EBRU DEMİR B SPOR YÖNETİCİLİĞİ ERSİN ESKİLER
Yenilik geliştirme süreci bir dizi karar, faaliyet ve bunların etkilerini kapsayan bir süreçtir ve bu süreç altı farklı aşamadan oluşturmaktadır. Bir ihtiyaç veya problemin farkına varılması ve tanımlanması, Temel ve uygulamalı araştırma, Geliştirme Ticarileştirme Yayılma ve benimseme Sonuçların ortaya çıkması
1.İhtiyaçlar 2.Araştırma 3.Geliştirme 4.Ticarileştirme 5.Yayılma ve benimseme 6.Sonuçlar
Yenilik süreci genellikle, sosyal bir problemin veya ihtiyacın ortaya çıkmasıyla başlar ve bu sürecin sonunda, ihtiyaçları giderecek veya sorunları çözecek bir takım yeniliklerle son bulur. İhtiyacın ve problemin ortaya çıkmasıyla birlikte ihtiyacın giderilmesi ve problemin çözülmesi için gerekli araştırmaları iki kısımda incelemek mümkündür.
Bunlar temel araştırma, uygulamalı araştırmadır. Temel araştırma özel bir sorunun çözümüne yönelik olmaksızın bilimsel bilginin ilerlemesi için yapılan orijinal araştırmaları kapsamaktadır. Teknolojik gelişme ve yeniliklerde genel olarak bu orijinal bilimsel araştırmaların sonucunda ortaya çıkmaktadır. Uygulamalı araştırmalar ise belirli bir problemi çözmeye yönelik olarak yapılan bilimsel çalışmalardır.
Yenilik geliştirmenin üçüncü aşaması geliştirme aşamasıdır. Bu aşamadaki çalışmalar Ar-Ge olarak da isimlendirilir. Araştırma ve geliştirme her ne kadar birbirinden faklılıkları olsa da genelde birlikte anılırlar. Geliştirme yeni fikir, bilgi, icat ve geliştirmelerin kişi ve örgütlerin ihtiyaçlarını giderecek ve problemlerin çözecek biçime sokma sürecini ifade etmektedir.
Ticarileştirme sürecinde yeni ürünlerin seri üretimi, paketlenmesi, pazarlanması ve dağıtılması gibi işlemler gerçekleştirilir. Bu aşama yenilik süreci için oldukça önemlidir. Çünkü ticarileştirilemeyen yeni ürün,hizmet veya fikirler,yenilik olarak nitelik kazanamamakta,çoğu zaman bir keşif veya icat anılmaktadır. Yenilik sürecinin en önemli aşaması yeniliklerin benimsenmesi ve yayılmasıdır.
Yenilik sürecinin son aşaması ise yeniliklerin benimsenmesi ve yayılması sonucunda bireysel ve sosyal etkilerin ortaya çıktığı sonuçlardır.
Yayılma, yeniliklerin ilk defa gerçekleştirilmesinden sonra diğer işletmelere, pazarlara, sektörlere ve ülkelere pazar ya da pazar dışı kanallar vasıtasıyla dağılmasını ifade eder. Yeniliklerin yayılması toplumsal ve ekonomik fayda yaratma açısından oldukça önemlidir. Yayılması sağlanamamış ya da çok dar kapsamda kalmış yeniliklerin ekonomik getirisi de yetersiz olacağı için yenilik çabaları amacına ulaşamamış olacaktır.
Yeniliğin benimsenmesi, gerçekleştirilmiş yeniliklerin başkaları tarafından üretilmesini, geliştirilmesini ve uygulanmasını kapsayan bir süreçtir. Yeniliklerin benimsenme hızı, yeniliklerin kısa sürede yayılabilmesi açısından önemlidir. Birey ve işletmelerin yeniliğin farkında olmalarından benimsemelerine kadar geçen sürenin diğer birey ve işletmelerinkine oranını ifade etmektedir.
Benimseme hızının seyriyle ilgili farklı ürün gruplarının üzerinde çalışmalarda farklı sonuçlar elde edilmiş ve genel (jenerik) bir benimseme modeli geliştirilememiştir. Bu bağlamda yeniliğin benimseme sürecine etki eden birçok faktörün olduğunu ve bu faktörlerin etkilerinin ürün grubuna göre değiştiği söylenebilir. Bu faktörleri inceleyen modeller ARZ ve TALEP yönlü modeller olmak üzere iki grupta toplamak mümkündür.
ARZ YÖNLÜ MODELLER : Bu modeller genel olarak sosyolojik faktörler üzerinde odaklanan modellerdir. Yenilik ve benimsenme sürecinde önemle üzerinde durdukları faktörleri aşağıdaki gibi özetlemek mümkündür. Uygunluk modeli; yeniliğin nispi avantajı üzerine odaklanmıştır. Yayılma modeli; bilgiye ulaşım üzerinde odaklanmıştır. Kullanım modeli; kullanımdaki zorlukların azaltılması üzerine odaklanmıştır. İletişim modeli; yeniliği geliştiren ve kullananlar arasındaki iletişim ve geri besleme üzerine odaklanmıştır
TALEP YÖNLÜ MODELLER: Bu modeller genel olarak yeniliği kullanan tüketicilerin özellikleri ve yeniliği algılama biçimleri ile özellikleri üzerinde odaklanır. Bu modeller ve yeniliğin benimsenmesinde esas aldıkları faktörler sıralanmıştır. Epidemik model; yeniliğin benimsenme hızı kullanıcılar arasındaki kişisel ilişkiler ve coğrafi yakınlığa bağlı olarak gelişen iletişime dayalı olarak değişmektedir. Bass model; yakınlığın benimsenme hızı yenilikçi ve taktikçi kullanıcılara göre iki kategoride incelenir. (Probit ve bayesian model)
Yeniliğin benimsenme hızı önemli ölçüde yeniliğin algılanan özelliklerine bağlı olarak değişmektedir. Yeniliğin özellikleri ise; o Nispi avantaj o Uyumluluk o Karmaşıklık o Denenbilirlik o Gözlemlenebilirlik
N İ SP İ AVANTAJ; Nispi avantaj, yeniliğin alternatiflerine veya mevcutlarına göre benimseyen birey ve örgüt tarafından algılanan faydalarıdır. Bu faydalar ise ekonomik karlılık, düşük maliyet, rahatsızlıkların azalması ve sosyal prestij olarak sayılabilir.
UYUMLULUK; Uyumluluk yeniliğin yeniliği benimseyen birey ve organizasyonun var olan değer ve inançlarıyla, geçmiş deneyimleri ve potansiyel ihtiyaçlarıyla olan uyumunu ifade eder. Bir yenilik birey ve örgütlerin değer ve inançlarıyla, daha önceki yeniliklerle ilgili tecrübe ve düşünceleriyle ve hissettikleri ihtiyaçlarla ne kadar uyumlu ise benimseme hızı o kadar yüksek olacaktır.
KARMA Ş IKLIK; Yeniliğin kullanım ve anlaşılmasındaki algılanan nispi zorluğu ifade etmektedir. Yenilikler benimseyenler tarafından karmaşık veya basit olarak nitelendirirler. Ancak bazılarına karmaşık gelen yenilikler bazıları içinse son derece basit algılanabilmektedir.
DENENEB İ L İ RL İ K; Denenebilirlik,yeniliğin henüz kullanımdan önce benimseyiciler tarafından belirli sınırlar içersinde tecrübe edinmesinin bir derecesidir. Yeniliklerin birey örgütler tarafından tecrübe edilmesi, nasıl çalıştığı ihtiyaçlara ne kadar karşılık verdiği alanlardaki belirsizlikleri önemli ölçüde gidereceği için benimsenmeyi hızlandıracaktır.
GÖZLEMLENEB İ L İ RL İ K ; Gözlemlenebilirlik ise yeniliğin sonuçlarının görülebilirliğini ifade etmektedir. Bazı yeniliklerin sonuçlarının, kullanmadan yada deneme aşamasında kolaylıkla gözlenmesi mümkün iken, bazı yeniliklerin sonuçları ise uzun vadeli olabileceği için gözlemek mümkün olmayacaktır. Benimseyiciler tarafından yeniliklerin sonuçlarının gözlenebilir olması yeniliğin benimsenme hızı üzerinde olumlu bir etkiye sahip olacaktır.
Her örgüt ve birey için yeniliklerin belirlenmesi için farklı zaman periyotlarında gerçekleşmektedir. Bazı örgüt ve bireylerin, ortaya çıkan bir yeniliği benimsemeleri çok kısa sürede olurken bazıları içinse benimse süresi oldukça uzun olabilmektedir.
Yeniliğin benimsenmesi ve sosyal yapı içerisindeki dağılım süreci daha önceki araştırmacılar tarafından S eğrisinde ile açıklanmaya çalışılmıştır. S eğrisi,yenilikleri benimse oranı yavaş başlangıç, uçuşa geçme, hızlı artış ve daha sonra yavaşlayarak düşüşe geçme olmak üzere dört aşamada gerçekleştiği varsaymaktadır.
Beş kategoride incelenir; o Yenilikçiler/öncüler o Erken benimseyenler o Erken davranan çoğunluk o Geç kalan çoğunluk o Geride kalanlar
YEN İ L İ KÇ İ LER; Yenilik konusunda oldukça cesaretli davrananlardır. Bu özellikleri onların sosyal sistemin diğer üyelerinin farklı kılan ve ilişkileri genellikle yerel sosyallik sistem içerisinden ziyade daha geniş kapsamda gerçekleşir.Bu bağlamda yenilik ortaya çıktığında yenilikçiler tarafından alınır. Yenilikçiler cesaretli ve riskli sevenlerden oluşmalarına rağmen sosyal sistem içerisinde çok fazla saygın olmasalarda yenilikleri yayma konusunda iyidirlerdir.
ERKEN BEN İ MSEYENLER; Yenilikçilerin özelliklerine nazaran yerel sosyal sistem ile daha bütünleşik bir özelliktedirler.Potansiyel alıcıların büyük bir çoğunluğu benimseyenleri yenilikleri alıp kullanmalarından sonra yenilikleri alırlar ve kullanırlar. Bu yönüyle erken benimseyenler yeniliklerin kendilerinden sonraki benimseyiciler üzerinde yönlendirici bir rol oynarlar.Bu nedenle değişim birimleri erken benimseyenlere,yeniliklerin benimse hızlarının artırmak için çok değer atfederler.Erken benimseyenler yenilikleri önce alıp kullanarak daha sonra ki benimseyecekler için riskini indirgerler ve yenilik konusunda tecrübeleri sistemin diğer üyeleriyle paylaşırlar.
ERKEN DAVRANAN ÇO Ğ UNLUK; Erken çoğunluğu en önemli özelliği yeniliği benimseme konusunda yenilikçilere ve erken benimseyenlere göre daha ihtiyatlı davranmalarıdır.Bu nedenle yeniliği benimseme süreleri yenilikçilere ve erken erken benimseyenlere göre daha fazladır.Erken çoğunluk sosyal sistem içerisinde erken benimseyenler kadar yeniliklerin benimsenmesi konusunda saygı görmeyip referans olarak alınmasada erken benimseyenler ve geç kalan çoğunluk arasında bir bağ görevini yerine getirirler.
GEÇ KALAN ÇO Ğ UNLUK; Geç kalan çoğunluk yenilikleri benimsede genelde şüpheci ve çekingen davranırlar. Yenilikleri benimse ise genel olarak sosyal sistemin üyelerinin önemli bir kısmının benimsenmesinden sonra gerçekleşir.Bu grubun yenilikleri benimsemelerinde artan sosyal baskı önemli rol oynar geç kalan çoğunluğu yenilikleri benimsemeleri için sosyal baskıların yanında yenilikle ilgili risklerin ve belirsizliklerin de önemli ölçüde kalkmış olması gerekmektedir.
GER İ DE KALANLAR; Geride kalanlar sosyal sistem içerisinde yenilikleri en son benimseyenlerdir. Ve içinde bulundukları sistemden izole bir yaşam tarzına sahiptirlerdir. Geride kalanların yenilikleri benimsemelerindeki eğilimlerinin daha önceki tecrübeleri ve sahip oldukları geleneksel değerleri yöneldirir.Bununla birlikte ekonomik statürleri de yenilikleri benimsede daha temkinli rasyonel olmalarını sağlamaktadır.
Arçelik’in 7 kilo çamaşırı 30 dakikada yıkayabilen çamaşır makinesi 5 ayda 12 bin adet sattı. Garanti’nin Flexi Card’ı kısa sürede 200 binin üzerinde kullanıcıya ulaştı. Banat’ın Tri Action serisi, ciroyu yüzde 29 artırdı. Bu örnekler, müşteri beklentilerine cevap veren yenilikçi ürünlerin şirkete sağladığı katkıyı net olarak ortaya koyuyor. İnovasyona ciddi yatırımlar yapan şirket sayısı, bu nedenle giderek artıyor. Uzmanların görüşleri doğrultusunda, son 3 yılın en başarılı 20 yenilikçi ürün ve hizmetini saptadı. Bunların, şirketlere ve sektöre nasıl değer kattığını ortaya koydu.
TEŞEKKÜRLER…