Sunuyu indir
Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz
YayınlayanKamber Sancar Değiştirilmiş 10 yıl önce
1
19.Yüzyılda Sömürgecilik, Güç İlişkilerine Etkisi ve I. Dünya Savaşı
Onuncu Bölüm Siyasi Tarih Doç. Dr. Giray Saynur Bozkurt Sakarya Üniversitesi
2
Öğrenme Hedefleri Bu konuyu çalıştıktan sonra:
. Öğrenme Hedefleri Bu konuyu çalıştıktan sonra: Sömürgeciliğin hangi aşamalardan geçtiğini kavrayacak, Blokların kurulması, sömürge çatışmaları ve bloklararası gerginlik dönemi hakkında bilgi edineceksiniz Birinci Dünya Savaşının nedenleri ve sonuçlarını öğreneceksiniz
3
İçindekiler Olay Çalışması Öğrenme Hedefleri
19. YÜZYILDA SÖMÜRGECİLİK, GÜÇ İLİŞKİLERİNE ETKİSİ VE BİRİNCİ DÜNYA SAVAŞI A. SÖMÜRGECİLİK VE GELİŞİMİ B. SİLAHLI BARIŞ DÖNEMİ; SÖMÜRGECİLİK VE BLOKLARIN KURULMASI ( ): a.Üç İmparator Anlaşması (1872): b.Üçlü İttifak’ın Kurulması (1882). c.Bismarck’ın Sömürge Politikası: d.Alman – Rus Anlaşması (1887): 1.II. Wilhem’in İmparator Olması ve Almanya’nın Dış Politikasının Değişimi 2.Üçlü İttifak’a Karşı Üçlü İtilafın Kurulması ( ): a. Alman – Rus İlişkilerinin Değişmesi: b. Rus – Fransız Anlaşması (1894): c. İngiliz - Fransız Anlaşması (1904): d. Afrika'da Sömürge Çatışmaları: e.İngiltere'nin Yalnızcılık Politikasından Ayrılması: f. İngiliz - Fransız Anlaşması'nın Gerçekleşmesi (1904): g. İngiliz - Rus Anlaşması (1907): h. Üçlü İtilafın Ortaya Çıkması: C. BLOKLAR ARASINDA GERGİNLİK DÖNEMİ ( ): D. BİRİNCİ DÜNYA SAVAŞI Olay Çalışması Öğrenme Hedefleri
4
SÖMÜRGECİLİK VE GELİŞİMİ:
Sömürgecilik, günümüzde kullanılan anlamdan biraz daha değişik olmakla beraber, tarihin çok eski dönemlerine kadar gider. Yeniçağlarda' ise Avrupa'da meydana gelen "büyük ticaret inkılâbı" (keşifler, yolların değişmesi vb.) sömürgeciliğin hızla gelişmesine neden oldu. Avrupalı uluslar, uzak yerlerdeki varlıklarını bildikleri, fakat ulaşamadıkları zenginlikleri aramak ve onlara egemen olmak için fetih hareketlerine giriştiler.
5
Böylece, 16. yüzyılın ortalarından itibaren, büyük bir değişiklikle, dünya politik ve ekonomik hayatında yeni bir güç merkezi "Atlantik bölgesi" oluşmaya başladı. Denizaşırı ülkelerle ilişkilerin Avrupa'ya akıttığı kazanç ve zenginlik; bu güç bölgesinde bulunan Batı Avrupa devletlerini, yeni pazarlar, yeni yollar ve gemi ulaşımı tekniğinde ilerlemeler için harekete geçirdi. Nitekim bunun bir sonucu olarak, 16. ve 17. yüzyıllarda İspanyollar, Portekizliler, Hollandalılar, Fransızlar ve İngilizler, dünyanın çeşitli bölgelerinde büyük sömürgeler elde ettiler.
6
SİLAHLI BARIŞ DÖNEMİ; SÖMÜRGECİLİK VE BLOKLARIN KURULMASI (1871-1907):
1815 Viyana Kongresi Avrupa'da yeni bir siyasi harita ve güçler dengesi oluşturmuştu. 1856 Paris Kongresi ise, bu statüyü dönemin büyük devletlerinin çıkarları doğrultusunda pekiştirmişti. Ancak, 1866 Sadowa Savaşı ile 1870 Sedan Savaşı, bu statüyü büyük ölçüde değiştirmiş ve güçler dengesini altüst etmişti. Bu da, Avrupa'da yeni bir yapılaşmaya yol açmıştı.
7
İşte, dünya siyasetini etkileyecek bu yapılaşmada, Avrupa devletleri, 1871 yılından itibaren ittifaklar kurarak ve hızla silahlanarak, bunlara dayalı yeni bir denge oluşturmuşlardır. Karşılıklı ittifakların silahlanmada ulaştıkları düzey ise, dünyayı büyük bir savaşa doğru sürüklerken, aynı zamanda bir süre de genel bir savaşın çıkmasını önlemiş ve "Silahlı Barış Dönemi"nin yaşanmasına neden olmuştur. Bunda da, Avrupa'nın yeni büyük devleti Almanya'nın izlediği siyaset önemli rol oynamıştır.
8
SİLAHLI BARIŞ DÖNEMİ; SÖMÜRGECİLİK VE BLOKLARIN KURULMASI (1871-1907):
1815 Viyana Kongresi Avrupa'da yeni bir siyasi harita ve güçler dengesi oluşturmuştu. 1856 Paris Kongresi ise, bu statüyü dönemin büyük devletlerinin çıkarları doğrultusunda pekiştirmişti. Ancak, 1866 Sadowa Savaşı ile 1870 Sedan Savaşı, bu statüyü büyük ölçüde değiştirmiş ve güçler dengesini altüst etmişti. Bu da, Avrupa'da yeni bir yapılaşmaya yol açmıştı.
9
Almanya'da Bismarck Dönemi ve Üçlü İttifak'ın Kurulması (1871-1890):
Bunun için de otoriter bir rejim altında, iç sorunları gidermek üzere yoğun bir çalışmaya girişmiştir. Ancak, gerek iç sorunların çözümlenebilmesi, gerekse devletin tüm olarak kalkınabilmesi için, barış içinde uzun zamana gerek vardı. Bu nedenle Bismarck, 1862'den beri izlediği dış politikasını değiştirerek, barışçı bir politika izlemeye başlamıştır. Otto von Bismarck, Alman birliğini 18 Ocak 1871'de gerçekleştirdikten sonra, bu birliğin sürekliliğini ve gücünün gelişmesini sağlamayı esas almıştı. Ne var ki, Almanya yüzyıllarca parçalanmış olarak kalmıştı. Bu nedenle de, siyasi birliğe kavuşmasına rağmen daha çözümlenmesi gereken çeşitli iç sorunları vardı. İşte Bismarck, her şeyden önce bu sorunları ele almak istemiştir.
10
1871'den sonra Almanya'nın dış politikası, Avrupa'da barışın korunması ve Fransa'yı yalnız bırakma gibi başlıca iki temele oturtulmuştur. Ne var ki, 1870 Sedan Savaşı sonucunda Alsace ve Lorraine'nin Almanya'nın eline geçmesi, Almanya ile Fransa arasındaki anlaşmazlığın sonu değil, yeni bir başlangıcı olmuştur. Nitekim bu zengin yerler, bundan böyle, aynı zamanda siyasi ve psikolojik yönlerden Avrupa'da silahlanma yarışının başlıca nedeni olmuş ve Avrupa devletleri bu ağır yükü taşıyıp durmuşlardır. Bunun sonucu olarak meydana gelen "silahlı barış" ise Avrupa'yı âdeta askeri bir kampa çevirmiştir.
11
Üç İmparator Anlaşması (1872):
1) Taraflardan biri, bir diğer devletle savaşa girerse, diğer iki devlet de tarafsız politika izleyecekti. 2)Taraflar; Avusturya'nın Berlin Antlaşması'yla Bosna-Hersek de elde edeceği haklara saygı gösterecekler ve aralarında önceden bir anlaşma olmadıkça, Osmanlıların Avrupa topraklarının statüsünü değiştirmeyeceklerdi. 3) Üç devlet; Boğazların kapalılığını kabul ediyorlar, Türklerin Boğazlar da hiçbir devlete üs vermemesini ve Boğazları açmamasını sağlamayı esas alıyorlardı.. Ancak bu anlaşma da, 1884'de yenilenmesine rağmen, Balkanlar üzerindeki Avusturya-Rusya çatışmasından dolayı, Bismarck'ın istediği şekilde sağlam ve devamlı olamadı. Bu nedenden de Bismarck, İtalya'yı da yanına alarak, ayrıca Üçlü İttifak'ı kurdu.
12
Üçlü İttifak'ın Kurulması (1882):
1. Taraflardan biri, iki veya daha çok büyük devletin saldırısına uğrarsa diğer iki devlet ona yardım edecekti. 2. İtalya Fransa'nın saldırısına uğrarsa, diğer iki devlet ona yardımda bulunacaktı. 3. Bu durumların dışında, biri saldırıya uğrarsa, diğerleri lehte tarafsızlık politikası güdecekti Bismarck, Fransa ile aralarının bozulmaya yüz tuttuğu sırada, Fransa'nın, 1886 yılı Sonbahar aylarında Rusya ile bir anlaşma yapmak için görüşmeye başladığını duydu. Bu ise, telaşa kapılmasına ve Rusya'yı tekrar yanına almak için harekete geçmesine neden oldu. Çünkü bir Fransız-Rus anlaşması, Almanya'yı iki cepheli bir savaşa sürükleyebilirdi. Bu da onun en korktuğu durumdu.
13
Bu nedenle Bismarck, 1887 yılında, Rusya'yı kendisine bağlayabilmek için, onun Türk Boğazlarına yerleşme isteğini kabul etti. Osmanlı İmparatorluğu üzerinden verilen bu ödüne karşılık olarak da, 18 Haziran 1887'de, Almanya ile Rusya arasında üç yıl süreli bir anlaşma imzalandı. Ancak, bu anlaşmanın yenilenmesi, Almanya'daki iktidar değişikliği dolayısıyla mümkün olmadı.
14
II. Wilhelm'in İmparator Olması ve Almanya'nın Dış Politikasının Değişmesi:
1861 yılında Prusya tahtına çıkan ve 1871'de Almanya İmparatoru olan I. Wilhelm 1888 yılında öldü. Yerine geçen oğlu III. Frederick'in de üç ay sonra ölmesi üzerine, Almanya tahtına II. Wilhelm ( ) çıktı. Bu tarihe kadar Başbakan Bismarck, Almanya'nın özellikle dış politikasını kendi düşüncesine göre yönetmişti. Ancak Alman tahtında meydana gelen bu değişiklik, Bismarck'ın durumu ile birlikte, Almanya'nın dış politikasını da etkiledi.
15
II. Wilhelm, imparator olduktan sonra, Almanya'nın iç ve dış işlerini yıllardan beri yürüten Başbakan Bismarck'ın politikasını beğenmediğinden, devlet yönetimini kendi elinde toplamak istedi. Bu ise, 1862'den, özellikle 1871'den beri Avrupa'nın politik hayatına kendi damgasını vurmuş olan Bismarck'ın yıldızının sönmesine neden oldu. Genç İmparator ile Şansölye arasında, ülkenin yönetimiyle ilgili olarak, görüş ayrılığından doğan çatışma gittikçe şiddetlendi. Bunda özellikle dış politika önemli rol oynadı.
16
Üçlü İttifak'a Karşı Üçlü İtilafın Kurulması (1890-1907):
Almanya'nın 1871'de birliğini kurduktan, özellikle 1890'dan sonra gösterdiği gelişme ve izlediği dış politika, başta Almanya'nın çevresindeki devletler olmak üzere, birçok devleti endişelendirmeye başladı. Ancak, bu devletlerin de, aralarında önemli sorunları ve anlaşmazlıkları vardı. Ne var ki, gittikçe büyüyen ortak Alman tehlikesi, bu devletleri Avrupa'daki ve sömürgelerdeki sorunlarını çözümlemeye veya sonraya bırakarak birbirlerine yaklaştırmaya götürdü. Bunun sonucu olarak "Üçlü İttifak" a karşı "Üçlü İtilaf' kuruldu. Fakat bu da uzun politik gelişmelerin sonucunda gerçekleşebildi.
17
"Üçlü İttifak" 1891'de ikinci defa yenilenince, iki devlet arasındaki ilişkiler daha da sıklaştı. Bunun sonucunda, Kasım 1891'de, Fransa ile Rusya arasında Alman saldırılarına karşı, karşılıklı yardımı öngören bir anlaşma yapıldı. 1892'de de bu ittifak, iki devletin Genelkurmayları arasında yapılan askeri bir sözleşmeyle tamamladı.
18
Uzakdoğu'da Sömürge Çatışmaları:
19. yüzyılın ortalarına gelindiği sırada, Asya, Avrupalı devletler tarafından büyük ölçüde paylaşılmaya başlanmıştı. Hindistan ve Birmanya İngiltere'nin, Hindicini Fransa'nın, Kuzey Asya da Rusya'nın eline geçmiş bulunuyordu. Bu devletlerin amaçları ise, ele geçirdikleri çıkarları daha da genişletmekti. Bu nedenle, bir taraftan kıtada yeni girişimlerde bulunurlarken, diğer taraftan birbiriyle çatışmaktaydılar.
19
Sanayi Devrimi ya da Endüstri Devrimi
Sanayi Devrimi ya da Endüstri Devrimi, Avrupa’da 18. ve 19. yüzyıllarda yeni buluşların üretime olan etkisi ve buhar gücüyle çalışan makinaların makinalaşmış endüstriyi doğurması, bu gelişmelerin de Avrupa'daki sermaye birikimini arttırmasına denir. Düşünsel nedenlerin yanında, sanayi devrimini doğuran diğer nedenler şunlardır: Hızlı nüfus artışı. 16. yüzyıldan başlayarak Avrupa'nın nüfusu hızla arttı. Tarımdaki gelişmeler bu sektördeki nüfus ihtiyacını azaltarak bu nüfusun kentlere göç etmesine neden oldu. Böylece kent sanayisine hazır işgücü oluştu.
20
Yaşam düzeyi yükseldi.. Eskiden lüks sayılan şeker, kahve, çay gibi mallar artık orta sınıf ve alt sınıflar için doğal bir gereksinme olmaya başlıyordu. Bu da dolaylı olarak tüketim malı talebini arttırdı. Geniş çaplı yağmalar, sanayi devriminin en önemli finans kaynağı olmuştur. Gerek İspanyollar tarafından yağmalanan Orta Amerika altınları, gerekse de İspanyol gemilerini vuran, yağmacıları yağmalayan İngiliz gemileri, Avrupa'ya tonlarca altın taşımıştır. Bütün bunlar 16. ve 17. yüzyıllarda, sanayi devrimine götüren süreçleri desteklemiştir.
21
Sonuçları Batı'nın toplumsal sınıf yapısında değişmeler
Sanayi devrimi Avrupa'da burjuva sınıfının yapı değiştirmesine ve yeni bir işçi sınıfının doğmasına yol açtı. Eski burjuva sınıfına şimdi fabrika sahipleri de katılmıştı. Burjuva sınıfı artık her ülkede en zengin sınıfı oluşturuyordu. Ancak ülkelerin çoğunda orta sınıf pek çok siyasal ve sosyal haklardan mahrumdular. Bu haklarını elde etmek için 19. yüzyılın bitişini beklemek gerekecekti. Siyasal açıdan oy hakları yoktu. Sendikalaşma ve grev yasaktı. Ancak işçiler artık bu durumun farkında ve bilincindeydiler .. Avrupa'da sanayi devrimi öncesinde de bir işçi sınıfı vardı. Bu sınıf her zaman çoğunlukta ancak bilinçsiz durumda idi. Sanayi devrimi sonucunda işçi sınıfı bilinçlenmeye başladı. Toplumların hemen hepsinde en kalabalık sınıfını oluşturdu. İşçi sınıfı, yoğunluğuna karşın ekonomik ve siyasal haklardan mahrumdu. Ücretleri düşük, yaşama ve çalışma koşulları çok kötüydü. Çalışma saatleri uzun, fabrikalar havasız ve her türlü sağlık koşullarından uzaktı.
22
Sosyalizmin gelişmesi
Sanayi devriminin yarattığı işçi sınıfı hakları ile ilgili olarak sosyalizm görüşü ortaya çıktı. Bu görüş önceleri ütopik sosyalizm olarak gelişti, daha sonra Karl Marx ve Friedrich Engels sosyalizmi geliştirerek bilimsel sosyalizmi ortaya koydular. Böylece toplumdaki uzlaşmaz sınıflar (burjuvazi ve proletarya) arasındaki çatışma daha çok keskinleşti. Sosyalizm, komünist topluma geçiş için bir araç olarak kabul edildi.
23
Kentleşme ve nüfus artışı
Sanayi devriminin bir başka etkisi de nüfus artışı konusunda oldu. Sanayileşme sayesinde tarım makineleşmiş, böylece aynı miktar toprak daha fazla insanı besleyebilir hale gelmişti. Ayrıca kent sanayi tarım sektörü dışındaki insanlara iş sağlayarak daha fazla insanı besleyebilir duruma gelmişti. Sanayi devrimi kentlerde nüfus yığılmalarına da neden olmuştur. 1920'lerde A.B.D. nüfusunun yarısı kentlerde yaşıyordu. Kentleşme önemli sorunları da beraberinde getirdi. Gecekondu bölgeleri büyüdü. Bu bölgeler havasız, pis ve kalabalıktı.
24
Kitle toplumu İşçilerin fabrikalarda toplanması ve fabrikaların da kentsel alanlara yığılmasıyla giderek kentler kırsal alanları yutmaya başladı. Bu gelişme tıp bilimindeki yeniliklerle ortaya çıkan nüfus artışı ve bu nüfusu doyurmak için gıda maddesi bulma çabalarıyla birleştiğinde 20. yüzyılın değişmez özelliği olan kitle toplumu tarihteki yerini aldı.
25
I. Dünya Savaşı ( ) Almanya ve İtalya'nın gelişen sanayileri için hammadde ve pazara ihtiyaç duymaları, bu nedenle İngiltere ve Fransanın sömürgelerine göz dikmeleri, Fransanın 1871'de kaybettiği Alsas-Loren Bölgesini Almanlardan geri almak istemesi, Avusturya-Macaristan imparatorluğu'nun Rusların Panslavist politikasından rahatsız olması, İtalya savaş başladıktan sonra grup değiştirerek İtilaf Devletlerinin yanında savaşa katılmıştır.
26
A.SAVAŞIN NEDENLERİ -Hammadde ve sömürge arayışı,
-İngiltere ve Almanya arasındaki ekonomik rekabet, -Silahlanma yarışının hızlanması. -Fransız ihtilalinin getirdiği milletçilik akımının etkisi. Fransızların Alsace-Lorentz bölgesini Almanlardan geri almak istemesi., -Devletlerarası bloklaşma, -Avusturya’nın ve Rusya’nın Balkanlar üzerindeki çıkar çatışmaları. -Siyasi birliğini geç tamamlayan Almanya ve İtalya’nın siyasi dengeleri değiştirmesi.
27
I. Dünya Savaşının Sonuçları Nelerdir?
-Avrupa ve Asya’da devletlerarası dengeler bozulmuş, Osmanlı, Avusturya-Macaristan İmparatorluğu ve Rusya tarihe karıştı. -Polonya, Çekoslovakya, Yugoslavya ve Macaristan kuruldu. -Yeni siyasi rejimler ortaya çıktı. -Yenilen devlerin imzaladığı ağır antlaşmalar 2. dünya savaşına ortam hazırladı. Sömürgecilik isim değiştirerek "mandacılık" adı altında devam etti. -Osmanlı devleti parçalanmış Hıristiyan azınlıktan sonra Müslüman Araplarda bağımsızlıklarını ilan etti. -ABD bu savaştan sonra Avrupa politikasına karışmaya başladı. -Cemiyet-i Akvam kuruldu. -
28
BARIŞ ANTLAŞMALARI PARİS BARIŞ KONFERANSI 18 OCAK 1919
Almanya VERSAİLLES BARIŞ ANTLAŞMASI 28 HAZİRAN 1919 Avusturya ile SAİNT GERMAİN BARIŞ ANTLAŞMASI 10 EYLÜL 1919 Almanya ile NEUİLLY BARIŞ ANTLAŞMASI 27 KASIM 1919 Macaristan ile TRİANON BARIŞ ANTLAŞMASI 6 HAZİRAN 1920 Osmanlı Devleti ile SEVR BARIŞ ANTLAŞMASI 10 AĞUSTOS 1920
29
SEVR BARIŞ ANTLAŞMASI Osmanlının sınırları değiştirilmiş ve yeniden çizilmiştir. İstanbul Osmanlı imparatorluğunun başkenti olacak ancak saltanat ve halifeliğin yetkileri budanmış olarak bırakılıyordu. Çanakkale boğazı ve İstanbul boğazının yönetimi için boğazlar komisyonu kurulacak(38 madde) Çanakkale boğazı Marmara denizi ve İstanbul boğazı savaş ve ticaret gemilerine açık olacak .(madde 37) Erzurum Trabzon Van ve Bitlis vilayetlerinde Ermenistan’ın denize çıkışı sağlanacak ve Türkiye ile sınırında hakemlik görevini Amerika bileşik devletleri yapacak
Benzer bir sunumlar
© 2024 SlidePlayer.biz.tr Inc.
All rights reserved.