Doç.Dr. Mustafa ALTINIŞIK ADÜTF Biyokimya AD 2009 SU VE ÇÖZELTİLER Doç.Dr. Mustafa ALTINIŞIK ADÜTF Biyokimya AD 2009
SU Su, bir inorganik maddedir
Su, H2O molekül yapısındadır
Su molekülünün oksijen tarafı elektronlardan zengindir ve lokal bir negatif () yüklü bölge oluşturur; hidrojen tarafı da elektronlardan fakirdir ve lokal bir pozitif (+) yüklü bölge oluşturur
Su molekülleri, hem katı halde hem de sıvı halde iken, birbirlerine hidrojen köprüsü bağlarla bağlanma yeteneğindedirler. Su moleküllerinin buzda %100’ü, oda sıcaklığındaki suda %70’i, 100oC’deki suda %50’si hidrojen bağlarıyla art arda birbirlerine bağlanmışlardır
Su, polar bir çözücüdür (solvent) Su, polar bir çözücüdür (solvent). Su içindeki katyonlar su molekülünün negatif yük merkezini çekerler; anyonlar da su molekülünün pozitif yük merkezini çekerler
Polar biyomoleküller su içerisinde rahatça çözünürler (hidrofilik-suyu seven-). Nonpolar biyomoleküller su içerisinde zayıf çözünürler ki suda çözünmeyen ve suyla etkileşimden kaçınan maddeler hidrofobik-su sevmez- olarak tanımlanırlar
Hidrofobik etkileşimler canlıların oluşmasında önemli role sahiptirler
Polar ve nonpolar bölgeleri aynı zamanda bulunduran yapılara amfipatik yapılar denir. Amfipatik yapılar, suda misel, çift tabaka, vezikül oluştururlar
ÇÖZELTİLER Çözücü (solvent) denen dağıtıcı bir faz ile bir veya birçok dağıtılmış fazdan (çözünen, solüt) kurulan sıvı bir örnek durum çözelti (solüsyon) olarak tanımlanır
Partiküllerin yapısına göre çözeltiler 1) Monodispers çözeltide parçacıkların boyutu aynıdır. Polidispers çözeltide parçacıkların boyutu farklıdır ve analitik tekniklerle ayrılabilirler 2) Moleküler çözeltiler (gerçek çözeltiler) çözünenlerin mol kütlesi 10000’in altında iyon ve moleküllerden kurulmuş çözeltilerdir. Makromoleküler çözeltiler çözünenleri büyük moleküllü olanlardır 3) Misel çözeltiler çözünenleri hacimli parçacıklardan veya moleküllerin yığışmasından (agregasyon) kurulur
Makromoleküler çözeltiler ve misel çözeltilere kolloidal çözeltiler veya sol denir
Ortam sıcaklığında suyla çalkalamakla bazı yapılar bir çözelti oluşturmazlar; çabuk çöken, dayanıksız, heterojen ve süspansiyon denen bir durumu yaparlar
Peltemsi bir şekil alan ve katı maddelerin bir çok özelliklerine sahip olan kolloidal sisteme jel denir
Çözünen madde konsantrasyonuna göre çözeltiler 1) Dilüe çözeltiler (seyreltik çözeltiler) 2) Konsantre çözeltiler (derişik çözeltiler) 3) Doymuş çözeltiler (satüre çözeltiler)
Dilüe çözeltiler (seyreltik çözeltiler), çözünmüş madde miktarının az olduğu çözeltilerdir (konsantrasyonu düşük çözeltiler)
Konsantre çözeltiler (derişik çözeltiler), çözünmüş madde miktarının fazla olduğu çözeltilerdir (konsantrasyonu yüksek çözeltiler)
Doymuş çözeltiler (satüre çözeltiler), çözünmüş madde miktarının maksimum olduğu çözeltilerdir
Çözelti konsantrasyonları Bir çözeltinin konsantrasyonu, çözeltinin belirli bir volümü içinde çözünmüş olan madde (substrat) miktarıdır
-Yüzde (% ) -Molarite (M) -Molalite (m) -Normalite (N) çözelti konsantrasyonlarını anlatmak için kullanılan ifadelerdir
Yüzde (%) konsantrasyonlar
Çözeltinin konsantrasyonu %8w/w deyince, 8 g çözünenin 100 g çözeltide bulunduğu anlaşılır
Çözeltinin konsantrasyonu %70v/v deyince, 70 mL çözünenin 100 mL çözeltide bulunduğu anlaşılır Hem çözücünün hem çözünenin sıvı olduğu çözelti konsantrasyonunu ifade etmek için kullanılır
%15’lik 500 mL etanol çözeltisi hazırlamak için 0,15x500=75 mL etanol 500 mL’lik balon jojede total volüm 500 mL olacak şekilde distile su ile karıştırılır H2SO4 gibi asitlerin çözünmeleri sırasında açığa çıkan fazla miktarda ısı balonun aşırı ısınma ile çatlamasına neden olabilir. Bu durumda soğutmak amacıyla balonun dışı, akan çeşme suyu altında tutulmalı, fakat bu sırada balonun içine çeşme suyu kaçmamasına dikkat etmelidir Ayrıca asit üzerine su eklenmemelidir Asit sulandırmalarında daima su üzerine asit eklemelidir
%w/v, genellikle g/dL (g/100mL)’ye karşılık gelir Çözeltinin konsantrasyonu %8w/v deyince, 8 g çözünenin 100 mL çözeltide bulunduğu anlaşılır %8= 8g/100mL= 8g/dL=80g/L =8000mg/100mL=8000mg/dL=80000mg/L
%20’lik 250 mL üre çözeltisi hazırlamak için -0,20x250=50 g üre 250 mL’lik balon jojeye konur -önce bu miktar üre çözünecek kadar distile su eklenerek bilekten seri hareketlerle çalkalanarak çözünme sağlanır -sonra total hacim distile su ile 250 mL’ye tamamlanır KOH ve NaOH gibi bazların çözünmeleri sırasında açığa çıkan fazla miktarda ısı balonun aşırı ısınma ile çatlamasına neden olabilir. Bu durumda soğutmak amacıyla balonun dışı, akan çeşme suyu altında tutulmalı; fakat bu sırada balonun içine çeşme suyu kaçmamasına dikkat etmelidir
Molarite (M) Molarite, 1 L çözeltideki mol sayısıdır Molaritenin ölçüm birimi mol/litre ve sembolü M’dir 1 M çözelti deyince çözeltinin 1 litresinde 1 mol çözünen bulunduğu anlaşılır 1 M=1 mol/L=1000 mM=1000000 M 1 mM=1 mmol/L= 0,001 M 1M=1 µmol/L= 0,001 mM
1 mol glukoz=180 g glukoz 180 g glukoz=1 mol glukoz 1 mol NaCl=58,5 g NaCl 58,5 g NaCl=1 mol NaCl 1mol CaCl2=111 g CaCl2 111 g CaCl2=1 mol CaCl2
1 L 0,1 M’lık CuSO4 (molekül ağırlığı 160) çözeltisi için 1x0,1x250=25 gram CuSO4·5H2O gerekir 25 g CuSO4·5H2O= 16 g CuSO4= 0,1 mol CuSO4
Dansitesi 1,19 olan % 38’lik konsantre HCl’den (HCl’nin molekül ağırlığı 36,46) 500 mL 2M’lık HCl çözeltisinin, hazırlamak için gerekir
Molalite (m) Ağırlık/ağırlık ölçümüdür 1 molal çözelti deyince 1000 g (1 kg) çözücüde 1 mol çözünen çözündüğü anlaşılır 1 molal=1000 mmolal 1 mmolal=0,001 molal
Molalite, sıcaklık değişimine bağımlı değildir Konsantrasyon birimi olarak molariteye oranla daha duyarlıdır. Buna rağmen klinik laboratuvarlarda kullanımı yaygın değildir Klinik laboratuvarlarda kullanılan çözeltiler sulu çözeltiler olduklarından molalite ile molarite arasında pek büyük fark yoktur
Normalite (N) Normalite, 1 L çözeltideki ekivalan ağırlık sayısıdır Normalitenin ölçüm birimi Eq/litre ve sembolü N’dir 1 N çözelti deyince çözeltinin 1 litresinde 1 Eq (1000 mEq) çözünen bulunduğu anlaşılır 1 N=1 Eq/L=1000 mEq/L=1000000 Eq/L 1 mN=0,001 N=1000 N=1 mEq/L
500 mL 2,5 N’lik NaOH (molekül ağırlığı 40) çözeltisi hazırlamak için gerekir
Dansitesi 1,19 olan %38’lik konsantre HCl’den (HCl’nin molekül ağırlığı 36,46) 250 mL 0,1N’lik HCl çözeltisini hazırlamak için gerekir
Konsantrasyon birimlerinin birbirine çevrilmesi
Çözeltilerin seyreltilmesi Konsantre bir çözeltiden dilüe bir çözelti hazırlanmasına seyreltme (dilusyon) denir
Biyokimyada yapılan seyreltmeler, toplam çözeltinin bütün özelliklerini içerecek şekilde hazırlanır 1:100’luk seyreltme yapılırken konsantre çözeltiden 1 birim alınarak toplam hacim olan 100 birime tamamlanır
25 µL serum ile 25 µL tuz çözeltisi karıştırılırsa, serum 25:50= 1/2 oranında seyreltilmiş olur
Sabit konsantrasyondan bir alt düşük konsantrasyona ulaşmak için seri seyreltmeler yapılır
Çözeltilerde C molarite veya normalite olarak ifade edildiği zaman
Hidratlı maddeler Bir kimyasal molekül üretildiğinde, tuz moleküllerine bağlı, değişen miktarlarda su molekülleri (hidrat suyu) içerir CuSO4 molekül ağırlığı 160 CuSO4H2O molekül ağırlığı 178 CuSO45H2O molekül ağırlığı 250
Hidratlı maddelerdeki su molekülleri, çözelti hesaplamalarında dikkate alınır. Örneğin; 250 mL %10’luk CuSO4 çözeltisini hidrasyon suyu olmayan bakır sülfattan (CuSO4, molekül ağırlığı 160) değil de 1 molekül hidrasyon suyu olan bakır sülfattan (CuSO4H2O, molekül ağırlığı 178) ile hazırlayacaksak tartacağımız CuSO4H2O miktarı
pH, ASİTLER VE BAZLAR Bir su molekülü, çok az sayıda bile olsa komşu su molekülü lehine bir proton yitirebilir ve böylece bir hidronyum iyonu (H3O+) oluşturabilir. Su, az da olsa hidronyum ve hidroksil iyonlarına ayrışır
Sulu çözeltilerde, saf suda olduğu gibi H+ ile OH’nin konsantrasyonları eşit olduğunda, çözeltinin nötral pH’ da olduğu ifade edilir Bir çözeltideki H+ iyonları konsantrasyonunun eksi logaritması çözeltinin pH’ı olarak ifade edilir
Nötral pH’da H+ ile OH’nin konsantrasyonu birbirine eşit ve 10-7M’dır
25oC’de nötral bir çözeltinin pH’ı 7’dir Bir çözeltinin pH’ı 7’den küçükse (H+ iyonu konsantrasyonu daha yüksek), çözelti asidiktir Bir çözeltinin pH’ı 7’den büyükse (H+ iyonu konsantrasyonu daha düşük), çözelti alkali veya baziktir
Yüksek konsantrasyonda H+ iyonu (proton) içeren sulu çözeltiler asitlerdir Yüksek konsantrasyonda OH¯ iyonu içeren sulu çözeltiler bazlardır
Asitler proton vericisi (donör), bazlar proton alıcısıdırlar (akseptör) Hem proton vericisi (donör), hem proton alıcısı (akseptör) olan maddelere amfoter maddeler denir
Bir proton donörü ve ona uygun proton akseptörü, bir konjuge asit-baz çifti oluştururlar
Asit ve bazların suda çözündüklerinde iyonize oluşları faklıdır Asit ve bazların suda çözündüklerinde iyonize oluşları faklıdır. Buna göre zayıf asit – kuvvetli asit veya zayıf baz – kuvvetli baz tanımı yapılır
Biyokimyacılar için, suda çözündüklerinde tamamen iyonize olmayan zayıf asit ve bazların davranışı önemlidir Zayıf asit ve bazlar, biyolojik sistemlerde bulunurlar; metabolizmada ve metabolizmanın düzenlenmesinde önemli rol oynarlar
Suda çözündüklerinde büyük oranda iyonize olan asitler kuvvetli asitlerdir (Ka değerleri büyük, pKa değerleri küçük) Suda çözündüklerinde az miktarda iyonize olan asitler zayıf asitlerdir (Ka değerleri küçük, pKa değerleri büyük)
Zayıf asidin pKa değerine eşit pH’da, zayıf asit ve bunun konjuge bazı eşit konsantrasyonlarda bulunur Daha düşük pH’larda asit konsantrasyonu fazladır Daha yüksek pH’larda ise asidin konjuge bazının konsantrasyonu fazladır
Zayıf asitlerin pKa değerleri, titrasyon grafiği çizilerek bulunabilir Zayıf asitlerin pKa değerleri, titrasyon grafiği çizilerek bulunabilir. Bunun için, belirli volümdeki asit örneği, konsantrasyonu bilinen kuvvetli bir baz (genellikle NaOH) çözeltisi ile titre edilir NaOH, bir indikatör boya veya bir pH metre ile nötralizasyon sağlandığı anlaşılıncaya kadar, aside yavaş yavaş ilave edilir Asidin belirli bir volümüne belirli miktarlarda NaOH eklendikçe pH ölçümü yapılır
Eklenen NaOH miktarlarına karşılık pH değerlerinin grafiği çizilir Eklenen NaOH miktarlarına karşılık pH değerlerinin grafiği çizilir. Buradaki grafikte bulunan pH değeri, zayıf asidin pKa değeridir
Tamponlar Zayıf bir asit (proton donörü) ve onun konjuge bazını (proton akseptörü) eşit miktarlarda içeren karışımlar tampon sistemi olarak bilinirler
Tamponlar, küçük miktarlarda asit (H+) veya baz (OH) eklendiğinde pH değişikliklerine karşı koyma eğiliminde olan sulu sistemlerdir
Bir tampon sisteminin tamponlama özelliği, iki reverzibl reaksiyonun sonucudur
pH, zayıf asit ile onun konjuge bazının bir karışımının tamponlama etkisi ve zayıf asidin pKa’sı arasındaki kantitatif ilişki, Henderson-Hasselbalch denklemi ile ifade edilir
Henderson-Hasselbalch denklemi, her hangi bir pH’da proton donör ve proton akseptörün molar oranını hesaplamaya yarar Örneğin; asetik asidin pKa değeri 4,76 olduğuna göre asetat ve asetik asitten pH’ı 5,30 olan asetat tamponu hazırlamak için gerekli asetat ve asetik asidin molar konsantrasyon oranı
Henderson-Hasselbalch denklemi, verilen bir pKa ve molar orana göre bir asit-baz çifti için pH’ı hesaplamaya yarar. Örneğin; kanda önemli bir tampon sistemi olan bikarbonat/karbonik asit tampon sistemi için
Hem asitlerle hem bazlarla tuz oluşturabilen maddelere amfolitler veya amfoter elektrolitler denir
Amfolitler, amfolitin izoelektrik noktası denen bir pH ortamında, eşit sayıda negatif () ve pozitif (+) yük içerirler (H+A) izoelektrik noktadan düşük pH ortamında (asit ortam), katyon (pozitif yüklü iyon; H+2A) halinde bulunurlar izoelektrik noktadan yüksek pH ortamında (bazik ortam) ise anyon (negatif yüklü iyon; A) halinde bulunurlar
Sulu çözeltide ortamın H+ iyonu konsantrasyonuna (pH’ına) göre renk değiştiren maddeler indikatör olarak tanımlanırlar
İndikatörler, genellikle amfoter maddelerdir İndikatörler, titrasyonlarda sık kullanılırlar
Litmus, zayıf bir asittir; iyonlaşmamış halde kırmızı, iyonlanmış halde mavi renklidir
Methyl orange zayıf bir asittir; iyonlaşmamış halde kırmızı, iyonlanmış halde sarı renklidir
Phenolphthalein, zayıf bir asittir; iyonlaşmamış halde renksiz, iyonlanmış halde pembe renklidir
İndikatörün renk değiştirdiği noktaya dönüm noktası denir
Sulu çözeltilerin pH’ı, genellikle bir amfolit olan ve ortamın H+ iyonu konsantrasyonuna (pH’ına) göre renk değiştiren indikatör boyalar yardımıyla ölçülebilir
Sulu çözeltilerin pH’ını ortamın H+ iyonu konsantrasyonuna (pH’ına) göre renk değiştiren indikatör boyalar yardımıyla ölçme yöntemlerine kolorimetrik yöntemler denir
Sulu çözeltilerin pH’ı, elektrometrik yöntemler denen, iki elektrot arasındaki potansiyel farkının bir galvanometre ile ölçülmesi esasına dayanan yöntemlerle daha hassas olarak ölçülebilir
pH metre denen aletlerde elektrottan çıkan sinyal, şiddetlendirilir ve pH’ı bilinen bir çözelti tarafından oluşturulan sinyal ile karşılaştırılır