Sunuyu indir
Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz
YayınlayanÖzge Poyraz Değiştirilmiş 7 yıl önce
1
YONT221 KAMU YÖNETİMİNDE DEVLETİN ETKİNLEŞTİRİLMESİ Küreselleşme EKSENİNDE Avrupa BİRLİĞİ AraştIrma görevlİsİ: ph.d. Mehmet necatİ cİzrelİoğullarI
2
Küreselleşmenin Yönetim Üzerindeki Etkileri
Küreselleşme, iktisadi, siyasi, sosyal ve kültürel alanlarda bazı ortak değerlerin yerel ve milli sınırları aşarak dünya çapında yayılmasını ifade eder. Devletin küçültülmesi ve bu şekilde piyasa ekonomisine işlerlik kazandırılması görüşleri önem kazanırken, siyasal alanda ise demokrasi evrensel bir değer olarak önem kazanmaya başlamaktadır.
3
Küreselleşme kavramının yükselişi, 1980’lerden bu yana dışa açılma politikalarının uygulanmasıyla ivme kazanan uluslararasılaşma sürecine, dünya çapında mali piyasaların ve sermaye hareketlerinin serbestleştirilmeye başlamasına ve neo-liberal programın bütün dünyaya yayılmasına denk düşmektedir. Küreselleşmenin amacı da, iktisadi kriz atmosferinde en rasyonel görünen kriz yönetimi politikaları olarak uygulamaya konan neo-liberal politikaların dünya çapına yayılması olarak belirtilmektedir.
4
Özelleştirme ve devletin küçültülmesi, kamu hizmeti anlayışındaki değişim, yerelleşme, devletin yeniden yapılanması, kamu yönetiminde işletmecilik anlayışı, sonuca yönelik yönetim ve performansa göre ödeme uygulamaları gibi yöntemler… Ulusal kamu yönetimlerinin küreselleşmesi Uluslararası Para Fonu, Dünya Bankası, Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü gibi kuruluşlar aracılığı ile gerçekleşmektedir.
5
YERELLEŞME Yerellik ilkesi, yetkinin yerine getirilmesi gereken kamusal ihtiyaca en yakın yönetimce kullanılması, alt düzeyin yetkisini üst düzeye ancak mutlaka gerekli olduğunda ve hizmetin daha iyi görülmesi gerektiğinde devretmesi biçiminde tanımlanmaktadır.
6
Yerelleşmenin Amacı: devlet-vatandaş ilişkilerinin değişim sürecine halkın isteklerini yansıtarak katılımcılığın etkinleştirilmesi, hesap verebilirliğinin sağlanması ve şeffaflığın artırılması olduğu belirtilmektedir
7
Yerellik ilkesi, hem devlet-yurttaş ilişkilerinde, hem de kamusal düzeyler arasındaki ilişkilerde söz konusu olabilmektedir. Bu ilke, özel alanın kamusal alan karşısında davranış önceliğini içermektedir. Buna göre, eğer bir görev, özel girişim yoluyla da yerine getirilebiliyorsa, devlet bu durumda kendine hakim olabilmeli ve koruma tedbirlerini gerektiğinde sınırlayabilmelidir.
8
Yerelleşme, merkezi yönetimin görev yükünü azaltarak, temel fonksiyonlarda odaklanmasını sağlayabileceği gibi, iyi idare edilmediği takdirde merkezi yönetimin ekonomi üzerindeki kontrolünü kaybetmesine ve yerel düzeyde alınan kararların koordine edilememesi durumunda, bölgesel farklılıkların daha da derinleşmesine yol açabilecektir. Buna karşı alınması gereken en önemli önlem, devletin her düzeyi için kuralların açık olarak ortaya konarak sorumlulukların belirlenmesi olmaktadır.
9
AB ÇERÇEVESİNDE YERELLİK
AB çerçevesinde yerellik ilkesinden beklenen, Birlik ve üye devletler arasında görev ve yetki paylaşımını belirlemektir. Fakat bunun yanında mümkün olduğunca yurttaşa yakın karar alınmasını sağlamak, üye devletlerin ulusal kimliklerini güvence altına almak ve yurttaşlarca Avrupa’nın bütünleşme sürecinin benimsenmesini sağlamak için de çaba harcanmaktadır. AB çerçevesinde ilkenin uygulanması ülkelerin sosyo ekonomik yapıları ve yönetim işleyişleri ile yakından ilgilidir.
10
TÜRKİYE– AB İLİŞKİLERİ
1974 sonlarından itibaren ilişkilerde sorunlu bir döneme girildi. Bunun temel nedenleri: Türkiye’nin Kıbrıs’a askeri müdahalesi Petrol Krizi (Ekonomik sıkıntılar)
11
TÜRKİYE – AB İLİŞKİLERİ
Aralık 1976’da AET’den yeni tavizler koparılamamış ve Protokolden doğan yükümlülükler 1 yıl süreyle ertelemiştir.
12
TÜRKİYE – AB İLİŞKİLERİ
1980’deki askeri müdahale sonrası, 22 Ocak 1982’de AB, Türkiye ile ilişkilerini dondurma kararı aldı. Eylül Darbesi, ilişkilerin 1986’ya kadar soğumasına neden oldu.
13
TÜRKİYE – AB İLİŞKİLERİ
16 Eylül 1986 tarihli Ortaklık Konseyi toplantısından sonra AB ile ilişkilerin yeniden canlanması süreci başladı
14
TÜRKİYE – AB İLİŞKİLERİ
Başvuru üzerine 18 Aralık 1989’da açıklanan Komisyon görüşünde,Türkiye'nin üyelik için uygun bir ülke olduğuna ancak birliğin kendi iç pazarını tamamlama sürecinden önce (1992) yeni üye kabul edemeyeceği ve Türkiye’nin birliğe katılmadan önce sosyal ve siyasal alanda gelişmesine ihtiyaç duyulduğuna değinildi.
15
TÜRKİYE – AB İLİŞKİLERİ
1990’lı yıllarda Türkiye’nin AB ile ilişkilerinde iki temel unsur belirleyici olmuştur a) Soğuk Savaşın Sona ermesi b) Avrupa bütünleşmesi yolunda meydana gelen hızlı ilerlemeler
16
TÜRKİYE – AB İLİŞKİLERİ
Bu dönemde Türkiye – AB ilişkilerinde 6 önemli gelişme vardır: 1) Eski sosyalist ülkelerin demokrasiye ve Pazar ekonomisine geçmeleri 2) AT’unda parasal ve ekonomik birliğin yanında siyasal birliğinde sağlanması görüşlerinin güçlenmesi 3) Avrupa’nın siyasal sınırlarının belirlenmesi tartışmaları ve kültür, kimlik konularının gündeme gelmesi
17
TÜRKİYE – AB İLİŞKİLERİ
4) İnsan hakları kavramının uluslararası ilişkilerde belirleyici rol oynamaya başlaması ( Kopenhag Kriterleri) 5) Türkiye’nin yaşadığı siyasal ekonomik istikrarsızlık (PKK, Kıbrıs) 6) Türkiye ile AB’nin yaklaşımlarındaki temel farklılıklar
18
KAMUOYU VE TÜRK DIŞ POLİTİKASI ANKETİ
AB’ye tam üyelik ne zaman gerçekleşir %15,2: “20 yıldan fazla” %9,5: 16–20 yıl sonra” % 4,8 “5 yıldan az”
19
TÜRKİYE’NİN TAM ÜYELİĞİNİN AB’NE KATKILARI
SİYASİ KONULAR VE GÜVENLİK BOYUTU Türkiye’nin AB üyeliği, AB’nin savunma politikalarına ve bölgesel istikrara önemli ölçüde katkıda bulanacaktır Tam üyelik, AB’nin enerji kaynakları çerçevesindeki stratejik çıkarlarının korunmasında belirleyici olacaktır Türkiye’nin tam üyeliği, AB’nin adalet ve içişleri alanındaki politikalarının etkinliğinin artmasına katkı sağlayacaktır
20
TÜRKİYE’NİN TAM ÜYELİĞİNİN AB’NE KATKILARI
SİYASİ KONULAR VE GÜVENLİK BOYUTU Avrupa’nın dünya siyasetinde önemli bir küresel rol oynamasını sağlayacaktır. Türkiye, AB’nin ABD’nin hegemonvari dış politikasını dengelemede önemli bir işlev üstlenecektir. AB’nin küreselleşmeyi daha demokratik ve sosyal adalet içeren temellere oturtma isteği Türkiye’nin tam üyeliğiyle gerçekleşebilecektir.
21
TÜRKİYE’NİN TAM ÜYELİĞİNİN AB’NE KATKILARI
EKONOMİK KONULAR AB pazarının genişlemesi AB ekonomisine büyük katkı sağlayacaktır Türkiye’nin tam üyeliği, AB firmalarına doğrudan yatırımlar çerçevesinde önemli fırsatlar kazandıracaktır Tam üyelikle beraber tarife dışı ve teknik engellerin tümüyle ortadan kalkması AB piyasalarına önemli faydalar sağlayacaktır
22
TÜRKİYE’NİN TAM ÜYELİĞİNİN AB’NE KATKILARI
KÜLTÜREL VE SOSYAL KONULAR Türkiye’nin AB üyeliği, Birliğin bir “Hristiyan Klübü” olmadığını kanıtlayacaktır AB’nin Yakın ve Ortadoğu ile olan ilişkileri Türkiye’nin tam üyeliğinden olumlu yönde etkilenecektir
23
TÜRKİYE’NİN TAM ÜYELİĞİNİN AB’NE KATKILARI
KÜLTÜREL VE SOSYAL KONULAR AB’nin kültürel çoğulculuk çerçevesindeki kimlik oluşumuna önemli ölçüde katkıda bulanacaktır Türkiye’nin AB üyeliği Trans –Avrupa Ağlarının genişlemesi yönünde faydalar getirecektir
24
SONUÇ TÜRKİYE’ NİN AVRUPA BİRLİĞİ’ NE TAM ÜYELİK SÜRECİ DEVAM ETMEKTEDİR. UCU AÇIK OLAN BU SÜRECİN NE KADAR SÜRECEĞİ : 1- TÜRKİYE’ NİN ÜZERİNE DÜŞEN YÜKÜMLÜLÜKLERİ NE KADAR ÇABUK YERİNE GETİRECEĞİNE, 2- AB’ NİN GENİŞLEME KONUSUNDAKİ YAKLAŞIMINA BAĞLIDIR. TÜRKİYE’ Yİ DE İÇİNE ALAN GENİŞLEMENİN AVRUPA BİRLİĞİ’ NE GETİRECEĞİ MALİYETİN YANISIRA, BAŞTA KARAR ALMA PROSEDÜRLERİ OLMAK ÜZERE KOMİSYON, BAKANLAR KONSEYİ VE PARLEMENTO’ NUN OLUŞUMLARINDAKİ DEĞİŞİKLİKLER GİBİ YAPILMASI GEREKEN KURUMSAL REFORMLAR DA AB İÇİN AŞILMASI GEREKEN PROBLEMLERDİR. 24
25
- KAMUOYUNUN KAFASINDAKİ SORULAR HALEN DE SORULMAYA DEVAM ETMEKTEDİR:
- ÜLKEMİZİN TAKİP ETTİĞİ AB ÜYELİK SÜRECİ DEVLET POLİTİKASI HALİNE GELMİŞTİR. - KAMUOYUNUN KAFASINDAKİ SORULAR HALEN DE SORULMAYA DEVAM ETMEKTEDİR: - KAZANÇ VE KAYIPLARIMIZ NE OLACAK ? - BİZ ÜYE OLUNCAYA KADAR AB DAĞILIR ( MI ? ) - BAŞKA ALTERNATİF YOK MU ? - AB HRİSTİYAN KLUBÜ; BİZ MÜSLÜMANIZ, NE OLACAK ? - AB BİZİ ALMAZ, AYRICA DA BİZİ BÖLMEYE ÇALIŞIYOR... SORU VE TEZLERİ ZİHİNLERİ MEŞGUL ETMEKTEDİR. 25
Benzer bir sunumlar
© 2024 SlidePlayer.biz.tr Inc.
All rights reserved.