OSWALD SPENGLER.

Slides:



Advertisements
Benzer bir sunumlar
EKONOMİ VE SOSYAL HAYAT
Advertisements

Yaşa – Hisset – Öğret Projesi; Kocaeli Disleksi Derneği’nin 2013 yılı teklif çağrısı döneminde Gençlik Programı çerçevesi altında başvurusunu yaptığı ve.
Sosyalleşme & Sosyal Ahlak
Mimaride kimlik.
Karanlık Çağ İlk Çağ Orta Çağ Yeni Çağ Yakın Çağ
UÇURTMA.
Tarih bilimi araştırmayı ve öğretimi kolaylaştırmak amacıyla,
UYGARLIK TARİHİ 1. HAFTA UYGARLIK NEDİR?
Uygarlık nedir? Uygarlık ve Çağdaşlık Bilgilendirme
AYDINLANMA ÇAĞI.
TOPLUMSAL DEĞİŞME NEDİR? Toplumsal değişme, toplumsal yapının, kurumların, toplumsal ilişkiler ağının, davranış kalıplarının, toplumsal norm ve değerlerin.
SANATSIZ KALAN BİR TOPLUMUN HAYAT DAMARLARINDAN BİRİ KOPMUŞ DEMEKTİR.
MERKANTİLİZM TANIM Orta çağın sonları ile sanayi devrimi arasında kalan dönem. Ticaret Ev-sanayi şeklinde başlayan sanayi Kapitalist sınıf: sanayiciler,
KÜRESEL ORTAM:BÖLGELER VE ÜLKELER
REHBERLİK.
Liberalizmin Tarihsel Kökenleri
9. Sınıf Dil ve Anlatım MAYIS.
FELSEFEYE GİRİŞ II An Introduction to Philosophy
Terakki Vakfı Özel Şişli Terakki Lisesi Sosyal Bilimler Bölümü
Siyaset Bilimine Giriş
T.C. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük TÜRK ÇAĞDAŞLAŞMASI
TOPLUMSAL TABAKALAŞMA
Zaman içinde bilim.
SANAYİ DEVRİMİ Sanayi Devrimi ya da Endüstri Devrimi, Avrupa'da 18. ve 19. yüzyıllarda yeni buluşların üretime olan etkisi ve buhar gücüyle çalışan makinelerin.
Felsefe Nedir?.
I. ÜNİTE: DİN KAVRAMI VE İSLAM DİNİ
NURETTİN TOPÇU Eğitim ve Kültür Değişmeleri.
KÜTÜPHANE VE İLGİ ALANI
BATI EDEBİYATINDA EDEBİ AKIMLAR
SANAT TARİHİ.
ÜTOPYALAR Ütopya, hiçbir yerde bulunmayan anlamında eski Yunancadan gelen bir sözcüktür. Felsefede bu terim, ger­çekleştirilmesi olanaksız tasarı ya da düşünceleri.
ÜNİTE İLK ÇAĞ DÖNEMİ 2.KONU: UYGARLIKLAR
BATI MÜZİĞİ TARİHİ 3. Ünite: RÖNESANS DÖNEMİ MÜZİĞİ
Doç.Dr. Sebahattin DEVECİOĞLU Fırat Üniversitesi
Uygarlık Düzeyi Açısından Eğitimin Kısa Tarihi. Günümüzde e ğ itim bir sistem olarak ele alınmaktadır. Sistem, birbiri ile ilişkili olan ve birlikte çalışan.
SPOR BİLİMLERİNE GİRİŞ
ÖMER NASUHİ BİLMEN A.İ.H.L SENANUR BEKTAŞ 10/E ARSLAN KÖSE.
Klasik Sosyoloji Tarihi
GİRİŞİMCİLİK VE LİDERLİK
SOSYALİZM NEDİR? Kara dayalı sistemindeki özel mülkiyet yerine ortak mülkiyetin, sermayeyi elinde tutan azınlık kitlenin kendi istekleri doğrultusunda.
Marksizm.
TÜRKLERİN MÜSLÜMAN OLUŞU
İSLAM DÜŞÜNCESİNDE YORUMLAR 11. SINIF

Tarih Sosyolojisi-4- Yöntem-1- Tarihsel Materyalizm.
TÜRK EDEBİYATININ DÖNEMLERİ
VII. Ünite SİYASET FELSEFESİ
TÜRK TARİHİNDE YOLCULUK / Anadolu’nun Türk Yurdu Oluşu
Tarihin Belirleyicisi Olarak Ulusların Karekterinin Rolü
E R G E N L İ K ERGENLİK DÖNEMİ FİZİKSEL GELİŞİM
UMUMİ HUKUK TARİHİ PROF.DR.ABDULLAH DEMİR.
REFAH DEVLETİ.
ÇOCUKLUK DÖNEMİNDE YARATICILIK VE SANAT EĞİTİMİ
ATATÜRKÇÜ DÜŞÜNCE SİSTEMİ
Liberalizmin Tarihsel Kökenleri
Doç. Dr. İhsan ÇAPCIOĞLU 14. Hafta: Sosyal Hayatı Etkileyen Din
ÜTOPYALAR Ahmet Taşer 11-A Ütopya Ne Demektir ? Ütopya, aslında olmayan, tasarlanmış olan ideal toplum ve devlet şekli anlamı taşır. Ütopyalar,
- Coğrafi konum (yeryüzü şekli, iklim…) Dinsel inanışlar
EMEVİLER * İlk İslam hanedanı * 90 yıl * 7. ve 8. yüzyıllar
Kültür ve Özellikleri.
Sosyoloji Tarihi-A- Klasik Sosyoloji Tarihi
NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ
NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ
Siyaset Bilimi II 9. Hafta: milliyetçilik.
16.BÖLÜM KÜLTÜR VE MEDENİYET
NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ
TÜRK DEVLETLERİNDE SANAT ANLAYIŞI. TÜRKLERDE SANAT İLK TÜRK DEVLETKERİNDE SANAT  ORTA ASYA TÜRK SANATININ TEMELİ İLK TÜRK DEVLETLERİNDE GÖRÜLEN ATLI.
ESKİ ALFABELER Emirhan çolak 8/A 105 Öğretmen:Sevinç Sarı.
SAYILARIN TARİHİ.
MATEMATİĞİN TARİHSEL GELİŞİMİ
Sunum transkripti:

OSWALD SPENGLER

HAYATI Oswald Spengler. 1880-1936. Alman tarih felsefecisi. Oswald Spengler çağının ve toplumunun bunalımından etkilenmiş bir lise öğretmeniydi. Birinci Dünya Savaşı, Spengler'in görüşlerini oldukça etkilemiş, onlara yön vermiştir. Yaşanan iki dünya savaşının, Spengler'in görüşleri üzerinde travmatik bir kadercilik, döngüsellik ve tarihin tekrarına olan inancını doğurduğu görülür

Eleştirel tarih felsefesinin önemli adamlarındandır. Tarihi yasa koyucu doğa bilimi olarak değil, betimleyici ve yaşayan bir bilim olarak ele alır. Spengler'in 1911'de başlayıp, 1914'de bitirip, savaş yüzünden bastıramayıp, 1917'de gözden geçirip 1918'de bastırabildiği yapıtı Batının Çöküşü, bir yıl içinde doksan binden fazla satmıştır.

TARİH FELSEFESİ Tarihi kör bir doğa oyununa benzetip, tarihte bir amaçlılık aramanın boşuna bir çaba olduğunu savunmuş olan Spengler, dünya tarihinin morfolojisini, felsefi ve bu arada biyolojik esaslara göre açıklamaya çalışmıştır. Ona göre, bütün nedensellik kavranılan yalnızca doğa olarak dünyaya uygulanabilir. Toplum olarak, tarih olarak doğaya, demek ki insanlık tarihine uygulandıklarında, bu, katıksız bir küfür olur.

Tarih olaylarında nedenselliğin yerine yazgısallığı temele almıştır. Ona göre yazgı tarihin bütün görünümünü belirler. Tarihin gerisinde onu oluşturan bilmediğimiz bir mistik enerji, kozmik bir güç vardır. Tarih onun çizdiği mutlak ve değişmez bir yazgıya göre devinir. Tarihe bir bilim adamı gibi mantıkla yaklaşmak yerine, ozanca bir sezgi ile yaklaşırsanız bu yazgıyı kavrayabilirsiniz.

KÜLTÜR VE MEDENİYET Spengler tarihin yazgısını kavradığı savındadır. Buna göre, tarihin birimi kültürler, daha çok da yüksek kültürlerdir; dünya tarihi de onların yaşam öyküleridir. Bu organizmaların da öteki organizmalar gibi belli ömürleri ve gençlik, yaşlılık gibi dönemleri vardır. Doğarlar, gelişirler, içlerinde taşıdıkları tüm gizil güçleri, olanakları ortaya koyduktan sonra, yaşama tutkusunu yitirip, yerlerini yeni büyük kültürlere bırakmak üzere yok olurlar.

Böylece yeryüzünden Babil, Hint, Çin, Yunan, Arap ve Meksika olmak üzere altı kültür gelip geçmiştir; yedincisi olan Batı kültürü de öteki kültürler gibi 1050 yıllık ömrünü 2200 yıllarına doğru tamamlayıp yok olacaktır. Her kültürün gençlik ve yaşlılık, yükseliş ve çöküş dönemleri vardır. Spengler'in hesabına göre Batı kültürü, çöküş döneminin de sonlarına gelmiştir.

Spengler'e göre, kültürler gelişigüzel doğar, gelişir ve ölürler. Ona göre, tüm dünya tarihinde 8 tip kültür çevresi ayırt edilebilir. Mısır, Babil, Hindistan, Çin, Antik Yunan, Arap, Batı ve Meksika olarak belirlediği 8 kültür çevresinde, 1. Metafiziksel-dini yüksek kültürler, 2. Simgeci erken kültürler, 3. Sivil-geç kültürler diye üç gelişme basamağı ayırt etmiş olan Spengler, "sivil-geç kültür" olarak tanımladığı Batı kültürünün bir çöküş içinde olduğunu savunmuştur.

Spengler; uygarlıkların ortaya çıkışını, insanın gelişim dönemlerine göre sınıflandırmıştır. Çocukluk döneminde toplum ortaya çıkmıştır. Din bu dönemde kendini göstermeye başlar. Gençlik dönemi aklın egemenliğiyle geçmektedir. Olgunluk dönemi entelektüelliğin üst seviyede olduğu, sanatın, felsefenin, bilimin tavan yaptığı dönemdir. Yaşlılık döneminde tüm değerler parçalanmaya yüz tutar; bu dönem, kaçınılmaz olarak çöküşün habercisidir.

Spengler medeniyetin tekrar Uzak-Doğu`ya yöneleceğini uzun uzun anlatarak, hem medeniyetin kaynağına, hem de geleceğine dikkati çekmektedir. Zamanımızdaki Batı medeniyeti tarafsız bir idrakle değerlendirilirse, dünyanın değişik kültür bölgelerinde günışığına çıkmış figürlerin dokunarak oluştuğu müşahede edilir.

Spengler'e göre kültürlerin, 1. kültür öncesi aşama, 2 Spengler'e göre kültürlerin, 1. kültür öncesi aşama, 2. kültürün ilk dönemi, 3. kültürün son dönemi (uygarlık dönemi) olarak üç aşaması vardır. Kültür öncesi aşamada insan etobur göçebe bir hayvandır. Tarımın ortaya çıkmasıyla insan köylü olur. Köylü doğada, Spengler'in "ön ruh" dediği ruhu keşfeder. Bu kültür öncesi aşamada, siyaset, sınıflar, devlet yoktur. Yalnızca birbirlerine kan bağı ile bağlı göçebe ve tarımcı kabileler vardır.

Bu köylü toplulukları okyanusun içinden birinin nedenini bilemeyeceğimiz bir değişiklik geçirip, ondaki ön ruhtan, büyük bir ruhun uyanmasıyla, kültür doğar. Sümer'in ve Mısır'ın birdenbire yükselişleri böyle olmuştur. Kültürün ilk dönemi onun en yaratıcı evresidir. Bu dönemin birinci aşaması feodalizmdir. Feodalizmde kabileler bir folk (halk) olarak örgütlenmeye başlar. İkinci aşaması feodal ekonomide ve feodal değerlerde görülen bir bunalımla başlar; aristokratik bir devlet biçiminde örgütlenmiş "ulus"un doğmasıyla gerçekleşir. Yüksek kültürün ilk döneminde önderlik ırka dayalı bir yaratıcı azınlığın elindedir.

Kültürün, Spengler'in uygarlık dönemi dediği son evresinde, devlet, ulusal hükümet iyice gelişirler. Burjuvazi doğar ve büyür. Onunla birlikte para, toprak mülkiyetinin ve aristokrat değerlerin üzerinde zafer kazanır. Kan bağları önemini yitirir; halk, kitlelere dönüşür. Büyük kentler, makineler kaplar ortalığı. Bu dönemde, devrimler ve anarşi ortamında Sezarizmin yeni yetmelerinin tiranca diktatörlüklerini görürüz. Bu aşamada, kuvvet politikası, burjuvazi ve para politikası üzerinde zafer kazanır.

Spengler, asrımızın en dikkate değer düşünürlerinden biri olup, keskin zekâsı, mücadeleyi seven kişiliği, mimariden iktisada, musıkiden siyasete kadar uzanan sahalardaki bilgisinin genişliği ile tanınmıştır. Materyalist hümanistlerden, ütopyalardan, "daha iyi bir dünya" taraftarlarından nefret eder. Ona göre barış, tek taraflı bir çözüm şeklidir.

İnsanın makina karşısındaki tavrını eleştirir. Mühendisler birer "makina papazı" olmamalıdır. Makina dünyaya hakim olduğu sürece her Avrupalı ona hayranlık duyacaktır. Buna karşılık Hintli, Çinli veya Doğulu herhangi bir insan ondan içten içe nefret etmektedir. Fakat sanayiye ve zengin olmaya kim karşı çıkabilir? "Avrupa´nın dünya hegemonyası sona erecek!" diyen Spengler´in görüşleri bügün hala tartışılmaktadır.

FAUSTİAN AHLAK Kökeni oldukça gerilere uzanır. Halk arasında dolaşan bir öykünün dönüştürülmüş bir biçimi olduğu, dolayısıyla da gerçekten var olduğu güçlü bir olasılık olarak karsımıza çıkar. Çok sayıda yeni versiyonu yazılan, yeniden yazıldığı her dönemde anlamsal ve biçimsel dönüşümlere uğratılan Faust, Batı kültürünün en önemli söylemlerinden birisidir.

XX. Yüzyılda insanlığın yüz yüze kaldığı krizler (iki büyük savaş) Faust söyleminin hala güncelliğini yitirmediğini yeterince kanıtlamıştır. Birinci Dünya Savası sırasında çok sayıda Alman genci çantalarında Goethe’nin Faust’uyla cepheye gitmişlerdir. Savaş baslar başlamaz, Oswald Spengler Batı’nın Çöküşü baslıklı yapıtında Faust’dan Batı kültürünün ‘temel bir simgesi’ olarak söz edecektir, Almanya çökmekte olan bu kültürün son kalesidir.

XX. yüzyılda insanlığı derinden yaralayan iki büyük dünya savasının ardından, Faust bu kez savasın yıkıcı sonuçlarını, Faust gibi, geçici bir ün uğruna Şeytan’la anlaşma yapmaktan geri durmayan savaş meraklısı yöneticilerin dünyayı ele geçirme istekleri sonucunda yol açtıkları felaketlerin bir simgesi olarak değişik yazarlarca yeniden yazılmıştır. İçinde bulunduğumuz koşullara, başkalarının acılarına bakınca, Faust’un Şeytan’la yeni anlaşmalar yaptığını düşünmekten kendimizi alamıyoruz.