NURULLAH ATAÇ.

Slides:



Advertisements
Benzer bir sunumlar
NURULLAH ATAÇ.
Advertisements

ÖĞRENCİ VE YAŞAM KOÇLUĞU PROGRAMI
İLETİŞİM NEDİR? İletişim,nesnel kriterlere dayalı aktaranın ve algılayanın,algısından bağımsız olan bilginin ve kişilerin özelliklerinin ifadesi olan duygu.
Cümlede , fiillerin anlamını etkileyen kelimelere ne ad verilir?
“YAZARLAR OKULLARDA’’ PROJESİ
REHBERLİK SERVİSİ SUNAR
1) Gazetelerin ya da dergilerin belli sütunlarında gündelik konuları bir görüş ve düşünceye bağlayarak yorumlayan yazlılardır. Bu türde, yazar ele aldığı.
İzler ve İnsanlar.
Türkçülük akımının nazariyatçısı / sosyolog / fikir adamı/ eğitimci
HAZIRLANA: MERVE KOMAZ TÜRKÇE ÖĞRETMENLİĞİ (İÖ)
STRESE GİRENİN İMANINDAN ŞÜPHE EDERİM!
Günlük Betsi Levi 11-c.
CUMHURİYET DÖNEMİNDE ÖĞRETİCİ METİNLER
AŞAĞIDAKİ CÜMLELERDEKİ ANLATIM BOZUKLUKLARINI BULUNUZ…
SERVET-İ FÜNUN DÖNEMİ.
ANNE-BABA ÇOCUK İLETİŞİMİ
Hazırlayan: Ali Akpınar
MEHMET AKİF ERSOY’UN HAYATI ( )
9. Sınıf Dil ve Anlatım MAYIS.
TÜRKÇE / Düşünce Yazıları ( Röportaj - Mülakat )
TÜRKÇE / Parçada Anlam PARÇADA ANLAM Ana Düşünce Yardımcı Düşünce.
ÇAĞDAŞ EDEBİTAYIMIZIN ÇAĞDAŞ İNSANI
TÜRKÇE / Düzyazı Türleri ( Eleştiri - Deneme - Söyleşi )
ANNELER BABALAR/ÇOCUĞUNUZ SINAVA GİRİYOR …. Çocuklarımızı çok severken kişisel isteklerimizin, beklentilerimizin onlar için belki de aşırı bir yük olacağını.
GARİP AKIMI (I. YENİ).
SERVET-İ FÜNUN EDEBİYATINDA ŞİİR
SERVET-İ FÜNUN EDEBİYATI
CÜMLEDE ANLAM.
NOKTALAMA İŞARETLERİ Tırnak İşareti (“ ”) Ünlem İşareti ( ! )
KENDİNİ SEV HAZIRLAYAN : ELİF ÖZDEMİR
CUMHURİYET DÖNEMİ TÜRK EDEBİYATI
PARAGRAFTA ANLAM.
EDİP CANSEVER.
KONU: OKUMA ALIŞKANLIĞI
YA Ş ASIN TÜRKÇE ÖĞRENDİM. HAZIRLAYANLAR MEHMET İLHAN ORAL ŞEYHMUS TARKAN AFİF ALTUNKAYA.
EDATLAR.
NURETTİN TOPÇU Eğitim ve Kültür Değişmeleri.
TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI.
HÜSEYİN CAHİT YALÇIN ( )
1.ÜNİTE BİR KAHRAMAN DOĞUYOR ÖZET
1 CANSAN İLKÖĞRETİM OKULU. 2 “Dünyanın en güzel insanlarına” Sevgili anneme ve babama mektup.
Diksiyon nedir? Konuşmada, kelimenin seçilmesi, imlasına ve veznine göre söylenmesi ve ifadenin rahatlıkla anlatılması. Fesahat, belagat, telaffuz ve natıka kelimeleri.
ATATÜRK'ÜN ÖĞRENİM HAYATI
‘’-Kİ’’ EKİ VE ‘’Kİ’’ SÖZCÜĞÜNÜN (BAĞLACININ) YAZIMI
TÜRK LİRASININ ARKA YÜZÜNDEKİ İSİMLER. 5 TL Ord. Prof. Dr. Aydın Sayılı.
Mustafa DİNÇ Türkçe Öğretmeni
Düşünceye Dayalı Ve Konusunu Yaşamdan Alan Yazı Türleri
Garipçiler (1. Yeniçiler) Geleneksel şiir anlayışına tepki olarak doğdu Garip atıl kitapta görüşlerini ortaya koymuştur Şiirde her kurala karşı çıkmışlardır.
Düşünceyi Geliştirme Yolları
Ahmet Kutsi Tecer.
Nurullah Ataç.  21 Ağustos 1898’de İstanbul Beylerbeyi’de doğdu. 1957’de Ankara’da yaşamını yitirdi. Türk edebiyatında modern anlamda deneme türünde.
Aruzu ustaca kullandığı , ulusal duyguları ön plana çıkardığı vatan millet konuları şiirleri ile ün yapmıştır. Milli Edebiyat akımının ilkelerini benimseyen.
İBRAHİM ŞİNASİ HAYATI VE ESERLERİ
Selanik’te yaşadığı yıllarda şiire başlamış, sonraları Agah Kemal takma adıyla Servet-i Fünun’u destekleyen yazılar kaleme almıştır. Sonraki yıllarda.
EDİP CANSEVER.
GÜZEL SANATLAR VE EDEBİYAT GÜZEL SANATLAR İÇİNDE EDEBİYATIN YERİ
Düşünceyi Geliştirme Yolları
CUMHURİYET DÖNEMİNDE ÖĞRETİCİ METİNLER DENEME. GENEL ÖZELLİKLER 1.Öğretici metinle bakımından Cumhuriyet döneminde büyük ilerlemeler kaydedilmiştir 2.Cumhuriyet.
Taaşşuk-ı Talat ve Fitnat, Tanzimat Edebiyatı'nın birçok türünde eserler vermiş yazarlarından Şemsettin Sami tarafından kaleme alınmış bir romandır.
Hazırlayan:Ayşe Ulusoy
Ziya Paşa (1825 – 1880).
TANZİMAT EDEBİYATI’NIN OLUŞUMU
SOHBET (SÖYLEŞİ) Bir yazarın, kişisel görüş ve düşüncelerini fazla derinleştirmeden, okuyucusuyla konuşuyormuş gibi içten bir hava içinde yazdığı yazılara.
SERVET-İ FÜNUN EDEBİYATI
EDEBİYAT PERFORMANS ÖDEVİ Adı:Ömer Soyadı:Koca No:284 Sınıf:10/H.
YAHYA KEMAL BEYATLI ( ). Selanik’te yaşadığı yıllarda şiire başlamış, sonraları Agah Kemal takma adıyla Servet-i Fünun’u destekleyen yazılar kaleme.
Ahmet Kutsi Tecer 1901 yılında Kudüs'te doğdu. İlköğrenimine Kudüs'te başladı ve Kırklareli'nde devam etti. Lise öğrenimini Kadıköy Sultanisi'nde tamamladıktan.
SOHBET (SÖYLEŞI). SOHBET NEDIR?
Sohbet (Söyleşi).
Sunum transkripti:

NURULLAH ATAÇ

İÇİNDEKİLER Hayatı Edebi kişiliği Şiir anlayışı Denemeci yönü

HAYATI 21 Ağustos 1898’de İstanbul Beylerbeyi'de doğdu. Asıl ismi Ali Nurullah Ata’dır.Öğretmen Mehmet Ata Bey'in oğlu. Türk edebiyatında modern anlamda deneme türünde ürün veren ilk yazardır. İlkokuldan sonra 4 yıl Mekteb-i Sultani'de öğrenim gördü.

Öğrenimini tamamlamak ve Fransızca öğrenmek için İsviçre'ye gitti. 1919'da Türkiye'ye döndü. Sınava girerek Darülfünun öğretmeni oldu. İstanbul'da Nişantaşı, Vefa, Üsküdar liseleri ile Adana Lisesi'nde Fransızca dersleri verdi. Yazmaya Yahya Kemal Beyatlı'nın yönettiği Dergâh dergisinde yayınlanan şiir ve yazılarıyla başladı.

Daha sonra yalnızca deneme ve eleştiri türünde ürünler verdi ve çeviriler yaptı. Eski Türk edebiyatı ile çağdaş Batı edebiyatını inceledi. Yeni bir kültür, edebiyat ve dil arayışı içinde oldu. Türkiye'de ulusal benliği koruyan bir Batılılaşma modeli uygulanmasını önerdi.

Kendi türettiği sözcükleri, devrik tümceleri ve kendine özgü biçemiyle dili bir uygarlık sorunu olarak ele aldı. Batılılaşma, Divan şiiri, yeni şiir, eleştiri gibi çeşitli konularda, kişisel yönü ağır basan yazılarındaki kuşkucu ve cesur tavrıyla pek çok genç yazarı etkiledi. 1957’de Ankara'da yaşamını yitirdi.

EDEBİ KİŞİLİĞİ Dilde sadeleştirme ve özleştirme hareketinin savunucularındandır. Türkçe'deki yabancı kelimeleri kullanmamış, dille düşünce arasında dolaysız bir ilişki olduğunu vurgulamıştır. Somut düşünme geleneğinin doğabilmesi için kavramların saydam, hangi kökten geldiklerinin anlaşılır olması gerektiğini vurgulamıştır.

Bu yol da, Ataç'a göre, Latince, Grekçe, Farsça, Arapça gibi yabancı dillerin eğitimini zorunlu kılmak başarılamayacağına göre, bunlardan alınan kelimelerin Türkçeleştirilmesinden geçer:

Uydurma dil dediler mi, bir şey söylediklerini sanıyorlar. Söyleyim ben size; Bu uydurma sözünü, Türkçecilik akımına karşı bir silah diye kullanmaya kalkanlardan ne dediğini bilen, şöyle gerçekten düşünerek konuşan bir tek kişi tanımıyorum. Evet, uyduracağız, bizim yaptığımız, uydurduğumuz kelimeler de yavaş yavaş halka işleyecek, eski Arapça, Farsça kelimelerin işlediği gibi. Onların yerini tutacak.”

Bazı yazılarında arı Türkçe kullandığı için anlaşılmaz olarak eleştirilmiştir. Onu eleştirenler arasında Attila İlhan, Halit Fahri Ozansoy gibi isimler vardır. Yazı diliyle konuşma dili arasındaki uçurumu kapatma çabasının bir parçası olarak özgün Türkçeyi ve devrik cümleyi kullanmasıyla döneminin yazarlarını da, daha sonraki kuşakları da etkilemiştir.

“Oysaki ben, öz Türkçe için nice kazançları teptim, rahatımı kaçırdım, üzdüm kendimi, adımı deliye çıkarttım. Hepsi de ne dediklerini bilmez, kafalarına düşüncenin gölgesi bile girmemiş birer alıktır bana deli diyenler. Öz Türkçeye özenişim de duygularımın etkisiyle değildir. Latince, Yunanca öğretilmeyen bir ülkede tek doğru yolun, tek usul (akla uygun) yolun öz dile gitmek olduğunu düşüncemle anladım da onun için o yolu buldum.”

ŞİİR ANLAYIŞI Nurullah Ataç’ın şiir anlayışı hakkında bilgi sahibi olmamız için onun “Şiir ve Anlam” adlı yazmış olduğu denemesine bakmamız gerekir. Nurullah Ataç bu denemesinde şu ifadeleri kullanmıştır.

Şiir üzerine tartışmalar, çekişmeler sürüp gidiyor Şiir üzerine tartışmalar, çekişmeler sürüp gidiyor. Bir bakımdan iyi bir şey; doğru, yanlış, hepsi de ilgiye değer birtakım düşünceler üzerinde durmamıza, kendimizin hangi yandan olduğumuzu, ne demek istediğimizi daha açıkça anlayıp anlatmağa çalışmamıza sebep oluyor.

Bir bakımdan araştırmamız ne olduğumuzu bilmediğimizden gelmez mi Bir bakımdan araştırmamız ne olduğumuzu bilmediğimizden gelmez mi? İyice bilseydik, şiir dediğimiz zaman hepimizin anladığı bir şey olsaydı bu kadar çekişmezdik. Hatta kendimizce şiirin ne olduğunu iyi bilsek gene bu kadar çekişmeyiz: karşımızdakilerin araştırdıkları bizim anladığımızdan büsbütün başka bir şeydir der geçeriz.

Şiiri sevmiyoruz demiyorum; seviyoruz, ama sevdiğimizin ne olduğunu pek bilmiyoruz. Şiiri seviyoruz; ama niçin sevdiğimizi söylemek, sevgimize sanki bir özür bulmak istiyoruz. "Şiiri seviyorum da onun için seviyorum" deyip kesemiyoruz. Montaigne: "Ben onu severdim, çünkü o idi, ben de bendim" der... Biz şiiri öyle sevmiyoruz.

Doğrusu bu tartışmalarda bir kavga havası var: her söyleyen karşısındakileri yermek, kötülemek, dediklerini ille bozmak; hatta anlamamak istiyor. Şiir sözü üzerinde anlaşamadığımız gibi tartışmaya karışılan öteki sözler üzerinde de, meselâ mana sözü üzerinde de anlaşamıyoruz. Mâna ne demektir? Onu bir çözümlemeğe, açıklamağa çalışmalıyız.

Şiiri, herhangi bir sanat eserini belki mânası için seviyoruz; belki bizim şekil dediğimiz mânadan başka bir şey değildir, ama o mâna, sanat eserinin sanat mânası, bizim her gün kullandığımız mâna sözünden büsbütün başkadır.

Nurullah Ataç şiir hakkında ne düşündüğünü kullandığı bu ifadelerle ortaya koymuştur. Kısaca Nurullah Ataç’a göre şiir, mânası için sevdiğimiz, mâna olarak görülen, ama mânadan kasıt tercüme edilebilecek, başka kelimelerle anlatılabilecek bir şey değildir.

DENEMECİ YÖNÜ Ataç, deneme denince hep ilk akla gelen isimlerden biri olmuştur. Zevkle okunan hemen her denemesinde dikkatli, titiz, afacan ve asabi özelliklerle çıkar okurunun karşısına. Savunduğunu çekinmeden, sonuna kadar götüren, kendisine takılmayı da seven, hatır gönül için doğruyu eğip bükmeyen bir yazar…

Hep güzeli arar ve basmakalıba hiç rağbet etmez. Yeninin peşinde koşan, kültürlü bir denemedir. Nurullah Ataç’ın deneme hakkında düşündükleri bu şekildedir. Ancak bazı hususlarda takınmış olduğu birtakım tavırlar bazı yazarlar tarafından eleştirilmektedir. Nurullah Ataç’ın eleştirildiği yön Türkçenin arılaştırılması konusundaki inadıdır.

Tanpınar, Ataç’ın ölümü üzerine “Edebiyat Üzerine Makaleler” adlı söyleşisinde kaleme almış olduğu bir yazıda şu ifadelere yer vermiştir: “…en hâlis Türkçe kelimeleri dilden atmağa kalkması bir türlü anlayamadığım şeydir. O, milletimizin dilini en iyi konuşan adamdı; bir klan dili ile konuşmağa kalkıştı.” der. Tanpınar, kullandığı bu ifadelerle Ataç’ı eleştirmektedir ve Ataç’ın Türkçe kelimeleri daha da sadeleştirmeye çalışmıştır der.

Mustafa Mihman da Nurullah Ataç’ bu yönünden dolayı eleştirmektedir. Ancak, Mustafa Mihman Ataç’ı eleştirmesine rağmen onun çok iyi bir denemeci olduğunu söyler. Ataç’ın denemeleri için zevkle okuduğum titiz bir şekilde kaleme alınmış yazılardır der. Ataç’ın denemelerini okumayan kişilerin fazla zaman kaybetmeden okumalarını tavsiye ediyor.