Sunuyu indir
Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz
YayınlayanEsin Sanaz Kimyacıoğlu Değiştirilmiş 8 yıl önce
1
Evrendeki İlahi bilgisayar olarak kabul edilen Levh-i mahfuzda kayıtlı olan ve Allah'ın iradesini yansıtan kesin ve değişmeyen kaderimizdir. Bu kader dua, büyü veya hiç bir güç, tedbir ve gayretle değiştirilemez. Bizim istek ve bilgimiz dışında oluşan bu kaderin kapsamına, doğduğumuz memleket, dönem, ailemiz, eşimiz, evladımız, işimiz, ecelimiz ve yaşamımızın derinden etkileyecek ve şekillendirecek olaylar girmektedir.
2
Allah’ın kendi külli iradesinin küçük bir numunesi olarak insanlara verdiği az bir seçme hakkıdır. Kul iradesiyle ister Allah da küllî irade ve kudretiyle kulun istediğini verir. İnsanın mesleğini, çevresini, eş ve arkadaşlarını seçmesi bu kısma girer.
3
Kaza: Allah'ın ezelde takdir ettiği şeylerin zamanı gelince bu takdire uygun olarak yaratmasına denir. Kaderi bir plana benzetirsek, Kaza da plana uygun olarak o şeyin yapılmasıdır. Kainatta meydana gelen her şey, Allah'ın bilmesi, dilemesi ve yaratması iledir. O'ndan başka yaratıcı yoktur.
4
Kader ve Kaza'ya iman etmek, hayır ve şer'in Allah tarafından takdir edilmesine, belirlenmesine ve zamanı gelince belirlendiği gibi yine Allah tarafından yaratılmasına inanmak demektir. Bu konu da unutulmaması gereken husus, her şeyi takdir eden ve yaratan Allah"tır. Ancak, herhangi bir işi yapıp yapmamakta Allah insana irade ( Cüzi irade ), yani seçme hakkı ve hürriyeti vermiştir. İnsan bu irade ile iyilik etmeyi seçer ve gücünü bunu yapmak için kullanırsa Allah iyiliği yaratır. Eğer insan kötülük yapmayı seçer ve gücünü bunu yapmak için kullanırsa Allah kötülüğü yaratır.
5
Görülüyor ki, insan neyi yapmak isterse Allah onu yaratır. "Hayır ve şer Allah'tandır.“ sözünün anlamı budur. İnsanın yaptığı işlerden sorumlu tutulmasının sebebi, işte bu seçme hürriyetine sahip olması ve gücünü tercih ettiği şeyi yapmak için kullanmasıdır. Bunun içindir ki her insan iradesi ile yaptığı işlerden sorumludur. Hayır işlemişse mükafatını, kötülük işlemiş ise cezasını görecektir.
6
3. Sure/145. Ayet: Hiçbir kimse Allah’ın izni olmadan ölmez. Ölüm, belirli bir süreye göre yazılmıştır. Kim dünya sevabını isterse, kendisine ondan veririz; kim de ahiret sevabı dilerse buna da ondan veririz. Şükredenleri mükâfatlandıracağız.
7
3. Sure/154. Ayet: Sonra o üzüntünün ardından, Allah size bir güven ve bir uyku indirdi. O uyku bir kısmınızı bürüyordu, bir kısmı da kendi canlarının derdine düşmüştü. Allah’a karşı cahiliyye zannı gibi haksız bir zanda bulunuyorlar: “Hani bu işten bize bir şey var mı?” diyorlardı. De ki: “Bütün işler Allah’a aittir.” Onlar sana açıklayamadıklarını içlerinde gizliyorlar. Diyorlar ki: “Bu işte bize fayda olsaydı, burada öldürülmezdik.” De ki: “Evlerinizde dahi olsaydınız, yine üzerine öldürülmesi yazılmış olanlar, mutlaka vurulup yatacakları yeri boylardı. Allah, kalplerinizin içindekini denemek ve yüreklerinizdekini temizlemek için yaptı. Allah, göğüslerin içinde olanı bilir.”
8
6. Sure/2. Ayet: Sizi çamurdan yaratan, sonra size bir ecel takdir eden O’dur. Tayin edilen bir ecel de O’nun katındadır. Sonra bir de şüphe ediyorsunuz. 6. Sure/35. Ayet: Eğer onların yüz çevirmesi sana ağır geldiyse ve senin de gücün yetiyorsa haydi yerin içine inebileceğin bir delik ya da göğe çıkabileceğin bir merdiven ara da onlara bir mucize getir! Allah dileseydi, elbette onları hidayet üzerine toplardı. O halde cahillerden olma.
9
4797 - İbnu Amr İbni'l-As (R.a) anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm, elinde iki kitap olduğu halde yanımıza geldi ve: "Bu iki kitap nedir biliyor musunuz?" buyurdular. Cevaben: "Hayır, ey Allah'ın Resûlü! bilmiyoruz. Ancak bildirmenizi istiyoruz!" dedik. Bunun üzerine sağ elindekini göstererek: "Bu Rabbülâlemin'den (gelmiş) bir kitaptır. İçerisinde cennet ehlinin isimleri mevcuttur. Hatta onların babalarının ve kabilelerinin isimler de mevcuttur ve sonunda da icmal yapmıştır. Bunlara asla ne ilave yapılır, ne de onlardan eksiltmeye yer verilir. Hiç değişmeden ebedi olarak sabit kalır" buyurdular. Sonra sol elindekini göstererek: "Bu da Rabbülâlemin'den bir kitaptır. Bunun içinde de ateş ehlinin isimleri, onların atalarının isimleri ve kabilelerinin isimleri vardır. En sonda da icmâllerini yapmıştır.
10
Bunlara asla ne ziyade yapılır, ne de eksiltmeye yer verilir!" buyurdular. Ashabı sordu: "Öyleyse ey Allah'ın Resûlü, niye amel ediliyor? Madem ki her şey önceden olmuş bitmiş, yazılmış ve artık yazma işinden fariğ olunmuş (Bir daha yapma gayreti de niye)?" Resûlullah şu cevabı verdi: "Siz amelinizle doğruyu ve istikameti arayın! İtidali koruyun, Zira, cennetlik olan kimsenin ameli, cennet ehlinin ameliyle sonlanır; (daha önce) ne çeşit amel yapmış olursa olsun. Keza cehennemlik olanın ameli de cehennem ehlinin ameliyle sonlanır, hangi çeşit amel ile amel etmiş olursa olsun!" Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm, sonra elindeki kitapları atıp, elleriyle işaret ederek dedi ki: "Rabbiniz kullardan artık fariğ oldu, birkısmı cennetlik, birkısmı da cehennemliktir." Tirmizi, Kader 8, (2142
12
Tevekkül'ün dini terim olarak anlamıysa, bir amaca ulaşmak için gerekli olan her türlü önlemi alarak; elinden gelen tüm gayreti gösterdikten sonra kalben Allah'a bağlanıp ona güvenmek, sonucu Allah'tan beklemek anlamına gelmektedir.
13
TEVEKKÜL İ LE İ LG İ L İ HAD İ S İ Ş ER İ FLER; Halid’in oğulları Habbe ve Sev radıyallahu anhüm anlatıyor: “Resülullah aleyhissalatu vesselam bir şey tamir etmekte iken yanına girdik. O işte kendisine yardım ettik. “Başlarınız kımıldadığı müddetçe rızık hususunda yeise düşmeyin. Zira insanı annesi kıpkızıl, üzerinde hiçbir şey olmadığı halde doğurur, sonra aziz ve celil olan Allah onu her çeşit rızıkla rızıklandırır” buyurdular.” Amr İbnu’l-As radıyallahu anh anlatıyor: “Resülullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: “Şüphesiz, her derede, ademoğlunun kalbinden bir parça bulunur (yani kalp her şeye karşı bir ilgi duyar). Öyleyse kimin kalbi bütün parçalara ilgi duyarsa, Allah onun hangi vadide helak olacağına hiç aldırmaz. Kim de Allah’a tevekkül ederse, kalbinin her şeye (ilgi kurarak dağılmasını önlemek için) Allah ona yeter.”
14
Evrendeki yasalardan biri fiziksel yasalar, Fiziksel yasalar, maddenin oluşumu, yapısı, hareketi, değişimi ve maddeler arası ilişkileri ile ilgili yasalardır. F İ Z İ KSEL YASALARA ÖRNEK; Suyun kaldırma kuvveti, suyun buharla ş ması, hava basıncı, yerçekimi vb. konular fiziksel yasalarla ilgilidir. Örne ğ in; “Su deniz seviyesinde ve belli bir basınç altında 100 C derecede kaynar”,”Isıtılan metaller genle ş ir”, Serbest bırakılan cisimleri dü ş me hızı, a ğ ırlıkları ile do ğ ru orantılıdır.” gibi yasalar fiziksel yasalardır.
15
Biyoloji, canlıların doğması, gelişimi, üremesi, canlılığın devam etmesi, canlılığın sona ermesi gibi yaşayış evrelerini, yapı ve işlev bakımından canlıların özelliklerin inceleyen bilim dalıdır. Biyolojik yasalar biyoloji bilimin, canlıların oluşumu, gelişimi, üremesi ve canlılık özellikleriyle ilgili koyduğu yasalardır. B İ YOLOJ İ K YASALARIN ÖZELL İ KLER İ NELERD İ R; Biyolojik yasalar, fiziksel yasalar gibi evrenseldir, deney, gözlem ve ara ş tırmalar sonucu ortaya konulmu ş tur. Evrendeki biyolojik yasalar Allah'ın çizdi ğ i bir kaderdir. Yüce Allah Kur'an'da bazı biyolojik yasalara dikkat çekmekte, canlıların yapısı, büyümesi, üremesi, geli ş mesi, korunması gibi konularda bilgiler vermektedir. Bu konularla ilgili ayetlerden bazıları ş unlardır: "Biz rüzgârları a ş ılayıcı olarak gönderdik ve gökten su indirdik de onunla su ihtiyacınızı kar ş ıladık..." (Hicr suresi, 22) "Yeryüzüne bakmazlar mı? Orada her güzel çiftten nice bitkiler yeti ş tirdik." ( Ş uarâ suresi, 7) "Allah her canlıyı sudan yarattı. İş te bunlardan kimi karın üstünde sürünür, kimi de iki aya ğ ı üstünde yürür. Allah diledi ğ ini yaratır. (Nur suresi, 45) "Size tohumlar bitkiler( a ğ açları) sarma ş dola ş olmu ş ba ğ lar, bahçeler yeti ş tirmek için üst üste yı ğ ılıp sıkı ş an bulutlardan ş ırıl ş ırıl akan sular indirdik" (Nebe suresi, 14-16)
16
İnsanın özelliklerinden biri de sosyal bir varlık olmasıdır. Bu nedenle toplum halinde yaşar. Toplumsal yasalar; toplumsal oluşum, gelişim, değişim ve çözülme ile ilgilidir. Yaşam ve insan ilişkilerini konu edinir. TOPLUMSAL YASALARIN ÖZELL İ KLER İ ; Sosyal bilimlerin alanıdır. İ nsanlar tarafından olu ş turulur. Neden sonuç ili ş kisi vardır ve evrenseldir. Toplumsal yasalar da Allah'ın çizdi ğ i bir kaderdir. TOPLUMSAL YASALARA ÖRNEK; İ nsanlar arasında e ş itli ğ in olmadı ğ ı toplumlarda bunalım ve karma ş a dönemleri ya ş anır" " İ nsanları e ğ itmeden hiçbir toplumsal, ekonomik ve siyasi geli ş meyi uzun süreli gerçekle ş tirmek mümkün de ğ ildir" "Gelir da ğ ılımının adil olmadı ğ ı toplumlarda toplumsal barı ş bozulur" "Kuraklık sonucu insanlar açlık ya da susuzluk tehlikesiyle kar ş ı kar ş ıya kalabilirler. Bu durumda açlık ve susuzluklarını giderebilecekleri ba ş ka yerler arayıp bularak varlıklarını sürdürebilecekleri yeni yerlere göç ederler" vb toplumsal yasalara örnektir.
18
Dini kavram olarak: Allah’ın tabiatı yaratıp devam ettirmek ve toplum hayatını düzenlemek üzere koydu ğ u kurallar anlamında bir Kur’an-ı kerim terimidir.
20
HAZIRLAYANIN; ADI: FATMA SOYADI: AKKOYUN OKULU: KARABULUT.O.O SINIFI:8/A
Benzer bir sunumlar
© 2024 SlidePlayer.biz.tr Inc.
All rights reserved.