Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

MADDE İLE İLİŞKİLİ BOZUKLUKLAR VE BAĞIMLILIK BOZUKLUKLARI

Benzer bir sunumlar


... konulu sunumlar: "MADDE İLE İLİŞKİLİ BOZUKLUKLAR VE BAĞIMLILIK BOZUKLUKLARI"— Sunum transkripti:

1 MADDE İLE İLİŞKİLİ BOZUKLUKLAR VE BAĞIMLILIK BOZUKLUKLARI

2 Madde Bağımlılığı Nedir?
"Madde", kötüye kullanım ve bağımlılığa yol açabilecek, değişik yollarla alınabilen, duygudurum, algılama, biliş ve diğer beyin işlevlerinde bir değişiklik yaratan her türlü kimyasal olarak tanımlanabilir.

3 SINIFLAMALAR Dünya Sağlık Örgütü madde kullanımını ve bağımlılığını şöyle gruplamaktadır: Opiyat tipi bağımlılık Alkol/Barbitürat/Benzodiazepin tipi bağımlılık Esrar tipi bağımlılık Uyarıcı tipi bağımlılık Kokain tipi bağımlılık Hallusinojen tipi bağımlılık Solvent-inhalant tipi bağımlılık Tütün tipi bağımlılık

4 SINIFLAMALAR DSM IV’te maddelerin patolojik kullanımı iki kategori içerisinde incelenmektedir. Madde kötüye kullanımı Madde bağımlılığı

5 "Madde kötüye kullanımı", bir yıllık bir süre içinde tekrarlayan biçimde olası sosyal, yasal sorunlarla veya fiziksel tehlikeye yol açacak biçimde madde kullanımıdır. "Madde bağımlılığı" ise, maddenin kişinin yaşamında merkezi bir rol oynuyor oluşunu, bireyin madde alımı üzerindeki kontrolü kaybetmiş olmasını ve maddeye bağlı bedensel ve psikolojik sorunların varlığını göz önünde tutan geniş bir bağımlılığı ifade eder.

6 Madde Kötüye Kullanımı
Tanı için maddenin bir çok kere kullanılmasına bağlı olarak aşağıdakilerden birinin bulunması gerekmektedir. Temel sorumlulukları yerine getirememe (örn: İşe gitmeme) Madde etkisi altındayken araç kullanma gibi faaliyetlerle tehlikeye maruz kalma Davranış taşkınlıkları veya trafik ihlallerinden tutuklanma gibi yasal sorunlar. Sosyal ve kişiler arası problemler (örn: eşle kavga)

7 Madde Bağımlılığı DSM IV’ de aşağıdaki ölçütlerden en az üçünün var olması şeklinde tanımlanmıştır. Aynı etkiyi elde etmek için maddenin daha yüksek dozlarda kullanımı veya aynı dozda alınıyorsa etkisinin giderek azalması şeklinde kişinin tolerans geliştirmesi. Kişi madde alımını kestiği ya da azalttığı zaman yoksunluk belirtileri, olumsuz fiziksel ve psikolojik etkiler gelişir. Kişi ayrıca maddeyi yoksunluk belirtilerini önlemek ya da azaltmak amacıyla da kullanabilir. Kişi maddeyi amaçladığından daha uzun süre ya da daha fazla miktarlarda kullanır.

8 Kişi bazı aktivitelerini madde kullanımı nedeniyle bırakır ya da sıklığını azaltır.
Eğer tolerans ya da yoksunluk belirtileri varsa madde bağımlılığı tanısı fizyolojik bağımlılık olsa da olmasa da konulabilir.

9 DSM V Madde ve Bağımlılık Bozukluğu
MADDELERİN YARATTIĞI ETKİYİ YARATARAK BEYİN ÖDÜL SİSTEMİNİ AKTİVE EDEN DAVRANIŞLAR olarak genişletilmiş. (Addictive Disorders alt başlığı altında- Kumar eklenmiş) Internet Oyun Bağımlılığı (III. Bölüme- araştırılması gereken bozukluklar bölümü- eklenmiş)

10 Bağımlılık Yapan Maddeler Nelerdir?
Alkol Sigara Esrar Uçucu Maddeler Eroin Morfin Ketamin Meskalin (kaktüs) Metamfetamin Bağımlılık Yapan Maddeler Nelerdir?

11 Bağımlılık Yapan Maddeler Nelerdir?
Steroidler Kokain Ecstasy LSD GHB Fensiklidin (PCP) Ritalin Mantar (Psylocibin)

12 Maddelerin Özelliklere Göre Sınıflandırılması
Depresanlar: Alkol, Barbituratlar, Trankilizanlar. Stimülanlar (Uyarıcılar): Amfetaminler, Kokain, Kafein, Nikotin. Yatıştırıcılar: Afyon, Morfin, Eroin. Halüsinojenler: LSD, PCP, Esrar

13 ALKOL Genel Özellikler: Alkol alışkanlığının bir hastalık olarak kabul edilmesi eski çağlara dayanmaktadır. Roma filozofu Seneca, alkolizmi bir akıl hastalığı olarak tanımlamıştır. Alkolizm terimi, ilk defa İsveçli hekim Magnus Huss tarafından, “Alcoholismus Chronicus” (1849) isimli makalede kullanılmıştır. Bu makalenin ardından, kronik alkolizm tıbbi bir terim haline gelmiş ve bir hastalık olarak kabul edilmeye başlanmıştır.

14 Hamilelik döneminde yoğun alkol kullanımı zeka geriliğinin bilinen bir nedenidir. Fetüsün gelişimi yavaşlar. Kafa, yüz,kol ve bacaklarda anormallikler oluşur. Bu durum Fetal Alkol Sendromu olarak da bilinir.

15 DSM V Alkol Kullanım Bozukluğu
On iki aylık bir süre içinde, aşağıdakilerden en az ikisi ile kendini gösteren, klinik açıdan belirgin bir sıkıntıya ya da işlevsellikte düşmeye yol açan, sorunlu bir alkol kullanım örüntüsü: 1. Çoğu kez, istendiğinden daha büyük ölçüde ya da daha uzun süreli olarak alkol alınır. 2. Alkol kullanmayı bırakmak ya da denetim altında tutmak için sürekli bir istek ya da bir sonuç vermeyen çabalar vardır.

16 3. Alkol elde etmek, alkol kullanmak ya da yarattığı etkilerden kurtulmak için gerekli etkinliklere çok zaman ayrılır. 4. Alkol kullanmaya içinin gitmesi ya da alkol kullanmak için çok büyük bir istek duyma ya da kendini zorlanmış hissetme. 5. İşte, okulda ya da evdeki konumunun gereği olan başlıca yükümlülüklerini yerine getirememe ile sonuçlanan, yineleyici alkol kullanımı.

17 6. Alkolün etkilerinin neden olduğu ya da alevlendirdiği, sürekli ya da yineleyici toplumsal ya da kişilerarası sorunlar olmasına karşın alkol kullanımını sürdürme. 7. Alkol kullanımından ötürü önemli bir takım toplumsal, işle ilgili etkinliklerin ya da eğlenme-dinlenme etkinliklerinin bırakılması ya da azaltılması. 8. Yineleyici bir biçimde, tehlikeli olabilecek durumlarda alkol kullanma. 9. Büyük olasılıkla alkolün neden olduğu ya da alevlendirdiği, sürekli ya da yineleyici bedensel ya da ruhsal bir sorunu olduğu bilgisine karşın alkol kullanımı sürdürülür.

18 10. Aşağıdakilerden biriyle tanımlandığı üzere, dayanıklılık (tolerans) gelişmiş olması:
a. Esrikliği ya da istenen etkiyi sağlamak için belirgin olarak artan ölçülerde alkol kullanma gereksinimi. b. Aynı ölçüde alkol kullanımının sürdürülmesine karşın belirgin olarak daha az etki sağlanması. 11. Aşağıdakilerden biriyle tanımlandığı üzere, yoksunluk gelişmiş olması: a. Alkole özgü yoksunluk sendromu b. Yoksunluk belirtilerinden kurtulmak ya da kaçınmak için alkol (ya da benzodiazepin gibi yakından ilişkili bir madde) alınır.

19 Alkol Esrikliği (Entoksikasyonu)
Yakın bir geçmişte alkol almış olma. Alkol alımı sırasında ya da kısa bir süre sonrasında gelişen, klinik açıdan önemli, sorunlu davranışsal ya da ruhsal değişiklikler (örn. Uygunsuz cinsel ya da saldırgan davranış, duygudurum değişkenliği, yargılama bozukluğu). Alkol alımı sırasında ya da kısa bir süre sonrasında gelişen, aşağıdaki belirti ya da bulgulardan biri (ya da daha çoğu):

20 Madde ile İlişkili Bozukluklar ve Bağımlılık Bozuklukları
1. Sözü ağızda geveleyerek konuşma. 2. Eşgüdüm bozukluğu 3. Düzgün ayakta duramama 4. Nistagmus (Gözün istemsiz ritmik veya aritmik hareketleri) 5. Dikkat ya da bellek bozuklukları. 6. Stupor (çevreye ve çevresel uyartılara duyarlığın kaybı veya azalması) ya da koma. Bu belirtiler ya da bulgular başka bir sağlık durumuna bağlanamaz ve başka bir madde esrikliği de içinde olmak üzere başka bir ruhsal bozuklukla daha iyi açıklanamaz.

21 Alkol Yoksunluğu Aşırı ölçüde ve uzun süreli alkol kullanmının bırakılması (ya da azlatılması). A tanı ölçütünde tanımlanan alkol kullanımının bırakılmasından (ya da azaltılmasından) sonra, birkaç gün arasında değişen bir süre aralığından sonra aşağıdaki iki (ya da daha çok) belirti ya da bulgunun gelişmesi: 1. Otonom aşırı etkinlik (hiperaktivite) (örn. terleme ya da dakikada 100’ün üzerinde bir kalp atım hızı).

22 2. El titremesinde artma 3. Uykusuzluk 4. Bulantı ya da kusma 5. Gelip geçici, görsel, dokunsal ya da duyusal varsanılar ya da yanılsamalar. 6. Ruhsal-devinsel kışkırma (psikomotor ajitasyon). 7. Bunaltı. 8. Jeneralize tonik-klonik katılmalar.

23 B tanı ölçütündeki belirtiler ve bulgular klinik açıdan belirgin bir sıkıntıya ya da toplumsal, işle ilgili alanlarda ya da önemli diğer işlevsellik alanlarında işlevsellikte düşmeye neden olur. Bu belirtiler ve bulgular başka bir sağlık durumuna bağlanamaz ve başka bir madde esrikliği ya da yoksunluğu da içinde olmak üzere, başka bir ruhsal bozuklukla daha iyi açıklanamaz.

24 NİKOTİN

25 NİKOTİN Kimyasal Özellikleri ve Elde Ediliş Biçimleri
Tütünün temel alkoloidi ve alışkanlık yapan etkenidir. Nikotin reseptörleri adı verilen ve beynin haz merkezinde bulunan reseptörleri uyarır Koklanarak burundan çekilen ya da çiğnenen dumansız tütünler de nikotin kadar yüksek düzeyde toksik-zehir içerir. Doğal bir şekilde oluşan renksiz sıvı olan nikotin, yakıldığı zaman kahverengiye dönüşür ve havayla karıştığında da tütün kokusu kazanır. 1800’lerin başlarında tanımlanan ve yoğun bir şekilde üzerinde çalışılan nikotinin, beyin ve vücut üzerinde, bir kısmı da tespit edilemeyen kompleks bir takım etkileri vardır.

26 NİKOTİN İçer içmez ortaya çıkabilecek etkileri
kalp atışının hızlanması, kan basıncının artması, midenin asit üretmesi, böbreklerin az idrar üretmesi, beynin ve sinir sisteminin hızlı çalışması sonra yavaşlaması, iştahsızlık, koku ve tat alma duyularının zayıflaması, akciğerlerdeki küçük saç benzeri liflerin ve havayollarının uygun çalışmaması, el ve ayak parmaklarına kan akışının zayıflamasıdır. Ayrıca; midenin bozulması, gözlerin sulanması, baş dönmeleri da yaşanabilir.

27 NİKOTİN Uzun süreli etkileri Sık sık nefessiz kalmak ve öksürmek,
dişlerin ve parmakların lekelenmesi, daha kırışık ve kuru bir ciltle daha yaşlı gözükmesi, Uzun süre içmekten dolayı ortaya çıkan hastalıklar ise şöyle sıralanabilir: Ciğerlerdeki ve kalpteki kan damarlarının daralması ve kalınlaşması, Solunumla ilgili enfeksiyonlar. Üşütme, kronik bronşit veya zatürre, astımın artması, Mide ülseri, Akciğere kan akışının azalmasından dolayı damar hastalıkları, Kalp krizi ve kalp ile ilgili hastalıklar, Akciğer, böbrek, pankreas, gırtlak, mesane,rahim, mide kanseri.

28 NİKOTİN Yoksunluk belirtileri: Nikotin alımının durdurulması yoksunluk sendromuna yol açar. İrrite olma, zihinsel ve dikkatle ilgili süreçlerde rahatsızlıklar, uyku bozuklukları, i iştah artması ve tekrar kullanmak için aşırı istek duyma olarak sıralanabilir. Aşırı derecede tütün için istek duyma, 6 ay veya daha fazla sürebilir

29 Tütünle İlişkili Bozukluklar
DSM V Tütünle İlişkili Bozukluklar Tütün Kullanım Bozukluğu On iki aylık bir süre içinde, aşağıdakilerden en az ikisi ile kendini gösteren, klinik açıdan belirgin bir sıkıntıya ya da işlevsellikte düşmeye yol açan, sorunlu bir tütün kullanım örüntüsü: 1. Çoğu kez, istendiğinden daha büyük ölçüde ya da daha uzun süreli olarak tütün kullanılır. 2. Tütün kullanmayı bırakmak ya da denetim altında tutmak için sürekli bir istek ya da bir sonuç vermeyen çabalar vardır.

30 3. Tütün elde etmek, tütün kullanmak ya da yarattığı etkilerden kurtulmak için gerekli etkinliklere çok zaman ayrılır. 4. Tütün kullanmaya içinin gitmesi ya da tütün kullanmak için çok büyük bir istek duyma ya da kendini zorlanmış hissetme. 5. İşte, okulda ya da evdeki konumunun gereği olan başlıca yükümlülüklerini yerine getirmeme ile sonuçlanan, yineleyici tütün kullanımı (örn. işini engelleme).

31 6. Tütünün etkilerinin neden olduğu ya da alevlendirdiği, sürekli ya da yineleyici toplumsal ya da kişiler arası sorunlar olmasına karşın tütün kullanımını sürdürme (örn. tütün kullanımıyla ilgili başkalarıyla tartışmalara girme). 7. Tütün kullanımından ötürü birtakım toplumsal, işle ilgili etkinliklerin ya da eğlenme-dinlenme etkinliklerinin bırakılması ya da azaltılması. 8. Yineleyici bir biçimde, tehlikeli olabilecek durumlarda tütün kullanma (örn. yatakta sigara içme).

32 9. Büyük olasılıkla tütünün neden olduğu yada alevlendirdiği, sürekli ya da yineleyici bedensel ya da ruhsal bir sorunu olduğu bilgisine karşın tütün kullanımı sürdürülür. 10. Aşağıdakilerden biriyle tanımlandığı üzere, dayanıklılık (tolerans) gelişmiş olması: a. Esrikliği ya da istenen etkiyi sağlamak için belirgin olarak artan ölçülerde tütün kullanma gereksinimi. b. Aynı ölçüde tütün kullanımının sürdürülmesine karşın belirgin olarak daha az etki sağlanması.

33 11. Aşağıdakilerden biriyle tanımlandığı üzere, yoksunluk gelişmiş olması:
a. Tütün yoksunluk sendromu b. Yoksunluk belirtilerinden kurtulmak ya da kaçınmak için tütün (ya da nikotin gibi yakından ilişkili bir madde) alınır.

34 Tütün Yoksunluğu En az birkaç hafta, her gün tütün kullanma. A tanı ölçütünde tanımlanan tütün kullanımının bırakılmasından ya da ölçüsünün azaltılmasından sonraki 24 saat içinde, aşağıdaki dört (ya da daha çok) belirti ya da bulgunun gelişmesi: 1. Kolay kızma, engellenmişlik duygusu ya da öfke. 2. Bunaltı. 3. Odaklanma gülüğü 4. Yeme isteğinde artma. 5. Huzursuzluk. 6. Çökkün duygudurum. 7. Uykusuzluk.

35 B tanı ölçütündeki belirtiler ve bulgular klinik açıdan belirgin bir sıkıntıya ya da toplumsal, işle ilgili alanlarda ya da önemli diğer işlevsellik alanlarında işlevsellikte düşmeye neden olur. Bu belirtiler ya da bulgular başka bir sağlık durumuna bağlanamaz ve esriklik ya da başka bir madde yoksunluğu da içinde olmak üzere başka bir ruhsal bozuklukla daha iyi açıklanamaz.

36 ESRAR

37 ESRAR Esrar kullanımı genellikle “gateway” - (geçiş/giriş kapısı) olarak bilinir ve kişinin daha güçlü maddeleri kullanmaya devam edip etmeyeceğinin büyük bir belirleyicisidir. A.B.D’de gençlerle yapılan bir çalışmada esrar kullananların %73’nün daha sonra kokain, %33’nün eroin kullandığı görülmüştür

38 ESRAR Yoksunluk Belirtileri : Diğer maddelerde olduğu gibi bırakıldığında yada azaltıldığında yoksunluk belirtisi dediğimiz davranışlar gözükmez. Ancak her madde gibi esrarında bağımlılık potansiyeli vardır ve toleransı arttırır. Uzun süre esrar kullananlar kullanımı kestiklerinde sinirlilik, gerginlik, uykusuzluk, iştahsızlık gibi problemler yaşayabilirler.

39 ESRAR Entoksikasyon (zehirlenme ) Belirtileri ve Sonuçları :
En önemli fizyolojik etkilerinden biri tütün benzeri akciğer sorunlarını ortaya çıkarmasıdır (akciğer kanseri,bronşit, astım vb). Uzun süre ve yoğun olarak kullananlardaki diğer bir etkisi belleğin zarar görmesidir, kısa süreli hafıza etkilenir. Öğrenme ile ilgili fonksiyonlar da zarar görebilir. Sık kullananlarda paranoid tipte psikoz yaratır; hezeyanlar gözlenir. Uzun süreli kullanımı, esrar entoksikasyonuna bağlı olmayan, esrar kullanımından bağımsız, kalıcı bir psikotik tablonun oluşmasına neden olabilir.

40 UÇUCU MADDELER

41 UÇUCU MADDELER Kimyasal Özellikleri ve Elde Ediliş Biçimleri :
Koklanan maddeler uçucu maddelerdir; kimyasal buharlar üretirler ve içe çekildiğinde zihni uyaran etki yaparlar. Uzmanlar 1000’ e yakın ev ürününün koklanan madde olarak kullanılabileceğini doğrulamışlardır. Genellikle çocukların esrar, sigara veya alkol kullanmadan önce ilk denedikleri madde uçucu madde olmaktadır. Başlama yaşları da genellikle geç çocukluğun bittiği ve ergenliğin başladığı dönemlere denk gelmektedir. Uçucu madde diye nitelendirdiğimiz maddelerin en tehlikeli yanı ilk, üçüncü ya da 100. kullanışta ölüme neden olabilmeleridir. “ani ölüm” dediğimiz olay, uçucu maddelerin kalp ritmini bozup, kalbin durmasına yol açmasıyla olur. Uçucu, yani gaza dönüşebilen maddeler (volatile solvents) sıvıdırlar.

42 UÇUCU MADDELER Etkileri : Alınan madde ciğerler tarafından kan dolaşımına ve çabucak beyne ve diğer organlara dağıtılır. Alındıktan birkaç dakika sonra kullanıcı, alkolün etkilerine benzer bir zehirlenme yaşar. Kelimeler birbirine karışır, koordineli hareketlerinde yeteneksizlik, öfori, baş dönmesi görülür. Bunların yanı sıra kişi, başını yokmuş gibi hissedebilir, halüsinasyonlar, hezeyanlar –uçabileceklerini düşünmeleri gibi- yaşarlar. “Kafa yapıcı” etkisi çok kısa sürede sona erdiğinden, kullanıcılar etkinin daha uzun sürmesi için birkaç saat boyunca tekrar tekrar madde çekerler ve bu çok tehlikelidir. Bilinç kaybı hatta ölüm meydana gelebilir.

43 UÇUCU MADDELER Zehirlenme (entoksikasyon): Yüksek doz alındığında kişide konfüzyona ve deliryuma yol açabilir. Mide bulantısı ve kusma görülebilecek diğer yan etkilerdir.

44 UÇUCU MADDELER Yoksunluk belirtileri: Kullanmayı bırakan kişilerde kilo kaybı, kas güçsüzlüğü, koordinasyon yokluğu, irrite olma durumu, odaklanamama, oryantasyonun bozulması ve depresyon görülür.

45 EROİN

46 Kimyasal Özellikleri ve Elde Ediliş Biçimleri
Afyonun İngilizce karşılığı “opium”dur. Afyon ve benzeri maddelerin tümüne “opioid” adı verilmektedir. Eroin de afyon haşhaşından elde edilen ve uyuşturucu özelliği taşıyan bir maddedir. Büyük oranda bağımlılık yapma özelliğine sahiptir. Opiodlar arasında afyon sakızı, morfin, kodein de sayılabilir.

47 EROİN (OPİYAT) Damar yoluyla kullanımlarda, çok kısa sürede hızlı etki yapmaktadır. İçildiğinde ya da burundan çekildiğinde tepe etkisini, 10 ila 15 dakika içinde göstermektedir. Etkisi 4-6 saat kadar sürdüğünden, kişi günde 3-4 kez eroin kullanmak zorunda kalır. Burundan çekerek ya da içilerek eroin alma, damardan enjeksiyon yolu gibi yoğun bir “etki” (rush) üretmese de; araştırmacılar eroinin üç kullanım şeklinin de bağımlılık yapacağını doğruladılar. Ulusal datalara göre eroin kullanıcılarının en geniş gruplarından biri, 30 yaşın üstünde olmaya devam etmektedir.

48 EROİN (OPİYAT) Fiziksel ve Psikolojik Etkileri Kısa süreli etkileri:
Enjeksiyondan sonra eroin, beyin bölgelerine geçer. Beyinde eroin morfine dönüştürülür ve beyindeki sinir hücrelerindeki opiod alıcılarına hızlıca yapışır. Yoğunlaşmanın şiddeti; ne kadar madde alındığına, maddenin beyne ne kadar hızla girdiğine ve beyindeki opiod reseptörlerine ne kadar çabuk yapıştığına bağlıdır. Bağımlılık yapıcıdır, çünkü beyne oldukça çabuk girer.

49 EROİN (OPİYAT) Konuşmaları yavaşlar, dikkat ve bellek fonksiyonlarında bozukluklar görülebilir. Eroinin merkezi sinir sistemindeki etkileri nedeniyle zihinsel işlevsellik gölgelenir. Kalp ve tansiyon yavaşlar, bazen ölüm noktasına da varabilir. Sokaklarda satılan eroinin ne kadar saf olduğunun tam olarak bilinememesi özel bir risk durumu yaratır. Bu nedenle, eroin kullanıcıları bilmeden de yüksek doz alma riskindedirler. Eroin kullanıcılarında HIV virüsü, Hepatit C ve diğer enfeksiyon hastalıklarının görülme nedenleri, bir başkasının kullandığı enjeksiyon araçlarının paylaşılmasından ya da enjeksiyon yoluyla eroin kullanan biriyle korunmasız cinsel ilişkiye girilmesinden kaynaklanmaktadır.

50 EROİN (OPİYAT) Uzun süreli etkileri: Eroinin uzun süreli kullanımında en zarar verici etkilerinden biri bağımlılığın kendisidir. Bağımlılık süreğendir. “Hastalığa” yeniden yakalanma, devamlı bir şekilde (kompülsif olarak) maddeyi arama ve kullanma ile karakterize olur. Eroin, çok güçlü bir şekilde maddeyi aramaya ve kullanmaya motive eden fiziksel tolerans oluşturur. Herhangi bir bağımlılık yapan maddenin kullanıcıları gibi, eroin kullanıcıları da düzenli bir şekilde maddeyi elde etmek ve kullanmak için çok ama çok zaman ve enerji harcarlar.

51 EROİN (OPİYAT) Entoksikasyon ve sonuçları:
Yüksek dozlarda alındığında tepkisizlik, yavaş solunum, beden ısısında düşme, kalp atışlarının yavaşlaması, tansiyon düşüklüğü, koma ve ölüm görülebilir.

52 MORFİN Genel Özellikler:
İlk olarak afyon bağımlılığını tedavi etmek için kullanılmıştır. Bu yüzden morfini temin etmek çok kolaydı ve kısa süre sonra afyonun yerini morfin almaya başladı. Morfin aynı zamanda, Amerika’nın iç savaşında yaralı askerlerin tedavisinde kullanılmış, savaş sona erdikten sonra yaklaşık asker evlerine morfin bağımlısı olarak geri dönmüştür. Tüm bunların sonucu olarak, 1914 yılında Amerika’da morfin kullanımı sadece doktor tavsiyesi ile sınırlandırılmış, bunun dışındaki kullanımlar yasa dışı ilan edilmiştir.

53 MORFİN Afyonda bulunan 25 dolayında alkoloitten en önemli ve en yüksek oranda bulunanıdır morfin. Ham afyonun kimyasal işlemlerden geçirilmesi sonucu elde edilir. Ağrı kesici ve uyuşturucu olarak uygun dozlarda tıpta kullanılmaktadır. Çok çabuk bağımlılık geliştirdiği için zorunluluk dışında başvurulması sakıncalıdır

54 MORFİN Kullanım Şekli ve Görünüm: Beyaz toz kristal halindedir.
Suda ve alkolde erir. Morfin damardan, sigara gibi içilerek, koklanarak ya da yutularak kullanılabilir. Amerika’da "M, morph, Miss Emma” gibi isimlerle anılır. Ülkemizde ise beyaz şey, maymun, rüya gören, amca, küp, eritici gibi sokak isimleri vardır.

55 MORFİN Yoksunluk: Morfinin etkilerinin geçmesiyle birlikte şiddetli halsizlik, uyuma isteği, kas spazmları, şiddetli burun akıntısı, yorgunluk, sinirlilik, endişe, korku gibi bir tablo ortaya çıkar. Kişi bu durumdan çıkmak için tekrar morfin alma arayışına girer.

56 STEROİDLER

57 STEROİDLER Kimyasal Özellikleri ve Elde Ediliş Biçimleri
Anabolik-androjenik steroidler erkek cinsel hormonlarıyla ilgili, sentetik maddelerdir. “Anabolic” kas yapıcı anlamındadır; “androgenic” ise arttırılmış kas özelliklerine işaret eder. Kas geliştirici streoidler, normal gelişimin, büyümenin ve seksüel işlevlerin gerçekleşmesi için gerekli olan testosteronu yeterli düzeyde üretmeyen testislerin tedavisinde kullanılmak üzere 1930’ların sonlarında geliştirildi. Sadece reçete yoluyla yasal olarak ulaşılabilen maddelerdir.

58 STEROİDLER Ayrıca, AIDS’li hastalardaki kilo kaybını ve kas kitlelerinin zayıflaması ile sonuçlanan diğer rahatsızlıkları tedavi etmekte de kullanılmaktadır. Bilim adamlarının, laboratuardaki deneylerde hayvanlar üzerinde kullandıkları kas geliştirici steroidlerin, iskelet ve kas gelişimini kolaylaştırdığını keşfetmeleri, bu maddenin öncelikle beden geliştiriciler ve sonradan da diğer spor dallarındaki atletler tarafından kullanılmasına yol açmıştır. 100’den fazla değişik kas geliştirici steroid geliştirilmiştir.

59 STEROİDLER Kullanış Biçimleri :
Bazı kas geliştirici steroidler ağız ya da enjeksiyon yollarıyla alınabildiği gibi; jel veya krem halinde olanlarsa deriye sürülmek suretiyle kullanılmaktadır.

60 STEROİDLER Etkileri : En büyük yan etkileri akciğer kanseri ve tümörü, sarılık, yüksek kas basıncı, kötü kolestrolün artması (LDL), iyi kolestrolün düşmesi (HDL)’dir. Diğer yan etkileri ise böbrek tümörü, yoğun akneler, titremeler, testislerin büzülüp küçülmesi ve göğsün genişlemesidir. Bunların yanı sıra cinsiyete özgü yan etkileri de vardır : Erkeklerde; sprem sayısının düşmesi, kısırlık, kellik, yüksek prostat kanseri riski. Kadınlarda ise; yüzde kılların çıkması, kelleşme, menstruasyon dönemlerinin durması ya da değişmesi, klitorisin genişlemesi, sesin kalınlaşmasıdır.

61 STEROİDLER Ayrıca kas geliştirici streoidleri enjeksiyon yoluyla alanlar HIV / AIDS ya da ciğerlere ciddi derecede zarar veren hepatit virüslerinin geçişini kolaylaştırmaktadır. Araştırmalar, agresyon ve diğer psikiyatrik yan etkilerin kas geliştirici steroidlerin kullanımından kaynaklanabileceğini göstermişlerdir. Bir çok kullanıcı kas geliştirici steroid aldıklarında kendilerini iyi hissettiklerini ifade etseler de araştırmacılar, şiddete yol açan manik benzeri semptomları da içeren “uç” duygu durumu değişiklikleri rapor etmişlerdir. Maddenin alımı durdurulduğunda depresyon sıklıkla görülmektedir ve kas geliştirici steroidlere bağımlılığa katkıda bulunmaktadır. Araştırmalar ayrıca, paranoid kıskançlıktan, aşırı asabiyetten, kuruntulardan ve yenilmezlik duygularından çıkan bozulmuş muhakeme yeteneğinin oluştuğuna işaret etmektedirler.

62 STEROİDLER Yoksunluk belirtileri : Duygu durumu değişiklikleri, yorgunluk, gerginlik, iştah kaybı, uykusuzluk, azalmış seks isteği ve daha fazla steroid alma isteğidir. En tehlikeli yoksunluk belirtisi depresyondur çünkü bu bazen intihar girişimlerine neden olabilmektedir.

63 KOKAİN Genel Özellikler:
İlk kez 1860 yılında izole edilmiştir yılında ise vasokonstruksiyon (damarları daraltıcı) etkisi nedeni ile lokal anestezik (bölgesel ağrı kesici) olarak kullanılmaya başlanmıştır. Kokain tıpta halen bir lokal anestezik olarak, özellikle göz, burun ve boğaz cerrahisinde kullanılmaktadır. 1884 yılında Sigmund Freud kokainin farmakolojik etkileri üstüne bir çalışma yapmıştır. 1880 ve 1890 yılları arasında, birçok hastalığı iyileştirmek amacı ile yaygın olarak kullanılmış, 1914 yılında ABD’de bağımlılık yapıcı özelliği nedeni ile uyuşturucu bir madde olarak kabul edilmiştir.

64 KOKAİN Yoksunluk: Kokain alımını izleyen bir saat içerisinde “crash” adı verilen depresyona benzer bir tablo oluşur. Bu tablo çöküntü, mutsuzluk, hiçbir şeyden zevk almama, sıkıntı, kaygı, sinirlilik, güçsüzlük, çok uyuma isteği, korkutucu rüyalar ile belirgindir. Bu belirtiler 18 saat sürer. Ağır kullanımda ise bir haftaya kadar uzar. Özellikle 2-4 gün arasında en şiddetli düzeyine varır. Bu dönemde intihar gözlenebilir. Sonuçlar: Kokain yüksek dozda kullanıldığı zaman, kalp atım hızı artar, yüksek tansiyon ortaya çıkar. Sinirlilik, sosyal muhakeme kaybı, riskli cinsel girişimler, saldırganlık, psikomotor aktivitede artış, ajitasyon, kalp atımında bozukluk, göğüs ağrısı, kas zayıflığı, solunum güçlüğü ve koma gelişir. Tüm maddeler içinde en öldürücü etki kokainindir.

65 LSD Uzun süreli etkilerinden diğeri de kullanım sonucu beyin fonksiyonlarının kalıcı bir şekilde etkilenmesi olasılığıdır ve bu, uzun süreli mental rahatsızlıkların oluşmasını ateşleyebilir. Kullanıcı psikotik bir tablo sergileyebilir. Kısaca LSD’nin kullanım sırasındaki etkilerini özetlersek : Algılanan uyaranlar daha şiddetli hissedilir (Rengin daha parlak algılanması gibi) Uyaranın kaynağını tespit etmek zorlaşır(Vücuda dokunan el kendisinin mi yoksa başkasının mı?)

66 LSD Yoksunluk Belirtileri :
Kronik kullanım durdurulduğunda ya da azaltıldığında fiziksel yoksunluk belirtisi dediğimiz davranışların gözüktüğüne dair kanıt yoktur; ancak toleransı arttırır, kullanıcı daha önce yaşadığı seviyedeki etkiyi elde etmek için düzenli bir şekilde maddenin dozunu arttırır.


"MADDE İLE İLİŞKİLİ BOZUKLUKLAR VE BAĞIMLILIK BOZUKLUKLARI" indir ppt

Benzer bir sunumlar


Google Reklamları