ANLAM BİLGİSİ SÖZCÜK ANLAMI SUNUSU
İÇİNDEKİLER » Sözcükte Anlam ÖzellikleriİÇİNDEKİLER » Sözcükte Anlam ÖzellikleriSözcükte Anlam ÖzellikleriSözcükte Anlam Özellikleri Gerçek (Temel) AnlamGerçek (Temel) AnlamGerçek (Temel) AnlamGerçek (Temel) Anlam Yan AnlamYan AnlamYan AnlamYan Anlam Mecaz AnlamMecaz AnlamMecaz AnlamMecaz Anlam Terim AnlamTerim AnlamTerim AnlamTerim Anlam
İÇİNDEKİLER » Sözcükler Arası Anlam İlişkileriİÇİNDEKİLER » Sözcükler Arası Anlam İlişkileri Sözcükler Arası Anlam İlişkileri Sözcükler Arası Anlam İlişkileri Eş Anlamlı (Anlamdaş) SözcüklerEş Anlamlı (Anlamdaş) SözcüklerEş Anlamlı (Anlamdaş) SözcüklerEş Anlamlı (Anlamdaş) Sözcükler Yakın Anlamlı SözcüklerYakın Anlamlı SözcüklerYakın Anlamlı SözcüklerYakın Anlamlı Sözcükler Zıt (Karşıt) Anlamlı SözcüklerZıt (Karşıt) Anlamlı SözcüklerZıt (Karşıt) Anlamlı SözcüklerZıt (Karşıt) Anlamlı Sözcükler Eş Sesli (Sesteş) SözcüklerEş Sesli (Sesteş) SözcüklerEş Sesli (Sesteş) SözcüklerEş Sesli (Sesteş) Sözcükler Genel ve Özel Anlamlı SözcüklerGenel ve Özel Anlamlı SözcüklerGenel ve Özel Anlamlı SözcüklerGenel ve Özel Anlamlı Sözcükler Somut ve Soyut Anlamlı SözcüklerSomut ve Soyut Anlamlı SözcüklerSomut ve Soyut Anlamlı SözcüklerSomut ve Soyut Anlamlı Sözcükler Nitel ve Nicel Anlamlı SözcüklerNitel ve Nicel Anlamlı SözcüklerNitel ve Nicel Anlamlı SözcüklerNitel ve Nicel Anlamlı Sözcükler Ad Aktarması (Mecaz-ı Mürsel)Ad Aktarması (Mecaz-ı Mürsel)Ad Aktarması (Mecaz-ı Mürsel)Ad Aktarması (Mecaz-ı Mürsel) Anlam (Deyim) AktarmasıAnlam (Deyim) AktarmasıAnlam (Deyim) AktarmasıAnlam (Deyim) Aktarması
İÇİNDEKİLER » » Söz ÖbekleriİÇİNDEKİLER » » Söz ÖbekleriSöz Öbekleri Yansıma SözcüklerYansıma SözcüklerYansıma SözcüklerYansıma Sözcükler İkilemelerİkilemelerİkilemeler DeyimlerDeyimlerDeyimler AtasözleriAtasözleriAtasözleri Özdeyişler (Vecizeler)Özdeyişler (Vecizeler)Özdeyişler (Vecizeler)Özdeyişler (Vecizeler) DolaylamaDolaylamaDolaylama Güzel AdlandırmaGüzel AdlandırmaGüzel AdlandırmaGüzel Adlandırma
GERÇEK (TEMEL) ANLAMGERÇEK (TEMEL) ANLAM Bir sözcüğün zihinde uyandırdığı ilk anlama gerçek anlam adı verilir. Kelimelerin sözlükteki ilk anlamıdır. Bu yüzden sözlük anlamı da denir.Bir sözcüğün zihinde uyandırdığı ilk anlama gerçek anlam adı verilir. Kelimelerin sözlükteki ilk anlamıdır. Bu yüzden sözlük anlamı da denir. ÖrnekÖrnek » Karabaş, bir şeyin kokusunu aldı. (koku: Nesnelerden yayılan zerrelerin burunda uyandırdığı duygu)» Karabaş, bir şeyin kokusunu aldı. (koku: Nesnelerden yayılan zerrelerin burunda uyandırdığı duygu) » Kör adama kimse yardım etmedi. (kör: Görme engeli)» Kör adama kimse yardım etmedi. (kör: Görme engeli) » Kitaplarını boş bir kutuya yerleştirdi. (boş: İçinde, üstünde hiç kimse veya hiçbir şey bulunmayan)» Kitaplarını boş bir kutuya yerleştirdi. (boş: İçinde, üstünde hiç kimse veya hiçbir şey bulunmayan)
YAN ANLAMYAN ANLAM Bir sözcüğün temel anlamından kopmadan kazandığı yeni anlamlara yan anlam denir.Bir sözcüğün temel anlamından kopmadan kazandığı yeni anlamlara yan anlam denir. Örnek: » Bu kokuyu, annem de kullanır. (koku: Güzel kokmak için kullanılan esans)Örnek: » Bu kokuyu, annem de kullanır. (koku: Güzel kokmak için kullanılan esans) » Kör makasla kumaşı kesmeye çalışıyor. (kör: Keskinliği yeterli olmayan)» Kör makasla kumaşı kesmeye çalışıyor. (kör: Keskinliği yeterli olmayan) » Bugün boşum, hiç işim yok. (boş: İşi olmayan, işsiz.)» Bugün boşum, hiç işim yok. (boş: İşi olmayan, işsiz.)
MECAZ ANLAMMECAZ ANLAM Bir ilgi veya benzetme sonucu sözcüğün gerçek anlamından tamamen uzaklaşarak kazandığı yeni anlamlara mecaz anlam denir. Mecaz anlamda kullanılan sözcükler genellikle soyut anlam kazanır.Bir ilgi veya benzetme sonucu sözcüğün gerçek anlamından tamamen uzaklaşarak kazandığı yeni anlamlara mecaz anlam denir. Mecaz anlamda kullanılan sözcükler genellikle soyut anlam kazanır. ÖrnekÖrnek » Ortalıkta savaş kokusu vardı. (koku: Belirti, işaret)» Ortalıkta savaş kokusu vardı. (koku: Belirti, işaret) » Olaylara karşı kör ve sağırdır. (kör: Duyarlılığını yitirmiş)» Olaylara karşı kör ve sağırdır. (kör: Duyarlılığını yitirmiş) » Boş sözlerle beni oyalamayın. (boş: Bir işe yaramayan)» Boş sözlerle beni oyalamayın. (boş: Bir işe yaramayan)
TERİM ANLAMTERİM ANLAM Bir sözcüğün bilim, sanat, spor ya da meslek alanına özgü kavramları karşılığında kazandığı anlama terim anlam adı verilir.Bir sözcüğün bilim, sanat, spor ya da meslek alanına özgü kavramları karşılığında kazandığı anlama terim anlam adı verilir. Bazı bilim, sanat ve meslek dalları ile ilgili terimler:Bazı bilim, sanat ve meslek dalları ile ilgili terimler: ÖrnekÖrnek Matematik: Doğal sayılar, kare, polinom… Tiyatro: Sahne, perde, kostüm… Müzik: Nota, portre, sol anahtarı… Coğrafya: Meridyen, ölçek, izohips, Dünya, boğaz… Resim: Portre, palet, tuval… Futbol: Taç, faul, gol…Matematik: Doğal sayılar, kare, polinom… Tiyatro: Sahne, perde, kostüm… Müzik: Nota, portre, sol anahtarı… Coğrafya: Meridyen, ölçek, izohips, Dünya, boğaz… Resim: Portre, palet, tuval… Futbol: Taç, faul, gol…
Bir sözcüğün terim olup olmadığı kullanıldığı cümleye göre değişir.Bir sözcüğün terim olup olmadığı kullanıldığı cümleye göre değişir. ÖrnekÖrnek » Camdan yansıyan ışık gözlerimi kamaştırdı. (Gerçek anlam) » Sanatçımız, edebiyatımızın vazgeçilmez ışıklarından biridir. (Mecaz anlam) » Bugünkü dersimizde ışık konusunu işleyeceğiz. (Terim anlam) » Doğru haber veren gazeteler de var. (Gerçek anlam) » İki noktadan tek doğru geçer. (Terim anlam) » Olaya bir de şu açıdan bakalım. (Mecaz anlam) » İkizkenar üçgenin taban açıları eşittir. (Terim anlam)» Camdan yansıyan ışık gözlerimi kamaştırdı. (Gerçek anlam) » Sanatçımız, edebiyatımızın vazgeçilmez ışıklarından biridir. (Mecaz anlam) » Bugünkü dersimizde ışık konusunu işleyeceğiz. (Terim anlam) » Doğru haber veren gazeteler de var. (Gerçek anlam) » İki noktadan tek doğru geçer. (Terim anlam) » Olaya bir de şu açıdan bakalım. (Mecaz anlam) » İkizkenar üçgenin taban açıları eşittir. (Terim anlam)
Bir sözcük, birden fazla alanda terim oluşturabilir.Bir sözcük, birden fazla alanda terim oluşturabilir. ÖrnekÖrnek » Oyunun birinci perdesi bitti. (Tiyatro terimi) » Kaz, perde ayaklı bir hayvandır. (Biyoloji terimi) » Oyunun birinci perdesi bitti. (Tiyatro terimi) » Kaz, perde ayaklı bir hayvandır. (Biyoloji terimi)
EŞ ANLAMLI (ANLAMDAŞ) SÖZCÜKLEREŞ ANLAMLI (ANLAMDAŞ) SÖZCÜKLER Yazılışları ve okunuşları farklı olmasına rağmen aynı anlamı taşıyan sözcüklerdir. Bu tür sözcükler birbirlerinin yerine kullanılabilir. Eş anlamlılık çoğunlukla Türkçe sözcüklerle dilimize yabancı dillerden girmiş sözcükler arasındadır.Yazılışları ve okunuşları farklı olmasına rağmen aynı anlamı taşıyan sözcüklerdir. Bu tür sözcükler birbirlerinin yerine kullanılabilir. Eş anlamlılık çoğunlukla Türkçe sözcüklerle dilimize yabancı dillerden girmiş sözcükler arasındadır.
Örnek:Örnek: siyah – kara » cevap – yanıt » kalp – yürek – gönül » kelime – sözcük » ileti – mesaj » özgün – orijinalsiyah – kara » cevap – yanıt » kalp – yürek – gönül » kelime – sözcük » ileti – mesaj » özgün – orijinal dil – lisan » bellek – hafıza » uygarlık – medeniyet » al – kırmızı » misafir – konuk » Bazı durumlarda anlamdaş sözcükler birbirinin yerini tutmayabilir:dil – lisan » bellek – hafıza » uygarlık – medeniyet » al – kırmızı » misafir – konuk » Bazı durumlarda anlamdaş sözcükler birbirinin yerini tutmayabilir: ÖrnekÖrnek “Kara bahtlı” sözcük grubundaki kara sözcüğü yerine siyah sözcüğünü kullanamayız.“Kara bahtlı” sözcük grubundaki kara sözcüğü yerine siyah sözcüğünü kullanamayız.
YAKIN ANLAMLI SÖZCÜKLERYAKIN ANLAMLI SÖZCÜKLER Yazılışı ve okunuşu farklı olan, anlamdaş gibi göründüğü hâlde birbirinin yerini tamamen tutamayan, yani aralarında anlam ayrıntısı bulunan kelimelerdir. Bunlar çoğunlukla Türkçe kelimelerdir.Yazılışı ve okunuşu farklı olan, anlamdaş gibi göründüğü hâlde birbirinin yerini tamamen tutamayan, yani aralarında anlam ayrıntısı bulunan kelimelerdir. Bunlar çoğunlukla Türkçe kelimelerdir. ÖrnekÖrnek » basmak – çiğnemek – ezmek » tutmak – yakalamak » korkak – çekingen » saçmak – dağıtmak » dargın – küskün – kırgın » tanıdık – bildik» dargın – küskün – kırgın » tanıdık – bildik
Örnek » Çiçeklere basmak. » Çiçekleri çiğnemek. » Çiçekleri ezmek.Örnek » Çiçeklere basmak. » Çiçekleri çiğnemek. » Çiçekleri ezmek. » Yakın anlamlılıkta çoğu zaman sözcüğün cümledeki kullanımı belirleyici olmaktadır.» Yakın anlamlılıkta çoğu zaman sözcüğün cümledeki kullanımı belirleyici olmaktadır. ÖrnekÖrnek “Yasaları çiğnemek” sözcük grubunda mecaz anlamda kullanılan çiğnemek sözcüğüyle basmakveya ezmek sö zcüğü arasında yakın anlamlılıktan söz edilemez.“Yasaları çiğnemek” sözcük grubunda mecaz anlamda kullanılan çiğnemek sözcüğüyle basmakveya ezmek sö zcüğü arasında yakın anlamlılıktan söz edilemez.
ZIT (KARŞIT) ANLAMLI SÖZCÜKLERZIT (KARŞIT) ANLAMLI SÖZCÜKLER Anlamca birbirinin karşıtı olan sözcüklerdir.Anlamca birbirinin karşıtı olan sözcüklerdir.Anlamca birbirinin karşıtı olan sözcüklerdir.Anlamca birbirinin karşıtı olan sözcüklerdir. ÖrnekÖrnek » uzak – yakın » bulanık – berrak » kirli – temiz » ileri – geri» uzak – yakın » bulanık – berrak » kirli – temiz » ileri – geri » güzel – çirkin » iç – dış » soğuk – sıcak » sık – seyrek» güzel – çirkin » iç – dış » soğuk – sıcak » sık – seyrek » iyimser – kötümser » inmek – çıkmak » sağ – sol » zengin – fakir» iyimser – kötümser » inmek – çıkmak » sağ – sol » zengin – fakir
Bir sözcüğün olumsuzu, o sözcüğün zıt anlamlısı değildir.Bir sözcüğün olumsuzu, o sözcüğün zıt anlamlısı değildir. ÖrnekÖrnek » gelmek – gelmemek (olumsuzu) » gelmek – gitmek (zıt anlamlısı)» gelmek – gelmemek (olumsuzu) » gelmek – gitmek (zıt anlamlısı) » kirli – kirsiz (olumsuzu) » kirli – temiz (zıt anlamlısı)» kirli – kirsiz (olumsuzu) » kirli – temiz (zıt anlamlısı) » almak – almamak (olumsuzu) » almak – vermek (zıt anlamlısı)» almak – almamak (olumsuzu) » almak – vermek (zıt anlamlısı)
Sözcüklerin karşıt anlamlı olabilmesi için her ikisinin de gerçek ya da mecaz anlamlı olması gerekir. Sözcüklerin karşıt anlamlı olabilmesi için her ikisinin de gerçek ya da mecaz anlamlı olması gerekir. ÖrnekÖrnek » Dün akşam bize geldi. (gerçek anlam) » Bu işin sonu nereye gider? (mecaz anlam)» Dün akşam bize geldi. (gerçek anlam) » Bu işin sonu nereye gider? (mecaz anlam) Yukarıdaki cümlelerde gelmek ve gitmek birbirinin karşıtı değildir; çünkü gelmek gerçek anlamıyla,gitmek mecaz anlamıyla kullanılmıştır.Yukarıdaki cümlelerde gelmek ve gitmek birbirinin karşıtı değildir; çünkü gelmek gerçek anlamıyla,gitmek mecaz anlamıyla kullanılmıştır.
EŞ SESLİ (SESTEŞ) SÖZCÜKLEREŞ SESLİ (SESTEŞ) SÖZCÜKLER Yazılış ve okunuşları aynı olan; ama anlamları birbirinden farklı olan sözcüklere eş sesli (sesteş) sözcükler denir. Bunlar yalın hâlde olabildikleri gibi ek almış hâlde de olabilirler.Yazılış ve okunuşları aynı olan; ama anlamları birbirinden farklı olan sözcüklere eş sesli (sesteş) sözcükler denir. Bunlar yalın hâlde olabildikleri gibi ek almış hâlde de olabilirler.
Örnek YolÖrnek Yol » Bu yolu takip etmemiz gerek. (yol: Bir yerden bir yere ulaşmak için üzerinde yürüdüğümüz yer)» Bu yolu takip etmemiz gerek. (yol: Bir yerden bir yere ulaşmak için üzerinde yürüdüğümüz yer) » Kardeşimle birlikte bahçedeki otları yolduk. (yolmak: Çekip koparmak)» Kardeşimle birlikte bahçedeki otları yolduk. (yolmak: Çekip koparmak)
YüzYüz » Yüzü bana dönüktü. (yüz: Çehre, surat, sima)» Yüzü bana dönüktü. (yüz: Çehre, surat, sima) » Düğününe yüz kişi gelmiş. (yüz: Doksan dokuzdan sonra gelen sayı)» Düğününe yüz kişi gelmiş. (yüz: Doksan dokuzdan sonra gelen sayı) » Kıyıda iki çocuk yüzüyordu. (yüzmek: Suda ilerlemek)» Kıyıda iki çocuk yüzüyordu. (yüzmek: Suda ilerlemek) » Koyunun derisini yüzdüler. (yüzmek: Derisini çıkarmak, soymak)» Koyunun derisini yüzdüler. (yüzmek: Derisini çıkarmak, soymak)
Dilimizde düzeltme işareti ( ^ ) olan sözcüklerde okunuşları, yazılışları ve anlamları farklı olduğu için sesteşlik özelliği aranmaz. Dilimizde düzeltme işareti ( ^ ) olan sözcüklerde okunuşları, yazılışları ve anlamları farklı olduğu için sesteşlik özelliği aranmaz. ÖrnekÖrnek » Hava soğuktu kar yağıyordu. » Bu seneki kârımız iyi.» Hava soğuktu kar yağıyordu. » Bu seneki kârımız iyi. » ama – âma » hala – hâlâ » aşık – âşık » adet – âdet » yar – yâr» ama – âma » hala – hâlâ » aşık – âşık » adet – âdet » yar – yâr
Bir sözcüğün temel anlamıyla yan anlamı arasında sesteşlik özelliği aranmaz. Çünkü bu tür sözcükler arasında anlam bağlantısı kopmamıştır.Bir sözcüğün temel anlamıyla yan anlamı arasında sesteşlik özelliği aranmaz. Çünkü bu tür sözcükler arasında anlam bağlantısı kopmamıştır. ÖrnekÖrnek » Karabatak suya daldı. » Uzmanlığını hangi dalda tamamladı?» Karabatak suya daldı. » Uzmanlığını hangi dalda tamamladı? Bu cümlelerde dal sözcükleri birbirinin sesteşi değildir; çünkü birinci cümlede dal sözcüğü gerçek anlamıyla, ikinci cümlede dal sözcüğü ağacın bir organı olan dal sözcüğünün yan anlamıyla kullanılmıştır.Bu cümlelerde dal sözcükleri birbirinin sesteşi değildir; çünkü birinci cümlede dal sözcüğü gerçek anlamıyla, ikinci cümlede dal sözcüğü ağacın bir organı olan dal sözcüğünün yan anlamıyla kullanılmıştır.
Bir sözcüğün temel anlamıyla mecaz anlamı arasında sesteşlik özelliği aranmaz.Bir sözcüğün temel anlamıyla mecaz anlamı arasında sesteşlik özelliği aranmaz. ÖrnekÖrnek » Kuru otlar, bir kibrit değse tutuşuverecekti. (Temel anlam) » Bu yazarın kuru bir anlatımı var. ( Mecaz anlam)» Kuru otlar, bir kibrit değse tutuşuverecekti. (Temel anlam) » Bu yazarın kuru bir anlatımı var. ( Mecaz anlam)
GENEL VE ÖZEL ANLAMLI SÖZCÜKLERGENEL VE ÖZEL ANLAMLI SÖZCÜKLER Söylenişte tekil olmasına rağmen anlamca geniş kapsamlı olan sözcüklere genel anlamlı sözcükler; anlamca daha dar kapsamlı olan sözcüklere ise özel anlamlı sözcükler denir.Söylenişte tekil olmasına rağmen anlamca geniş kapsamlı olan sözcüklere genel anlamlı sözcükler; anlamca daha dar kapsamlı olan sözcüklere ise özel anlamlı sözcükler denir. ÖrnekÖrnek varlık – canlı – bitki – çiçek – papatya GENEL ↔..... ÖZELvarlık – canlı – bitki – çiçek – papatya GENEL ↔..... ÖZEL Yukarıdaki örnekte sözcükler genelden özele doğru sıralanmıştır. Buradaki sözcüklerin en genel anlamlısı “varlık”tır, en özel anlamlısı ise “papatya”dır. Yine bu örnekte “çiçek” sözcüğü, “bitki” sözcüğüne göre daha özel anlamlıdır; “çiçek” sözcüğü, “papatya” sözcüğüne göre daha genel anlamlıdır.Yukarıdaki örnekte sözcükler genelden özele doğru sıralanmıştır. Buradaki sözcüklerin en genel anlamlısı “varlık”tır, en özel anlamlısı ise “papatya”dır. Yine bu örnekte “çiçek” sözcüğü, “bitki” sözcüğüne göre daha özel anlamlıdır; “çiçek” sözcüğü, “papatya” sözcüğüne göre daha genel anlamlıdır.
SOMUT VE SOYUT ANLAMLI SÖZCÜKLERSOMUT VE SOYUT ANLAMLI SÖZCÜKLER Beş duyu organımızdan en az biriyle algılayabildiğimiz varlıkları karşılayan sözcüklere “somut anlamlı sözcükler” denir.Beş duyu organımızdan en az biriyle algılayabildiğimiz varlıkları karşılayan sözcüklere “somut anlamlı sözcükler” denir. ÖrnekÖrnek Rüzgâr, yağmur, soğuk, sıcak, ekşi, acı (tat), çiçek, gürültü, aydınlık, karanlık, mavi, koku, uzun, deniz…Rüzgâr, yağmur, soğuk, sıcak, ekşi, acı (tat), çiçek, gürültü, aydınlık, karanlık, mavi, koku, uzun, deniz…
Beş duyu organımızdan herhangi biriyle algılayamadığımız kavramları ifade eden sözcüklere “soyut anlamlı sözcükler” denir.Beş duyu organımızdan herhangi biriyle algılayamadığımız kavramları ifade eden sözcüklere “soyut anlamlı sözcükler” denir. ÖrnekÖrnek Kin, iyilik, kötülük, nefret, kıskançlık, ayrılık, özlem, aşk, sevgi, acı (üzüntü), mutluluk, vicdan, umut, sevinç, keder…Kin, iyilik, kötülük, nefret, kıskançlık, ayrılık, özlem, aşk, sevgi, acı (üzüntü), mutluluk, vicdan, umut, sevinç, keder… » Somut anlamlı sözcüklerle soyut anlamlı sözcükler arasında doğrudan bir ilişki yoktur. Ancak aktarmaların temeli sayılan “somutlaştırma” olayında somut-soyut ilişkisi kurulmaktadır.» Somut anlamlı sözcüklerle soyut anlamlı sözcükler arasında doğrudan bir ilişki yoktur. Ancak aktarmaların temeli sayılan “somutlaştırma” olayında somut-soyut ilişkisi kurulmaktadır.
NİTEL VE NİCEL ANLAMLI SÖZCÜKLERNİTEL VE NİCEL ANLAMLI SÖZCÜKLER Kavramların sayılabilen, ölçülebilen, azalıp çoğalabilen özelliklerini gösteren sözcüklere nicel anlamlı sözcükler denir.Kavramların sayılabilen, ölçülebilen, azalıp çoğalabilen özelliklerini gösteren sözcüklere nicel anlamlı sözcükler denir. ÖrnekÖrnek » Bu binadaki dairelerin oldukça geniş odaları var. » Ağacın uzun dallarını testereyle kestim. » Okul, yüksek binaların arasında kalmış. » Sırtında ağır bir çantayla güç bela yürüyordu. » İşyerime yakın bir ev satın almak istiyorum.» Bu binadaki dairelerin oldukça geniş odaları var. » Ağacın uzun dallarını testereyle kestim. » Okul, yüksek binaların arasında kalmış. » Sırtında ağır bir çantayla güç bela yürüyordu. » İşyerime yakın bir ev satın almak istiyorum. Yukarıdaki örneklerde koyu yazılan sözcükler – odanın genişliği, dalların uzunluğu, binaların yüksekliği, çantanın ağırlığı, evin yakınlığı – ölçülebilir özellikleri gösterdiği için nicel anlamlıdır.Yukarıdaki örneklerde koyu yazılan sözcükler – odanın genişliği, dalların uzunluğu, binaların yüksekliği, çantanın ağırlığı, evin yakınlığı – ölçülebilir özellikleri gösterdiği için nicel anlamlıdır.
Varlıkların nasıl olduğunu, niteliğini gösteren; sayılamayan, ölçülemeyen bir değeri, özelliği ifade eden sözcüklere “nitel anlamlı sözcükler” denir.Varlıkların nasıl olduğunu, niteliğini gösteren; sayılamayan, ölçülemeyen bir değeri, özelliği ifade eden sözcüklere “nitel anlamlı sözcükler” denir. ÖrnekÖrnek » Ekşi yoğurdu ayran yaparak değerlendirebilirsin. » Annemin lezzetli yemekleri burnumda tütüyor. » Güleç yüzüyle çevresine neşe saçıyordu. » Cimri insanların kimseye hayrı dokunmaz. » Okula yırtık ayakkabılarla gidiyordu.» Ekşi yoğurdu ayran yaparak değerlendirebilirsin. » Annemin lezzetli yemekleri burnumda tütüyor. » Güleç yüzüyle çevresine neşe saçıyordu. » Cimri insanların kimseye hayrı dokunmaz. » Okula yırtık ayakkabılarla gidiyordu. Yukarıdaki örneklerde koyu yazılan sözcükler – yoğurdun ekşiliği, yemeklerin lezzetliliği, yüzün güleçliği, insanların cimriliği, ayakkabıların yırtıklığı – ölçülemeyen özellikleri, nitelikleri ifade ettiği için nitel anlamlıdır.Yukarıdaki örneklerde koyu yazılan sözcükler – yoğurdun ekşiliği, yemeklerin lezzetliliği, yüzün güleçliği, insanların cimriliği, ayakkabıların yırtıklığı – ölçülemeyen özellikleri, nitelikleri ifade ettiği için nitel anlamlıdır.
Sözcükler cümle içindeki kullanımına göre bazen nicel bazen de nitel anlamlı olabilir.Sözcükler cümle içindeki kullanımına göre bazen nicel bazen de nitel anlamlı olabilir. ÖrnekÖrnek » Okul yıllarında onunla yakın arkadaştık. (nitel anlam) » Stadyum evimize çok yakındı. (nicel anlam)» Okul yıllarında onunla yakın arkadaştık. (nitel anlam) » Stadyum evimize çok yakındı. (nicel anlam) Birinci örnekteki “yakın” sözcüğü “içten, sıkı” anlamında kullanılmıştır. İki arkadaş arasındaki yakınlık belli bir ölçü aletiyle ölçülemez. Bu yüzden yakın sözcüğü nitel anlamlı bir sözcüktür. İkinci örnekteki “yakın” sözcüğü ise, ölçülebilir bir özellik olduğu için nicel anlamlıdır. Evin stadyuma olan uzaklığı metreyle ölçülebilir.Birinci örnekteki “yakın” sözcüğü “içten, sıkı” anlamında kullanılmıştır. İki arkadaş arasındaki yakınlık belli bir ölçü aletiyle ölçülemez. Bu yüzden yakın sözcüğü nitel anlamlı bir sözcüktür. İkinci örnekteki “yakın” sözcüğü ise, ölçülebilir bir özellik olduğu için nicel anlamlıdır. Evin stadyuma olan uzaklığı metreyle ölçülebilir.
ÖrnekÖrnek » Annesinin güzel gözleri vardı. (nitel anlam) » Bu işten güzel para kazanmışlar. (nicel anlam)» Annesinin güzel gözleri vardı. (nitel anlam) » Bu işten güzel para kazanmışlar. (nicel anlam) Birinci örnekteki “güzel” sözcüğü, ölçülemeyen bir nitelik bildirdiği için nitel anlamlıdır. Gözlerin ne derece güzel olduğunu ölçen bir alet yoktur. İkinci örnekteki “güzel” sözcüğü ise “çok” anlamında kullanılmıştır. Paranın ne kadar kazanıldığı hesaplanabileceği için “güzel” sözcüğü nicel anlamlıdır.Birinci örnekteki “güzel” sözcüğü, ölçülemeyen bir nitelik bildirdiği için nitel anlamlıdır. Gözlerin ne derece güzel olduğunu ölçen bir alet yoktur. İkinci örnekteki “güzel” sözcüğü ise “çok” anlamında kullanılmıştır. Paranın ne kadar kazanıldığı hesaplanabileceği için “güzel” sözcüğü nicel anlamlıdır.
AD AKTARMASI (MECAZ-I MÜRSEL) (DÜZ DEĞİŞMECE)AD AKTARMASI (MECAZ-I MÜRSEL) (DÜZ DEĞİŞMECE) Bir sözcüğün benzetme amacı güdülmeden başka bir sözcüğün yerine kullanılmasıdır.Bir sözcüğün benzetme amacı güdülmeden başka bir sözcüğün yerine kullanılmasıdır. ÖrnekÖrnek » Seni şirketten aradılar.» Seni şirketten aradılar. Yukarıdaki cümlede “şirket” sözcüğünde ad aktarması vardır. Burada şirkette görevli birinin, örneğin sekreterin araması söz konusudur. Ama cümlede “şirketten” sözü ile genel söylenip, özel anlam anlatılmak istenmiştir.Yukarıdaki cümlede “şirket” sözcüğünde ad aktarması vardır. Burada şirkette görevli birinin, örneğin sekreterin araması söz konusudur. Ama cümlede “şirketten” sözü ile genel söylenip, özel anlam anlatılmak istenmiştir.
Ad aktarması şu ilişkiler çerçevesinde kurulabilir:Ad aktarması şu ilişkiler çerçevesinde kurulabilir: İç-Dış İlişkisi: Bir varlığın dışı söylenerek içi ya da içi söylenerek dışı kastedilir.İç-Dış İlişkisi: Bir varlığın dışı söylenerek içi ya da içi söylenerek dışı kastedilir. ÖrnekÖrnek » Evi gelecek hafta taşıyoruz. (Evin eşyalarını) » Çayı ocağa koyuver. (Çaydanlığı)» Evi gelecek hafta taşıyoruz. (Evin eşyalarını) » Çayı ocağa koyuver. (Çaydanlığı)
Bütün-Parça İlişkisi: Bir varlığın bütünü söylenerek parçası, parçası söylenerek bütünü kastedilir.Bütün-Parça İlişkisi: Bir varlığın bütünü söylenerek parçası, parçası söylenerek bütünü kastedilir. ÖrnekÖrnek » Sokağın ilk girişindeki apartmanda oturuyorum. (Apartmanın dairesi) » Herkes başının üstünde bir çatı olmasını ister. (Ev)» Sokağın ilk girişindeki apartmanda oturuyorum. (Apartmanın dairesi) » Herkes başının üstünde bir çatı olmasını ister. (Ev) Somut-Soyut İlişkisi: Soyut bir kavram söylenerek somut bir varlık kastedilir.Somut-Soyut İlişkisi: Soyut bir kavram söylenerek somut bir varlık kastedilir. ÖrnekÖrnek » Düşük bir maaşla beş canı besliyor. (İnsan)» Düşük bir maaşla beş canı besliyor. (İnsan)
Sanatçı-Eser İlişkisi: Sanatçının adı söylenerek eseri ya da eserleri kastedilir.Sanatçı-Eser İlişkisi: Sanatçının adı söylenerek eseri ya da eserleri kastedilir. ÖrnekÖrnek » Biz Yahya Kemal’i okuyarak yetiştik. (Romanını)» Biz Yahya Kemal’i okuyarak yetiştik. (Romanını) Yer (Şehir, Kasaba, Köy) – İnsan İlişkisi: Yer adı söylenerek insan adı kastedilir. Yer (Şehir, Kasaba, Köy) – İnsan İlişkisi: Yer adı söylenerek insan adı kastedilir. ÖrnekÖrnek » Takımı şampiyon olunca tüm Adana bayram etti. (Şehir halkı) » Törende bütün kasaba meydanda toplanmıştı. (Kasaba halkı)» Takımı şampiyon olunca tüm Adana bayram etti. (Şehir halkı) » Törende bütün kasaba meydanda toplanmıştı. (Kasaba halkı)
Şehir-Yönetim ilişkisi: Bir ülkenin başkenti söylenerek yöneticileri kastedilir.Şehir-Yönetim ilişkisi: Bir ülkenin başkenti söylenerek yöneticileri kastedilir. ÖrnekÖrnek » Ankara bu olayda duyarsız kaldı. (Devlet yöneticileri)» Ankara bu olayda duyarsız kaldı. (Devlet yöneticileri) Yön – Bölge, İnsan İlişkisi: Yön adı söylenerek o yerde oturan insanlar kastedilir.Yön – Bölge, İnsan İlişkisi: Yön adı söylenerek o yerde oturan insanlar kastedilir. ÖrnekÖrnek » Batı’nın tavrını anlamak güç. (Avrupa ülkeleri)» Batı’nın tavrını anlamak güç. (Avrupa ülkeleri) Bir Kap Söyleyip İçindekileri Çağrıştırma:Bir Kap Söyleyip İçindekileri Çağrıştırma: ÖrnekÖrnek » Bardağını bitir de sana çay doldurayım. (Çayını bitir)» Bardağını bitir de sana çay doldurayım. (Çayını bitir)
(DEYİM) AKTARMASI(DEYİM) AKTARMASI Bir sözcüğün benzetme amacı ile başka bir sözcük yerine kullanılmasına anlam (deyim) aktarması denir. Anlam aktarması, anlatımı güçlendirmek ya da duygu ve düşünceleri kısa yoldan anlatmak için başvurulan bir yöntemdir.Bir sözcüğün benzetme amacı ile başka bir sözcük yerine kullanılmasına anlam (deyim) aktarması denir. Anlam aktarması, anlatımı güçlendirmek ya da duygu ve düşünceleri kısa yoldan anlatmak için başvurulan bir yöntemdir. Deyim aktarmalarını şu alt bölümlerde inceleyebiliriz:Deyim aktarmalarını şu alt bölümlerde inceleyebiliriz: İnsandan Doğaya Aktarma: Organ adları ya da giysi parçalarının doğaya aktarımı şeklinde olursa yan anlamlı kelime, kişileştirme şeklinde olursa mecaz anlamlı kelime ortaya çıkar.İnsandan Doğaya Aktarma: Organ adları ya da giysi parçalarının doğaya aktarımı şeklinde olursa yan anlamlı kelime, kişileştirme şeklinde olursa mecaz anlamlı kelime ortaya çıkar. ÖrnekÖrnek » Bir diş sarımsak ( Yan Anlam ) » Gülen Güneş ( Mecaz Anlam )» Bir diş sarımsak ( Yan Anlam ) » Gülen Güneş ( Mecaz Anlam )
Doğadan İnsana Aktarma: Doğayla ilgili öğelerin insan için kullanılmasıdır.Doğadan İnsana Aktarma: Doğayla ilgili öğelerin insan için kullanılmasıdır. ÖrnekÖrnek » Aslanım, yaptığın bu iş doğru değil! » O tilkiye söyle, borcunu ödesin. » Senin kadar pişkinini de görmedim. » Paslanmış beyinlerle olmaz bu iş.» Aslanım, yaptığın bu iş doğru değil! » O tilkiye söyle, borcunu ödesin. » Senin kadar pişkinini de görmedim. » Paslanmış beyinlerle olmaz bu iş.
Doğayla İlgili Kavramların Doğaya Aktarılması: Doğayla ilgili öğelerin doğanın bir başka öğesi için kullanılmasıdır.Doğayla İlgili Kavramların Doğaya Aktarılması: Doğayla ilgili öğelerin doğanın bir başka öğesi için kullanılmasıdır. ÖrnekÖrnek » Karlar uçuşurdu camlarda. » Rüzgârlar ulurdu sabaha kadar.» Karlar uçuşurdu camlarda. » Rüzgârlar ulurdu sabaha kadar.
Duyular Arası Aktarma: Bir duyuya ait olan kavramların başka duyular ile birlikte kullanılmasıdır.Duyular Arası Aktarma: Bir duyuya ait olan kavramların başka duyular ile birlikte kullanılmasıdır. ÖrnekÖrnek » Acı bir çığlık duyuldu. (Tat alma duyusundan işitme duyusuna) » Keskin bir koku içeriye yayılmıştı. (Dokunma duyusundan koklama duyusuna) » Yumuşak bir sesi var. (Dokunma duyusundan işitme duyusuna) » Yanık bir türkü tutturdu. (Görme duyusundan işitme duyusuna)» Acı bir çığlık duyuldu. (Tat alma duyusundan işitme duyusuna) » Keskin bir koku içeriye yayılmıştı. (Dokunma duyusundan koklama duyusuna) » Yumuşak bir sesi var. (Dokunma duyusundan işitme duyusuna) » Yanık bir türkü tutturdu. (Görme duyusundan işitme duyusuna)
Somutlaştırma: Soyut, anlatılması güç düşünce ve duyguların somut kavramlarla dile getirilmesidir.Somutlaştırma: Soyut, anlatılması güç düşünce ve duyguların somut kavramlarla dile getirilmesidir. ÖrnekÖrnek “güç, hüner” soyut anlamlıdır. Bu kavramları somutlaştırmak için somut anlamlı “bilek” sözcüğünden yararlanabiliriz. “O bileğine çok güveniyor.” dediğimiz zaman “güç, hüner” kavramlarını somut bir biçimde anlatmış oluruz.“güç, hüner” soyut anlamlıdır. Bu kavramları somutlaştırmak için somut anlamlı “bilek” sözcüğünden yararlanabiliriz. “O bileğine çok güveniyor.” dediğimiz zaman “güç, hüner” kavramlarını somut bir biçimde anlatmış oluruz. » Bu öğrencideki zekâ kimsede yok! (soyut kavram) » Bu öğrencideki kafa kimsede yok! (somut kavram)» Bu öğrencideki zekâ kimsede yok! (soyut kavram) » Bu öğrencideki kafa kimsede yok! (somut kavram)
YANSIMA SÖZCÜKLERYANSIMA SÖZCÜKLER Doğadaki cansız varlıkların, hayvanların, makinelerin çıkardığı seslerin taklit edilmesiyle oluşan sözcüklerdir.Doğadaki cansız varlıkların, hayvanların, makinelerin çıkardığı seslerin taklit edilmesiyle oluşan sözcüklerdir. İnsanlara Özgü Yansılamalar:İnsanlara Özgü Yansılamalar: ÖrnekÖrnek » Hapşu, hapşırık, hapşırmak » Horr, horultu, horlamak» Hapşu, hapşırık, hapşırmak » Horr, horultu, horlamak
Hayvanlara Ait Yansıma Sözcükler:Hayvanlara Ait Yansıma Sözcükler: ÖrnekÖrnek » Miyav, miyavlamak » Hav, havlamak » Mee, melemek» Miyav, miyavlamak » Hav, havlamak » Mee, melemek Cansız Varlıklara Ait Yansıma Sözcükler:Cansız Varlıklara Ait Yansıma Sözcükler: ÖrnekÖrnek » Şırıl, şırıltı, şırıldamak » Hışır, hışırtı, hışırdamak » Gıcır, gıcırtı, gıcırdamak » Çatır, çatırtı, çatırdamak» Şırıl, şırıltı, şırıldamak » Hışır, hışırtı, hışırdamak » Gıcır, gıcırtı, gıcırdamak » Çatır, çatırtı, çatırdamak
Makine ve Araçlara Ait Yansıma Sözcükler:Makine ve Araçlara Ait Yansıma Sözcükler: ÖrnekÖrnek » Pat, patlamak » Vın, vınlamak » Zırr, zırıltı » Yansıma sözcükler ad, sıfat, zarf ve fiil gibi çeşitli türlerde kullanılabilir. Ayrıca cümlenin herhangi bir öğesinde de yer alabilir.» Pat, patlamak » Vın, vınlamak » Zırr, zırıltı » Yansıma sözcükler ad, sıfat, zarf ve fiil gibi çeşitli türlerde kullanılabilir. Ayrıca cümlenin herhangi bir öğesinde de yer alabilir.
Makine ve Araçlara Ait Yansıma Sözcükler:Makine ve Araçlara Ait Yansıma Sözcükler: ÖrnekÖrnek » Pat, patlamak » Vın, vınlamak » Zırr, zırıltı » Yansıma sözcükler ad, sıfat, zarf ve fiil gibi çeşitli türlerde kullanılabilir. Ayrıca cümlenin herhangi bir öğesinde de yer alabilir.» Pat, patlamak » Vın, vınlamak » Zırr, zırıltı » Yansıma sözcükler ad, sıfat, zarf ve fiil gibi çeşitli türlerde kullanılabilir. Ayrıca cümlenin herhangi bir öğesinde de yer alabilir.
Yansıma sözcükler, mecaz anlama gelecek şekilde kullanıldıklarında yansıma anlamı ortadan kalkar.Yansıma sözcükler, mecaz anlama gelecek şekilde kullanıldıklarında yansıma anlamı ortadan kalkar. ÖrnekÖrnek » Toplantıda bir ara sıkıntıdan patlayacak gibi oldum. » Öğrenci, fiilimsileri tahtada çatır çatır anlattı. » Toplantıda bir ara sıkıntıdan patlayacak gibi oldum. » Öğrenci, fiilimsileri tahtada çatır çatır anlattı.
İKİLEMELERİKİLEMELER Anlamı güçlendirmek amacıyla aynı kelimenin, yakın anlamlı kelimelerin veya zıt anlamlı kelimelerin tekrarıyla oluşan sözcük grubuna ikileme denir. İkilemeler şu şekillerde oluşturulur:Anlamı güçlendirmek amacıyla aynı kelimenin, yakın anlamlı kelimelerin veya zıt anlamlı kelimelerin tekrarıyla oluşan sözcük grubuna ikileme denir. İkilemeler şu şekillerde oluşturulur: Aynı Sözcüğün Tekrarlanmasıyla Oluşan İkilemeler:Aynı Sözcüğün Tekrarlanmasıyla Oluşan İkilemeler: ÖrnekÖrnek » koşa koşa, ağır ağır, iri iri…» koşa koşa, ağır ağır, iri iri…
Eş Anlamlı Sözcüklerden Oluşan İkilemeler:Eş Anlamlı Sözcüklerden Oluşan İkilemeler: ÖrnekÖrnek » akıllı uslu, ses seda, güçlü kuvvetli, kılık kıyafet…» akıllı uslu, ses seda, güçlü kuvvetli, kılık kıyafet… Zıt Anlamlı Sözcüklerden Oluşan İkilemeler:Zıt Anlamlı Sözcüklerden Oluşan İkilemeler: ÖrnekÖrnek » ileri geri, az çok, er geç, bata çıka, büyük küçük» ileri geri, az çok, er geç, bata çıka, büyük küçük
Biri Anlamlı, Diğeri Anlamsız Sözcükten Oluşan İkilemeler:Biri Anlamlı, Diğeri Anlamsız Sözcükten Oluşan İkilemeler: ÖrnekÖrnek » eski püskü, eğri büğrü, yarım yamalak, çer çöp…» eski püskü, eğri büğrü, yarım yamalak, çer çöp… Her İkisi de Anlamsız Sözcükten Oluşan İkilemeler:Her İkisi de Anlamsız Sözcükten Oluşan İkilemeler: ÖrnekÖrnek » ıvır zıvır, eften püften, mırın kırın…» ıvır zıvır, eften püften, mırın kırın… Yansımaların Tekrarıyla Oluşan İkilemeler:Yansımaların Tekrarıyla Oluşan İkilemeler: ÖrnekÖrnek çat pat, kıs kıs, şırıl şırıl, patır kütür, horul horul…çat pat, kıs kıs, şırıl şırıl, patır kütür, horul horul…
DEYİMLERDEYİMLER Bir olayı, bir durumu, bir kavramı daha etkileyici anlatmak için en az iki sözcüğün bir araya gelmesiyle oluşan ve çoğu zaman gerçek anlamdan uzaklaşıp kendine özgü anlam kazanan kelime gruplarına deyim denir. Deyimler, hem yazılarımıza hem de konuşmalarımıza derinlik katar. Anlattıklarımızı ilgi çekici hâle getirir. Birkaç cümleyle anlatabileceğimiz bir durumu iki üç sözcükten oluşan bir deyimle anlatabiliriz. Böylece kısa ve özlü anlatım sağlamış oluruz.Bir olayı, bir durumu, bir kavramı daha etkileyici anlatmak için en az iki sözcüğün bir araya gelmesiyle oluşan ve çoğu zaman gerçek anlamdan uzaklaşıp kendine özgü anlam kazanan kelime gruplarına deyim denir. Deyimler, hem yazılarımıza hem de konuşmalarımıza derinlik katar. Anlattıklarımızı ilgi çekici hâle getirir. Birkaç cümleyle anlatabileceğimiz bir durumu iki üç sözcükten oluşan bir deyimle anlatabiliriz. Böylece kısa ve özlü anlatım sağlamış oluruz.
Burnunun Dikine Gitmek Deyiminin KarikatürüBurnunun Dikine Gitmek Deyiminin Karikatürü
sırt: Boyundan bele kadarki bölüm yer: Bir şeyin kapladığı boşluk, mekan. gelmek: ulaşmak, varmak.sırt: Boyundan bele kadarki bölüm yer: Bir şeyin kapladığı boşluk, mekan. gelmek: ulaşmak, varmak. » Sırtı yere gelmemek: Güçlü olmak, sarsılmamak, yerinden düşürülememek.» Sırtı yere gelmemek: Güçlü olmak, sarsılmamak, yerinden düşürülememek.
Deyimlerin ÖzellikleriDeyimlerin Özellikleri 1. Deyimler kalıplaşmış sözcüklerdir. Deyimlerde bulunan sözcüklerin yerine eş anlamlıları bile getirilemez. Sözcüklerin yerleri değiştirilemez.1. Deyimler kalıplaşmış sözcüklerdir. Deyimlerde bulunan sözcüklerin yerine eş anlamlıları bile getirilemez. Sözcüklerin yerleri değiştirilemez. ÖrnekÖrnek » Sürahiden boşalırcasına yağmak (Yanlış) » Bardaktan boşalırcasına yağmak (Doğru)» Sürahiden boşalırcasına yağmak (Yanlış) » Bardaktan boşalırcasına yağmak (Doğru) » Suratından düşen bin parça (Yanlış) » Yüzünden düşen bin parça (Doğru)» Suratından düşen bin parça (Yanlış) » Yüzünden düşen bin parça (Doğru)
2. Deyimler şahsa ve zamana göre çekimlenebilir.2. Deyimler şahsa ve zamana göre çekimlenebilir. ÖrnekÖrnek » Ödevimi yapınca öğretmenin gözüne girdim. (Ben) » Ödevimizi yapınca öğretmenin gözüne girdik. (Biz)» Ödevimi yapınca öğretmenin gözüne girdim. (Ben) » Ödevimizi yapınca öğretmenin gözüne girdik. (Biz) 3. Deyimler genellikle mecaz anlamlıdır.3. Deyimler genellikle mecaz anlamlıdır. ÖrnekÖrnek » “Kök söktürmek” deyimi “bir bitkinin kökünü çıkarttırmak” değil, “güçlük çıkarmak, uğraştırmak” anlamındadır. » “Hapı yutmak” deyimi “ilaç içmek” değil, “kötü duruma düşmek” anlamındadır.» “Kök söktürmek” deyimi “bir bitkinin kökünü çıkarttırmak” değil, “güçlük çıkarmak, uğraştırmak” anlamındadır. » “Hapı yutmak” deyimi “ilaç içmek” değil, “kötü duruma düşmek” anlamındadır.
4. Bazı deyimlerin gerçek anlamları da vardır.4. Bazı deyimlerin gerçek anlamları da vardır. ÖrnekÖrnek » Sır saklamak: Sırrı açıklamamak » El sürmemek: Değmemek, dokunmamak» Sır saklamak: Sırrı açıklamamak » El sürmemek: Değmemek, dokunmamak 5. Deyimler bir kavramı ya da bir durumu anlatmak için kullanılır. Ders verme amacı taşımaz. 5. Deyimler bir kavramı ya da bir durumu anlatmak için kullanılır. Ders verme amacı taşımaz. ÖrnekÖrnek » “Burun kıvırmak” deyimi, beğenmeyip küçümsemek anlamını içermektedir. Herhangi bir ders verme amacı taşımamaktadır.» “Burun kıvırmak” deyimi, beğenmeyip küçümsemek anlamını içermektedir. Herhangi bir ders verme amacı taşımamaktadır.
6. Deyimler sözcük grubu ya da cümle şeklinde bulunabilir.6. Deyimler sözcük grubu ya da cümle şeklinde bulunabilir. ÖrnekÖrnek » Ağzı kulaklarına varmak (sözcük grubu) » İğne atsan yere düşmez (cümle) » İçi içine sığmamak (sözcük grubu) » Ne tadı var ne tuzu (cümle)» Ağzı kulaklarına varmak (sözcük grubu) » İğne atsan yere düşmez (cümle) » İçi içine sığmamak (sözcük grubu) » Ne tadı var ne tuzu (cümle)
ATASÖZLERİATASÖZLERİ Uzun gözlem ve deneyimler sonucu oluşmuş, bilgi ve öğüt veren kalıplaşmış sözlere atasözü denir.Uzun gözlem ve deneyimler sonucu oluşmuş, bilgi ve öğüt veren kalıplaşmış sözlere atasözü denir. Atasözlerinin ÖzellikleriAtasözlerinin Özellikleri 1. Atasözlerinin söyleyeni belli değildir, atasözleri halkın ortak malıdır.1. Atasözlerinin söyleyeni belli değildir, atasözleri halkın ortak malıdır. 2. Atasözleri kalıplaşmış sözlerdir. Bu yüzden atasözünü oluşturan sözcükler yerine başka sözcükler getirilemez, sözcüklerin sıralanışında da değişiklik yapılamaz.2. Atasözleri kalıplaşmış sözlerdir. Bu yüzden atasözünü oluşturan sözcükler yerine başka sözcükler getirilemez, sözcüklerin sıralanışında da değişiklik yapılamaz.
ÖrnekÖrnek “Damlaya damlaya göl olur. ” atasözünde bulunan “göl” sözcüğünün yerine “havuz” sözcüğünü getiremeyiz. Sözcüklerin yerlerini değiştirip “Göl damlaya damlaya olur.” da diyemeyiz. Atasözlerinin hepsi tamamlanmış bir yargı bildirir. Bu nedenle atasözleri cümle değeri taşır.“Damlaya damlaya göl olur. ” atasözünde bulunan “göl” sözcüğünün yerine “havuz” sözcüğünü getiremeyiz. Sözcüklerin yerlerini değiştirip “Göl damlaya damlaya olur.” da diyemeyiz. Atasözlerinin hepsi tamamlanmış bir yargı bildirir. Bu nedenle atasözleri cümle değeri taşır. 3. Atasözlerinin birçoğunda mecazlı bir söyleyiş vardır. 3. Atasözlerinin birçoğunda mecazlı bir söyleyiş vardır. ÖrnekÖrnek “Terzi kendi söküğünü dikemez ” atasözü, “İnsanlar başkalarına yaptıkları hizmetleri kendilerine yapamazlar.” anlamını taşır. Bu atasözünün terziyle, sökükle bir ilgisi yoktur.“Terzi kendi söküğünü dikemez ” atasözü, “İnsanlar başkalarına yaptıkları hizmetleri kendilerine yapamazlar.” anlamını taşır. Bu atasözünün terziyle, sökükle bir ilgisi yoktur.
4. Çok az da olsa gerçek anlam taşıyan atasözleri de vardır.4. Çok az da olsa gerçek anlam taşıyan atasözleri de vardır. ÖrnekÖrnek » Dost ile ye, iç; alışveriş etme. » Bugünün işini yarına bırakma.» Dost ile ye, iç; alışveriş etme. » Bugünün işini yarına bırakma. 5. Atasözlerinin bazıları aynı veya yakın anlamlıdır.5. Atasözlerinin bazıları aynı veya yakın anlamlıdır. ÖrnekÖrnek » Mum dibine ışık vermez. ↔ Terzi kendi söküğünü dikemez. » Körle yatan şaşı kalkar. ↔ Üzüm üzüme baka baka kararır. ↔ İsin yanına varan is, misin yanına varan mis kokar.» Mum dibine ışık vermez. ↔ Terzi kendi söküğünü dikemez. » Körle yatan şaşı kalkar. ↔ Üzüm üzüme baka baka kararır. ↔ İsin yanına varan is, misin yanına varan mis kokar.
6. Atasözlerinin bazıları zıt anlamlıdır.6. Atasözlerinin bazıları zıt anlamlıdır. ÖrnekÖrnek » Fazla mal göz çıkarmaz. → Azıcık aşım, kaygısız başım. » İyilik eden iyilik bulur. → İyilikten maraz doğar.» Fazla mal göz çıkarmaz. → Azıcık aşım, kaygısız başım. » İyilik eden iyilik bulur. → İyilikten maraz doğar.
Atasözleri ve Deyimlerin Ortak Özellikleri:Atasözleri ve Deyimlerin Ortak Özellikleri: 1. Çok eski zamanlardan günümüze ulaştıkları için kimin tarafından söylendikleri belli değildir. 2. Kısa ve özlü sözlerdir. Yani az sözcükle çok şey anlatırlar. 3. Kalıplaşmış sözlerdir. Herhangi bir değişikliğe uğramazlar. 4. Genellikle mecaz anlam taşırlar.1. Çok eski zamanlardan günümüze ulaştıkları için kimin tarafından söylendikleri belli değildir. 2. Kısa ve özlü sözlerdir. Yani az sözcükle çok şey anlatırlar. 3. Kalıplaşmış sözlerdir. Herhangi bir değişikliğe uğramazlar. 4. Genellikle mecaz anlam taşırlar.
Atasözleri ile Deyimler Arasındaki Farklar:Atasözleri ile Deyimler Arasındaki Farklar: 1. Atasözleri cümle şeklindeyken, deyimler çoğunlukla söz grubu şeklindedir.1. Atasözleri cümle şeklindeyken, deyimler çoğunlukla söz grubu şeklindedir. ÖrnekÖrnek » İşleyen demir ışıldar. (atasözü) » İki yakası bir araya gelmemek (deyim)» İşleyen demir ışıldar. (atasözü) » İki yakası bir araya gelmemek (deyim) 2. Atasözleri tüm zamanlar için ve herkes için geçerlidir. Deyimler ise anlık durumlar için ve sözü söyleyen kişi ya da kişiler için geçerlidir.2. Atasözleri tüm zamanlar için ve herkes için geçerlidir. Deyimler ise anlık durumlar için ve sözü söyleyen kişi ya da kişiler için geçerlidir. ÖrnekÖrnek “Öfkeyle kalkan zararla oturur” sözü her zaman ve herkes için geçerli olduğu için atasözüdür » “kulak kabartmak” sözü anlık bir durumu bildirdiği için deyimdir.“Öfkeyle kalkan zararla oturur” sözü her zaman ve herkes için geçerli olduğu için atasözüdür » “kulak kabartmak” sözü anlık bir durumu bildirdiği için deyimdir.
3. Atasözleri topluma öğüt verirken, deyimler sadece içinde bulunulan durumları bildirir. Yani deyimlerin ders verme özelliği yoktur.3. Atasözleri topluma öğüt verirken, deyimler sadece içinde bulunulan durumları bildirir. Yani deyimlerin ders verme özelliği yoktur. ÖrnekÖrnek » “Çobansız koyunu kurt kapar.” sözü ders verdiği için atasözüdür. » “Burnu havada olmak” sözü ise öğüt verme amacı taşımadığı için deyimdir.» “Çobansız koyunu kurt kapar.” sözü ders verdiği için atasözüdür. » “Burnu havada olmak” sözü ise öğüt verme amacı taşımadığı için deyimdir.
ÖZDEYİŞLER (VECİZELER)ÖZDEYİŞLER (VECİZELER) Bir düşünceyi kısa ve özlü bir şekilde anlatan, bir veya birkaç cümleden oluşan sözlere özdeyiş (vecize)denir.Bir düşünceyi kısa ve özlü bir şekilde anlatan, bir veya birkaç cümleden oluşan sözlere özdeyiş (vecize)denir. ÖrnekÖrnek » Ne kadar bilirsen bil, söylediklerin karşındakinin anlayabileceği kadardır. (Mevlâna) » Boş bir çuvalın ayakta durması zordur. (B. Franklin) » Siz hiç bir sarrafın bağırdığını duydunuz mu? Kıymetli malı olanlar bağırmaz. Domatesçi, biberci bağırır da kuyumcu bağırmaz. Eskici bağırır ama antikacı bağırmaz. İnsan bağırırken düşünemez. Düşünemeyenler ise hep kavga içindedir. (Necip Fazıl Kısakürek) » Yaşlanmak bir dağa tırmanmak gibidir. Çıktıkça yorgunluğunuz artar, nefesiniz daralır ama görüş açınız genişler. (I. Bergman)» Ne kadar bilirsen bil, söylediklerin karşındakinin anlayabileceği kadardır. (Mevlâna) » Boş bir çuvalın ayakta durması zordur. (B. Franklin) » Siz hiç bir sarrafın bağırdığını duydunuz mu? Kıymetli malı olanlar bağırmaz. Domatesçi, biberci bağırır da kuyumcu bağırmaz. Eskici bağırır ama antikacı bağırmaz. İnsan bağırırken düşünemez. Düşünemeyenler ise hep kavga içindedir. (Necip Fazıl Kısakürek) » Yaşlanmak bir dağa tırmanmak gibidir. Çıktıkça yorgunluğunuz artar, nefesiniz daralır ama görüş açınız genişler. (I. Bergman)
Özdeyişlerin atasözlerinden farkı söyleyeninin ya da yazanının belli olmasıdır. Özdeyişler de tıpkı atasözleri gibi yaşanan olaylardan, gözlemlerden ve deneyimlerden çıkarılan sonuçlara, derslere dayanır.Özdeyişlerin atasözlerinden farkı söyleyeninin ya da yazanının belli olmasıdır. Özdeyişler de tıpkı atasözleri gibi yaşanan olaylardan, gözlemlerden ve deneyimlerden çıkarılan sonuçlara, derslere dayanır.
DOLAYLAMADOLAYLAMA Söze etkileyicilik katmak için, tek sözcükle ifade edilebilen bir kavramı birden çok sözcükle ifade etmeyedolaylama denir.Söze etkileyicilik katmak için, tek sözcükle ifade edilebilen bir kavramı birden çok sözcükle ifade etmeyedolaylama denir. ÖrnekÖrnek Tür adları için kullanılanlar: File bekçisi (kaleci), ince hastalık (verem), meşin yuvarlak (top), bacasız sanayi (turizm), delikli demir (tüfek), evin direği (baba), beyaz perde(sinema), beyaz cam (televizyon), ekmek kapısı (iş), baba ocağı (yurt, ev)…Tür adları için kullanılanlar: File bekçisi (kaleci), ince hastalık (verem), meşin yuvarlak (top), bacasız sanayi (turizm), delikli demir (tüfek), evin direği (baba), beyaz perde(sinema), beyaz cam (televizyon), ekmek kapısı (iş), baba ocağı (yurt, ev)…
Yer adları için kullanılanlar: Altın boynuz (Haliç), Kara kıta (Afrika), Yavru vatan (Kıbrıs), Güller diyarı (Isparta), Kızıl gezegen (Mars), Yedi tepeli şehir (İstanbul), Medeniyetler beşiği (Mezopotamya), Ege’nin incisi (İzmir)…Yer adları için kullanılanlar: Altın boynuz (Haliç), Kara kıta (Afrika), Yavru vatan (Kıbrıs), Güller diyarı (Isparta), Kızıl gezegen (Mars), Yedi tepeli şehir (İstanbul), Medeniyetler beşiği (Mezopotamya), Ege’nin incisi (İzmir)… Kişi adları için kullanılanlar: Ulu önder (Atatürk), Sanat güneşi (Zeki Müren), Minik serçe (Sezen Aksu), Cep Herkülü (Naim Süleymanoğlu)…Kişi adları için kullanılanlar: Ulu önder (Atatürk), Sanat güneşi (Zeki Müren), Minik serçe (Sezen Aksu), Cep Herkülü (Naim Süleymanoğlu)…
GÜZEL ADLANDIRMAGÜZEL ADLANDIRMA Günlük yaşamda söylenmesi kaba sayılan bazı sözlerin daha ince ve güzel bir şekilde söylenmesine güzel adlandırma denir.Günlük yaşamda söylenmesi kaba sayılan bazı sözlerin daha ince ve güzel bir şekilde söylenmesine güzel adlandırma denir. ÖrnekÖrnek » Sevilen biri için “öldü” sözcüğü yerine “hayata gözlerini yumdu, sizlere ömür, son yolculuğuna çıktı, onu kaybettik” sözlerinin kullanılması. » Tüberküloz (verem) yerine “ince hastalık” sözünün kullanılması.» Sevilen biri için “öldü” sözcüğü yerine “hayata gözlerini yumdu, sizlere ömür, son yolculuğuna çıktı, onu kaybettik” sözlerinin kullanılması. » Tüberküloz (verem) yerine “ince hastalık” sözünün kullanılması.