SU KİRLİLİĞİ Su kirliliğini oluşturan etmenlerin başında lağım sularıyla sanayi atık suları gelmektedir. Bunun yanında petrol atıkları, nükleer atıklar,

Slides:



Advertisements
Benzer bir sunumlar
ÇÖZÜM ÖNERİLERİ VE ÖNLEMLER
Advertisements

Suyun Serüveni Hava bazen yağmurlu, sisli veya karlı olur. Yağmurun, sisin ve karın nasıl oluştuğunu hiç düşündünüz mü?
Sıcak Hava Yükselir ve Soğuyup Yağış Bırakır
YAĞMURUN KARIN OLUŞUMU YERYÜZÜNDE SUYUN UĞRADIĞI DEĞİŞİKLİKLER
SU HALDEN HALE GİRER.
Cevre Kirliği Hakkında Bilgi
SU HALDEN HALE GİRER.
KURGU KUŞAĞI SU KİRLİLİĞİ.
Başlıca Çevre Sorunları
FEN VE TEKNOLOJİ DERSİ 5.SINIF DERS SUNUSU
ENERJİYİ VERİMLİ KULLANMAYA NEDEN İHTİYACIMIZ VAR?
SU, HAVA, TOPRAK,MADEN VE ELEKTRİK!!!
FEN ve TEKNOLOJİ / ASİT ve BAZLAR
ÇEVRE SORUNLARIMIZI BİLİYOR MUSUNUZ? VİDEO İZLE.
MADDE DÖNGÜLERİ.
MADDE DÖNGÜLERİ.
MADDE DÖNGÜLERİ.
Petrol ve Doğal Gaz Sahalarında Su Teknolojisi- Saf Suyun Özellikleri
DERSİMİZ; ÇEVRE SAĞLIĞI Toplum Sağlığı Hizmetleri Şube Müdürlüğü
Mikroorganizmaların Çevreye Hizmeti
BİZİM OLDUĞU HALDE BİZİM OLMAYAN ŞEY NEDİR?
YENİLENEBİLİR ve YENİLENEMEZ ENERJİ KAYNAKLARI
MADDENİN DEĞİŞİMİ VE TANINMASI
FEN ve TEKNOLOJİ / MADDE DÖNGÜLERİ
SEMRA ULUDAĞ FEN BİLİMLERİ ÖĞRETMENİ
Bugün kullandığımız suyun milyonlarca yıldır dünyada bulunduğu ve miktarının çok fazla değişmediği doğrudur. Dünyada su hareket eder, formu değişir, bitkiler.
MADDE DÖNGÜLERİ.
SU HALDEN HALE GİRER.
MADDENİN DEĞİŞİMİ VE TANINMASI
ASİT YAĞMURLARI.
SANAYİ GÜBRELERİNİN OLUŞTURDUĞU KİRLİLİK
MADDELERİ TANIYALIM.
ÇEVRE KİRLİLİĞİ Hadi!Anlatıma geçelim.
SU KİRLİLİĞİ VE ÖNLEMLERİ
TOPRAK KİRLİLİĞİ Toprağın bir doğal kaynak olarak öneminin
TOPRAK KİRLİLİĞİ CANSU ILGIN 5/H 1330.
AD:İREM SOYAD:ÖZTAMEL SINIF:8/B NO:115 OKUL:ŞERİF TİKVEŞLİ İLKOKULU
Turizmin gelişimi, büyük ölçüde doğal kaynaklara bağlıdır.Turizmin gelişmesi doğaya zarar vermektedir. Doğal kaynakların içinde turizm için vazgeçilmez.
DOĞADA SU DÖNGÜSÜ.
ENERJİ KAYNAĞIMIZ GÜNEŞ. Enerji kaynağımız güneş Güneş, merkezinde meydana gelen patlamalar sonucunda büyük miktarlarda enerji üretir. Ürettiği enerjinin.
GEZEGENEMİZ DÜNYA Hava:Hava Dünya’mızı çevreleyen bir gaz örtüsüdür.Bu gaz örtüsüne hava küre (atmosfer) denir.Hava küre Dünya’mızı Güneş’in zararlı ışınlarından.
Çevre Kirliliği Hava Kirliliği Su Kirliliği Toprak Kirliliği.
SU DÖNGÜSÜ HÜSEYİN KANBER MARMARA COĞRAFYA ÖĞRETMENLİĞİ
Adıyaman Güzel Sanatlar Lisesi
Öğr.Grv. Mehmet Ali ZENGİN
Öğr.Grv. MEHMET ALİ ZENGİN
ASİT YAĞMURU NEDİR ? Yağan yağmurun asidik özellik taşımasına asit yağmuru denir. Hava kirletici emisyonların en yaygın olanı kükürt- dioksit ( SO.
SU  İnsanoğlu, bir yandan sulardan faydalanmış, bir yandan da endüstrileşmenin ve kentleşmenin sonucu olarak ortaya çıkan atıklarını sulara dökmüştür.
İNSAN FALİYETLERİNİN EKOSİSTEMLERİN SÜRDÜREBİLİRLİĞİ ÜZERİNE ETKİLERİ
Su Döngüsü Ve Su Döngüsüne Olan İnsan Etkileri
MADDE DÖNGÜLERİ Yaşama birliğindeki maddeler, canlı ve cansız ortamda yer değiştirirler. Maddelerin bu şekilde yer değiştirmesine modde döngüsü adı verilir.
GÜNCEL ÇEVRE SORUNLARI
1 ÇEVRE KORUMA Öğr.Grv. MEHMET ALİ ZENGİN SU KİRLİLİĞİ.
MADDE DÖNGÜLERİ
HAVA KİRLİLİĞİ SU KİRLİLİĞİ TOPRAK KİRLİLİĞİ HAVA SU TOPRAK CANLILAR İÇİN TEMEL YAŞAM KAYNAKLARI.
EKOSİSTEM EKOLOJİSİ.
MADDE DÖNGÜLERİ.
Suyun Yolculuğu.
Teknolojinin Çevreye Olumlu Ve Olumsuz Etkenleri
MADDENİN DEĞİŞİMİ VE TANINMASI
Gürültü görüldüğü alanlarda doğal dengeyi de olumsuz etkilemektedir.
Asit Yağmuru Nasıl Oluşur? Asit yağmurları oluşumundaki temel sebep insanların duyarsızlıklarıdır. Asit yağmuru oluşumunda hava kirliliğine neden olan.
MADDE DÖNGÜLERİ Canlı yaşamının devamı için su, oksijen karbon, azot ve fosfor gibi temel maddeler gereklidir.
EKOSİSTEM EKOLOJİSİ. Kuş türlerinin yaklaşık % 11’i yok olma tehlikesi altındadır. Yeryüzünün % 75 ‘i okyanuslarla kaplıdır. Her dört yılda bir dünya.
İ BRAH İ M HAL İ L GÜLER 8/E NO:138. MADDE DÖNGÜLERİ  Yaşama birliklerinde ve onun büyütülmüşü olan tabiatta canlılığın aksamadan devam edebilmesi için.
EKOSİSTEM EKOLOJİSİ. Kuş türlerinin yaklaşık % 11’i yok olma tehlikesi altındadır. Yeryüzünün % 75 ‘i okyanuslarla kaplıdır. Her dört yılda bir dünya.
KONULAR  Çevre kirliliğine neden olan bazı durumlar  Çevre kirliliğine sebep olan bazı maddeler  Hava kirliliği  Toprak kirliliği  su kirliliği.
►Güneş, yeryüzündeki karaları ve suları ısıtır ►Güneş, yeryüzündeki karaları ve suları ısıtır. Havayı ise yeterince ısıtamaz. ► Havanın bir kısmı.
Berat AKTAŞ Sınıfı:9/G No :2099 Ders:Biyoloji Öğretmen: Ebru Ölgen
ASİT YAĞMURLARININ OLUŞUMU VE ZARARLARI. ASİT YAĞMURU NEDİR? Asit yağmurları, fosil yakıtların yakılmasıyla, sanayi tesislerinden, konutların ısıtılmasından.
Sunum transkripti:

SU KİRLİLİĞİ Su kirliliğini oluşturan etmenlerin başında lağım sularıyla sanayi atık suları gelmektedir. Bunun yanında petrol atıkları, nükleer atıklar, katı sanayi ve ev atıkları da önemli kirleticilerdir. Bunlar deniz kenarındaki bitki ve alg gibi kaynakları yok etmektedir. Kirlenme sonucu denizlerde hayvan soyu tükenmeye başlamıştır. Örneğin; Marmara denizi, kirlilik nedeniyle balıkların yaşamasına uygun ortam olmaktan çıkmıştır..

Su kirliliği; su kaynağının kimyasal, fiziksel, bakteriyolojik, radyoaktif ve ekolojik özelliklerinin olumsuz yönde değişmesi, şeklinde gözlenen ve doğrudan veya dolaylı yoldan biyolojik kaynaklarda, insan sağlığında, su ürünlerinde, su kalitesinde ve suyun diğer amaçlarla kullanılmasında engelleyici bozulmalar yaratacak madde ve enerji atıklarının boşaltılmasını ifade etmektedir.

Karadeniz’deki kirlenme nedeniyle hamsi ve diğer balık türleri giderek azalmaktadır. İstakozların larva halindeyken temiz su bulamamaları nedeniyle nesilleri tükenmektedir. Nehir ve göllerimizde kirlilik nedeniyle canlılar tükenmek üzeredir.

Yeni yeni kurulmaya başlanan arıtma tesisleri, lağım ve sanayi atık sularını hem kimyasal hem de biyolojik olarak temizlemektedir. Böylece hem sulama suyu gibi yeniden kullanılabilir su kazanılmakta hem de denizlerin kirlenmesi önlenmektedir. Bu nedenle sanayileşme mutlaka iş yerleri planlanırken arıtma tesisleri ile birlikte düşünülmelidir.

SU KİRLİLİĞİNİN CANLILAR ÜZERİNDE ETKİLERİ – SU KİRLİĞİNİN SEBEPLERİ Yer yüzündeki sular, güneşin sağladığı enerji ile sürekli bir döngü içinde bulunur. İnsanlar, ihtiyaçları için, suyu bu döngüden alır ve kullandıktan sonra tekrar aynı döngüye iade ederler. Bu süreç sırasında suya karışan maddeler, suyun fiziksel, kimyasal ve biyolojik özelliklerini değiştirerek “su kirliliği” olarak adlandırılan durum ortaya çıkar.

Yeryüzünü saran ve okyanuslarda, denizlerde, göllerde, akarsularda ve yer altı sularında bulunan sularla atmosferdeki su buharının tümüne hidrosfer (su küre) adı verilir. Yeryüzündeki sular, güneş enerjisi etkisi ile sürekli bir dolaşım içinde bulunur. Yeryüzünden buharlaşarak atmosfere çıkan sular yoğunlaşarak tekrar yeryüzüne dönerler. Bu dolaşma “Hidrolojik devre” denir.

İnsanlar yaşamlarını sürdürebilmek ve ekonomik ihtiyaçlarını giderebilmek için suyu bu dolaşımdan alır, kullandıktan sonra yine aynı dolaşıma iade ederler. Bu olaylar sırasında suya karışan maddeler suların fiziksel, kimyasal ve biyolojik olarak özelliklerinin değişmelerine neden olurlar.

Su kirliliği olarak adlandırılan bu özellik değişimleri, aynı zamanda sularda yaşayan çeşitli canlı varlıkları da etkiler. Böylece su kirlenmesi suya bağlı eko sistemlerin etkilenmesine, dengelerin bozulmasına ve giderek doğadaki tüm suların sahip oldukları kendi kendini temizleme kapasitesinin azalmasına veya yok olmasına yol açabilir.

Çevre kirlenmesi denilince genellikle hava, su ve toprağın kirlenmesi düşünülür. Bunlardan en kolay ve çabuk kirlenen kuşkusuz sudur. Çünkü her kirlenen şey genelde su ile yıkanarak temizlenir, bu da kirliliğin son mekanının su olması anlamına gelir. Havanın ve toprağın kirlilik bakımından zamanla kendi kendilerini yenilemeleri bir bakıma kirliliklerini suya vermelerine neden olur.

Havanın içinde bulunan katı ve sıvı tanecikler, havadan çok ağır olduklarından, çok geçmeden aşağı doğru inerek karalara ve sulara ulaşırlar. Havanın içinde bulunan gaz ve buhar halindeki kirleticilerde zamanla yağmur suları ile yeryüzünde toprak ve suya karışırlar. Bunlara örnek olarak, kükürt, azot ve karbon dioksitler verilebilir.

Havaya karışan pek çok kirletici madde çok dayanıklı olmadığından, zamanla oksijen, ışık ve ültraviyole ışınlarının etkisi ile parçalanır. Daha sonra dünyada toprağa, göle, denize ve havaya inerler. Bu kirleticilerden toprağa yayılanlarda zamanla mekaniksel ve sel suları yardımı ile veya başka etkenlerin yardımı ile topraktan suya geçerler.

Sularda, muazzam bir canlı varlık hazinesi, dolayısı ile gıda deposu mevcuttur. Burada vaki olabilecek bir denge bozulması bütün dünyamızdaki yaşamı ciddi ve olumsuz yönde etkiler.

Kirletici madde miktarı çok az olsa bile suda erimediği zaman, su üzerinde çok ince bir tabaka teşkil edince sudaki hayat önemli bir derecede etkilenebilir. Bunun nedeni atmosferden oksijen ve ısı alışverişinin zorlaşmasıdır.

Denizlerden buharlaşan sular yukarıda yoğunlaşıp yağmur halinde aşağıya düşünce pek çok pislikleri ve suda eriyen maddeleri beraberce nehirlere ve özellikle denizlere doğru sürüklerler. Bu şekilde pislikler ve kirleticiler durmadan havadan ve topraktan sulara geçerler. Karalardan sökülebilen ve sular tarafından sürüklenen taş ve topraklarda bu kirletici maddeler gibi denizlere ulaşınca bir daha eski yerlerine gidemezler.

Kısacası karalardan ve atmosferden ister suda erimiş olsun, ister erimemiş olsun suya sürüklenen maddeler ve bu arada kirleticiler bir daha eski yerlerine gidemezler. Her şeyden önce yer çekimi buna manidir. Erozyon sonucunda her yıl milyonlarca ton kıymetli toprak karalardan sulara ve dolayısı ile denizlere geçer. Bir bakıma bu da önemli bir çevre sorunudur.

Dünyamız verimliliği bu yüzden gittikçe azalmaktadır Dünyamız verimliliği bu yüzden gittikçe azalmaktadır. Sulara ve denizlere geçen maddeler okside edilebilir cinsten iseler (mesela organik maddeler) sudaki erimiş oksijeni yakacaklarından sudaki hayat şartlarını zorlaştırırlar.

Çeşitli yollardan meydana gelen deniz kirliliği, toplumların korunması ve insanlığın geleceği bakımından büyük önem arz etmektedir. Belli bir sistem içinde yerleşmiş toplumlar,’ üretim teknolojisi sonucu ekolojik dengeyi tahrip etmekte, kısa dönemde geçimlerini sağlama endişesi içinde, uzun dönemin birçok imkanlarını yok etmektedir.

Kirliliğin en yoğun olduğu sucul kaynaklar, gelecekteki gıda deposu olma özelliğini hızla yitirmektedir. Bu kirlilik, besin zinciri boyunca giderek artmakta ve sonuçta tüm canlı sistemler bu kirlenmeden payına düşeni almaktadır.

Deniz ve iç sularımız yanlış yapılaşma, endüstriyel, evsel, komşu ülke akarsuların taşıdıkları atıklarla ve yaşanan kazalarla sürekli kirlenmektedir. İster sucul kaynaklı olsun, isterse karasal kaynaklı olsun, kirlenmelerin araştırılmasında tek amaç vardır; o da kirliliğin canlılar veya canlı kaynaklar üzerinde doğrudan ya da dolaylı etkilerinin incelenmesi ve elde edilen sonuçlara göre gerekli önlemleri almaktır. Bu etkileri saptamak da canlıların fizyolojilerini, histolojilerini ve anatomilerini, davranış biçimlerini ve beslenme alışkanlıklarını bilmekten geçmektedir. Bu nedenle Biyologlara çok büyük görevler düşmektedir. Çünkü bu konuda tek eğitim alan meslek gurubudurlar.

Son derece verimsiz ve deniz kıyılarında bulunan maden sahalarının yarattığı jeolojik, biyolojik sorunlar nedeniyle su ürünleri avlanma alanları yok olmakta, doğal denge bozulmaktadır. Ruhsatlandırma işlemleri esnasında o bölge için kesinlikle ÇED (Çevresel Etki Değerlendirmesi) istenmelidir.

Su havzalarına kaçak inşaat yapılması kesinlikle önlenmelidir Su havzalarına kaçak inşaat yapılması kesinlikle önlenmelidir. Oturma izni ve iskan verilmemeli, belediye tarafından bu yerleşim alanlarına hiçbir hizmet götürülmemelidir. Yılda 60.000 den fazla geminin geçiş yaptığı Denizlerimizde ve boğazlarımızda, gemilerin ve diğer deniz ve iç su taşıtlarının kirli balast sularını boşaltabileceği alanların (Liman Atık Alım Tesisleri) yapılmasına hız verilmelidir.

Akdeniz Ekosistemine dahil olan ülkemizden yük almak için, kara sularına girecek olan açık deniz taşıtlarının, denge amacıyla aldıkları balast sularını, daha karasularımıza girmeden değiştirmelerinin sağlanmalıdır. İç sularımızda kirlilik, uluslararası standartların çok üzerindedir. Bunların önlenebilmesi için Arıtma sistemleri arttırılmalıdır.

Suların Kirlenme Nedenleri KONU: Suların Kirlenme Nedenleri ÖĞRETMEN: ERHAN ATEŞ KAYNAK: http://www.hayta.net/yasam/su-kirliligi-ve-cozum-yollari