Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

BASEL III 2017 R. Hakan ÖZYILDIZ

Benzer bir sunumlar


... konulu sunumlar: "BASEL III 2017 R. Hakan ÖZYILDIZ"— Sunum transkripti:

1 BASEL III 2017 R. Hakan ÖZYILDIZ
Web: Blog: E-posta:

2 Amaç 1988 başlayan çalışmalarda ilk hedef, 1990 sonrası dünyada sermayenin serbest dolaşımını garantiye almak, Farklı ülkelere uzun vadeli finansal yatırım yapanlara tek kural uygulayarak, harmonize edilmiş yapılar oluşturmak, böylelikle yerel rekabeti minimize etmek, Önceden karar alınanların etkisizliği görülünce, son finansal krizden sonra resim değişti; Küresel sermaye ve likidite kurallarını güçlendirmek, Bankacılık sektörünün finansal ve ekonomik şoklara karşı dayanıklılığını artırmak, Daha önemlisi finansal sektörde oluşacak risklerin reel sektöre sıçramasını engellemek, BASEL Komitesi, son kararlarında, 2008 Küresel Krizinin derslerinden yola çıktığına vurgu yapıyor. Kaldıraç (Özkaynak/Aktif toplamı) sorunun 2008 Krizinin ana sorunu olduğu genel kabul gören bir görüş.

3 Güçlü sermaye yapısı; Likit aktifleri artırıyor,
Risklere karşı tampon oluşturuyor, Krizlerin, banka/sektör içinde kalarak reel sektöre yayılmasını önlüyor, Böylelikle genel ekonomi aşırı etkilemiyor, Krizin faturasının hazine üzerinden dar ve sabit gelirliye yüklenmesinin önüne geçilmesi hedefleniyor.

4 İyi yönetişim (!?) Kurumsal yönetişim ve risk yönetimi uygulamalarının gelişimi, Bankaların şeffaflığının artırılması,

5 Önceki kurallar

6 Öncekiler 2

7 Öncekiler 3

8 Öncekiler 4

9 Kredi Riskine Esas Tutar
Kredi Riskine Esas Tutar: Bilanço içi varlıklar ile gayri nakdi krediler, taahhütler ve türev finansal araçlara ilişkin risk ağırlıklı tutarların toplamı. İçsel değerlendirme yöntemleriyle hesaplanır. Derecelendirme Kuruluşları yetkilendirilebilir. Gayrinakdi krediler ile taahhütlerin riskleri belirli ilkelerle hesaplanır. Aşağıda belirtilen sözleşmeler türev finansal araç olarak kabul edilir: a) Faiz oranına dayalı sözleşmeler: 1) Tek para birimine dayalı faiz oranı swap işlemleri, 2) Baz swap işlemler, 3) Vadeli faiz oranı sözleşmeleri, 4) Faiz oranı futures sözleşmeleri, 5) Satın alınan faiz oranı opsiyonları, 6) Benzer nitelikteki diğer sözleşmeler. b) Dövize ve altına dayalı sözleşmeler: 1) Çapraz kura dayalı faiz oranı swap işlemleri, 2) Vadeli döviz sözleşmeleri, 3) Döviz futures sözleşmeleri, 4) Satın alınan döviz opsiyonları, 5) Benzer nitelikteki diğer sözleşmeler, 6) Altına dayalı (1) ilâ (5) inci alt bentlerde belirtilenlere benzer nitelikte sözleşmeler. c) Diğer varlıklara veya endekslere dayalı, (a) bendinin (1) ilâ (5) inci ve (b) bendinin (1) ilâ (4)’üncü alt bentlerinde belirtilenlere benzer nitelikte sözleşmeler. Bu sözleşmeler, (a) veya (b) bentleri kapsamına dahil edilmeyen opsiyonlar, futures sözleşmeleri, vadeli faiz oranı işlemleri ve diğer menkul kıymete dayalı türev işlemler ile döviz kuru, faiz oranı ve getiriye dayalı diğer araçlar, finansal endeksler veya finansal göstergelere dayalı nakit veya teslimle kapatılacak diğer sözleşmeler, nakit veya ilgili varlıkların organize piyasalarda alım satımının yapılması kaydıyla teslimle kapatılacak emtiaya dayalı türev işlemler, swaptionlar, ikinci kuşak türevler ve egzotik türev işlemleri kapsayacaktır.

10 Risklerin Standart Yaklaşım kapsamında sınıflandırılması
(1) Maruz kalınan riskler aşağıdaki şekilde sınıflandırılır: a) Merkezi yönetimlerden veya merkez bankalarından alacaklar, b) Bölgesel yönetimlerden veya yerel yönetimlerden alacaklar, c) İdari birimlerden ve ticari olmayan girişimlerden alacaklar, ç) Çok taraflı kalkınma bankalarından alacaklar, d) Uluslararası teşkilatlardan alacaklar, e) Bankalar ve aracı kurumlardan alacaklar, f) Kurumsal alacaklar, g) Perakende alacaklar, ğ) Gayrimenkul ipoteğiyle teminatlandırılmış alacaklar, h) Tahsili gecikmiş alacaklar, ı) Kurulca riski yüksek olarak belirlenen alacaklar, i) İpotek teminatlı menkul kıymetler, j) Menkul kıymetleştirme pozisyonları, k) Bankalar ve aracı kurumlardan olan kısa vadeli alacaklar ile kısa vadeli kurumsal alacaklar, l) Kolektif yatırım kuruluşu niteliğindeki yatırımlar, m) Hisse senedi yatırımları, n) Diğer alacaklar. (2) Maruz kalınan riskin birinci fıkranın (g) bendinde atıf yapılan perakende alacak sınıfına dahil edilebilmesi için, söz konusu riskin aşağıdaki koşullara uygun olması gerekir; a) Maruz kalınan riskin gerçek kişilerle ya da KOBİ’lerle ilgili olması, b) Borçlu müşteriden veya borçlu risk grubundan olan kredi riski azaltımı dikkate alınmadan hesaplanan alacak tutarları toplamının EK-1’in elli sekizinci fıkrası hükümleri de dikkate alınarak bulunacak tutarlar hariç perakende alacak sınıfına dahil tüm alacakların binde ikisini aşmaması,

11 Piyasa Riskine Esas Tutar
Finansal araçların alım, satımı sırasında piyasada oluşabilecek risklerin hesaplanması. Risk modelleri kullanılır. Aşağıda belirtilen varlık ve pozisyonlar, bunların paraya çevrilmesi ve/ veya günlük bazda güvenilir bir değerlemeye tabi tutulmaları konusunda önemli kısıtlara sahip olmaları nedeniyle alım satım hesabı tanımı kapsamına alınamaz: a) Hedge fonlara yapılan açık özkaynak yatırımları. b) Halka açık olmayan şirketlere yapılan özkaynak yatırımları. c) Menkul kıymetleştirmeye konu edilmek üzere bir varlık havuzuna alınmış varlıklardaki pozisyonlar. ç) Gayrimenkul holdinglerindeki pozisyonlar. d) Kolektif yatırım kuruluşuna yapılan, portföyünün içeriğinin tür, miktar ve tutar bazında günlük bazda belirlenmesi ve/veya bu yatırımların gerçek fiyatlarının günlük olarak elde edilmesi mümkün olmayan yatırımlar. e) Dayanak varlığı yukarıdaki bentlerde sayılan araçlardan biri olan türev araçlar.

12 Menkul kıymet bazlı spesifik risk için sermaye yükümlülüğü, kısa veya uzun pozisyonda olduğuna bakılmaksızın her bir borçlanma aracı pozisyonu için bulunacak sermaye yükümlülüğü tutarlarının toplamından oluşur. Her bir borçlanma aracı pozisyonunun sermaye yükümlülüğü, aşağıdaki tabloya göre bulunacak spesifik risk sermaye yükümlülüğü oranı ile pozisyon tutarının çarpılması suretiyle bulunur.

13 İhraç bazlı yaklaşımla her bir menkul kıymetleştirme pozisyonu için sermaye yükümlülüğü, net pozisyonun mutlak değeri üzerinden spesifik risk sermaye yükümlülüğü oranı ile çarpımı suretiyle bulunur. Spesifik risk sermaye yükümlülüğü oranı; dışsal kredi derecelendirme notu ve menkul kıymetleştirme pozisyonu türüne bağlı olarak aşağıdaki tabloya göre belirlenir:

14

15 Son alınan bir karar ve karşılık sorunu
BDDK, geçen aylarda, BIS ile görüşerek, bankaların ROM için TCMB de tuttukları dövizin % 0 risk ağırlığı verilmesini istedi. Ancak sektörün bilançosunda yaklaşık 365 milyar liralık kamu kağıdı var. Bunun 117 milyarlık bölümü YP menkul kıymet. Hesaplama yapılırken, yatırım yapılabilir ülke notu olmadığı için % 100 karşılık üzerinden yapılıyor.

16 Basel III değişiklikleri
Sermayenin nicelik a-olarak artırılması, niteliğinde değişiklikler yapılması, Tutulması gereken sermaye ihtiyacının ekonominin çevrim dönemlerine göre artırılabilmesi ve azaltılabilmesi, Asgari likidite oranlarına yönelik düzenlemeler yapılması, Alım-satım hesaplarına ilişkin sermaye yeterliliği hesaplamalarında değişiklik yapılması, Karşı taraf kredi riskinin hesaplanmasına ilişkin değişiklik yapılması,

17 Basel III Çekirdek sermaye güçlendirildi (ödenmiş sermaye en kaliteli sermaye kalemidir) İmtiyazlı hisselere tekabül eden sermaye tutarı hesaplama esnasında ana sermayeden düşülmesi benimsendi,

18 Özkaynaklar Türkiye’de;
Tier 1 = Çekirdek sermaye; ödenmiş sermaye, dağıtılmamış karlar, kar (zarar), diğer kapsamlı gelir tablosu kalemleri ile bu toplamdan düşülecek değerlerden oluşmaktadır. Tier 2 = Katkı sermaye Tier 1 olarak ifade edilen kavram Ülkemiz mevzuatındaki bazı değişikliklerin dışında Ana Sermayeyi ifade etmektedir. Katkı Sermaye ise Tier 2 olarak anılmaktadır. Bahsi geçen değişikliklerden bazıları şunlardır;  Ülkemizde Yasal Özkaynak hesaplamasında Sermayeden İndirilen Değerler (SİD), Ana ve Katkı sermaye toplamından düşülürken, Tier 1 hesaplamasında ise SİD’ler %50 Ana Sermaye ’den %50 Katkı Sermaye ’den şeklinde indirilmektedir.  Ülkemizde asgari sermaye yeterlilik oranı Yasal Özkaynak (Ana sermaye +Katkı Sermaye-SİD)/RAV oranına bağlantılı olarak şekillendirilmiştir. Diğer taraftan, mevzuatımızda Tier 1 oranı için herhangi bir asgari sermaye yeterlilik oranı doğrudan yer almazken, Katkı Sermayenin Ana Sermayenin %100’ünü geçememesi kısmen de olsa Ana Sermaye miktarının yüksek oranda olmasını sağlamaktadır.

19 Özkaynaklar Finansal kuruluşlara yapılan ve eşik değeri aşan yatırımları, mortgage servis hizmetlerini ve ertelenmiş vergi aktifini içeren düzenleyici ayarlamalar (Sermayeden indirilen değerler ve ihtiyatlı filtreler) 1 Ocak 2018‟den itibaren çekirdek sermayede bir indirim kalemi olarak kullanılacaktır. Bunun için kademeli olarak 2014‟ten başlamak üzere bu unsurların %20‟si, 2015‟te %40‟ı, 2016‟da %60‟ı, 2017‟de %80‟i, 2018‟de %100‟ü çekirdek sermayeden indirilecektir. Bu geçiş sürecinde kalan kısımlar için eski uygulamalar geçerli olacaktır.

20 Özkaynaklar Ana sermayenin çekirdek sermaye içerisinde yer almayan veya katkı sermaye içerisinde değerlendirilmeyecek olan sermaye bileşenlerinin 2013‟te %90‟ı tanınacak ve her yıl tanıma oranı %10 düşürülerek toplam 10 yıl içerisinde söz konusu unsurlar tamamen sermaye bileşeni olmaktan çıkarılacaktır

21 Sermayeye ilişkin olanlar
Basel III ile birlikte asgari çekirdek sermaye oranı (Çekirdek Sermaye / Risk Ağırlıklı Varlıklar (RAV)) 2013 ile 2015 tarihleri arasında kademeli olarak %2‟den %4,5‟a çıkarılacaktır. Aynı dönemde birinci kuşak sermaye (çekirdek sermaye ve ana sermayeye dahil edilecek diğer kalemler) oranı da %4‟ten %6‟ya çıkarılacaktır.

22 Sermayeye ilişkin olanlar
Basel III ile getirilen sermaye koruma tamponu çekirdek sermayeye, birinci kuşak sermayeye ve toplam sermayeye kademeli olarak eklenecektir. Söz konusu oranın 2016 yılından 2019 yılına kadar kademeli olarak arttırılarak 2019 yılında %2,5 olarak nihai şeklini alması planlanmaktadır. Sermaye koruma tamponunun sağlanamaması durumunda bankaların faaliyetlerine olağan olarak devam etmesi ancak bununla birlikte bankaların kar dağıtımına değişen oranlarda kısıtlamalar getirilmesi planlanmaktadır. Bankaların sermaye koruma tamponu için tuttuğu sermayenin, otorite tarafından belirlenen standart orandan (%2,5) düşük olması halinde, bu iki oran arasındaki farka bağlı olarak kar dağıtımı üzerinde değişen oranlarda kısıtlamalar yapılması öngörülmektedir.

23 Sermayeye ilişkin olanlar
Döngüselliği yeterince dikkate almamasıyla eleştirilen Basel II‟nin bu yöndeki eksikliğini kapatmak amacıyla ülke şartlarına ve tercihlerine bağlı olarak %0 ilâ %2,5 arasında değişen döngüsel sermaye tamponu uygulaması getirilmiştir. Anılan tamponun çekirdek sermayeden ya da zararı tam karşılama kapasitesi olan diğer sermaye bileşenlerinden ayrılması gerekmektedir. Döngüsel sermaye tamponunun ekonominin büyüme hızına bağlı olarak artırılıp azaltılmasıyla hızlı kredi büyümesinin önüne geçilmesi hedeflenmektedir.

24 Kaldıraç Oranı Sermaye oranlarını destekleyici nitelikte olan şeffaf, basit, anlaşılır ve risk bazlı olmayan kaldıraç oranı getirilmiştir. Söz konusu oran birinci kuşak sermayenin (Ana Sermaye) belirli dönüşüm oranlarıyla dikkate alınmış bilanço dışı kalemler ve aktifler toplamına bölünmesi suretiyle (Ana Sermaye / Aktifler + Bilanço Dışı Kalemler10) bulunacak olup 2017 yılının ilk yarısına kadar sürecek olan paralel uygulama döneminde %3 oranı test edilecektir. Yapılacak olan QIS çalışmalarının ve paralel uygulamanın sonuçları da dikkate alınarak nihai hali verilmiş olan kaldıraç oranı 1 Ocak 2018 tarihinden itibaren “Birinci Yapısal Blok”a dâhil edilecektir.

25 Likidite Oranları Basel III ile birlikte likiditeye ilişkin olarak Likidite Karşılama Oranı (Liquidity Coverage Ratio) ve Net İstikrarlı Fonlama Oranı (Net Stable Funding Ratio) isimli iki adet oran ihdas edilmiştir. Bankanın likit varlıklarının, 30 gün içerisinde gerçekleşecek net nakit çıkışlarına bölünmesi suretiyle hesaplanacak olan Likidite Karşılama Oranının minimum %100 olması gerekmektedir. Net nakit çıkışı, 30 gün içerisindeki nakit çıkışları ile 30 gün içerisindeki nakit girişleri arasındaki farktır.

26 Likidite Oranları Orta ve uzun vadeli dönemde bankaların pasif yapılarını güçlendirerek daha istikrarlı ve güvenilir bir fonlama sağlamak üzere Net İstikrarlı Fonlama Oranı ihdas edilmiştir. Söz konusu oran “mevcut istikrarlı fonlama tutarının” “ihtiyaç duyulan istikrarlı fonlama tutarına” bölünmesi suretiyle bulunmaktadır. Likidite karşılama oranına benzer şekilde net istikrarlı fonlama oranının da en az %100 olması gerekmektedir. Mevcut “istikrarlı fonlama tutarı” birinci ve ikinci kuşak sermaye de dâhil olmak üzere bankanın pasifinde yer alan kalemlerin vade ve kalitelerine göre belirlenirken; “ihtiyaç duyulan istikrarlı fonlama tutarı” ise bankaların aktifinde yer alan kalemlerin vadelerine ve kalitelerine göre değişen oranlarda dikkate alınması suretiyle hesaplanacaktır. Likidite Karşılama Oranı için , Net İstikrarlı Fonlama Oranı için ise yılları arası gözlem periyodu olarak belirlenmiş, gözlem periyodunun ardından anılan oranlar için asgari standartların ilan edileceği belirtilmiştir.

27 Ekonomiye etkileri İlave sermaye ve likidite gereksinimi nedeniyle belli bir özkaynak karlılığını hedefleyen bankaların kredi aracılık maliyetlerini yükseltmesi, çekirdek ve ana sermayeye ilişkin ilave yükümlülükleri karşılamak amacıyla daha düşük risk ağırlığında sınıflandırılan kredilere ve yatırım araçlarına kaymaları sonucu daha yüksek risk ağırlığında sınıflandırılan orta ve küçük ölçekli firmalara tahsis edilen kredilerin azalması veya faiz oranlarının artmasının ekonomiyi ve büyüme rakamlarını olumsuz etkilemesi beklenmektedir. Gölge bankacılığın yaygınlaşması. Dünyadaki şirket tahvilleri piyasasının 50 trilyon $’ı aşması.

28 Uygulama takvimi


"BASEL III 2017 R. Hakan ÖZYILDIZ" indir ppt

Benzer bir sunumlar


Google Reklamları