HİSTOLOJİ
Histoloji Canlıda vücudu meydana getiren hücrelerin, dokuların ve organların yapı özelliklerini ve yapı-fonksiyon ilişkilerini mikroskobik seviyede inceleyen bilim dalıdır (Histos: doku, Logos: bilim) Genel histoloji: Hücre ve dokuları, Özel Histoloji: Organ ve sistemleri ele alır.
Histoloji Doku bilimi (Histos= doku, Logos= bilim) anlamına gelmektedir. Geniş anlamda Histoloji; Organ ve sistemlerden makro moleküler hücre yapısına kadar-canlıya ait yapı özelliklerini ve yapı-fonksiyon ilişkilerini mikroskobik seviyede inceleyen bilim dalıdır. Makromoleküler, submikroskobik yapısı ile birlikte Hücre ve belirli bir amaç için bir araya gelmiş olan hücrelerden oluşan Dokular; Genel Histoloji başlığı altında incelenir.
Değişik yapı ve fonksiyona sahip dokular bir araya gelerek organları, organlar belirli amaçlar için organize olarak sistemleri meydana getirirler. Organ ve sistemler ise; Özel Histolojinin ilgi alanı içerisine girer. Hücre için ilk tanımı 1665 de Robert Hook ilkel bir mikroskop kullanarak şişe mantarlarını incelerken yapmış ve gördüğü içi boş odacıklara “Cellula” adını vermiştir.
HÜCRE
Hücre; Organizmanın özel yapı ve fonksiyonuna sahip olan dış ortamdan aldığı maddeleri kendileştirebilen ve bölünüp çoğalabilen en küçük canlı birimine HÜCRE adı verilir. Bir fonksiyonu yerine getirmek üzere benzer hücrelerin meydana getirdiği topluluklara Doku denir. Değişik dokular, farklı oranlarda bir araya gelerek Organları yaparlar. Özel bir Işlevi yerine getiren farklı organlar Sistemleri oluştururlar.
Temelde 2 farklı tip hücre vardır; Prokaryot Hücre; Küçüktürler (1-5 µm), hücre duvarları bulunur, çekirdek zarı yoktur, histon bulunmaz, membransel organel yoktur (bakteriler). Ökaryot Hücre; Büyüktürler (15-20 µm), çekirdek zarı bulunur, histonları vardır, membransel organelleri vardır
Insan vücudunda, yetişkinlerde, 60-100 trilyon sayıda, 200 den fazla değişik tipte hücre bulunmaktadır ve farklı fonksiyonları olmasına rağmen aynı karakteristiğe sahip olan bu hücrelerin hepsi Zigotun bölünmesiyle meydana gelmiştir. Organizma çevresel farklılıklara (normal, patolojik) sahip oldukları potansiyeller ve reseptörler ile uyum sağlama kabiliyetindedir; Vücut savunması, sigara Içenlerde metaplazi, uterus kaslarının seks hormonlarına duyarlılığı, vs. Her bir hücre plazma membranı ile sarılmıştır ve Protoplazma olarak adlandırılan hücrenin canlılık olaylarının gerçekleştiği kısım ikiye ayrılmıştır;
1-Sitoplazma; Plazma zarından çekirdek zarına kadar olan Içerisinde organellerin bulunduğu, maddelerin sentezlendiği, enerji üretilen kısım 2-Karyoplazma; Çekirdek bileşenlerinin yer aldığı kısım
Sitoplazmanın çoğu sudan ibarettir (%75-85), içerisinde çözünmüş ve asılı vaziyette birçok organik ve inorganik madde bulunur. Sitoplazmanın kendisi Sitosol denilen bir matriksden oluşmuştur; Sitosol Içerisinde organeller, inklüzyonlar, proteinler (%10-20), lipitler (%2-3) ve karbonhidratlar (%1) gibi unsurlar bulunur.
Hücre Fonksiyonları Hareket: Kas hücresi Enzim sentezi ve salgılaması: Pankreas asinus hücreleri Mukus sentezi ve salgılaması: Müköz bez hücreleri Steroid sentezi ve salgılanması: Adrenal bez, testis ve ovaryumdaki hücreler İyon transportu: Böbrek ve tükürük bezi kanalları hücreleri Hücre içi sindirim: Makrofaj ve akyuvarlar Fiziksel ve kimyasal uyarıların sinir uyarılarına dönüşümü: Duyusal hücreler Metabolit aktarımı: Barsak hücreleri
Hücrenin Yüzleri: Hücrede 3 yüz bulunmaktadır: Bazal Yüz: Bazal Laminaya oturmuş olan ve Bazal katlantılar Içerebilen yüzüdür. Lateral Yüz: Hücrelerin birbirlerine komşu oldukları yüzleridir. Hücreler arasında dar İntersellüler aralık bulunur ve burası daha yoğun bir Glikokaliks ile doludur. Yan yüz özelleşmeleri, lateral katlantılar bulunabilir. Apikal Yüz: Kutuplaşma gösteren epitel hücrelerinde Apikal yüzey farklılaşmaları (silya, mikrovillus) Içerebilen serbest yüzeydir.
Hücre içten dışa doğru HÜCRE ZARI SİTOPLASMA ÇEKİRDEK
HÜCRE ZARI
Hücre zarı ya da hücre membranı, hücrenin dış kısmında bulunan, molekülleri özelliklerine göre hücre içine alan veya dışarı bırakan katmandır.
Hücre Zarı (Plazma Membranı); Her bir hücre Hücre bütünlüğünü sağlayan Seçici gecirgenlik özelliği bulunan Hücre-hücre etkileşimini sağlayan Reseptörleri ile antijenleri, yabancı hücreleri ve değişiklikleri algılayabilen Sitoplazma ve ekstrasellüler ortam arasında bariyer olan Sfesifik moleküller Için taşıyıcı sistemleri oluşturan Ekstrasellüler sinyalleri hücre içi olaylar için dönüştüren bir membrana sahiptir.
Hücre membranları ışık mikroskoplarla gözlenmez, Elektron mikroskopta 7.5 nm kalınlığında, Osmium tetraoksitten dolayı Trilaminar olarak gözlenir. Ünit Membran yapısındadır. Moleküler bileşenleri; Fosfolipitler ve Proteinlerdir.
Membranlardaki Fosfolipit/Protein oranları genellikle 1/1 olmasına rağmen, Miyelin kılıf gibi membranlarda bu oran lipit lehine 4/1 dir. Membranlarda temel yapı; 2 sıralı Fosfolipit tabakası ve buraya gömülü (İntegral) veya tutunmuş (Periferal) Proteinlerdir. Her fosfolipit molekülü hidrofilik polar bir baş kısmına ve hidrofobik nonpolar bir kuyruk kısmına sahiptir. Hidrofilik baş kısımları dışa, kuyruk kısımları birbirine doğru, içe dönük olarak yerleşmiştir.
SİTOPLASMA
Sitoplazma, yarı sıvı matriks olup, plazma zarı ile nukleus arasını doldurur. Sitoplazma, organeller ve bunların içinde yer aldığı koyu kıvamlı sıvı kısım (sitozol)dan oluşur. Bu sıvı kısmın içeriğini enzimler, DNA, aminoasitler, nükleotitler gibi yıkım tepkimeleri sonucu oluşan atık ürünler, koenzimler, iyonlar ve büyük oranda su oluşturur
Bir canlıda saptanan her türlü canlılık olayları sitoplazma içerisinde geçer. Genellikle saydam ve homojen bir kitle oluşturur. Sitoplazma solunum, fotosentez, beslenme, sindirim, boşaltım gibi bütün yaşamsal faaliyetlerin geçtiği yerdir. Bu olaylar ile ilgili tepkimeler sitoplazmanın sıvı kısmına dağılmış enzimler tarafından yapılırken bir kısmı da organellerde gerçekleştirilir. Sitoplazmanın miktarı hücrenin boyutuna göre değişir.
Sitoplazma solunum, fotosentez, beslenme, sindirim, boşaltım gibi bütün yasamsal olayların geçtiği yerdir, fakat yoğunluğu sudan daha yüksektir. Bu canlı maddenin özünü proteinler ve su oluşturur. Ayrıca çeşitli enzimler, lipitler, karbonhidratlar ve mineraller de vardır. Suyun bir kısmı bağımsız halde protein moleküllerinin arasını doldurmakta, az bir kısmı ise protein moleküllerine bağlanmış durumda bulunmaktadır.
Tipik bir hayvan hücresinin yapı taşlarını (Organellerini) gösteren çizimi. : (1) Çekirdekçik (2) Çekirdek (3) Ribozomlar (küçük noktalar) (4) Vezikül (5) Granüllü endoplazmik retikulum (ER) (6) Golgi aygıtı (7) Hücre iskeleti (8) Granülsüz endoplazmik retikulum (9) Mitokondriler (10) Koful (11) Sitoplazma (12) Lizozom (13) Sentrozom içindeki Sentriyoller
Tipik bir hayvan hücresinin yapı taşlarını (Organellerini) gösteren çizimi. : (1) Çekirdekçik (2) Çekirdek (3) Ribozomlar (küçük noktalar) (4) Vezikül (5) Granüllü endoplazmik retikulum (ER) (6) Golgi aygıtı (7) Hücre iskeleti (8) Granülsüz endoplazmik retikulum (9) Mitokondriler (10) Koful (11) Sitoplazma (12) Lizozom (13) Sentrozom içindeki Sentriyoller
ÇEKİRDEK
Hücre çekirdeği ya da nükleus, ökaryot hücrelerin çoğunda bulunan zarla kaplı bir organeldir. Hücrenin genetik bilgilerinin çoğu, hücre çekirdeğinin içinde katlı uzun doğrusal DNA molekülleri ile histon gibi birçok proteinin bir araya gelerek oluşturduğu kromozomlarda bulunur.
Çekirdek (Nükleus): Hücrenin tüm yapı ve etkinliklerini DNA sında kodlanmış olarak bulunduran, her üç tip RNA yı sentezleyebilen, çift ünit membranla kaplı, hücrenin en büyük organelidir. Hücrenin şekline ve aktivitesine göre şeklinde (yuvarlak, disk, ovoid, lobuler, vs), büyüklüğünde (5-10 µm) ve sayısında (tek, çift, çok çekirdekli) değişiklikler olabilir.
Benzer hücrelerde benzer morfolojiye sahip olan çekirdek yapısındaki atipik morfoloji patologlar Için önemlidir. Sahip oldukları fosfat gruplarından dolayı Bazofilik boyanma özelliği gösterir ve DNA nın Deoksiribozu ile spesifik reaksiyona giren Feulgen ile (+) boyanır. Genellikle hücrenin merkezine yakın yerleşimli olan çekirdeğin; Çekirdek Zarı, Kromatin, Çekirdekcik ve Çekirdek Sıvısı olmak üzere 4 bileşeni bulunur.