derse desin güzel maçlara gebe şampiyonluktaki kıyasıya çekişme. D) Takımlar taraftarlarıyla, futbolcularıyla, teknik ekipleriyle bir bütün olmuş. E) Bu sıcak atmosfer futbol dünyamızın uzun yıllardır özlemini çektiği bir şeydi. CEVAP: A
52
15. NİTEL ANLAM: Ölçülemeyen bir özelliğin ifade edildiği kelimelerdir.
Örneğin; “Bu yemek çok lezzetli olmuş” cümlesinde lezzet kelimesini ölçemeyiz. Bu yüzden lezzet kelimesi nitel anlam taşır. Aynı şekilde “Bugün daha da güzel görünüyorsun” cümlesinde güzel kelimesi ölçülemeyen bir değer olduğu için yani geçerliği ve doğruluğu kişiden kişiye değişen bir değer olduğu için nitel anlam taşır.
53
16. NİCEL ANLAM: Ölçülebilen bir özelliği ifade eden kelimelerdir.
Örneği; “Bugün bir tabak yemek yedim” cümlesindeki tabak ölçülebilen bir kavram olduğu için nicelik anlamı taşımaktadır. Aynı şekilde “Bu paket diğerinden daha hafif” cümlesindeki hafif kelimesi ölçülebilen bir değer olduğu için yanı ispatlanabilir bir değer olduğu için nicel anlam taşımaktadır.
54
B) Sıcak bir yaz gününde nerede tatil yapılacağını iyi bilirim ben de
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde altı çizili sözcük nicel anlamda kullanılmamıştır? A) Ilık bir duş alırsan kendine gelirsin;ama yine de bazı şeyleri oluruna bırakmayı öğrenmelisin. B) Sıcak bir yaz gününde nerede tatil yapılacağını iyi bilirim ben de C) Geniş düşünürsen hoşgörünün insan için vazgeçilmez olduğunu anlarsın. D) Meksikalıların “Tüm gün dinlendikten sonra bir de uyumak ne güzel!”sözü sana ne anlatıyor? E) Küçük bir tabağın içine doldurduğun onca yemekle zayıflayabileceğini mi zannediyorsun? CEVAP: C
55
17. GÜZEL ADLANDIRMA: İnsanlarda korku yaratan bazı kavramların veya varlıkların güzel çağrışım yapabilecek kelimelerle ifade edilmesidir. Örneğin; “Sonunda onu da son yolculuğuna uğurladık” cümlesinde son yolculuktan kasıt ölümdür. Fakat ölüm kelimesinin insanlar üzerindeki kötü etkisi nedeniyle daha hoş çağrışımlar yapan son yolculuk ifadesi kullanılmıştır. Aynı şekilde “Komşunun kızı ince hastalığa yakalanmış” cümlesindeki ince hastalıktan kasıt verem hastalığıdır.
56
18. SOMUTLAMA: Anlam genişlemesi yoluyla soyut anlamlı bir kelimenin somut anlam kazanmasıdır.
Örnek: Karşımızda güzel bir köy manzarası vardı. Annesinin güzeli mışıl mışıl uyuyor. “Güzel” kelimesi birinci cümlede ‘iyi’ ‘hoş’ anlamına gelerek soyut anlamda kullanılmıştır. Aynı kelime ikinci cümlede ‘bebek’ anlamında kullanılarak somutlaştırılmıştır.
57
Aşağıdaki cümlelerden hangisinde somutluma yoktur?
A) Yalnızlığın girdabına insan bir kez kapıla görsün, bir daha çıkamaz içinden. B) Bahçedeki binlerce çiçeğin birdenbire ve rengârenk açmasıdır sevmek. C) Eksikliğini çok hissediyorum, ayrıldığımızda bir kolumda onunla gitti. D) Yalnızca yaşamak için mi beklenir güzel günler , beklemek de güzel. E) Yavru Vatan yarınki cumhurbaşkanlığı seçimine hazırlanıyor. CEVAP: D
58
19. SOYUTLAMA: Anlam genişlemesi yoluyla somut olan bir kelimenin soyut anlama gelecek şekilde kullanılmasıdır. ÖRNEK: Ters bir hareket yapınca bileğim incindi. O, bileğine çok güvenen birisiydi. “Bilek” kelimesi birinci cümlede ‘elle kolun birleştiği kısım’ anlamına gelerek somut anlamda kullanılmıştır. Ancak ikinci cümlede ‘güç, kuvvet’ anlamında kullanılarak soyut anlamda kullanılmıştır.
59
B) Ağacı budamaktan, kökünü kesmeyi anlıyor galiba bahçıvanınız.
Aşağıdakilerden hangisinde somut anlamlı bir sözcük soyut bir anlamı karşılamıştır? A) Müşterisinin özenle seçtiği domatesleri tarttıktan sonra konuşmaya başladı. B) Ağacı budamaktan, kökünü kesmeyi anlıyor galiba bahçıvanınız. C) Yepyeni bir bina nasıl oldu da bir depremde en önce göçüverdi? D) Artık bu televizyon onarılamaz, sen en iyisi yeni bir televizyon almaya bak. E) Eşyalarını da yanına alıp gidince o, içimde genişçe bir boşluk oluştu. CEVAP: E
Benzer bir sunumlar
© 2024 SlidePlayer.biz.tr Inc.
All rights reserved.