HALİT ZİYA UŞAKLIGİL 1867-1945.

Slides:



Advertisements
Benzer bir sunumlar
SERVET-İ FÜNUN EDEBİYATI
Advertisements

Servet-i Fünun Dönemi ANI(HATIRA).
SELİM İLERİ.
SERVET-İ FÜNUN EDEBİYATI (EDEBİYAT-I CEDİDE)
1) Gazetelerin ya da dergilerin belli sütunlarında gündelik konuları bir görüş ve düşünceye bağlayarak yorumlayan yazlılardır. Bu türde, yazar ele aldığı.
TANZİMAT DÖNEMİ TÜRK EDEBİYATI
SERVET-İ FÜNUN EDEBİYATI ( ) (EDEBİYAT-I CEDİDE)
İÇİNDEKİLER HALİT ZİYA UŞAKLIGİL’İN HAYATI EDEBİ HAYATI EDEBİ KİŞİLİĞİ
ANI Öykü Özfırat 11D.
Kitabın konusu: Hayalleri olan bir gencin lise son sınıfta babasını kaybetmesiyle hayallerinin yıkılışı ve beraberindeki hayat mücadelesi.
SERVET-İ FÜNUN DÖNEMİ.
Öykü ( Hikaye ).
KEREM GUVENTURK CAN DIVITOGLU 11/C
BATI EDEBİYATINDA EDEBİ AKIMLAR
ZİYA EREN EĞİTİM FAKÜLTESİ II.SINIF II.ÖĞRETİM
SERVET-İ FÜNUN EDEBİYATINDA ŞİİR
DENEME Yiğit İlkkutlu.
PEYAMİ SAFA.
SERVET-İ FÜNUN EDEBİYATI
MİLLİ EDEBİYAT DÖNEMİNDE ÖĞRETİCİ METİNLER
CUMHURİYET DÖNEMİ TÜRK EDEBİYATI
Servet-i Fünun Dönemi Türk Edebiyatı
EDİP CANSEVER.
YAKUP KADRİ KARAOSMANOĞLU VE YABAN
CUMHURİYET DÖNEMİ TÜRK EDEBİYATI
TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI.
BATI EDEBİYATINDA EDEBİ AKIMLAR
Tanzimat dönemi öğretici metinler
SÜLEYMAN TARIK BUĞRA ( 2 EYLÜL ŞUBAT 1994 )
HÜSEYİN CAHİT YALÇIN ( )
Servet-i Fünun Dönemi ( ) Siyasi, Sosyal Ve Kültürel Durum
ÖĞRENCİ ; -BÜŞRA YILDIRIM -10/E -425
HALİD ZİYA UŞAKLIGİL 1866 – 27 Mart 1945.
ROMAN.
NAMIK KEMAL.
SERVET-İ FÜNUN EDEBİYATI
TANZİMAT EDEBİYATI 1. DÖNEM
SELÇUK TÜREYEN SELÇUK TÜREYEN DERİNCE 19 MAYIS ANADOLU LİSESİ UZMAN TÜRK DİLİ ve EDEBİYATI ÖĞRETMENİ.
TANZİMAT EDEBİYATI 2. DÖNEM
HÜSEYİN RAHMİ GÜRPINAR ( ) Naturalizm’in temsilcisidir. Ahmet Mithat geleneğini sürdürür. Dili sadedir. Kahramanlarını çevrelerinin.
Mehmet ÖZ / Türk Dili ve Edebiyatı Öğreetmeni
Servet-İ fünun edebİyatI
Cumhuriyet Dönemi Roman ve Hikâye -Bu dönemde roman ve hikaye cumhuriyet düşüncesi etrafında biçimlenmiştir. -O dönemdeki sosyal ve siyasi ortamı yansıtır.
Garipçiler (1. Yeniçiler) Geleneksel şiir anlayışına tepki olarak doğdu Garip atıl kitapta görüşlerini ortaya koymuştur Şiirde her kurala karşı çıkmışlardır.
HAZIRLAYAN: NİSANUR AKINCI 11-E 266
YAKUP KADRİ KARAOSMANOĞLU ( )
HALİT ZİYA UŞAKLIGİL ve EDEBİ ŞAHSİYETİ ( )
Aruzu ustaca kullandığı , ulusal duyguları ön plana çıkardığı vatan millet konuları şiirleri ile ün yapmıştır. Milli Edebiyat akımının ilkelerini benimseyen.
Selanik’te yaşadığı yıllarda şiire başlamış, sonraları Agah Kemal takma adıyla Servet-i Fünun’u destekleyen yazılar kaleme almıştır. Sonraki yıllarda.
Konu : DÜZYAZI TÜRLERİNDEN MASAL – ANI – HİKAYE - ROMAN
EDİP CANSEVER.
AD:Melisa Yelda SOYAD:Mutluer NO:27 KONU:Natüralizm ve Realizm.
AD:Melisa Yelda SOYAD:Mutluer NO:27 KONU:Natüralizm ve Realizm.
Hikaye.
SERVET-İ FÜNUN DÖNEMİNDE ROMAN
TANZİMAT EDEBİYATI II. DÖNEM
CUMHURİYET DÖNEMİNDE ÖĞRETİCİ METİNLER DENEME. GENEL ÖZELLİKLER 1.Öğretici metinle bakımından Cumhuriyet döneminde büyük ilerlemeler kaydedilmiştir 2.Cumhuriyet.
Türk Edebiyatında Anı Ve Anı Türünde Yazılan Önemli Eser Ve Yazarları * * * *
Taaşşuk-ı Talat ve Fitnat, Tanzimat Edebiyatı'nın birçok türünde eserler vermiş yazarlarından Şemsettin Sami tarafından kaleme alınmış bir romandır.
HALİD ZİYA UŞAKLIGİL ( ).
TANZİMAT EDEBİYATI’NIN OLUŞUMU
SERVET-İ FÜNUN EDEBİYATI
EDEBİYAT PERFORMANS ÖDEVİ Adı:Ömer Soyadı:Koca No:284 Sınıf:10/H.
YAHYA KEMAL BEYATLI ( ). Selanik’te yaşadığı yıllarda şiire başlamış, sonraları Agah Kemal takma adıyla Servet-i Fünun’u destekleyen yazılar kaleme.
10edebiyat.net. Tanzimat'tan önce roman kavramına yabancı olan toplumumuzda hikâye kavramı, halk hikâyeleri ve mesnevilerle bir tutulmuş, bir bakıma halk.
Alt Başlık. ELEŞTİRİ NEDİR?  Şiir, tiyatro, hikâye, roman, resim, heykel, film gibi bir sanat veya düşünce eserinin, zayıf ve güçlü yönleri göz önünde.
( ) HAYATI Yakup Kadri Karaosmanoğlu, 1889 yılında Mısır’ın Kahire şehrinde doğmuştur. Sanat hayatına Fecriati topluluğunda başlayan sanatçının,
Biyografi.
SOHBET (SÖYLEŞI). SOHBET NEDIR?
Öykü ( Hikaye ). Gerçekleşmiş ya da gerçekleşmesi mümkün olayların kişi, zaman ve mekâna bağlı olarak farklı bir kurguyla anlatılmasına "öykü (hikâye)"
Sunum transkripti:

HALİT ZİYA UŞAKLIGİL 1867-1945

1867'de İstanbul'da doğdu. 23 Mayıs 1945'te İstanbul'da yaşamını yitirdi. "Uşakizadeler“ olarak tanınan İstanbullu Hacı Halit Efendi'nin oğludur. Fatih Askeri Rüştiyesi'nde öğrenime başladı. Babasının işleri bozulunca ailesi İzmir'e taşındı. İzmir Rüştiyesi'ne girdi.Özel Fransızca dersler aldı. Avusturyalı Katolik rahiplerin yönettiği Mechitariste Okulu'na devam etti.

1884'te okuldan ayrılarak babasının ticarethanesinde çalışmaya başladı. İzmir Rüştiyesi'nde Fransızca öğretmenliği yaptı. Osmanlı Bankası'nda çalıştı. İzmir İdadisi'nde Fransızca ve edebiyat dersleri verdi. 1893'te İstanbul Reji İdaresi'nde Başkatip oldu, İstanbul'a taşındı. İttihat ve Terakki'nin iktidardan düşmesinden sonra Reji İdaresi Yönetim Kurulu Başkanlığı'na getirildi.

Edebi yaşamına edebi çeviriler ve şiirle başladı. İzmir’de 1884-1885 yılları arasında Nevruz dergisini, 1886 yılında Hizmet gazetelerini çıkardı. Fransızcadan çeviri denemeleri yaptı. Ansiklopedik nitelikte, sonra edebî nitelikteki yazılarını yayımlamaya başladı. Türk edebiyatında ilk kez “mensur şiirler” yazdı.

Bunları ilk roman denemeleri izledi. Bu eserleriyle kısa zamanda önce İzmir dolaylarında, Sonra da İstanbul edebiyat çevrelerinde kendisini tanıttı. Recaizade Mahmut Ekrem Bey, kendisinde büyük kabiliyet gördüğü bu genci İstanbul’dan destekliyordu..

1893 yılında, Rei-i ve Düyun-u Umumiye idarelerinde görev alarak İstanbul’a gelip yerleşti. 1896 yılında Edebiyat-ı Cedide topluluğuna katıldı. “Öteki gençler Serveti Fünun'a girmek suretiyle güç ve kişilik kazanmışlardı; Halit Ziya'nın bu topluluğa girişi topluluğa güç ve kişilik kazandırdı.” denilir. Romanlarını burada tefrika halinde yayımladı. Asıl ünlü üç romanını burada yayımladı.

1901'de Servet-i Fünun kapatıldı. Topluluk dağılınca edebiyat, sanattan uzak durdu. 1908'de İkinci Meşrutiyet'in ilânı üzerine, yeniden yazmaya başladı. 1909’dan itibaren değişik yerlerde görev aldı.

Edebiyata hikaye çevirileri ile başlamıştır. Daha sonra nesir niteliğinde şiirler yazdı. “Mensur şiirler” adını kullanması çok yadırganmıştır. Bu yazılara karşı “Canım, şiirin de mensuru olur muymuş?” diyenler oldu. Daha sonra tanınmış sanatçılar da mensur şiir yazmıştır.

Halit Ziya daha sonra ilk roman denemelerini yaptı. Fransız realistlerinin, natüralistlerinin ve Türk romantiklerden etkilendi. İlk ve oldukça başarılı olan “Ferdi ve Şürekâsı”nı yazdı. “Ferdi ve Şürekâsı” onun çıraklık eseri olarak görülür. Onun asıl başarısı Servet-i Fünun ile başladı. En mükemmel eserlerini burada vermiştir.

İlk romanlarında marazî ve romantik konuları işledi. Daha sonra realizme yöneldi ve gerçekçi oldu. Romanlarında insanın ruh dünyasına da inmiştir. Fertlerin iç dünyasından dış dünyaya baktı.

İstanbul'un alafranga ve Batı’ya yönelen insanları, Biraz da orta sınıfları anlatan romancıdır. Taşra halkını anlatmadığı bir yana, İstanbul'un asilleri, yerli halkıyla bile karşılaşmamıştır. Bu tavrından dolayı çok eleştirilmiştir.

“Türk romancılığının babasıdır.” denir. Bizde roman ondan otuz yıl kadar önce başlamıştır. Fakat ona gelinceye kadar roman gelişme göstermemişti. Romanda teknik, hikâye ediş, plan gibi unsurlar onunla başladı. Romanın kendine özgü bir dili vardır. Halit Ziya bu konuda büyük bir başarıya ulaşmıştır.

Roman diline yeni bir bakış açışı getirmiştir. Onun seçkinliği ve başarısı bu özelliğindendir. Halit Ziya’nın dili süslü ve ağırdır. Romanı pek çok yabancı kelime ve tamlamalarla doludur. Fazla “şairâne”dir. Okuyucuyu çok yoracak uzun cümle yapısı var.

Bu sorunu sonradan kendisi de fark etmiştir. Eserlerinin bir kısmını dil ve belli bir oranda sadeleştirmiştir. Bu sadeleştirme de kendi anlayışına ve ölçülerine göredir. Günümüz için bu çalışmalar yetersiz duruma gelmiştir.

Hikâye türünün de bizdeki ilk ve gerçek temsilcisidir. Küçük hikayenin ilk başarılı ve yetenekli örneklerini vermiştir. Çok güçlü bir gözlemcidir Halit Ziya. Hikâyelerini son derece kolaylıkla yazmıştır. Hikayeleri sayıca da çoktur. Hemen hemen her olaydan kolaylıkla bir hikâye çıkarabilir.

Dil bakımından zorlanmadan hikaye ve roman yazabilmektedir. Hikayelerin konusu ve kahramanları çok basit olaylardan alır . Okuyucu hikayelerde kendisini ya da kendisine benzeyen tipleri görür. Halit Ziya'nın hikâyelerinde toplumsal olaylara doğru kaydığı görülür. Hikayelerinde Anadolu'yu arayan bir hava göze çarpar. Tiyatro ile pek ilgilenmemiştir.

Halit Ziya'nın en başarısız çalışma alanı budur. Üç tiyatrosu da üzerlerinde durulmayacak kadar önemsiz ürünlerdir. Onun romanları ve hikâyeleri dışındaki en önemli eserleri anılarıdır. Edebiyatımızda anı türünde en eser vermiş sanatçı odur. Anıları döneminin fikir, sanat, siyaset alanlarına ışık tutar. Anılarında kendi özel yaşantılarına pek yer vermez.

Daha çok döneminin özelliklerini ele almıştır. Kişisel yaşamında da ölçülü, düzenli, ince ve zarif bir insandır. Türk edebiyatını ve gelecekteki Türk kuşaklarını çok etkilemektedir. Her zaman sevgi ve saygı duyulacak bir büyük yazardır.

Halit Ziya Uşaklıgil Hakkında Küçük Notlar: Edebiyatımızda Batılı anlamda ilk romanları o yazmıştır. Servet-i Fünun’daki en önemli romancı ve hikâyecisidir. Eserlerinde Realizm akımının etkisi görülür. En ünlü öykülerinden olan Kar Yağarken öyküsüdür. Burada anlattığı 'realizm' bunun bir örneğidir. Dili süslü, sanatlı ve ağırdır.

Ancak yine de dili başarıyla kullanır. Alışılmıştan farklı bir cümle düzeni vardır. Romanlarında aydın kişileri anlatır. Romanları, cumhuriyet dönemimde sadeleştirilebilmiştir.

Uşak'ta bir okula ismi verilmiştir. Atatürk’ün eşi Latife Uşşaki'nin amcasıdır. Mezarı İstanbul Bakırköy'de bulunmaktadır.

“Mai ve Siyah” romanı çok önemlidir. Romandaki Ahmet Cemil, Servet-i Fünun sanatçısını temsil eder. Ruh tahlillerine önem verir. Kahramanları yaşadıkları çevreye uygun olarak anlatır. Romanlarında yalnız İstanbul'u anlatır sanatçı. Hikâyelerinde Anadolu ve köy hayatına yönelmiştir.

Halit Ziya Uşaklıgil Eserleri ROMAN: Nemide (1889) Bir Ölünün Defteri (1890) Ferdi ve Şürekası (1894) Mai ve Siyah (1888-1895) Aşk-ı Memnu Kırık Hayatlar(1924) Sefile (1886)

ÖYKÜ: Bir İzdivacın Tarih-i Muâşakası (1889) Bir Muhtıranın Son Yaprakları (1889) Küçük Fıkralar (3 Cilt) (1896) Bir Yazın Tarihi (1888) Solgun Demet (1901) Sepette Bulunmuş (1920) Bir Hikâye-i Sevda (1922) Hepsinden Acı (1934) Onu Beklerken (1935-1940) Aşka Dair (1935) İhtiyar Dost (1939) Kadın Pençesi (1903) İzmir Hikâyeleri

ANILAR: Kırk Yıl (1936) Bir Acı Hikaye (1942) Saray ve Ötesi (1942)

DENEME: Fransız Edebiyatının Numune ve Tarihi (1885) Hikaye ve Temaşa (1889) Yunan Edebiyatı (1912) Latin Edebiyatı (1912) Alman Tarihi Edebiyatı (1912) Fransız Tarihi Edebiyatı (1912) Sanata Dair (1938) OYUN: Kabus