FİNANSAL KRİZ ANALİZLERİ
EKONOMİK FAALİYETLER Ekonomik faaliyetlerin REEL ve FİNANSAL faaliyetler olarak ayrıştırılıp incelenmesi genel kabul görmüş bir ayrımdır. Reel ekonomik faaliyetler reel ekonomiyi oluştururken, finansal ekonomik faaliyetler finansal ekonomiyi oluşturur.
REEL EKONOMİK FAALİYETLER VE FİNANSAL EKONOMİK FAALİYETLER Reel ekonomik faaliyetler tarım, madencilik, imalat, ticaret, inşaat, taşımacılık, turizm gibi mal veya hizmet üreten faaliyetlerin tamamına denir. Finansal ekonomik faaliyetler bankacılık, borsacılık, sigortacılık gibi parayı ve menkul kıymetleri (tahvil, hisse senedi, bono gibi) temel alan faaliyetlere ise "reel olmayan yani gayri reel ekonomik faaliyetler yada finansal faaliyetler" denir. Reel ekonomik faaliyetlerin yer aldığı piyasalara reel piyasalar, finansal ekonomik faaliyetlerin yer aldığı piyasalara finansal piyasalar denir.
EKONOMİK KRİZLER Ekonomik krizler, herhangi bir mal, hizmet, üretim faktörü ya da döviz piyasasındaki fiyat veya miktarlarda kabul edilebilir bir değişme sınırının ötesinde gerçekleşen şiddetli dalgalanmalar olarak tanımlanabilir. Bu nedenle ekonomik krizleri reel sektör krizleri ve finansal krizler şeklinde ikiye ayırmak uygundur.
KRİZ Kriz kelimesi Yunanca ‘’krisis’’ kelimesinden gelir. Karar verme, kritik nokta anlamındadır. Önemli bir zorluk için karar verme dönemleridir krizler. Yani krizler yıkıcı olmakla birlikte aynı zamanda yaratıcı mıdır?
KRİZ YARATICIDIR Bir ülkede veya ülkeler arasında toplumun veya bir kuruluşun yaşamında görülen güç dönem, bunalım, buhran olarak açıklanan kriz, sistemdeki aksaklıkların görülmesi ve bu aksaklıkların giderilmesi açısından da bir yenilenme fırsatı olarak da görülebilir.
KRİZ YARATICIDIR “Yaratıcı”dır çünkü yeni teknoloji ve metotlar için yolu temizler. Ekonominin daha önce lider durumda olan sektörleri demode olmaya başlar ve yeni lider sektörler ortaya çıkarak ekonomiyi yeniden yapılandırırlar. Konjonktür dalgalarının düşüşe geçtiği dönemler “yapısal krizler”i ifade eder.
KONJOKTÜR DALGALARI NEDİR? Konjonktür ekonomideki büyüme ve daralma dönemlerinin dönüşümlü olarak yaşanmasını ifade etmektedir.Konjonktür dönemi dört aşamadan meydana gelir: tepe (refah), daralma (ekonomik durgunluk), dip (ekonomik kriz) ve genişleme (ekonomik canlılık). İktisatçılar genellikle GSMH’da en az altı ay süren azalmaları daralma veya durgunluk olarak adlandırırken, çok daha uzun süreli ve çok daha fazla şiddetli daralma dönemlerini bunalım, depresyon veya kriz olarak adlandırırlar.
KONJOKTÜREL DALGALAR NEDİR? 1883-1950 ‘’Yaratıcı Yıkım’’ kavramını ekonomide popülerleştiren Schumpeter ile ünlenmiştir konjonktürel dalgalar terimi.
SCHUMPETER’İN UZUN DALGA SINIFLAMASI DÖNEM 1.DALGA 2.DALGA 3.DALGA 4.DALGA REFAH 1787-1800 1843-1857 1898-1911 1948-1966 DURGUNLUK 1801-1813 1858-1869 1912-1925 1966-1973 DEPRESYON 1814-1827 1870-1885 1926-1939 1973- CANLANMA 1828-1842 1886-1897 1940-1947 Schumpeter’e göre yenilik tabanlı bir refah en nihayetinde ekonomik durgunluğa yol açacaktır.
SCHUMPETER’İN UZUN DALGA SINIFLAMASI 1. DALGA : Refah Dönemi 1780’lerdeki Sanayi Devrimi ile başlamış, 1783 Amerika’nın Bağımsızlığı ile devam etmiş ve 1814-1824 krizi özellikle toprak üzerine oynanan spekülatif oyunlar yüzünden ortaya çıkmıştır. 2.DALGA: 1840’lar Buhar Gücü ve Demiryolu yenilikleri ile yine bir refah dönemine girilmiş, sınırsız mülkiyet üretim artışını doğurmuş, 1870’lerde kriz patlak vermiştir. En ana nedeni rekabetçi bir ortamda ortaya çıkan deflasyonun, kar oranlarını düşürerek, sermaye birikiminin istikrarlı gelişimini sekteye uğratmasıdır ve devamında az üretim, işsizlik ve yoksulluk... (Friedrich Engels (1892), İngiltere’de Emekçi Sınıfların Durumu adlı eseri).
3. DALGA 1929 BUNALIMI İLE SON BULMUŞTUR.
1929 Büyük Bunalımının nedenleri sayıca çoktur ve krize sadece New York Borsa’sının çöküşünün neden olduğu düşünülmemelidir.
ABD’nin 31. Başkanı Herbet Hoover’ın liberal politikaları, özellikle sermayedarların üretimde önünü açması ve özel sektör-kamu sektörü işbirliğinin uzun dönemde büyüme getireceğine inanması da tek neden olarak sıralanamaz.
Nedeni ne olursa olsun 1929 Krizi sadece Amerika’yı değil, dünyayı sarsan bir kriz olma niteliğinde olup tüm dünyada büyük bir İŞSİZLİK seviyesi ile sonuçlanmıştır.
1929 Büyük Bunalım’ı ne ilk krizdi ne de son olacak.
1929-1933 yılları arasında, ABD’de GSYİH %30 GERİLEMİŞTİR 1929-1933 yılları arasında, ABD’de GSYİH %30 GERİLEMİŞTİR. Amerikan Borsası %90 düzeyinde değer kaybetmiştir.
Amerikan vatandaşlarının pek çoğu 1932 yılına kadar tam da ne olduğunu anlamamışlardır. 1932 tam da DİP (depresyon) nokta olarak adlandırılabilir.
İşsizlik ve insanların çaresizliği 1930’ların sonuna kadar devam etti İşsizlik ve insanların çaresizliği 1930’ların sonuna kadar devam etti. 1929 Krizi sonrasına denk gelen 1931-1940 arası dönemde İşsizlik Seviyesi %14-%25 arasında artan oranlarda değişim göstermiştir.
1929 krizinin en önemli 4 nedeni: 1. Aşırı üretim düzeyi 2 1929 krizinin en önemli 4 nedeni: 1. Aşırı üretim düzeyi 2. Finansal Politikalar & Para Politikaları 3. Borsa faaliyetleri 4. Politik Kararlar
1-AŞIRI ÜRETİM DÜZEYİ 1920’lerin başı refahın yüksek olduğu yıllardı 1-AŞIRI ÜRETİM DÜZEYİ 1920’lerin başı refahın yüksek olduğu yıllardı.İşçi başına düşen üretim düzeyi sadece birkaç yılda %32 arttı. Özellikle imalat sanayi başta olmak üzere karlar %62 oranında arttı.
1-AŞIRI ÜRETİM DÜZEYİ I. Dünya Savaşından yorgun ama galip çıkan Amerikalılar refahı, yüksek tüketim düzeyini hak ettiklerini düşünüyorlardı.
1-AŞIRI ÜRETİM DÜZEYİ Pekçok elektrikli aletin icatı, buluşlar birbirini izlemiş ve üretilenler tüketime sunulmuştu. 1913’te Ford ile başlayan seri otomobil üretimi büyük miktarlara ulaşmıştı.
Ama gerçekte tüm bu üretim düzeyini karşılayacak kadar yüksek seviyede bir TÜKETİM söz konusu değildi. Bölüşümde etkinsizlik, gelir dağılımının eşitsizliği gibi nedenlerle hem ülke içinde hem de ticaret yapılan diğer ülkelerde artan üretimi karşılayacak bir tüketim seviyesi herkes için söz konusu değildi.
Tarım sektöründe de aşırı bir üretim söz konusuydu. Özellikle 1 Tarım sektöründe de aşırı bir üretim söz konusuydu. Özellikle 1. Dünya Savaşında neredeyse yok olan Avrupa Tarım Endüstrisi nedeniyle , Amerikan tarımı popülerliğini artırmıştı.
Dünya Savaşını takip eden yıllarda tarım üretimi daha da artmış, çiftçiler hem arazilerini genişletmek hem de tarımı modernize etmek için borçlanmışlardır.
Sözün kısası YÜKSEK TALEP, AŞIRI ÜRETİMİ beraberinde getirmiştir.
2. FİNANSAL POLİTİKALAR VE PARA POLİTİKALARI
Gelir Dağılımındaki Adaletsizlik yoksul ve orta kesimi durup düşündürmekten ziyade lüks mallara, arabalara ben de nasıl sahip olurum yoluna çözüm aramaya itmiştir.
Artmayan ücret düzeylerine alternatif en iyi çözüm BANKA KREDİSİ ÇEKMEKTİ.
1920’lerin sonunda, arabaların %60’ı ve radyoların %80’i TÜKETİCİ KREDİLERİ ile alınmıştı.
1907’de yaşanan ufak çaplı banka krizine karşın Amerikan Merkez Bankası kuruldu.Merkez Bankası banka kredilerindeki faiz oranlarını kontrol etmekle görevlendirildi.
Başlangıçta tüketimi artırmak için düşük faizler öneren bankaların Merkez bankasının direktifleri ile faizleri yükseltmesi ekonomik çöküntünün başlamasının diğer bir nedeni oldu.
Bankalardan alınan tüketici kredileri bireysel borçlanmaya neden olurken, Yüksek faiz oranları düşük tüketim seviyesini beraberinde getirdi.
3. BORSA FAALİYETLERİ
1920’lerde İnsanların UMUT’larından beslenen bir Borsa mevcuttu 1920’lerde İnsanların UMUT’larından beslenen bir Borsa mevcuttu.Nasıl tüketici kredisi almak kolaysa, borçlanıp borç para ile borsa kağıtları üzerinde kumar oynamakta o kadar basitti.
Borsa ülkenin refah düzeyinin neredeyse bir göstergesi olmuştu.
ÇÜNKÜ MARJ YÜKÜMLÜLÜĞÜ (“margin requirement”) sadece %10’du ÇÜNKÜ MARJ YÜKÜMLÜLÜĞÜ (“margin requirement”) sadece %10’du. Marj, vadeli mal ve döviz piyasalarında gelecek işlemler sözleşmesi gibi bugün yapılan, fakat teslimin gelecekte olacağı sözleşmelerde sözleşmeyi güvence altına almak için yapılan ön ödemedir. Buna örnek olarak dört ay sonra teslim alınacak olan bir malın değerinin %10'unun marj olarak ödenmesi gösterilebilir.
George Olsen and his Music "I'm In The Market For You” https://www
1920’lerde hala şirketlerin karları iyiye gittiğinden hisse senedi fiyatları artmaya devam etmiş, Marjinde hisse senedi almak ,kredi ile araba almaya dönmüştü.
SPEKÜLASYON balonu arttıkça artmıştı ve BALON PATLAMAK ÜZEREYDİ.
VE PANİK...
BORSANIN ÇÖKÜŞÜ “Kara Perşembe” 29 Ekim, 1929.
16 Milyon Hisse senedi bir panikle satılmaya başlandı 16 Milyon Hisse senedi bir panikle satılmaya başlandı. Değeri düşen hisse senetlerinin yarattığı kayıp 26 milyar doları geçti.
Kara Perşembe yada Borsanın Çöküşü Büyük Buhran’ın asıl nedeni olarak değil, bir semptom olarak gösterilebilir.
Hisse Senedi Satışından zarar eden ama bankada parası olan pekçok kişi bir umutla bankadaki paralarını çekmeye yöneldiler. Ama Merkez Bankası Bankaların yükümlülüklerini yükseltmişti ve bankalarda yeterli para yoktu.
1930 yılının her ayında neredeyse 60 banka iflas etti 1930 yılının her ayında neredeyse 60 banka iflas etti. 1930-1933 yılları arasında toplamda, 9,000 banka kapandı.
Pekçok iş kolu yine bankalardaki paralarını alamadığından yada daha fazla kredi çekemediklerinden iflasa sürüklendi ve bu durum kitlesel bir işsizlik seviyesini beraberinde getirdi.
…ve işsizlik
4. Politik Kararlar:
“Hükümetin asli görevi özel girişimi yeniden ayaklandıracak girişimlerde bulunmaktır’’ Herbert Hoover (1930)
Peki Hoover’ın bu serbest piyasa lakırdısı artık ne kadar inandırıcıydı?
Hoover yönetiminin en büyük hatası Smoot-Hawley Tarifesinin 1930’da yürürlüğe konmasıydı. İthal ürünler %50 oranında vergilendirilmişti.
Amaç Amerikalıları yerli mal tüketimine devam ettirmek ve işgücü istihdamını arttırmaktı.
Export:İHRACAT Import:İthalat
Uluslarası Ticaret Savaşı Tarım sektörü %33 oranında ihracat gerilemesi yaşadı.
Amerikalı Çiftçiler neredeyse 1\3 oranındaki yurtdışı pazar paylarını kaybettiler
Ve tarım yapılamayan boş araziler.
1. AŞIRI ÜRETİM (Böylelikle lüks mallara artan talep) 2 1. AŞIRI ÜRETİM (Böylelikle lüks mallara artan talep) 2. Finansal Politikalar ve Para Politikaları (Kredi verirken düşük tutulan banka faizleri, FED tarafından daha sonra yükseltilen faizler ve bankalara ayrılan düşük rezervler.) 3. Borsa Faaliyetleri (Düşük Marj yükümlülüğü, Bankaların hisse senedi alımı için kredi vermesi) 4. Politik Kararlar (Smoot-Hawley Tarifesi, Yükseltilen Gelir Vergisi)