ÖĞRENME PSİKOLOJİSİ EĞİTİM: Yaşam süresi boyunca istendik yönde davranış değiştirme ya da oluşturma sürecidir. ÖĞRETİM: Okullarda amaçlı, planlı, programlı.

Slides:



Advertisements
Benzer bir sunumlar
II.BÖLÜM GELİŞİM İLE İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR
Advertisements

Davranışsal Öğrenmenin Temel İlkeleri Mehmet DOĞAN
GELİŞİM ÖĞRENME ÖĞRENMENİN DOĞASI-Sadreddin ARSLAN
Öğrenme & Davranışcı Yaklaşım
ÖĞRENME KURAMLARI.
Spor Pedagojisi.
EĞİTİM İLE İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR
Benjamin BLOOM ( ).
ÖĞRETİM İLKE VE YÖNTEMLERİ EGIT215
BİLİŞSEL AĞIRLIKLI DAVRANIŞÇI YAKLAŞIM EDWARD C. TOLMAN ( )
Zihinsel Engellilerde Disiplin Alanlarının Öğretimi
Öğrenme ilkeleri Prof Dr Süheyla Ünal.
MOTİVASYON.
Eğitim Bilimlerine Giriş.
MODELLERDEN ÖĞRENME Enver CANER
EDİMSEL (OPERANT) KOŞULLANMA
ÖĞRENMENİN DOĞASI.
Yrd.Doç.Dr.Nurten SARGIN Selçuk Üniversitesi Eğitim Fakültesi
EDİMSEL (OPERANT) KOŞULLANMA
Edward Lee Thorndike ( )
Gelişime Giriş.
YANLIŞSIZ ÖĞRETİM YÖNTEMLERİ
Eğitim Psikolojisi Yrd. Doç. Dr. Cenk Akbıyık
ÖĞRENME VE ÖĞRETMENİN KURAMSAL TEMELLERİ
ÖĞRENME KURAMLARI DAVRANIŞÇI ÖĞRENME BİLİŞSEL ÖĞRENME.
UYGULAMALARI EĞİTİMDE BİLGİSAYAR.
Dr M SÖZBİLİR Motivasyon
EĞİTİMLE İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR
EDİMSEL KOŞULLANMA (Burrhus Frederic Skinner)
Edimsel Koşullanma.
UYGUN DAVRANIŞLARIN ARTIRILMASI
Öğr. Gör. Dr. Şirin KARADENİZ
HUKUK: kişilerin birbirleriyle ve toplumla olan ilişkilerini düzenleyen ve devlet gücüyle uyulması zorunlu hale getirilmiş kurallardır . Kanunların esas.
Eğitim Psikolojisi Yrd. Doç. Dr. Cenk Akbıyık
Öğretim İlke ve Yöntemleri
SINIF SINIF YÖNETİMİ YÖNETİMİ
EĞİTİM BİLİMİNE GİRİŞ Dr. Kerim Karabacak
Temel Kavramlar ve İlkeler
Program Geliştirme ve Öğretim
EĞİTİM BİREYİN DAVRANIŞLARINDA KENDİ YAŞANTISI YOLUYLA KASITLI OLARAK
Eğitim Psikolojisi -Eğitim Psikolojisinin Kapsamı-
Eğitim Psikolojisi Yrd. Doç. Dr. Cenk Akbıyık
Öğrenme Psikolojisi.
YANLIŞSIZ ÖĞRETİM YÖNTEMLERİ Öğr. Gör. Fidan Özbey
SIFATLAR.
Öğr.Gör.Abdullah ALTUNSARAY
ÖĞRENME, BELLEK, DÜŞÜNME İnsanlar öğrenme dürtüsüyle doğarlar. Öğrenmeye karşı merak ve bundan duyulan zevk insanın doğasında vardır. W. E. Deming (Deming)
EĞİTİM KAVRAMI VE AYIRT EDİCİ ÖZELLİKLERİ
DAVRANIŞ DEĞİŞTİRME YÖNTEMLERİ
Program Geliştirmede Temel Kavramlar
EDİMSEL KOŞULLANMA BURRHUS FREDERIC SKINNER ( )
ÖZEL GEREKSİNİMLİ ÇOCUKLARIN AKADEMİK BAŞARISINDA AİLE VE PEKİŞTİREÇ
BİLGİSAYAR DESTEKLİ ÖĞRETİM
TAM ÖĞRENME MODELİ.
BİREYİN DAVRANIŞLARINDA KENDİ YAŞANTISI YOLUYLA KASITLI OLARAK
Kültür Toplumu oluşturan insanın öğrendiği, bilgi, sanat, gelenek, görenek ve benzeri yetenek, beceri ve alışkanlıkları içine alan karmaşık bir bütündür.
ÖĞRENME.
II.BÖLÜM GELİŞİM İLE İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR. Kazanımlar Bu üniteyi tamamladığınızda aşağıdaki hedeflere ulaşmanız beklenmektedir: Gelişimle ilişkili olan.
Eğitim programında ders kitabının yeri. Planlı, programlı olmayan hiçbir öğrenme etkinliği eğitim programının kapsam alanına giremez. Planlı, programlı.
GELİŞİM VE ÖĞRENME PSİKOLOJİSİNE GİRİŞ.
ÖĞRETİM İLKE ve YÖNTEMLERİ
Eğitim; bireyin içinde yaşadığı toplumda yeteneğini, tutumlarını ve olumlu değerdeki diğer davranış biçimlerini geliştirdiği süreçler toplamıdır. Bireyin.
ÖĞRENME İLE İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR
Sağlık Bilimleri Fakültesi
UYGUN DAVRANIŞLARIN ARTIRILMASI
Öğrenme Psikolojisi Giriş.
ÖĞRENME.
MAN 353 Tüketici Davranışının Temelleri
ÖĞRENME VE TÜRLERİ Öğrenme; tekrar ve yaşantı sonucu davranışlarda meydana gelen oldukça kalıcı bir değişmedir. Mesela; sobadan eli yanan bir çocuğun.
ÖZEL ÖĞRETİM YÖNTEMLERİ
Sunum transkripti:

ÖĞRENME PSİKOLOJİSİ EĞİTİM: Yaşam süresi boyunca istendik yönde davranış değiştirme ya da oluşturma sürecidir. ÖĞRETİM: Okullarda amaçlı, planlı, programlı olarak yürütülen eğitim faaliyetleridir. Formel eğitimin okullarda uygulanan biçimidir.

ÖĞRENME: Öğrenmenin tanımının nasıl yapılacağı öğrenmeye hangi açıdan bakıldığına göre değişir. Öğrenme; Bireyin kendi yaşantısı yoluyla davranışlarında meydana gelen nispeten kalıcı–izli değişmedir. (Davranışçı öğrenme kuramına göre tanımı ) Öğrenme; Zihnin çevrede olup bitenlere anlam verme sürecidir. Zihinde meydana gelen değişmelerdir. (Bilişsel)

Öğrenmeyi ayrıntılı olarak tanımlamamız gerekirse; Bireyin kısmen ya da tamamı ile yaşantılarından kaynaklanan, tepki ve davranışlarda meydana gelen değişmeye denir. Bazı davranışlarda ise bireyin kendi yaşantısı sonucunda kalıcı, izli olan davranış değişikliği olarak tanımlanır. Bireyin kendi zihinsel süreçleri esastır. Kişinin bir başkasının yerine öğrenmesi mümkün değildir. Kalıcılık ön koşuldur. Unutulmuş olan öğrenilmiş olan değildir.

Öğrenmenin en çok yapılan tanımı ise şöyledir; büyüme ve vücuttaki değişik etkilerle oluşan geçici değişmelere atfedilmeyecek, yaşantı ürünü davranışlarda meydana gelen nispeten kalıcı izli değişmedir ( Senemoğlu,1997,94; Zanden,1984,128). Öğrenme yoluyla ya yeni bir davranış kazanılır ya da var olan davranış değiştirilir.

ÖĞRETME: Öğrenmeyi sağlama faaliyeti ya da sürecidir. ÖĞRENME PSİKOLOJİSİ: Bireyde (organizmada) öğrenmenin nasıl gerçekleştiğini açıklamaya çalışan, öğrenme sürecini ve bu süreçte meydana gelen öğrenme-öğretme ve öğretim modellerini, yaklaşımlarını, ilkelerini ve stratejilerini inceleyen bilim dalıdır. Kısacası; Öğrenmenin kavram ilke ve kurallarını ortaya çıkarmaya çalışana bilim dalıdır.

ÖĞRENMENİN ORTAK ÖZELLİKLERİ Davranışta gözlenebilir bir değişme olmalıdır. Davranıştaki değişme nispeten kalıcı – izli olmalıdır. Davranıştaki değişme bir yaşantı sonucu olmalıdır. Yaşantı: Bireyin çevresiyle belli düzeydeki etkileşimi sonucu bireyde kalan izlerdir. Farklı durumlarda kullanılabilmeli, duruma uydurulabilmelidir. Eski öğrenmelerden farklı olmalıdır.

ÖĞRENME İLE İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR 1) Yaşantı: Yaşantı bireyin çevresi ile belli düzeydeki etkileşimleri sonucunda bireyde kalan iz olarak tanımlanır. (Deneyim) 2) Eski Yaşantıların Aktarılması: Yeni bilgi ve becerilerin öğrenilmesi, önemli ölçüde, bunlara dayanak sağlayacak ön yaşantıları gerektirir. Yani, her yeni öğrenme, eski öğrenmelerin üzerine bina edilir. 3) Genel Uyarılmışlık Hali: Organizmanın verimli bir öğrenme sağlayabilmesi için hazır ve tetikte bulunmasıdır.

4) Öğrenme: Bireyin kısmen ya da tamamı ile kendi yaşantılarından kaynaklanan ve davranışlarından gözlenebilen kalıcı- izli davranış değişikliğidir. 5) Öğretme: Okullarda planlı programlı olarak yürütülen ve bir hedefe yönelik olan eğitim faaliyetlerine verilen addır. 6) Eğitim: En genel tanımıyla, bireyde istenilen davranışları oluşturma sürecidir.

7) Refleks: Doğuştan getirilebilen veya potansiyel olarak var olan ama olgunlaşma ile ortaya çıkan, belli bir uyarıcıya karşı organizmanın belli ve basit davranış gösterme halidir. 8) Performans: İcra veya edim de denilmektedir. Organizmanın bizzat yaptığı şeyler olup, öğrenme, güdü, yorgunluk gibi çeşitli bileşenlerden oluşmaktadır. Öğrenilmiş veya öğrenilmemiş birçok etken performansı etkilemektedir.

9) Dikkat: Bilincin belirli bir noktada toplanması haline denir. 10) Kaygı: Güçlü bir istek ya da dürtünün gerçekleşmeyecek gibi göründüğü durumlarda ortaya çıkan tedirgin edici bir duygudur. 11) Davranış: Organizmanın her türlü etkinliğine, davranış adı verilmektedir. Bir başka ifadeyle davranış organizmanın gözlenebilen ya da gözlenemeyen açık ya da örtük etkinliklerin tümüdür. İÇGÜDÜSEL REFLEKSİF GEÇİCİ ÖĞRENİLMİŞ DAVRANIŞLAR DAVRANIŞLAR DAVRANIŞLAR DAVRANIŞ TÜRLERİ

a) İçgüdüsel (Dürtüsel) Ve Refleksif Davranışlar: İçgüdü; Belli ir bilgi ve eğitime dayanmayan, düşünmeyi gerektirmeyen, kendiliğinden doğan, amaca yönelik davranış etkinliğidir. (Değişime açık değildir, türün bütün öğelerinde aynıdır.) b)Geçici Davranışlar: Alkol, ilaç ve uyuşturucu maddeler gibi maddeler alındığında gözlenen geçici davranışlarda geçici türden davranışlardır. c)Öğrenilmiş Davranışlar: Sonradan kazanılan yani öğrenilmiş davranışlardır ki öğrenme psikolojisinin daha çok üstünde durduğu bu türden davranışlardır.

DAVRANIŞ ANALİZİ Davranışı analiz ederken; uyarıcı, tepki, karşılık olmak üzere üçe ayırarak analiz etmek mümkündür. 1) Uyarıcı: Organizma tarafından algılanan ve organizmanın içinde ya da dışında değişiklikler meydana getirerek davranışa yol açan unsura uyarıcı denir. Değişikli yaratan herhangi bir durumu uyarıcı niteliğine sahip olabilmesi için iki şartı yerine getirmesi gerekir. İçte ve dışta değişiklikler meydana getirme (karnın acıkması gibi) Organizma tarafından algılanılan anarak davranışa geçirme (bulunulan ortamda ısı, ışık ve ses düzeylerinin değişmesi gibi) 2 ) Tepki: Organizmanın uyarıcıya karşı göstermiş olduğu davranıştır. Tepkiden bahsedebilmek için uyarının olması şarttır. (Tokat → Ağlama) 3 ) karşılık Verme: Organizmanın gösterdiği tepkiye karşılık almış olduğu uyarıcı ya da cevaptır. Mesela; kendisine tokat atılan kişiyi teselli etmek ya da kes sesini deyip ağlama deyip bir tokat atması karşılık vermek olur. Karşılık üç şekilde olur.

KARŞILIK Karşılık üç şekilde olur. PEKİŞTİRME CEZA KARŞILIK VERMEME   PEKİŞTİRME CEZA KARŞILIK VERMEME 1) OLUMLU PEKİŞTİREÇ 1) I. TÜR CEZA 2) OLUMSUZ PEKİŞTİREÇ 2) II. TÜR CEZA 3) MADDİ PEKİŞTİREÇ 4) MANEVİ PEKİŞTİREÇ 5) İÇTEN PEKİŞTİREÇ 6) DIŞTAN PEKİŞTİREÇ 7) SEMBOLİK PEKİŞTİREÇ KARŞILIK

PEKİŞTİRME: Organizmanın davranışını gösterilme olasılığını arttırılmasıdır. Bir başka ifade ile istendik davranışın tekrar edilmesi için yapılan faaliyete denir. Davranışı pekiştirmede kullanılan uyarıcıya ise pekiştireç denir. Örneğin sözünü dinlediği ve akıllı durduğu için kendisine teşekkür eden teyze yeğenine bir de çikolata verse yeğeninin istendik davranışı (yani uslu durmasını) pekiştirmiş olmaktadır. Burada kullanılan çikolata pekiştireçtir.

BİRİNCİL PEKİŞTİRME Yiyecek, su, koruma, sevgi, seks gibi biyolojik ihtiyaçlar temel ihtiyaçlar olduğu için bu şekilde adlandırılır. Bu tür pekiştireçler kendisini takip eden tepkileri doğal olarak güçlendiren sonuçlardır. Aşırı sıcak aşırı soğuk, zehir, elektrik şoku gibi etkenlerde birincil pekiştireçler olabilir. İKİNCİL PEKİŞTİREÇ Doğrudan doğruya hayati bir değeri olmayan pekiştireçlerdir. Not, para boş zaman, statü vs. ikincil pekiştireçlerdir. Çünkü doğrudan doğruya hayati bir değerleri yoktur. İkincil pekiştireçler, birincil birincil pekiştireçlerle ya da bazı ikincil pekiştireçlerle eşleştiği için pekiştirmeyi sağlayan sonuçlardır. Örneğin paranın aslında bir değeri yoktur ama yiyecek içecek parayla alınır.

  GÜÇ VE DOYMA Zaman zaman pekiştireçler etkisini yitirebilir yani gücünü kaybedebilir. Pekiştirenlerin davranışları güçlendirme yeteneğine GÜÇ denir. Bazen birincil pekiştireç bile değerini yitirebilir. Örneğin, teneffüste karnını iyice doyurmuş bir öğrenci için yeni bir yiyecek verme pekiştireci olmaz çünkü buradaki birincil pekiştireç açısından öğrenci doymuştur. Doyma, sık kullanıldığı için pekiştirecin gücünü kaybetmesidir.

1) OLUMLU PEKİŞTİRME: İçinde bulunulan duruma hoş bir uyarıcının eklenmesi ile istendik davranışın tekrarlanma olasılığını arttırmaktır. Mesela; işinde iyi bir performans göstererek şirketine para kazandıran çalışana takdir belgesi verilmemesi de olumlu pekiştirmeye örnek olarak gösterilebilir. 2) OLUMSUZ PEKİŞTİRME: İçinde bulunulan durumda mevcut olan ve hoş olmayan uyarıcıyı ortadan kaldırmak yolu ile istendik davranışın tekrarlanma olasılığını arttırmaktır. Mesela; iyi hal gösteren mahkûmun cezaevinden erken tahliye edilmesi buna örnektir. 3) İÇTEN PEKİŞTİRME: Pekiştirme bireyin kendisi tarafından, kendisine yönelik yapılıyorsa içten pekiştirmedir. Mesela; çok zor bir sınavı kazanıp kendisine aferin diyen biri buna örnektir. 4) DIŞTAN PEKİŞTİRME: Eğer pekiştirme bireyin çevresindekiler tarafından onun istenilen bir davranışının tekrar edilmesini sağlamak için yapılıyorsa buna dıştan pekiştirme denir. Buna askere gitmek için karar almış birine arkadaşlarının yaptığı uğurlamayı örnek olarak vermemiz mümkün.

5) MADDİ PEKİŞTİRME: Pekiştirmede kullanılan unsurun maddi değer taşımasıdır. Bazı kaynaklarda II. Tür Pekiştirme olarak da kullanılır. 6) MANEVİ PEKİŞTİRME: Pekiştirmede kullanılan unsur maddi değer taşımıyorsa buna manevi pekiştirme denir. Bazı kaynaklarda I. Tür Pekiştirme olarak da kullanılır. 7) SEMBOLİK PEKİŞTİRME: Maddi değeri olmayan madalyalar, kupalar, diplomalar ya da okumaya – yazmaya yeni başlayan çocuklara takılan kurdeleler buna örnektir. 8) ETKİNLİK ( FAALİYETSEL ) PEKİŞTİREÇ: Oyuncaklarla oynama, bando şefi seçilme, sınıf başkanı seçilme gibi.(Çağdaş öğrenme yay. s. 60)

Öğretmenin, dersi dikkatle dinleyen öğrencilerine aferin demesi MANEVİ   İÇTEN DIŞTAN Hazırladığı araştırma raporunu bitiren öğrencinin kendisi ile gurur duyması Öğretmenin, dersi dikkatle dinleyen öğrencilerine aferin demesi MADDİ Kişinin iyi geçen sınavından sonra kendine yemek ziyafeti vermesi Öğretmenin öğrencilere sorusunu doğru yanıtladıkları için çikolata vermesi

CEZA Organizmanın istenmeyen davranışının gösterilme olasılığını azaltmak içi yapılan davranıştır. İki türü vardır;   BİRİNCİ TÜR CEZA; Organizmanın içinde bulunduğu ortama hoş olmayan bir uyarıcının eklenmesidir. Gündelik dildeki ceza ile çoğu zaman bu kastedilmektedir. Dayak, acı biber gibi. İKİNCİ TÜR CEZA; Organizmanın içinde bulunduğu durumdan hoş olan bir uyarıcının kaldırılmasıdır.

Olumlu uyarıcı ortama eklenir. Davranışın yapılma sıklığı artar. SÜREÇ DAVRANIŞTAN SONRA DAVRANIŞIN DURUMU OLUMLU PEKİŞTİREÇ Olumlu uyarıcı ortama eklenir. Davranışın yapılma sıklığı artar. OLUMSUZ PEKİŞTİREÇ Olumsuz uyarıcı ortamdan çıkarılır. I. TÜR CEZA Olumsuz uyarıcı ortama eklenir. Davranışın yapılma sıklığı azalır. II. TÜR CEZA Olumlu uyarıcı ortamdan çıkarılır.

PEKİŞTİRME TARİFELERİ Pekiştirmenin nasıl ve ne zaman yapılacağını bildiren yönergelere denmektedir. Genel olarak kendi içinde ikiye ayrılır. A ) SÜREKLİ PEKİŞTİRME Her davranıştan hemen sonra pekiştirme yapılmasıdır. Özellikle okula yeni başlayan çocuklar ya da ilk kez okuma yazma öğrenen bireyler için, onlara karmaşık gelen bu durumlarda her doğru davranışın kazanma adına önemlidir. Ancak daha sonra aralıklı pekiştirmeye geçmek gereklidir çünkü ödül anlamını yitirebilir, kişi doğru cümle için değil her cümle için ödül bekleyebilir. NOT: Herhangi davranış için sürekli olarak verilen pekiştireç, bir süre sonra davranışın şartı haline gelebilmektedir. Bu nedenle sürekli pekiştirme tarifesi davranışların kazandırılması ve devamı için uygun bir pekiştirme tarifesi değildir. Örneği ekle: uyanık profesör: ihtiyaç yay, s. 92 )

B ) ARALIKLI PEKİŞTİRME Sürekli pekiştirmeden farklı olarak her davranıştan hemen sonra pekiştireç vermeyip belli davranış oranlarını ve belli zaman aralıklarını esas alarak pekiştirme yapmasıdır. Dört tür aralıklı pekiştirme vardır. B.1:Sabit Oranlı Pekiştirme Tarifesi: Oran kavramı pekiştirme alacak davranışın sayısını ifade eden bir kavram olarak kullanılmaktadır. Bu pekiştirmede pekiştirilecek davranışın kaç defa yapılacağı önceden bellidir. Yani oran ya da davranış sayısı sabittir ve bu davranışların tekrarından sonra alınacak pekiştireçte bilinmektedir. En kısa tanımı ile belli davranışların belli sayıya ulaşması neticesinde yapılan pekiştirmedir. Mesela; öğrencinin her doğru beş cevabı için bir çikolata alması, bir işçinin ürettiği on parça başına 50 TL.’lik pirim alması bunlara örnektir.  B.2: Değişken Oranlı Pekiştirme Tarifesi: Bu tür pekiştirmede ne oran (yani davranış sayısı) ne de zaman belli değildir. Yani kaçıncı davranışın ve ne zaman pekiştirme yapılacağın belirlenmediği pekiştirme türüdür. En uygun örnek piyangodur. “Size de bir gün çıkabilir” cümlesinde olduğu gibi parayı alan birilerinin varlığı vurgulanarak alma olayının gerçekleşmesini ve devamını sağlar. Kumarda böyledir. Bu tarifenin en büyük özelliği en kuvvetli tarife olmasıdır. Vazgeçmek çok zordur.

B.3:Sabit Zaman Aralıklı Pekiştirme Tarifesi: Aralık kavramı ile pekiştirme için geçmesi olan zaman ifade edilir. Yani sabit aralıklı pekiştirme belli zaman aralıkları ile yapılan pekiştirmedir. Mesela; öğretmen maaşları, her ders sonrasında herkese verilen dinlenme süreleri olarak teneffüsler buna örnek olarak verilebilir. B.4: Değişken Aralıklı Pekiştirme: Bu pekiştirme tarifesinde zaman değişken olduğu gibi davranış sayısı da değişkendir. Ancak sonuçta alınacak pekiştireç sabittir, bilinmektedir. Örneğin hatlar dolu olduğunda internete bağlanmak isteyen birey bir seferinde üç, bir seferinde beş, bir seferinde de dört denemesinden sonra internete bağlanırsa, bu tür pekiştirme tarifesine örnek olur.

SABİT ORANLI PEKİŞTİRME TARİFESİ SABİT ARALIKLI PEKİŞTİRME TARİFESİ   SABİT ORANLI PEKİŞTİRME TARİFESİ SABİT ARALIKLI PEKİŞTİRME TARİFESİ DEĞİŞKEN ORANLI PEKİŞTİRME TARİFESİ DEĞİŞKEN ARALIKLI PEKİŞTİRME TARİFESİ ÖRNEK Doğru cevaplanan her beş soru için bir çikolata Öğretmen maaşları Milli piyango Balık tutmak 1 ) Davranış sayısı belli 2 ) Zaman belli değil 3 ) Ödül belli 1 ) Davranış sayısı belli değil 2 ) Zaman belli 3 ) Ödül belli değil

PREMACK İLKESİ Bu ilke istenmeyen bir davranışı istenen bir davranışa ön şart koşmak mantığına dayanmaktadır. Bu ilkeye “Büyükannenin Kuralı” da denilmektedir. Bu ilkeyi “yaparsan yaparım” ifadesi ile özetlemek mümkündür. Davranışçı psikolog premack tarafından geliştirilmiştir. Pekiştirme açısından önemli bir ilkedir. Bu ilkeyle de sık görülen sık görülen davranışın artma olasılığı arttırılabilir. Örneğin sebze yemeyi sevmeyen ancak tatlı yemeyi seven bir çocuğa sebze yedirmek için “sebze yemeğini bitirirsen sana tatlı vereceğim” demek bu ilkeyi kullanmak anlamlına gelir

ÖĞRENMEYİ ETKİLEYEN FAKTÖRLER ↓ ↓ ↓ ÖĞRENEN İLE İLGİLİ ÖĞRENME YÖNTEMİ İLE ÖĞRENME MALZEMESİ FAKTÖRLER İLGİLİ FAKTÖRLER İLE İLGİLİ FAKTÖRLER   ---------------------------------------------- ↓ ↓ ÖĞRENME ORTAMI ÖĞRETEN İLE İLGİLİ İLE İGİLİ FAKTÖRLER FAKTÖRLER