Sunuyu indir
Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz
1
Bugün neler öğreneceğiz?
Ders : Din Kültürü ve Ahlâk Bilgisi Sınıf : 5 Öğrenme Alanı : KUR’AN VE YORUMU Ünite : KUR’AN’DA KISSALAR Süre : = 80 dakika Konular : 1- Sevgi ve merhamet örneği : Hz. Yusuf 2- Sabır örneği : Hz.Eyüp Kazanımlar : 1-Hz.Yusuf’un, yaşadığı zorluklara rağmen ahlâklı davranmayı seçmesinin nedenlerini tartışır. 2-Hz.Eyüp kıssasından hareketle sabrın güçlükler ve olumsuzlukları aşmadaki rolünü kavrar.
2
BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
DERSE HAZIRLIK SORULARI Yusuf Peygamber ile ilgili neler biliyorsunuz? “Sevgi” ve “merhamet” kelimeleri size neler çağrıştırıyor?
3
1-Yukarıdaki şiir size neler düşündürmektedir?
HOR BAKMA TOPRAĞA 90.sayfa Hor bakma sen toprağa Toprakta kimler yatar Hani bunca evliya Yüz bin peygamber yatar Yusuf’u yavi kılan Kurt ile davi kılan Ağlayıp gözsüz kalan Yakup Peygamber yatar Kuyudan nihan olan Kul deyüp satılan Mısır’a sultan olan Yusuf Peygamber yatar Ali Kemal Yunus Emre, S Davi: Kavga Evliya: Eren, ermiş Kul: Köle Yavi: Dost, sevgili Nihan olan: Gizlenen, gizli olan 1-Yukarıdaki şiir size neler düşündürmektedir? 2-Şiirde hangi peygamberlerden bahsediliyor? 3-Yusuf Peygamberin hayatıyla ilgili hangi vurgular yer alıyor?
4
H Z . YUSUF A.S. Kurân'da adı geçen peygamberlerinden biridir. Hz. Yûsuf Kurân'da adi geçen peygamberlerden birisi olup, Yakub Peygamberin oğludur Nesebi Hz. İbrahim'e kadar varır. Kur'ân-ı Kerîm'de kendi adını taşıyan bir sûre vardır. Tamamı 111 âyet olan bu sûrenin 98 âyeti (4-101) Hz. Yûsuf'tan bahseder. Bu âyetlerde anlatıldığına göre Hz. Yûsuf'un hayat hikâyesi özetle şöyledir: Hz. Yûsuf'un on bir tane erkek kardeşi vardı Yûsuf fevkalâde güzel ve son derece zekî idi Babaları Hz. Yakub en çok Yûsuf'u seviyordu Bu sevgiyi ağabeyleri kıskanıyorlardı.
5
Yûsuf (a.s) bir gece rüyasında on bir yıldızın, Güneş ve ayin kendisine secde ettiklerini gördü Bu rüyayı babasına anlattı. Babası rüyanın, Hz. Yûsuf'un büyük bir adam olacağına işaret olduğunu anladı ve Yûsuf'a rüyasını ağabeylerine anlatmamasını tembihledi. Ancak, ağabeyleri bundan haberdar oldular ve Yûsuf'u öldürüp bir yere atmayı plânladılar. Babalarından izin alarak, gezip eğlenmek bahanesiyle Yûsuf'u alıp kırlara,götürdüler. Onu bir kuyuya attılar, gömleğini da kana bulayarak, "Yûsuf'u kurt kaptı" diye babalarına yalan söylediler.
6
Kuyunun yanından geçmekte olan bir kafile Yûsuf'u buldu ve köle olarak satmak üzere alıp, Mısır'a götürdüler. Orada az bir fiyatla onu Azîz (maliye bakanı)'e sattılar. Aziz'in hanımı Yûsuf'a göz koydu. Onu kendisiyle beraber olmaya çağırdı. Yûsuf (a.s) bunu kabul etmeyince, ona iftira edip kocasına şikayet etti ve hapse attırdı. Hz. Yûsuf senelerce hapiste kaldı. Orada hükümdarın şerbetçisi ve aşçısı ile tanıştı. Onların gördükleri rüyaların yorumunu yaptı. Birisinin, kurtulup efendisinin hizmetine devam edeceğini, diğerinin ise öldüreceğini söyledi. Sonunda dediği çıktı Hz. Yûsuf, hapisten kurtulana, kendisini efendisinin yanında anlatmasını istedi.
7
Hükümdar bir gece rüyasında yedi zayıf ineğin yedi besili ineği yediğini ve yedi yeşil başakla yedi kuru başak gördü. Bu rüyanın yorumunu yaptırmak istedi. Hz. Yûsuf'un rüya yorumu yaptığını örgendi ve onu hapisten çıkarıp, rüyasını anlattı. Hz. Yûsuf, yedi sene bolluk olacağını, peşinden gelen yedi senenin ise kıtlıkla geçeceğini söyledi. Bunun üzerine hükümdar, Hz. Yûsuf'u maliye bakanlığına getirdi Yûsuf (a.s) bolluk yıllarında bütün ambarları tahıl ile doldurttu; kıtlık yılları gelince bu zahireyi (tahılı) halka dağıtmaya başladı.
8
Ayni kıtlık, Hz. Yûsuf’un babasının memleketi olan Ken'an diyarında da yaşandı. Yûsuf (a.s)'un kardeşleri de tahıl (zahire) almak için iki kez Ken'an ilinden Mısır'a geldi. Sonunda Yûsuf (a.s) kardeşlerine kendini tanıttı ve onları affettiğini belirterek, "Bugün azarlanacak değilsiniz, Allah sizi bağışlar, o merhametlilerin merhametlisidir" (Yûsuf, 92) dedi. Yûsuf (a.s), babası, annesi ve kardeşlerinin tamamını Mısır'a davet etti.
9
Ailesi Mısır'a vardığında Yûsuf (a
Ailesi Mısır'a vardığında Yûsuf (a.s) anne ve babasını tahta oturttu; diğer on bir kardeşi ise Hz. Yûsuf'un önünde eğildiler O zaman Yûsuf (a.s); "Babacığım, işte bu vaktiyle gördüğüm rüyanın çıkışıdır; Rabb’im onu gerçekleştirdi. Şeytan benimle kardeşlerimin arasını bozduktan sonra, beni hapisten çıkaran, sizi çölden getiren Rabb’im, bana pek çok iyiliklerde bulundu. Doğrusu Rabbim, dilediğine lütufkârdır. O şüphesiz, bilendir, hâkimdir" dedi. (Yûsuf,100)
10
Bu şekilde İsrail oğulları, Filistin'den Mısır'a gelip yerleşmiş oldu
Bu şekilde İsrail oğulları, Filistin'den Mısır'a gelip yerleşmiş oldu Bir süre sonra Yakub (a.s) vefat etti Yûsuf (a.s), Allah Teâlâ'ya söyle münacatta bulundu: "Rabb’im, bana hükümdarlık verdin, rüyaların yorumunu öğrettin. Ey göklerin ve yerin yaratanı! Dünya ve âhirette koruyanım sensin! Benim canımı, Müslüman olarak al! Ve beni iyilere kat!" (Yûsuf, 101).
11
Yûsuf (a.s)'un hayat hikayesi Kur'ânı Kerîm'de "Ahsenü'l-Kasas, Kıssaların en güzeli" ünvanını aldı. Pek çok olayları içeren bu hayat hikâyesi için Allah Teâlâ söyle buyurdu: Ândolsun ki, Yûsuf ve kardeşlerinin olayında, soranlara nice ibretler vardır" (Yûsuf, 7). Yûsuf (a.s)'un defnedildiği yer, rivâyetlere göre, İbrahim (a.s)'in medfun bulunduğu Kudüs yakınlarında Halilü'r-Rahman kasabasındadır.
12
1-Hz.Yakup neden Yusuf’la daha çok ilgilenmiştir?
2-Kardeşleri, Yusuf’u niçin öldürmek istemişlerdir? 3-Hz.Yusuf köle olarak geldiği sarayda vezirliğe nasıl yükselmişlerdir? 4-Hz.Yusuf’un kardeşlerine karşı tutumunu nasıl buldunuz? 5-Kardeşler arasındaki kıskançlık ne gibi olumsuzluklar meydana getirmektedir? 6-İftira toplumda ne gibi olumsuzluklara sebep olmaktadır? 7-Hz.Yusuf, aile birliğini sağlamak için neler yapmıştır?
13
“Sabrın sonu selâmettir.” “Sabreden derviş muradına ermiş.”
HZ. EYÜP “Sabrın sonu selâmettir.” “Sabreden derviş muradına ermiş.” Büyüklerimiz, sabırlı olmasını istedikleri kişiye niçin “Allah sana Eyüp Peygamber sabrı versin” derler?
14
HZ. EYÜP Hz.Eyüp, Suriye’nin Şam bölgesinde yaşamıştır. Kalabalık bir aileye sahip olan Eyüp Peygamber zengin ve iyi ahlâklı bir insandı. Geniş arazileri, çok sayıda küçük ve büyükbaş hayvanı, malı mülkü vardı. Onun sahip olduğu mal ve mülke bölge insanı tarafından gıpta ile bakılıyordu. ‘Para insanı saptırır’ derler ya o, öyle değildi; malı gün geçtikçe çoğalıyor o da gün geçtikçe daha çok hayırsever biri oluyordu. Malın mülkün Allah vergisi olduğunu onların bir gün hesabını vereceğini aklından çıkarmaz dilinden şükrünü malından sadakasını eksik etmezdi.
15
Hz.Eyüp, peygamber olarak görevlendirilince insanları dine davet etmiştir. Onları Allah’ın varlığına ve birliğine inanmaya, yüce yaratıcıya ibadet etmeye çağırmıştır. Yüce Allah, zengin, itibar sahibi bir insan olan Hz.Eyüp’ü denemek istedi. Oysa Allah kulu Eyüp’ün samimiyetini ve Hakk’a bağlılığını biliyordu Bunu diğer insanlara da göstermek istedi. Hem böylece Eyüp gelmiş geçmiş herkese sabrın simgesi olacaktı. Hz. Eyüp’ün tıkır tıkır giden işleri ilk kez hayvanlarının peş peşe hastalanmaya başlamasıyla bozuldu. Kısa süre içinde koca sürüden bir tek sıska inek, bir tek kara keçi kalmadı; hepsi telef oldu.
16
İnsanlar Eyüp’ün bu duruma ne diyeceğini merak ediyor; ağzını yoklayarak: “–Nedir bu başına gelenler…!” diyor ah vah ediyorlardı. Eyüp peygamber yüksek ahlâkından ödün vermeksizin: “-Allah verdi; Allah aldı; her şey O’nun değil mi?” diyordu. Eyüp Peygamber hayvanlarını kaybetti ama sabrını ve metanetini kaybetmedi.
17
Belalar geldiğinde peş peşe gelirmiş…
Belalar geldiğinde peş peşe gelirmiş…! Eyüp Peygamber bir gün dışarıda işleriyle meşgul iken acı bir haber aldı. Ani bir sarsıntıyla evleri yıkılmış tüm çocukları göçük altında kalmıştı. Yıkıntıdan sağ kurtulan yalnızca karısıydı. Hz. Eyüp’ün gözleri evlat acısından kanlı yaşlarla doldu; ama ‘sabır’ dedi. Eyüp Peygamber, zaman içinde bütün arazilerini, mallarını, tüm servetini ve çocuklarını yitirdi. Ama sabrını ve metanetini kaybetmedi.
18
Belalar henüz bitmemişti
Belalar henüz bitmemişti. Tüm bu sıkıntılı durumların yanı sıra Eyüp Peygamber ağır bir hastalığa yakalandı. Hz. Eyüp’ün vücudunda yaralar çıkmaya başladı. Küçük küçük çıbanlar gün geçtikçe büyüdü; bütün vücuduna yayıldı. Eyüp Peygamber hekimlere gitti ilâçlar kullandı ama nafile… Yaralar iyileşeceğine azıyordu. Eyüp Peygamber’in yaraları çok fenalaştı. Bir zamanlar onun yanından ayrılmayan, kendisine büyük saygı gösteren insanlar birer birer Hz.Eyüp’ü terk etti Artık çalışamadığı için elde avuçta ne varsa hepsini tüketti. Dostları, akrabaları Hz.Eyüp’ü arayıp sormaz oldular. İnsanlar onunla ilgilenmediler. Hatta bazı kişiler Eyüp’le alay ettiler. Hz.Eyüp’ün yaşadığı sıkıntılı durumlar yıllarca devam etti. Bu süreçte onun yanında yalnızca eşi ve iki sadık dostu kaldı. Karısı ona bakıyor evi geçindirmeye çalışıyordu.
19
Eyüp aleyhisselâm bir gün sadık dostu olan iki kişinin kendisi hakkındaki olumsuz konuşmalarını işitti ve çok üzüldü. Ayrıca bir nedenden dolayı eşine de kızdı ve ondan kendisini yalnız bırakmasını istedi. Eyüp Peygamber yapayalnız kalmıştı. Acı ve ıstıraplar içindeydi… Allah’a dua etmeye ve O’ndan sabır istemeye devam etti. Ama artık bırakın vücudunu hareket ettirmeyi dudaklarını kıpırdatacak takati kalmamıştı. Bir insanın başına gelebilecek her türlü felaket ve müsibet onun başına gelmişti fakat o tıpkı sağlıklı ve varlıklı günlerinde olduğu gibi Allah’tan uzaklaşmamış, O’na olan bağlılığını ve güvenini kaybetmemişti.
20
En yakınlarının da ayrılmasıyla
kendisini iyice yalnız hisseden Hz.Eyüp, başını secdeye koydu. Sadece Allah’a dua ve niyazda bulundu. “Ey Allah’ım! Sen beni maruz kaldığım sıkıntılardan kurtarıncaya kadar başımı secdeden kaldırmayacağım.” dedi.
21
Farklı rivâyetlere göre 3, 7, 13 veya 18 sene gibi epey
uzun süren bu sıkıntılı dönemden sonra Yüce Allah Eyüp’ün duasını kabul etti. Yüce Allah Hz.Eyüp’: “–Ayağını yere vur” diye vahyetti. Eyüp Peygamber güçlükle ayağını kaldırıp indirdi. Ayağını indirdiği yerden berrak bir su kaynamaya başladı. Eyüp Peygamber o suyla yaralarını temizledi. Yaraları kısa sürede kuruyup kayboldu; sudan doyasıya içti içindeki dertler şifa buldu. Eyüp aleyhisselâm hastalanmadan önceki sağlığına kavuştu.
22
Hz. Eyüp, insanlara sabır konusunda örnek bir kul olmuştur.
Sağlığını kazanan Hz. Eyüp servetini de yeniden kazandı Böylece o refah ve sağlık içindeyken Allah’ı unutmadığı gibi yoksul ve hastalıktayken de O’na küsmedi isyan etmedi Böylece Eyüp aleyhisselam Allah’ın sadık ve sabırlı bir kulu olarak tarihe geçti. Hz. Eyüp, insanlara sabır konusunda örnek bir kul olmuştur.
23
HZ.EYÜP VE SABRI 93.sayfa Eyüp Peygamber, bir insanın başına gelebilecek en olumsuz durumlarla karşılaştığı tüm olumsuzluklara sabretmesini bilmiştir. Zorluklar ve sıkıntılar karşısında hiçbir zaman ümitsizliğe ve karamsarlığa kapılmamıştır. Asla Allah’a isyan etmemiştir. Her durumda Allah’a sığınmış ve güvenmiş, ondan yardım dilemiştir. Bütün bu özellikleri nedeniyle de Hz.Eyüp, İslâm kültüründe sabrın sembolü kabul edilmiştir. “Eyüp Peygamber sabrı” ifadesi, Müslümanlar arasında çok bilinen bir söz haline gelmiştir. Yüce Allah da Kur’an-ı Kerim’de (Sa’d suresinin 44.ayetinde) Eyüp Peygamberi şu ifadelerle övmüştür. ”…Gerçekten biz Eyüp’ü sabreden bir kimse olarak bulduk. O, Allah’a çok yönelen bir kimseydi.” 1-Eyüp Peygamberin hayatından ne gibi dersler çıkarılabilir? 2-Siz bir zorluk, sıkıntı veya olumsuzluklarla karşılaştığınızda nasıl bir tavır sergiliyorsunuz?
24
SONRAKİ DERSE HAZIRLIK
1-Hz.Lokman’ın oğluna öğütleri maddeler halinde yazılacak. EV ÖDEVİMİZİ YAZALIM
Benzer bir sunumlar
© 2024 SlidePlayer.biz.tr Inc.
All rights reserved.