EĞİTİMDE FIRSAT VE İMKAN EŞİTLİĞİ ELİF SADİYE TEKE 118114203
SUNUM İÇERİĞİ Eğitimde Fırsat ve İmkan Eşitliği Kavramı Fırsat Eşitliği Kavramının Dünya’da Gelişimi Fırsat Eşitliği Kavramının Türkiye’de Gelişimi Eğitimde Fırsat Eşitliğini Etkileyen Etmenler Eğitimde Fırsat Eşitliğini Sağlamak İçin Türkiye’de Yapılan Yasal Düzenlemeler Eğitimde Fırsat Eşitliğiyle İlgili Uluslararası Yasal Düzenlemeler
Eğitimde Fırsat ve İmkan Eşitliği Kavramı “Hiçbir ayırım yapılmaksızın herkesin gizil güç ve yeteneklerini en uygun biçimde geliştirmede eğitim hizmetlerinden eşit ölçüde yararlanma eşitliğini” ifade eder (Tezcan,1997:94).
Fırsat Eşitliği Kavramının Dünya’da Gelişimi Fırsat eşitliği kavramının Dünya’da ortaya çıkışı Sanayi Devrimi sonrasıdır. Sanayi devrimi öncesi Avrupa’da çocuğun konumu tümüyle aileye, özellikle de babaya bağımlıydı.Baba zanaatçıysa oğlu da zanaatçı oluyordu (Tan,1987). Eğitim herkes için sunulan bir hak değildi.
Fırsat Eşitliği Kavramının Dünya’da Gelişimi Feodal düzende ailenin denetimi altında bulunan çocuk, Sanayi Devrimi’yle birlikte aile dışındaki mesleklere yönelmiştir. Çocukların işe ve mesleğe hazırlanmaları toplumsal bir sorumluluk olarak görülmeye başlamış ve eğitim kurumları oluşturulmuştur.Bu eğitim kurumlarının sunduğu hizmetten yararlanan toplumun alt kesimindeki bireyler ailelerinden daha yüksek toplumsal konumlara gelebilme olanağını yakalamışlardır (Zoraloğlu,2008).
Fırsat Eşitliği Kavramının Dünya’da Gelişimi Eğitim kişi açısından bir hak, devlet açısından bir ödev olarak görülmeye başlanmıştır. Özellikle Fransız İhtilali’nden sonra devletçe desteklenen bedelsiz eğitim fikri ve uygulaması Avrupa’da geniş bir yayılım gösterdi (Uçkaç,2003:57).
Fırsat Eşitliği Kavramının Türkiye’de Gelişimi (Osmanlı Dönemi) Osmanlılarda daha çok erkek çocuklarının eğitimine önem verilmiştir. Kız öğrencilerin eğitimi konusundaki ilk gelişmeler de saraylarda başlamıştır. Sarayda harem dairesinde cariyelerin kalfalar tarafından eğitildikleri ve padişah kızlarına da okuma yazma öğretildiği görülür (Boydak,1993:17).
Fırsat Eşitliği Kavramının Türkiye’de Gelişimi (Osmanlı Dönemi) Osmanlıda kız çocuklarının bir devlet programı içinde eğitilmesi düşüncesi Tanzimat Devrinde doğmuştur. Ancak 1869 yılında resmi bir görünüm kazanmıştır. 1869 tarihli Maarif-i Umumiye Nizamnamesi’nin 8. maddesinde tüm çocukların öğretimden geçirileceği belirtilmiştir. (Okuma yazma çağındaki çocukların tümüne ilköğretim mecburiyeti, kızlar için özel ortaokullar, İstanbul’da kız ve erkek öğretmen okulları)
Fırsat Eşitliği Kavramının Türkiye’de Gelişimi (Osmanlı Dönemi) Balkan savaşları sırasında çalışan erkek nüfusun önemli bir kısmının silah altına alınması, birçok iş kolunda kadınların çalışma hayatına girmesine zemin hazırlamıştır. (Hemşirelik kursları, sekreterlik eğitimi vb.)
Fırsat Eşitliği Kavramının Türkiye’de Gelişimi (Cumhuriyet Dönemi) Cumhuriyetin ilanından sonra medreseler kapatılmış,eğitim kurumları Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlanmıştır.
Fırsat Eşitliği Kavramının Türkiye’de Gelişimi (Cumhuriyet Dönemi) Atatürk 1 Mart 1922’de TBMM’de yaptığı konuşmasında “Kadınlarımızın da aynı derece-i tahsilden geçerek yetişmelerine atf-ı ehemmiyet olunacaktır.” demiştir. Kadın nüfusunun okur-yazarlık oranının yükseltilmesi için onlara yönelik okullar ve kurslar açılmıştır. Ayrıca mesleki teknik eğitime de önem verilmiştir. (Olgunlaşma enstitüleri, akşam kız sanat okulları)
Eğitimde Fırsat ve İmkan Eşitliğini Etkileyen Etmenler Ekonomik Etmenler Coğrafi Etmenler Sosyo-kültürel Etmenler Siyasal Etmenler Bireysel Etmenler
Ekonomik Etmenler Ailenin Gelir Düzeyi, Mesleği ve Eğitimi Devletin Ekonomik Gücü
Ailenin Gelir Düzeyi, Mesleği ve Eğitimi Ekonomik olanakların yeterliliği, bir öğrencinin eğitim kaynaklarına daha çabuk ve sorunsuz ulaşmasını sağlar. Maddi imkanlar, ev yaşamına da (öğrenciye ait odanın ve diğer eğitim olanaklarının varlığı) etki eder.
Ailenin Gelir Düzeyi, Mesleği ve Eğitimi 1975 yılında yapılan bir araştırmaya göre, zorunlu öğrenim çağındaki çocukların okula gelemeyiş nedenlerinin başında yoksul olmaları ve bir işte çalışmak zorunda olmaları gelmektedir. Günümüzde çocuk sayısının fazlalığıyla ailenin gelir durumu arasında da ters yönde bir ilişki vardır.
Ailenin Gelir Düzeyi, Mesleği ve Eğitimi Aile geliri, bir kimsenin alacağı eğitimin sadece miktarını değil, çeşidini de etkilemektedir.
Ailenin Gelir Düzeyi, Mesleği ve Eğitimi Genellikle anne-babaların mesleksel düzeyleri ne kadar düşükse, çocuklarına sağlayacağı eğitim de o derece azdır. Kimi aileler eğitimi sürdürmeyi çocuğun geleceği açısından önemli bulurken, kimileri de çok gerekli bulmayabilir.
Ailenin Gelir Düzeyi, Mesleği ve Eğitimi Eğitimine devam etmeyen çocuklar arasında, çocuk suçlarına daha yüksek düzeyde rastlanır. Yapılan bir araştırmaya göre suçlu çocukların ana-babalarının eğitim düzeylerinin düşük olduğu görülmektedir.
Devletin Ekonomik Gücü Eğitimde fırsat eşitliğini gerçekleştirmek, devletin bir işlevidir. Fakat ekonomik olanaklar el verdiği ölçüde bu işlev yerine getirilir (Uçkaç,2003:23) Yoksul çocukların eğitimini sağlamak, bölge okulları, burs, kredi ve beslenme olanakları devletin işlevleri arasındadır.
Coğrafi Etmenler İklim ve Yeryüzü Şekilleri Yerleşme Düzeni Bölgesel Farklılıklar Nüfus
İklim ve Yeryüzü Şekilleri Ülkemizde bazı bölgelerde kışlar çok soğuk geçmektedir. Yeryüzü şekilleri bakımından da engebeli bölgelerimiz vardır. Buna bağlı olarak eğitim çok zor şartlar altında gerçekleştirilmeye çalışılır. (Köy okullarının aylarca kapalı kalması vb.)
Yerleşme Düzeni Ülkemiz kır-kent şeklinde ikili bir yerleşme düzenine sahiptir. Bazı köylerin dağınık dokuda olması ve çoğu köy nüfusunun beş yüzden az olması nedeniyle her köye okul açılamamıştır.
Yerleşme Düzeni Kırsal kesimlerde genellikle çocuğun emeğine ihtiyaç duyulan dönemlerde okula gönderilmeme durumu söz konusudur. (Tarımsal faaliyetlerde iş gücü) Kırsal kesim ile kentlerde yaşayan çocuklar arasında “kişilik ve dil gelişimi” yönüyle de farklılıklar vardır. (Kelime hazinesi, kültür derslerindeki başarı oranı)
Bölgesel Farklılıklar Eğitim hizmetlerinden yararlanma açısından ülkemizin Doğusu ile Batısı arasında büyük farklılaşma vardır.
Bölgesel Farklılıklar Okula kayıt oranları Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde Türkiye ortalamasının çok altındadır. Eğitim hizmetleri yetersiz olmaktadır. Bölgede anadili Türkçe olmayan çocukların yaşadığı sorunlar vardır. Yapılan bir araştırmada, ÖSYM’nin yapmış olduğu sınavlarda Doğu illerinin daha başarısız olduğu görülmektedir. (Mıhçıoğlu,C.)
Bölgesel Farklılıklar Aynı semt iki farklı okul VİDEO
Nüfus Hızlı nüfus artışı, okullaşmayı ve eğitimin niteliğini olumsuz yönde etkiler. Hem ailenin hem de devletin mali yönünü arttırmaktadır.
Nüfus Öğretmen, araç-gereç, okul sayısında bir artışı gerektiren hızlı nüfus artışı öğretimin niteliğini de olumsuz yönde etkiler. (Kalabalık sınıflar)
Sosyo-Kültürel Etmenler Din Etmeni Dil Etmeni Irk Ayrımı (Etnik Gruplar) Cinsiyet Ayrımı Eğitimsel Dengesizlikler
Din Etmeni Ülkemizde din farklılaşması ve mezhep ayrılıklarından dolayı eğitimde bir ayrıcalık yoktur. Ülkemizde azınlıklar Osmanlı Devleti zamanında eğitim yönünden ayrıcalıklı ve üstün durumdaydı. (Akkan, 2000:28) Cumhuriyet döneminde Lozan Antlaşmasıyla kendi dillerinde eğitim yapmaları sağlanarak yerli halkla eşit duruma getirildiler. (Akkan, 2000:28)
Dil Etmeni Ülkemizde daha çok Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde Türkçe konuşulmamaktadır. Evde ve yakın çevresinde Türkçe konuşmayan çocuk okula geldiğinde güçlükle karşılaşmaktadır. Bu durum çocuk için fırsat eşitsizliğine neden olmaktadır. ( Akkan,2000:28)
Irk Ayrımı (Etnik Gruplar) Ülkemizde ırk ayrımı söz konusu değildir. Çeşitli ülkelerdeki ırksal ve etnik gruplar eğitim eşitliği bakımından yerlilerle aynı durumda değildirler. (ABD’de zenci-beyaz ayrımı)
Cinsiyet Ayrımı Okullaşma oranı kızlar ile erkekler arasında eşit değildir, kızlar aleyhine bir durum söz konusudur.
2010-2011 Öğretim Yılı Milli Eğitim İstatistikleri verilerine göre; Toplam okullaşma oranının yüzde 52’sini erkekler, yüzde 48‘ini kızlar oluşturmaktadır. 2010-2011 Öğretim Yılı Milli Eğitim İstatistikleri verilerine göre;
Cinsiyet Ayrımı Kız çocuklarının eğitimini engelleyen faktörleri şöyle sıralayabiliriz; Maddi zorluklar Yakın çevrede okulun olmaması Anne-babanın eğitim seviyesi Erken evlilik Kardeşlerine bakma, ev işlerine yardım etme beklentisi
Cinsiyet Ayrımı Kız çocuklarının eğitiminin toplumsal ve bireysel kazanımları ise şunlardır; Kadınların kendilerine olan güveni artar Kendi ayakları üzerinde durup, sorunlarla baş ederler Ekonomik özgürlük Sağlıklı, eğitimli nesillerin yetişmesi
Eğitimsel Dengesizlikler Nicelik ve niteliksel yönden yeterli sayıda öğretmen olmaması Sınıfların kalabalık oluşu İkili öğretim Özel eğitime tabi öğrencilerin olması
Siyasal Etmenler Eğitim politikası devlet tarafından belirlenmektedir. Ülkemizde çeşitli siyasal partiler ve görüş ayrılıkları vardır. Her iktidara göre eğitim politikası da değişmektedir.
Bireysel Farklılıklar Kişiler arasında zeka, özel yetenek, algı, motor kapasiteler arasında farklılıklar olabilir. Bireyler arasındaki gizil güç ve yeteneklerin eşit olmaması eğitimde de eşitsizliğe neden olmaktadır.
Eğitimde Fırsat Eşitliğini Sağlamak Amacıyla Türkiye’de Yapılan Yasal Düzenlemeler
Anayasalar’ da Fırsat Eşitliği 1924 Anayasası’nın 80 ve 87. maddeleri 1961 Anayasası’nın 21 ve 50. maddeleri 1982 Anayasası’nın 42. maddesi
Milli Eğitimle İlgili Başlıca Yasalar’ da Fırsat Eşitliği 1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu’nun 4, 7, 8, 22, 27,30 ve 56. maddeleri 222 sayılı İlköğretim ve Eğitim Kanunu’nun 2. maddesi
Diğer Uygulamalar YİBO (Yatılı İlköğretim Bölge Okulu) ve PİO (Pansiyonlu İlköğretim Okulu) uygulaması Taşımalı ilköğretim uygulaması Özel eğitim kurumları Burs olanağı Ücretsiz ders kitabı dağıtımı uygulaması
Eğitimde Fırsat Eşitliğiyle İlgili Uluslararası Yasal Düzenlemeler Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 2. maddesi 1948 tarihli Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin 26. maddesi Çocuk Hakları Beyannamesi’nin 28, 29. maddeleri
DİNLEDİĞİNİZ İÇİN TEŞEKKÜR EDERİM