Sunuyu indir
Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz
1
ANTRENÖR VE PSİKOLOJİ ANTRENÖR PSİKOLOJİSİ
Sporda başarıya ulaşmak için en önemli faktörlerden biri de psikolojik faktörlerdir. Antrenör, temel psikolojik bilgilerden yararlanarak kendine özgü spor dalında başarılı olmanın yollarını arar. Antrenörün amacı; bireydeki bedensel performans özelliklerini yapılan spor dalına uygun biçimde artırmak ve takımın amaçlanan hedefe ulaşmasında aktif olarak sporcuları yönlendirmektir. Bunun için sporcuları çalıştırması, motive etmesi, organizasyon ve gerekli planlamayı yapması gerekir.
2
Bilimsel araştırmalar spor alanında antrenörlükte liderliğin niteliğini araştırarak, antrenörün etkinliğinde rol oynayan üç faktörü ortaya çıkarmıştır; Antrenör-sporcu ilişkisi İşin yapısı Antrenörlük mevkiinin gücü Takımların farklı görüşlerini, sporcuların farklı tepkilerini açıklayabilmek amacıyla, kişilik özellikleri bakımından antrenörler beş kategoride toplanmıştır; Aşırı disiplinli ve otoriter Uysal ve iyi huylu Gergin ve hareketli Gevşek İş yapar görünüşlü ve gayretli
3
Antrenörün sahip olması gereken özellikler:
Spor Bilgisi: Sporcu, antrenörün mesleki alanda karşılaşabileceği her türlü güçlüğü yeneceğine inanmalıdır. İlgi: Antrenör çalıştığı her sporcuya eşit ve yeterli ilgi göstermek zorundadır. Dürüstlük: Antrenör kendisine ve sporcularına karşı dürüst olmak zorundadır. Örnek Olmak: Antrenör tutum ve davranışlarıyla sporcularına örnek olmalıdır. Olgunluk: Antrenör sporcuların kusurlarını ve zayıflıklarını alay etmeden düzeltme yoluna gitmelidir. Değişebilirlik: Gerek dünya görüşü gerekse spor kültürü yeni bilgilere açık olmalıdır.
4
Antrenörün Psikolojik ve Karakteristik Özellikleri
Aşırı Disiplinli ve Otoriter Antrenör Anderson (1959) otoriter liderleri diğerlerini kontrol için otoriteyi kullanan, grupta diğerlerine emirler veren, kabul edilmiş kurallara göre işleri yaptırmaya çalışan, itaat etmeyenleri cezalandıran, iş bölümüne karar veren, işin nasıl yapılması gerektiğini belirleyen biri olarak tanımlar. Genellikle antrenörlüğe yeni başlayanlarda görülür. Başarılı olmak azmiyle dolu, itaat edilmesini seven ve isteyen, cezalandırıcı, hoşgörüsüz, sert görünümlü, uygulamada şiddeti kullanan antrenör tipidir.
5
Uysal ve İyi Huylu Antrenör
Sert tutumlu, otoriter antrenör tipine karşıt özelliklere sahiptir. Sporcuyla sevgiye dayalı ilişki kurar, onun sorunları ile ilgilenir. Gergin ve Hareketli Antrenör Bazı bakımlardan sert tutumlu ve burnu doğrultusunda olan antrenör tipidir. Gergin antrenör, otoriter antrenör özellikleri gösterir. Yine de aralarında farklılık vardır. Huzursuz tiplerdir. Alıngan ve telaşlıdırlar.
6
Gevşek Antrenör Her türlü baskı ve gergin atmosferden uzak gibi görünmektedir. Ona göre en ilginç bir oyun dahi sadece kazanma zevkidir. Ama sonuç olarak bir oyundur. Ciddiyetleri güven verici değildir. İş Yapar Görünüşlü ve İyi Niyetli Antrenör Gayretli ve ciddi davranışlıdır, tutumları inandırıcı ve ağır başlıdır. Spor faaliyetlerinde düzenli bir artış gösterir. Devamlı bir öğrenme isteği içindedir. Uygulamalarını bilimsel gelişmelere uygun şekilde yaptırır. Rakip takım ve oyuncular hakkında bilgileri araştırır, bu sayede takımına avantaj sağlar.
7
Birçok antrenör demokratik tarzı benimser
Birçok antrenör demokratik tarzı benimser. Demokrat liderler genellikle arkadaşça ve kişisel tarzda hareket ederler. Grubu bir bütün olarak ele alırlar. Daha demokrat bir antrenör antrenman programlarını sporculara danışarak yaparlar. Oyuncuların taktik vermeleri liderlik yapılarını cesaretlendirir. Sonuç olarak antrenör, sporcuların takım ruhu, güven, sorumluluk, liderlik ve motivasyon artışının gelişimine katkıda bulunur. Demokratik antrenör sporcuyla daha çabuk iletişim kurabilir. Oyuncu bağımsız olarak başarabilir. Daha esnek kararlar sporcular tarafından da benimsenir. Demokratik antrenör bireysel farklılıkları göz önünde bulundurur.
8
Çekoslovakya’ da yapılan bir araştırmada yapılan bir araştırmada antrenörlerin kişilikleri ve antrenmandaki tutumları incelenmiştir. Elde edilen sonuçlar; Hemen bütün antrenörler somut bir plana sahiptirler. Antrenmanın politik ve pedagojik açıdan da ele alınması gerektiğini hemen hepsi biliyor Genel davranışları ender olan otoriterdi Kollektif eğitime pek önem vermiyorlar Ancak %50’ si sporcuların ilgilerini teşvik edebiliyor %30’ u ayrıntılı bir antrenman programına sahip Motivasyonu en büyük sorun olarak görüyorlar Büyük bir bölümü çalıştırdıkları sporcuların kişilik yapılarını doğru belirlemekte güçlük çekiyorlardı. (Suobada 1977)
9
ABD’ de Ogilvie ve Putko (1967) atletizm ve Hendry (1968) yüzme antrenörlerinin kişilik yapısını incelemişler. Bulguları; Başarılı antrenörler genellikle dengeli, kendine hakim, sosyal bir kişiliğe sahiptirler ve dengeli performans üzerinde dururlar Sert ve eleştirici kabul edilmek ruhsal bir gereksinimdir 40 yaşından genç antrenörler kendine güven, bağımsızlık hissi ve sertlikleriyle göze çarpıyor Daha yaşlı başarılı antrenörlerde, görev hissi, öz eleştiri ve dengelilik ön planda gelmektedir.
10
ANTRENÖRÜN ÇALIŞMA YÖNTEMİ
Savoboda bir sınıflandırma yöntemi geliştirmiştir. Her antrenör bu sınıflama içinde yer bulabilmektedir. 1.Antrenör ile sporcular arasındaki ilişkinin şekli: Antrenör otoriter ve serttir. Antrenör demokrat ve yardıma hazırdır. 2.Antrenörün eğitim yanı: Bilimsel temele dayalı, sistematik. Pratik, kendi deneyimlerini ön planda tutan. 3.Yarışma esnasında yönetim şekli: Çok rizikoya girer, kendine güveni yüksek, heyecanlı. Sporcuları tanır, motive eder, psikolojik uygulamaya önem verir.
11
SPORDA MOTİVASYON Bireyin içinde yaşadığı biyolojik ve sosyal ortamda ağırlığını sürdürmeye yönelik çalışmalarının nedenlerine motif bütünü, bu olguya “motivasyon” denir. Motivasyon, biyolojik ve sosyal motivasyon olarak ikiye ayrılır. Bireyin organik varlığını sürdürmeye yönelik davranışlarının nedeni biyolojik dürtü ve iç güdüler, biyolojik motivasyondur. Sosyal motivasyonlar, öğrenilen koşullu motivasyonlardır.
12
BAŞARI MOTİVASYONU Bir bireyin salt kendi uğruna başarıyı sürdürme isteği başarı motivasyonu olarak bilinir. Başarı motivasyonu başarılı olabileceğimiz koşulları aramak ya da başarılı olamayacağımız durumlardan kaçınmak seçimiyle ilgilidir. Seçime iki faktör katkıda bulunur: Kişilik Koşul
13
1.Kişilik: Atkinson (1974) başarı motivasyonuna katkıda bulunan iki kişilik faktöründen söz eder;
a. Başarı gereksinimi b. Başarısızlıktan kaçınma gereksinimi 2.Koşul: Başarı olasılığı düşük olduğundan başarının özendirici değeri yüksektir. Benzer şekilde zayıf rakibe karşı oynuyorsanız kazanmanın anlamı o kadar değerli olmaz. Araştırma, düşük başarı yönelimli insanların ya çok kolay ya çok zor görevi seçme eğiliminde olduklarını gösterir. Yüksek başarı yönelimli insanlar yarı yarıya başarı şansının olduğu görevi seçme eğilimindedirler. Bu nedenle yüksek başarı gereksinimine sahip sporcular risk alma eğilimindedirler.
14
STRES Stres organizmanın fiziksel ve ruhsal sınırlarının zorlanması ve tehdit edilmesiyle ortaya çıkan birr durumdur. Selye (1976), vücuda yapılan herhangi bir baskıya vücudun genel tepkisi olarak tanımlar. Stresin kaynakları stresörlerdir. Bunlar değişik biçimlerde olabilir; sosyal, kimyasal, bakteriyel, bedensel, psikolojik. Selye’ nin stres kuramı vücudun tüm stresörlere aynı şekilde tepki verdiğini savunur. Üç evresi olan Genel Adaptasyon Sendromu önerir. A B C
15
Alarm reaksiyonu evresinde vücut stresörlerle ilgili olarak uyarılır
Alarm reaksiyonu evresinde vücut stresörlerle ilgili olarak uyarılır. İnsanın dış uyaranı stres olarak algıladığı durumdur. Organizma bu durumla başa çıkabilmek için aktif fizyolojik girişimlerde bulunur. Amaç mücadele ederek ya da kaçınarak organizmayı korumaktır. Direnç dönemi: vücudun direnci normalin üzerine çıkar. Bu stres durumuna karşı direncini yükseltir. Direnç dönemi başarı ile aşılırsa beden normal koşullara döner, başarısız olursa kuvvetten düşer, çöker.
16
Tükenme dönemi: stres dönemi çok ciddi ve uzun sürerse, organizma tükenme dönemine girer. Başa çıkılamayan stresler karşısında denge bozulur, uyum enerjisi biter. Bunların ardından tükenme ve bitkinlik görülür. Bu hastalıklara açık dönemdir. Stres belirtileri genellikle fizyolojik ve psikolojiktir. Fizyolojik Belirtiler: kas geriliminde, kalp atışında, kan basıncında artma, göz bebeklerinde büyüme, ağız kuruluğu. Psikolojik Belirtiler: bütün duyumların artması, heyecanda yükselme, konsantre olmada yetersizlik, esneme, sık sık idrara gitme, sıkıntılı bekleyiş.
17
STRESLE BAŞA ÇIKMA TEKNİKLERİ
Becerili hareketin ortaya çıkmasında beden ve aklın bir arada uyum içinde çalışması nedeniyle olumlu düşünceyle olumsuz düşünceler yer değiştirerek stres en aza indirilebilir. Bunun için gevşeme kullanılır. Gevşemenin dört biçimi vardır: a. Hayal ederek b. Kendine yönelerek c. Derinleşen gevşeme d. Biofeedback
18
ÇOCUK VE GENÇLERDE SPOR
ÇOCUK VE GENÇLERDE SPORUN TEMEL İLKELERİ Birçok spor dalında şampiyonlukların giderek daha küçük yaşta sporcular tarafından kazanıldığını görmekteyiz. Çocuk ve gençlerin sağlıklı bir biçimde büyümeleri ve gelişmeleri için de çok önemlidir. Çocuk ve gençler açısından spor, fiziksel gelişimin yanı sıra sosyal açıdan da önemlidir. Çocuk spor yoluyla çevresini tanır, iletişim kurar, özgüveni artar, toplum içindeki yeri sağlamlaşır. Psikolojik açıdan kendini kontrol etmeyi, konsantre olabilmeyi, başarıya güdülenme vb. gelişim gösterir.
19
Spora yönelik çalışmalardan önce çocuk ya da gencin genel bir sağlık kontrolünden geçmesi gerekir. Elde edilecek veriler ışığında, çocuğun sporu ve gelecekte performans sporu yapıp yapmayacağı saptanmış olur. Sportif etkinlikler çocuğun ya da gencin okul ve mesleki yaşantısını olumsuz yönde etkilememeli, gelişim düzeyine uygun olmalıdır. Antrenmanlarda yapılacak tüm çalışmaların yöntem, kapsam, şiddet vb. açılardan gelişim düzeylerine göre yapılması zorunludur. Antrenmanlar genel anlamda; Alt yapı antrenmanları Yüksek performans antrenmanları olarak ikiye ayrılır.
20
* Hiersemann; yetenek arama ve geliştirmek dahil antrenmanları:
Genel temel eğitim antrenmanları Gelişim antrenmanı Üst düzey antrenman şeklinde ayırmıştır. * D. Martin; gerçek bir performansa ulaşabilmede: 1.Eğitim basamağı için; Çok Yönlü Temel Eğitim 2.Eğitim basamağı için; Spor Dalına Özgü Temel Eğitim 3.Eğitim basamağı için; Kondisyonel yeterlilik kazanımı’ nı önermektedir.
21
Letzelter; farklı yaş gelişim düzeyine göre genel ve özel antrenman ayrımını;
- Temel antrenman - Gelişim antrenmanı - Yüksek performans antrenmanı, şeklinde yapmıştır. Steiner (1980); geniş tabanlı, çok yönlülüğü simgeleyen genel bir temel eğitimi takiben, spor dalına özgü yetenek seçimi, spor dalına yönlendirmeden sonra ilgili spora özgü özel çalışmaları önermektedir.
22
TEMEL EĞİTİM ANTRENMANI İLKELERİ
Seçilmiş olan spor dalı tanınarak, uygulamasının öğrenilmesi Spor dalına özgü temel teknik hareketlerin kazanılması Sporsal performansın çok yönlü geliştirilmesi Antrenman ve maçlarda performansa yönelik ilgi ve verimin pekiştirilmesi Antrenman ve maçlarda performans motivasyonunun spor dalına özgü kazandırılmaya başlanması Bu dönemde antrenmanda doğru tekniğe büyük önem verilmesi.
23
GELİŞİM ANTRENMANI İLKELERİ
Spor dalına özgü genel verimlilik durumunun yükseltilmesi Spor dalına özgü önemli teknik hareketlerin kombine biçimde uygulanması Spor dalına özgü antrenman yöntemlerinin tanınması ve uygulanması Spor dalına özgü performans motivasyonunun geliştirilmesi Ülke içi spor dalı müsabakalarına başarılı bir şekilde katılabilme.
24
TAMAMLAYICI ANTRENMAN İLKELERİ
Spor dalına özgü kondisyonel durumun artırılması Spor dalına özgü teknik teknik hareket dağarcığının geliştirilerek, teknik olgunluğun oluşturulması Değişik antrenman dönemlerinin gerektirdiği yüklenmelerin karşılanabilmesi Yaş düzeyine uygun olarak lig ve uluslar arası müsabakalara başarılı bir şekilde katılabilme Yüksek performans antrenmanında en yüksek performans düzeyine ulaşabilme.
25
SPOR DALI İLE İLGİLİ ÇALIŞMALARIN BAŞLAMASI
Koordinatif özelliklerin geliştirilmesiyle ilgili çalışmalarda azalma, spor dalına özgü teknomotorik çalışmalarda geçiş döneminde artma olur. Oyunsal formlardaki çalışmalardan, spor dalına özgü performansın sergilenmesini zorunlu kılan çalışmalara geçilmelidir. Spor dalıyla ilgili çalışmaların başlamasıyla çok yönlü eğitim çalışmaları azalır, teknomotorik gelişime yönelik çalışmalar artar. Genel spor eğitimi %70, spor dalına özgü eğitim %30 oranlarındayken; spor dalına özgü çalışmalarla bu oran %60’ a %40 şeklinde değişir.
26
YAŞ DÖNEMLERİNE GÖRE ÇOCUK VE GENÇLERİN YAPILARININ İNCELENMESİ
a- BOY Yaşamın ilk iki yılında boy %50 oranında uzar. Daha sonra yavaş artan boy uzaması, 1. ergenlik döneminde tekrar hızlanır. Puperteden hemen önce boyda görülen önemli derecede artış erkeklerde ortalama 17, kızlarda 16.5 yaşına kadar sürer. b- VÜCUT AĞIRLIĞI İlk altı aya kadar kilo almaya uygun yapılanma hızla gelişir. 1. ergenlik döneminden itibaren, ergenlik son bulana kadar aşırı uzama nedeniyle genellikle boy-kilo orantısının dengesi boyun uzaması lehine bozulur.
27
c- KEMİK GELİŞİMİ İskeletin kemikleşme süreci, bireyin büyümesinin sonunu belirten yaşları arasında tamamlanır. 3 türlü kemikleşme görülür: * Bağ dokusundan zamanla bu bölüm kemikleşir. Buna PRİMER kemikleşme denir. * SEKONDER kemikleşme, kemik başındaki kıkırdaktan kemik oluşmasıdır. * Kemiği saran (Periost) zar, kemiğin enine büyümesine neden olur.
28
d- KAS GELİŞİMİ Doğumdan başlayarak, adolesan döneme kadar kilo ile birlikte kas kitlesinde de önemli bir artış olur. 5 yaşından 30 yaşına kadar vücut kas kütlesi 7.7’ den 8.5’ e, kas kuvveti de 9’ dan 14’e çıkar. e- SİNİR GELİŞİMİ Sür’ ar ve üstün beceri isteyen hareketlerin verimine etki eden bu gelişim, sinir fibrilleri gelişiminin tamamlanmasıyla uyarıların beyne ve kasa taşınması sayesinde olur. Çocuk ve gençlerde temel beceri hareketlerinde görülen yetersizliklerin nedeni denge, işitme, görme gibi alan-zaman kavramı kapsayan sinir sistemi gelişimi tam olarak tamamlanmadığından kaynaklanır.
29
ÇOCUK VE GENÇLERDE MOTORİK ÖZELLİKLERİN GELİŞİMİ
KUVVET 8-9 yaşlarındaki çocuklar ortalama kendi vücut ağırlıklarının 1/3’ ünü tek kolla kaldırıp birkaç adım atabilirken, yaşlarında iki katına, 16 yaşında gencin vücut ağırlığına ermiştir. Bu nedenle kas kütle, kuvvet, güç ve sür’ ate dayalı sporlarda gelişim yaşa bağlı olarak yavaş olmaktadır. Kuvvet çalışmaları yapılan spor dalına uygun olmalıdır.
30
Gelişim dönemlerine göre kuvvet çalışmaları şu şekilde olmalıdır;
* 3-7 ve 7-11 yaşları: kendi vücut ağırlığı ile bütün vücut kaslarına yönelik genel kuvvet gelişimi oyunsal formda yapılır. Stafet çalışmaları, sıçramalar, düşük yoğunlukta istasyon çalışmaları, çok yönlü kuvvet çalışmaları bu dönemin özelliğidir. * yaşlar: yoğun tempoda olmayan sıçrama alıştırmaları, ek ağırlıklarla çalışmalar yapılır. Testosteron salgısı nedeniyle kas gelişimi ve enerji potansiyeli artar. * yaşlar: spor dalına özgü, aşamalı bir biçimde sıçrama, atma, vuruş çalışmalarıdır.
31
SÜR’ AT Sür’ at özelliği sporcunun genetik yapısına, kas, fibril çeşitlerine, anaerobik kapasiteye, reaksiyon zamanına, MSS kas iş birliği yeterlilik düzeyine bağlı olduğu için çocuk ve gençlerde çok üst düzey verimlilik beklenmemelidir. Sür’ at gelişimine en uygun dönemler okul ya da ergenlik dönemleridir. Bu dönemde reaksiyon zamanı kısaltılarak, hareket frekansı artırılarak çalışma yapılabilir. Bu çalışmalarda dinlenim sürelerinin uzun olmasına ve yüklenme-dinlenme ilişkisine özellikle dikkat edilmelidir.
32
DAYANIKLILIK Çocuklarda çok erken yaşlarda görülen bir özelliktir. Ancak bu dayanıklılık oksijen borçlanmasının olmadığı ve organizmanın stres altında bulunmadığı bir ortamda olmalıdır. Dayanıklılık özelliği; genetik yapıya, kas oranı ve çeşitlerine, aerobik ve anaerobik kapasitesinin gelişimine bağlıdır. 7-11 yaş döneminde temel dayanıklılığı geliştirmek için devamlılık yöntemiyle çalışmalar yapılır. Anaerobik kapasitenin gelişimi ergenlik dönemi başlangıcına rastlar. Bu yaş grubunda tüksek performans antrenmanlarına gören daha düşük bir yüklenin uygulanır.
33
HAREKETLİLİK Çocukluk çağından itibaren yaş ilerlemesiyle gittikçe kaybedilen bir özelliktir. Hareketlilik cinsiyet farklılığına bağlıdır. Genç kızlar erkeklere göre daha fazla hareketliliğe sahiptir. Genel hareketlilik antrenmanları; esnetme-gerdirmeler, jimnastik gibi çalışmalarla gerçekleştirilir. Hareketlilik çalışmaları kuvvet çalışmaları için çok önemli bir temel teşkil eder.
34
KOORDİNASYON Sinir sistemi, iskelet ve kas sistemi bir hareketin uygulanmasındaki verimliliği (koordinasyonu) tanımlar. Büyük oranda MSS- kas, iskelet sistemi gelişimi yapılan hareketin verimliliğini belirler. Burada hareketin basit, kolay ve anlaşılabilir oluşu önemlidir.
35
ÇOCUK VE GENÇLERDE PSİKOSOSYAL GELİŞİM
4-7 yaş döneminde çocuğun temel uğraşı olan oyun, psikolojik gelişimini, davranış ve kişiliğini doğrudan etkiler. Yapılan hareketlerdeki başarı, oyunlardaki etkin roller, çocuğun kendine olan güvenini arttırır. İyi planlanmış uygulamalarla spordaki disiplin, bilinçli hareket uygulamaları verimliliği arttırılabilir. Taklit eden çocuk hareket modellerini, bireylerin görüş ve düşüncelerini doğrudan kabul eder.
36
ÇOCUK VE GENÇLERDE SPORA YÖNELİK ÖNERİLER
Antrenman İlkeleri İle İlgili Öneriler Bütün bir yıl antrenman Gittikçe artan antrenman yüklemesi Antrenmanın özel ve bireysel olması Çocuk ve gençlerde aerobik yüklenmeler, anaerobik yüklenmelerden önce olmalıdır Nefesin uzun süre tutulduğu çalışmalarda uygulama ilkelerine dikkat edilmeli İskelet sistemi tam olarak gelişmediği için ek ağırlık terine kendi ağırlığı kullanılmalı
37
Kuvvet çalışmalarında hareketlilik önemlidir
Hareketlerin çok yönlü olmasına dikkat edilmelidir Bireysel çalışmalardan önce grup çalışmaları tercih edilmelidir Özellikle okul öncesi dönemde, çocuğun doğal hareketlerine dayalı olarak, spora yönelik hareketlerin geliştirilmesine ve pekiştirilmesine dikkat edilmelidir
38
Yüklenmenin fizyolojik etkisinin verimliliği şu kurallara bağlıdır;
Yüklenme şiddeti artımı ve ona uyum, planlanarak uygulanmalıdır Yüklenmenin uzun süreli devamlılıkla kalıcı etkisi olur Antrenman yüklenmeleri kapsam şiddet ilişkisine göre geliştirilmelidir.
Benzer bir sunumlar
© 2024 SlidePlayer.biz.tr Inc.
All rights reserved.