MEDDAH www.ogretmen.info.

Slides:



Advertisements
Benzer bir sunumlar
KARAGÖZ ve HACİVAT.
Advertisements

1/20 Yazı Türleri “Seçilmiş bir konu üzerinde, yapılan araştırma ve incelemelerin sonucunu bildiren yazılara denir.” Yukarıda hangi türün tanımı yapılmıştır.
SANAT VE SANAT DALLARI HAZIRLAYAN:EMRE BOYUN
BATTALNAME Seyyid Battal Gazi'ye ait kahramanlık hikâyelerini içine alan bir eserdir. Battal Gazi, 8. yüzyılda Emevilerin Anadolu'da Bizanslılara karşı.
Göksun - Sarız Yolu Tekir Dağı
Türklerde Tarih Yazıcılığı
Karagöz Oyunu Karagöz, bir gölge oyunudur.
->Tiyatro Nedir? ->Tiyatronun Geçmişi
Dil ve Anlatım Performans Ödevi Ela Başaran Gülden Karademir
5. SINIF TÜRKÇE KONU ANLATIMI
MEDDAH.
ANLATMAYA BAĞLI EDEBİ METİNLERDE DİL VE ANLATIM
Öykü ( Hikaye ).
DUBLAJ-SESLENDİRME Tiyatrodan Sinemaya Uzanan Yol A Deep Approach to Turkish Teaching and Learning Wisconsin Center for Education Research, University.
TİYATRO ve GÖLGE OYUNU.
AHMET YESEVİ ve DİVAN-I HİKMET
6.Sınıf sosyal bilgiler olgu ve görüş
DESTAN, HALK HİKAYESİ, MESNEVİ
Şinasi Şair Evlenmesi.
GÖZLER GÖRMEZSE GÖNÜL NASIL GÖRÜR ?
GÖZLER GÖRMEZSE GÖNÜL NASIL GÖRÜR ?
1-5 NİSAN GÖSTERMEYE BAĞLI EDEBİ METİNLER
TÜRKÇE / Olay Yazıları (Fabl-Fıkra-Tiyatro)
T.C. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük İLETİŞİM VE İNSANİ İLİŞKİLER
9. Sınıf Türk Edebiyatı 24-28/02/2014 HALK HİKAYELERİ.
NURETTİN TOPÇU Eğitim ve Kültür Değişmeleri.
GELENEKSEL TÜRK TİYATROSU
TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI.
Öğretmenler Günü.
İSLAMİYET  ETKİSİNDEKİ TÜRK EDEBİYATI (GEÇİŞ DÖNEMİ EDEBİYATI ) ( yy)
KOMPOZİSYON YAZMA GİRİŞ BÖLÜMÜ.
TİYATRO.
MEDDAHLIK.
OSMANLIDA DEVLETİNDE BİLİM VE BİLİM ADAMLARI
Tanzimat dönemi öğretici metinler
Nedim’in Hayatı.
BİZİM GÖZÜMÜZLE İSTANBUL
SÜLEYMAN TARIK BUĞRA ( 2 EYLÜL ŞUBAT 1994 )
HÜSEYİN CAHİT YALÇIN ( )
Hazırlayan: Muammer Harmandar
MİT-(MİTOLOJİNİN KISALTMASI)
DEDE KORKUT HİKAYELERİ.
EDEBİYAT PERFORMANS ÖDEVİ DESTAN DÖNEMİ TÜRK EDEBİYATI
13 VE 14.YÜZYILDA ANADOLU’DA GELİŞEN TÜRK EDEBİYATI
Hazırlayan Leyla DENİZ. Dilde biri nazım diğeri nesir olmak üzere iki anlatım biçimi vardır. Nazım, ölçülü ve uyaklı anlatım biçimidir. Manzume: Ölçü.
NEDİR TİYATRO?.
TÜRK EDEBİYATININ DÖNEMLERİ
GELENEKSEL TÜRK TİYATROSU
HÜSEYİN RAHMİ GÜRPINAR ( ) Naturalizm’in temsilcisidir. Ahmet Mithat geleneğini sürdürür. Dili sadedir. Kahramanlarını çevrelerinin.
HALK HİKAYELERİ. Gerçek ya da gerçeğe yakın olayların anlatıldığı uzun soluklu anlatım türüdür. Geleneksel bir içeriği olan, kuşaktan kuşağa sözlü olarak.
Servet-İ fünun edebİyatI
Düşünceye Dayalı Ve Konusunu Yaşamdan Alan Yazı Türleri
Garipçiler (1. Yeniçiler) Geleneksel şiir anlayışına tepki olarak doğdu Garip atıl kitapta görüşlerini ortaya koymuştur Şiirde her kurala karşı çıkmışlardır.
Cumhuriyet Döneminde Öykü ( Hikaye )
3. ÜNİTE: İLK TÜRK DEVLETLERİ
KARAGÖZ ve HACİVAT GELENEKSEL TÜRK TİYATROSU. ÖTEKİNE GEÇELİM.
Kültürümüzde Hz. Muhammed Sevgisi
Hikaye.
ÂŞIK TARZI HALK ŞİİRİ.
Kültürümüzde Hz. Muhammed Sevgisi
SANAT DALLARI.
Türk Edebiyatında Anı Ve Anı Türünde Yazılan Önemli Eser Ve Yazarları * * * *
 Karagöz'ün oynatıldığı beyaz perdeye "ayna" adı verilir.. Figürler deliklidir ve bu deliklere uygun uzunluktaki tahta çubuklar geçirilir. İç tarafta.
SOHBET (SÖYLEŞİ) Bir yazarın, kişisel görüş ve düşüncelerini fazla derinleştirmeden, okuyucusuyla konuşuyormuş gibi içten bir hava içinde yazdığı yazılara.
1. Seyirlik yer antik tiyatro Tiyatro sözcüğü Yunanca'da "seyirlik yeri" anlamına gelen "theatron"dan türetilmiş, dilimize İtalyanca'daki "teatro" sözcüğünden.
HALİDE EDİP ADIVAR.
HAZIRLAYAN: LEYLA ARICI
BİYOGRAFİ Sanatta, bilimde, politikada veya başka alanlarda tanınmış kişilerin yaşamlarını anlatan yazı türüne biyografi (yaşam öyküsü) denir. "Biyografi"
GELENEKSEL TÜRK HALK MÜZİKLERİ. Türk Müziği nedir? Türk müziği, Türkler'in Orta Asya'dan beri geliştirdikleri, bugünkü özellikleri Anadolu Selçukluları.
Öykü ( Hikaye ). Gerçekleşmiş ya da gerçekleşmesi mümkün olayların kişi, zaman ve mekâna bağlı olarak farklı bir kurguyla anlatılmasına "öykü (hikâye)"
Sunum transkripti:

MEDDAH www.ogretmen.info

MEDDAH Eski ozanlarla onların devamı saz şairlerini hatırlatan meddah, hikâye anlatıcısı demektir. Meddah, kıssahan şehnamehan ve mukallit kelimeleri ile eş manada kullanılmıştır. Meddahlık, hikâye ve taklit yapma sanatıdır. Meddah, bir sandalyeye oturarak dinleyicilerine hikâye anlatır. Bu hikâyelerin bir kısmı anonim eserlerdir; bazılarının yazarları bellidir. Karagöz ve Ortaoyunu’nda görüleceği üzere günlük hayat hadiseleri, masallar, destanlar, hikâye ve efsaneler meddahın repertuarına girerler.

MEDDAH Çok öven, metheden manasına gelen kelime dini bir telmih taşır ve Peygamberin övücüsü manasında kullanılır. Daha sonraları taklitlerle hikâye anlatan manasını kazanmıştır. Meddah bugünkü tek kişilik tiyatroların başlangıcı sayılabilir.

MEDDAH Çok şahıslı bir tiyatro eserinin tek artisti hüviyetindeki meddah, Doğu ve İslam memleketlerinin çok eskiden beri tanıdığı bir şahıstır. Onun sözlü ve yazılı muhtelif kaynaklardan gelen hikayelerinde irtical ve hikâyeciden hikâyeciye göze çarpan değişme, halk edebiyatı niteliğini teşkil eder.

MEDDAH Anadolu ve Rumeli Türkleri’nin eski edebi hayatında meddahlığın çok büyük bir yeri vardır; çünkü, bizde halk hikayeciliğini temsil edenler, asırlardan beri, meddahlar olmuştur. Halk kahvehanelerinden saraylara kadar her sınıf ve seviyede insanlara mahsus toplantı yerlerinde aranan ve sevilen, hikayeler, taklitler, nüktelerle her sınıf halkı eğlendiren bu hikayeciler, edebiyat tarihimiz için çok mühim bir mevzudur

MEDDAH Meddah hikâyenin kahramanlarını kendi yöresinin dili ve şivesiyle konuşturan insandır. Bu konuşmaları arka arkaya, hata yapmadan ve zaman kaybetmeksizin yürütme kabiliyetine sahip olan meddah, Karagöz ve Ortaoyunu’nda yer alan yerli Türkleri mesela, Kastamonuluyu, Kayseriliyi, İmparatorluğumuza dahil, Arap, Arnavut, Ermeni, Rum, Yahudi gibi azınlıkları: İstanbul’un muhtelif tiplerini; mirasyedi, zübbe, muhtekir, vb. dramatik bir sahne halinde ortaya koyar. Elindeki mendil, sesini değiştirip, çeşitli konuşmaları taklit edebilmek için ağzına istediği şekli vermekte kullanılır. Kısa sopası, kapı çalma veya sert vuruşları ifade için lüzumludur. Okumanın gelişmediği, dinlemenin rağbet gördüğü zamanlarda Osmanlı Sarayında şehirlerde, kasabalarda, ramazan gecelerinde, sünnet düğünlerinde, kahvehanelerde bu sanatı sürdürürdü.

MEDDAH Bizim sonraları meddah dediğimiz halk hikayecilerine Araplar kussas ve Acemler yine aynı manaya gelen kıssa-han derler ki bu tabir meddah kelimesinin umumileşmesinden önce, Türkler arasında da epey zaman yaşamıştır. Daha İslam medeniyeti tesirinin Türkler arasında yerleşmesinden önce, bilhassa göçebe hayatı yaşayan Türk zümrelerde de halk hikayeciliği vazifesi Ozan’lara aitti. Ellerinde kopuzlar ile diyar diyar dolaşarak, daha sonra İslam medeniyeti tesiri altında Aşık-saz şairi adını alan bu ozanlar, eski menkıbevi kahramanların hatıralarını terennüm ederlerdi.

MEDDAH Meddah hiç şüphesiz bütün şark ve İslam memleketlerinin ilk ve iptidai temaşasıdır. Öyle bir temaşa ki perdesi, sahnesi, dekoru, esvapları yani her şeyi ve her şeyinin mükemmeliyeti olan şahsında meddahın zekasına, malumatına ve söz söylemekteki kabiliyetine bağlıdır. Meddahların, yan yana gelmesine münasebet olmayan şeyleri açıkça makul ve münasip bir tarzda yan yana getirerek halkı şaşırtmak ve bu suretle umumi alakayı arttırmak gibi müracaat ettikleri birçok usulleri, vasıtaları vardır.

MEDDAH Meddahlığın şarka münhasır olmasının en mühim sebebi ise şarklıların yaratılıştan sahip oldukları diğer bir meziyetleri dinlemek kabiliyetleridir.Garp dinlemeyi değil konuşmayı sever. Karşılıklı konuşma tabiat ile hikayenin en büyük düşmanıdır.Garpta herkes söyler. Fakat pek az dinleyen vardır. Samiinden biri duyduğu cümleye cevap hazırlamakla bir diğeri ise edeceği itiraza bir girizgah aramakla meşguldür. Şarkla meddahların halk indinde itibar sahibi olmalarının başlıca sebebi okuyup yazmak bilmeleridir. Zira bu onlara o zaman ekseriyet karşısında daima bir üstünlük temin eder.

MEDDAH Meddahların kahvelerde oyun göstermeleri 16.yüzyılın ikinci yarısında kahvelerin açılmasıyla başlar. Bazı belgeler meddahların belirli zümrelere hitap ettiğini göstermektedir. Sarayda musahip ve nedimler bu görevi üstlenmişlerdir. Dördüncü Muradın nedimi “Tıflı” ilk önemli meddah sayılır. Hikâyelerini hep aynı modelle verir. Tıflı, meddahların piri olarak tanınır. Gerçekçi ve mahalli oyunları dramatize eder. Tıflı Ahmet çelebi, dördüncü Murad devrinin pek dikkate şayan bir simasıdır. Tıflının boyu gayet uzun olduğundan Evliya çelebiye göre kendisinin lakabı leylek imiş.

MEDDAH İkinci Murad zamanında Hacı kıssahan isminde bir meddahın mevcut olduğu anlaşılıyor. Fatihin sarayında da Mustafa adlı bir kıssahan ile Balaban Lal ve Ömer adlı iki nedimin mevcut olduğu 883 senesine ait bir mevacip defterinden anlaşılıyor. Bu devirde kıssahan Ivaz isminde bir meddah daha vardı. Üçüncü Murad devrinde meddahlık çok rağbet bulmuş bir sanattır. Sultan üçüncü Murad, kıssahan ve meddahlara pek meraklı idi. Kendisinden bahseden tarihçiler, onun bu merakını vurgulamışlardır.

MEDDAH Meddahlık Olgusu Doğu’da meddahların halk arasında önemli bir veri olduğunu izleriz. Bunun en büyük nedeni, Ehl-i Beyt’e hizmet eden kimseler olmalarıdır. Ayrıca onların eğitim görmüş kültürlü kişiler olmaları da halk arasında saygın kişiler sayılmalarına neden olmuştur. Sonraları az eğitimli meddahlar da çıkmasına rağmen en tanınmış meddahlar, bu kültürlüler arasından çıkmıştır.

MEDDAH Meddahlık Olgusu Yabancı gözünde, meddah şairdir, tarihçidir, masalcıdır, efsane yazarıdır; o insanın hayal dünyasına giren bütün konulara değinir. O, içinde bulduğu yaşamı canlandıran gerçekçi bir hikâyecidir. Bunu yaparken de kendi halkının mizahını, duygularını, özlemlerini ve düşüncelerini dile getirmede ustadır.

MEDDAH Meddahların teknikleri ve tavırları: Genellikle güldürücü, ahlaki ve debi sonuçları çıkarılacak hikayelerine klişeleşmiş “raviyan-ı anbar ve nakılan-ı asar ve muhaddisan-ı rüzigar şöyle rivayet eder ki “ şeklinde sözbaşı ile başlar, daha sonra kahramanları sayıp hikayesini anlatır. Omzunda asılı duran mendili onun en çok kullandığı bir alettir. Taklit yaparken onunla ağzını kapar. Rahatça bir nefes alabilmek, bir kaç saniye olsun dinlenebilmek için onu muhtelif bahanelerle alır, kullanır ve gene omzuna atar. Bu müddet zarfında da sözlerinin seyirci üzerinde uyandırdığı alakayı dinlemiş ve onların heyecanına bir kaç saniyelik bir merak ilave etmiş olur.

MEDDAH Meddahların teknikleri ve tavırları: Türk meddahının bir özelliği toplum yaşamından kesitleri gerçekçi biçimde dinleyici önüne getirmesidir. Arap meddahları hikâyelerini ya manzum ya da uyaklı düzyazı ile getirirken, Türk meddahı hikâyeyi canlı konuşmaları, şive taklitleri ve dramatizasyonu ile günlük yaşayışın görünümü içinde verir.

MEDDAH Meddahların teknikleri ve tavırları: Büyük ve usta meddahların içinde yaşadıkları toplumu, çevrelerini ve gördükleri kişileri inceledikleri biliniyor. Onların inandırıcılığı ve gerçekçiliği bir açıdan da bu gözlemlerinden ileri gelir. Sokakta, vapurda, kahvede, eğlence yerlerinde çeşitli insanları, karakterleri ve konuşmaları ile inceleyen yazar, bir çeşit fotoğraf çekmekte ve gördüklerini belleğine yerleştirdikten sonra yeteneği ile bunları bir bir yansılamaktadır.

SON www.ogretmen.info