Toplu pazarlık modelleri

Slides:



Advertisements
Benzer bir sunumlar
İŞ DEĞERLEME İş Değerleme: Bir iş yerinde mevcut işler arasındaki değer farklılıklarını ortaya çıkaran bir karşılaştırma yöntemidir. Böylece işlerin önem.
Advertisements

MİLLİ GELİR VE İSTİHDAM TEORİSİ
POST KEYNESYEN İKTİSAT
Ders 10 Faktör Piyasaları
Toplam Arz, Toplam Talep ve Ekonomik Denge*
FAİZ ORANI DAVRANIŞI.
Bölüm 5 Tüketici Tercihi ve Talep
Rekabetçi Piyasalardaki Firmalar
9. BÖLÜM Faktör Piyasası-1.
Toplam Arz, Toplam Talep ve Ekonomik Denge*
Bölüm 25 Toplam Arz- Toplam Talep. 2 Toplam Talep (AD) Monetaristler: AD negatif eğimli, sadece para arzı değişiklikleri kaymasına neden olur. Keynesyenler:
Toplam Talep ve Toplam Arz.
PARA TEORİSİ: FAİZ ORANLARININ ANLAMI, ÖLÇÜMÜ VE BELİRLENMESİ
Makroekonomi.
ÜCRET YÖNETİMİ VE ÜCRET SİSTEMLERİ
Tam Rekabet Tam rekabet piyasasının dört özelliği:
Toplam Talep ve Toplam Arz.
MİLLİ GELİR VE KLASİK İSTİHDAM TEORİSİ
Tüketici tercihinde etkili dört bileşen
Mal piyasalarında denge
5 Esneklik BÖLÜM İÇERİĞİ Talebin Fiyat Esnekliği
Klasik ve Keynesçi İktisat
CASE FAIR OSTER Prepared by: Fernando Quijano & Shelly Tefft.
NÜFUS VE İŞGÜCÜ PİYASALARI
Doç. Dr. Yeşim Kuştepeli İKT 5034-Bahar 2011
22 İşsizlik, Enflasyon ve Uzun Dönem Büyüme BÖLÜM İÇERİĞİ İşsizlik
Keynezyen Analiz ve IS-LM Modeli
ÜCRET YÖNETİMİ 10. HAFTA.
7. Bölüm Tam Rekabet ©2010  Worth Publishers 1.
Sendikaların İşlevleri
Faiz Oranlarının Davranışı
Doç. Dr. Ahmet UĞUR İnönü Üniversitesi İktisat Bölümü
Devletin Piyasaya Müdahalesi ve Fiyat Kontrolleri
MİKROEKONOMİ YRD. DOÇ. DR. ÇİĞDEM BÖRKE TUNALI
MİKROEKONOMİ YRD. DOÇ. DR. ÇİĞDEM BÖRKE TUNALI
TÜKETİMİ DİĞER ETKİLEYEN FAKTÖRLER
MAKROİKTİSAT I İŞSİZLİK ve ENFLASYON.
MİKROEKONOMİ YRD. DOÇ. DR. ÇİĞDEM BÖRKE TUNALI
Mühendislik Ekonomisi
BÖLÜM 3 EKONOMİLERDE TEMEL SORUNLAR
TOPLU PAZARLIK.
Emek Arzı; reel ücretin yanı sıra, gelecekteki kazançlar, alternatif işin fırsat ücreti, sosyal yardımlar ile zevk ve tercihlerin bir fonksiyonudur. Diğer.
Toplu pazarlık gücü.
Firma Teorisi Tam Rekabet Piyasası.
Sendikaların ekonomik analizi
İSTİHDAM VE İSTİHDAMLA İLGİLİ KAVRAMLAR
Bölüm 6. Tüketici Dengesi Analizi Bölüm 7. Üretici Dengesi Analizi
ARZ DOÇ. DR. AHMET UĞUR.
Adnan Menderes Üniversitesi Aydın İktisat Fakültesi Ekonomi ve Finans Bölümü Ekonomi I Ders notları 4.hafta ders notları Yrd.Doç.Dr. Öznur Özdamar
MAKRO EKONOMİ 5. HAFTA.
Üçüncü Bölüm Talebin Arka Planı: Tüketici Teorisi.
 Bölüm 8: Piyasa Koşulları ve Kârı Ençoklama Kaynak: Yönetim Ekonomisi – Prof. Dr. İ. Özer Ertuna.
İNSAN KAYNAKLARI YÖNETİMİ
Toplam çıktı Bir ekonomide belirli bir dönemde üretilen (arz edilen) toplam mal ve hizmet miktarıdır. toplam gelir Belirli bir dönemde üretim faktörlerinin.
Sendikaların İşlevleri
FİYAT MEKANİZMASI.
Milli Gelir ve Fiyatların Genel Düzeyi: Toplam Talep ve Toplam Arz
MİKROEKONOMİ YRD. DOÇ. DR. ÇİĞDEM BÖRKE TUNALI
6.1. Sendikalar ve toplu sözleşme
Toplu pazarlık.
Emek Arzı; reel ücretin yanı sıra, gelecekteki kazançlar, alternatif işin fırsat ücreti, sosyal yardımlar ile zevk ve tercihlerin bir fonksiyonudur. Diğer.
MAKRO İKTİSAT I BÖLÜM 9 UZUN DÖNEMDE HASILA VE FİYAT DÜZEYİ: KLASİK MAKRO MODEL YRD. DOÇ. DR. OKTAY KIZILKAYA.
Yrd. Doç. Dr. Akın Usupbeyli
Alternatif Makro Modeller: Klasik İktisat
Esnek Döviz Kuru Sisteminde Para Politikası
1. TAM İSTİHDAM 2. ÜRETİM FAKTÖRLERİ EMEK SERMAYE DOĞAL KAYNAK
Alternatif Makro Modeller: Yeni Keynesyen İktisat
İKTİSADA GİRİŞ I DERS 12 Y.Doç.Dr.Umut Öneş.
2. PİYASA EKONOMİSİNE GENEL BİR BAKIŞ
Alternatif Makro Modeller: Keynesyen İktisat
Sunum transkripti:

Toplu pazarlık modelleri

Günümüzde toplu pazarlık ilişkilerinin genişlemesi toplu pazarlığa yönelik değişik bir çok yaklaşım ve modelin de ortaya çıkmasına yol açmıştır. 1930’lardan günümüze kadar toplu pazarlığı gerek iktisadi ve gerekse sosyal ve davranışsal açıdan inceleyen bir çok model ya da yaklaşık geliştirilmiştir. Bunlardan bazıları şunlardır;

Pazarlık problemi Uu a p b c ue

Dikey eksende sendikanın faydası, yatay eksende işverenin faydası mevcuttur. C asgari fayda noktasıdır. Anlaşma olmadığı durumda iki taraf arasındaki çatışma noktasını ifade eder. Bunun üzerine her iki tarafın da daha fazla fayda elde ettiği p ( abc) alanı vardır. Görüldüğü gibi taraflar arasında anlaşma çatışmadan daha faydalıdır. Anlaşmanın nerede olacağı belirsizdir ancak, anlaşma çatışma notasından daha az olmamalıdır. Dolayısıyla anlaşma, p alanı içinde bir noktada, yani anlaşma ab yayı üzerinde olacaktır.

Toplu pazarlıkta ücret-istihdam bileşimi bir noktada teşekkül etmemekte, tarafları pazarlık güçlerine göre belirli bir aralıkta yer almakta, dolayısıyla belirsiz kalmaktadır. Böylece pazarlık problemi çıkmaktadır. Toplu pazarlıkta nispi pazarlık gücünü genelde sendikanın üyelerini temsildeki etkinliği ve iş piyasasının durumu belirlemektedir.

HICKS Analizi • Toplu pazarlık sürecinin ilk ve en basit modeli John R. Hicks tarafından geliştirilmiştir. Hicks tarafından ortaya atılan bu modele göre, ücret pazarlıklarında işverenin taviz verme eğilimi ile grevin beklenen süresi arasında doğru yönlü, buna karşılık sendikanın direnme eğilimi ile grevin süresi arasında ters yönlü bir ilişki vardır.

Tekel sendika modeli Sendikaların hem gerçek ücretler hem de istihdam seviyesi ile ilgili tercihleri varsa pazarlık sonucunda elde edilecek muhtemel ücret-istihdam bileşimleri emek arz eğrisinin yukarısında yer alacak ve yukarı pozitif eğilimi olacaktır. Tekel sendika modelinde denge mutlaka işveren talep eğrisi üzerinde oluştuğundan TALEP EĞRSİ ÜZERİNDE DENGE de denilmektedir.

W Wu A Eu L

Ücretin sendika tarafından ve kendi faydasını maksimize ve istihdam seviyesinin emek talep eğrisi üzerinde olması kısıtına tabi olarak tek taraflı belirlenmesi esasına dayanır. Talep eğrisi üzerinde sendika pazarlıkta talep eğrisi üzerinde olmak şartıyla istediğini elde edebilecek güze sahiptir. Bu modelse sendika istihdam, işveren de ücret üzerinde etkiye sahip değildir. Böylece sendika ücretleri, işveren de istihdam düzeyini belirlemektedir. Bu model bir işkolunda tek sendika ve tek işveren varsayımına dayanmaktadır. Ayrıca, işkoluna özgü eğitim ve mesleki bilgi olduğu için işkolları arasında hareketlilik yoktur. Her sendikanın üyelerinin faydasını maksimize ettiği, faydanın işkolunda reel ücretler ve istihdam ile doğrusal ve pozitif yönde ilişki içinde olduğu varsayılmıştır Sendika, sadece üyesi olan çalışanların değil, aynı zamanda işsiz olan ve istihdam edilmesi tesadüfe bağlı olan, yani gelecekteki üyelerinin de faydasını maksimize etmeye çalışır.

Yönetme hakkı modeli Toplu pazarlıkta ücret ve istihdamın oluşumunu sendika sadece, işverenle ücret konusunda pazarlık yapabilmekte, işveren ise ek olarak belirlenen ücret haddine göre istihdam miktarını belirlemektedir. Sendikanın ücret haddi konusunda pazarlık yapma imkanına sahip olması ,işverenin ise istihdam edeceği işçi miktarını tek başına belirleme imkanını muhafaza etmesidir.

Bu modele göre ücret toplu pazarlık sonucunda belirlenmektedir Bu modele göre ücret toplu pazarlık sonucunda belirlenmektedir. İşveren de yönetme hakkını kullanarak, belirlenmiş ücret düzeyine göre, faydasını maksimize edecek biçimde istihdam düzeyini belirleyebilmektedir.

İkili tekel modeli Tekel sendika modeli, sadece belirli işkollarında ve belirli dönemlerde gerçekleşmiştir. Buna karşı ücretlerin işçi ve işveren tarafından belirlenmesinin aslında ikili tekel gerektirdiği sonucuna ulaşılmıştır. Sendika emek arzını kontrol eder ve doğal olarak sendikalı çalışanların sendikasız işçi ikame imkanı yoktur ya da azdır. Diğer yandan fiilen tek bir emek alıcısı vardır.

Chamberlain modeli Neil W. Chamberlain pazarlık gücü kavramı ve onun belirleyicileri üzerinde yoğunlaşan bir pazarlık ilişkisi modeli geliştirmiştir. Chamberlain’e göre, “pazarlık gücü, birinin kendi şartları üzerinde diğerini anlaşmaya ikna etme yeteneğidir. Sizin pazarlık gücünüz,benim sizin şartlarınız üzerinde anlaşma isteğimdir. Bu istek çeşitli faktörler tarafından belirlenir. Sizin pazarlık gücünüz, yalnızca sizin beni istediğiniz şartlarda anlaşmaya zorlamak için sahip olduğunuz kişisel güçlerinizin bir yansıması değildir. Aynı zamanda bizi çevreleyen ekonomik, politik,sosyo-psikolojik bütün olayların bir yansımasıdır.Benim sizin şartlarınız üzerinde anlaşma isteğim, sizin şartlarınızla anlaşmamanın bana olan maliyetinin anlaşmamın bana olan maliyetine oranıdır. Eğer anlaşmamam anlaşmamdan daha pahalıya mal olacaksa anlaşacağım. Bunun aksi durumda ise anlaşmayacağım. Yani, benim sizin şartlarınız üzerinde anlaşma isteğim sizin pazarlık gücünüzün derecesini temsil edecektir

Neil W. Chamberlain pazarlık gücü kavramı ve onun belirleyicileri üzerinde yoğunlaşan bir pazarlık ilişkisi modeli geliştirmiştir. Chamberlain’e göre, “pazarlık gücü, birinin kendi şartları üzerinde diğerini anlaşmaya ikna etme yeteneğidir. Sizin pazarlık gücünüz,benim sizin şartlarınız üzerinde anlaşma isteğimdir. Bu istek çeşitli faktörler tarafından belirlenir. Sizin pazarlık gücünüz, yalnızca sizin beni istediğiniz şartlarda anlaşmaya zorlamak için sahip olduğunuz kişisel güçlerinizin bir yansıması değildir. Aynı zamanda bizi çevreleyen ekonomik, politik,sosyo-psikolojik bütün olayların bir yansımasıdır.Benim sizin şartlarınız üzerinde anlaşma isteğim, sizin şartlarınızla anlaşmamanın bana olan maliyetinin anlaşmamın bana olan maliyetine oranıdır. Eğer anlaşmamam anlaşmamdan daha pahalıya mal olacaksa anlaşacağım. Bunun aksi durumda ise anlaşmayacağım. Yani, benim sizin şartlarınız üzerinde anlaşma isteğim sizin pazarlık gücünüzün derecesini temsil edecektir

R. Walton ve R. Mc Kersie davranışsal modellerinde R. Walton ve R. Mc Kersie davranışsal modellerinde toplu pazarlık sürecini pazarlık stratejisi ve taktikleri açısından incelemişlerdir. Onlara göre, toplu pazarlık süreci davranışsal açıdan incelendiğinde, bu süreçte dört alternatif faaliyet olduğu görülür. Bunlar; dağıtımcı pazarlık, birleştirici pazarlık, örgüt içi pazarlık davranışsal yapılanma modelleridir

İçeridekiler-Dışarıdakiler Modeli “Yeni Keynesyen iktisatçılar, Lindbeck ve Snower başta gelmek üzere, işgücü piyasasındaki rant paylaşımına açıklama getirmeye çalışmaktadır. Bu modelde, içerdekiler firmada istihdam edilen işçilerdir. Bu işçilerin konumlarının, işe alma, hizmet-içi eğitim ve işten çıkartılma maliyetleri toplamı tarafından belirlendiği varsayılmaktadır. Dışardakiler ise, yani işsizler ücret düzeyi ve iş güvenliğine ilişkin dolaylı etkileri olan ‘piyasa’yı temsil etmektedir. Dolayısıyla, içerdekiler, işgücü devir maliyetlerinin (işe alma - işten çıkarma maliyetlerinin) yarattığı engeller nedeniyle açık rekabetten korunmaktadır. Ayrıca ‘yeni işe alınanlar’ diye bir kategori de modelde yer almaktadır. Bu grup, tam anlamıyla ‘içerdekiler’in statüsüne kavuşmuş olsalar da, daha düşük işgücü devir maliyetine sahip oldukları için, kriz anında ‘ilk önce’ işten çıkartılacak grup olarak tanımlanırlar. Sendikalar, içerdekilerin temsilcileri olarak toplu pazarlık sisteminde, işverenlere ilave maliyetler yükleyen kurumlar olarak ele alınır. Dolayısıyla, böyle bir yapıda ücret düzeyi mutlak karlılık kısıtı altında; işgücünün marjinal ürün verimliliği ile marjinal işe alma ve marjinal işten çıkarma maliyetlerinin toplamına eşit olarak belirlenir. İşçilerin marjinal ürün verimliliğinin (MRP), işgücünün büyüklüğü tarafından belirlendiği kabul edildiğinden; küçük hacimli işgücünün MRP’yi artırdığı ve büyük hacimli işgücünün ise MRP’yi azalttığı varsayılır.

Bu nedenle, içerdekilerin ücret düzeyi ve istihdam düzeyi, işgücü büyüklüğüne bağlı olarak değişecektir. İçerdekiler-dışarıdakiler modeli; içerdekilerin pazarlık gücünün rasyonel açıklamasını yapan; işsizliğin zamana bağımlı sonuçlarını, etkin ücret ile ilişkisini ve endüstri performansı ile ilişkisini kuran çeşitli modeller tarafından zenginleştirilmiştir. Bu modelde, istihdam edilen işçilerin ücret düzeyi büyük ölçüde piyasa koşullarından soyutlandığı için, ücretlerin katılığı varsayımı önem kazanmaktadır. Bu nedenle, işsizlik inatçı bir nitelik kazanabilmektedir. Ürün talebinde bir azalma olduğu zaman, firmalar işgücü talebini kısmak durumunda kalabilir; ancak söz konusu katılık nedeniyle, istihdamda bir değişme olmaksızın ‘etkin olmayan’ ücret pazarlığı ekseni gelişebilecek ve bu nedenle işsizlik oranı düşmeyecektir. Zira; sendikalar, istihdam koşullarına ilişkin ‘kayıtsız’ bir tavır sergilemektedir ve işverenler daha yüksek MRP için daha az sayıda işçi çalıştırmayı tercih edebilmektedir ya da işgücü talebindeki bir artış sonucu; işsizlik oranında bir düşme yerine, reel ücretler yükselecek ve istihdam düzeyi değişmeden kalabilecektir”

Sıralı teklif modeli Sendika x talep eder İşveren kabul veya reddeder Sendika y talep eder Sendika z eder Sendika p talep eder

Ücret w5 W1 zaman

REES modeli Toplu pazarlıkta taraflar, grevin maliyeti ile grevin faydası arasında karşılaştırma yaparlar. Taraflar, grev sonucunda tahmini anlaşılan noktada sözleşmenin kapsayacağı dönem boyunca elde edeceklerin kazancın bugünkü değeri, tahmini grev maliyetinden fazla ise, greve gider, aksi halde karşı tarafın son teklifini kabul eder. Grev süresince grevin taraflara yüklediği maliyet birbirlerine yaklaştırıcı etki yapar. Grev süreci tarafların birbirinin niyetini ve gerçek konumunu daha iyi anlamalarına ve kendi dirençlerini törpülemeye, taleplerini daha gerçekçi hale getirmeye ve daha kısa sürede anlaşmaya yardımcı olur.

REES modeli Grevin taraflara maliyeti; Grev süresince çalışanlar ücret elde edemez, sendika üyelerine belirli bir ödemede bulunsa da ücret kadar değildir. Sendikanın da fonları azalır. Grev süresi uzadıkça olumsuz etkilenme fazla olur. Grev süresi uzadıkça işveren de üretimin durmasına bağlı olarak olumsuz etkilenir. Pazarını kaybetme tehlikesi söz konusu olabilir. İşverenin grevden etkilenmesi, pazarın yapısına, üretim yapısına ve ekonominin seyrine bağlıdır. Sendika işçi İşveren Aidat kaybı Grev fonunun kullanılması Ücret kaybı İşveren tarafından cezalandırılma korkusu Üretimin durması Pazar payının kaybı Çalışma barışının bozulması ;

Ücret w5 W1 0 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 zaman

Kaza modelleri Kaza modelleri, grevin nedenin eksik bilgilenme olduğu varsayımına, risk unsurunu ve zaman maliyetini dahil etmiştir. Risk unsurunun alınmasının gerekçesi, talepler oluşturulurken, görüşmelerin başarısızlıkla sonuçlanması ihtimalinin olmasıdır. Tarafların tam olarak bilgi sahibi olmamasının nedeni zamanın bir maliyet unsuru olmasıdır. Görüşmelerde zaman sınırlıdır. Görüşmelerde geçen süre ne kadar kısa olursa bilgilenmenin eksik olma ve karşı tarafı yanlış hesaplama ihtimali o kadar çoktur. Bu modelde müzakere süresi ile grev ihtimali arasında dışsal olarak belirlenen bir değiş-tokuş olduğu varsayılır. Siebert ve Addison grevi trafik kazalarına benzetir. Kazalar önceden bilenememekle birlikte, kaza ihtimali önceden bilinmektedir. Burada rasyonel bir seçim vardır. İnsanlar kazadan kaçınma talebindedirler. Bu talep zaman maliyeti ile ters yönlüdür. Müzakereler bir görüşme döneminin seçilmesiyle, burada beklenen ücret artışları ve grev ihtimali ve müzakerelerin maliyetinin ve grevlerden beklenen kayıpların maliyetinin oluşturduğu gelir ağının maksimizasyonunu amaçlar. Grev veya pazarlığın başarısızlıkla sonuçlanması durumu olabilir. Ancak pek rastlanmaz. Çünkü bu modelde grevlerin maliyeti azami düzeydedir. Grev maliyetinin taraflar üzerinde baskısı, tarafları müzakere sürecini uzatarak , grev ihtimalini azaltmaya çalışırlar. Bu açıdan grev toplu sözleşmenin bir ödülü değil, maliyetidir. Belirli bir zaman içindeki grev ihtimali, maliyeti, gevin her iki taraf üzerindeki maliyetine bağlıdır.

Pazarlık protokolü modelleri Siebert ve Addison’toplu göre pazarlık sürecine katılan taraflar pazarlık protokolün oluşturulduğu bir model geliştirirler. Grevin maliyetinin grevden kaçınma maliyetinden az olduğu hallerde taraflar grevden kaçınmazlar. Grev maliyeti grev süresince kaybolan üretim miktarının fonksiyonudur. Grevden kaçınmanın belirli durumlarda uygulanabilecek bir dizi sözleşme düzenlemek şeklinde maliyeti vardır. Reder ve Neumann pazarlıktaki tutumlara rehberlik edecek ve pazarlık sonuçlarının yorumunu kolaylaştıracak mukaveleler önermişlerdir. Bu protokoller taraflara bazı sınırlamalar getirmektedirler. İki taraf da belirlenen davranış tarzına uygun şekilde kendi davranışlarını sınırlandırmaktadır. Her iki tarafında kendileri için daha düşük fayda getiren sınırlamaları kabul etmeleri için, tahmin edilen grev maliyetinden kaçınmakla elde edilen tasarruftan daha fazla olması gerekir. Yüksek bileşik grev maliyeti olan hallerde grev ihtimalini azaltmak için daha teferruatlı protokoller geliştirilecektir.