Sunuyu indir
Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz
YayınlayanHidayet Yildirim Değiştirilmiş 9 yıl önce
1
ÇAĞDAŞ EĞİTİM AKIMLARI “Çocuktan Hareket” Akımı – II (“vom Kinde aus”, “Child initiated”)
Öğrenciler; Seda Öztürk, Gülin Bardak, Nedim Yılmaz, Uğur Erkılıç, Seyfettin Turgut, Tuğba Çelik, Asuman Gökbulut ,Hatice Ergül , Emre Akar, Canan Büyükakın İlknur Yağcı, Uğur Avcı, Gizem Çetin, Mehmet Fırat, İlyas Düzgün, Ahmet Yamaç, Selçuk Kolsuz ve İbrahim Bayrakçı’ın katkılarıyla Ders sorumlusu: Prof. Dr. Mustafa ERGÜN
2
( ) arasında tek öğretmenli bir ilkokulda öğretmenlik yaptı arasında Maria Montessori ile çalıştı, arasında Montessori’nin Amerika temsilciliğini yaptı arasında Dalton’da bir lisede öğretmenlik yaptı. Burada kendi sistemini uyguladı. 1922’de Dalton Planı kitabını yazdı. “Dalton Planı” adını ilk defa uygulandığı şehirden alır. 1912 yılında öne sürdüğü “Laboratory Planı” ile, Montessori ilkelerine dayalı bir denemeyi Berkshire’deki arızalı çocuklar için bir okulda uyguladı. H.Parkhurst, “Daltonlaştırılmış” okulunu, New York’ta kurdu ve bu okulu “Children’s University” olarak adlandırdı.
3
H.Parkhurst da M.Montessori gibi öğretimde bireysel çalışmayı esas hareket noktası olarak almaktadır. Dalton-Planı’nın temelinde yatan ana ilke, sınıf biriminin (“yıllık sınıflar sisteminin”) kaldırılarak, öğrencilerin bireysel çalışmalar yoluyla kendi ilgi ve yeteneklerine uygun düşen bir tarzda desteklenmesidir. Bu metoda “Laboratuvar Planı” adı da verilmiştir. Bu modelde her bir ders için özel “Laboratuvarlar” kurulmuştur. Yer yönünden gerekli olanaklara sahip olmayan okullarda ise, bunların yerine geçmek üzere “ders köşeleri” kurulmuştur
4
Laboratuvarlarda, öğrencilere yalnızca yardım ve rehberlik edici tarzda işlev gösteren bir “ders öğretmeni” bulunmaktadır. Okulda ayrıca din, beden eğitimi, müzik gibi belirli konular için de birer “sınıf öğretmeni” yer almaktadır. Geleneksel ders planı terkedilmekte ve bir yılda yapılacak çalışma, on çalışma ayına karşılık gelmek üzere on parçaya, yani on sözleşmeye (kontrat) ve bunlar da kendi içerisinde haftalık çalışma planlarına bölünmektedir. Öğrenci öğretmenden her ders alanından belirli bir ödev konusunu, bununla ilgili önergeleriyle birlikte almakta ve bu dersi hazırlamayı, imza vererek üstlenmektedir. Üzerinde çalışma yapılacak ödevler, güçlük derecelerine göre yüksek, orta ve düşük seviyeli çalışma planları halinde kademelendirilmiştir.
5
Öğrenciler, ders odalarında tamamen serbest olarak hareket etmekte, ihtiyaç duyduğu çalışma araç ve gereçlerini serbestçe alabilmekte ve güçlüklerle karşılaştığı anlarda, öğretmenlerden yardım isteyebilmektedir. Hazırlanan çalışmaların denetimi de, büyük ölçüde olmak üzere öğrencinin elindedir. Öğrenci, bir aylık sürede ortaya koyduğu çalışmayı, “öğrenciyi gözleme grafiği” denilen ve haftalara ve günlere taksim edilmiş çizelgelere kaydetmek zorundadır. Sona erdirilmiş olan çalışma, ayrıca “öğretmen laboratuvar çizelgeleri”ne alınmakta; bu şekilde de ders öğretmenleri her zaman kendi öğrencilerinin iş başarısı durumlarını izleyebilmektedir. Dalton-Planı’nda ev ödevleri de kaldırılmıştır.
6
Ödevlerin yapılması ve başarı sorumluluğu, öğretmenin değil, öğrencinin omuzlarına yüklenmiştir. Bu durumda, çocuğun serbestçe gelişmesi yönünden büyük bir fırsat tanınmakla birlikte, eğitim yönünden büyük bir tehlikenin de mevcut olduğu açık bir gerçektir.
7
Carleton W. WASHBURN (1889-1968)
İlkokul öğretmeni yılları arasında San Fransisko’da öğretmen okulunda öğretmenlik ve yılları arasında da Winnetka (Illionis)’da eğitim danışmanlığı yaptı. yılları arasında İtalya’da Amerikan askeri rejiminin eğitim uzmanlığı görevinde bulundu. 1949’dan itibaren Brooklyn College (New York)’da, öğretmen okulunda öğrentmenlik ve müdürlük yaptı.
8
C. W. Washburn, geliştirdiği öğretim planını Chicago’daki Winnetka’da uyguladığı için, buna Winnetka Planı adı verilmiştir. Eğitim Danışmanlığı yapan Washburn, bu denemelerini, dört okulda uygulamıştır. Bunlardan üç tanesi ilkokul, dördüncüsü ise iki sınıflı bir ortaokul idi. Winnetka Planı, katı sınıflar sistemine bağlı olan okul anlayışına karşı gelerek, öğretimin, öğrencinin ferdi yapısına göre esnekleştirilmesini istemektedir.
9
Winnetka Planı’nın hareket noktasını, öğrencinin ferdiyetinin, öğretimin organizasyonunda göz önüne alınması teşkil etmektedir. H. Parkhurst, bu meseleyi, öğrencinin serbest çalışması ile çözmek istemişti. Washburn, Dalton Planı’nın bu görüşünü devralmakta fakat öğretimin ancak yarısını böyle bir ferdi çalışmaya ayırmaktadır. Ayrıca buna ek olarak Washburn, öğretimin diğer yarısını başka bir öğretim şekline, yani cemaat hayatı zihniyeti verecek olan öğretim şekline ayırmaktadır. Geliştirilen bu yeni sisteme göre okulda her bir çocuk, ortak bir “grup çalışması”na katılmalı ve bu çalışma, mümkün olduğu ölçüde “yaratıcı” nitelikte olmalıdır
10
Winnetka Planı’nda geleneksel anlamdaki “yaş sınıfları” mevcut değildir. İyi ve faal bir öğrenci, öğrenim basamaklarında, pasif ve zayıf bir öğrenciye nazaran çok daha hızla yükselebilmektedir. Öğrenci, üzerine aldığı vazifeleri, çözme hızına uygun düşen şekilde kademeler atlamaktadır. C. W. Washburn, ders planını içten farklılaştırarak esnek bir yapıya dönüştürmüş bulunmaktadır. Bunu uyguladığı okulların ders planları, şu iki ana kısımdan meydana gelmiştir: * Zorunlu genel bilgi ve maharetlerin öğretilmesi * Grup ve yaratıcı çalışmaların yaptırılması Birinci gruptaki çalışmalarda her çocuk, kendi temposuna uygun düşen bir hızla ilerleyebilmektedir (common essentials, individual work). Öğrenciler, gerekli açıklamalarıyla birlikte ödevler almakta ve bunların çözümü işinde bağımsız olarak çalışmaktadırlar. İhtiyaç duydukları an, öğretmeni yardıma çağırmaktadırlar. İkinci kısımdaki “grup çalışması”nda ise (group and creative activities), bireysel esastaki ilerlemeye yer yoktur. Bütün öğrenciler, aynı süre içerisinde birlikte çalışmak zorundadırlar. Her öğrenci, ortak çalışmanın kendisine uygun bulduğu bir parçasını seçerek işlemektedir..
11
Winnetka-Planı’nda –Dalton Planında olduğu gibi- sadece bireysel çalışmalar değil, “sosyal eğitim” unsurları da kuvvetli bir ton kazanmaktadır.
12
Peter Petersen ( ) yılları arasında Leipzig ve Hamburg’daki çeşitli okullarda öğretmenlik yaptı. 1920’de Hamburg Üniversitesi’nde doçent oldu, 1924 yılında Jena Üniversitesi Eğitim Bilimi Kürsüsü profesörlüğüne atandı. Burada üniversiteye bağlı öğretmen okulu ile W.Rein tarafından kurulan “Deneme Okulu”nun yöneticiliğini de üzerine aldı. Bu uygulama okulundan çıkardığı neticelerden, 1927 de Jena-Planı doğdu.
13
P.Petersen , geliştirdiği ‘Hayat cemaati okulu’ ile çağdaş reform pedagojisi akımlarının bir sentezini yapmıştır. Onun esas gerçekleştirmeye çalıştığı şey, eski okulu değiştirip yerine bir “gençlik okulu” kurmaktır; onun hareket noktasını ise şu soru teşkil eder: “Eğitim cemaati nasıl bir biçimde olmalıdır ki, burada her insan, bireyselliğini, bir kişilik olarak yetkinleştirebilmiş olsun?” Petersen ‘e göre eğitim toplumun temel bir işlevidir. Bu nedenledir ki toplum fikrinin okul içerisinde esas ilke haline yükseltilmesi gerekir.
14
Bu temel görüşten hareket ederek geliştirdiği “Jena –Planı” nda yeni bir okul sistemi ile ortaya çıkar. Bu sistemde Petersen, içten farklılaşmamış katı yıllık sınıflar sistemine karşı çıkar ve der ki: “Bizim sorunumuzun oluştuğu ortam, geleneksel sınıfların kökünden kaldırıldığı yerdir.”
15
Petersen’ın ön planda yer alan temel önermesi, eğitimin devlet, din ve dünya görüşlerinden bağımsız olmasıdır. Devletin, eğitimin bir taşıyıcısı olmasını reddeder. Petersen’e göre eğitim, aynı şekilde kilise tarafından da temsil edilmemelidir. Petersen’ in okulunun dayandığı ikinci temel ilkeyi “eğitimin genelliği” teşkil eder. Ona göre okul, bir “genel okul” olmalı ve bu şekliyle her iki cinsten, her tabakadan, her kökten, her dinden ve her yetenekten çocukları bir araya getirmelidir. Üçüncü temel ilke, okulun bir “hayat cemaatı okulu” olması gerektiğidir. P.Petersen, eski okulu aşmak ve bir “insan okulu” yaratmak istemektedir. Okul, tabi cemaat hayatı ve sıcak bir beşeri atmosferle karakterize edilmelidir.
16
Jena-Planı’nın esas eğilimi, katı sınıflar sistemini kaldırmaktır
Jena-Planı’nın esas eğilimi, katı sınıflar sistemini kaldırmaktır. Petersen,bunu kabul edilmiş ders şemaları, ortak ilerleme ve kur atlama yoluyla gerçekleştirmektedir. Onun bu konudaki arzusu, “sınıfların yerine grupların geçirilmesi” şeklinde özetlenebilir. P.Petersen, katı sınıflar birimini, doğurduğu çeşitli sonuçlar ile birlikte, kendi zamanının okul sisteminin başlıca sefalet kaynağı olarak görür ve der ki: “Bugünkü okul sistemi, her şekliyle ve özellikle yıllık sınıflar sistemi ve üst okullara öğrenci seçme sistemiyle, tamamen iflas etmiştir.”
17
P. Petersen, çocukları şu dört ana grupta toplar:
Alt gruplar: öğrenim yıllarındaki çocukları kapsar. Orta gruplar: öğrenim yıllarındaki çocukları kapsar. Üst gruplar: öğrenim yıllarındaki çocukları kapsar. Gençlik grupları: öğrenim yıllarındaki çocukları kapsar.
18
P. Petersen, karne sistemi yerine “objektif” ya da “sübjektif raporlar” dediği belgeleri tavsiye etmektedir. Bunlardan birincisi, öğretmenin her öğrenci üzerindeki gözlem ve yargılarını, ikincisi ise grup yöneticisinin görüşlerini kapsamaktadır. Bu sistemde öğrenci sayısının az olması sebebiyle, öğretmenin öğrencileriyle tek tek ilgilenmesi kolaylaştırılmıştır. Her grup kendisine ait çalışma odasına sahiptir. Öğrencilerin mükemmel bir şekilde hareket serbestliğini sağlayacak masalar ve hareket edebilen sandalyelerle donatılmıştır.
19
P. Petersen yeni gruplar öğretimi sisteminin üstünlüğünü şöyle özetlemektedir:
Grup çalışmasındaki farklılıklar, aynı zamanda bir eğitim farklılığıdır. Bu üçer yıllık-kademeler, birbirlerine karşı çırak, kalfa ve usta rolünü oynarlar. Yüksek yetenekliler grubu, üç defa yeni baştan düzenlenir ve böylece kendini üstün görmeler ve yanlış değerlendirmeler önlenmiş olur. Gruplardaki gerçek “şefleri”, okul cemaati içerisinde üçlü bir seçimden geçirilmiş olduklarından dolayı, kendi niteliklerini doğru bir şekilde ortaya koyma imkanı bulmuş olurlar. Her yıl, her grubun üçte biri bir üst gruba yükseltilir, grubun üçte ikisi eski grupları oluştururlar. Bu üçte birlik yeni unsur yeni gruba yeni motifler verir. Alt gruplar daima, yeni başlayan öğrenciyi kapsar;bu ise, okul hayatına daha kolaylıkla uyum göstermeyi sağlar. Öğretmen, bir eğitici ve öğrencilere bir rehber olur. Okulda ”sosyal bütünlük” daha kolay sağlanmış olur.
20
Gruplar içerisindeki insan ilişkileri, şu beş vasıta ile desteklenip geliştirilmektedir:
İfade özgürlüğü, Her çocuğun eşit haklara sahip olması, "Her olay veya durumun" grup tarafından ele alınıp görüşülmesi, Dikkat çekmelerin daha çok belirli semboller ve işaretler yoluyla yapılması, Okulun ortak törenleri
21
Jean- Planı’ndaki esas çalışma şekilleri şunlardır:
GRUP ÇALIŞMASI Bir gruba mensup çocuklar, serbest olarak teşkil edilmiş gruplar halinde farklı konular üzerinde çalışırlar. KURSLAR P. Petersen kursları zorunlu, temel bilgileri kazandırmak amacıyla uygulanmıştır. SERBEST ÇALIŞMALAR Bu tarz çalışmalarda çocuklar, kendiliğinden ve bağımsız olarak temel bilgileri kazanırlar. DERSLER Bu derslerde çocuklar, belirli bir konuda çalışırlar. TOPLU ÖĞRETİM Bir grubun bütün çocukları, aynı konu üzerinde çalışırlar.
Benzer bir sunumlar
© 2024 SlidePlayer.biz.tr Inc.
All rights reserved.