DR.CEMİL KARSLIGİL İLKOKULU PSİKOLOJİK DANIŞMAN VE REHBER ÖĞRETMENLERİ

Slides:



Advertisements
Benzer bir sunumlar
Mesleki Gelişim Kuramı (Donald E. Super)
Advertisements

GELİŞİM DÖNEMLERİ.
NESLİHAN AKÇER PSİKOLOG STRESS & BAŞETME YÖNTEMLERİ
? ? ? Bugünlerde şu soruları kendinize soruyor musunuz?
GENÇLERDE ÖZGÜVEN GELİŞİMİ.
Şİddet Muhammet GÜLER.
A-BİLİŞSEL GELİŞİM İlk İki Yılda Görülen Bilişsel Gelişim : Bebek doğumunun ilk gününden itibaren çevresini keşfetme çabasına başlar. Keşif çabasında.
ERGENLİK DÖNEMİNİN ZİHİNSEL, RUHSAL VE SOSYAL ÖZELLİKLERİ
ERGENLİK DÖNEMİ GELİŞİM ÖZELLİKLERİ ve AİLE İÇİ İLİŞKİLER
DAVRANIŞLARIMIZI ETKİLEYEN KALIPLAR
ANNE BABA TUTUMLARI.
ANNELER BABALAR/ÇOCUĞUNUZ SINAVA GİRİYOR …. Çocuklarımızı çok severken kişisel isteklerimizin, beklentilerimizin onlar için belki de aşırı bir yük olacağını.
Hazırlayan Psk.Dan.Nazan MUTLU Uzm.Psk.Dan. Sinem TARHAN
AKRAN BASKISI.
ŞAHİNBEY REHBERLİK VE ARAŞTIRMA MERKEZİ
0-6 YAŞ GELİŞİM DÖNEMİ ÖZELLİKLERİ
HAYIR DİYEBİLMEK LÜLEBURGAZ REHBERLİK VE ARAŞTIRMA MERKEZİ.
Eğitimin anlamından bahsedile bilir eğitimde çocuğun özgür iradesinin de olması gerektiği vurgulana bilir ÇOCUĞA SINIR KOYMAK.
Çocuğun Eğitiminde Disiplin ve Sınırlar
AKRAN ZORBALIĞI.
ANNE BABA TUTUMLARI Karatay Rehberlik ve Araştırma Merkezi.
ÇOCUKLARIMIZ Çocuklar sizin çocuklarınız değil,
KIZLARDA GÖRÜLEN ERGENLİK DÖNEMİ DEGİŞİKLİKLERİ VE SORUNLARI
ÇOCUKLARA MAHREMİYET BİLİNCİ KAZANDIRMA
ÇOCUK İHMALİ ve İSTİSMARI
Çocuklarda mahremiyet eğitimi
ÇOCUK İZLEM MERKEZİ DİYARBAKIR ERDAL KARALAR SOSYAL HİZMET UZMANI.
ÇOCUKLARDA MAHREMİYET EĞİTİMİ
KARTAL ATATÜRK İLKOKULU DEĞERLER EĞİTİMİ
ERGENLİK DÖNEMİNDE RİSKLER ve SORUNLAR
ERGENLİK ve PROBLEMLERİ
ZEYNEP YILMAZ PSİKOLOJİK DANIŞMAN
ERGENLİKTEKİ GELİŞİMİN DAVRANIŞLAR ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ
ERGENLİK DÖNEMİ VE GENÇLERLE İLİŞKİLER
“OKUL KORKUSU” SEMİNERİ
SEVGİLİ ANNE-BABALAR. Gençlerimizin sorumluluk sahibi, başarılı, mutlu,olumlu,kendilerini ve yaşamayı seven insanlar olarak yetişmelerini istiyorsak;onlara.
Çocuğun gelişim dönemine uygun bilgilendirme yapılmalıdır.
Kişisel gelişim, çocuğun kendi kendine yemek yeme, giyinme, giysilerini çıkarma, tuvalete gitme, tuvalet temizliği yapma, yıkanma vb. öz bakım becerilerini.
DİKKAT EKSİKLİĞİ HİPERAKTİVİTE BOZUKLUĞU
ERGENLİK DÖNEMİ.
ÇOCUKLARDA CİNSEL EĞİTİM
EYVAH ÇOCUĞUM ARTIK ERGEN!
ŞİDDET eğilimi olan ve SUÇA itilen çocuk ve gençler
YUMAKLICERİT ORTAOKULU REHBERLİK SERVİSİ Hazırlayan: Ayşegül ATA
HOŞGELDİNİZ. ONA HAYIR DİYEMİYORUM! Çocuğunuza Hayır Diyememenin Altında Hangi Faktörler Olabilir? 1) Suçluluk duygusu ki bu daha çok çalışan anne babaların.
MADDE ve ALKOL KULLANIM BOZUKLUKLARI
ÇOCUK İZLEM MERKEZİ DİYARBAKIR ERDAL KARALAR SOSYAL HİZMET UZMANI.
ÇOCUKLARDA CİNSEL GELİŞİM
ERGENLİK DÖNEMİ YAŞ BİLİŞSEL GELİŞİM * * Soyut işlemler dönemidir. * Tartışmaları sever, düşüncelerini ifade etmek isterler. * Mantık üzerinde.
ÇOCUKLARDA MAHREMİYET BİLİNCİNİ KAZANDIRACAK YÖNTEMLER.
ÇOCUKLARIMIZA CİNSELLİĞİ NASIL ANLATALIM?
Özellikle son yıllarda çocuklara yönelik şiddet ve cinsel suiistimaller korkunç boyutlara ulaştı. Neredeyse her gün haber bültenlerinde, sosyal medyada.
servet akaydın ortaokulu rehberlikservisi
OKUL ÖNCESİ DÖNEMDE GELİŞİM
ÇOCUKLARA MAHREMİYET BİLİNCİ KAZANDIRMA
Çocuklarda mahremiyet eğitimi
ERGENLİK.
ERGENLİK.
HOŞGELDİNİZ.
ÇOCUK İHMALİ VE İSTİSMARI
CİNSEL İSTİSMARI ÖNLEME VE KİŞİSEL SINIRLAR
ERGENLİK DÖNEMİ ANNE-BABA SORUMLULUKLARI
AKRAN BASKISI.
ÇOCUKLARA MAHREMİYET BİLİNCİ KAZANDIRMA. “Ey Rabbimiz! Eşlerimizi ve çocuklarımızı bize göz aydınlığı kıl ve bizi Allah’a karşı gelmekten sakınanlara.
Çocuklarda Mahremiyet Eğitimi
Çocuklarda mahremiyet eğitimi
OKUL REHBERLİK SERVİSİ TANITIMI OKUL REHBER ÖĞRETMENİ ZEHRA KOCA
ÇOCUKLARA MAHREMİYET BİLİNCİ KAZANDIRMA
  Kendi ihtiyaç ve isteklerimizle çelişen durumlarda ya da reddetmek istediğimiz bir isteğe bir öneriye çekinmeden hayır demeliyiz. NEDEN HAYIR DEMELİYİZ?
Sunum transkripti:

DR.CEMİL KARSLIGİL İLKOKULU PSİKOLOJİK DANIŞMAN VE REHBER ÖĞRETMENLERİ Mehmet GÖREN İlknur KONAL ULUSOY

SUNU İÇERİĞİ Mahremiyet Eğitimi nedir? Suistimal ve cinsel tacize karşı çocuklar nasıl eğitilmelidir? Taciz yaşayan çocuk nasıl anlaşılır? Taciz hakkında doğru ve yanlış bilinenler

MAHREMİYET EĞİTİMİ Çocuğa öyle bir eğitim verilsin ki, çocuk cinselliğin ne olduğunu anlayamadığı dönemlerde normal ve anormal davranışları ayırt edebilsin. İşte o eğitim mahremiyet eğitimidir.

ARAŞTIRMA SONUÇLARI 1992-2007 yılları arasında Türkiye’de 21.000 çocuk tacize (tecavüze) uğramıştır.(Adli rakam) İstismarcıların % 80’i çocuğun tanıdığı birisi. İstismarcıların % 96’sı erkek. İstismar edilen çocukların % 70’i 10 yaşın altında.

CİNSEL TACİZE KARŞI ÇOCUKLAR NASIL EĞİTİLMELİDİR? 1)TEMEL DAVRANIŞ REFLEKSİ KAZANDIRMA Bedenim bana aittir bilinci İzin verirsem dokunabilirsin bilinci Dokunulması yasak olan yerlerim refleksi (Özel Alanı Tanımlama) Fiziksel baskıya direnme refleksi Vücudum görünmemeli hissi Banyoda çıplak olunmaması bilinci Tuvalette benden başkası olmamalı bilinci Soyunma ve giyinmede yalnızlık ilkesi İzin verirsem kabul edilirsin ilkesi Kim kimdir bilinci 2)SOSYAL DAVRANIŞ BECERİSİ KAZANDIRMA Öfke Hayır diyebilmek

1)TEMEL DAVRANIŞ REFLEKSİ (HAYA DUYGUSU/UTANMA HİSSİ) Çocuğun kendisine yönelebilecek bir tehlikeyi farkında olmadan ama bir refleks halinde karşı koymasıdır.

1."Bedenim bana aittir" bilinci Daha bebekliğinden itibaren kendisini rahatlıkla yetişkinlerin eline bırakan bebeğin ilerleyen yıllarda kendi bedeninin farkına varması ve çevresindeki yetişkinlerden ayrı bir birey olduğunu hissetmesi gerekir. Kendi bedeninin kendisine ait olduğu hissini kazanamayan ve kendi bedeni üzerinde başkalarının bir şeyler yapabileceğini düşünen çocuk rahatlıkla taciz tuzağına düşebilmektedir. Anne-babalar, çocukları 4 yaşına gelmeye başladığı andan itibaren çocuklarına vücudunun kendisine ait olduğu bilincini vermelidir. Bu bilincin oluşturulmasında en temel faktör anne-babaların çocuklarının bedenleri ile yapacakları tasarruflarda çocuklarının onayını alma yönünde eğilim göstermektir. Örneğin, terlemiş bir çocuğun atleti izin alınmadan aniden çıkartılmamalı, altını ıslatmış bir çocuğun pantolonu kızgınlıkla ve öfkeyle değil, çocuktan izin alınarak çıkartılmalıdır. Çocuk belki başlangıçta kendisinden neden böyle izin alındığını tam anlayamasa da ilerleyen zaman içinde kendisinden izin alınmadan bedenine yapılacak müdahaleleri hissedecek ve rahatsızlık yaşayacaktır.

2.’İzin verirsem dokunabilirsin’ ’bilinci Bu bilincin oluşturulması için anne baba, çocuğunun vücudunu hoyratça kullanmaktan kaçınmalıdır. Ebeveynlerin çocuklarını öperken "Seni öpebilir miyim?" diye müsaade istemeleri bu bilincin oluşmasında etkilidir. Çocuğun güçsüz bedeninin, herkes tarafından izinsiz kullanılmasının çocukların kendi bedenlerini koruma refleksini kıracağı unutulmamalıdır.

3."Dokunulması yasak olan yerlerim" refleksi (Özel Alanı Tanımlama) Vücudun kişiye özel olan bölgelerinin olduğu, bu bölgelerin gizlenmesi ve anne baba dışında kimsenin dokunmaması gerektiği çocuğa iki yaşından itibaren yavaş yavaş anlatılabilir. Çocuklar dört yaşından itibaren vücutlarının belli bölgelerine dokunulmasından rahatsızlık duymaya başlamalıdır. Özellikle genital bölgelere dokunulması çocukta ani tepkiye neden olmalıdır. Bu bilincin kazandırılması için dört yaşından itibaren çocukların genital bölgelerine temas azaltılmalıdır. Ayrıca eş, dost ve akrabalar tarafından çocuk, cinsel organlarına dokunularak, öperek, vurarak sevilmemelidir.(Karnını öperek gıdıklamak, benim erkek yeğenim, koçum benim vs. sözler de dahil)

4."Fiziksel baskıya direnme" refleksi Küçük yaştaki çocuklar kendi güçsüzlüklerini ve çaresizliklerini büyüklerin gücünü keşfettikçe anlarlar. Anne-babalar ve akrabalar, çocuklarına olan sevgi gösterileri sırasında çocuklara kendi güçsüzlüklerini hissettirecek kadar büyük ve orantısız güç kullanmaktan kaçınmalıdırlar. Yapılan araştırmalar göstermektedir ki taciz yaşamış çocukların birçoğu çırpınmanın ve taciz anında kaçmanın çözüm olmadığını düşündüklerinden dolayı kaçmayı ve kurtulmayı denememişlerdir. Anne-babalar, çocuğuna kendisine güç uygulandığında karşılık verilmesi gerektiğini öğretmelidirler. Bunun için örneğin çocuk ile oynanan oyunlarda çocuğun kaçma becerisini geliştirecek oyunlar tercih edilebilir ya da çocuğun istemediği bazı durumlarda gösterdiği fiziksel direnç asla anne babanın güç gösterisi ile kırılmamalı, çocuğun direncinin işe yaradığı bizzat yaşayarak gösterilmelidir. Çarşıya çıkmak istemeyen çocuk…

5."Vücudum görünmemeli" hissi Çocuklar yürümeye başladığı andan itibaren, çırılçıplak olarak ortada bırakılmamalıdır. Çocuk, hatırlayabildiği en küçük yaşlardan itibaren kendisini genital bölgeleri giyinik olarak hatırlamalıdır. Özellikle dört yaşından itibaren çocuklar çırılçıplak olarak ev içinde veya ev dışında bulunmamalı, giysilerini kendisinin giyip çıkartmasına izin verilmelidir. Kendisini başkalarının yanında çıplak olarak görmeye alışkın olmayan bir çocuk, elbisesinin birileri tarafından çıkartılmasından ciddi rahatsızlık duyacaktır.

6.Banyoda çıplak olunmaması bilinci Özellikle dört yaşından sonra çocuğu iç çamaşırı ile yıkamak, iç çamaşırı çıkarırken ve temizlerken gözleri kısarak ya da başı hafif yana çevirerek o alana saygı gösterdiğimizi hissettirmek çocuklarda mahremiyet duygusunun gelişmesine katkı sağlayacaktır. Ana-babanın kendisi de çıplak olarak çocukla aynı anda banyoda bulunmaması ve birlikte banyo yapmaması gerekir. Yedi yaşından sonra banyoda çocukların kendi mahrem alanlarını kendi temizlemelerine fırsat tanımak da hem sorumluluk hem mahremiyet duygusunun gelişimi açısından güzel olacaktır.

7.Tuvalette benden başkası olmamalı" bilinci Bazı anne babalar, çeşitli nedenlerle ya çocukları ile birlikte tuvalete girmekte veya tuvaletin kapısını aralık bırakmaktadır. Bu davranış çocuğun temel davranış refleksi kazanmasına engel olmaktadır. Her ne sebeple olursa olsun dört yaşına gelen bir çocuk, tuvaletin "özel" bir mekan olduğunu öğrenmeli, tuvalet ihtiyacını gideren birisinin başkaları tarafından görülmesinin uygun olmayacağını bilmelidir. Çocuk genital bölgelerinin görülmesinden rahatsızlık duymamaya, kendisini tuvalette iken gören birisine karşı tepki vermemeye alışmamalıdır.

8."Soyunma ve giyinmede yalnızlık" ilkesi Çocuğun dört yaşından itibaren genital bölgelerinin başkaları tarafından görülmesinden adım adım uzaklaşması gerekir. Çocuğun bedenine yönelebilecek bakışların önüne geçmek imkansızdır ama çocuğa bu bakışlardan rahatsızlık duyabileceği refleksleri kazandırmak mümkündür. Bu için de çocukların elbiseleri herkesin içerisinde değiştirilmemelidir. Çocuklar mümkünse elbiselerini kimsenin görmediği bir ortamda kendileri değiştirmelidir. Eğer çocuk kendisi elbiselerini değiştiremiyorsa, anne ile ayrı bir odaya gidilerek elbiseler değiştirilmelidir.

9."İzin verirsem kabul edilirsin" ilkesi Anne için çocuk ne kadar büyürse büyüsün çocuktur. O yüzden anne, çocuğunun odasına girerken izin alınması gerektiğini düşünmez. Ancak, çocuk dört yaşına girdiğinden itibaren "izin verirsem kabul edilirsin" ilkesi hayata geçirilmelidir. Anne-baba, çocuğun odasına girerken izin istemeli, her şeye rağmen onun çıplak vücudu ile karşılaşıldığında özür dilenip kapı kapatılmalıdır. Bu davranış kalıbı hem çocuğun kişiliğine saygıyı, hem de çocuğun rahatsız olduğu bir durumda itiraz edebilme becerisi kazandırılması açısından önemlidir.

10.Kim kimdir bilinci Çocuk babasının kardeşi olan amcasıyla mahalledeki amcayı ayırt edebilmelidir.Ya da amcası ile amca oğlu arasındaki farkı bilmelidir.Birisine güven sınırı en üst noktada bulunmalı, diğerine ise daha sınırlı güven duyulmalıdır. Böylesi bir ayrım «tehlikeli» ya da «tehlikesiz» kişi ayrımı değildir.Bu ayrım çocuğun yetişkin olan herkese karşı sonsuz güven duygusunun sınırlarını, sonsuz güvenden normal güvene doğru daraltma refleksidir. Bir çocuğa «şüpheciliğe» meydan vermeden «güven sınırını» öğretebilmek bir ana baba için en önemli görevlerden biridir. Kim kimdir bilinci oluşturulmuş çocuklarda sınırlı güven kategorisinde yer aldığı halde, sınırsız güven isteği ile çocuğa yaklaşan kişiler çocuk tarafından rahatlıkla dışlanacak ve kendini böylesi kişilerden uzak tutmaya çalışacaktır. Teklif ettiği hediyelere ya da ıssız bir yerde oyun oynama teklifine rahatlıkla HAYIR cevabını verecektir.

2)SOSYAL DAVRANIŞ BECERİSİ KAZANDIRMA Çocuğun kendisine yapılacak anormal teklif ve konuşmaları anlayabilecek ve bu türden yaklaşımları geri püskürtebilecek beceriyi kazanmasıdır. Temel davranış refleksi ile kendisine yönelen tehlikeleri «bilinçsizce» geri iten çocuk, Sosyal davranış refleksi ile böylesi tehlikeleri «bilinçlice» geri çevirebilmektedir.

1.Öfke tacizi önler Yapılan araştırmalar gösteriyor ki tacize uğrayan çocukların tacizcinin elinden kurtulamamasının en önemli nedenlerinden biri «çocuğun öfke duygusunu kullanamamasıdır» -Neden karşı koymadın -Karşı koyarsam bana kızacağından korktum.

2.Hayır diyebilmek Taciz yaşamış çocuklarla yapılan röportajlarda görülen bir gerçek, çocukların bir tacizcinin tuzağına düşmeye başladığı ilk andan itibaren hayır diyememeleridir. Çocuğun hayır kelimesini kullanmayı öğrenmesinin temel şartı çocuk hayır dediğinden anne babanın saygı duyması ve bu hayırı «evet»e çevirmek için çaba harcamamasıdır.

TACİZ YAŞAYAN ÇOCUKTAKİ DAVRANIŞ SİNYALLERİ NELERDİR?

1.Taciz yaşayan erkek çocuk maço kimlik benimser Etrafındaki ahlak kurallarını, olayları, duyguları hafife alır. Ahlak kuralları ne kadar hafife alınırsa kendisinin de o kadar az yargılanacağını ve vicdan azabı duyacağını düşünür. O’nun için kurallara uymak gereksizdir, kurallara uyanlar da lüzumsuz kişilerdir. Yürüyüşü farklılaşır, zevkleri farklılaşır, konuşma ve konuşurken kullandığı kelimeler farklılaşır. Karşısındaki kişiyi tersler, azarlar, dalga geçer. İsyankar kimlik benimser. Dikkat: ergenlikle karıştırılmamalıdır.

2.Taciz yaşamış kız çocuk içine kapanır Erkeğin aksine içe kapanır. Kendini sorgular. Yaşadığı bu olayda pay sahibi olduğunu, suçlu olduğunu düşünür. Ya odasına kapanmıştır ya da kendi başına bir yerde dalıp gitmiştir. Bu düşünceler çocuğu yorduğu için de çok defa uyumak ister. Fiziksel olarak insanlar arasında yaşasa da düşünce olarak kendi ile meşguldür.

3.Erkek çocuk agresif, kız çocuk depresif olur Önceden sakin olan bir erkek çocuk ani bir değişiklikle hırçınlaşmaya, çevresine zarar vermeye başlar. Dışına vurduğu bu agresif davranışlar içinde neler yaşadığının da bir işaretidir. Çocuk ne kadar çok agresif davranışlar sergiliyorsa içindeki deprem o kadar şiddetlidir. Taciz yaşamış kız çocuk ise erkek çocuğun aksine depresif davranışlar sergiler. Erkek çocuk dışarıya ne yansıtıyorsa kız çocuk onu aynen içine yansıtır. Onun yıkıcılığı kendine karşıdır. Kendine karşı acımasızdır.

4.Taciz mağduru erkek çocuk da, kız çocuk da erkek çocuklarla oynamayı tercih eder Tacizin erkek çocukta bıraktığı en derin iz kimlik bunalımıdır. Neden ben? Ben bir kıza mı benziyorum? Ben erkek değil miyim? Erkekler beni kız olarak mı görüyor? Sorularının cevabını arar. Kız gibi olmadığı için de erkek çocuklarla oynamayı tercih eder. Kız çocuk ise erkek çocuklarla oynamayı tercih ederken erkeklerin hala güvenilir olabileceğini kendine ispat etmeye çalışır. Çocuk bu yöntemle çevresindeki tüm erkekleri temize çıkarmaya çalışır. Bu nedenle de etrafındaki erkeklere çok yakın durmaya ve onların kendine nasıl davranacağını gözlemlemeye çalışır. (Bazen bu yakınlık yanlış anlaşılabilir ve başka bir tacize dönüşebilir)

5.Taciz sonrasında erkek çocuk güç kazanmak, kız çocuk güçlüye sığınmak ister Taciz yaşayan erkek çocuk başına gelen bu olayın kendi güçsüzlüğünden kaynaklandığını düşünür. Güçlü olabilmek için vücut geliştirme salonlarına, dövüş sporlarına yönelir. Silahlara, kesici aletlere ilgi duyar. Kız çocuk ise güçlü olmaya değil güçlü birine sığınmaya çalışır.

6.Taciz yaşayan kız çocuk kimliğini değiştirme eğilimindedir. Erkek çocuk her ne kadar kendi kimliğini ispat yönünde uğraş sarf ediyor olsa da kız çocuk bunun aksine yaşadığı o dönemi hafızasından silme gayreti içine girer. Tacizi yaşadığı zamanki kıyafetlerinden saç şekline kadar, oturup kalkmasına kadar birçok davranışını değiştirir.

7.Tacizi yaşamış çocuklar geçici hafıza kayıpları yaşarlar. Taciz yaşayan çocuklarda görülen bir ortak özellik ise çocuğun zihninin kendini otomatik korumaya alma çabasıdır. Taciz yaşayan çocuk etrafındaki olayları taciz anılarını hatırlattığı ölçüde hafızasını kullanmak istemez. Bu durum onun hafıza ve zihinsel gelişimini engeller.

TACİZ HAKKINDA DOĞRU VE YANLIŞ BİLİNENLER

1.Tacizciler genellikle bekar veya yalnız yaşayan problemli kişilerdir. YANLIŞ % 80’i çevresinde hiçbir sorunu olmayan ve evli erkeklerdir.

2.Cinsel tacizde bulunabilecek kişilerin büyük bir kısmı kıyafetleri bozuk, görünüşünden anormalliği anlaşılabilecek, ekonomik durumu zayıf kişilerdir. YANLIŞ

3. Tacizciler genelde orta yaşlı kişilerdir 3.Tacizciler genelde orta yaşlı kişilerdir. DOĞRU Büyük bölümü 24-44 yaş İkinci büyük grup ise 15-24 yaş.

4.Tacizci yaptığı işten pişmanlık duymaz. YANLIŞ

5.Aile içinde ihmal edilmiş çocuklar ve parçalanmış aile çocukları potansiyel kurbanlardır. DOĞRU

6.Tacizciler genellikle kız çocuklarını hedef seçerler. YANLIŞ

7.Çocuklar cinsel istismarları kendi hayal güçlerinin genişliği nedeniyle uydururlar. YANLIŞ

8.Parklar, genel tuvaletler, ıssız ve karanlık yerler, boş inşaatlar tehlikeli bölgelerdir. DOĞRU

9.Tacizciler yabancı semtlerde kendilerini tanımayan çocukları hedef seçerler. YANLIŞ

10.Bir taciz olayının yaşandığı semtte bir daha taciz yaşanması ihtimali zayıftır. YANLIŞ

11.Tacizci rastgele ve bir anda hedefine yönelir. YANLIŞ

12.Taciz sosyal bir hastalıktır ve sosyal bulaşıcılığı vardır. DOĞRU

13. Tacizcilerin hepsi cinsel arzuları için tacizde bulunmaktadırlar 13.Tacizcilerin hepsi cinsel arzuları için tacizde bulunmaktadırlar. YANLIŞ

14. Tacizci genelde bir çocuğu bir kere taciz eder 14.Tacizci genelde bir çocuğu bir kere taciz eder. YANLIŞ Yapılan araştırmalara göre başlamış bir taciz 10-17 yıl sürer.

15. Aşırı alkol ve uyuşturucu madde kullanımı taciz riskini artırır 15.Aşırı alkol ve uyuşturucu madde kullanımı taciz riskini artırır. DOĞRU

16.Taciz yaşamış kişi psikolojik terapiler sonucunda yaşadığı tacizi unutur ve hiçbir şey olmamış gibi hayatına devam edebilir. YANLIŞ

17.Taciz yaşamış kişi bir tacizin ne kadar korkunç olduğunu bildiği için kendisi tacizci olmaz. YANLIŞ

SABIRLA DİNLEDİĞİNİZ İÇİN TEŞEKKÜR EDERİZ. İlknur KONAL ULUSOY Mehmet GÖREN