OBEZİTE, KİLO KONTROLÜ VE FİZİKSEL AKTİVİTE UZM. HEMŞ. GÖNÜL DÜZGÜN
OBEZİTE Tüm dünyada ve ülkemizde bireylerin obezite oranı hızla artmakta ve önemli bir halk sağlığı sorunu olarak karşımıza çıkmaktadır. Özellikle gelişmiş olan ülkelerde obezite oranında artış görülmekte ve bunun önemli bir kısmını orta ve ileri yastaki bireyler oluşturmaktadır
TÜİK (Türkiye İstatistik Kurumu) 2012 yılı Türkiye Sağlık Araştırması sonuçlarınına göre 15 ve daha yukarı yaştaki nüfusun %17,2′sinin obez ve %34,8′inin fazla kilolu olduğunu belirtilmiştir. Vücut kitle indeks değerleri incelendiğinde, toplumun %34,8′inin fazla kilolu, %44,2′sinin normal kilolu, %3,9′unun ise düşük kilolu olduğu saptanmıştır. Elde edilen veriler cinsiyet açısından değerlendirildiğinde ise kadınların %20,9′unun obez ve %30,4′ünün fazla kilolu olduğu belirlenmiştir. Erkeklerde ise bu oranlar %13,7 ve %39, olarak saptanmıştır.
İktisadi Kalkınma ve İşbirliği Örgütü Ülkeleri 2010 (OECD: Organization for Economic Cooperation and Development ) tarafından hazırlanan raporda 1980'lerden bu yana, obezitenin korkutucu bir hızla yayılmakta olduğu belirtilmiştir. OECD ülkelerinde yapılan araştırmalar sonucunda her iki yetişkinden biri aşırı kilolu ve altı kişiden birinin de obez olduğu saptanmıştır.
OBEZİTE Dünya genelinde 1 milyar kadar yetişkin bireyin vücut ağırlığının fazla ve bunlardan 300 milyonunun obez olduğu belirtilmektedir.
OBEZİTE NEDİR? Obezite, vücut yağ dokularında anormal veya fazla yağ birikimi ile insan sağlığını tehdit eden bir hastalıkdır. Tedavi edilebilen kronik bir hastalıktır. Genellikle sağlıksız beslenme alışkanlıklarının sedanter (hareketsiz) yaşam tarzı ile birleşmesi ile oluşmaktadır. Fazla enerjinin vücut yağı olarak depolandığı, enerji alımı ve kullanımı arasındaki dengesizliktir.
OBEZİTE NASIL TESPİT EDİLİR? Beden Kütle İndeksi (BKİ), Vücut Yağ Dağılımı (Bel çevresi ölçümü)
OBEZİTE NASIL TESPİT EDİLİR? İnsanların sağlıklı ağırlıklarının ne olduğunu belirlemek için; ağırlık ve boy arasındaki ilişkinin basit bir ölçümü olan Beden Kütle İndeksi (BKİ), kullanılmaktadır.
BEDEN KÜTLE İNDEKSİ NASIL HESAPLANIR? Beden Kütle İndeksi boyun metre cinsinden karesinin, kilogram cinsinden vücut ağırlığına bölünmesi ile tanımlanır (kg/m2).
VÜCUT YAĞ DAĞILIMI (BEL ÇEVRESİ ÖLÇÜMÜ) Bel çevresi erkeklerde 102 cm’in, ka- dınlarda 88 cm’in üzerinde ise, BKİ değerleri normal değerlerde olsa bile, bu kişilerin sağlık problemleri açısından yüksek risk grubunda olmalarına neden olan fazla abdominal (karın içi) yağları olduğunu göstermektedir.
OBEZİTE NEDEN OLAN FAKTÖRLER Obeziteye neden olan 4 temel faktör; 1-Kötü Beslenme 2-Aktivite Yetersizliği 3-Genetik Nedenler 4-Çevresel Faktörler
1- KÖTÜ BESLENME İnsanlarda yapılan çalışmalarda diyetteki yağın obezite gelişmesi açısından önemli olduğunu göstermektedir. Pek çok çalışma yüksek yağlı diyet alanların enerji alımlarının düşük yağlı diyet tüketimine göre daha fazla olduğunu göstermiştir. Yüksek yağlı diyetler obezite yanı sıra vücutta yağ depolanmasında da artışa neden olmaktadır. Bu enerji protein ve karbonhidratlardan gelenlerden belirgin oranda fazladır.
2- AKTİVİTE YETERSİZLİĞİ Düşük fiziksel aktivite artan obezite riski ile birliktedir. Teknoloji ve transporttaki ilerleme günlük yaşamda fiziksel aktiviteyi azaltmakta, Televizyon, elektronik oyunlar ve bilgisayar başında harcanan zaman yetişkinleri de sedanter yaşama yönlendirmekte, Günlük enerji miktarı azaltılmış olsa bile fiziksel aktivitenin azalması obeziteye neden olmaktadır.
3- GENETİK NEDENLER Aşağıda belirtilen genlere sahip bireyler obeziteye yatkınlık gösterirler. Fat (yağ) geni (4q21) Tubby (tub) geni (11p15) Agoutti geni (20q11.2) Diyabet-obezite geni (1p31) Obezite (Ob) geni (7q31.3): gen ürünü leptindir.
3- GENETİK NEDENLER Obezite geninin ürünü olan leptin tokluk merkezini uyararak iştahı azaltır. Şişman insanların leptini yüksektir ama direnç vardır. Bu nedenle tokluk merkezi baskılanır ve açlık merkezi uyarılır.
3- GENETİK NEDENLER Bu genlere sahip olanlar daha fazla yağ depolarlar ve uzun süren açlıklarda daha fazla yaşama şansına sahiptirler. Bu genlere sahip olanlar yağları daha yavaş yakarlar (Tutumlu açlık). Ortamda yeterli derecede yiyecek varsa bu kişiler, aynı miktarda yemek yeseler bile, obezite genlerine sahip olmayanlara göre daha fazla kilo alırlar.
4-ÇEVRESEL FAKTÖRLER Gıda çokluğu ve porsiyon büyüküğü obeziteyi arttıran çevresel etkiler arasındadır. En önemlisi ise büyük miktarlarda gıdaların tüketilmesidir. Çok lezzetli ucuz gıdalara her yerde ulaşılabilmektedir. Porsiyonlar özellikle USA’da çok büyüktür. Bu özellikle Türkiye’de de son zamanlarda yerleşen "fast food“ restoranlarda "super sizing" menü formları ile göze çarpmaktadır.
YAŞLİLİKTA OBEZİTENİN NEDENLERİ Tüm yaş gruplarında olduğu gibi bu dönemde de şişmanlık, harcanandan fazla enerji alınması sonucu oluşur Yaşlılarda fiziksel aktivitenin ve bazal metabolik hızın azalması en yaygın şişmanlık nedenleridir. Bu dönemde kullanılan ilaçlar da şişmanlık oluşumunu etkiler
OBEZİTEYE BAĞLİ MEYDANA GELEBİLECEK HASTALİKLAR 1 Kalp ve damar hastalıkları (iskemik kalp hastalığı, anjina pektoris, MI, hipertansiyon, inme) Kanser (serviks, uterus, prostat, meme, kolon, rektum, karaciğer, böbrek) Tip II DM ve insulin direnci Son dönem karaciğer ve böbrek hastalıkları Osteoartrit
OBEZİTEYE BAĞLİ MEYDANA GELEBİLECEK HASTALİKLAR 2 Pulmoner emboli Gut Safra kesesi sorunları Bel ağrısı Uyku apnesi Psikolojik sorunlar/ Sosyal sorunlar Engellilik (disability) Cerrahi komplikasyonlar
OBEZİTEDEN KORUNMADA KİLO KONTROLÜ Alınan kilo >Verilen kilo Kilo Alımı Alınan kilo=Verilen kilo Kilo Korunur Alınankilo <Verilen kilo K ilo kaybı
OBEZİTENİN TEDAVİSİ-1 Obezite tedavisinde ya enerji girdisini azaltmak veya enerji çıktısını arttırmak ya da her ikisini uygulayarak sistemin enerji dengesini düzeltmek gereklidir. Tedavide genel amaçlar; vücut ağırlığının azaltılması, uzun dönemde vücut ağırlığının daha aşağı düzeyde tutulması, daha fazla kilo alınmasının önüne geçilmesi ve kilo alınmasıyla ortaya çıkabilecek diğer hastalık risk faktörlerinin kontrolüdür.
OBEZİTENİN TEDAVİSİ-2 Obezitenin tedavisine yönelik etkin tıbbi yaklaşımlar; diyet düzenlemesi, fiziksel aktivitelerin arttırılması, davranışçı tedavi, farmakolojik tedavi ile bunların kombine şekilde uygulanması ve son çare olarak da cerrahi tedaviyi içine alır.
OBEZİTENİN TEDAVİSİ-3 Düşük kalorili diyet, fiziksel aktivitelerin arttırılması ve davranış terapisini içeren kombine bir tedavi, kilo verme ve kilonun korunmasına yönelik en etkin yöntemdir.
DÜZENLİ FİZİKSEL AKTİVİTENİN KİLO KONTROLÜ ÜZERİNE ETKİSİ Kalorileri yakar Metabolizmayı hızlandırır Yağ yakılmasına yardımcı olur İştahı bastırır.
OBEZİTEDEN KORUNMADA DİKKAT EDİLECEK KURALLAR 5+ 2 + 1 Kurali; 5 meyve & sebze 2 saatten az hareketsiz yaşam 1 saat yapılandırılmış fiziksel aktivite sağlanmalıdır. Ayrıca yaşlılık döneminde diyetle tüketilen yağ ve şeker miktarı azaltılarak; protein, vitamin, mineraller, su ve posanın yeterli miktarda tüketilmesi sağlanmalıdır. Beslenme planlanırken çiğneme ve yutma güçlüklerine, tat ve koku almadaki değişikliklere dikkat edilmelidir
KAYNAKLAR Aslan D. Yaşlılık Döneminde Beslenme Sorunları ve Yaklaşımlar Geriatri Derneği Eğitim Serisi No:1 Ankara, 2008 Rakıcıoğlu, N. Yaşlıda Şişmanlık, Sağlık Bakanlığı, Yayın No: 729, Klas Matbaacılık, Ankara, 2008 Gedik O. Obezite ve Çevresel Faktörler, Turkish Journal of Endocrinology and Metabolism, 2003. (Suppl. 2) : 1-4 Baltacı G. Obezite ve Egzersiz, Hacettepe Üniversitesi-Sağlık Bilimleri Fakültesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Bölümü Şubat, Ankara, 2008
ALKOL, SİGARA KULLANİMİ VE SAGLİK
TÜRKİYE’DE SİGARA KULLANİMİ Türkiye’de tütün ürünlerinin kullanılması ciddi sağlık ve ekonomik yüklere neden olmaktadır. Yetişkinlerin yaklaşık olarak üçte biri sigara içmektedir ve pek çok kişi diğer tütün ürünlerini de kullanmaktadır. Sigara kullanılmasından kaynaklanan hastalıklar ortalama her sene 55.000 kişinin ölümne neden olurken, sigara içme yaygınlığında bir değişiklik olmaması durumunda bu rakamın 2050 yılında iki katına çıkacağı tahmin edilmektedir.
DÜNYADA EN ÇOK SİGARA İÇEN 10 ÜLKE 2008
YAŞLİLARDA SİGARA KULLANİMİ Sigara içen yaşlılarda hiç içmeyenlere göre mental fonksiyonlarda azalma riskinin 3.6-4 kez daha fazla olduğu gösterilmiştir Bununla birlikte ileri yaşlarda da olsa sigarayı bırakmanın sağlık açısından önemli yararları kanıtlanmıştır.
TÜRKİYE’DE ALKOL KULLANİMİ Alkol kanseri tetiklemektedir. Az miktarda bile olsa alkol kanserojen etki gösterir. Alkolün neden olduğu kanserler ağız boşluğu, larenks, özefagus ve karaciğer kanserleridir.
TÜRKİYE’DE ALKOL KULLANİMİ Alkolün meme, kolon ve rektum kanserini artırdığını gösteren kanıtlar mevcuttur. Düzenli olarak bir kadehten fazla alkol tüketen kadınlarda meme kanseri riskinin arttığı gösterilmiştir. Alkolün meme kanseri riskini artırış mekanizması net olarak açıklanamamıştır ancak, artmış risk hormonlar, özellikle östrojen miktarında artış, folat seviyesindeki azalma, alkol ve metabolitlerinin direkt etkisi ile ilişkili olabilir.
TÜRKİYE’DE ALKOL KULLANİMİ Ayrıca çalışmalar, tüketilen alkolün çeşidinden ziyade günlük tüketilen toplam alkol miktarının önemini vurgulamaktadır. Alkol kullanımı yanında sigara içimi de varsa kanser riski, her biri için 5 kat iken, 25 kata çıkmaktadır.
YAŞLİLARDA ALKOL KULLANİMİ Kalça kırığı insidansı alkollü iken düşmeye bağlı olarak ve alkolün kemik yoğunluğunu azaltmasına bağlı olarak artmaktadır. Yaşlı ve alkol alan sürücünün hem kaza yapma riski hem de olası bir kazada yaralanma düzeyi aynı durumdaki genç bir insana göre yüksektir 65 yaşın üzerindeki ortalama bir insan günde 2- 7 farklı ilaç kullanmakta ve alkol-ilaç etkileşimlerinin olumsuz etkileri bu nedenle yaşlılarda sık görülmektedir.
YAŞLİLARDA ALKOL KULLANİMİ Depresif bozukluklar yaşlılarda daha sıktır ve alkol kullanımıyla birlikte tekrarlamaktadır. Bununla birlikte yapılan bir çalışmada yaşlı alkoliklerde alkol kullanmayan yaşlılara göre majör depresyon görülme sıklığı 3 kat yüksek çıkmıştır.
YAŞLİLARDA ALKOL KULLANİMİ Bazı araştırmalarda yaşlı kişilerde kan alkol düzeyinin aynı düzeyde alkol alan gençlere göre daha yüksek olduğu gösterilmiştir. Bu da intoksikasyon(zehirlenme) ve yan etki riskini artırmaktadır Alkol ve yaşlanmanın bilişsel ve davranışsal işlevlere olan olumsuz etkileri benzerdir. Alkolizm beynin erken yaşlanmasına neden olabilir.
YAŞLİLARDA ALKOL VE SİGARA KULLANMAMASI İÇİN ÖNERİLER Bireyler hangi yaşta olursa olsunlar sigara başta olmak üzere tütün ürünleri kullanımından ya da tütün dumanından pasif etkilenimden uzak durmalıdırlar. Yaşlılık döneminde sigara dumanından pasif etkilenimin engellenmesi için kapalı alanlarda bu konuya özen gösterilmesi gerekir (örneğin; kahvehaneler). Bu konuda Ocak 2008’de yasalaşmış olan tütün yasası son derece önemli katkılar sağlamıştır. Alkol ve bağımlılık yapıcı maddelerin tüketildiği sosyal ortamlardan mümkün olduğunca uzak durulmalıdır.
kaynaklar Güleç M., Ceylan S., Hasde M., Ekerbiçer H., Geriatri4(1): 7-10, 2001 Turkish Journal of Geriatrics Kushi LH, Byers T, Doyle C, Bandera EV, McCullough M, McTiernan A, et al. American Cancer Society 2006 Nutrition and Physical Activity Guidelines Advisory Committee. American Cancer Society guidelines on nutrition and physical activity for cancer prevention: Reducing the risk of cancer with healthy food choices and physical activity. CA Cancer J Clin 2006; 56: 254-81 Kaya A. Sigaranın Muhasebesi : Sigara Kullanımına Ekonımik ve Sağlık Açısından Bir Bakış II. Bölgesel Sorunlar ve Türkiye Sempozyumu 1-2 Ekim 2012 Aslan, D. Sağlıklı Yaşlanma ve Sağlığın Korunması. In: Yaşlılık “Sık Rastlanan Sorunlar”.Gökçe-Kutsal Y., Selekler, K (Eds). Güneş Tıp Kitabevleri, Ankara, 2007, pp: 7-20.
TEŞEKKÜRLER.....