Sunuyu indir
Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz
1
Mirza Fethali Ahundzade
Temsilat Mirza Fethali Ahundzade
2
Annesiyle babası ayrılınca Feteli’yi annesinin amcası, tanınmış din adamı Ahund Ali Asgar, kendi yanında alıkoyarak tahsil ve terbiyesiyle bizzat meşgul olur; onu bir din adamı olarak yetiştirmek ister. Feteli bu yıllarda annesinin amcası ile birlikte Azerbaycan’ın birçok yerlerinde dolaşır, yayla ve köy hayatını yakından gözlemleme imkanı bulur. Bu gözlem ve intibalarını daha sonra yazacağı eserlerde bilhassa, tiyatrolarında zengin bir malzeme olarak kullanır.
3
1832’de Hacca giden Ali Asgar, yirmi yaşlarındaki Feteli’yi, tahsiline devam etmesi için Gence’de bırakır. Bir yıl kadar kaldığı Gence’de Feteli, devrin tanınmış şair ve hattatlarından Mirze Şefi’yle tanışır. Ondan “nestalik” dersleri almaya başlar. Kısa zamanda Mirze Şefi, Feteli’yi tesiri altına alır, telkinleriyle onun dinî tahsilini yarıda bırakmasına sebep olur. Mirze Şefi, cahil, menfaatperest din adamlarını “şarlatan” olarak kabul ediyordu.
4
1834 yılında Tiflis’e götürür, Kafkasya Umumî Valiliğine müracaat ederek, Feteli’nin “Şark dilleri mütercimi” vazifesine tayin edilmesini sağlar (1834). Hatta, ona Rusça öğretmesi için bir memur görevlendirilir. Feteli, çok zaman geçmeden Rusçayı mükemmel bir şekilde öğrenir. Valilikte diplomatik yazışmaları kaleme alan masada çalışır, mahkeme evrakını, çeşitli kanunları tercüme eder. Bu bakımdan Çarlık yönetiminin siyasetini, devlet düzenini çok iyi kavrar.
5
Rus devlet memurlarıyla, askerlerle, diplomatlarla -ki o zaman Osmanlı İmparatorluğu ve İran’ın da Tiflis’te konsoloslukları vardı- Tiflis’e gelip giden yabancılarla, Rus aydınlarıyla, Dekabristler gibi siyasî sürgünlerle de tanışır; bir kısmıyla yakın dostluklar kurar. Bu ortamın onun dünya görüşünün şekillenmesinde çok etkili olduğu şüphesizdir. Ahndzade görevinde “albay” rütbesine kadar yükseltilir.
6
1848’de Nasirüddin Şah’ın İran’da tahta çıkmasıyla Rus hükümetinin gönderdiği heyetin içinde yer alır. Bu seyahatin sonunda Kemalüddevle Mektupları’nı yazar. İran’da din adamlarının devlet idaresindeki rolünü çok iyi kavrar. 1850’den sonra tiyatro eserleri yazmaya başlar. 1859’da Temsilat adıyla bastırır. (6 komedi bir hikaye) 1857’den sonra alfabe layihası üzerine çalışır.
7
İslam dünyasının geri kalmasının, cehalete boğulmasının esas sebebi; okunması ve yazılması çok zor olan Arap alfabesidir. Latin harflerine geçme fikrini ilk defa 1873’te İstanbul’daki “Hakaik” gazetesine yazdığı bir mektubunda açıklar.
8
Ahundzade’nin temel prensip olarak pozitif düşünceyi, akıl ve mantığı mutlak ölçü olarak ele aldığı görülür. Onun bu tutumu, reformist kişiliğinin oluşmasında, Fransız ihtilalinden sonra Avrupa’da ortaya çıkan fikrî gelişmelerin doğrudan doğruya etkili olduğunu gçsterir. Çok iyi olan Rusçası ve daha az ölçüde bildiği düşünülen Fransızcası Avrupa bilim ve fikir hayatının kapılarını kendisine açmıştır.
9
1850-55 yılları arasında 6 komedi yazar
Hikayet-i Molla İbrahimħelil Kimyager; Hikayet-i Mösyö Jordan Hekim-i Nebatât ve Derviş Mestelişah Cadugân-ı Meşhur; Hikayet-i Vezir-i Ħan-ı Lenkeran Hikayet-i Ħırs-ı Ġuldurbasan Hikayet-i Merd-i Ħesis Hacı Ġara Mürafie Vekillerinin Hikayeti
10
Temsilat Türkler ve Müslümanlar arasında ilk tiyatro eseridir.
Ahundzade, bu piyesleriyle kudretli bir dramaturg olarak karşımıza çıkar. Piyeslerde tenkit hedefi olarak seçilen tipler, sosyal meseleler, onda büyük bir müşahede kudreti ve tahlilci bir zeka olduğunu gösterir. Bu eserleriyle, Azerbaycan’da nesir dilinin gelişmesinde, tiyatro hayatının hem nazarî hem de pratik olarak kurulmasında büyük rol oynar.
11
Komedilerinde, sosyal bozukluklar, hurafeler, cahil din adamları ve çıkarcı dervişler, saf, bilgisiz köy kadınları, eşkıyalığı yiğitlik gösterisi zanneden oba delikanlıları, “eski günler”deki talancılık, eşkiyalık ve hırsızlığın özlemini çeken “bey”ler, hanlık devrindeki saray entrikaları ve idarecilerin adaletsizliği, Tebriz’deki dava vekillerinin hilekarlık ve dolandırıcılığı, İran ve Rus hükümetlerinin zulmü, halka karşı acımasız tutumları, bu piyeslerde çok sert bir şekilde -bazan üstü kapalı- olarak tenkit edilir.
12
Ahundzade tiyatroyu, cemiyeti terbiye etmek, kötü alışkanlıkları, sosyal bozuklukları, insan tabiatındaki kötü ihtirasları ortadan kaldırmak yolunda yararlı bir vasıta görür. Yazılış tarihinden bir buçuk asırdan fazla bir zaman geçmesine rağmen, piyesleri, bugün bile değerini korumakta, sahnelerde ilgiyle seyredilmektedir. Çünkü, bugünün cemiyetinde bile geçerli olabilecek, insan. zaafları, sosyal bozuklukları genelleştirme başarısı göstermiştir.
13
Ahundzade’nin düşüncelerini, görüşlerini derli toplu bir şekilde fikrî bir eser olan “Kemallüddövle Mektubları ”nda görmek mümkündür. Bu eserin yazılışı, yayılması ve basımı bir hayli dikkat çekici hadiselerle doludur. Tiflis’te yıllarında kaleme alınmıştır. Esas itibariyle Ahundzade’nin hayalinde canlandırdığı iki şahsın (İran şehzadesiyle Hindistan şehzadesinin) birbirlerine yazdıkları mektuplardan ve bu mektuplara başkalarının verdiği cevaplardan ibarettir.
14
Ahundzade’nin bu eserini; Voltaire’in “İngilizler Hakkında Mektuplar ” veya “Felsefî Mektuplar”ıyla Montesquieu’nün “Acem Mektupları” adlı eserlerin etkisinde kalarak yazdığı düşünülebilir. Kemalüddevle Mektubları, üslup ve kurgusu bakımından Voltaire’in eserine daha yakındır. Tabiî olarak Voltaire Hristiyanlığa, Ahundzade ise İslamiyete hücum etmiştir.
15
Aħ undzade’yi herşeyden önce böyle bir eser yazmaya sürükleyen, “dinin insan cemiyetinin ilerlemesine, yükselmesine ve gelişmesine mani olduğu” yolundaki kanaatidir. Sert ve açık tenkidin de yararına ve gerekli olduğuna inanmaktadır. Bu bakımdan insan ahlakının terbiyesi, cemiyetin yükselmesi yolunda “nasihatimiz” eserlerin hiçbir fayda vermeyeceğini düşünür. İnkılapçı düşünür kişiyi, düşünmeye sevkedecek sert ve acı uyarıların gerekli olduğuna inanmıştır.
16
Komedilerini, birçok mektubunu, özellikle Kemalüddevle Mektubları’nı bu sebeple yazar. Açık fikir tartışmalarının, ilerleme ve yükselme için birinci şart olduğunu düşündüğünden, bu mektupları sözü edilen tarzda yazıp, tanıdıklarına nüshalarını çoğaltarak göndermiş, İslam dünyasında din, cemiyet, insan hakkında, genel bir tartışmayı başlatmak istemiştir. Kendi deyimiyle o, İslam dünyasında “protestanizm emele getirmek” (gerçek bir reform yapmak) istiyordu.
17
Yani Avrupa’da olduğu gibi Doğu’da da dinî hayatta, sosyal ve siyasî düzende köklü reformlar yapmak, Ahundzade’nin en büyük emeliydi. Bunun gerçekleşebilmesi için de din adamları ve münevverler arasında çok geniş bir tartışmanın başlatılmasını gerekli görüyordu. İşte Kemalüddevle Mektubları’nı bu maksatla yazmıştır. Ahundzade, böyle bir tartışmada ilmin galip geleceğinden emindir.
18
Temsilat’taki Menfî Tipler
İçtimaî bozukluklar, kötü ve zalim idareciler, sahtekâr din adamları, halkın sırtından kolayca para kazanmayı adet edinmiş esnaf, cehaletleri sebebiyle yanlış iş yapan halk tabakasından kimseler, saadetleri uğrunda aileleri ve cemiyetle mücadele eden genç aşıklar, mahdud dünya görüşleri sebebiyle, hurafelere bel bağlayan zavallı insanlar…
19
Komedi ve Mizahın Önemi
Eskiyi yıkıp yerine yeni biçimi getirmek edebî eserlerde çoğunlukla mizah yoliyle yapılır. Karşı çıkılan mes’eleler çeşitli yönleriyle ele alınarak gülünç ve çirkin tarafları gösterilir. Komedi, hususiyetleri bakımından bu maksada en uygun edebî türdür. Ahundzade’nin de “komedi”yi seçmesi tesadüfî bir hadise değil, fikrî ve edebî gelişmesi bakımından tabiî bir neticedir.
20
Mesela Kimyager’de “nuhulular”, Hırs-ı Guldur-basan’da “terekemeler”, Hacı kara’da “köylüler” ve “yasavullar”, Murafaa Vekillerinde “dava vekilleri” bahsettiğimiz gruplardandır.
21
İdareciler Yazarımız bu imkanlardan da başarıyla yararlanmasını bilmiştir. Aldanmış Kevakib adlı hikayesinde ve Murafaa Vekilleri adlı komedisinde zaman ve mekanı değiştirerek gayesine ulaşmıştır.
22
Rus idareciler hakkındaki ilk tenkit, üstü kapalı bir şekilde Kimyager’de görülür. Molla İbrahim Halil, Haçmaz Dağları’nıda gümüş madeni buldum diye hükümete müracaat etmiş ve ruhsat almıştır. Halbuki yaptığı işin madencilikle alakası yoktur. Çarlık hükümeti, herhangi bir araştırmaya gerek görmeden madencilik ruhsatını vermiş ve dolayısıyla bir sahtekarın halkı daha kolaylıkla dolandırmasına sebep olmuştur.
23
İkinci komedi Mösyö Jordan’da son perde de Şehre Banu Hanım’la Mest Ali Şah arasındaki konuşmada İran idarecilerinin basit hareketleri ve vezir Mirza Ağa’nın askerlere maaş vermemesi gayet ustalıkla, bir münasip fırsat yakalanarak metne dahil edilmiştir.
24
Lenkeran hanının Veziri’nde satirik gülüş tamamen feodal idareye ve yöneticilerine çevrilmiştir. İlk bakışta bu komedi, “Hanlıklar” devri Azerbaycanını anlatıyor gibi görünse de; aynı zamanda yazarımızın yaşadığı günlerle alakası vardı. Eserin baş kahramanlarından olan Han’la Vezir’inin hususiyetleri, o devir çar memurlarınınkiyle aynıdır. Bu hususa daha önce de kısaca dokunmuştuk.
25
Rus memurları Divanbeyi: Çarlık zamanında hakimlere bu unvan verilmişti. Ahundzade’nin piyeslerinde görülen ilk rus idareci tipidir.
26
Din Adamları Ahundzade’nin eserlerinde tenkid edilen kimseler arasında din adamları, dervişler ve “cadû-ger”ler de önemli bir yer tutarlar. Bu tenkid, komedilerinden önce kaleme aldığı bazı manzumelerinde başlamış, piyeslerinde iyice açığa çıkmış, Yusuf Şah’ın Hikayesi’nde önemli bir yer tuttuktan sonra Kemalüddevle Mektupları’nda en sert şeklini almıştır.
27
Serbest Meslek sahibleri
Yazarımızın ilk komedisi olan Kimyager ve Hacı Kara, bir yana bırakılırsa tacirlerin veya iş hayatiyle ilgili kimselerin diğer piyeslerde bir kahraman olarak ele alınmadığı görülür.
28
Dava Vekilleri
29
“Bey”ler ve Köylüler
30
Kadın Kahramanlar
31
19. yy.’ın Sonlarında Matbuat
Benzer bir sunumlar
© 2024 SlidePlayer.biz.tr Inc.
All rights reserved.