Sunuyu indir
Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz
1
ANKSİYETE (KAYGI)
2
Anksiyete Nedir? Anksiyete Bozukluğu Nedir? Anksiyete Bozukluğu Belirtileri Nelerdir? Anksiyete Bozukluğu Tanısı Anksiyete Bozukluğu Sınıflandırılması Anksiyete bozukluğunun nedenleri nelerdir? Anksiyete Bozukluklarında Risk Faktörleri Nelerdir? Anksiyete Ataklarının Tedavisi
3
ANKSİYETE NEDİR? Anksiyete(kaygı) kişinin korku verici veya tehdit edici bir duruma karşı vermiş olduğu ruhsal ve bedensel bir tepkidir. Kaygı ve korku kavramları günlük hayatta birbiri yerine kullanılsa da farklı kavramlardır. Korku; aniden ortaya çıkan bir tehlikeye karşı gösterilen bir reaksiyondur. Bu tehlike gerçek ya da sadece kişinin algıladığı bir tehlikedir. Kaygı ise; “tetikte olunması” için gelen bir uyarıdır. Kişiyi yaklaşan tehditler için uyarmakta ve kişinin tehdit öğesi ile baş etmek üzere önlem almasını sağlamaktadır. Yaşamın normal bir parçasıdır. Herkes günlük yaşam içinde değişik konularla ilgili kaygı duyabilir.
4
Aslında kaygı, bir ölçüde bizim günlük sorunlarla baş edebilmemiz için hazırlıklı olmamızı, bir tehlike durumunda da hızlı karar verip kurtulmamızı sağlar. Normalde bu tür kaygı hafiftir ve baş edilebilir düzeydedir.
5
Anksiyete bozukluğu nedir?
Çoğu kişi yaşamdaki önemli olaylar öncesinde kendisini korkmuş, telaşlı hissedebilir. Bu doğal bir duygu durumudur. Beklenen önemli olay sona erdiğinde korku, panik ve anksiyete duyguları da sona erer. Ancak kişi, korku ve panik duygusunu beklenen olay geçtikten sonra bile yaşam kalitesini bozacak düzeyde hissediyorsa, kişide bir anksiyete problemi olduğundan söz edilebilir. Anksiyete bozukluğunda aşırı endişe ve kaygı genellikle sağlık, aile, para ya da iş gibi konularla ilgilidir. Denetlenemez nitelikte olan endişe hali en az altı ay boyunca hemen her gün vardır ve gün boyunca sürer.
6
Davranışsal belirtiler:
Kaygı bozukluğunun belirtileri genellikle 4 başlık altında toplanır. Bunlar: Bilişsel Belirtiler: Gerçeklik duygusunda değişme Çevrenin değişiyor gibi algılanması Dikkatini vermede zorlanma Dikkat dağınıklığı Kontrolünü yitirme kaygısı Fiziksel zarar göreceği endişesi Duygusal belirtileri: Korku Huzursuzluk Endişe Çaresizlik Alarm duygusu Panik Davranışsal belirtiler: Kaygı yaratan durumlardan kaçınma davranışı Kaygı yaratan durumla karşılasınca dona kalma
7
Fizyolojik belirtiler:
Çarpıntı Kan basıncı değişiklikleri Soluk renk ya da yüzde kızarma Nefes darlığı Hava açlığı Boğazda düğümlenme Boğulma hissi Yutma güçlüğü Bunaltı Kusma İshal Karın ağrısı Sık idrara çıkma Terleme Kızarma Sıcak basması Baş dönmesi Bayılma hissi veya bayılmalar Kas gerginliği
8
Anksiyete Bozukluğu Tanısı
Amerikan psikiyatri derneğinin yayınlamış olduğu kılavuz tanı koymada hekimlere yardımcı olmaktadır. Kılavuzda yer alan bilgilere ve bilgilerin kişilerde mevcut olup olmama durumuna göre bakarak hekimler tanıyı koyar. A. En az 6 ay gibi bir sürede ortaya çıkan, hemen hemen her gün meydana gelen, herhangi bir olayda yüksek seviyede kaygı/anksiyete yaşanması B. Kişi, kaygısını kontrol etmekte zorlanır. C. Anksiyete, aşağıdaki altı belirtilerden en az üçüne eşlik eder. (Çocuklarda bu belirtilerden yalnız birisinin bulunması yeterlidir.) Sinirlilik, Huzursuzluk Dikkatini bir konuda toplamada zorlanma Aşırı heyecanlanma ya da endişe duyma Uyku problemleri(uykuya dalmakta güçlük çekme, kesintisiz uyuyamama ya da huzursuz ve dinlendirmeyen uyku) Kas gerginliği Çabuk ve kolay yorulma
9
D. Anksiyete, kaygı ya da bedensel yakınmalar klinik açıdan belirgin bir strese ya da hastanın günlük işlevlerini yapmasına engel olacak düzeyde olmalıdır. E. Bu kaygı problemi bir maddenin, (ya da genel tıbbi bir durumun (örn. Hipertiroidizm) doğrudan fizyolojik reaksiyonlarına bağlı değildir veya sadece duygu durumu değişikliklerinde ya da gelişimsel bozukluk varlığında ortaya çıkmamaktadır.
10
Anksiyete’nin sınıflandırılması
Yaygın Anksiyete Bozukluğu Süreğen ve dirençli kaygı yaygın anksiyete bozukluğunun en temel özelliğidir. Bu bozuklukta kas gerginliği ya da özellikle kollarda ve bacaklarda daha çok hissedilen, vücuda yayılan huzursuzluk, rahat bulamama hali çok belirgindir. Yaşanan kaygı düzeyi hissedilir biçimde yüksektir ve insanı işte, okulda, evde, toplumsal yaşamda etkisi altına alır. Bu durumu yaşayan insanlar her şeye bulaşan kaygı ve endişelerini kontrol edemediklerini, engelleyemediklerini ifade ederler.
11
PANİK BOZUKLUK Panik atak aniden ve beklenmedik biçimde ortaya çıkan , ½-1 saat süreli, bedensel belirtilerin eşlik ettiği yoğun bir anksiyete nöbetidir. İlk panik atak sıklıkla kendiliğinden ortaya çıkar. Herhangi bir uyarılma, fiziksel egzersiz, duygusal travma, kafein, alkol, madde kullanımı gibi durumlar ilk atağı tetikleyebilir. Ana belirti ölüm korkusu, kontrolünü yitirme ve çıldıracağı korkusudur. Bu korkunun kaynağı belirsizdir. Bunların yanı sıra anksiyetenin fizyolojik belirtileri yoğun olarak görülür. Bulundukları yeri terk etme ve yardım arama davranışı görülür.
12
ÖZGÜL (SPESİFİK) FOBİ Özgül bir nesne veya durumun varlığı, ya da bununla karşılaşacak olma beklentisiyle başlayan aşırı, anlamsız bir korkudur. Tipleri: Durumsal tip: Tünel, asansör, uçağa binme, araba kullanma, kapalı yerler gibi durumlarla karşılaşılınca ortaya çıkar. Çocukluk çağında ve yirmili yaşlarda sıktır. Hayvan tipi: Bir veya birden fazla hayvana karşı oluşan fobidir. Genelde çocukluk çağlarında başlar. Doğal çevre tipi: Fırtına ve yüksek yerler gibi ortamlardır. Sıklıkta çocuklukta başlar. Kan-enjeksiyon-yara tipi: Genellikle aileseldir. Çoğu zaman vazovagal tepki görülür. Diğer tip: Boşluk fobisi, çocuklukta masal kahramanlarından ya da yüksek seslerden korkma gibi.
13
SOSYAL FOBİ Sosyal ortamlarda (özellikle tanımadığı kişiler, başkalarının yanında, kalabalıkta ) bir eylem gerçekleştireceği ( konuşma, yemek yeme, telefon etme gibi) zamanlarda olumsuz değerlendirileceğinden, aşağılanacağından, küçük duruma düşeceğinden aşırı kaygı duyma ve korkma ile belirlidir. Kişi korkulan sosyal ortamda kaldığında her zaman anksiyete belirtileri çıkar, panik atağa varabilir. Kişi bunun aşırı ya da anlamsız olduğunu bilir. Ancak böyle durumlardan kaçınır, bu da toplumsal ve mesleki işlevselliğini bozar.
14
POSTTRAVMATİK STRES BOZUKLUĞU
Hemen herkeste ciddi bir sıkıntıya yol açabilecek stresli bir olayla karşılaştıktan sonra ortaya çıkan; travmatik olayın düşlerde ve düşüncede tekrar tekrar yaşanması, duygusal tepkisizlik, tetikte olma, irkilme ile giden bir klinik tablodur. Kişi bu olaylarda ölüm veya yaralanma tehdidi yaşamış ya da tanık olmuş olabilir.
15
OBSESİF KOMPULSİF BOZUKLUK
Obsesyon(saplantı) yineleyici, ısrarlı, anksiyeteye neden olan, istenmeden gelen benliğe yabancı düşünce, dürtü ya da düşlemlerdir. Kompulsiyon(zorlantı) ise; obsesyonları kovmak için yapılan, yineleyici, kişinin kendini yapmaktan alıkoyamadığı davranışlar ya da zihinsel eylemlerdir. Kişi obsesyonlarını kendi zihninin bir ürünü olarak görür, mantıksız ya da saçma olduğunu bilir. Kompulsiyonlar obsesyonun doğurduğu anksiyeteyi azaltmak amacıyla yapılır, gerçekle ilgisi yoktur, belirgin olarak abartılıdır, geçici rahatlama sağlar. Obsesyonu etkisizleştirmeye yöneliktir. Obsesyon ve kompulsiyonlar kişinin zamanının harcanmasına, günlük işlerin aksamasına, toplumsal ve mesleki işlevselliğin bozulmasına yol açar.
16
Klinik Özellikleri 4 farklı tipte okb vardır. 1.Bulaşma: En yaygın görülenidir. Kişi idrar, dışkı, toz ya da mikrop bulaştığını düşünür. Bunu yok etmek için yıkama, temizleme eylemlerine girişir ya da onlardan kaçınmaya çalışır 2.Kuşku: Kişi bazı eylemleri yapmadığına, unuttuğuna, ihmal ettiğine inanır. Bunu kontrol etme kompulsiyonları izler.
17
3.Simetri-kuralcılık: Bazı durumların belli bir düzen içinde olmasını isteme biçimindedir. Yineleyen eylemler şeklindedir. 4.Cinsel ya da saldırgan eylem düşünceleri En sık görülen obsesyonlar bulaşma (%55), kuşku, cinsel ya da saldırgan düşüncelerdir. En sık görülen kompulsiyonlar ise yıkama, temizleme, kontrol etme, sayı sayma, dua etme, soru sorma gibi kompulsiyonlardır.
18
GENEL TIBBİ DURUMA BAĞLI ANKSİYETE BOZUKLUĞU
Başlıca özelliği genel tıbbi bir durumun fizyolojik etkilerine bağlı, klinik açıdan belirgin anksiyetenin bulunmasıdır. Belirtileri arasında yaygın anksiyete bozukluğu, panik atakları ya da obsesyonlar bulunabilir. Hipertiroidi, hipotiroidi, feokromasitoma, B12 vitamini eksikliği, kardiyak aritmi, hipoglisemi, anemi, kronik obstrüktif akciğer hastalıkları, SLE, parkinson, multiple skleroz sık olarak anksiyete bozukluklarına yol açan klinik durumlardır. Altta yatan hastalığın tedavisi yapıldığında genellikle düzelir.
19
MADDE KULLANIMININ YOL AÇTIĞI ANKSİYETE BOZUKLUĞU
Madde kullanımına bağlı anksiyete bozukluğunun başlıca özelliği, kullanılan bir maddenin ki bu bir ilaç ya da toksin olabilir, doğrudan yol açtığı yargısına varılan anksiyete belirtilerinin olmasıdır. Madde kullanımına bağlı olarak ortaya çıkan anksiyete, panik atak, fobi, obsesyon ya da kompulsiyon şeklinde görülebilir.
20
Anksiyete bozukluğunun nedenleri nelerdir?
Anksiyete bozukluklarının nedenlerini psikolojik ve biyolojik olmak üzere 2 ana başlık altında toplayabiliriz. 1.Psikolojik Varsayımlar a.Psikoanalitik varsayım: Bu görüşe göre anksiyete temelde bir iç çatışmanın ürünüdür. Buradaki çatışma benlik ile alt benlik, ya da benlik ile üst benlik arasında oluşabilir. B.Davranışçı varsayım: Davranışçı görüşe göre anksiyete öğrenilmiş bir süreçtir. Koşullu uyaranlar koşulsuz tepkilere neden olur. Ayrıca sosyal öğrenme ile ailenin tepkileri de model olarak alınır. C.Bilişsel varsayım: Bu varsayıma göre anksiyetenin nedeni olayın kendisi değil, bu olayın kişi tarafından nasıl yorumlandığı, nasıl algılandığıdır. Olayların çarpıtılmış düşünce örüntüleriyle algılanması sonucunda anksiyete ortaya çıkar.
21
2.Biyolojik varsayımlar
Anksiyete bozukluklarında otonom sinir sisteminde sempatik etkinliğin arttığı, buna bağlı olarak fizyolojik belirtilerin ortaya çıktığı düşünülmektedir. Biyokimyasal olarak yapılan çalışmalarda nörotransmiterler üzerinde durulmakta, noradrenalin ve serotonin düzeylerinin arttığı düşünülmektedir. Ayrıca bazı nörokimyasal maddelerin (sodyum gibi) verilmesiyle yapay olarak panik nöbetleri ortaya çıkarılabilmektedir. Bunların dışında kalıtımsal bir yatkınlığın olduğundan da söz edilmektedir.
22
Anksiyete Bozukluklarında Risk Faktörleri Nelerdir?
Yapılan araştırmalara göre kaygı bozukluğunun ortaya çıkmasına neden olan primer faktörler genetik ve çevresel faktörlerdir. Anksiyete bozukluğu testi bu faktörlerin kişilerde bıraktığı etkileri ortaya çıkarır. Başlıca rol oynayan faktörlere bakacak olursak; Çocukluk çağlarında ortaya çıkan çekingenlik, utangaçlık ve davranışlarda tutukluk Kadın cinsiyeti Ekonomik kaynakların sınırlı olması Boşanmış ya da dul olmak Küçüklükten beri stresli ortamlarda bulunmak/yaşamak Yakın akrabalardan birine bu teşhisin konulması(ailesel faktörler),aile geçmişinde psikolojik problemlerin yer alması Tükürük bezinde kortizol seviyesinin yükselmesi (özellikle sosyal kaygı bozukluğu da risk faktörleri arasında yer almaktadır.)
23
Anksiyete Ataklarının Tedavisi
Kaygı bozuklukları, psikolog ve psikiyatrist gibi ruh sağlığı uzmanlarından yardım alınarak çözüme kavuşturulması gereken bir sorundur. Tedavide, psikoterapi ve ilaç kullanılmaktadır. Hastalığın seyri ve belirtilerin şiddetine göre uzmanlar tarafından uygun tedavi yöntemi belirlenir ve gerekli duruma göre psikoterapi ya da ilaç tedavisi ayrı ayrı ya da birlikte uygulanır. Kaygı bozukluğu için hangi tedavi yöntemi seçilirse seçilsin, süreklilik için başlangıçta hastaya ve yakınlarına öncelikle hastalığının ne olduğu, sebepleri ve tedavi aşamasının süreçleri konusunda bilgi verilir.
24
Anksiyete Bozukluğunda Psikoterapi
Anksiyete bozukluğunda davranışçı terapi, destekleyici psikoterapi ve çözümleyici psikoterapi yöntemleri kullanılmaktadır. Davranışçı terapi en etkili anksiyete tedavi yöntemidir. Altta yatan psikolojik çatışmalarla ya da geçmişteki problemlerle uğraşmak yerine davranışa odaklanır. Anksiyete için davranışçı terapi 5 – 20 haftalık seanslarla devam eder. Bilişsel- Davranışçı Terapi: Davranışlara ek olarak düşüncelere odaklanır. Kaygı bozukluğunun tedavisinde, bilişsel davranışçı terapi kaygıyı tetikleyen akılcı olmayan ve olumsuz düşünce kalıplarını tanımaya ve bunlara meydan okunmasına yardım eder. Farkındalığa Dayalı Terapi: Bu terapi şekli, kişinin korkularıyla güvenli ve kontrollü bir ortamda yüzleşmesini sağlar. Gerçekte ya da hayal yoluyla korkulan nesne ya da durumu tekrar tekrar yaşatarak, kişinin kendi kontrolünü ele almasını amaçlar. Korkularla zarar görmeden yüzleşildiğinde kaygı azalarak yok olur.
25
Kaygı Giderici İlaçlar
Benzodiyazepinler ve anti-depresanları içeren bir çok ilaç türü anksiyete tedavisinde kullanılmaktadır. Fakat ilaçlar en çok etkiyi davranışçı terapiyle ve kaygı için kendine yardım stratejileriyle beraber yürütüldüğünde göstermektedir. İlaçlar bazen terapilerin yürütülebilmesi için kısa süreli olarak kullanılabilmektedirler.
26
http://www. bilisseldavranisci. org/index. php
anksiyete-bozukluu belirtileri/ apais-ve-stai-skorlarinin-karsilastirilmasi html
27
KÜBRA ZEYREK HANİFEDEDELİ KÜBRA BEKTAŞ SULTAN KARAYAVUZ YAĞMUR DEMİRBAĞ AYŞE KARAKUŞ
Benzer bir sunumlar
© 2024 SlidePlayer.biz.tr Inc.
All rights reserved.