KONU :BİYOSFERİN OLUŞUMU DERS DOĞAL YÖRELER KONU:BİYOSFERİN OLUŞUMU
BİYOSFERİN OLUŞUMU Biyosfer nedir:Dünyanın çevresinde canlıların yaşadığı kesime verilen addır.canlı küre biyosfer atmosfer içinde 10.000 metreye kadar olan bölümleri içine alır.bu yüksekliklerde özellikle bakterilerin ve mantar sporlarının toplandığı tespit edilmiştir.6700 metreye kadar olan yükseltilerde hayvanlar yaşamaktadır denizlerde yaşayan canlıların 5000 metreye kadar bulundukları tespit edilmiştir.böylece biyosferin bu iki sınırı içinde yaşayan canlılar ısı sıvı şartları ve hayat için gerekli bütün şartları o bölgelerde bulunma durumlarına göre yaşamlarına devam ederler.
Biyosferin oluşumunda üç ana temel etkilidir bunlar Taşküre(litosfer) Suküre(hidrosfer) Havaküre(atmosfer) Bunların yanı sıra ilk oluşumun etkisi ateşküre vardır.
Ateş küre, yer kabuğunun altındaki katmandır Ateş küre, yer kabuğunun altındaki katmandır. Kalınlığı 2900 km olan mantonun sıcaklığı 2000 derecenin üzerindedir. Bu yüksek sıcaklıkta ergimiş hâlde bulunan maddeler büyük bir basınç altındadır. Manto içinde yüksek sıcaklıkta erimiş hâlde bulunan maddelere magma adı verilir. Bu basınç nedeniyle magma, yer kabuğunun zayıf yerlerinden ve çatlaklarından dışarı çıkar. Yeryüzüne çıkan magma soğuyarak yanardağları oluşturur
Taşküre (Litosfer) Mantonun üstünde yer alan ve yeryüzüne kadar uzanan katmandır. Kalınlığı ortalama 100 km’dir. Taşküre’nin ortalama 35 km’lik üst bölümüne yerkabuğu denir
Çekirdek Yoğunluk ve ağırlık bakımından en ağır elementlerin bulunduğu bölümdür. Dünya’nın en iç bölümünü oluşturan çekirdeğin, 5120-2890 km’ler arasındaki kısmına dış çekirdek, 6371-5150 km’ler arasındaki kısmına iç çekirdek denir. İç çekirdekte bulunan demir-nikel karışımı çok yüksek basınç ve sıcaklık etkisiyle kristal haldedir. Dış çekirdekte ise bu karışım ergimiş haldedir.
Manto Litosfer ile çekirdek arasındaki katmandır Manto Litosfer ile çekirdek arasındaki katmandır. 100-2890 km’ler arasında bulunan mantonun yoğunluğu 3,3-5,5 g/cm3 sıcaklığı 1900-3700 °C arasında değişir. Manto, yer hacminin en büyük bölümünü oluşturur. Yapısında silisyum, magnezyum , nikel ve demir bulunmaktadır. Mantonun üst kesimi yüksek sıcaklık ve basınçtan dolayı plastiki özellik gösterir. Alt kesimleri ise sıvı halde bulunur. Bu nedenle mantoda sürekli olarak alçalıcı-yükselici hareketler görülür.
Mantodaki Alçalıcı-Yükselici Hareketler Mantonun alt ve üst kısımlarındaki yoğunluk farkı nedeniyle magma adı verilen kızgın akıcı madde yerkabuğuna doğru yükselir. Yoğunluğun arttığı bölümlerde ise magma yerin içine doğru sokulur.
Daha çok silisyum ve alüminyum bileşimindeki taşlardan oluşması nedeniyle sial de denir. Yerkabuğunun altındaki bölüme ise silisyum ve magnezyumdan oluştuğu için sima denir. Sial, okyanus tabanlarında incelir yer yer kaybolur. Örneğin Büyük Okyanus tabanının bazı bölümlerinde sial görülmez. Yeryüzünden yerin derinliklerine inildikçe 33 m’de bir sıcaklık 1 °C artar. Buna jeoterm basamağı denir.
SU KÜRE(HİDROSFER) Su küreyi okyanuslar,denizler,göller ve nehirler oluşturur.Dünya’nın ¾ su ile kaplıdır.Atmosferdeki oksijenin %80 ni okyanus ve denizlerde yaşayan mikroskobik canlılar tarafından üretilir
HAVA KÜRE(ATMOSFER) Yer küreyi tamamen kuşatan ve onunla birlikte dönen bir gaz katmanıdır.Kalınlığı 45-100Km kadardır.Yer yüzünden yukarıya çıkıldıkça her 10.5m de 1mm-civa düşer. Basınçla birlikte sıcaklık da azalır Hava katmanı troposfer,stratosfer,mezosfer,iyonosfer,eksozfer tabakalarından oluşur.
Atmosfer Dünya’yı çepeçevre saran gaz örtüsüne atmosfer denir. Atmosferin alt sınırı, kara ve deniz yüzeyleriyle çakışır. Üst sınırını ise yerçekiminin etkisi belirler. Ekvator’dan kutuplara doğru yerçekimi arttığı için atmosferin şekli Dünya’nın şekli gibi küreseldi
Troposfer Atmosferin, yeryüzüne temas eden, alt bölümüdür. Tüm gazların % 75’inin bulunduğu bu katmanda yoğunluk en fazladır
şemosfer Stratosfer ile İyonosfer arasındaki katmandır. Stratosfer ile Şemosfer arasındaki 19-45 km’ler arasında oksijen azot haline gelerek ultraviyole ışınlarını tutar.
iyonosfer Mor ötesi (ultraviyole) ışınlarının, molekülleri parçalayarak iyonlar haline getirdiği katmandır
Eksosfer (Jeokronyum) En üst tabakadır. Yerçekimi çok azaldığından gazlar çok seyrektir.
EKOSİSTEM VE MADDE DÖNGÜLERİ BİYOÇEŞİTLİLİK Canlıların okyanusların dibinden atmosferde yükselebildikleri en yüksek seviyeye kadar olan bölüme biyosfer denir. Biyosfer kelimesi "canlı küre"anlamına gelmektedir. Canlılar toprak yüzeyinden birkaç metre aşağıya kadar olan kısımlarda yaşamaktalarsa da insanoğlunun beşeri etkileri bu derinliği yüzlerce metreye kadar indirmiştir.
Atmosferde ise kuş ve mikro organizmaların yüzlerce metre yükseğe kadar çıkmaları biyosferin, yerin üzerinde ve altında geniş bir katman halinde uzanmasını sağlar. Yerde yaşayan kara hayvanları için biyosfer 6500 6800 m, yeşil bitkiler için 6200 m, yüksekliğe kadar çıkabilir. Denizin altında 5000 m derinlikte canlıların yaşadığı saptandığından bu da biyosferin alt sınırını oluşturur. Biyosferin toplam kalınlığı yaklaşık 16 kmye ulaşır.
BİYOM Biyosferin aynı iklim koşullarının ve aynı bitki örtüsünün egemen olduğu çok geniş bölümlerini belirten çevrebilim terimidir Her biyom da, egemen bitki örtüsü, o biyoma özgü bir dizi hayvan topluluğunu barındırır. Her biyomun biyotası (bitkileri ve hayvanları), doğanın her yanında benzer özellikler taşır. Biyomlar, yaşam çevresi denilen içinde özel organizmaların yaşadıkları daha küçük birimlerden oluşurlar. Örneğin Ekvatoral iklim kuşağının bitki örtüsü ekvatoral yağmur ormanlarıdır.Bu ormanlarda yalnızca bu alana özgü fil, şempanze,leopar ve adı saymakla bitmeyecek kadar çok sayıda böcek türü yaşar. Yani ekvatoral yağmur ormanları kendi başına bir biyom oluşturmaktadır.
HABİTAT Bir bitkinin veya hayvanın doğal olarak bulunduğu, yetişebildiği ve yaşayabildiği ortama habitat denilmektedir. Bu alan yeryüzünün herhangi bir yeri olabileceği gibi, bir insanın midesi de habitat olabilir. Örneğin, Köyceğiz gölü çevresinde taban suyunun yüksek olduğu yerler, sığla ağacının yetişebilmesi için ayrı bir ortam oluşturur. Bu alan sığla habitatıdır.
SIĞLA AĞACI
DÜNYADAKİ ÖNEMLİ BİYOM ALANLARI VE ÖZELLİKLERİ Tropikal yağmur ormanları: Bu ormanlar yeryüzünün en çok yağmur alan Ekvator kuşağının 20°kuzeyi ve güneyi arasında kalır. Bu alanlarda hava daima sıcak ve nemlidir. Amazon Havzası en geniş tropikal yağmur ormanlarının bulunduğu alandır. Afrika’da Gine Körfezi’nden iç bölgelere ve Kongo Havzasına doğru uzanır. Güneydoğu Asya ve Avustralya’da da bu tür ormanlar yer yer vardır. denir. için o bölge bir habidat alanı oluşturur.
EKVATORAL BÖLGE
BİYOLOJİK ZENGİNLİĞİN ÖNEMİ 1. Doğadaki oksijen ve karbondioksit döngüsünün ve besin zincirinin devamlılığının sağlanması 2. Hayvanlar arasındaki enerji alışverişinin sağlaması 3. Böcek ve zararlı hayvanların biyolojik kontrolü, 4. Bitki çiçeklerinin tozlaşması ve meyve tutması, 5. Su ve toprak korunması, 6. Su ve mineral döngüsünün sağlanması, 7. Doğal geri dönüşüm ve atıkların ayrışması gibi pek çok çevreyle ilgili hizmetleri de yerine getirmektedir
BİLİMSEL ARAŞTIRMALAR VE SAĞLIK AÇISINDAN ÖEMİ Bugün hiç önemsenmeyen ve hiç tanınmayan küçücük bir bitki geleceğin en amansız hastalığını yenecek ilacın hammaddesi olabilir. Mikroorganizmalar 3000’den çok antibiyotiğin kaynağıdır. Bitkisel kökenli ilaçların yalnız ABD’deki günlük değeri 20 milyar doların üzerindedir. Dünyada yaşayan bitki türlerinden en iyimser bir tahminle ancak % 10 ‘unun insanların ne gibi işlerine yarayabileceği bilinmektedir. Geri kalanı hakkında bilgimiz yoktur. Henüz hakkında bilgi sahibi olmadığımız bir türün ortadan kalkması, onun genetik yapısının, bilgisinin dünya yüzünden silinmesine yol açacak ve böylece insanlık belki de önemli bir hastalığın tedavi fırsatını kaybedilecektir
CANLILARIN BESLENMESİ AÇISINDAN ÖNEMİ Çünkü: Geleceğin besinleri genetik çeşitliliğin ambarında saklıdır. Bugün sadece buğday için yapılacak ekonomik savaşların en etkili silahı, biyolojik çeşitlilik olarak kabul edilmektedir. Günümüzde 15 bitki türü, dünya nüfusunun %90’ını beslemektedir. Buğday, pirinç ve mısır dünya tahıl üretiminin 2/3’ünü oluşturmaktadır.
GÖRSEL GÜZELLİK AÇISINDAN ÖNEMİ Estetik açıdan doğadaki çeşitlilik insan kültürüne renk ve çeşni katmaktadır. Kişilerin yaratma güçleri etrafındaki canlı ve cansız varlıkların çeşitliliği ile orantılı olarak artmaktadır. Örneğin biyolojik çeşitlilik açısından zengin bir yörede (orman’da) yaşayan bir kişinin yaratıcılığı, aynı açıdan fakir bir yerde (çöl’de) yaşayana göre daha fazladır.
BİYOTİK FAKÖRLER Üreticiler: Fotosentez ve kemosentez mekanizmaları ile inorganik maddelerden organik madde sentezleyebilen ototrof bakteriler,mavi yeşil algler,kloroplast taşıyan protistalar ve bitkilerdir. Enerji ve maddenin canlıların kullanabileceği hale dönüşümünü sağlayan canlılardır.
Tüketiciler: İhtiyacı olan besinleri diğer canlılardan hazır olarak alan hayvanlar ,protistalar,parazit bitki ve mantarlar,hetotrof bakterilerdir. Tüketiciler üç grupta incelenir: 1- Bitkilerle beslenen: (1.Tükticiler) 2- Hayvanlarla beslenen(2.Tüketici) 3- Yırtıcılar: (3.Tüketiciler
Ayrıştırıcılar: Bitki,hayvan ölüsü ve artıklarını besin olarak kullanan saprofit bakteri ve mantarlardır
KARBONDİOKSİT DÖNGÜSÜ
ABİYOTİK FAKTÖRLER 1-İklim faktörleri:Canlılar yaşamlarını sürdürürken güneş ışını,ısı,basınç,nem,hava hareketleri gibi iklim faktörlerden etkilenirler. A) Işık: a) Işığın kalitesi,şiddeti,süresi önemlidir b) Canlıların temel enerji kaynağıdır c) Fotosentez için gereklidir d) Bitkide çimlenme,büyüme,yönelme. klorofil sentezi için gereklidir e) Işık bitkilerin yaşam alanını belirler f) Hayvanlarda üreme,göç,pigmentasyon,bazı vitaminlerin sentezi ,sucul hayvanlarda solunum üzerine etkilidir
ISI Canlılarda yaşamsal olaylar belirli ısıda gerçekleşir. Yüksek ve düşük ısıda yaşamsal olaylar azalır hatta durur. Bitkilerde : a) Çimlenme b) Köklerle su alınımı c) Fotosentez Hayvanlarda : a) Üreme b) Gelişmenin devamı c) Değişken ısılı hayvanlarda (Omurgasızlar,Balıklar , Kurbağalar , Sürüngenler ) metabolizmanın devamı
SU a) Organik maddelerin sentezlenmesi b) Maddelerin çözülmesi ,emilmesi,taşınması c) Biyokimyasal olayların gerçekleşmesi d) Fazla ısının uzaklaştırılması e) Boşaltım maddelerinin dışa atılması f) Bitkilerde çimlenmenin gerçekleşmesi ,hayvanlarda embriyonun gelişmesi g) Bazı canlılar için yaşam ve hareket alanıdır
CANLILARDA BESLENME ŞEKİLLERİ A)Ototroflar: İhtiyacı olan organik besinleri kendileri sentezleyebilen canlılardır. Besin sentezlerken kullandıkları enerjinin şekline göre iki tip ototrof canlı vardır: a) Fotoototroflar: Klorofilleri sayesinde ışık enerjisi kullanarak organik besin sentezleyenler. Klorofilli bakteriler,Mavi-yeşil algler, Kloroplast taşıyan protistalar ve bitkiler bu gruptan canlılardır. b) Kemoototroflar: Kuvvetli oksidasyon enzimleri sayesinde oksitledikleri inorganik maddelerden elde ettikleri kimyasal enerjiyi kullanan bakteriler bu gruptu
Hetotroflar: İhtiyacı olan organik besinleri diğer canlıların vücudundan karşılarlar. Besinlerini almaları bakımından üç gruba ayrılırlar. a) Holojoik beslenme: · Besinlerini katı parçalar halinde alırlar · Sindirim sistemleri ve enzimleri gelişkindir · Hareket sistemleri gelişkindir · Gelişkin duyulara sahiptirler Holojoik canlılar kullandıkları besinin özelliklerine göre sindirim sistemleri ve beslenme davranışlara sahiptir.
KAYNAKLAR COĞRAFYAYA GİRİŞ:PROF.DR HAYATİ DOĞANAY(5.BASKI KONYA 1999) COĞRAFYAYA GİRİŞ:PROF.DR.CEMALETTİN ŞAHİN(2.Genişletilmiş baskı ankara2003) COĞRAFYAM.NET SOSYAL DERSLERİ .COM