Sunuyu indir
Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz
YayınlayanAciker Ors Değiştirilmiş 9 yıl önce
1
AVRUPA DA ARAZİ TOPLULAŞTIRMA ÇALIŞMALARI VE TÜRKİYE İLE OLAN UYGULAMA FARKLILIKLARI
Seyad ÖZTOK
2
ARAZİ TOPLULAŞTIRMASI NEDİR?
Genel Tanımı; Arazi Toplulaştırması; tarımsal üretimin arttırılması amacıyla, küçük parseller halinde birden fazla parçaya bölünmüş, değişik yerlere dağılmış veya elverişsiz biçimde şekillenmiş arazilerin; modern tarım işletmeciliği esaslarına göre ve sulama hizmetlerinin getirilmesine en uygun bir şekilde birleştirilmesi, şekillendirilmesi ve düzenlenmesi işlemine denir.
3
ARAZİ TOPLULAŞTIRMASı
Arazi Toplulaştırması dar ve geniş anlamda olmak üzere iki şekilde tanımlanmaktadır. Dar anlamda arazi toplulaştırması" parçalanmış mülklerin hiçbir alt yapı çalışmasına yer verilmeden birleştirilmesi "dir. Geniş anlamda toplulaştırma ise " parçalanmış mülklerin birleştirilmesi yanında, sulama, drenaj, ulaşım, toprak-su koruma önlemleri ve kırsal yerleşimin gerektirdiği çeşitli hizmetleri de kapsamaktadır.
4
Kırsal gelişim Arazi Toplulaştırması iyeliği yeniden düzenleme yoluyla kırsal alanda; yaşam yerleşim, beslenme, ekonomi, çevre, dinlenme işlevlerini korumaya, güçlendirmeye ve iyileştirmeye dönük tüm önlemleri planlamaya, uygulamaya hazırlamaya ve bunları gerçekleştirmeye yönelmiştir. Bir anlamda toplumsal yapı değiştikçe arazi toplulaştırması da toplumun beklentilerine göre kapsamını genişleterek kırsal alanı geliştirme aracı olmuştur. Bu nedenle artık “ kırsal gelişim ” olarak adlandırılmaktadır.
5
AVRUPA BİRLİĞİNDE TARIM POLİTİKASI
Ortak Bir Tarım Politikasını Doğuran Nedenler Avrupa ülkeleri II Dünya Savaşı sonrasında iktisadi, siyasi, sosyal ve kültürel çok hızlı bir yapılanma sürecine girmiştir. Bu yapılanma sürecinde savaş yıllarının yarattığı sorunlara karşı daha etkin önlemlerin alınması için çalışılmıştır. Gerek savaş dönemi gerekse savaşın hemen ardından ortaya çıkan en önemli sorunlardan birisi gıda arzı güvenliğinin sağlanması olmuştur. Stratejik sektör olarak kabul edilen tarım sektörü, günümüze kadar gelen süreçte destekleme politikalarından yüksek derecede faydalanmıştır.
6
Gelişmeler 1948 yılından itibaren, Marshall Planı adı altında yapılan dış desteğin, sermaye birikimi (makine, bina, canlı hayvan) eksikliğini gidermede önemli bir faktör olduğunu belirtmektedir. Kendi kendine yeterlilik amacında olan temel desteklerden birisi üreticilere sağlanan uluslar arası düzeyin üstündeki fiyat garantisidir. Bu durum çiftçilerin nakit akımını geliştirmiş, yatırım yapacak konuma gelmelerini sağlamış ve dolayısıyla da üretim kapasitelerinde artışlar meydana gelmeye başlamıştır.
7
Gelişmeler Tarım sektörü, Avrupa Ekonomik Topluluğunun kuruluşundan itibaren (1957), ekonomi ve ticaret politikasında merkezi bir rol oynamıştır. Birinci olarak, tarımsal faaliyetler genelde Avrupa sosyal ve kültürel hayatının en önemli parametrelerinden biri olarak sayılmaktadır. İkinci olarak, tarım sektörü tarihsel olarak Avrupa ulusları ve devletleri arasındaki gerilimlerin önemli bir kaynağı olmuştur.
8
Gelişmeler Üçüncü olarak, Avrupalı çiftçilerin, Avrupa demokratik sisteminin parlamenter rejiminde önemli bir politik ağırlığı olmuştur ve halen devam etmektedir. En önemli neden olarak belirtilen dördüncü neden ise, savaş sonrası yıllarda ve II.Dünya Savaşının trajik tecrübesinden sonra, çoğu Avrupa devleti için stratejik seçim gıda güvenliğine hızla ulaşılması ve garanti altına alınması olmuştur
9
Bu hedefe de zaman içinde ulaşıldığı söylenebilir.
Sanayileşmiş olan üye ülkeler, mevcut gıda açığını kapatmak amacıyla, bir yandan, tarıma girip teknolojik kullanımı yaygınlaştırıp verimi artırırken, öte yandan da pazarlama imkanı ve şartlarını geliştirmeye ağırlık vermişlerdir
10
Avrupa Ekonomik Topluluğu’nun oluşturulması fikrinde tarımın yer alması açık bir gereksinimdi.
Bunun en önemli nedenleri; tarımın başlıca istihdam alanı olması; önemli derecede sektördeki gelirlerin arttırılması ihtiyacı; tarımda devlet müdahalesinin büyüklüğü, ve özellikle geleneksel yöntemlerle ulaşılması zor olan ortak bir pazar amacı meydana getirmiştir.
11
Avrupa Birliğinde Tarım Politikasının Ortaya Çıkışı
Günümüzde 27 üyeden oluşan Avrupa Birliğinin kurumsal temelleri, 6 ülkenin ilk önce Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğu ve daha sonra Avrupa Ekonomik Topluluğu’nu kurmasıyla atılmıştır. 1950’li yıllarında Topluluk üyelerinin tarım politikaları günümüzdeki OTP(Ortak Tarım Politikası)’dan oldukça farklı amaçları bulunmaktaydı. Kurucu 6 üye ülkenin OTP öncesi tarım politikaları gösterilmektedir. 6 ülke farklı tarımsal amaçlar ve bu amaçlara ulaşmak için farklı rejimlere sahip olmakla beraber, genelde ülkelerin ortak amacının tarımsal üretimi arttırmak olduğu söylenebilir.
12
OTP Öncesi Üye Ülkelerdeki Tarım Politikasının Durumu
13
Belçika Tarımsal işgücünün göçmesiyle öncelikli olarak tarımsal arazilerin gelirlerinin güvenliğinin sağlanması (Yüksek) Fiyat politikası ve ithalat kontrolleri ve ihracat destekleri ile birlikte piyasa düzenlemeleri aracılığıyla (yüksek) fiyat politikası
14
Fransa Tarımsal arazilerin gelirlerini ve ödemeler dengesinin sağlanması için üretimin arttırılması (Yüksek) İthalat kontrolleri ve ihracat desteklemeleri ile birlikte piyasa organizasyonu vasıtasıyla fiyat politikası
15
Almanya Tarımsal arazilerin gelirlerinin korunması ve tüketiciler için adil gıda fiyatlarının sağlanması için daha yüksek etkinlikle beraber tarımsal üretimin arttırılması. Kırsal altyapıyı geliştirmek.(Yüksek) Yapısal Politika ile birleştirilmiş fiyat politikası
16
İtalya Tarımsal üretimi arttırmak, verimliği yükseltmek ve tarımsal arazilerin gelirlerini korumak için arazi reformunu desteklemek Yurtiçi ve uluslararası ticaretin her ikisinde devletin yer alması. Tüm tarımsal arazileri fakat özellikle güney bölgeler için kredi faaliyetlerini içeren geniş çaplı yapısal politikalar
17
Lüksemburg Tarımsal arazilerin gelirlerinin korunması için verimliliği ve üretimi arttırmak (Yüksek) İthalat kontrolleri ile piyasa organizasyonu boyunca fiyat politikası (Belirli fiyat düzeylerini aşamazdı)
18
Hollanda Ulusal refaha en geniş biçimde katkı sağlamak için tarıma imkan veren şartların sağlanması Fiyat politikası, ithalat kontrolleri ve ihracat desteklemeleri. Geniş ölçüde yapısal politikalar.
19
Ortak tarım anlayışı Avrupa’da savaş yıllarında gıda güvenliği konusunda yaşanan sıkıntılara karşın, farklı tarımsal yapı ve politikalar, ülkeleri tarım alanında ortak hareket etmeye zorlamıştır. 1950’li yılların başlangıcından itibaren, Avrupa Konseyi Danışma Meclisi’nin öncülüğünde tarımda ortak bir piyasanın oluşturulması yönünde çalışmalar başlatılmıştır.
20
Ortak tarım anlayışı Avrupa Ekonomik Topluluğu’nun hukuken ve fiilen uluslar arası bir kuruluş niteliği 1 Ocak 1958 yılında yürürlüğe giren Roma Anlaşmasıyla başlamıştır. Roma Antlaşması, Avrupa Birliği’nin dayandığı temel değerleri üstü kapalı ve açık bir şekilde ortaya koyan temel doküman niteliğindedir. Antlaşma zaman içinde değişikliklere uğramasına rağmen, bu değerler değişime uğramamıştır Roma Antlaşması ayrıca, AB’nin tümünde geçerli olacak tarım politikasının ve ortak piyasa düzenlerinin yasal temelini oluşturmaktadır
21
Roma Antlaşması 248 maddeden oluşmaktadır.
Bu Antlaşmasının 38. maddesinden 46. maddesine kadar olan bölümü tarım ile ilgili konuları kapsamaktadır. Ortak tarım politikasının amaçları da 39. maddede belirtilmektedir.
22
Roma Antlaşmasının 39. maddesinde OTP’ın amaçları şöyle belirtilmektedir:
a. Teknik ilerlemelerin teşviki, tarımsal üretimin makul gelişiminin sağlanması ve üretim faktörlerinin, özellikle de işgücünün optimal kullanımı ile tarımsal verimliliğin arttırılması, b. Tarımda çalışanların kişi başına gelirlerinin artırılması ile tarımsal nüfusu uygun bir yaşam düzeyine getirmek, c. Piyasaların istikrarlı duruma getirilmesi, d. Tarımsal arzın temininin güvence altına alınması, e. Tarımsal arzın tüketicilere uygun fiyatlarla ulaşmasının sağlanması
23
OTP’ın temelleri Roma Antlaşmasıyla atılmasına rağmen uygulanmaya başlanması ilerleyen yıllarda olmuştur. Roma Antlaşmasının imzalanışında, Antlaşmaya imza koyan altı ülkenin tarım politikaları birbirinden farklı ve çelişkiler içermekteydi; çünkü çok yönlü ekonomilere ve Kuzey Denizi’nden Akdeniz’e uzanan çok değişik tarımsal yapılara uymak zorundaydı. Bazı ülkeler arzın ve talebin serbest mekanizmasını savunuyorlar, başka ülkelerse daha korumacı sistemler geliştiriyorlardı
24
Dolayısıyla bu farklı bölgeler arasında ortak bir tarım politikasının oluşturulması uzun süren görüşmeler sonucu uygulamaya geçebilmiştir. Avrupa Ekonomik Topluluğu Ortak Tarım Politikasının uygulanması Ocak 1962 yılında başlamıştır. Bu farklı politikaların uyuşmasının hemen hemen imkansızlığı ortaya çıktığından, yeni politikalar bulmak gerekti. Aslında Roma antlaşması yalnızca hedefleri ve uyulacak yöntemleri tanımlıyordu. Bu durumda, üye ülkelerin tümüne ortak yeni bir tarım politikası bulmak gerekiyordu.
25
Bunlardan sonra çeşitli gelişmeler olmuş ve en son 2003 OTP Reformu denilen bir düzenlemeyle yeniden düzenlenmiştir.
26
OTP Reformunun amaçları şu şekilde sıralamışlardır
Üretim kararlarının devlet müdahalesi ve desteklemeleri yerine piyasa sinyallerine yön verilmesiyle, AB tarım sektörünün rekabet edebilirliliğinin teşvik edilmesi, İhracat desteklemelerinin azaltılması ve yeni bir tarımsal işletme destekleme yöntemi kullanılarak transferlerin etkinliğini arttırmak, İlerideki reformları mevcut bütçe sınırları içinde finanse edilmesi Tüketici tercihlerine yönelik ürünler üretilmesi, kaliteli tarım ürünlerinin sağlanması, daha çevre dostu ve hayvan sağlığına duyarlı ürün işlenmesi konularında üreticilere rehberlik yapılması
27
2003 OTP Reformu ile, üreticilerin pazar isteklerine göre üretim kararlarını vermeleri yönünde yeni bazı düzenlemeler getirilirken, tüketici ve vergi mükellefleri de gözetilmektedir. Buna göre, gelecekte desteklerin çok büyük bir kısmı üretimden bağımsız olacaktır. Ancak üretimden vazgeçmeleri önlemek için, üye ülkeler sübvansiyonlar ile üretim miktarları arasında sınırlı bir ilişkinin olduğu ve bu sınırların önceden kesin ve net bir şekilde ortaya konulduğu programlar dahilinde tercih yapabileceklerdir.
28
Ortak Tarım Politikasının İlkeleri
OTP üç temel ilke üzerine inşa edilmiştir. Bunlar Tek pazar ilkesi, Topluluk tercihi ilkesi Mali dayanışma ilkesidir. Tüm avrupa ülkeleri bu ilkelere göre hareket etmektedir.
29
TÜRKİYEDE ARAZİ TOPLULAŞTIRMASI
YAŞANABİLİR BİR KIRSAL OLUŞTURMAK
30
Kırsal Kalkınma Planlarında arazi toplulaştırması etkin ve etkili bir arazi yönetim aracı olarak sadece arazi parçalanması sorunlarına çözüm getirmemekte aynı zamanda kırsal kalkınma içinde bir araç olmaktadır. Türkiye tarım sektörünün diğer devletlerle rekabet edebilir bir duruma gelebilmesi, kırsal alanda yapılan yatırımlardan beklenen faydanın sağlanması ve tarımsal yeniliklerin parsellerin içerisine kadar götürülebilmesi için her şeyden önce tarımsal bünye bozukluğunun düzeltilmesi gerekmektedir. Öte yandan tarımsal kalkınma için Avrupa Topluluğu ülkelerinde ve ülkemizde önemli tarım politikası, tarımsal yapının entegre olarak iyileştirilmesidir. Bunlar arasında " arazi toplulaştırması “önemli bir yer almaktadır.
31
Türkiye de arazi düzenlemesi ihtiyacı
Kırsal alanların nüfus yoğunluğunun korunması, çiftlik içi ve dışı gelir getirici alternatif tedbirlerin oluşturulması ve bu kesimin hayat standartlarının yükseltilmesi ile olur. Hayat standartlarının yükseltilmesi ise planlaması iyi yapılmış alt yapı çalışmalarının hayata geçirilmesi ve temel sağlık ve eğitim ihtiyaçlarının karşılanması ile mümkündür. Türkiye’deki kırsal yaşam alanları genellikle ekonomik ve sosyal açıdan az gelişmiş, alt yapı yetersizliği nedeniyle yatırım cazibesi olmayan bir yapı gösterir.
32
Alt yapı sorununun çözümü, kırsal alanların tarımsal üretim ve diğer ticaret alanları hacmini ve dolayısıyla istihdam ve iş imkanlarını artıracak en önemli faktördür. Su ve enerji araçlarının temin edilmesi, kanalizasyon şebekelerinin oluşturulması ve modernizasyonu, iletişim ve ulaşım ağının geliştirilmesi sosyal ve ekonomik kalkınmanın vazgeçilmez unsurlarıdır. Kırsal alanlarının altyapı önceliklerinin yanı sıra, temel ihtiyaçların başında gelen diğer önemli unsur da, eğitim ve sağlık hizmetlerinin bu bölgelere ulaştırılmasıdır
33
Türkiye Kırsal Kalkınma
Türkiye'de kırsal yerleşimlerin kalkındırılması ve kırsal nüfusun yaşam koşullarının iyileştirilmesine yönelik çalışmalar, Cumhuriyetin kuruluş yıllarına kadar gitmektedir. Modernleşme ve çağdaşlaşma hareketleri tarımda ve kırsal kesimde kalkınma çabalarında da etkisini göstermiştir. Nüfusun çok önemli bir bölümünün köylerde yaşadığı ve ekonominin ağırlıklı olarak tarıma dayandığı bu ortamda, tarımsal ve kırsal kalkınmanın ulusal kalkınmadaki rolü, kalkınma ve çağdaşlaşma çabalarında tarıma ve kırsal nüfusa özel bir önem verilmesini zorunlu kılmıştır.
34
AB’ne Uyum Sürecinin Etkisiyle Ortaya Çıkan Gelişmeler
Türkiye-AB ilişkileri, Avrupa Ekonomik Topluluğu ile Türkiye arasında ortaklık kuran ve 12 Eylül 1963 tarihinde imzalanan Ankara Anlaşması ile başlamıştır. Ankara anlaşmasının yürürlüğe girdiği 1 Aralık 1964 tarihinden, Türkiye’nin Avrupa Topluluğuna üyelik için başvurduğu 14 Nisan 1987 tarihine kadar önemli bir gelişme yaşanmamıştır. Üyelik başvurusu ile başlayan ilişkiler 1 Ocak 1996 tarihinden itibaren gümrük birliğinin başlamasıyla yoğunluk kazanmış, Aralık 1999’da yapılan Helsinki Zirvesinde Türkiye aday ülke ilân edilmiştir.
35
Türkiye’nin aday ülke ilân edilmesiyle başlayan üyelik müzakerelerinde “mevzuat uyumu” konusu öncelikli konular arasında kabul edilmiştir. Mevzuat uyumu kapsamında, diğer alanlarda olduğu gibi özellikle tarım konusunda da önemli yenlikler ve gelişmeler kaydedilmiştir. Bu nedenle AB’ne uyum sürecinin etkisinde tarım hukuku alanında gerçekleştirilen hukuki çalışmalara hız kazanmıştır.
36
ARAZİ DÜZENLEMESİNİN AMAÇLARI
Çiftçiliği koruyup yaşatarak , köyleri yerleşim alanı olarak geliştirerek , sağlıklı bir çevreyi güçlendirerek , kırsal alanda üretim ve çalışma koşullarını iyileştirerek beslenmeyi güvence altına alarak , genel tarımsal kültürü geliştirmek , kırsal gelişimi başlatmak , sürdürmek ve güçlendirmek ve başka uzmanlık alanlarının özellikle çevre , yerleşim , küçük sanayi , su ekonomisi , kültür varlıklarını koruma , turizm vb. hedeflerine ulaşmasına da destek olmaktadır.
37
Fazla parçalanmış arazilerin modern işletmecilik esaslarına göre birleştirilmesi
Gerekli arazi ve toprak ıslahının yapılması Tarımsal işletmelerin ıslahı ve yeniden düzenlenmesi , işletmelerin rasyonel bir şekilde çalışmalarının temini için gerekli tedbirlerin alınması Tarla içi yol şebekesinin , yüzey tahliye sisteminin ve sulama tesislerinin inşası Dağlık yerlerde teraslama ve ağaçlandırma gibi toprak muhafaza tedbirlerinin alınması
38
Arazinin yeniden tanzim ve dağıtımı , mümkün olan hallerde işletmelerin genişletilmesi
Yerleşim yerlerinin yeniden düzenlenmesi , dağınık arazilerin birleştirilmesi. Gibi bir çok amaç sayılabilir.
39
TÜRKiYE’DE UYGULANAN TARIM POLiTiKALARI
Türkiye’de 2006 ‘ya kadar, diğer ülkelerde veya AB’de olduğu gibi yasa gücünde belirlenmiş tarım politikası çerçevesi uygulanamamıştır. 2006 yılında kabul edilen Tarım Kanunu ile Türkiye ilk defa tarım politikalarının ne olduğunu belirten ve çerçevesini çizen bir kanuna kavuşmuştur. Ancak ilgili uygulama yönetmelikleri çıkmadığı için henüz bu kanunun tam olarak uygulanabildiğini söylemek mümkün değildir. Bu nedenle mevcut durum içerisinde Türkiye’de yerleşik bir tarım politikası bulunmamaktadır. Türkiye’de tarım politikalarının resmi ağızdan dile getirildiği en önemli belge beş yıllık kalkınma plânları ve programlardır
40
Yıllar içerisinde farklı kurum ve kuruluslarla yöneltilmis olan Türk tarım politikasını üç döneme ayrılır. Her üç dönemde de bu politikalar tarım kanunu ile desteklenmediginden daha çok o dönemdeki ihtiyaçları karsılamak amacıyla gerçeklestirilmis uygulamalar olarak görülmektedir.
41
Bu dönemler 1980 Yılına Kadar Uygulanan Tarım Politikaları
1980 – 2000 Yılları Arasında Uygulanan Tarım Politikaları 2000 Yılı ve Sonrasında Uygulanan Politikalar
42
Sonuç Avrupa ülkelerinde, toprakların parçalanmasını önleyici çok çeşitli sistemler geliştirilmiştir. Bunların çoğunluğu, parçalanmaya yol açan hakların önlenmesi ya da sınırlandırılması esasına dayanır. Türkiye'de mülkiyet miras ve ticaret kanunlarının, toprakların parçalanarak alınıp satılması için sınır tanımaması, toprağın buhranlı günler için sigorta olarak düşünülmesi sebebiyle küçük parçaların elde tutulması, kiracılık ve ortakçılık sistemlerinin yaygın oluşu, aktif bir arsa politikasının mevcut olmayışı ve tarım nüfusunun bir kısmının sanayiye kaydırılamaması gibi sebeplerle tarım arazilerinin parçalanması devam etmektedir.
43
Böylece, işletmeye uygun olmayan küçük parçalı, dağınık, şekilsiz ve ulaşım imkanı olmayan yolsuz parseller gün geçtikçe artmaktadır. Bunun engellenmesi için de arazi düzenlemesinin hızlandırılması gerekmektedir.
Benzer bir sunumlar
© 2024 SlidePlayer.biz.tr Inc.
All rights reserved.