SÖZ SANATLARI G. KORKMAZ
İnsan dışındaki varlıklara insan özelliği kazandırmaktır. 1. KİŞİLEŞTİRME İnsan dışındaki varlıklara insan özelliği kazandırmaktır. Örnek Köyün çayı boş yere akmaktan sıkılıyor, bir bostanı sulayacağı günlerin gelmesini iple çekiyordu.
Örnek Tablo açık artırmada kendisine alıcı çıkmayınca çok üzülmüş, sanatseverlere sitem etmişti. “Çatma kurban olayım, çehreni ey nazlı hilal! Kahraman ırkıma bir gül, ne bu şiddet bu celal!” “Karlı dağların başında salkım salkım olan bulut, Saçın çözüp benim için yaşın yaşın ağlar mısın?”
SORU Gök derin, yapraklar hisli, ayrılık… Boşlukta çınlayan uzun bir ıslık Ses yok bu kırılan billurlardan başka Şiirde, aşağıdaki varlıklardan hangisi kişileştirilmiştir? Gök Yaprak Islık Billur
Hayvanların, bitkilerin ya da cansız varlıkların konuşturulmasıdır. 2. KONUŞTURMA Hayvanların, bitkilerin ya da cansız varlıkların konuşturulmasıdır. Örnek Ağaç: “Bulut arkadaş, susuzluktan kurudum, n’olur bana bir yudum su verir misin?” diyerek buluttan yardım istedi.
Örnek “Ben bir ayrık otuyum dostlar; Ne buğday amcam, ne pirinç dayım, Mısırla akraba bile değilim. Bir yeşermeye göreyim; Canıma kastederler yapabilseler, Ama nafile, duramam... “ Küçük arı: “Bugün çiçekler bir başka kokuyor.”
SORU (1) Kınalı kuzu, damın gölgesinde kıvrılmış uyuyordu. (2) Birden duyduğu sesle uyanıverdi, kulakları dikildi. (3) kendi kendine “Bu da neydi?” diyerek sesin geldiği yöne döndü. (4) Yuvasından düşmüş olan serçe yavrusunu gördü. Bu parçadaki numaralandırılmış cümlelerin hangisinde kınalı kuzuya insana ait bir özellik verilmiştir? A) 1 B)2 C)3 D)4
3. BENZETME Örnek Küçük çocuğun yanakları elma gibi kırmızıydı. Anlamı güçlendirmek için aralarında ilgi ve benzerlik bulunan bazı unsurlardan yararlanmaktır. Örnek Küçük çocuğun yanakları elma gibi kırmızıydı. Yaşlı adam çocuk gibi ağlıyor, kaybolan bastonunun bulunmasını istiyordu.
SORU “Çalışmak, başarmak; her insan için yemek, içmek, eğlenmek, nefes almak gibi doğal bir şey olmalıdır.” cümlesinde “çalışmak” aşağıdakilerden hangisine benzetilmemiştir? A) Nefes almaya B) Yemeye, içmeye C) Başarmaya D) Eğlenmeye
4. ABARTMA Bir şeyi olduğundan çok daha büyük veya küçük göstererek anlatmak, mübalağa etmektir. Örnek Bahçedeki fasulye fideleri uzadıkça uzamış başları bulutlara değmeye başlamıştı. Arabayla o kadar hızlı gidiyordu ki arananın gölgesi bile ona yetişemiyordu. Üzüntüden bir deri bir kemik kalmıştı.
“EK BİLGİ”
AD AKTARMASI Bir nesneyi, kavramı ya da varlığı anlatırken bazen o varlığın kendisini değil de özelliklerini ya da parçalarını kullanırız. Benzetme ilgisi olmadan bir adın yerine başka bir adın kullanılmasına “ad aktarması” denir.
ÖRNEK Türkiye sizinle gurur duyuyor. Türk öykücülüğünün usta kalemleri bu kitap fuarında bir araya geldi. Okulumuz yarın geziye gidecek. Batı, bilimsel çalışmalara önem veriyor. Eve haber vermeden bir yere gitmem. Tabağını bitirmeden sofradan kalkmamalısın. En çok Tarık Buğra’yı okumayı severim.
DOLAYLAMA Ormanların kralı, kafesinde bezgin bezgin dolaşıyordu. Bir sözcükle karşılanabilecek varlık ya da kavramların birden fazla sözcükle karşılanmasına “dolaylama” denir. Ormanların kralı, kafesinde bezgin bezgin dolaşıyordu. Televizyon beyaz perdenin gelişimini engelledi.
Örnek Tür Adları İçin File bekçisi (kaleci) Beyaz altın (pamuk) İnce hastalık (verem) Beyaz cam (televizyon) Meşin yuvarlak (top) Sihirli kutu (televizyon) Bacasız sanayi (turizm) Kara elmas (kömür) Delikli demir (tüfek) Ekmek kapısı (iş) Evin direği (baba) Baba ocağı (Yurt, ev) Beyaz perde(sinema) Ahmak ıslatan (yağmur)
Örnek Dünyanın tepesi (Everest) Yer Adları İçin Medeniyetler beşiği (Mezopotamya) Altın boynuz (Haliç) Ege’nin incisi (İzmir) Kara kıta (Afrika) Kişi Adları İçin Yavru vatan (Kıbrıs) Ulu önder (Atatürk), Güller diyarı (Isparta) Sanat güneşi (Zeki Müren), Kızıl gezegen (Mars) Minik serçe (Sezen Aksu), Dünyanın tepesi (Everest) Cep Herkülü (Naim Süleymanoğlu)… Yedi tepeli şehir (İstanbul)
GÜZEL ADLANDIRMA İnsanlarda kötü, olumsuz duygular uyandıran bazı olay ya da durumungüzel çağrışımlar uyandıran sözcüklerle anlatılmasıdır. tarama özürlü (kel), vatan borcu (askerlik) ince hastalık (verem), engelli (sakat) tahtalı at (tabut) toplu (şişman)
Güzel adlandırmaların çoğu aynı zamanda dolaylamadır. NOT Güzel adlandırmaların çoğu aynı zamanda dolaylamadır. ölüm meleği (Azrail) son yolculuk (ölüm) kara dam(mezar) üç harfliler (cin) görme özürlü (kör)
YANSIMA Tabiata, insana, insan dışındaki canlılara ve eşyaya ait seslerin taklit edilmesi sonucu ortaya çıkan kelime veya kelime gruplarına denir. Doğal olayların çıkardığı sesler: vınlama, şırıltı, uğultu, takırtı, çatırtı, takır tukur, cazır cuzur. Hayvanların çıkardığı sesler: miyavlama, vızıldama, havlama, meleme.
NOT Bazı yansıma sözcükler mecaz anlamda kullanıldığından ses ilişkisi kaybolabilir. Buna göre bu sözcüklerde yansıma olmaz. Adam sıkıntıdan patladı. Çocuk bu yıl da gümledi.
Son olarak :) Yansımada önemli olan ses taklidinin olmasıdır.Ses taklidi yoksa kesinlikle yansıma olmaz. Yatak gıcır gıcır edip durdu. (yansıma) Etraf gıcır gıcır oldu. (yansıma değil) “melemek, havlamak” gibi sözcükler oluşumu sese dayandığı için yansıma iken “ötmek, kişnemek” gibi sözcükler oluşumu sese dayanmadığı için yansıma değildir.