Sunuyu indir
Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz
YayınlayanBelgin Demir Değiştirilmiş 8 yıl önce
1
Berat Kandilini Tövbe ve Arınmaya Vesile Kılmak وَاِذَا جَٓاءَكَ الَّذ۪ينَ يُؤْمِنُونَ بِاٰيَاتِنَا فَقُلْ سَلَامٌ عَلَيْكُمْ كَتَبَ رَبُّكُمْ عَلٰى نَفْسِهِ الرَّحْمَةَۙ اَنَّهُ مَنْ عَمِلَ مِنْكُمْ سُٓوءاً بِجَهَالَةٍ ثُمَّ تَابَ مِنْ بَعْدِه۪ وَاَصْلَحَ فَاَنَّهُ غَفُورٌ رَح۪يمٌ ﴿٥٤﴾
2
Ayetlerimize inananlar sana geldiğinde onlara de ki: "Selâm size! Rabbiniz merhamet etmeyi -bir lütuf olarak- kendine yazdı. Gerçek şu ki, sizden kim bilmeyerek bir kötülük yapar da ardından tövbe edip kendisini düzeltirse, bilsin ki Allah çok bağışlayan, çok esirgeyendir." En'âm : 54
3
وَتُوبُٓوا اِلَى اللّٰهِ جَم۪يعاً اَيُّهَ الْمُؤْمِنُونَ لَعَلَّكُمْ تُفْلِحُونَ ‘‘Ey müminler, hepiniz günahlarınızdan tövbe ediniz ki kurtuluşa eresiniz.’’ Nur Suresi,24/31 Tövbe, Allah’u Teala'nın, günah işleyen insanların, işledikleri günahlardan kurtulmaları için onlara tanıdığı bir imkandır. Yüce Allah’ın kuluna tövbe etme fırsatı bahşetmesi O’nun sonsuz rahmetinin bir ifadesidir. İnsan ne kadar çok günah işlerse işlesin ümitsizliğe düşmemeli, Allah’u Teala'nın ona tanıdığı bu imkandan yararlanmalıdır.
4
Kulda tövbe bilinci; gidecek başka kapının olmadığını bilmesidir. قُلْ يَا عِبَادِيَ الَّذِينَ أَسْرَفُوا عَلَى أَنفُسِهِمْ لَا تَقْنَطُوا مِن رَّحْمَةِ اللَّهِ إِنَّ اللَّهَ يَغْفِرُ الذُّنُوبَ جَمِيعًا إِنَّهُ هُوَ الْغَفُورُ الرَّحِيمُ “De ki : “Ey kendilerinin aleyhine aşırı giden kullarım! Allah’ın rahmetinden ümidinizi kesmeyin. Şüphesiz Allah bütün günahları affeder. Çünkü O, çok bağışlayan çok merhamet edendir.” (zümer 53)
5
Af kapısı aralayalım diye Bu gece Rahmeti sonsuz Merhameti sınırsız olan Rabbimizin bize lütfudur. Sübki (r.a) buyurdu ki: Şaban ayının on beşinci gecesi bir yılın günahlarını, Cuma gecesi bir haftanın günahlarını, Kadir gecesi de bir ömrün günahlarını giderir. Bu gecenin bir adı da kefaret gecesidir. İmam-ı Gazali,Mükaşefetü’l Kulub, sh 555
6
Berat gecesi ;Af dilemenin, arınmanın, elleri duaya, gönülleri semaya açmanın, doğrudan doğruya Rabbimize yönelip mağfiret iklimine girmenin vaktidir. قال رسولُ اللّهِ صلى الله عليه و سلم Rasulullah (s.a.s.) buyuruyor ki: “Bütün insanlar hata yapar, hata yapanların en hayırlısı ise hatasından dönendir. ’’ (Tirmizî, Kıyâmet 50, İbn Mace Zühd, 30)
7
Berât, Arapça berâe/berâet kelimesinin Türkçeleşmiş şeklidir. Berâet sözlükte « kişinin borçtan suç ve cezadan hastalık ve sorumluluktan kurtulma, temize çıkma» gibi anlamlara gelmektedir. Dini Kavramlar Sözlüğü, DİB YAYINLARI Beratın özünde günahlardan arınma ve yüce Allah’ın rahmet ve mağfiretine ulaşma amacı vardır.
8
قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « إِذَا كَانَتْ لَيْلَةُ النِّصْفِ مِنْ شَعْبَانَ فَقُومُوا لَيْلَهَا وَصُومُوا يَوْمَهَا. فَإِنَّ اللَّهَ يَنْزِلُ فِيهَا لِغُرُوبِ الشَّمْسِ إِلَى سَمَاءِ الدُّنْيَا فَيَقُولُ أَلاَ مِنْ مُسْتَغْفِرٍ فَأَغْفِرَ لَهُ أَلاَ مُسْتَرْزِقٌ فَأَرْزُقَهُ أَلاَ مُبْتَلًى فَأُعَافِيَهُ أَلاَ كَذَا أَلاَ كَذَا حَتَّى يَطْلُعَ الْفَجْرُ
9
Şâban ayının on beşinci gecesi, Efendimizin duaların kabul edileceği müjdesini verdiği zaman dilimlerindendir. Berât Kandili olarak bildiğimiz bu gecede dua ve ibadetlerin ne kadar faziletli olduğu, Allah Resûlü'nün şu ifadelerinden anlaşılmaktadır. “ Şâban ayının on beşinci gecesi olduğu zaman, gecesinde ibadete kalkın. Ve o gecenin gündüzünde (on beşinci günde) oruç tutun. Çünkü o gece güneş batınca Allah Teâlâ dünyaya en yakın göğe inerek (rahmet nazarı ile bakarak) fecir oluncaya kadar, 'Benden mağfiret dileyen yok mu, onu bağışlayayım! Benden rızık isteyen yok mu, onu rızıklandırayım! Belaya duçar olan yok mu, ona afiyet vereyim! Şöyle olan yok mu? Böyle olan yok mu?' buyurur.” İbn-i Mace,İkame,191
10
« إِنَّ اللَّهَ عَزَّ وَجَلَّ يَنْزِلُ لَيْلَةَ النِّصْفِ مِنْ شَعْبَانَ إِلَى السَّمَاءِ الدُّنْيَا فَيَغْفِرُ لأَكْثَرَ مِنْ عَدَدِ شَعْرِ غَنَمِ كَلْبٍ » Şaban ayının on beşinci gecesiyle ilgili Allah Resul şöyle buyurmaktadır. ‘‘Allah Teâlâ Şaban ayının on beşinci gece dünya semasına iner (rahmet nazarıyla bakar) ve Kelb kabilesine ait koyunların kılları sayısından fazla kişiyi bağışlar’’ Timizi, Savm, 39
11
Mevla'mızın affı olmadan arınmak, merhameti olmadan kurtuluşa ermek mümkün müdür? Atamız Hz. Âdem ile eşi Hz. Havvâ’nın, yasağı çiğnediklerinin farkına vardıklarında, “Rabbimiz! Biz kendimize zulmettik. Eğer bizi bağışlamaz ve bize acımazsan mutlaka hüsrana uğrayanlardan oluruz.” şeklindeki pişmanlık dolu gönülden niyazları üzerine Yüce Allah tövbelerini kabul etmiştir. O günden bugüne kadar af kapısı hep açık olmuştur ve insanlık var olduğu sürece de açık kalacaktır. Yeter ki eller, gönüller, zihinler o kapıya yönelsin. Araf sûresi 23
12
يَٓا اَيُّهَا الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا تُوبُٓوا اِلَى اللّٰهِ تَوْبَةً نَصُوحاًۜ ‘‘Ey iman edenler! İçtenlikle ve kararlılık içinde Allah’a tövbe edin. Umulur ki rabbiniz kötülüklerinizi örter ve sizi altından ırmaklar akan cennetlerine koyar. O gün Allah, peygamberi ve onunla aynı imanı paylaşanları utandırmaz. Onların nuru önlerinde ve sağ yanlarında ilerleyerek yollarını aydınlatırken şöyle derler: "Rabbimiz! Nurumuzu arttır eksiltme ve bizi bağışla. Şüphesiz senin her şeye gücün yeter." (Tahrîm; 8)
13
Muaz b. Cebel : Ya Rasulallah, tevbe-i nasûh nedir? diye sorunca, Hz. Peygamber: “Kulun, yapmış olduğu günaha pişmanlık duyması, Allah’a özür beyan etmesi, sonra sağılan sütün memeye dönmediği gibi (o günaha) bir daha dönmemesidir” buyurdu. ( Tirmizi, Zühd, 8,Ahmed b. Hanbel 2/505)
14
وَلَيْسَتِ التَّوْبَةُ لِلَّذ۪ينَ يَعْمَلُونَ السَّيِّـَٔاتِۚ حَتّٰٓى اِذَا حَضَرَ اَحَدَهُمُ الْمَوْتُ قَالَ اِنّ۪ي تُبْتُ الْـٰٔنَ وَلَا الَّذ۪ينَ يَمُوتُونَ وَهُمْ كُفَّارٌۜ اُو۬لٰٓئِكَ اَعْتَدْنَا لَهُمْ عَذَاباً اَل۪يماً « Yoksa kötülükleri yapıp yapıp da içlerinden birine ölüm gelip çattığında "Ben şimdi tövbe ettim" diyenlerle kâfir olarak ölenler için kabul edilecek tövbe yoktur. Onlar için acı bir azap hazırlamışızdır." (Nisâ; 18) Süreklide Sürçüp Düşülmez ki!
15
Şeytanın tuzaklarına dikkat ederek bir hayat yaşamak; mümince bir yaşamdır. يَٓا اَيُّهَا النَّاسُ اِنَّ وَعْدَ اللّٰهِ حَقٌّ فَلَا تَغُرَّنَّكُمُ الْحَيٰوةُ لدُّنْيَا۠ وَلَا يَغُرَّنَّكُمْ بِاللّٰهِ الْغَرُورُ Ey insanlar! Allah’ın verdiği söz gerçektir. Dünya hayatı sakın sizi aldatmasın, o aldatma ustası da Allah hakkında sizi kandırmasın." (Fâtır; 5)
16
İlahi cennet evine girenlerden eyle bizi Yarın orada cemalini görenlerden eyle bizi Mahşerde halk ola hayran çok yürekler ola püryan Arşın gölgesinde seyran edenlerden eyle bizi Bakma dünyanın varına düşüp daim hak yoluna Beratını sağ eline alanlardan eyle bizi Müminlere rahmet ola münafıklar mahrum kala Yunus söyler doğru yola gidenlerden eyle bizi
17
Şüphesiz Allah çok tevbe edenleri sever, çok temizlenenleri sever.” Bakara 2 / 222 اِنَّ اللّٰهَ يُحِبُّ التَّوَّابينَ وَيُحِبُّ الْمُتَطَهِّرينَ Allah Resulü (s.a.v) buyurdu ki; Allah, mü'min kulunun yaptığı tövbeden dolayı, çölde bineğini, üzerinde yiyeceği ve içeceği ile birlikte kaybeden, bundan dolayı umutsuzluğa düşen, sonra bir ağacın altına gelip ümitsizce otururken birdenbire bineğini yanı başında bulan, yularından tutup sevincinden ne diyeceğini şaşıran kimseden daha fazla sevinir.” ( Buhari, Da'avat 4; Müslim, 3, (2744); Tirmizi, Kıyamet 50 )
18
Bu gece her tarafı kaplayan rahmet ve mağfiretten tövbe etmezlerse bazı kişilerin affedilmeyecekleri ve Allah'ın rahmet ve sonsuz şefkatinden mahrum bırakılacakları haber verilmektedir. 1- ‘‘Allah Teala Şaban ayının on beşinci gecesi (kullarına rahmetle) nazar eder. Müşrikle, müşahin (kindar, bencil) bu aftan yararlanamazlar. İbn’i Mace,İkametü’s-Salat,191 2- Zinakâr olanlar. ‘‘Zinakâr, zina ederken mümin olarak zina etmez.’’ Buhari,Eşribe,1 3- Müslümanların arasına fitne sokanlar. ‘‘Fitne uykudadır, onu uyandırana Allah lanet etsin. Eş-Şeybani Şehrus Siyerul Kebir 4,1410 ‘‘Fitne kıtalden beterdir.’’ Bakara 2, 191 ‘ ‘Allah fesadcıları sevmez.’’ Araf 7,56 4- Akraba bağını koparanlar. ‘‘Demek yüz çevirdiğinizde yer yüzünde bozgunculuk çıkaracak ve akrabalık bağlarını koparacaksınız, öylemi?’’ Muhammed,47/22 6- Anne ve babalarına isyanda devam edenler. ‘‘Biz insana anne babasına iyi davranmasını emrettik.’’ Lokman,31/14
19
Bir veli, otuz senelik bir terziye gitmiş. Neden hala tövbe etmiyorsun da günahlı hayata devam ediyorsun? diye sormuş. Terzi; ‘’nasıl olsa can boğaza gelinceye kadar tövbenin vakti var, o zaman tövbe eder kurtulurum.’’ demiş. Allah dostu sormuş sen kaç senedir terzilik yapıyorsun? Otuz senedir diye cevap vermiş yılların emektarı. Bu kadar zaman içinde elin en çok neye alıştı demiş, bu kez Allah dostu. Makasla kumaş kesmeye diye yanıtlamış bizimkisi. Allah dostu demiş ki canın boğaza geldiği zaman eline bir makas verseler yine kolayca kumaş kesebilir misin? Omuzlarını silkmiş otuz senelik emektar. Öylesine korkulu bir zamanda doğru kesemem ki! demiş. Allah dostu taşı gediğine koymuş: peki 30 senedir yaptığı işi o anda doğru yapamıyorsun da ömründe hiç yapmadığın tövbeyi nasıl yapacaksın o anda? demiş
20
قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « مَنْ لَزِمَ الاِسْتِغْفَارَ جَعَلَ اللَّهُ لَهُ مِنْ كُلِّ ضِيقٍ مَخْرَجًا وَمِنْ كُلِّ هَمٍّ فَرَجًا وَرَزَقَهُ مِنْ حَيْثُ لاَ يَحْتَسِبُ Ebu Davud,Vitr,26 Resulullah Efendimiz; ‘‘Kim ki istiğfarı dilinden düşürmezse, Allah Teala ona her darlıktan bir çıkış, her üzüntüden bir kurtuluş yolu lütfeder ve ona ummadığı yerden rızık verir’’ diye buyurmuşlardır. Arifin Zikri Ne ise Fikride O olur. Dilimizi tövbeye alıştıralım; sonunda çokta güzel müjde var.
21
Zaten mümin günahı şöyle görür. Abdullah İbn Mes’ud anlatıyor. Resulullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur. ‘‘Mümin günahını şöyle görür: O sanki üzerine her an düşme tehlikesi olan bir dağın dibinde oturmaktadır. Dağ düşer mi diye korkar durur.’’ ‘‘Facir ise günahı burnunun üzerinden geçen sinek gibi görür.’’ İbn Mes’ud bunu söyledikten sonra eliyle Şöyle diyerek burnundan sinek kovalar gibi yapmıştır. Tirmizi, Kıyamet,50
22
O tövbekârlar, ibadet edenler, hamdedenler, dünyada yolcu gibi yaşayanlar, rükûa varanlar, secde edenler, iyiliği teşvik edip kötülükten alıkoyanlar, Allah’ın sınırlarını gözetenler; müjdele o müminleri! Tevbe,9/112 وَبَشِّرِ الْمُؤْمِن۪ينَ MÜJDE VER O MÜMİNLERE, MÜJDE!
23
Bir bülbül boşa mı dil döker güle, Cennetine kolay mı girmek çekmeden çile, Önce haktan beratını dile, Sonra Resul’den şefaat iste. Rabbim bu geceyi hakkımızda hayırlı eylesin, af ve mağfiretimize vesile kılsın. Tüm İslam alemine yeni bir uyanışa, şuurlu bir Müslümanlığa açılan kapı eylesin.
24
Hazırlayan: Kemal ÇELİK Emniyet Cami İmam-Hatibi Erenler/SAKARYA Möderatör: Adem ÖZSOY Ferizli Vaizi
Benzer bir sunumlar
© 2024 SlidePlayer.biz.tr Inc.
All rights reserved.