YAZI DEVRİMİ Hazırlayan: Hilal Gül
1. Yazının Doğuşu 2. Türklerin Kullandığı Alfabeler
1.Yazının Doğuşu Yazı: İnsanın duygu ve düşüncelerinin görsel ifadesidir. Yazı öncesi toplumlarda ses ve hareketlerle iletişim sağlanıyordu. Daha sonra gözle görülür hale getirip başkalarına iletmek için resmetme yoluna gitmişlerdir.
İnsanlık tarihine bakıldığında bu ifadeler, işaretler olarak önce taşa, toprağa, tahtaya daha sonrada kağıda dökülmüştür.
Bugünkü kullanılan yazının ataları hiyeroglif ve çivi yazısı sayılmaktadır. M.Ö. 3000 yıllarında önce Mezopotamya’da hemen sonra da Mısır’da ortaya çıkmıştır. Çivi Yazısı
Mısır Hiyeroglif yazısı
Çizgi ile ifade edilen resimler zamanla anlam kayması yoluyla başka anlamlara gelmişlerdir. İlk anlam İkinci anlam güneş gündüz ve akıl ayak yürümek ağız konuşmak göz görmek Mısır Hiyerogliflerinden örnek
Yazının tarihsel gelişiminde bir diğer aşama resim yazısından heceye geçişte olmuştur. Bu hece yazısı da Fenikeliler tarafından bulunmuştur.
Hece yazısından sonraki atılım ise harflere geçişte olmuştur. Yunan ve Arami alfabeleri bugün yeryüzünde kullanılan alfabenin büyük kısmını oluşturmuşlardır. Yunan alfabesi: Latin ve Slav alfabelerini Arami alfabesi: İbrani, Sogd, Ermeni ve Arap alfabelerini oluşturmuştur.
Yazının bulunması insanlık tarihine önemli katkı sağlamıştır. 1. Düşüncelerin gelecek nesillere aktarılarak kalıcı olması sağlandı. 2. Kültürün devamlılığı sağlandı. 3. Ayrıca dilin gelişmesinde de etkili olmuştur.
2. Türklerin Kullandığı Alfabeler Tarih boyunca Türkler çok fazla alfabe değiştirmişlerdir. Bunlar: Köktürk, Uygur, Sogd, Mani Brahmi, Süryani, Ermeni, İbrani, Grek, Kiril, Arap ve Latin alfabeleridir.
Alfabe değiştirmelerinin sebepleri ise şunlardır: 1. Türklerin göçler, fetihler sebebiyle geniş bir coğrafi alana yayılmaları 2. Bu coğrafyalarda değişik uygarlıklarla tanışmaları 3.Değişik din ve kültürleri benimsemeleridir.
1. Köktürk alfabesi: Türklerin ilk alfabesi olup, 38 harften oluşur. Bunlardan 4' ü ünlü, 30' u ünsüz, 4' ü de hece işaretleridir. Harfler bitiştirilmeyip ayrı ayrı yazılır. Sözcükler aralarına iki nokta üst üste konarak ayrılır. Sözcük başı ve içindeki ünlüler yazılmazken sondakiler yazılır.
Köktürk alfabesiyle yazılmış bir metin
2. Sogd alfabesi: İranlı bir kavim olan Soğdlardan alınan ve Sami kökenlidir. 18 harften oluşur. Göktürk ve Uygur metinlerinde kullanılmıştır. 3. Uygur Alfabesi: Bu alfabe sogd alfabesinden oluşturulmuştur. 24 harfi vardır. Soldan sağa doğru yazılır. Uygurlar, Moğollar dışında Fatih Sultan Mehmet zamanında da sarayda kullanılmıştır. 4. Mani Alfabesi: Arami ve Süryani alfabelerinin özelliklerini taşır. Uygurlar tarafından kullanılmıştır. 5.Brahmi Alfabesi: Hint kökenlidir. Budist rahipler tarafından Türkler arasında yayılmıştır.
8. İbrani Alfabesi: Karay Türkleri tarafından kullanılmıştır. 6. Süryani Alfabesi: Doğu Türkistandaki Uygurlar ve Orta Asya’daki Türkler tarafından kullanılmıştır. 7. Ermeni Alfabesi: Kıpçak Türkleri’ne bağımlı olarak yaşayan Ermeniler tarafından kullanılmıştır. 8. İbrani Alfabesi: Karay Türkleri tarafından kullanılmıştır. 9. Grek alfabesi: Karamanlılar diye bilinen Ortodoks türkler tarafından kullanılmıştır.
10. Kiril Alfabesi: Grek kökenli olup S. S. C 10.Kiril Alfabesi: Grek kökenli olup S.S.C.B: döneminde Türk topluluklarınca kullanılmıştır. 11.Arap alfabesi: Türklerin tarih boyunca en uzun süre kullandığı alfabedir. Altay, Yakutlar, Karaylar, Gagavuzlar ve Karamanlılar dışındaki Türk toplulukları Arap alfabesini kullanmışlardır.
12. Latin Alfabesi:Latin alfabesinin düzenlenmiş hali 1 Kasım 1928 yılında T.B.M.M. de kabul edilen yasayla yürürlüğe girdi. Bugün Latin alfabesini kullanan topluluklar şunlardır: Kıbrıs Türkleri, Yugoslavya Türkleri, Doğu Türkistan’da yaşayan Uygur Türkleri, Kazak Türkleri gibi.
Kaynakça: Ertem, Rekin, Elifbe’den Alfabe’ye, Dergah Yayınları,İstanbul,1991. Hatipoğlu, Necip, ÜniversitedeTürk Dili Dersleri: Yazılı ve Sözlü Anlatım, Seçkin yayınları, Ankara, 2000 PİLANCI, Hülya, Yazı, www.aof.edu.tr/kitap/IOLTP/2272/unite13.pdf (23.10.2007) Şimşir, N. Bilal, Yazı Devrimi, Türk Tarih Kurumu Yayınları, Ankara, 1992.