MURAT ÜRGEN SOSYOLOG & AİLE DANIŞMANI MADDE BAĞIMLILIĞI MURAT ÜRGEN SOSYOLOG & AİLE DANIŞMANI
MADDE BAĞIMLILIĞI
BAĞIMLILIK Bir maddenin belirgin bir etkiyi elde etmek için alınması sürecinde ortaya çıkan bedensel, ruhsal ya da sosyal sorunlara rağmen madde alımının devam etmesi; bırakma isteğine rağmen bırakılamaması, aynı etkiyi elde edebilmek için giderek madde miktarının artırılması ve maddeyi alma isteğinin durdurulamaması durumudur.
A.B.D. Psikiyatri Cemiyeti'ne göre aşağıdaki kriterlerden en az üçünün mevcut olması, bir kişinin bağımlı olup olmadığına karar verilmesi için yeterli olmaktadır: 1. Maddeyi yüksek dozlarda kullanmak, 2. Kullanımı azaltma veya bırakma teşebbüslerinin başarısızlıkla sonuçlanması, 3. Maddeyi elde etme, kullanma veya etkilerinden kurtulma için fazla zaman harcanması,
4. Zehirlenme veya yoksunluk belirtilerinin sık ortaya çıkması, 5. Sosyal ve mesleki etkinliklerin ihmal edilmesi, 6. Maddenin kötü etkilerine rağmen kullanıma devam edilmesi, 7. Maddeye karşı belirgin tolerans gelişmesi, 8. Yoksunluk belirtilerinden kurtulmak için maddenin sık kullanılması
BAĞIMLILIĞIN ÖZELLİKLERİ Hastalıktır Hayat boyu sürer Sosyal hayatı bozar Çevre ve arkadaşlar kaybedilir Ailevi sorunlar yaşanır Ekonomik kayıplar olur Sağlık bozulur Hayat artık bu maddenin etrafında döner
BAĞIMLILIK İLE İLGİLİ KAVRAMLAR Maddenin kötüye kullanımı Zehirlenme Tolerans Yoksunluk
MADDE BAĞIMLILIĞININ TANISI Maddeyi kullanmak için güçlü bir istek Maddeyi kullanma davranışını denetlemede güçlük Yoksunluk belirtileri Tolerans gelişimi Maddeyi elde etmek, kullanmak ve belirtilerini gizlemek için aşırı zaman ve çaba harcama Madde kullanımı sosyal, ruhsal ,fiziksel sorunlara yol açsa da maddeyi almaya devam etmektedir.
BAĞIMLILIK YAPICI MADDELER Tütün/Sigara Alkol Uçucu maddeler Esrar Eroin Kokain Sedatif ilaçlar Kumar Diğer (bonzai, cinsel sapıklık,internet……..)
BAĞIMLILIK SÜRECİ NASIL İŞLER İlk temas Sosyal kullanım Kötüye kullanım Bağımlılık
MADDE BAĞIMLILIĞININ NEDENLERİ
1. İlacın Farmakolojik ve Fizyolojik Özellikleri: Madde alındıktan sonra bedenin yoğun bir haz duygusuyla kasılması, neşe, tatlı bir gevşeme, umursamazlık, canlılık, güçlülük gibi durumların varlığı hissetmesi ve bu maddeler alınmadığı zaman ortaya çıkan yoksunluk belirtilerin sakınmak için madde alınmaya devam edilmektedir.
2.Kişilik Özellikleri: Bugüne kadar ilaç bağımlılığı için özel bir kişilik tipi gösterilmiş değildir. Normal psikolojik durum içindeki şahıslardan, ruh sağlığı bozulmuş hastalara kadar bütün insanlarda madde bağımlılığı gelişebilir. Ancak genel olarak, madde bağımlısı olanlar, iç gerilimleri fazla ve hayatları kendileri için tatmin edici olmayan şahıslardır
Sevgi, güven, saygı ve kendini gerçekleştirme ihtiyaçlarına doyum bulamayanlar, uyuşturucu veya uyarıcı maddeleri kullanırlar ve bu sayede doyuma ulaştıklarını, çok güçlü olduklarını hissederler. Bu nedenle bu maddeleri tekrar alarak bağımlı hale gelebilirler.
3. Sosyal çevre, etkileşimler ve arkadaşlık ilişkileri: Kişinin sosyal çevresi arkadaş grubu madde arayışı ve kullanımında, davranışın devam ettirilmesinde şartlandırıcı faktör olmaktadır. Kişi ancak madde alarak arkadaş grubuna girebiliyorsa böyle bir grubun kurallarına uymak durumundadır.
BAĞIMLILIK NASIL GELİŞİR Belki kullanabilirim Korku ve merak Bir kereden bir şey olmaz Bir daha asla Ben bağımlı olmam İstersem bırakırım Bıraktım bir daha başlamam
MADDE BAĞIMLILIĞININ ZARARLARI Bedensel sorunlar Ruhsal sorunlar Sosyal sorunlar
MADDE BAĞIMLILIĞINA GİDEN YOLDA İKİ TEMEL ALIŞKANLIK ALKOL SİGARA
ALKOL NEDİR? Alkol dünyadaki en eski ve en geniş şekilde kullanılan uyuşturucu türüdür. Kanunların yaş sınırlaması olmasına rağmen, alkol gençler tarafından çok kolay elde edilebilir.
ALKOL BAĞIMLILIĞI Bireyin beden ve ruh sağlığını,aile içi ilişkilerini Sosyal durumunu ve iş uyumunu bozacak derecede sık ve fazla alkol alması,aynı etkiyi elde edebilmek için gittikçe artan miktarlarda alkol alma ve alkol alma isteğini durduramamasıdır.
ALKOLUN ZARARLARI Bellek kaybına neden olur Uyku bozukluklarına neden olur Göz kaslarında ani güçsüzlük ve felce bağlı çift görme Mideyi tahriş ederek gastrit, ülsere neden olur Karaciğer fonksiyonlarının bozulmasına neden olur Kalp hastalıklarına neden olur Kansere neden olur
SİGARA
Uyuşturucu Maddeler Ve Etkileri
Afyon, morfin, eroin grubu uyuşturucular Bu grup uyuşturucular afyon bitkisinden elde edilir. Güçlü ağrı kesici özelikleri vardır. Merkezi sinir sisteminde yatıştırıcı etki yaparlar. Bu maddeler kullanıldığında sakinleşme, neşelenme meydana gelir. Kaygılar ve sıkıntılar kaybolur. Düşünme yeteneği azalır, irade zayıflar. Kişilik bozukluğu, ilgisizlik, ruhsal çöküntü meydana gelir. Kan basıncı düşer, nabız ve solunum sayısı azalır.
Esrar Hint kenevirinden elde edilen bir uyuşturucudur. Merkezi sinir sisteminde yatıştırıcı etki yapar. Özellikleri ve yoksunluk tablosu afyon ve türevlerine benzer. Kullanıldığında rahatlama ve uyuşukluk meydana getirir. Kişi bir rüya alemine dalar, halüsinasyon görür. Uzun süre kullanıma bağlı olarak karakter kaybı ve akli durumda bozukluklar meydana getirir.
Esrar ve esrarlı sigara (cigaralık, joint)
Kokain Koka bitkisi yapraklarından elde edilen bir maddedir. Uyarıcı bir özelliği vardır. Kullanıldığında yalancı bir kuvvet hissi, konuşma isteğinde artma, cinsel uyarı yaratır. Daha sonra ruhsal çöküntü, halüsinasyonlar, kalp ve solunum yetmezliği durumlarına yol açarlar.
BONZAİ Dream (Rüya), Bombey Blue (Bombey Mavisi) İlk kez 2002’de Almanya, İspanya, Rusya ve Avustralya gibi ülkelerde rastlanıldı. Bir çok kimyasal madde ihtiva ediyor fakat şu ana kadar iki maddesi tespit edilebilmiştir. JWH-018 adlı madde esrar etkisi yapmakta, HU-210 isimli madde ise esrar etkisini 5-10 kat artırmaktadır.
BONZAİ (devam) Maddenin içeriğindeki etken madde, benzerlerinden çok daha güçlü ve hızlı bağımlılık yaratıyor. Kullanıcıları, “büyük aptallaşmaya ve bazen ölüm korkusuna” neden olduğunu söylüyor. İçeriğinde ; Amerika ve Afrika’da yetişen bitkiler ve en önemli etken madde olan sentetik kannabinoid bulunmaktadır.
BONZAİ (devam) Bonzai içeren maddelerle yapılan deneylerde ; kalp atışlarında şiddetli hızlanma, kalp krizi hissi, paranoya, aşırı terleme, endişe/kaygı düzeyinde ciddi artışa neden olduğu saptanmış.
KİMLER UYUŞTURUCU MADDE KULLANIYOR?
Tüm dünyada yapılan çalışmalarda uyuşturucuyu kimlerin kullandığına ilişkin belirgin bulgular saptanamamıştır. Ancak kullananların bir takım özelliklerini belirtebiliriz Bugüne kadar madde bağımlılığı ile ilgili yapılan çalışmalarda sosyoekonomik durumun, genetik etkenlerin, kişilik özelliklerinin ilgili birer etken olduğu gösterilmiştir. Bu konularla ilgili olarak yapılan çalışmaların sonuçlarını şöyle sıralayabiliriz.
Cinsiyet Yapılan tüm çalışmalarda erkeklerin daha çok madde kullandığı görülmektedir. 1991 ve 1996 yıllarında yapılan okul anket sonuçlarında madde kullanan erkek öğrenci oranının kız öğrencilerden iki katı kadar fazla olduğu görülmektedir.
Sosyo – ekonomik durum Dünyada yapılan çalışmalar uyuşturucu madde bağımlılığının çok yoksul kesimlerde olduğunu göstermektedir. Daha yüksek standartlarda, ekonomik düzeyin yüksek olduğu ortamlarda kullanımın azaldığı gözlenmektedir.
Kişilik Madde bağımlısı kişilerin bazı belirgin kişilik özellikleri taşıdığı ileri sürülmüştür. Bu özellikler her bağımlı için doğru olmayıp, sadece bazı ortak özellikleri yansıtmaktadır. Madde bağımlılığı ile kişilik bozuklukları arasında da önemli bir ilişki olduğu saptanmıştır. Bağımlı kişilerde en sık gözlenen kişilik bozukluğu antisosyal (topluma karşı) kişilik bozukluğudur.
Aile Ailenin ve aile özelliklerinin uyuşturucu kullanımındaki etkisi küçümsenemez. Özellikle ayrı yaşayan, boşanmış aile çocuklarının kullanma oranının arttığı ve iletişimin bozuk olduğu ortamlarda madde kullanımının çoğaldığı bildirilmiştir. Madde kullanan kişilerin babalarında daha sıklıkla yoğun alkollü madde kullanımı saptanmıştır. Uyuşturucu kullanımı aileyi temelden sarsmaktadır.
Okul başarısı Madde kullanan öğrencilerin okul başarıları daha düşük olarak bulunmuştur. Aynı şekilde okul devamsızlıkları da daha fazladır. Ancak burada iki türlü yorum yapılabilir. Birincisi, madde kullanımının okul başarısını düşürdüğü, ikincisi ise okula devamı ve okul başarısı düşük öğrencilerde madde kullanımının yüksek olduğu biçiminde yorumlanabilir.
Sigara ve alkol kullanımı
Sigara ve alkol kullanan gençlerin kullanmayan gençlere göre daha yüksek oranda herhangi bir uyuşturucu maddeyi deneme isteği taşıdığı gösterilmiştir. Ayrıca, sigara ve alkol kullanan gençler arasında madde kullanan kişileri tanıma oranı da daha sıktır Bu nedenle madde bağımlılığı ile mücadele ederken, buna sigara ve alkol kullanımı ile de başlamak büyük önem taşımaktadır.
ÖNLEME ÇALISMALARI Birinci derece koruma: Madde kullanımına başlamanın engellenmesidir. İkinci ve Üçüncü Derece Koruma: Madde kullanımının bağımlılık düzeyine gelmesinin önlenmesi, bağımlıya tedavi ve rehabilitasyon hizmetleridir
UYUŞTURUCU MADDE BAĞIMLILIĞI DÖNEMLERİ
Alışma dönemi: Uyuşturucu maddeyle ilk tanışma dönemidir. Bu dönemde yalancı bir dünyaya dalarak keyif alma duygusu ön plana çıkar. Kişi kararsızdır, uyuşturucuya başlamamak için direnir. İstediği zaman uyuşturucuyu bırakacağını düşünür. Vücutta kalıcı bir fiziksel hasar yoktur. Gerekli tıbbi yardım yapılırsa kolaylıkla uyuşturucuyu bırakabilir.
2) Doyma dönemi: Bu dönemde kişi yaşantısını devam ettirebilmek için uyuşturucu maddeyi kullanmak zorundadır. Artık keyif alma ihtiyacı yoktur. Maddenin yoksunluğunda büyük sıkıntı ve problemler doğmaktadır. Görme bulanıklığı, göz bebeklerinde küçülme, ağız kuruluğu, ellerde titreme, nabız ve solunum sayısında azalma, tansiyon düşüklüğü, kabızlık, hafızada zayıflama, ruhsal durgunluk, dikkatsizlik, irade ve kişilik kaybı, halüsinasyonlar vardır. Karaciğer, kalp, solunum ve sindirim sisteminde hasarlar ortaya çıkmaktadır.
3) Düşkünlük dönemi: Bu dönemde organlarda ağır hasarlar ve ruhsal çöküntü görülür. Kalp ve solunum problemleri, karaciğer hastalıkları ortaya çıkar. Aşrı zayıflama, kusma, kalp ve solunum yetmezliği görülür. Bağımlının hastalıklara karşı direnci azalır. Zatürree hepatit(sarılık) AIDS gibi hastalıklar meydana gelir. Beyin hasarı, kişilik kaybı, ağır ruhsal problemler ortaya çıkar. Kişi kendine bakamaz ve yardıma muhtaç hale gelir.. Yaşantısını devam ettirebilmek için aldığı uyuşturucu miktarını arttırmak zorundadır.
UYUŞTURUCU BAĞIMLILIĞININ SOSYAL VE EKONOMİK ETKİLERİ Sosyal bir varlık olan insanın çevresi ile uyum içinde olması, akıl ve zihin sağlığı ile mümkündür. Bu sebeple akli ve zihni hayatın en büyük düşmanı olan uyuşturucular, insanın uyum gücünü zaafa ve iflasa götürmekle onu aileden, toplumdan ve çevresinden kopararak, yalnızlığa, bunalıma ve hemen ardından da sorumsuz, hippisel (hayvani) bir hayata mahkûm eder. Bağımlıyı yaşayan bir ölü haline getirir
BAĞIMLILIĞIN AİLE ÜZERİNDEKİ EKONOMİK VE SOSYAL ETKİSİ Turkpdr.com Herkes İçin PDR
Madde bağımlılarını ailesinde giderler artmakta ve aile yatırımları azalmaktadır. Ailenin ekonomik durumu üstüne olan bu olumsuz etkinin kaynakları şu şekilde açıklanabilir: Bağımlının kullandığı madde için harcanan para Bağımlının tedavisi için harcanan para Ailede bir bağımlı üyenin varlığının diğer aile bireylerine getirdiği olumsuz etki
Madde alımı için harcanan para dışında, bağımlının karşılaştığı sağlık ve sosyal sorunların çözümü için yapılan harcamalar Bağımlının üretken çağında çalışmaması sonucu aileye getirdiği yük
Bağımlı ailesinde sosyal ilişkilerde etkilenme oldukça belirgindir. Sosyal ilişkilerde bozulma, akraba, çevre ve arkadaş ilişkilerini kapsamaktadır. Ailenin sosyal yaşantısı da olumsuz etkilenmektedir. Bunu nedenleri de şu şekilde açıklanabilir;
Bağımlılık toplumsal olarak kabul edilebilir bir davranış biçimi değildir. Bir bağımlının varlığı aile için utanç verici bir olay olarak algılanmakta ve çevreden gizleme eğilimi taşımaktadır. Bir bağımlı üyenin varlığı ve getirdiği sorunları başkaları ile paylaşmak, yukarıdaki nedenlerden dolayı aileyi çevreden uzaklaştırmaktadır. Bir bağımlının varlığı ailenin düzeninin bozmakta ve kendi iç sorunları nedeni ile aile, beklenen işlevlerini yerine getirmekte zorlanmaktadır.
Uyuşturucu maddeler fiziksel ve psikolojik bağımlılık meydana getirirler: Psikolojik bağımlılık: Keyif verici maddeyi belirli aralıklarla alma isteği duyulmasına denir. Kişi maddenin yokluğuna bağlı huzursuzluk duyar. Fiziksel bağımlılık: Merkezi sinir sistemi hücrelerinin normal görevlerini yapabilmeleri için alışılan maddeye sürekli ihtiyaç duyulmasına denir. Alışılan maddenin alınmaması halinde vücutta ortaya çıkan belirtilere yoksunluk belirtisi adı verilir. Fiziksel bağımlılıkta yoksunluk belirtileri ölüme yol açacak kadar şiddetli olabilir.
UYUŞTURUCU BAĞIMLILIĞININ TEDAVİSİ Uyuşturucu bağımlılığının tedavisinde önemli iki nokta vardır: 1. Bağımlının kendisinin tedavi olmaya ve bağımlılıktan kurtulmaya istekli olması. 2. Bağımlılığın erken teşhis edilerek tedaviye başlanması.
Uyuşturucu madde bağımlılığının tedavisi; tedavi ve rehabilitasyon olmak üzere iki aşamada gerçekleştirilir. Tedavi aşamasında kişi bağımlı olduğu maddeden uzaklaştırılarak yoksunluk belirtileri ile savaşılır. Vücut organlarında meydana gelmiş hasarlar tedavi edilir. Bu safhada bağımlı hastanede gözlem altında tutulmalıdır. 2. Rehabilitasyon aşamasında kişilerin ruhsal problemleri çözümlenmeye çalışılır. Tekrar iş gücü kazandırılarak çalışabilecek ve topluma yararlı olacak hale getirilir. (İSMEM MODELLİ)
S O N U Ç MADDE KULLANIMINA BAŞLAMADA BİR TEK NEDEN YETERLİDİR GÜVENLİ BİR MADDE VE GÜVENLİ BİR KULLANIM ŞEKLİ YOKTUR. KULLANAN HERKES İÇİN BAĞIMLILIK GELİŞME RİSKİ EŞİTTİR. BAĞIMLILIĞI ENGELLEMEK KİŞİNİN ELİNDEDİR.
SABIRLA DİNLEDİĞİNİZ İÇİN TEŞEKKÜRLER MURAT ÜRGEN SOSYOLOG & AİLE DANIŞMANI