Utanıyorum Ama Gazeteciyim Gürkan Kirlibal & İlker Genç (cCc) Beşinci Bölüm: Gazeteciler Kolonisi
’’ Gazeteciler Kolonisi’’ Gazetecilerin iş dışında da bir yaşantıları, herkes gibi bir gündelik hayatları var. Gazetecilerin kendi içlerinde kapalı bir ‘’koloni’’ halinde yaşadıkları ve zamanlarının çoğunu kendi meslek gruplarından insanlarla geçirdikleri toplumca ve kendilerince kabul görülür. Gazeteciler kendi gündelik hayatlarını tanımlarken ‘’koloni’’ ya da ‘’getto’’ sözcükleriyle gazetecilerin çoğu için bir yaşam alanı ifade ettiğini kabul eder.
Konuşulan gazetecilerin hemen hepsi, böyle bir yaşam alanının varlığını kabul etmektedir. Gazeteciler bir grup olarak, boş zamanlarını aynı mekanlarda değerlendirmekte, aynı bar ve restoranlarda toplanmaktalar. Sürekli kendi mesleğinden insanlarla birlikte olma sonucu, diğer insanlarla konuşup, iletişim kurma yetilerini yitirdiklerinden yakınan gazetecilerde var.
Çok yakın akrabalar dışında başka insanlarla konuşmadıklarını, sohbet edecek konu bulamadıklarını belirtmişlerdir. Bu durum mesleki deformasyona, yani kişinin mesleğinden kaynaklanan bir düşünce ve davranış bozukluğu olarak ortaya çıkmaktadır. (161) G-1’e göre Türkiye ve Yunanistan’da gazetecilerin sürekli birlikte olma eğiliminin altında yatan temel neden ‘’güvensizlik duygusudur’’. Her zaman her yerde birlikte olarak birbirlerini denetlerler, birinin olası bir haber yakalayışında kendileri de o haberi atlamak istemezler.(162)
G-1’e göre gazeteciler müthiş güvensizlik içinde bir gruptur, yalnız ülke içinde değil, ülke dışında da gittikleri gezilerde birbirlerinden ayrılmazlar. Aynı yerlere gidip takılırlar. G-1 gazetecilere ilişkin yaptığı bu tanımlamanın kendisi için geçerli olmadığını,o gittiği yerlerden ayrılmayı ve kaybolmayı yeğlemektedir. Ona göre iyi bir gazeteci başkaları tarafından çekilip, götürülmeye izin vermemelidir. (163)
Bütün gün birlikte olan insanlar akşam da birlikte olmaktan ne keyif alırlar? T-1 akşam eve gidip kızıyla oynadığını ama aklının da her zaman dışarda birlikte olan arkadaşlarında kaldığını itiraf ettikten sonra, bu birlikteliği güvensizlik duygusu ile açıklanamayacağını söylüyor. Bunu da bütün gün birlikte olmalarına rağmen iş temposundan özel ilişkilerinin olmadığına bağlıyor. (164)
Yunan gazeteciler arasında, Atina’da, bu koloni yaşamının daha güçlü olduğu söylenebilir. Yunanlı gazeteciler iş çıkış saatlerinin diğer mesleklere benzemediğini, insanların evlerine çekildikleri gibi saatlerde bittiğini, bu yüzden de etrafta iki kadeh atacak gazeteciden başka kimsenin olmadığını ileri sürüyorlar. Kimileri sohbetten önce meslekten konuşmayacaklarına yemin ediyorlar, fakat bu beş dakikadan fazla sürmüyor.(165)
Gazetecilerin çoğunluğu birer haber tiryakisi haline geliyorlar ve evde oldukları boş zamanlarda da bir haber programından diğerine zaplayıp duruyorlar. Bu durum diğer aile bireyleri arasında da sorun yaratabiliyor. 24 saat haberle meşgul olmanın karısıyla arasında nasıl bir gerilim yarattığını G-12 şöyle anlatıyor; Boş zamanlarımda hiç haber duymayacağım bir yerlere gitmek istiyorum. Son yıllarda, karım benden ayda en az kez şu cümleyi duymuştur; ‘’ Çekil başımdan, şimdi haber dinliyorum. Düşünüyorum! ‘’(166)
Gazeteciler içinde oldukları bu durumu ve ruh halini yine ancak meslektaşlarının anlayabileceklerini düşünüyorlar. Sonuçta, zamanlarını daha fazla kendilerinden olan insanlarla geçirmeye başlıyorlar. Bu da koloni denen olgunun ortaya çıkmasında önemli bir rol oynuyor. (167)
Gazeteciler ve Aile Gazetecilikle ilgili bir başka klişe de klasik aile yaşamının bu meslekle birlikte yürütülemediğidir. Yunanistan’da görüşülen 21 gazeteciden 7 si henüz hiç evlenmemiş gençler. Evlenmiş 14 gazeteciden yarısı en az bir kez boşanmış,diğer yarıdakilerden biri evlenmeden bir başka gazeteciden çocuk sahibi olmuş. Türkiye’de ise gazetecilerden 5’i bekar, evli olan 16kişiden 8’i evliliklerinde hiçbir sorun olmadığını söylerken, biri boşanmanın eşiğinden dönmüş,2 çiftinde evliliklerinin sallantıda olduğunu söylemiştir. 6 Kişi ise boşanmıştır. (168)