Doç. Dr. A. Can BAKKALCI1
AB MÜKTESEBATI (ACQUIS COMMUNAUTAIRE) Kurucu Antlaşmalar (Roma Antlaşması ile Tek Senet, Maastricht, Amsterdam, Nice Antlaşmaları) Topluluk tarafından kabul edilen tüzükler, direktifler ve kararlar Doç. Dr. A. Can BAKKALCI2
AB MÜKTESEBATI (ACQUIS COMMUNAUTAIRE) Adalet Divanı kararları Topluluk tarafından imzalanan uluslararası anlaşmalar Üye ülkelerin Birlik faaliyetine ilişkin kendi aralarındaki anlaşmalar Doç. Dr. A. Can BAKKALCI3
MÜZAKERE SÜRECİ Türkiye ile müzakereler 3 Ekim 2005 tarihinde toplanan Hükümetler Arası Konferans ile başlamıştır. Müzakereler, sürecin ilk aşaması olan “tarama” ile başlatılmaktadır. Doç. Dr. A. Can BAKKALCI4
TARAMA SÜRECİ AB müktesebatı kapsamındaki mevzuat hakkında bilgi verilmekte, AB müktesebatı ile aday ülke mevzuatı arasındaki farklılıklar belirlenmekte ve bu farklılıkların giderilmesi anlamına gelen uyum sürecinin çok genel bir takvimi ve bu süreçte karşılaşılacak muhtemel sorunlar saptanmaya çalışılmaktadır. Doç. Dr. A. Can BAKKALCI5
TARAMA SÜRECİ Müzakerelerin başlatılacağı müktesebat başlıklarını belirleyen ve müzakerelerin genel seyrinin ortaya çıktığı süreç. Doç. Dr. A. Can BAKKALCI6
KATILIM MÜZAKERELERİ Her aday ülkenin AB müktesebatını ne kadar sürede kabul edip, yürürlüğe koyacağının ve de etkili bir şekilde uygulayacağının belirlendiği süreçtir. Klasik müzakerelerden çok faklı olarak manevra alanı çok dardır. Doç. Dr. A. Can BAKKALCI7
TÜRKİYE NELERİ MÜZAKERE EDEBİLECEK? Avrupa Birliği ile yeni dönem “müzakere” başlığını taşısa da, bu süreçte klasik müzakerelerin aksine pazarlık payları ve manevra alanları çok sınırlı tutulmaktadır. Avrupa Birliği müktesebatının parçası olan kriterlerin, standartların ve uygulamaların müzakere edilemediği bu süreçte, yalnızca bunların “ne kadar sürede” kabul edilip yürürlüğe koyulacağı ve etkili bir şekilde uygulamaya geçirileceği müzakere edilebilmektedir. Doç. Dr. A. Can BAKKALCI8
GEÇİŞ DÖNEMLERİ VE DEROGASYONLAR NE ANLAMA GELİYOR? İlgili aday ülkenin yapısal dinamiklerine bağlı olarak Avrupa Birliği müktesebatına ekonomik, sosyal ve siyasal gibi bazı alanlarda mevzuatın katılım sırasında uygulanması mümkün olmayan durumlarda, uyum için geçiş dönemleri ya da derogasyonlar (istisnalar) talep edilebilmektedir. Örneğin Malta’da beş yıldan az yaşamış olan Avrupa Birliği vatandaşlarının ikinci bir gayrimenkul edinmeleri sürekli olarak engellenmiştir. Doç. Dr. A. Can BAKKALCI9
GEÇİŞ DÖNEMLERİ VE DEROGASYONLAR NE ANLAMA GELİYOR? Avrupa Birliği bazı alanlarda geçiş dönemlerine kesinlikle yanaşmamaktadır. Bu alanlar: -temel serbest piyasa ekonomisi kuralları ile ilişkili konular -işletmelerin rekabet gücünü doğrudan etkileyen hususlar -Avrupa Birliği’nde siyasi açıdan önemli bazı düzenlemeler Doç. Dr. A. Can BAKKALCI10
GEÇİŞ DÖNEMLERİ VE DEROGASYONLAR NE ANLAMA GELİYOR? Avrupa Birliği’nin geçiş dönemine olanak tanıdığı alanlar: -üretim sürecini dolaylı etkileyen ve aday ülkeye büyük maliyet getirecek hususlar -sektörel olumsuz etkinin somut şekilde kanıtlanması - devlet bütçesine aşırı yükün belirlenmesi -ulusal çıkarla çelişmesi ve söz konusu çıkarın Avrupa Birliği açısında büyük önem taşımıyor olması Doç. Dr. A. Can BAKKALCI11
GEÇİŞ DÖNEMLERİ VE DEROGASYONLAR Tarım başlığı konusunda “doğrudan gelir destekleri”’ne (Polonya) başlangıçta karşı olan AB, daha sonra aşamalı olarak verilmesini kabul etti. “Sermayenin Serbest dolaşımı” başlığı altında emlak fiyatlarının ucuzluğu gerekçe gösterilerek, yabancıların ülkelerinde mülk edinmeleri konusunda uzun geçiş dönemleri elde edildi. (Polonya, Macaristan, Çek Cumhuriyeti, Bulgaristan) Doç. Dr. A. Can BAKKALCI12
GEÇİŞ DÖNEMLERİ VE DEROGASYONLAR Tarım alanları ve ormanlara yatırım gibi konularda Bulgaristan, Çek Cumhuriyeti, Slovakya ve Macaristan 7 yıllık geçiş dönemi elde etti. Polonya bu alanlarda 12 yıllık geçiş dönemleri elde etti. Doç. Dr. A. Can BAKKALCI13
TÜRKİYE’Yİ MÜZAKERELERDE EN ÇOK ZORLAYACAK KONULAR NELER? Avrupa Birliği ile 3 Ekim 2005’te başlayan müzakere sürecinde; Kişilerin serbest dolaşımı, Tarım, Çevre, Bölgesel politika ile Yapısal fonlar, mali ve bütçesel işler olmak üzere en zor görüşmelerin bu beş konu çerçevesinde gerçekleşmesi beklenmektedir. Doç. Dr. A. Can BAKKALCI14
DİĞER ADAY ÜLKELERE VE RİLEN MALİ YARDIMLAR VE TÜRKİYE (2000– 2006 MİLYAR€) ROMANYA: 5,1 BULGARİSTAN: 2,8 POLONYA: 15,3 TÜRKİYE: 1,7 Doç. Dr. A. Can BAKKALCI15
MÜZAKERE ÇERÇEVE BELGESİ MÇB, üç bölümden oluşmaktadır Müzakerelerin Kuralları ( Türkiye’den beklentiler, müzakerelerin ilerlemesi ve askıya alınması) Müzakerelerin özü ( AB Müktesebatına ilişkin sorumluluklar) Müzakerelerin Prosedürü ( Müzakerelerin başlatılabilmesi için hazırlık derecesi) Doç. Dr. A. Can BAKKALCI16
MÜZAKERE ÇERÇEVE BELGESİ Belge üzerinde halen uzlaşılamayan konular olmasına rağmen en önemli husus müzakerelere başlanmış olunmasıdır. Hedef tam üyeliktir ve bunun aksi yönünde herhangi bir ibare MÇB’nde yer almamaktadır. Doç. Dr. A. Can BAKKALCI17
MÜZAKERE ÇERÇEVE BELGESİ ANCAK Belgede Türkiye’nin Katılım Sürecini Olumsuz Etkileyebilecek Unsurlar da Vardır. Doç. Dr. A. Can BAKKALCI18
MÜZAKERE ÇERÇEVE BELGESİ Müzakerelerin ucunun açık olması Türkiye’nin en sıkı bağlar ile AB Kurumlarına bağlanması talebi Kıbrıs konusu (Ek Protokol) Kalıcı kısıtlamalar. Doç. Dr. A. Can BAKKALCI19
MÜZAKEREYE AÇILAN BAŞLIKAR Şirketler Hukuku Fikri Mülkiyet Hukuku İstatistik İşletmeler ve Sanayi Politikası Trans-Avrupa Ağları Bilim ve Araştırma Gıda Güvenliği, Veterinerlik ve Bitki Sağlığı Doç. Dr. A. Can BAKKALCI20
MÜZAKEREYE AÇILAN BAŞLIKAR Tüketicinin ve Sağlığının Korunması Mali Kontrol Vergilendirme Bilgi Toplumu ve Medya Sermayenin Serbest Dolaşımı Çevre Doç. Dr. A. Can BAKKALCI21
MÜZAKEREYE AÇILAN BAŞLIKAR Bilim ve Araştırma faslı geçici olarak kapandı Doç. Dr. A. Can BAKKALCI22
MÜZAKERESİ ASKIYA ALINAN BAŞLIKLAR Avrupa Komisyonu’nun 29 Kasım 2006 tarihli tavsiye kararına istinaden AB Dışişleri Bakanları’nın 11 Aralık 2006 Tarihli Kararı Gümrük Birliği'ne ilişkin yükümlülüklerini yerine getirmediği gerekçesiyle Doç. Dr. A. Can BAKKALCI23
EK PROTOKOL İMZALANDI Türkiye, Gümrük Birliği Anlaşması’nın, Rum Kesimi’ni de kapsayacak şekilde genişletilmesini öngören ek protokol metnini imzaladı ve Kıbrıs Rum Kesimi'ni tanımadığını bir deklarasyonla bildirdi Doç. Dr. A. Can BAKKALCI24
TÜRKİYE'NİN AB'YE İLETTİĞİ KIBRIS DEKLARASYONU 1. Türkiye, Kıbrıs sorununa siyasi bir çözüm bulunması yönündeki kararlılığını muhafaza etmektedir ve bu yöndeki tutumunu da açıkça ortaya koymuştur. Bu doğrultuda Türkiye, BM Genel Sekreteri’nin iki-kesimli yeni bir ortaklık devleti kurulmasını hedefleyen kapsamlı çözüme ulaşma yönündeki çabalarını desteklemeyi sürdürecektir. Adil ve kalıcı bir çözüm, bölgede barışa, istikrara ve uyumlu ilişkilerin tesisine önemli bir katkıda bulunacaktır. Doç. Dr. A. Can BAKKALCI25
TÜRKİYE'NİN AB'YE İLETTİĞİ KIBRIS DEKLARASYONU 2. İşbu Protokol’de atıfta bulunulan Kıbrıs Cumhuriyeti, 1960’ta kurulan asıl ortaklık devleti değildir Doç. Dr. A. Can BAKKALCI26
TÜRKİYE'NİN AB'YE İLETTİĞİ KIBRIS DEKLARASYONU 3. Türkiye bu nedenle, Kıbrıs Rum makamlarının, halihazırda olduğu gibi, Kıbrıs’ta sadece ara bölgenin güneyinde otorite, denetim ve yetki icra ettiği ve Kıbrıs Türk halkını temsil etmediği şeklindeki tutumunu sürdürecek ve anılan makamların tasarruflarını buna göre muameleye tabi tutacaktır Doç. Dr. A. Can BAKKALCI27
TÜRKİYE'NİN AB'YE İLETTİĞİ KIBRIS DEKLARASYONU 4. Türkiye bu Protokol’ün imzalanması, onaylanması ve uygulanmasının, Protokol’de atıfta bulunulan Kıbrıs Cumhuriyeti’nin herhangi bir biçimde tanınması anlamına gelmediğini ve Türkiye’nin 1960 Garanti, İttifak ve Kuruluş Anlaşmalarından kaynaklanan hak ve mükellefiyetlerini haleldar etmediğini beyan eder. Doç. Dr. A. Can BAKKALCI28
TÜRKİYE'NİN AB'YE İLETTİĞİ KIBRIS DEKLARASYONU 5. Türkiye, işbu Protokol’e taraf olmasının Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ile mevcut ilişkilerini değiştirmeyeceğini teyit eder. Doç. Dr. A. Can BAKKALCI29
TÜRKİYE'NİN AB'YE İLETTİĞİ KIBRIS DEKLARASYONU 6. Kapsamlı bir çözüm bulununcaya değin, Türkiye’nin Kıbrıs’a ilişkin tutumu değişmeyecektir. Türkiye, Kıbrıs’ta kapsamlı bir çözüm sonucunda oluşacak yeni ortaklık devleti ile ilişkiler tesis etmeye hazır olduğunu beyan eder. Doç. Dr. A. Can BAKKALCI30
AB’NİN KARŞI DEKLARASYONU Avrupa Birliği, gümrük birliği anlaşmasını genişleten protokolü imzalarken, ''imza Kıbrıs'ı tanıma anlamına gelmez'' görüşünü savunan Türkiye'ye karşı bir deklarasyonla yanıt verdi Doç. Dr. A. Can BAKKALCI31
AB’NİN KARŞI DEKLARASYONU 1. Avrupa Topluluğu ve üye devletleri, Aralık 2004 tarihli Avrupa Konseyi Zirve sonuçları uyarınca, bir tarafta Topluluk ve üye devletleri diğer tarafta Türkiye olmak üzere taraflar arasında ortaklık ilişkisi kuran Anlaşma’ya ilişkin Ek Protokol’ün Türkiye tarafından imzalanmasını teyit eder. Avrupa Topluluğu ve üye devletleri, Türkiye’nin, Protokol’ün imza aşamasında Kıbrıs Cumhuriyeti’ne ilişkin bir deklarasyon yayınlamaya gerek görmesini esefle karşılar Doç. Dr. A. Can BAKKALCI32
AB’NİN KARŞI DEKLARASYONU 2. Avrupa Topluluğu ve üye devletleri işbu deklarasyonun tek taraflı olduğunu, Protokol’ün bir parçası olmadığını ve Türkiye’nin Protokol’de yer alan yükümlülükleri üzerinde hukuki bir etkisi bulunmadığını açıkça belirtir Doç. Dr. A. Can BAKKALCI33
AB’NİN KARŞI DEKLARASYONU 3. Avrupa Topluluğu ve üye devletleri, Ek Protokol’ün tam ve ayrımcılık yapmaksızın uygulanmasını ve ulaştırma araçlarına getirilen sınırlamalar da dahil olmak üzere malların serbest dolaşımına ilişkin tüm engellerin kaldırılmasını bekler. Türkiye, Protokol’ü tüm üye devletlere bütünüyle uygulamalıdır. AB bunu yakından takip edecek ve 2006 yılında tüm uygulamayı değerlendirecektir. Doç. Dr. A. Can BAKKALCI34
AB’NİN KARŞI DEKLARASYONU 3. Avrupa Topluluğu ve üye devletleri, ilgili başlıklarda müzakerelerin başlamasının, Türkiye’nin anlaşmadan doğan yükümlülüklerini tüm üye devletlere karşı yerine getirmesine bağlı olduğunu vurgular. Yükümlülüklerin bütünüyle yerine getirilmemesi müzakerelerin genel seyrini etkileyecektir. Doç. Dr. A. Can BAKKALCI35
AB’NİN KARŞI DEKLARASYONU 4. Avrupa Topluluğu ve üye devletleri, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin 1 Mayıs 2004 tarihi itibariyle Avrupa Birliği üyesi olduğunu hatırlatır. Uluslararası hukuk konusu olarak sadece Kıbrıs Cumhuriyeti’ni tanıdıklarının altını çizer Doç. Dr. A. Can BAKKALCI36
AB’NİN KARŞI DEKLARASYONU 5. Tüm üye devletlerin tanınması katılım sürecinin gerekli bir parçasıdır. Buna uygun olarak AB, Türkiye ve tüm üye devletler arasındaki ilişkilerin biran evvel normalleşmesine verdiği önemi vurgular Doç. Dr. A. Can BAKKALCI37
AB’NİN KARŞI DEKLARASYONU 6. Konsey, 2006 yılında, tüm bu konulara ilişkin kaydedilecek gelişmelerin takibini temin edecektir Doç. Dr. A. Can BAKKALCI38
AB’NİN KARŞI DEKLARASYONU 7. Bu deklarasyon bağlamında, Avrupa Topluluğu ve üye devletleri BM Genel Sekreteri’nin, ilgili Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi Kararları ve AB’yi kuran temel ilkeler doğrultusunda, soruna kapsamlı bir çözüm getirme yolundaki çabalarına destek verilmesinin önemi hakkında ve adil ve kalıcı bir çözümün bölgede barış, istikrar ve uyumlu ilişkilere katkıda bulunacağı konusunda mutabıktırlar. Doç. Dr. A. Can BAKKALCI39
AB KOMİSYONU’NUN KARARI AB Komisyonu, 11 Aralık’ta toplanacak AB Dışişleri Bakanlarına 8 müzakere başlığının bekletilmesine, diğer başlıkların da yükümlülükler yerine getirilmediği sürece kapatılmamasını tavsiye etmeye karar verdi Doç. Dr. A. Can BAKKALCI40
AB DIŞİŞLERİ BAKANLARI’NIN KARARI AB dışişleri bakanları, Türkiye ile müzakerelerin 8 başlıkta askıya alınması konusunda uzlaşmaya vardı. Varılan uzlaşmaya göre 8 başlıkta müzakere durdurulurken, Ek Protokol yükümlülükleri yerine getirilene dek diğer fasılların kapatılmaması öngörülüyor… Doç. Dr. A. Can BAKKALCI41
Son Sözler ve Mikro Karar Alıcıya Öneriler 1)AB üyeliği mevcut sorunlarınızın otomatik olarak çözüleceği bir mekanizma değil, içinde bu günküne benzer faaliyetleri sürdüreceğiniz yeni bir ortamdır. Bu ortamda sizin kolayca başarılı olmanızı garanti edecek sihirli formül ne yazık ki henüz icad edilmedi. 2)Ama sorular sormaya ve bu sorulara kendi mikro bakış açımızdan cevaplar aramaya devam etmeliyiz. Müzakere sürecinin işletmelerimize etkileri konusunda en doğru, en gerçekci, en sağlam ve en tutarlı değerlendirmeler masa başındaki teorisyenler tarafında değil, ekonomi arenasının tam ortasında, fiilen çabalayan, eli taşın altında olan mikro karar alıcılar tarafından yapılacak; en gerçekçi çözüm önerileri yine sizler tarafından geliştirilecektir. Doç. Dr. A. Can BAKKALCI42
3.Bizi çok büyük bir değişim süreci beklemektedir. Bu çaptaki bir değişime ilgisiz kalamazsınız. Bu değişimden etkilenmeyecek tek bir işletme bile mevcut değildir. “Bana ne” deme lüksünüz yoktur. 4.Bu konu üzerinde düşünmeye ve çalışmaya başlamak için geç kalmayın. Süreç başlamıştır. Siyasi engeller ortadan kalktığı takdirde beklenenden çok daha hızlı şekilde ilerleyebilir. 5.Bireysel çabalarla değiştirilmesi mümkün olmayan parametreleri etkilemek için iş dünyasının örgütlü, uzun vadeli çabalarının seferber edilmesi şarttır. Ancak kısa vadeli plan ve enerjinizi işletmeniz üzerinde yoğunlaştırın. İşletme bazında alınacak kararlar sürecin sonucunu etkileyecek en önemli faktördür. Son Sözler ve Mikro Karar Alıcıya Öneriler Doç. Dr. A. Can BAKKALCI43
Son Sözler ve Mikro Karar Alıcıya Öneriler 6.Bir birliğe entegre olmak ancak o birliğin kurumları içinde tüm boyutları ile yer almakla mümkündür. Sektörünüzü temsil eden AB organizasyonları ile mutlaka temas sağlayın. Böylece gelişmeleri yerinde ve zamanında izleyebilirsiniz. 7.Bu kurumlara girdikten sonra çalışmalara seyirci kalmamaya özen gösterin. Kararlarda yönlendirici olmaya çalışın. Bu kurumlardan aldığınız bilginin sektörünüzün kurumsal yapısı içinde değerlendirilip aktarılacağı mekanizmaları oluşturun. 8.Sadece AB’yi değil sektörünüzle ilgili tüm uluslararası gelişmeleri izleyin. Unutmayın, AB üyeliği yaklaşırken “yerel” kelimesi giderek çok farklı bir anlam kazanacaktır. Doç. Dr. A. Can BAKKALCI44
Son Sözler ve Mikro Karar Alıcıya Öneriler 9.Yeni oyun alanında da sihirli kelimelerin “kalite”, “çevreye ve tüketiciye saygı”, “AR-GE”, “yeni ürünler geliştirilmesi” ve “rekabet gücü ” olacağını aklınızda bulundurun. 10.Konuyla ilgili, bürokrasi başta olmak üzere makro karar alıcıları sürekli bilgilendirin. Hangi gözlükle olursa olsun aynı yere baktığımızı ve değişim sürecinin devamlı olduğunu unutmayın. Doç. Dr. A. Can BAKKALCI45
Doç. Dr. A. Can BAKKALCI46