Sunuyu indir
1
I.ÜNİTE: TÜRKLERDE DEVLET TEŞKİLATI
2
İSLAMİYETTEN ÖNCE TÜRKLER
DEVLET YÖNETİMİ Uygurlar dışında bütün Türk Devletleri göçebe devlet şeklinde yaşamışlardır. Aileler obaları, obalar boyları, boylar ise budunları meydana getirirdi. Hakanın yetkileri "Kurultay" denilen danışma meclisi ile sınırlandırılmıştı. Devlet, hanedanın ortak malı kabul edilirdi. UYARI : Bu durum Türk devletlerinde taht mücadelelerine sebep olmuştur. İslamiyet öncesinde kurulan Türk devletlerinde yazılı hukuk kurallarına rastlanmaz. Genelde, sosyal hayatı düzenleyen sözlü hukuk kuralları yani töreler baskındır. Devlet yapısında töreyi uygulayan adalet teşkilatının başı hükümdardır. Töre hükümleri ile çok ağır cezalar verildiği görülmüştür.Mete Han tarafından kurulan ordu, Türk Kara Kuvvetleri'nin temeli olarak kabul edilmiş ve Çin, Moğol, İran, Bizans ve Roma'yı da etkilemiştir.
3
İLK TÜRK İSLAM DEVLETLERİNDE DEVLET YÖNETİMİ
4
Selçukluları meydana getiren Oğuzlar, Orta Asya'dan Maveraünnehir ve Horasan'a gelince bütünüyle İslamiyeti kabul ettiler. Müslüman olmalarıyla eski bozkır kültürünün İslam’a aykırı olmayan müesseselerini sentezleştirdiler. Böylece Türk-İslam kültürü ortaya çıktı.
5
1-Türk-İslam Devletlerinde Devlet Anlayışı
Orta Asya’da kurulan ilk Türk-İslam devleti Karahanlılardı. Zamanla devlet yönetiminde İslam devletlerinden etkilenen Karahanlılar, Türk- İslam devlet yapısının oluşumunda bir köprü vazifesi gördü. Selçuklular zamanında olgunluk safhasına ulaştı.
6
Türk Devlet geleneğinin esasını teşkil ettiği Selçuklu devlet teşkilatı; Karahanlı, Sâmânlı, Gazneli ve Abbasî devletleri teşkilatlarından geniş ölçüde faydalanmış ve bunları kendi bünyesinde mükemmel bir surette uygulamıştır.
7
İlk Türk devletlerindeki “ülkenin töreye uygun ve adaletli olarak yönetilmesi”, “Devlet halk içindir” anlayışı Türk-İslam devletlerinde de devam etti. İlk Türk devletlerindeki Türk cihan hakimiyeti ülküsü ise “cihat” anlayışıyla birleşerek İslamiyet’in dünyaya hakim olması şekline dönüştü.
8
Büyük Selçuklu Devleti’ne kadar İslam dinini kabul eden devletlerin hükümdarları halifenin yüksek otoritesini tanımaktaydı ‘de Abbasi Halifesi temsil ettiği siyasi otoriteyi bir törenle Selçuklu Sultanı Tuğrul Bey’e devretti. Böylece ilk defa resmen dini ve siyasi otorite birbirinden ayrıldı.
9
2-Merkez Teşkilatı İlk Türk-İslam Devletlerinde merkezi yönetim hükümdar, saray ve hükümetten oluşmaktadır.
11
a-Hükümdar: İlk Türk devletlerindeki “kut” inancı Türkler İslamiyeti kabul ettikten sonra İslami bir anlam kazanarak “Allah’ın takdiri veya nasibi” olarak yorumlanmıştır.İlk Müslüman Türk devletlerinden olan Karahanlılarda, ülkenin doğusunu idare eden büyük hakana Arslan Han adı verilirdi. Onun hakimiyeti altında batı bölgelerini, Buğra ünvanını taşıyan diğer bir han idare etmekteydi.
12
Hükümdarlığı halife tarafından tasdik edilen Gazne hükümdarı Mahmud, sultan ünvanını ilk defa kullanan hükümdar olarak bilinir. Daha sonra bu ünvan, bütün Müslüman devlet başkanları tarafından kullanılmıştır Töre ve müesseselerin tanıdığı haklarla devletin tek hakimidir.
13
Sultan ünvanlı hükümdarlara genellikle Sultanülâzam denilirdi
Sultan ünvanlı hükümdarlara genellikle Sultanülâzam denilirdi. Türklerdeki Hâkan veya Kağan, batıdaki imparator kelimesinin karşılığıdır. Sultan, Türkçe adının yanında İslamî ad da taşırdı. Halife tarafından künye ve lakap da verilirdi. Sultan merkezde oturur, ülke toprakları hanedan mensuplarınca idare edilirdi.
14
Müslüman Türk devletlerinde, kendilerine bir bölgenin idaresi verilen hanedan üyeleri, melik diye anılırdı. Bunlar yarı müstakil bir şekilde hareket ederlerdi. Bulundukları bölgede, asıl devlet merkezindekine benzer bir dîvan kuruluşuna da sahiptiler.
15
Hükümdarın vefatı veya şiddetli bir dış istilâ gibi hâdiseler sonucu, merkezde iktidar boşluğu olunca, devlet bütünlüğü bozulmaya yüz tutar, iktidara sahip olmak için şehzadeler birbiriyle mücadeleye girişirdi. Bu durum, Selçuklu Devletinin daha uzun ömürlü olmasını önlemiştir.
16
Ancak Osmanlılar, bunu göz önüne alarak hakimiyetin bölün-memesini prensibini gerçekleş-tirip, devleti altı asırdan fazla ayakta tutabilmişlerdir. Aynı husus Göktürkler'de, İlteriş Kağan ile kardeşi Kapagan Kağan'ın çocukları arasında da görülmüştür.
17
ÖĞRET ONA Zaman alacak biliyorum, fakat eğer öğretebilirsen ona,kazanılan bir liranın, bulunan beş liradan daha değerli olduğunu öğret.
18
Kaybetmeyi öğrenmesini öğret ona ve hem de kazanmaktan neşe duymayı.
Kıskançlıktan uzaklara yönelt onu. Eğer yapabilirsen, Sessiz kahkahaların gizemini öğret ona.
19
Bırak erken öğrensin, zorbaların görünüşte galip olduklarını
Bırak erken öğrensin, zorbaların görünüşte galip olduklarını... Eğer yapabilirsen, ona kitapların mucizelerini öğret.
20
Fakat ona sessiz zamanlar da tanı.
Gökyüzündeki kuşların, güneşin altındaki arıların, ve yemyeşil yamaçtaki çiçeklerin ebedi gizemini düşünebileceği.
21
Okulda hata yapmanın, hile yapmaktan çok daha onurlu olduğunu öğret ona.
Ona kendi fikirlerine inanmasını öğret. Herkes ona yanlış olduğunu söylediğin de dahi.
22
Tüm insanları dinlemesini öğret ona,
Fakat tüm söylediklerini gerçeğin eleğinden geçirmesini ve sadece iyi olanları almasını da öğret.
23
Eğer yapabilirsen, üzüldüğün de bile nasıl gülümseyeceğini öğret ona
Eğer yapabilirsen, üzüldüğün de bile nasıl gülümseyeceğini öğret ona. Gözyaşlarında hiçbir utanç olmadığını öğret.
24
Ona kuvvetini ve beynini en yüksek fiyatı verene satmasını, Fakat hiçbir zaman kalbi ve ruhuna fiyat etiketi koymamasını öğret.
25
Uğultulu bir insan kalabalığına kulaklarını tıkamasını öğret ona
Uğultulu bir insan kalabalığına kulaklarını tıkamasını öğret ona Ve eğer kendisinin haklı olduğuna inanıyorsa, dimdik dikilip savaşmasını öğret.
26
Büyük Selçuklu Devleti zama-nında, Türk medeniyeti çok yüksek bir seviyeye ulaşmıştır. Selçuklu sultanları, devleti adaletle idare etmeye büyük önem verirler ve devletin devamını bunda görürlerdi.
27
Sultanlar, haftanın belirli günlerinde, devlet ileri gelenleri kabul ederlerdi. Halkın şikâyetlerini dinler, devlete karşı işlenen suçlara bakan yüksek mahkemeye başkanlık yaparlardı.
28
Karahanlı Devleti, daha ilk kuruluş yıllarında, tarihî Türk devlet idaresi geleneğine uygun olarak iki büyük idarî kısma bölündü. Bunlardan doğuda kalan kısmın başında hakan bulunur ve her türlü idarî yetkiyi elinde bulundururdu.
29
Batı kısmını ise hakanın hükümran-lığı altında, aynı aileden bir han, ona bağlı olarak idare ederdi.
30
Hükümdarların yanında "Yuğruş" denilen bakanlar kurulu bulunurdu
Hükümdarların yanında "Yuğruş" denilen bakanlar kurulu bulunurdu. Yüksek devlet memuriyetlerinde, başkumandana "subaşı", maliye bakanına "ağıcı", saray hâcibine "tayangu" veya "bitikçi" denirdi.
Benzer bir sunumlar
© 2024 SlidePlayer.biz.tr Inc.
All rights reserved.