Sunuyu indir
Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz
1
“ÇOCUKLARDA ARKADAŞLIK İLİŞKİLERİ”
AFYON KOCATEPE ÜNİVERSİTESİ UŞAK EĞİTİM FAKÜLTESİ SOSYAL BİLGİLER ÖĞRETMENLİĞİ SINIF YÖNETİMİ “ÇOCUKLARDA ARKADAŞLIK İLİŞKİLERİ” Öğretim Üyesi Yrd.Doç.Dr. Mehmet AKSÜT Hazırlayan Neslihan KAZĞI /C
2
ÇOCUK VE ARKADAŞLIK Arkadaş ilişkisi çocuğa aile ortamından sonra bir gruba ait olma duygusunu sağlayan eğlence ortamı oluşturan ona gurur ve statü duygusu veren bir ilişkidir. Bireyin tüm yaşamı çevresine uyum sağlama çabası içinde geçer. Bu uyum çabası doğumdan başlayarak bir gelişim göstermektedir. Arkadaşlık gereksinmesi bebeklik dönemine kadar uzanır. Ağlayan bebek, yanına bir başkasının yaklaştığını görünce susar. Çocuklar arkadaşlığa, sadece doyum sağlamak için değil, aynı zamanda deneyim kazanma amacıyla da gereksinim duyarlar. Bebek akranlarını 6 aylıkken farketmeye başlar. Bir ya da iki yaşındaki çocukların akranlarıyla olan etkileşimlerinin gelişimleri üç safhada incelenmiştir. Birinci safha obje merkezli safhadır. İkinci safha basit ilişkiler dönemidir. Üçüncü safha tamamlayıcı ilişkiler aşamasıdır.
3
ARKADAŞLIK KAVRAMI VE İLİŞKİLERİ
Bir yaşındaki bebekler yanyana getirildiklerinde, çocuklarda karşılıklı ilişki kurma isteği görülür. İki yaşındaki ilişkiler daha karmaşık ve çeşitlilik gösteren bir hal alır. Üç yaşındaki çocuğun yaşıtlarıyla ilişki kurmaları kendine özgü ve kalıcı yöntemlerle olmaktadır. Çocuk yaşıtlarıyla kaynaşabileceği bir ortamda birbirlerinin adlarını öğrenmeden sıkı ilişkilere girebilir. Onları bir araya getiren çekici güç oyun olmaktadır. Başlangıçta çekişme, itişme ve bozuşma olabilir ama bunlar çok kısa sürelidir. Üç ve dört yaşlar arasında yaşıtlarla kurulan arkadaşlıkların sayısında artış olur. Anaokulu, yaşıtlarla birlikte olma ve onlarla faaliyette bulunma konusunda geniş olanaklar sağlar.
4
Çalışmalar, arkadaşlığın zamanla tutarlılık kazandığı yolunda birleşmektedir.
Beş yaşlarında ise, çocuğun artık uzunca bir süre beraber olduğu bir ya da iki arkadaşı vardır. Önceleri seçtikleri oyun arkadaşları her iki cinsten olabilir. Ancak okula girmeye hazırlandıkları sırada, çocuklar oyun arkadaşlarını kendi cinslerinden seçmeye özen gösterirler. Çünkü sosyal baskı nedeniyle kendi cinslerine uygun oyunlar oynamayı öğrenmektedirler. Okul döneminde çocuklar , arkadaşlarını çoğunlukla yakın çevrelerindeki komşularından seçerler. Seçim yaparken kendi yaşlarına, cinslerine, zihinsel ve sosyal düzeylerine uygun olmalarına özen gösterirler. Daha sonraları ise arkadaş seçiminde, yardımseverlik, dürüstlük, sağduyu sahibi olmak, arkadaş canlısı olmak gibi kişilik özellikleri ön sırayı almaya başlar.
5
GRUPLAŞMALAR VE ÇETE ÇAĞI
Bu çağda kişisel oyunlardaki ilgi, grup oyunlarına çevrilir ve arkadaşsız oyun önemini yitirir. Bu gruplar , çocukların kendi gereksinmelerine uygun bir toplum meydana getirmeleri için kendiliğinden bir çabanın sonucu oluşur. Bu akran grubu, “birlikte duyan ve hareket eden aşağı-yukarı aynı yaştaki kimselerin kümesi” olarak tanımlanabilir. Altı-yedi yaşından itibaren kızlar ve erkekler , kendi cinslerinden oluşan gruplarıyla birlikte oynamaktan büyük zevk duyarlar. Yaklaşık olarak altı, yedi veya sekiz yaşlarından onbir veya oniki yaşlarına kadar son çocukluk çağında, söz konusu çocuk grupları altı kişiden on kişiye kadar yükselir fakat bu gruplar, üyelik bakımından hala kesinleşmiş ve mükemmelleşmiş değildir.
6
Bir gruba ait olma, çocuğa sadece arkadaş, ve eğlence sağlamakla kalmaz, aynı zamanda ona gurur ve statü duygusu da verir. Çocuğun arkadaş grubu onun sosyal tavırlarını etkiler. Bu sosyal tavırlar çocuğun genellikle diğer bireylere ve sosyal yaşama karşı tüm tutum ve davranışlarını içerir.
7
ARKADAŞLIK İLİŞKİSİNİN ÇOCUĞUN PSİKOSOSYAL GELİŞİMİNE ETKİSİ
Çocuğun gelişen bilişsel, sosyal ve iletişimsel becerileri yaşıtlarıyla daha başarılı ilişkilere girmesine olanak hazırlamaktadır. Çocuğun ailesinden uzaklaşıp diğer bireylerle ve yaşıtlarıyla ilişki kurması, çocuğa bağımsızlık duygusunu aşılamaktadır. Diğer çocuklarla ve yetişkinlerle kurulan ilişkiler çocuğa yeni uyarı kaynakları ve yeni davranış örnekleri sağlayarak dünyasını zenginleştirir, benlik kavramının gelişmesine yardımcı olur. Arkadaş edinmek ve ilişkiyi sürdürmek belli bir olgunluk istemektedir. Bu bakımdan bir kimsenin ruhsal olgunluğu, kurduğu arkadaşlıklara bakılarak saptanabilir. Hiç arkadaşı olmayan bir kimsenin önemli ruhsal sorunları olabilir. Yaşıtlarıyla ilişki kuramayan, arkadaşlık edemeyen çocuklarda içe kapanıklık ya da çok fazla ilgi çekebilmek için saldırganlık davranışlarına rastlanmaktadır. Arkadaşlarca aranıp, benimsenmek çoğu kez büyüklerce beğenilmek ve derslerde başarılı olmaktan önde tutulmaktadır. Arkadaşlık ilişkisi içinde bir özdeşleşme olgusu vardır. Çocuklar genellikle kendi yaş ve cinsiyetlerinden arkadaş seçerek birbirlerinin tavır, tutum hatta konuşmalarını benimseyip kullanırlar.
8
ARKADAŞLIK İLİŞKİLERİNİN BAĞLI OLDUĞU ETMENLER
Çocuklar arasındaki arkadaşlık aynı yaşta olma, zeka, toplumsallık, eski bir arkadaş ya da kardeşlerden birine benzerlik ve işbirliğine girme yeteneği gibi belirli etmenlere bağlanmaktadır. Çocuğun arkadaşları tarafından kabul veya reddedilmesi yaş ve cinsiyet gibi özelliklerin yanısıra onun liderlik, bağımsızlık , bağımlılık, rekabet, dayanışma davranışlarına da bağlıdır. Liderlik üç-altı yaşlarında ortaya çıkan bir özelliktir. Arkadaş grupları arasında liderlik rolünü daha çok zeki, enerjik, olgun çocuklar üstlenmektedir. Liderlik eden çocuk kendine güvenir ve bunu tavırlarıyla belli eder. Bağımlılık, bebeklik çağının bağımsızlık ise daha sonraki dönemlerin özelliğidir.Arkadaş grupları içinde bağımlı davranan çocuk pek sevilmez. Dayanışma davranışların gelişmesinde yararlı olan önemli etmenlerden biri, çocuğun sosyal deneyimlerinin ve iletişim olanaklarının çok olmasıdır. Çocuk başkalarıyla konuştukça onların değerlerini anlamaktadır. Ayrıca başkalarına ve arkadaşlarını iyi tanıyan çocuk insanları sevmeye, ilgi ve yakınlık duymaya başlar. Bu da dayanışma isteğini artırmaktadır. Rekabetin temeli ev ortamında atılmaya başlar. Evde gerek nesneler gerekse söz hakkı ve gerekse ilgi için rekabet ve yarışma varsa çocuk edindiği beklentileri ve öğrendiği davranışları dışarda uygulamaya başlar.
9
ARKADAŞLIK İLİŞKİLERİNDE AİLENİN ETKİSİ
Çocuğun yetiştiği ailenin yapısı, genişliği, sosyo-ekonomik ve kültürel düzeyi onun ilk sosyal deneyimlerini, dolayısıyla duygusal ve toplumsal gelişmesini etkiler. Evlerinde yakın bir ilgiyle demokrasinin birleştiğini gören çocuklar, en etkin, özgür ve arkadaşlarıyla ilişkilerinde en başarılı çocuklar olmaktadır. Buna karşılık, daha sert bir denetim altında tutulan ya da eğitim yöntemleri değişken olan ailelerde büyüyen çocuklar ise, karşı çıkma ve saldırganlık gibi yollarla kendilerini kabul ettirmek istemekte ve kendi iç dünyalarını açıklamakta zorluğa uğramaktadırlar.
10
KAYNAKLAR YAVUZER Haluk, Çocuk Psikolojisi, Remzi Kitabevi, Dokuzuncu Basım, İstanbul 1993. Mine MANGIR, Okul Öncesi Çocuklarda Arkadaşlık Kavramı, Ya-Pa Semineri, Antalya 1996. Yayinlar/Kitaplar/liste/evekon.htm - 101k -
Benzer bir sunumlar
© 2024 SlidePlayer.biz.tr Inc.
All rights reserved.