18 - DUYUŞSAL DAVRANIŞLARIN ÖLÇÜLMESİ
GİRİŞ Eğitim yoluyla öğrencilere kazandırılması gereken en önemli özelliklerin duyuşsal davranışlar olduğu söylenebilir (Erkuş, 2006). Belki de bunun sonucu olarak günümüz çağdaş öğretim programlarında sadece sosyal bilgiler, hayat bilgisi ve Türkçe gibi derslerde değil fen ve teknoloji ve matematik gibi derslerde de -genel amaçlar düzeyinde de olsa- duyuşsal özellikler öğrencilere kazandırılmaya çalışılmaktadır. Okulların hedefleri arasında görülen duyuşsal özellikler, belli objelere karşı ilgi ya da ilgisizlik; bu objelere karşı olumlu ya da olumsuz tutumlar olarak ifade edilebilir (Özçelik, 2010).
Her ne kadar duyuşsal kazanımlar ile bilişsel kazanımların önceliği arasında süregelen bir tartışma olsa da duyuş ile biliş arasındaki ayrımı kesin çizgilerle ortaya koymanın oldukça güç olduğu düşünülmektedir. Kimi durumlarda duyuşsal davranışlar bilişsel öğrenmelerin üzerine inşa edilirken kimi durumlarda ise bilişsel davranışlar duyuşsal öğrenmelerin üzerine inşa edilebilir.
Duyuşsal özelliklerin doğası ve gelişimi yeterince anlaşılamadığından, bu alandaki amaçlara eğitsel ortamlarda nasıl ulaşılabileceği ya da ulaşmanın garanti altına alınabileceği bilinmemektedir. Öte yandan, duyuşsal özelliklerin nasıl değiştirilebileceğine ilişkin laboratuvar koşullarında yapılmış araştırmalardan elde edilmiş önemli sonuçlar bulunmaktadır. Ancak bu bilgilerin büyük kısmı eğitsel ortamlarda işe yaramamakta ya da kullanılamamaktadır (Özçelik, 2010). Çünkü bu sonuçlar kontrollü deney sonuçları olup gerçek yaşam koşullarının ve insan doğasının çok yönlülüğü ve karmaşıklığını deneysel işlemlerde göz önüne alamamaktadır. Bu nedenle öğretme-öğrenme süreçlerinde duyuşsal davranışları öğrencilere kazandırmak için ne yapılabileceği bilişsel davranışlara göre çok belirgin değildir. Bu belirsizlik sadece davranışların nasıl kazandırılacağı ile sınırlı değildir.
Eğitimin hedefleri arasında yer alan duyuşsal nitelikteki davranışların özelliklerinin ölçülmesinde kullanılan ölçme araçları arasında ilgi, tutum, benlik, güdü ve kaygı ölçekleri vardır (Özçelik, 2010; Turgut ve Baykul, 2010). Bu ölçme araçları, erişilmiş olan düzeyi belirlemek amacıyla kullanılmaktadır. Ancak yine bu araçlar, duyuşsal hedefler doğrultusundaki öğrenme eksiklerini ve bu eksikliklere yol açmış olabilecek durumların belirlenmesi amacıyla kullanılamazlar. Dahası, duyuşsal öğrenme eksiklikleri ve bu eksikliklere yol açmış olabilecek durumların belirlenmesine dönük ölçme araçları yoktur (Özçelik, 2010).
TUTUMLAR VE ÖLÇÜLMESİ
Doğrudan Ölçümler
İlkokul öğrencilerinin çevreye yönelik tutumları ölçeği eşit görünen aralıklar tekniği ile ölçülmek istendiğini düşünelim. Her bir madde, Şekil 2’deki gibi yapılandırılır.
Guttman ölçekleri (Birikimli ölçekleme tekniği): Duygusal anlam ölçeği Dolaylı Ölçümler
İLGİLER VE ÖLÇÜLMESİ Belirtilen ilgi Gösterilen ilgi ya da manifest ilgi Testler yoluyla ölçülen ilgi Envanterler yoluyla ölçülen ilgi
GÜDÜLER VE ÖLÇÜLMESİ
KAYGILAR VE ÖLÇÜLMESİ
BENLİK TASARIMI VE ÖLÇÜLMESİ
GÖZLEM VE DERECELEME HATALARI Kişisel yanlılık (öznellik hatası) Halo etkisi Dikkatsizlik Cömertlik ve eli sıkılık Hareleme etkisi Zıtlık hatası Merkeze kayma etkisi Karşılaştırma hatası Sabit tepki hatası Bellek etkisi
DUYUŞSAL DAVRANIŞLARIN ÖLÇÜLMESİNDEKİ GÜÇLÜKLER Duyuşsal davranışlar kolaylıkla gözlemlenip ölçülemezler (Turgut ve Baykul, 2010). Öte yandan öğrencilerin duyuşsal alan özelliklerini kazanmasının bilişsel alan özelliklerini kazanmasına bağlı olduğu da söylenebilir. Çünkü birey, bilmediği bir obje ya da kavrama karşı duyuşsal bir özellik geliştiremez. Birey, obje ya da kavrama ilişkin bilişsel bir yapı oluşturduysa ilgili obje ya da kavrama olumlu ya da olumsuz bir duyuşsal davranış geliştirir.
ÖZET Öğrencilere duyuşsal davranışları kazandırılması tek başına eğitsel bir amaç olabildiği gibi özellikle bilişsel alandaki öğrenmelerin gerçekleşmesinde bir araç olarak da kullanılabilmektedir. Bir alana ilgi duymadan o alanda bilgi edinmek oldukça güçtür.
Duyuşsal davranışlar, genellikle doğrudan gözlenemez Duyuşsal davranışlar, genellikle doğrudan gözlenemez. Bu türden davranışlar, bireyin kendi gönlüne göre hareket etme olanağına sahip olduğu zamanlarda, uzun süre ve farklı koşullar altında gözlenmesi sonucu kişide var ya da yok olduğuna karar verilebilecek türden özelliklerdir.
Duyuşsal alan özelliklerinin ölçülmesinde daha çok tutum, kaygı, kişilik, başarı algısı, ilgi gibi davranışları ölçmek için geliştirilmiş psikolojik ölçme araçları kullanılmaktadır.
Duyuşsal nitelikteki davranışların ölçülmesinde kullanılan ilgi, tutum ve özgüven ölçekleri erişilmiş olan düzeyi belirleme amacıyla geliştirilmiş olan ölçme araçlarıdır. Bu araçlar, duyuşsal hedefler doğrultusundaki öğrenme eksiklikleriyle bu eksikliklere yol açmış olabilecek güçlüklerin izlenebilmesi amacıyla kullanılamazlar. İzleme amacıyla kullanılabilecek ölçme araçları da yoktur.