2.Hafta:Sigortanın Genel İlkeleri (Prensipleri) Dr. Şuayyip Doğuş DEMİRCİ
Sigortanın Genel İlkeleri Sigorta Ettirilebilir Menfaat İlişkisi İlkesi Riskin Varlığı İlkesi Azami Hüsnüniyet (İyi Niyet) İlkesi Sebepsiz Zenginleşme Yasağı (Tazminat İlkesi) Halefiyet (Hakların Devri-Rücu) İlkesi Birden Çok Sigorta veya Hasara İştirak (Katılım) Prensibi Yakın Neden İlkesi
1. Sigorta Ettirilebilir Menfaat İlişkisi İlkesi Sigorta menfaati, sigorta hukukunda, bir kimse ile bir şey arasında bulunan ekonomik ilişkiyi tanımlamak için kullanılır. Bu prensip sigorta yaptırabilme hakkı olarak bilinmektedir. Sigortayı ancak bir konuda sigortalanabilir menfaati olan kimse yaptırabilir. Böyle bir menfaati olmayan kişi sigortalı/sigorta ettiren olamaz. Ancak, sigortalanan şey ile sigortalı/sigorta ettiren arasında maddi para ile ölçülebilir ve yasal bir menfaat ilişkisi olmalıdır. Örneğin kendisine ait olmayan bir binayı yangına karşı sigorta ettirmek isteyen bir kişinin bu talebinin sigorta şirketi tarafından kabul edilmesi mümkün değildir. Sigortanın yapılabilmesi için kişiyle şey arasında ahlaka aykırı olmayan, meşru (yasal) bir finansal menfaat ilişkisi olması gerekir. O halde sigorta ettirenin/sigortalının sigorta konusu şeyin güvence altına alınmasında meşru (yasal) bir finansal menfaatinin olması şarttır.
Sigorta Ettirilebilir Menfaat İlişkisi İlkesi Sigorta poliçesi sigortalanan şeyi değil, onun üzerindeki sigortalanabilir meşru mali (finansal) menfaat ilişkisi güvence altına alındığına göre, poliçe sahibinin(sigorta ettirenin/sigortalının) sigorta konusu şeyin (değerin) korunup muhafaza edilmesindeki yasal (meşru) menfaati «sigortalanabilir menfaat» olmaktadır. Sigortalanabilir menfaat ilkesi, Yeni TTK’nın sigorta sözleşmesinin tanımına ilişkin 1401. maddesinin 1. Fıkrasında «…Sigortacının bir prim karşılığında «kişinin para ile ölçülebilir bir menfaatini» zarara uğratan bir rizikonun meydana gelmesi halinde…» denmek suretiyle ifadesini bulmaktadır.
Sigorta Edilen Şey ve Sigorta Konusu Sigorta edilen şey risklerle (rizikolarla) karşı karşıya olan ve ziya ve hasara uğraması olası maldır. Sigortanın konusu olan sigortalanabilir menfaat, sigorta edilen şey ile o şey üzerinde menfaat sahibi kişi arasındaki ilişkiyi belirleyen bir olgudur.
Sigortalanabilir Menfaat İlkesinin Unsurları Sigorta ettirilebilir nitelikte bir mal (eşya), yaşam, sorumluluk vb gibi hususlar sigorta konusunu oluşturmalıdır. Sigortalı rizikonun gerçekleşmesi sonucu sigorta ettiren/sigortalı fiziki zarara (kayba) uğramalıdır. Hasar (zarar) sigortanın asıl konusunda olmalıdır. Sigorta Ettiren/sigortalı ile sigorta konusu arasındaki menfaat, zıya veya hasara uğradığı zaman tazmin edilebilmesi için meşru ve parayla ölçülebilir olmalıdır.
2. Riskin Varlığı İlkesi Kişi veya kurumların ya da bunların sahip oldukları varlıkların karşı karşıya oldukları rizikolar, risk ve belirsizlik taşıyorsa sigortalanabilir. Riziko olmadan bir sigorta sözleşmesinin düzenlenmesi mümkün değildir. Bu bakımdan rizikonun varlığı ilkesi, sigortanın ilkelerinden bir diğeridir.
Riskin Sigortalanabilmesi için: Ortada gerçekleşesi olası (rastlantısal) olan, sigortacılar tarafından bilinen gerçek bir rizikonun olması gerekmektedir. Ortada olası ve gerçek bir riziko yoksa teminat verilecek bir durum da söz konusu değildir. Sigorta sözleşmesinin yapıldığı anda riziko gerçekleşmemiş olmalıdır. Risk (riziko) meşru (yasal) olmalıdır. Risk (riziko) ödenebilir ölçülerde olmalıdır. Katastrofik hasarlarda, sigorta şirketinin üstlendiği teminatı karşılayabilecek müştereklerde, riskin (rizikonun) dağılımını gerçekleştirmiş olması gerekmektedir. Aksi takdirde sigortaya olan güven duygusu kaybolur.
3. Azami Hüsnüniyet (İyi Niyet) İlkesi Herhangi bir kişi hakkında veya bir konuda hiçbir kötü düşünce beslememe ve iyi niyetli olma halidir. İyi niyet ilkesi, bütün diğer sözleşmelerde de aranmakla birlikte, özellikle sigorta sözleşmelerinde sigortacı, bir rizikoyu güvence altına aldığından daha büyük önem arz etmektedir. Bu nedenle sigorta sözleşmeleri «iyi niyetin» temel ilke olarak genel kabul gördüğü sözleşmeler olup, tüm sigorta sözleşmelerinde iyi niyetten öte «azami iyi niyet» aranmaktadır. Sigorta sözleşmeleri karşılıklı güven üzerine kurulduğundan her iki tarafında sorumlulukları çerçevesinde bu güveni sarsmaması gerekmektedir. Sigorta sözleşmesinin yapılması sırasında veya sözleşme yürürlükte olduğu sürece yahut sözleşmenin kapsamına dahil herhangi bir rizikonun gerçekleşmemesinden sonra tarafların, sözleşmenin esası ile ilgili her durumda, azami iyi niyetle ve makul ölçüler içinde davranmaları, buna uymaları «Azami İyi Niyet İlkesi» olarak tanımlanmaktadır.
Yeni TTK 1435. maddesi; Sigorta ettiren (sigortalı) sözleşmenin yapılması sırasında bildiği veya bilmesi gereken tüm önemli hususları sigortacıya bildirmekle yükümlüdür. Sigortacıya bildirilmeyen, eksik veya yanlış bildirilen hususlar, sözleşmenin yapılmamasını veya değişik şartlarda yapılmasını gerektirecek nitelikte ise, önemli kabul edilir. Sigortacı tarafından yazılı veya sözlü olarak sorulan hususlar, aksi ispat edilinceye kadar önemli sayılır.
Yeni TTK 1444. maddesi; Sigorta ettiren/sigortalı, sözleşmenin yapılmasından sonra, sigortacının izni olmadan rizikoyu veya mevcut durumu ağırlaştırarak tazminat tutarının artmasını etkileyici davranış ve işlemlerde bulunamaz. Sigorta ettiren/ sigortalı veya onun izniyle başkası, rizikonun gerçekleşme ihtimalini arttırıcı veya mevcut durumu ağırlaştırıcı işlemlerde bulunursa yahut sözleşme yapılırken açıkça riziko ağırlaşması olarak kabul edilmiş bulunan hususlardan biri gerçekleşirse derhal; bu işlemler bilgisi dışında yapılmışsa, bu hususu öğrendiği tarihten itibaren en geç on gün içinde durumu sigortacıya bildirir.
Sözleşmenin kurulması sırasında özel tarz kullanım olarak gösterilen aracın sözleşme sırasında ticari taksi olarak çalıştırılması, bir iş yerinde iştigal konusunun değiştirilmesi vb. haller, sigortacının verdiği her bir riziko teminatı için ağırlaştırıcı faktör olabilmektedir. Diğer bir örnek olarak; sigorta ettirenin/sigortalının tarife fiyatı yüksek olan ahşap ev betonarme, yanıcı maddelerin kullanıldığı mobilya atölyesini mobilya mağazası olarak beyan etmesi hali gösterilebilir.
Azami iyi niyet ilkesi hem sigorta ettiren/sigortalı hem sigortacı açısından gerekli olmakla birlikte, uygulamada daha çok sigorta ettireni/sigortalıyı ilgilendiren bir yükümlülük olarak ortaya çıkmaktadır. Bunun başlıca nedeni sigorta konusu hakkında beyan yükümlülüğüne tabi olan taraf olmasıdır. Sigorta şirketi yönünde de, hasarın gerçekleşmesi halinde sigortalının maddi ve manevi kayıplara uğramasını önlemek bağlamında, saptanan hasarı kısa sürede ödemek bu ilkenin gereğidir. Sigorta şirketi, sigorta edilecek olan mal, hayat veya sorumluluk konusu olan şey ile ilgili hiçbir bilgiye sahip değildir ve karşı tarafın vermiş olduğu bilgiye güvenmek durumundadır. Taraflardan birinin iyi niyetli olmaması nedeniyle karşı tarafa gerçek olmayan bilgi vermesi, karşı tarafı yanıltmak ve istemediği bir sözleşmeye girmesini sağlamaktır ve iyi niyet prensibinin ihlali karşı tarafa sözleşmenin feshi hakkını vermektedir.
Azami iyi niyet prensibine göre, sigorta ettirenin/sigortalının esasla ilgili tüm bilgileri eksiksiz beyan etmek suretiyle sigortacının prim tespitine yardımcı olması gerekmektedir. Sigortacının sigortalanması talep olunan rizikoyu üstlenmesine esas oluşturacak bilgilerin teklifnamede yer alması gerekir. Sigortacı teklifnamede yer alan bilgileri kullanarak primi saptar. Özetle, sigortacı, dürüstlük ilkeleri çerçevesinde; sözleşmenin müzakeresi, kurulması ve devamı sırasında sigorta ettirene/sigortalıya, sigortayla ilgili teknik konularda yardımcı olmak, yapılacak veya yapılmış sigortacılık işleminin özellikleri ve sözleşmeye konu sigorta teminatı ile sigortanın işleyişi hakkında gerekli her türlü bilgiyi sözlü ve yazılı olarak sağlamak ve sigorta ettireni yanıltıcı her türlü hal ve davranıştan kaçınmak zorundadır.
Sebepsiz Zenginleşme Yasağı (Tazminat İlkesi) Sigorta sözleşmesinde sigortacı, rizikonun meydana gelmesi halinde taahhüt ettiği tazminatı ödemekle yükümlüdür. Sigorta edilen malın zarara uğraması talebi oluşturur. Zararın ödenmesi ve malın eski haline getirilmesi ise «Tazminat Prensibi»dir. Böylece poliçe ile teminat altına alınan rizikonun neden olduğu zarar ve ziya tazmin edilmekte, sigorta ettirenin/sigortalının hasardan bir gün önceki ekonomik durumuna getirilmesi sağlanmış olmaktadır. Örneğin; eskimiş ve kullanılmış bir malın zararı karşılanırken, eskime payı düşülür. Zarar ya nakden ödenir ya da onarılır ya da değiştirilerek yerine konur. Bunun aksi mümkün değildir. Sigorta sözleşmesi sigortalıyı/sigorta ettireni hasardan önceki mali durumunun üzerine çıkarmayı gaye edinmez.
Hayat, daimi ve Kısmi Maluliyet Teminatı veren poliçelerde Tazminat ilkesi işlemez. Can sigortalarında bir zararın tazmininden ziyade sigorta ettirene/sigortalıya/lehtara belirli bir olayın olması halinde saptanmış bir meblağın ödenmesi söz konusudur. Sigortalı şeylerin tazminat hesabında, rizikonun gerçekleştiği tarihteki değerinin göz önüne alınması esastır. Sigorta sözleşmelerinde bu esas ile ilgili özel hükümler bulunmaktadır. Yasanın işaret ettiği bu eşitlik bozulduğunda, ortaya çıkan «aşkın sigorta» ve «eksik sigorta» durumları uygulamacıları ve konu ile ilgilenenleri yakından ilgilendirmektedir.
Eksik Sigorta Yeni TTK Eksik Sigorta başlıklı 1462/1 maddesine göre : «Sigorta bedeli sigorta değerinden az olduğu takdirde, sigorta edilmiş menfaatin bir kısmının zarara uğraması halinde sigortacı, aksine sözleşme yoksa sigorta bedelinin sigorta değerine olan oranına göre tazminat öder.» denmektedir. Sigorta Değeri>Sigorta Bedelinden ise eksik sigorta uygulanacaktır. Tam Hasar/Zarar olduğunda sigortacı poliçede yazılı sigorta bedelinin tamamını ödeyeceği için bu konuda herhangi bir sorun olamaz. Malın «kısmi hasara/zıyaa uğraması durumunda eksik sigorta varsa, tazminatın hesaplamasında aşağıdaki formül kullanılacaktır.
Ödenecek Hasar Tazminatı=Hasar x (Sigorta Bedeli/Sigorta Değeri) Bir apartman dairesi 10.000 TL , içindeki eşya 5.000 TL bedel ile yangın risklerine karşı sigorta teminat kapsamına alınmıştır. Meydana gelen yangın neticesinde dairede 6.000 TL , eşyada 2.000 TL hasar meydana gelmiştir. Yapılan hasar ekspertizi neticesinde; dairenin sigorta değerinin 20.000 TL, eşyanın 10.000 TL olduğu saptanmıştır.
Sigortalının Ödeyeceği Tazminat Tutarı Ödenecek Hasar Tazminatı= Hasar x Sigorta Bedeli/Sigorta Değeri Formülüne göre; Bina Hasarı=6.000 TL x 10.000 TL/20.000TL= 3.000 TL Eşya Hasarı=2.000 TL x 5.000 TL / 10.000 TL = 1.000 TL
Aşkın Sigorta YTTK 1463. maddesine göre: Sigorta bedeli sigorta olunan menfaatin değerinin üstünde ise, aşan kısım geçersizdir. Bu sebeple, sigorta bedeli ile sigorta priminin onu karşılamayan kısmı indirilir ve tahsil edilmiş fazla prim geri verilir. Sigorta ettirenin, mali çıkar sağlamak amacıyla kötü niyetle yaptığı aşkın sigorta sözleşmesi geçersizdir. Sözleşme yapılırken geçersizliği bilmeyen sigortacı, durumu öğrendiği sigorta döneminin sonuna kadar prime hak kazanır.
Örneğin 20. 000 TL’lik binasını sigorta ettirirken sigorta bedelini 30 Örneğin 20.000 TL’lik binasını sigorta ettirirken sigorta bedelini 30.000 TL olarak gösteren sigorta ettiren binasının tamamen yanması halinde ancak malın gerçek değeri kadar yani 20.000 TL tazminat alır. Kalan 10.000 TL’lik kısmı aşkın sigorta nedeniyle hükümsüzdür.
Mutabakatlı Kıymet Sigorta Sigorta ettiren/sigortalı ile sigortacının sigorta konusu malın değerini birlikte tespit etmeleridir. Böyle bir anlaşmanın poliçeye dercedilmesi sonucu sigortanın tarafları tespit edilen sigorta değerine itiraz edemezler. YTTK 1464. maddesinde; « Taraflar sözleşme ile sigorta değerini belirli bir para olarak belirlerse, bu para taraflar arasında, sigorta değeri için esas olur.» ifadesi yer almaktadır.
Kısmi Sigorta Sigorta olunan manfeaatin değeri önceki sözleşmelerde tamamen teminat altına alınmamışsa bu menfaat, geri kalan değerine kadar veya birkaç defa daha teminat altına alınmaktadır. Bu takdirde, o menfaati sonradan sigorta eden sigortacılar, bakiyeden dolayı sözleşmenin yapılış tarihleri sırasıyla sorumlu olurlar. Aynı günde yapılmış olan sözleşmeler, aynı anda yapılmış sayılır. Örnek: Bir iş yeri üç farklı tarihli poliçe ile üç ayrı şirkete sigorta ettirilmiştir. X Sigorta Şirketi: 5.000 TL, Poliçe Vadesi 01.01.2014/2015 Y Sigorta Şirketi: 7.000 TL, Poliçe Vadesi 05.02.2014/2015 Z Sigorta Şirketi:8.000 TL, Poliçe Vadesi 01.03.2014/2015 Söz konusu iş yerinde 6.000 TL tutarında hasar meydana gelmiştir. Poliçe tarihi ve sigorta bedeline göre:
X sigorta şirketi 5.000 TL Y sigorta şirketi 1.000 TL Z sigorta şirketi herhangi bir tazminat ödemeyecektir.
Örnek 2: Örneğin 100.000 TL sigorta değeri olan bir mal, malın sahibi tarafından, ayrı ayrı tarihlerde A sigortacısına 60.000 TL, B Sigortacısına 30.000 TL, bedelle sigorta ettirildikten sonra bedeli yetersiz görüp C sigortacısına başvurarak 20.000 TL tutarında bir poliçe satın almış olduğunu varsayalım.
Tam Hasar Meydana Gelmesi Durumunda A ve B sigortacıları 60.000 ve 30.000 TL tazminat tutarından sorumlu olacak, C sigortacısı ise 10.000 TL bedelden sorumlu olacak. 10 .000 TL lik kısım aşkın sigorta sayılacaktır. Kısmı hasar mevcut ve 5.000 TL tutarında kısmi hasar meydana gelmiş ise a. 60.000/100.000x5.000=3.000 b. 30.000/100.000x5.000=1.500 c. 10.000/100.000x5.000= 500 TL tazminat ödeyecektir.
5.Halefiyet Prensibi Bir kimsenin diğer bir kimseye karşı haiz bulunduğu hakların üçüncü bir kişiye devredilmesi ve bu hakların o üçüncü kişi tarafından kullanılması şeklinde tanımlanabilir. Halefiyet mal sigortalarının önemli bir ilkesi olup, sigortacı sigorta bedelini ödedikten sonra sigorta ettiren veya sigortalının halefi olmakta yani yerine geçmektedir. Sigorta ettirilen değer, başkasının kusuru ile hasara uğramışsa, sigortalının bu kimseyi dava edip zararını ondan alma hakkı vardır. Eğer sigortalı aynı zararı sigortacıdan da alıyorsa, sorumlu kişiden ikinci kez tazminat alınması, kendisi için haksız bir kazanç temini olacaktır. Sigorta kar amacı değildir.
Örneğin: X sigorta şirketine kasko sigortalı aracın yaptığı bir kazada araç sürücüsünün 3/8 oranında kusurlu olduğu ve araçta 5.000 TL hasar meydana geldiğini varsayalım. Poliçe genel şartlarına göre teminat dışı bir durum söz konusu değil ise sigorta ettirene/sigortalıya 5.000 TL hasar tazminatı ödeyecektir. Araç sürücüsünün 3/8 kusur oranına isabet eden 1.875 TL hasar tazminat bedeline 5.000 TL’den düşüldükten sonra, karşı araç sürücüsünün 5/8 kusur oranına isabet eden 3.125 TL için zarar veren karşı ara sorumlularına rücu edilecektir.
Uygulamada motorlu kara taşı araçları sigortalarında, sigortacılar kendi aralarında anlaşma yapmak suretiyle peşinen birbirlerine rücu etmemeyi kararlaştırmaktadırlar.
Halefiyet prensibinin ortaya çıktığı durumlar Haksız Fiil: başkasına zarar veren ve bir borç ilişkisi doğuran hukuka aykırı haksız bir fiil sonucunda Halefiyet hakkı doğar. Sözleşme: Emanetçi konumundaki kişilerin bir sözleşme ile sorumlu tutulmaları durumunda Halefiyet hakkı doğar. Yasa Hükümleri: Yasalarda yer alan hükümlerden doğar Sovtaj (kalıntı): Sigortalı muhteviyattan geriye kalan ve değer ifade eden bir kalıntının olması halinde doğar.
6. Birden Çok Sigorta veya Hasara İştirak Prensibi Hasara katılım; sigortanın gerçek zararının ödenmesi yani kar sağlama aracı olmaması nedeniyle; sigorta konusu menfaatin birden fazla sigortacıya aynı koşullarda, aynı sigortalı tarafından, aynı rizikolara karşı aynı süre için sigorta ettirilmesi halinde tazminat tutarının ilgili sigortacılar arasında bölüşülmesidir. Yine tazminat sigortası niteliğinde olmadıkları için bu ilke hayat ve ferdi kaza sigortalarında uygulanmaz.
Birden Çok Sigortanın Koşulları Birden çok sigortacı olmalıdır. Sigorta edilen menfaat aynı olmalıdır. Sigorta poliçelerinin süresi aynı olmalıdır Aynı sigorta konusunun, birden çok sigorta şirketine sigorta ettirilmesi halinde aşağıdaki durumlar ortaya çıkmaktadır. Müşterek Sigorta (Koasürans) Çifte Sigorta Kısmi Sigorta
Çifte Sigorta Konu YTTK Çifte Sigorta başlığı altında düzenlenmiş olup, gerçek değer ile sigorta olunan bir menfaat, aynı süreler ve aynı rizikolar, tehlikeler için aynı veya farklı kişiler tarafından sigorta edilemez denilerek Çifte Sigorta kanunen yasaklanmıştır. Örneğin, menfaat değeri 100.000 TL olan bir ev yangına karşı iki defa sigorta edilmiştir diyelim. Bu durumda, YTT Kanunu’nun 1466. maddesi hükmünde göre müşterek sigorta yapılmış sayılacak ve sigortacılardan her biri, sigorta bedellerinin toplamına göre sigorta ettikleri bedel oranında sorumlu olacaktır. Tam zıya(hasar) halinde her bir sigortacı 50.000 TL ile sorumlu olacaktır.
Kısmi Sigorta Kısmi sigortada; sigorta konusu menfaat, Ayrı ayrı tarihlerde Aynı rizikoya karşı Aynı süre için Birden fazla sigortacı tarafından teminat kapsamına alınabilir. Görüldüğü üzere, değerinin tamamı sigorta edilmemiş bir menfaatin değeri sonradan başka sigortacı veya sigortacılar tarafından değerinin tamamı kadar sigorta ettirilmesi mümkün olup sigorta bedel, değer denkliği ilkesi yine korunacaktır.
7. Yakın Neden İlkesi Prim hangi rizikonun, tehlikenin güvencesinin karşılığı olarak alınmış ise tazminatın da o rizikonun gerçekleşmesi halinde ödeneceğini ifade eder. Örneğin, ferdi kaza poliçesi yaptırmış bir kişi merdivenden inerken ayağı takılır, düşer ve ölürse tazminat ödenir. Ama kalp krizi nedeniyle öldükten sonra düşerse veya kriz sebebiyle düşme ve ölüm olursa ferdi kaza poliçesi var diye tazminat ödenmez. Diğer bir örnek: yangın poliçesine deprem güvencesi almamış bir sigortalının evinde deprem sonucunda yangın çıkmışsa oluşan zarar tazmin konusu değildir. Çünkü poliçede yangının yakın sebebi olan deprem teminatı mevcut değildir. Yakın neden bir hasarın meydana gelmesine neden olan en etkili ve hakim sebeptir.
Sigorta konusunu etkileyebilecek rizikolar, sigorta poliçesi açısından üç bölümde toplanabilir. Teminat altındaki rizikolar: sigorta sözleşmesinde güvence altına alınan riskler Teminat altında olmayan rizikolar: Güvence altına alınan riskler tehlikeler arasında sayılmayan, dolayısıyla sigortacının sorumluluğu dışında kalan riskler İstisna Edilen Rizikolar: Çeşitli nedenlerden ötürü sigorta sözleşmesinde teminat harici bırakılan risklerdir. Poliçede, rizikoların hepsi sigorta teminat kapsamına alınmış ise sigortacı meydana gelen hasarı öder. Şayet rizikolardan biri istisna edilmiş ise istisna edilen kısma isabet eden hasar tazminatı ödenmez.
Haftaya Görüşmek Üzere…