Sunuyu indir
Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz
1
FLÖRT NEDİR? Hazırlayan Hüsnü Çeşmeci Ağustos 2010
2
ETKİLENECEĞİMİZ HER DAVRANIŞ, BİZİ İLGİLENDİRİR…
TOPLUMUN BAZI KESİMLERİNDE NİÇİN BU KONU SEÇİLDİ? DİYENLERİN SAYISI ARTMAYA BAŞLADI. Bu anlayışın irdelenmesinde fayda vardır. Çünkü; toplumdaki her ( + / - ) değişim bir şekilde her ferdi (veya çocuklarını) etkiler. ETKİLENECEĞİMİZ HER DAVRANIŞ, BİZİ İLGİLENDİRİR…
3
DURULAN YER ÖNEMLİDİR 1. Konumda 2. Konumda 3. Konumda
Konumuza sık karşılaştığım bir olayı ele alarak başlayalım ● Erkek öğrenci oturmuş, kız öğrenci de kucağında… Kız kollarını oğlanın boynuna dolamış, vs. vs.… ● Her ikisi de ortaokul bilemedin lise öğrencisi, bazılarının okul formaları bile üstünde… ● Sorarsanız “flört ediyoruz” derler. Flört, bir "ahlâksızlık mı?"; yoksa, bir "ihtiyaç mı?" NEREDEN BAKARAK CEVAP ARAYACAĞIZ? CEVAP, NEREDEN BAKILDIĞINA GÖRE DEĞİŞİR 1. Konumda 2. Konumda 3. Konumda Bir kişi bir eve farklı yönlerden baksa ve gördüklerini anlatsa… BÖYLE GÖRÜR “Karşımda bir ev ve sol tarafında bir ağaç var; kapısı yok, penceresi yok, bacası var ve karşımda” der. BÖYLE GÖRÜR “Karşımda bir ev ve sağ tarafında bir ağaç var; kapısı yok, penceresi var, bacası yok” der. BÖYLE GÖRÜR “Karşımda bir ev ve arka tarafında bir ağaç var; kapısı var, penceresi yok, bacası var solda” der.
4
ÇEVRE FAKTÖRÜ Bir insanın fikirleri; kabullendiği dinin kurallarına
İNSAN İÇİNE GİRDİĞİ SUYLA ISLANIR Bir insanın fikirleri; kabullendiği dinin kurallarına veya beğendiği bir ideolojinin önerilerine veya yaşadığı çevrenin “YAŞAM TARZI”na göre oluşur. Sel suyuna girene, çamur bulaşır. Deniz suyuna girene, tuz bulaşır. Yüzme havuzuna girene, ilaçlı su bulaşır. Kaplıca suyuna girene, kükürt bulaşır. ● İnsan, etkilenmeye açık olarak yaratılmıştır. ● İnsan mantığı, çevresinden (bilhassa çocukluk döneminde) aldığı bilgilere ve gördüğü davranışlara göre çalışır. “Çevre / şartlar” aynı kaldıkça, mantık “yeni fikirler / kabuller” üretmez; bilakis körelir. ● Kişinin başka fikirlere kapalı kalması, onu “fikri sabit” yapar. Böyle bir kişi, fikirlerinin tek doğru olduğunu kabullendiğinden, daima ön yargılıdır. Değişmesi çok özel şartların (şok etkilerin) oluşmasına bağlıdır. Bu sebeple; Flört yapanların veya flörtü kabullenenlerin yanında büyüyen birinin FLÖRT YAPMASI gayet doğaldır. DİĞERLERİNİNKİ ÖZENTİDİR
5
TÜRKİYE’DE …… “TANIMA BİRLİKTELİĞİ” ve “FLÖRT”
ÖNCE TANIMLARDAN BAŞLAYALIM SÖZLÜKTE … Karşı cinsten biriyle duygusal ilişki kurmak, çıkmak. MECAZDA ….. Tam olarak bağlanmadan karşı cinse yaklaşma. UYGULAMADA.. Ucuz erkeklerin ucuz kızları tavlamak için uyguladığı operasyonun “kod” adı. TÜRKİYE’DE …… “TANIMA BİRLİKTELİĞİ” ve “FLÖRT” FRANSIZCA BİR SÖZCÜK OLAN FLÖRT (ÇIKMA) NEDİR? Tanıma Birlikteliği: “Sizi beğeniyor ve evlenmek istiyorum. Birbirimizi tanımak için kalabalık ortamlarda (haram olan ten teması yapmadan) sadece yüz yüze görüşelim” demektir. Flört (Bazı bekar erkekler için): “Birlikte olalım, ilişkimizden (cinsellik dahil) ikimiz de memnun kalırsak sürdürelim, ilerde evlilikte söz konusu olabilir” demektir. Flört (Bazı bekar kızlar için): “Herkes flört yapıyor. Bu zamanda koca bulmanın başka yolu da yok. Evlenme teklifinde belki de ciddidir, denemeden bilinmez” demektir.
6
HANGİ ZEMİNDE KARAR VERİLMELİ?
FLÖRT YAPABİLİR MİYİM? SEÇ Nefis ……. Yasakları boş ver, istediğini yapmalısın. HANGİSİNE UYMALIYIM? Şeytan Neyin eksik, bu fırsatı kaçırma. Kanun İstediğinizi yapın, tek şikayet gelmesin. Muhafazakar... Terbiyesizlik yapmış olursun. Genel Örf … Bizde böyle şeyler yok, dışlanırsın. İslâm ….... Günahtır, yapmamalısın. HANGİ ZEMİNDE KARAR VERİLMELİ?
7
CİNSELLİĞİ TATMİN BİR İHTİYAÇTIR, MEŞRU YOLU FLÖRT DEĞİLDİR.
İNSANIN TEMEL İHTİYAÇLARI Manevi besinini alamayan insan hayvanlaşır… İnsan, inanmaya muhtaçtır; dine inanmazsa, dinsizliğe inanır… Fizyolojik besinini alamayan insan ölür… İnsan için; yemek, su, hava hayati değer taşır… Ekonomik tatmin olmayan insan köleleşir… İnsan, ihtiyaçlarını karşılayabilmek için çalışmaya muhtaçtır… FLÖRT BİR İHTİYAÇ MIDIR? Seksolojik tatmin olmayan insan sapıklaşır… İnsan, karşı cinse muhtaçtır… ● İnsan organizmasına; “üremesi” ve “imtihanı” için cinsellik yerleştirilmiştir. Bu cinsellik; (ortamına bağlı olarak) kişiyi (az veya çok) BASKI ALTINDA tutar. ● İnsan; yemek, içmek gibi (doğal) ihtiyacı olan cinselliğini “tatmin etmelidir”. Aksi durum; (gizli – açık) “cinsel sapmayı” doğurur. CİNSELLİĞİ TATMİN BİR İHTİYAÇTIR, MEŞRU YOLU FLÖRT DEĞİLDİR.
8
DEMİŞTİK CİNSELLİK CİNSELLİĞİN BASKISI, AKLIN ÖNÜNE GEÇERSE
İNSAN, "CİNSELLİĞİNİN BASKISI" ALTINDA YAŞAR DEMİŞTİK CİNSELLİĞİN BASKISI, AKLIN ÖNÜNE GEÇERSE İnsan, cinselliğinin dürtüsünü “serbest bırakır”. Erkek: Flört, metres, fahişe vb. yollarla… Kadın: Flört, jigolo, koca yokken kaçamağı, çapkın arkadaş vb. yollarla “cinsel isteğini” giderir. Not: Cinsel dürtüleri (ruh hastalığı haline gelip) tamamen kontrol dışında kalanlar; tatmin için karşı cins yerine (hayvanla ilişki, alet kullanmak, porno seyretmek, homoluk, lezbiyenlik gibi) başka yollar arar. Bu sapkınlıklar, bir hastalığın sonucu olup, tedavi gerektirir. AKIL, CİNSELLİĞİN BASKISININ ÖNÜNE GEÇERSE İnsan, cinselliğin dürtüsünü “kontrol altına” alır. “Her ne şekilde olursa olsun” tatmin AMAÇ olmaktan çıkar. Yuva kurmak, anne / baba olmak, çocuk yetiştirmek, meşru tatmin vb. AMAÇ haline gelir. Tatmin için seçilen yol, insan psikoloji üzerinde (olumlu / olumsuz) etki bırakır. Bu etki, zamanla insanın davranışlarını kalıcı hale getirir.
9
FLÖRT, TARAFLAR ARASINDA GERÇEK MANADA BİR TANIŞIKLIK SAĞLAMAZ.
FLÖRT YAPANLAR BİRLİKTELİĞİN SEBEBİNİ; “KARŞISINDAKİNİ DAHA İYİ TANIMAK” OLARAK AÇIKLAR ● İnsanı tanımak ve anlamak, flört gibi işin içine cinselliğin girdiği durumlarda, çok daha zorlaşır. ● Flört dönemi, tarafların gerçek yüzlerini gizleyerek karşısındakinin hoşlanacağını sandığı bir kişilik sergilediği dönemlerdir. Bir diğer ifade ile “maske taktıkları”, en fazla “yalan söyledikleri” dönemdir. FLÖRT, TARAFLAR ARASINDA GERÇEK MANADA BİR TANIŞIKLIK SAĞLAMAZ. FLÖRT ve İKİYÜZLÜLÜK Hedefte karşı cinsle gezmek, tozmak hatta daha ilerisine gitmek varsa, hedefe ulaşmak için her şey denenir; farklı görünmek ve yalan meşrulaşır. Kişi; kendi kusurlarını gizlemeye çalışırken, karşısındakinin kusurlarını da göremez; gördüklerini de (çeşitli sebeplerle) görmemezlikten gelir. Flört yaparak evlenenlerde zamanla bu maskeler düşer ve gerçek kişilikler sergilenir. Gerçek kişiliklerden doğan dayanılmaz tavır ve davranışlar ise tarafları boşanmaya kadar götürür.
10
NAMUSLU BİR KIZ İÇİN BUNDAN BÜYÜK FELÂKET OLAMAZ.
Flört olayında kız “nasılsa evleneceğiz” üzerine mantık kurar. Bu mantık, “erkeğin zorlamasına direncini azaltır” ve erkeğin bir süre sonra “tenhada buluşma teklifini kabullenmeye” kadar götürür. Artık bir sürü yanlışın kapısı aralanmıştır. ● Flört sürecinin sonuna gelen erkekler için “tavlama (kandırma) işlemi” tamam olmuş olur. ● Artık ahlâksız teklif (ilişkiye davet) yapılabilir. ● Sonrası mı?... Bazısı evlilikle bitse de çoğunluğu ayrılıktır. Erkek biraz “hovarda”, kız ise aldatılıp ortada bırakılmış “mal” olur. FLÖRT ve İSTİSMAR NAMUSLU BİR KIZ İÇİN BUNDAN BÜYÜK FELÂKET OLAMAZ. BIRAKTIM OROSPUYU VİCDANINI RAHATLATMAK İÇİN, HOVARDA MANTIĞI BÖYLE ÇALIŞIR. Maalesef toplumumuz, “evleneceğiz” vaadiyle kandırılıp terk edilmiş sayısız genç kızla dolu…
11
Dinin, hayatın (özel hayat dahil) bütün alanlarından dışlanması.
AV FLÖRTÜN MUCİDİ BATI TOPLUMLARI Batıda tarihi süreç içinde oluşan ekonomik ve sosyal şartlar, (kadın erkek ayırımı yapmadan) insanı çalışmak zorunda bıraktı... Bugün batıda kadın “dişi değil” üretim makinesinin bir parçasıdır. FLÖRT MİKROBU BİZE NEREDEN BULAŞTI? Hayatının büyük bölümünü iş yerinde erkeklerle birlikte geçiren kadın, ister istemez yeni samimiyetler kurar. Bu aşamadan sonra cinselliğin öne çıkmaması için hiçbir engel kalmaz. Önce niyet, sonra bakışlar, daha sonra da davranışlar değişir… SEKÜLERİZM Dinin, hayatın (özel hayat dahil) bütün alanlarından dışlanması. Çoğunluğu ateist olan batı toplumunda kişiyi bağlayan hiçbir dini inanış yoktur. Onun hayatı “seküler”dir… O, tüm hayatını (yemek, içmek, giyinmek, barınmak gibi) bedeninin ihtiyaçları üzerine inşa eder ve en iyisini elde etmek için de ölesiye çalışır. “Cinselllik” ise onu “avlanmaya” zorlar. İş yeri avlanmak için ona pek çok fırsatlar sağlar. Çünkü avlanmayı bekleyenlerin bir kısmı oradadır… Batı toplumunda kadın ve erkeğin her ikisin de beklentileri aynı olduğundan; kimin av - kimin avcı olduğu, çoğu zaman birbirine karışır.
12
BATI TOPLUMU Batı toplumunda kendini Hristiyan kabul edenlerin durumu, ateistlerden çok farklı değildir. Çünkü; “bugünkü Hristiyanlık anlayışı”nın vahiyle gelen “Allah’ın dini Hristiyanlık”la hiçbir ilgisi yoktur… Kurallarını insanların koyduğu (semavi din değil, dünyevi bir din haline gelen) Hristiyanlık adlı inanç, evliliği kutsasa da, nikahsız birlikteliği önleyememektedir. BUGÜNKÜ HRİSTİYANLIK ANLAYIŞI MENSUPLARINI KORUYAMIYOR İnsan. içinde bulunduğu topluluğun ürünüdür. (Mustafa İslamoğlu) Batı toplumlarında evlenenlerin (kadın erkek fark etmiyor) bekârlardan pek farkı yok. Çünkü; evlilik anlayışlarında “bir yastıkta kocamak” anlayışı yerine “evliyiz; ancak, cinsel özgürlüğümüz devam ediyor” anlayışı hakim. Batıda “eşlerin birbirlerini aldatma oranının yüksekliği” bu görüşün delilidir. BATIDAKİ AİLE YAPISI EŞLERİ KORUYAMIYOR Batıda ateistlerin çoğalması, Hristiyanlığın yetersiz kalması zaman içinde flörtün yaygınlaşmasına sebep oldu. Evet, batı toplumlarında “cinsel ahlâk” ve “aile” çökmüştür… Bu kokuşmuşluğun içinde büyüyen sıradan insanların flörtü doğal karşılaması ve yapması son derece normaldir. SEBEP - SONUÇ İLİŞKİSİ Batı toplumları içinde (azınlıkta olsalar da) “insan fıtratına (yaradılışına) uygun” davrananların olması gayet normaldir. Bugün batının “akıllı adamları” ahlâk dışı davranışların toplumda yaptığı ağır hasarları görmekte ve kendilerince çözüm yolları aramaktalar. Batıda İslâm dinini seçip Müslüman olanların sayısının hızla artması, belki de bu sebepledir. Bizde ise bazıları; "batının içinde boğulduğu pislikleri" sahiplenmeyi meziyet sanıyor.
13
BOĞULMAK SEKÜLARİZM FEMİNİZM ÇIPLAKLIK ATEİZM FLÖRT LAİSİZM
14
BİR YORUM Batı toplumlarında gittikçe çözülen sosyal doku;
insanı yalnızlaştırmakta, yalnızlaşan insan da varlığını "cinselliğe" indirgemektedir. Cinsellikte özgürlük isteyenler, evlilik dışı cinsel ilişkiyi peşinen kabul etmiş sayılır. Böyleleri flörtü, eşi olmayanlarla gireceği "cinsel ilişkinin kamuflajı" olarak kullanır. BİR YORUM Ve maalesef batının sefil hayatı “kültür emperyalizmi” olarak dünyayı sarmaktadır. Batı cinselliği sokağa döker de bizim coğrafyamızda bundan etkilenenler olmaz mı? Elbette olacaktı ve oldu da... Vahyin ve örfün çizdiği "ahlâk sınırını" geçenler için başka hiçbir sınır yoktur...
15
ÇOK GERİLERE GİTMEYE GEREK YOK Her sakallıyı deden sanma
BUGÜN İÇİNDE BULUNDUĞUMUZ PROBLEMLER; Bazılarının “batılılaşma, modernleşme” Bazılarının “İslâm düşmanlığı” Bazılarının “seküler hayat tarzı” ADINA YILLARDIR YAPIP ETTİKLERİNİN BİR SONUCUDUR… ÇOK GERİLERE GİTMEYE GEREK YOK BİZDE DURUM NE? Cumhuriyetle birlikte mevcudun atılıp, yerine yenisinin konulamamasının oluşturduğu büyük boşluk; bu boşluktan yararlananların milli ve manevi değerleri dışlaması; ahlâksızlığın her fırsatta günlük hayata sokulması; kadının çıplaklaştırılması ve gözlerin buna alıştırılması… 1 Her sakallıyı deden sanma EN ÖNEMLİSİ BUNLARIN YILLARDIR DEVAM ETTİRİLMESİ VE BEYİNLERE KAZINMASI…
16
2 S O N U Ç T A AİLELER, ÇOCUKLARI ÜZERİNDEKİ YOĞUN BASKILARI
(ahlâk dışı telkinleri) ÖNLEYECEK ÇÖZÜMLER ÜRETEMEYİNCE, BİZZAT ÇOCUKLARI TARAFINDAN SAHA DIŞINA İTİLDİLER. Son yıllarda şahısların ve/veya grupların “alternatif medya” oluşturmaları; zararı azaltmak açısından çok önemlidir ve desteklenmelidir. Sahada tek başına kalan medya; öncelikle, büyük şehir ve sahil yerleşim birimlerinde; daha sonra da tüm Anadolu'da (tek kale oynayarak) etkili olmayı başardı. BİZDE DURUM NE? 2 S O N U Ç T A Medya, KENDİ KÜLTÜRÜNÜ ve KENDİ SINIFINI bir diğer ifade ile AHLÂKSIZLIK AHLÂKINI ve DÜNYACI’ları oluşturdu…
17
GRAFİK ANLATIM "AHLÂKSIZ YAŞAM TARZI" NASIL OLUŞUR?
Çünkü; insan; nefsinin ve şeytanın esiri olduğunun farkında değildir. (İçinde bulunduğu çevre itibariyle kendisini uyaranda yoktur) Mantığı ona yaptıklarının doğru olduğunu söyler. Bu sebeple hatalarını “hata” olarak algılamaz. Yüce Allah, vahiy yoluyla insana seslenerek; “sınırlarını Kur’ân’ın çizdiği alan içinde kalınmasını” (ahlâklı olunmasını) istemektedir. İnsan; içerden nefsinin, dışardan şeytanın telkini ile zaman zaman bu sınırı ihlal eder. Yasaklanmış bölgenin “ahlâksız yaşam tarzı”, insanın “tüm davranışlarını” yavaş yavaş işgal eder. Günahlarla lekelenmiş hayat YARADILIŞA UYGUN DAVRANIŞLAR BÖLGESİ Doğru ve güzelden geriye sadece “kırıntılar” kalır. İhlallerin sayısı zamanla artar ve alışkanlık haline dönüşür. Sınır direnci zayıflar, dış baskıya açık hale gelir. YASAKLANMIŞ DAVRANIŞLAR BÖLGESİ
18
bu yeni ahlâkın (AHLÂKSIZLIĞIN) mantık yürütür ve sahibini yönetir.
Yaşam tarzını “YASAKLARI ÇİĞNEMEK” (günah işlemek) üzerine kuran biri için öyle bir an gelir ki, yapıp ettiği tüm yanlışlıklar onun doğal hali; yani, "YENİ AHLÂKI" olur. Bu kişinin mantığı, özdeşleştiği kitle içinde olup bitenleri normal karşılar. Çünkü kişinin mantığı, bu çevrenin ahlâkının ürettiği verilere göre çalışır ve davranışları ona normal gelir… Davranışları başkalarınca yadırganırsa, kabahati kendisinde aramaz. Böyle bir mantık; sorunun ta kendisidir… Ahlâksızlığı ahlâk haline getiren “dünyacı”lar, başkaları için “kötü örnek” olduklarını kabul etmezler… Sorunda buradadır. "Ahlâksızlık ahlâkı"nın mensuplarının yaşantıları gizli kalsa “özel hayatları” bize ne diyebiliriz. Bu süreçte beyin, bu yeni ahlâkın (AHLÂKSIZLIĞIN) ilkeleri üzerinden mantık yürütür ve sahibini yönetir. KÖTÜLÜK VİRÜS GİBİDİR, YAYILIR. BU SINIFIN KRİTERLERİ “Para için her şey yapılır, parayla her şey alınır” mantığıyla kaynağına aldırmadan zengin olmanın peşine düştüler… “Helâlden, haramdan geleni, harama harcadılar.” PARA “Erkek adam içer” dediler, eşleri ve çocukları da alkol içer oldu. Yetmedi, sonraki adım uyuşturucuya geçtiler… ALKOL Başkalarının başörtülerine bile tahammül edemeyecek kadar “çıplaklığa iman” ettiler; çıplaklığı putlaştırdılar… ÇIPLAKLIK Önce babalar sadakatsizliğe başladı. Onu gören çocuklar flört adı altında birileriyle oynaşırken, bazı eşlerde “sen yaparsın da ben yapamam mı” psikolojisine girdi… SEKS
19
ÇOĞALDIĞI BİR TOPLUM HALİNE GELDİK
TESPİT YAPMAK BUGÜN Sokaklarda, parklarda vb. yerlerde birbirine sarılan / öpüşen çok sayıda gencin görülmesi, evli olmadıkları halde aynı evi paylaşan üniversiteli gençlerin sayısının hızla artması; kısacası, flörtün / zinanın hızla yayılması ve toplum tarafından hoş görülmesi, beyinlerin “ahlâksızlığı kabullenme”sinin bir sonucudur. “Şu kadar kişiyle flört ettim” diyenlerin… “Gezdik, tozduk ve beraber olduk; sonra ayrıldık” diyen pişkinlerin… “Kızıma asılan yoksa, onun bir eksikliği var demektir” diyenlerin… ÇOĞALDIĞI BİR TOPLUM HALİNE GELDİK DÜNYACILARIN ZARARLARI SADECE KENDİLERİNE DEĞİL Bu sınıfa mensup kişilerin; medyayı, sokağı ve toplantı yerlerini kullanarak kendilerini (yaşam biçimlerini) teşhir ettiklerini ve bundan zevk aldıklarını sayısız örnekleriyle görüyoruz. Bu kesimin “yaldızlanmış yaşam tarzı” kişiliği oturmamış olanların “hevesini” kabartabilmekte ve onlar gibi olmanın özlemini doğurmaktadır. Oysa bu kişiler, isteseler de onlar gibi olamazlar. Olsa olsa ikinci, üçüncü sınıf taklitçi olurlar. Bu da onları daha da yozlaştırır… Bulundukları noktadan daha da aşağılara sürükler… SORUN DA BURADADIR…
20
Fransız kadın şairlerden Madam Lara Mardirous diyor ki:
VİRÜSLER Fransız kadın şairlerden Madam Lara Mardirous diyor ki: BİR ALINTI: Kadınlarınıza söyleyiniz! Sahip oldukları aile hayatının kıymetini bilsinler! .. Yaşadıkları İslâmi hayat ne büyük nimet, ne büyük saadet. Bu yaşayış onları öyle sıkıntılardan korur ki... Ah, şu omzumda hıçkırarak ağlamış kızların adedini bilseler. Kulaklarım, böyle kızların çok feci ve kalpleri yakan şikâyetleri ile dolu. Evet, ışıklar ve çiçeklerle süslü balolar, konserler çok tatlı gibi görünür. Aslında buralar, kadınların sömürüldüğü, erkeklere sunulduğu, şehvetlerin tatmin edildiği yerler... Buralar, bir azap hücresi, bir cehennemdir… Türk erkeklerine sesleniyorum: Kadınlarınıza, kızlarınıza bunları iyice anlatın. Sakın bu yapılanların kadınlara iyilik olarak yapıldığını zannetmesinler. Bunların sadece ve sadece kadını istismar için yapıldığını bilsinler, sakın bunlara özenmesinler. AHLÂKSIZLIK VİRÜS GİBİDİR YAYILIR.
21
ANLADIK SEKÜLERSİNİZ…
TOPLUMUN HER KATMANINDA (bilhassa erkeklerde görülen) HEVES; "ZİNA YAPMAK". METRES TUTMALIYIM Karşı cinsle nikahsız cinsel birliktelikte bulunmak (zina yapmak); sadece sosyete dediğimiz çevrelerin hevesi değil, toplumun genelinin hevesi olduğu gerçeğiyle yüz yüzeyiz… Genelevlerin, telekızların, Nataşa’ların, sevgililerin, metreslerin, jigoloların, koca aldatanların varlığı, bu görüşümüzün delilidir… Unutulmasın! TALEP VARSA, ARZ DA VARDIR… “ZİNA YAPMA” HEVESİ HOVARDALIK YAPMALIYIM Hanım! bakkala uğrayacağım, geç gelebilirim. Sizinle tanışmak İstiyordum. Kocacığım!.. Geliyor musun? Geç geleceğini bildiğimden, sıkılmadım. Hanım! Geç kaldım. Bakkal beni lafa tuttu da… Sıkılmadın ya? ÇOK YAKIŞIKLI ANLADIK SEKÜLERSİNİZ…
22
HAYIR… ADAM GİBİ ADAM OLMALI.
HOVARDA MANTIĞI Allah korkusu ve insanlık terbiyesi olmayan biri için karşı cins; duyguları ve değerleri olan bir insan değil, “seks yapmaya yarayan bir araç”tır. Yani; temin edilir, kullanılır ve atılır. Böyle bir mantığa sahip kişide hormonların baskısı, aklı bastırır ve cinsellik gündeminin ilk sırasına oturur. Gözü daima karşı cinstedir; birini bulmalı ve ihtiyacını gidermelidir; tıpkı, (hiçbir sorumluluk taşımayan) hayvan gibi… O, hangi çevrede dolaşacağını, avını nasıl yakalayacağını bilir. Kimi önceden kullanılmış (kaşarlanmış), kimi de kur yapılmasından zevk alır hale gelmişler varken boş kalmaz… O, satılanı satın alır, eşini aldatacak olanı hisseder, ona yanaşır ve onunla çıkar, gözü açılmamış olanıda flört taktikleriyle kaçırmaz… ÇÜNKÜ ONUN HİÇBİR AHLÂKİ DEĞERİ YOKTUR. VAR MI BENİM GİBİSİ? ERKEK ADAM BİRAZ HOVARDA MI OLMALI? “Erkek zina yaparsa hovarda olur, kadın zina yaparsa orospu olur." Erkekler arasında yaygın bir söz vardır: Bu sözün dayandığı mantık; aynı fiili yapan iki ayrı cinsten birini (erkeği) masum gösterme çabasından başka bir şey değildir. Niçin aynı fiili işleyen iki cinsten biri (erkek) masum, diğeri (kadın) suçlu olsun? HER İKİSİ DE DİNEN SUÇLUDUR. Not: Kanunlar belirli bir yaşın üstündeki erkek ve kadının (gönüllü veya bir menfaat karşılığı) nikahsız cinsel birlikteliğini (zinayı) suç kabul etmeyebilir. KANUNLARIN ZİNAYI SUÇ KABUL ETMEMESİ ZİNAYI MEŞRULAŞTIRMAZ. HAYIR… ADAM GİBİ ADAM OLMALI.
23
YORUM KEŞKE BU NOKTAYA DAHA ÖNCE GELEBİLSEYDİ.
Yıllar önceydi; şehirlerarası yolculukta yanımda oturan ile çay molasında sohbet yaparken, konu bir şekilde “evlilik ve aldatma” ya geldi. Onun anlattıklarından aklımda kalanları sizlerle paylaşayım. KONUYLA İLGİLİ BİR ANI Bizim gençlik dönemlerimizde bir erkeğin hovardalık yapması yadırganmaz ve hatta bir başarı olarak algılanırdı. Ben ve arkadaş grubum pek çok kaçamaklar yaptık. Diyebilirim ki içlerinde en hızlısı da bendim. Öyle ki, hovardalık yapabilmek için başka şehirlere bile gittiğim olurdu… Paralı - parasız, şucu - bucu, şuralı - buralı çok kadınla birlikte oldum. Görsem çoğunu tanıyamam... Şimdiki aklımla diyorum ki; onca emek, onca masraf, onca risk boşaymış… Şimdi geçmişte yaptıklarımı daha iyi yorumluyorum. Maalesef çok yanlışlıklar yapmışım… Telafisi de yok… “Ben bir aptalım.” - Benim kaçamaklarımı eşimin bilmemesi, hissetmemesi mümkün değildi; ama, hiçbir gün yüzüme vurmadı. Beni terk etmedi, beni aldatmadı, benim ıslah olmamı sabırla bekledi… Onun kıymetini şimdi daha iyi anlıyorum… “Esas adam oymuş.” - Geldiğim noktayı sana özetleyeyim mi? Dünyanın en güzel, en cilveli nikahsız kadını, seni seven nikahlı hanımının (çirkin bile olsa) eline su dahi dökemez. Çünkü, biri çıkar için, diğeri nikah için yanında… BİR HOVARDANIN ANLATTIKLARI (Dünü - Bugünü) KEŞKE BU NOKTAYA DAHA ÖNCE GELEBİLSEYDİ. YORUM BURAYA KADAR DURUM TESPİTİ YAPTIK ŞİMDİ DE OLMASI GEREKENLERİ KONUŞALIM
24
BAKIŞ YERİ AKILLI İNSAN KONUYA NASIL BAKAR?
“CİNSELLİK” BİR PARÇAMIZ OLDUĞUNA GÖRE; DİĞER PARÇALARIMIZLA ONU “KONTROL ALTINDA” TUTABİLİR MİYİZ? Birilerini ayartmak (kullanmak) sonra onları bırakıp bir başkasının peşine düşmek, nefse hoş gelse de sorumsuz bir davranıştır. İnsan, diğer insanlara karşı sorumluluk taşıdığı oranda insandır. O, bir hayvan gibi davranamaz. İNSAN OLMANIN GEREĞİ BUDUR. İNSANLIK PENCERESİ İnsanı hayvandan ayıran özelliklerden biri de “insanın ahlâki değerleri” olmasıdır. (Her gün iğrenç örneklerini gördüğümüz flörtün, toplumun çoğunluğu tarafından kabul edilmemesi bu sebepledir.) Bir insanın toplum içindeki statüsü, sahip olduğu veya olmadığı ahlâki değerlere göre belirlenir. Bu açıdan “namus” bir insanın en önemli özelliğidir ve onunla oynanamaz. AHLÂKLI OLMANIN GEREĞİ BUDUR. AHLÂK PENCERESİ ● Yüce Allah(cc), biz kullarına “niçin yaratıldığımızı, neleri yapmamız, neleri yapmamamız” gerektiğini vahiy yoluyla bildirmiş ve rehber (yol gösterici) olarak da Hz. Muhammed’i (sav) Peygamber olarak görevlendirmiştir… Kur’ân, insanın dünya hayatında izlemesi gereken yolun bir tür “yol haritası”dır. Bu haritaya uyarak yol almak, insanı doğru hedefe götürecektir. Kur’ân’ı yok sayan bir hayat, insanın yanlış yollarda kaybolması, günahlar içinde boğulmasıdır. ● İnsan; ruhu, nefsi ve bedeni ile bir bütündür. İnsan (ruh), sonunda hesap vereceğine göre, bedenin ve nefsin isteklerini (meşru yoldan) nasıl karşılasın ki, hata en aza insin? Cevap; Kur’ân’ı rehber ve Peygamberi örnek alarak. Aksi tutum, ruha “kısa devre” yaptırır. Yani; ruh, nefsin ve şeytanın emrine girerek bedeni yanlış işlerde kullanır. Böyle biri şeklen insandır; ancak, hayatı bir hayvandan farklı değildir. Çünkü, her ikisi de kuralsız yaşar. Müslüman (İslâm’ı kabullenmekle), sorumluluk taşımayı (davranışlarını kontrol etmeyi) kabullenmiş kişidir. MÜSLÜMAN OLMANIN GEREĞİ BUDUR. İSLÂM PENCERESİ
25
VAHİY’DEN YÜCE ALLAH BİR ŞEYİ YASAKLIYORSA ONDA ELBETTE İNSANLIK İÇİN
FAYDALAR VARDIR. Zina: “Aralarında nikâh bağı olmayan, karşı cinslerin cinsel ilişkide bulunması”. Bir Müslüman; insanın dünya ve ahiret hayatında mutlu olmasını isteyen Yüce Allah'ın "insanda maddi ve manevi hasarlar meydana getiren" ZİNAYI ve ZİNAYA GÖTÜREN YOLLARI yasakladığını bilir. Zinaya Götüren Yollar: “Aralarında nikâh bağı olmayan karşı cinslerin; dokunma, öpüşme, kucaklama, okşama, sevişme vb.” şeklindeki temasları. ÖZDE MÜSLÜMAN Flört, arkadaş, sevgili, nişanlı adı ne olursa olsun nikâhlı olmadığı biriyle cinsi temas yapmadığı gibi “Zinaya yaklaşmayın. Çünkü o, son derece çirkin bir iştir ve çok kötü bir yoldur." (Kur'ân 17/32) öpüşmek, okşamak, tutmak gibi ten teması da yapmaz. VAHYİN YASAKLARINA UYAR.
26
İNSANIN VİRÜSÜ ŞEYTAN İSE , ANTİVİRÜSÜ İMANIDIR.
● Şeytan, cennetten kovulma sebebini Hz. Adem’e (as) bağladığından; (onun soyu) insanlık alemini kendine açıkça düşman ilân etmiştir. ● Şeytan, kendisine yasaklanan cennete Adem’in soyunun da girmemesi; kendisinin ebedi kalacağı cehenneme Adem’in soyunun da dolması için (insanın günah işlemesi gerektiğini bildiğinden) her yolu ve yöntemi kullanarak insana yaklaşmakta; (yasakları cazip hale getirerek) hata yapması için telkinlerde bulunmaktadır. ● Cinsellik, şeytanın yollarından “otoban” olanıdır. Çünkü, şeytan insanı en kolay karşı cinsle kandırır. ● Şeytan, (yapısı gereği) insan vücuduna girebilir; ancak, ona tesir edip edememesi, insanın “iman derecesi”ne bağlıdır. İman sahipleri, Yüce Allah’ın emirlerine uydukları oranda korunurlar. Bir benzetme: Bir virüs, antivirüs programı olan bilgisayara zarar veremez. İNSANIN VİRÜSÜ ŞEYTAN İSE , ANTİVİRÜSÜ İMANIDIR. Şeytanın tuzağına bir örnek: Komşu kızı çok güzel değil mi; sevgilin olsun istemez misin? Bak gidiyor, ona yaklaş, konuş… Görenler ne mi der?.. Boş ver o beceriksizleri. Kızı ikna ettiğin gün yaşadın… El ele gezmek, öpüşmek, onu okşamak hayali bile güzel değil mi?… Haydi utanma! Hem sen olmazsan başkası olacak… Yöneticisi nefis olan bir insanın cinselliğine yönelik bu sesleniş, nefisce olumlu karşılanır ve eyleme geçilir. Bu da şeytanın zaferi demektir. Allah korkusu olan, bu seslenişe “hayır” der. Bu da imanın zaferidir. ŞEYTAN ve CİNSELLİK “Ey insanlar! .... Şeytanın izinden yürümeyin. Çünkü o sizin için apaçık bir düşmandır. O, size ancak kötülüğü, hayasızlığı emreder." (Kur'ân 2/ )
27
VAHİY’DEN “Şüphesiz Allah, kendisine karşı gelmekten sakınanlar
ve iyilik yapanlarla beraberdir.” (Kur'ân 16/128) “Müslüman, Müslümanın kardeşidir. Ona ihanet etmez, yalan söylemez, onu sıkıntıda bırakmaz. Her Müslümanın diğerine namusu, malı ve kanı haramdır." (Hadis)
28
İSLÂM; ZİNAYI YASAKLARKEN, EVLİLİĞİ TEŞVİK EDER
● Evlilik (meşru birliktelik); yuva kurarak dayanışma içine girmek, cinselliğin meşru yoldan tatmini ve çocuk sahibi olmak gibi dünyevi yönleri yanında; haramlardan korunarak cenneti ummak gibi ahirete yönelik bir niyet üzerine yapılırsa; insanı zinadan korur. ● İslâm, eş adaylarının birbirine yakın özellikte ve güzel ahlâk sahibi olmasını ararken, zinanın da önünü kesmeyi hedefler. ● Hedefinde; güzel kız, yakışıklı erkek, zengin aile gibi sebepler bulunan (yani, et ve para üzerine yapılan) evlilikler, sadece evcilik oyunudur ve insanı zinadan koruyamaz . ● Son zamanda bir moda başladı. Taraflar “hele bir evlenelim, sürerse ne âla; olmazsa, boşanırız” mantığı üzerine evlilik yapıyor… Evlilik oyuncak değildir… ZİNANIN İLACI: EVLİLİK... İnsanlar analarından iyi doğarlar, "aktif iyi" olamazlarsa, önce “kötü”, sonra "aktif kötü" olurlar. İşte o zaman bir tek o kaybetmez, bütün insanlık kaybeder (Mustafa İslamoğlu) ● İnsan dünyaya geldiğinde beyaz bir sayfa gibidir. Beyni, çocukluk döneminde çevresinden aldıkları ile programlanır. (Küçükken öğrenilenler taş üstüne yazmak gibidir, kalıcıdır.) İnsanın aklı doğru olarak beslenmezse; bilgice cahil kalır. Ruhu doğru olarak beslenmezse (değerleri olmayacağından) “içgüdüleriyle hareket eden bir hayvan”a dönüşür. ● Toplumun geneline baktığımızda çok şeyin yanlış gittiğini görürüz. Bu yanlışın temeline inildiğinde, insanın ailede eğitilmediği gerçeğiyle karşılaşılır. Bu sebeple davranışları hoşumuza gitmeyen birine “aile terbiyesi almamış” deriz. Deriz de, aile terbiyesinin ne olduğunu çoğu zaman bilmeyiz. ● Aile var, aile var. Hepsinin ahlâki değerleri birbirinden farklı. Birinin ak dediğine diğeri kara diyor; kim haklı? (Bilgi için: Konular içinden “Eğitim” konusuna bakılabilir.) ZİNANIN PANZEHİRİ: EĞİTİM...
29
BİR OLAY Geçtiğimiz yıl ülke gündeminde aylarca kalan bir konu vardı.
Neydi o? “On yedi yaşlarında olduğu söylenen ve yaklaşık 200 gün saklanıp sonra teslim olan bir cinayet zanlısı." Aile eğitiminin önemini bu olayla örnekleyelim Olayı hatırlayalım: Bir genç kız cesedi çöpte bulunmuş ve (kimliği belli) katil zanlısı aranıyordu… Aranan genç teslim olunca, medya günlerce yayın yaptı… ● Yapılan yayınların hemen hemen hepsinde; “Nerede saklandı? Arkasında kim vardı? Nasıl teslim oldu? Niçin 200 gün yakalanamadı?” gibi “olayın polisiye tarafı” ve kızla oğlanın birlikte samimi resimlerinin gösterildiği “olayın magazin tarafı” ele alındı. Ağzı olan konuştu… ● (Basından alıntı) Katil zanlısı genç, cinayet günü annesini arayıp “kız arkadaşımla geleceğim, evi boşalt” demiş ve anne evi boşaltmış. ● Bu nasıl anne ki; “oğlum boş evde kızla ne yapacaksın ki, yalnız gel konuşalım” demeden; oğlunun (….) işi için evi boşaltıyor... ● Kızın ailesi ise; ekran ekran gezip zanlının peşine düşüyor da, kızının zanlıyla arkadaşlığının nasıl oluştuğu ve sürdüğü (kendi ihmalleri) üzerinde durmuyor? “Bizim hatalarımıza sizler düşmeyin” demiyor. SONUÇLARI SEBEPLER DOĞURUR. SEBEPLER; AİLENİN ÇOCUĞUNA VERDİĞİ Veya VERMEDİĞİ İLE İLGİLİDİR.
30
Aksi halde; kuralların kendisi çatışma sebebi olur.
KURALLARIN KAYNAĞI HAYATIMIZI NE ŞEKİLLENDİRECEK? ● İnsan fiziki yapısıyla pek çok hayvandan daha güçsüz ve doğaya karşı daha donanımsızdır. (Örnek: İnsan fil kadar güçlü ve derisi hayvan derisi kadar soğuğa dayanıklı değildir.) ● İnsan fiziki yapısının eksikliklerini (aklını kullanarak) ürettikleriyle giderebilir. (Örnek: İnsan kamyon yaparak filden daha çok yük taşır, elbise ve ısıtıcı yaparak soğuğa karşı koyabilir.) ● İnsan, doğanın ve hayvanların olumsuzluklarına çözüm üretebilirken insan - insan ilişkilerinde aynı başarıyı gösteremez. Çünkü; ikisinin de aklı vardır ve farklı şekilde çalışabilir. (Örnek; birinin silahı varsa, diğeri de bir başka silah üretebilir.) ● İnsan ilişkilerinin bireylere ve topluma (insanlığa) zarar vermemesi için “kurallara dayandırılması” gerekir. ● Kurallar, insanın mutluluğu için konulacağına göre; kuralların, fıtrata (yaradılışına) uygun olması gerekir. Aksi halde; kuralların kendisi çatışma sebebi olur. İnsanı (onun hayat tarzını) ne şekillendirmeli? Nefis mi?... Felsefi görüşler mi?... Din mi?...
31
SEÇ SEÇENEKSİZ DEĞİLİZ İNSANI NEFSİ Mİ YÖNETMELİ? İNSANI
FELSEFİ GÖRÜŞLER Mİ YÖNETMELİ? İNSANI DİN (vahiy) Mİ YÖNETMELİ? Her nefis, doğrularla beslenmiş bir aklın / kalbin kontrolünde değildir. Bu durumdaki nefsi, hormonlar ve şeytan yönlendirir. Hormonlar tetikler, nefis ister, beyin bedenin uzuvlarını çalıştırır ve hiçbir kural gözetmeksizin ihtiyaç giderilir. Şeytan ise, insanın ebedi düşmanı olduğundan onu yanıltmaya çalışır. Nefis, şeytanın telkinlerini çoğu zaman benimser ve sonuçlarını önemsemeden uygular… Nefsi insana yönetici yapmak, devamlı hata yapmak demektir. Felsefi görüşler, sadece mantığın değil, nefsin de etkisiyle oluşur. Nefsin insanı nasıl yönlendirdiğini biliyoruz. Mantığa gelince; insan aklı sınırlıdır ve çevreden etkilenir. Etki altında kalan akıl, zamana ve zemine göre karar değiştirir. Bu sebeple temel konularda akıl “kural koymamalıdır”. Felsefi görüşlerin insana yöneticilik yapmasına izin verilmemelidir. İnsan “kural” koyarsa (işine gelmediği anlarda) önce kendisi uymaz; ilk fırsatta değiştirir… İnsanlığın içine düştüğü sorunların (tarih boyunca) ana kaynağı; insanın haddini aşarak kendini “kural koyan ilâh” ilan etmesidir… İnsanı yaratan; insan için neyin doğru, neyin yanlış olduğunu en iyi bilendir. Yaratıcının yerini almak istemek; insanlık için yeni problemler üretmek demektir. İnsan, yaratıcı Yüce Allah’ın “kural koymaya tek yetkili” makam olduğunu kabul etmelidir. İnsan “yöneticisini” kendi seçer; kazanımları (kâr/zarar) tercihinin bir sonucudur.
32
BUNUN BİR DİĞER İFADESİ HAYATIMI VAHYİN (İslâm’ın)
Nefis, cinselliğin tatmininde hiçbir kural tanımaz. Onun için “kiminle - nasıl olmasına bakılmaksızın” hormonların baskısının giderilmesi önemlidir. Tatmin için flört (ten teması/sevişme veya cinsel temas) yapılması gerekiyorsa (kurallar önemsenmeden) yapılmalıdır. Felsefi görüşlerin (Ateizm, Laisizm, Marksizm vb.) hiç biri cinsellik konusunda “insanı koruyucu kural” koymaz. Bu sebeple; felsefi görüş mensupları, flört yapmakta sakınca görmezler. Bazıları daha da ileri giderek “ahlâki değerleri yıkmak” adına teşvik de eder. Vahiy (İslâm dini), insanı bir bütün olarak ele alır ve onun dünya hayatında “kural boşluğu” bırakmaz. Bıraksa idi, vahyin bıraktığı boşluğu insan doldurur ve kurallar arasında çelişki doğardı. Kısacası insan (güzellik/doğruluk adına da olsa) nasıl davranacağını şaşırır ve saptırırdı. (Vahyin kurallarına aykırı yaşayanlar buna örnektir.) Vahiy; bireyi, karşı cinsi ve toplumu korumak adına; evliliği teşvik ederken, nikahsız birlikteliği (flörtü, zinayı vb.) yasaklar. İNSANI NEFSİ YÖNETİRSE İNSANI FELSEFİ GÖRÜŞLER YÖNETİRSE - Nefis - Felsefi Görüşler - Vahiy İNSANI DİN (vahiy) YÖNETİRSE MÜSLÜMANIM DEMEK İSLÂM’IN HÜKÜMLERİNİ KABUL EDİYORUM DEMEKTİR. KARAR ZAMANI BUNUN BİR DİĞER İFADESİ HAYATIMI VAHYİN (İslâm’ın) ESASLARINA GÖRE TANZİM EDECEĞİM DEMEKTİR. TERCİHİNİZ BU İSE
33
CENNET HEDEFLENİRKEN GEÇİCİ DÜNYA ZEVKLERİNE TESLİM OLUNMAZ.
MÜSLÜMAN MÜSLÜMAN KADIN MÜSLÜMAN ERKEK ● O, yabancı erkeklerin ilgisini çekmek için süslenmez, ilgi çekici kokular sürünmez, vücudunu teşhir etmez. ● O, vakur davranışıyla, aklıyla, fikirleriyle, başarılarıyla, namuslu yaşantısıyla ilgi çeker. ● O, günah işlemekten korkmayan, kendisiyle sadece cinselliği için ilgilenen kimselerle bir arada bulunmaz, kendini kullandırmaz. ● O, toplum hoş görse de flörte sıcak bakmaz, namusunu lekeleyecek ilişkilere girmez, kişilik haklarını harcatmaz. ● O, kuracağı yuvanın işleyişinde ve çocuğunun eğitiminde çok önemli görevler yükleneceğini bilir; bu bilinçle kendini eğiterek evliliğe hazırlanır. ● O, “sevgili olunmadan, evlilik olmaz” (flört) anlayışını reddeder. Eş adayını bulduğunda “evleneceklerin birbirini görmesi sünnettir” hakkını kullanırken ileri gidip günah işlemez. ● O, çevresinde yanlışlık yapan kadın – kız varsa onlara (nefsinin çağrısına uyup) “tavlanacak piliç” gözüyle bakmaz; aksine, onları uygun bir şekilde ahlâklı olmaya davet eder. ● O, cinselliğin meşru yoldan giderilmesinin yolunun “nikahlı birliktelik” olduğunu bilir ve evliliğe sıcak bakar. ● O, aile içi fedakârlığı, hoşgörüyü, empatiyi, kıymet bilmeyi, hayatın zorluklarını omuzlamayı bilir… Eşini aldatmaz… Adam gibi “koca” olur. BBB CENNET HEDEFLENİRKEN GEÇİCİ DÜNYA ZEVKLERİNE TESLİM OLUNMAZ.
34
FLÖRTÜN EŞİĞİNDE CENNET CEHENNEM BU HAYATIN DEVAMI DA VAR
Bir Müslüman, dünya hayatının geçici olduğunu (eninde sonunda) öleceğini, dünyadaki yaşantısının hesabını vereceğini, sonrasında cennette veya cehennemde ebedi yaşatılacağını, bilir. FLÖRTÜN EŞİĞİNDE CENNET Flört (ten teması veya zina) yapma fırsatı olmasına rağmen (Allah’ın emirlerine karşı gelmemek için) bu fiili işlemeyen kişi; günah işlememiş (bu açıdan cehennemin kapısını kapatmış) olur. Cenneti istemek ne demektir? Yasaklanmış fiilleri terk etmek (yapmamak); “içinde sonsuz sayıda nimetler bulunan” ebedi cenneti talep etmek demektir. Hangi “terkler” bu nimete değmez? CEHENNEM İman zayıflığı, insanı nefsin ve şeytanın esiri yapar. Böyle biri için “flört-zina” yapmak normal bir fiil haline gelir. Bu fiilin (yasaklandığı bilindiği halde) yapılması bir tür isyandır ve günahtır. Cehennemi istemek ne demektir? Yasaklanmış fiilleri yapmak (günah işlemek); “ayak altındaki en hafif ateşin beyni patlattığı” ebedi cehennemi talep etmek demektir. Hangi “hazlar” ateşte yanmaya değer? Birileri; "hangi devirde yaşıyoruz, bulduğumu kaçırmam” diyebilir… Bize düşen (şayet dinlerlerse) "senin yolun yanlış" demek.
35
Bu seminerin asıl muhatabı; kendini Müslüman olarak tanımlayanlardır.
BİTİRİRKEN Bu seminerin asıl muhatabı; kendini Müslüman olarak tanımlayanlardır. HAYATINIZI VAHYE GÖRE DÜZENLEYİNİZ. Çünkü; bundan siz ve biz (insanlık) faydalanacağız. LÜTFEN ANNELER / BABALAR; ÇOCUKLARINIZLA YETERİNCE İLGİLENİNİZ. Çünkü; onlar ümmetin geleceğidir. OLUP BİTENLERE DUYARSIZ KALMAYINIZ. Çünkü; yılan bir gün sizi ve çocuklarınızı ısırabilir.
36
Faydalandıklarıma teşekkürlerimle...
Her şeyin görevini doğru yaptığı dünyada İnsanın da görevini doğru yapması beklentisiyle Sağlık ve mutluluklar dilerim. Faydalandıklarıma teşekkürlerimle... Hüsnü Çeşmeci Ağustos 2010
Benzer bir sunumlar
© 2024 SlidePlayer.biz.tr Inc.
All rights reserved.