DİKKATİN NÖROBİYOLOJİK YAPISI YÜRÜTÜCÜ İŞLEVLER

Slides:



Advertisements
Benzer bir sunumlar
EEG’nin Epilepsi Dışı Kullanımı
Advertisements

II.BÖLÜM GELİŞİM İLE İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR
Hazırlayan: Öğr.Gör. Funda YORULMAZ
DİKKAT EKSİKLİĞİ HİPERAKTİVİTE BOZUKLUĞU
Beyin Temelli ve Basamaklı Öğrenme S
Prof.Dr. Ümmühan İşoğlu-Alkaç
BİLİŞSEL PSİKOLOJİ BEYİN/Nöro-Psiko-Anatomi
OKUL ÖNCESİ EĞİTİMİN ÖNEMİ
Zihinsel Engellilerde Disiplin Alanlarının Öğretimi
HAZIRLAYAN Mevsim ÖZDEMİR.
KİTLE İLETİŞİMİ VE KİTLE İLETİŞİM ARAÇLARI
HİPERAKTİVİTE BOZUKLUĞU
Mahmut Fehime Güleç İlköğretim Okulu
Kuhn ve Bilimsel Devrimler
YETİŞKİNLERİN PSİKOLOJİK DAVRANIŞ BİÇİMLERİ
Gelişimi Farklı Olan Çocuklar
VERİMLİ DERS ÇALIŞMA TEKNİKLERİ.
FUTBOLDA MOTOR ÖĞRENMENİN BİYOLOJİK TEMELLERİ
EĞİTİM SİSTEMİ VE ÖLÇMENİN SİSTEMDEKİ YERİ
MUSTAFA ABAK ÖZEL EĞİTİM ÖĞRETMENİ
Elektroensefalogram (EEG) ve Olaya İlişkin Potansiyeller (OİP):
Matematik Dersine Nasıl Çalışmalıyız??
ÖĞRENME GÜÇLÜĞÜ OLAN ÇOCUKLAR (ÖZGÜL ÖĞRENME BOZUKLUKLARI) kaynak:Prof
SOKRAT SEM İ NER İ. Yunan felsefecisi, filozofu ve düşünürü Sokrates, M.Ö. 470 yılında Atina’da do ğ muş ve M.Ö. 399 yılında Atina’da ölmüştür. SOKRATES.
ADAPAZARI REHBERLİK VE ARAŞTIRMA MERKEZİ
Düşünme Türleri ve Becerileri
Çocuklarda zeka gelişiminin en yoğun olduğu dönem 3–11 yaş aralığı olup bu dönemlerde beyin gelişimine çok dikkat edilmelidir..
ZİHİN ENGELLİ ÇOCUKLARDA ZİHİNSEL GELİŞİM
Dr. Nilüfer GENÇ ÖZDAMAR
Bölüm 4 Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu.
BEYNİN BÖLÜMLERİNİN İŞLEVLERİ
BİR YAŞAM TARZI OLARAK SPOR Doç.Dr.Sebahattin DEVECİOĞLU
BÖLÜM 8 ERKEN ÇOCUKLUKTA FİZİKSEL GELİŞİM. BÖLÜM 8 ERKEN ÇOCUKLUKTA FİZİKSEL GELİŞİM.
İNCİRLİOVA SPOR LİSESİ EĞİTİMDE KOÇLUK SİSTEMİ SUNUSU
HAYAT BİLGİSİ VE SOSYAL BİLGİLERDE BECERİ EĞİTİMİ
Yanal düşünme Yanal düşünme, problemleri endirekt ve yaratıcı yaklaşımla, hemen belirmeyen ve geleneksel adım adım mantıkla elde edilemeyen gerekçe kullanarak.
GENEL KİMYA DOÇ. DR. AŞKIN KİRAZ
KISIM 1 Bilgi İşleme Teorisi BÖLÜM 2 Duyusal, Kısa Süreli ve İşleyen Bellek.
Probleme Dayalı Öğrenme
EGZERSİZİN BEKLENMEYEN 10 FAYDASI.
BÖLÜM 9 DİKKAT VE AKTİVİTE BOZUKLUKLARI TANIM VE YAYGINLIK Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu, dikkat ve aktivite bozuklukları için artık günümüzde.
SLAYT GEÇİŞLERİ İÇİN… LÜTFEN TIKLAYINIZ… SLAYTI MUTLAKA SESLİ İZLEYİNİZ… İYİ SEYİRLER… Sesli İzleyiniz.
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ Özel Yeteneklerin Geliştirilmesi Daire Başkanlığı.
İHTİYAÇ BELİRLEME VE ANALİZİ.  Bu bölümde;  Ö ğ retim Aranılan Yanıt mıdır?  İ htiyaç De ğ erlendirme Nedir?  İ htiyacın Belirlenmesi ve Analizi 
Learning to learn network for low skilled senior learners ÖĞRENCİ Mİ? EVET, O BENİM! Learning to Learn Training Hafıza performansınızı geliştirmek Developed.
Frontal Lob Anatomisi ve İşlevleri
BİLİŞSEL GELİŞİM: İYİ SEYİRLER .
BİLİŞSEL GELİŞİM.
YAŞLILIKTA DEPRESYON ANTALYA HALK SAĞLIĞI MÜDÜRLÜĞÜ
UYKU-UYANIKLIK İŞLERGELERİ-BEYNİN ELEKTRİKSEL ETKİNLİĞİ
OKUL ÖNCESİ DÖNEMDE GELİŞİM
ADANA İL MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜ
BEYNİN BÖLÜMLERİNİN İŞLEVLERİ
PROBLEM ÇÖZME BECERİSİ
Türk Psikologlar Derneği İstanbul Şubesi
Fonksiyonel MR Görüntüleme
Spor Psikolojisi Psikolojik Beceri Antrenmanı.
Öğrenme Güçlüğü Ahmet GENÇ. Öğrenme Güçlüğü: Yazılı-Sözlü dili anlamayı, kullanmayı içeren temel psikolojik süreçlerin bir veya birkaçında oluşan bozukluk.Bu.
II.BÖLÜM GELİŞİM İLE İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR. Kazanımlar Bu üniteyi tamamladığınızda aşağıdaki hedeflere ulaşmanız beklenmektedir: Gelişimle ilişkili olan.
UYKU VE RÜYALAR….
GRUP İLETİŞİMİ.
BİREYSEL FARKLILIKLAR
ÖĞRENME.
NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ
EEG TABANLI BEYİN BİLGİSAYAR ARAYÜZLERİ
DİYALEKTİK DAVRANIŞ TERAPİSİ BECERİLERİ: DUYGU REGÜLASYONU Yağmur TÜRKYILMAZ- Gözde PEHLİVANTÜRK.
ÇOCUKLUK DÖNEMİNDE YARATICILIK VE SANAT EĞİTİMİ
SDÜ Tıp Fakültesi Fizyoloji ABD,
 Yorgunluk terimi Fizyoloji ve mühendislik alanlarında kullanılan bir terimdir.  Fizyolojide yorgunluk makul ve gerekli fiziksel ve mental etkinliği.
Sunum transkripti:

DİKKATİN NÖROBİYOLOJİK YAPISI YÜRÜTÜCÜ İŞLEVLER BURHAN ŞENOL PSİKOLOJİK DANIŞMAN

DİKKATİN NÖROBİYOLOJİK YAPISI

DİKKATİN NÖROBİYOLOJİK YAPISI Beyin dokusundaki nöron adı verilen beyin doku hücrelerinin yaklaşık sayısı bir trilyon civarındadır. Bu hücreler arası kurulan iletişimler sayesinde, çok hızlıdan çok yavaşa doğru 4 farklı beyin dalgası oluştururlar.

DİKKATİN NÖROBİYOLOJİK YAPISI Beyindeki dalgalardan Teta beyin dalgası, dikkatin dağınık olduğu durumlarda artar. Beta beyin dalgaları ise konsantrasyon ve odaklanılmış dikkat ile ilişkilidir. Son araştırmalarda, dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu olan kişilerde, dikkat kontrolü ve odaklanmayı sağlayan beyin alanlarında aktivite değişimleri gözlenmektedir

DİKKATİN NÖROBİYOLOJİK YAPISI Dikkat eksikliği, çocuğun zekâsı ile ilgili olan bir sorun asla değildir. Dikkat eksikliği sorunu olan çocukların beynin çalışma sisteminde farklılıklar vardır. Beyin görüntüleme araştırmaları göstermektedir ki, Dikkat Bozukluğu ya da Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu olan bireylerin beyin aktivitelerinde (özellikle beyin dokusunun ön bölümü olan frontal bölgede) normale göre azalma, yani ''kortikal yavaşlama'' gözlenmektedir.

DİKKATİN NÖROBİYOLOJİK YAPISI Dikkat eksikliği olan çocukların beyin ön bölgesinde yer alan prefrontal kortexte, düşük frekanslı Teta dalgalarının amplitüdlerinde artış ve yüksek frekanslı Beta dalgalarının amplitüdlerinde düşme gözlenmektedir. Beyin dokusunun her bölgesinin farklı görevleri vardır. Beyin ön bölgesi olan frontal bölgenin görevi, yürütücü fonksiyonların kontrolüdür.

• Dikkati toplamak ve sürdürmek • Problem çözmek • Kısa süreli bellek Beyin frontal bölgesindeki Dikkat Merkezinde sorun yaşandığında, şu fonksiyonlarda sıkıntılar ortaya çıkar: • Organize olmak • Dikkati toplamak ve sürdürmek • Problem çözmek • Kısa süreli bellek • Dürtülerin kontrolü

YÜRÜTÜCÜ İŞLEVLER

DEHB’nda merkezi eksiklikler sonucu davranışsal engelleme (behavioral inhibition) ve self-kontrolde bozulma olmaktadır. Self-kontrol-.veya bir olaya karşı başlangıç motor tepkilerini (belki duygusal) engelleme (baskılama) veya geciktirme kapasitesidir (yetisidir). Self kontrol herhangi bir görevdeki başarı için temeldir. Çoğu çocuk büyüdükçe yürütücü işlevler diye adlandırılan mental aktiviteler kazanır.

Bu işlevler amaçtan uzaklaşmayı önler, amaçları hatırlatır ve amaca ulaşmak için gereken basamaklamayı sağlar. Bir iş veya oyunda amacı başarmak için, örneğin, insanların amaçlarını hatırlama yetilerinin olması gereklidir (bir şeyin anlamını veya niteliğini sonradan anlama), amaca ulaşmak için gerekli şeylere sevk etme (öngörüyü kullanma), duygularını dizginleme veya motive etme.

Bir kişi karıştırıcı düşünce ve dürtülerini baskılamadıkça, bu işlevlerden hiçbirini başarılı bir şekilde yerine getiremez. Küçük yaşlarda yürütücü işlevler dışsal olarak işlemektedir. Çocuk bir görevi hatırlarken veya problem çözerken kendi kendilerine sesli konuşabilir.

Ancak çocuk büyüdükçe bu içselleştirilir ve kişiye özgü hal alır ve bunun başkaları tarafından bilinmesini saklar. DEHB olan çocuklarda aksine bu yürütücü işlevlerin toplum performansını baskılamak için gerekli kısıtlama eksiktir.

Yürütücü işlevler 4 mental etkinlik olarak gruplanır: bunlardan biri working memory (işleyen, çalışan bellek): bilginin sağlandığı orijinal uyaran kayıp olsa bile, bir görev üzerinde çalışırken bilgileri aklında tutma (holding information in the mind). Böylesine bir hatırlama zamanında (vakitli) ve amaca uygun davranış için çok önemlidir. Bunun sonucunda karmaşık ve yeni davranışlarından sonuç çıkarma, öngörü, hazırlık ve taklidi sağlar. DEHB olan çocuklarda bütün bunlar bozulmuştur.

Kendine yönelik konuşmanın (self –directed speech) içselleştirilmesi diğer bir yürütücü işlevdir. Altı yaş öncesinde çoğu çocuk çoğunlukla kendi kendilerine, bir görevi yerine getirirken veya bir problemi çözerken nasıl yapılacağını kendi kendine hatırlatma yaparak, sesli konuşurlar. Örneğin, “şu kitabı nereye koydum?” “Oh, sıranın altına koymuştum”.

İlkokulda bu özel konuşma duyulmayacak mırıltı tarzını alır ve genellikle 10 yaşına kadar kaybolur. İçselleştirilmiş, kendine yönelik konuşma bir kişiye kendini yansıtmasını sağlar (ayna gibi); kuralları ve yönergeleri takip için, problem çözümünün bir formu olarak kendini sorgulamayı kullanarak, önceki kuralları anlayarak sonuç kurallar çıkarmak için. Berkle ve arkadaşları (1991) kendine yönelik konuşmanın içselleştirilmesinin DEHB olan çocuklarda geciktiğini bildirmişlerdir.

Üçüncü yürütücü mental işlev; duyguların kontrolü, motivasyon ve uyanıklık durumunu içermektedir. Son yürütücü işlev yeniden yapılandırma (reconstitution), bu iki ayrı süreci içermektedir: gözlenen davranışın parçalara ayrılması ve yeni aksiyonda bu parçaların kombinasyonudur. Yeniden yapılandırma insanlara; akıcılık, esneklik ve yaratıcılık sağlar. Böylece kişi bir amaca ulaşmak için gerekli bütün basamakları öğrenmeksizin amaca ulaşmasını sağlar.

İlk çalışmalar DEHB olan çocukların diğer çocuklara oranla daha az yeniden yapılandırma yetisine sahip olduğuna işaret etmektedir.   Uyarılma düzeyini belirleyen çalışmalarda, örneğin galvanik deri yanıkları ya da uyarılmış potansiyel ile, bu çocukların uyarılma eşiğinin altındaki uyaranlara yanıt vermeye eğilimleri oldukları belirlenmiştir.