Ölüm ve Ölümcül Hastalık Pelin Sağlam 06010759
Hastalık, bireyin o güne kadar getirdiği tüm yaşam dengeleri için bir tehdit oluşturan, stres yaratan bir yaşam olayı, bir engellenmedir Böyle bir durum, bireyin psikolojik, sosyal ve ekonomik açıdan uyum sağlama çabalarına neden olur. Hastalık bireyi geniş bir bağlamda etkiler. hastalık Kısa süreli geçici hastalık durumu ölüm
Hastalıkla birlikte, o güne kadar getirilen, günlük yaşamı sürdürmekte kullanılan tüm mekanizmalar, geleceğe yönelik beklentiler, planlar, kısacası tüm dengeler bozulmak yitirilmek ya da en azından sarsılmak gibi tehditlerle karşı karşıyadır.
Kayıp Nedir? Bireyin yaşamında kendisi için önemli olan nesnelerin (kişiler, organlar, işlevler, hayvanlar vb) yitirilmesi olarak algılanabilir. Böyle bir yitim karşısında birey yas tutar Bu çok doğal, beklendik bir duygulanım sürecidir. Bunun yaşanılmaması, bastırılması, yok sayılması gibi tepkiler yasın kronikleşerek patolojik bir hale gelmesine; depresyon, psıkosomatık hastalıklar, patolojik yas gibi klinik tabloların oluşmasına yol açar.
Bir bireyin yaşamında rastlayacağı en kaçınılamaz kayıp olgusu ise ölümdür. Yüzyıllardır ölüm üzerine düşünülmüş, yazılıp çizilmiştir. Tek Tanrılı dinsel öğretilerde yer alan yaşamın ölümden sonra da süreceği gibi inançların yanısıra ölümü bir şeytan, bir canavar halinde düşünerek onu “kişileştirme” çabaları da bir biçimde bizi gerçekle yüzyüze gelmekten alıkoyar. Günlük yaşamımızda da ölüm kavramını daha olumlu hale dönüştürmeye çalışır, ölen yakınlarımız için göç etti, Tanrıyla buluştu, ebedi huzura erdi vb. ifadeler kullanmayı yeğleriz.
Hastanelerde "X bey öldü" demek yerine, "X numara ex oldu", ya da “hasta masada kaybedildi" demenin yeğlenmesi, ölüm kavramının simgelediği kayıp olgusuyla doğrudan yüzyüze gelmekten uzak durulduğunu göstermektedir. Yalom'a göre "Biz ölüm hakkında çoğunlukla olguları konuşuyoruz. Onun bizde yarattığı duyguları, dehşeti değil“ Bireyin kayıpların en somutu olan ölüm olgusuna verdiği tepki biçimi, onun daha önce yaşadığı diğer tamamlanamamış -yaşayıp bıtırılememış zorlanmış ya da aceleye getirilmiş ayrılmalarının artıklarını taşır.
Kayıplar karşısında bireyin yaşadığı yas tutma sürecinde üç temel ögeyı her zaman göz önünde tutmak gerekir. 1- Her kayıp, bireyde kaçınılmaz bir elem, acı süreci başlatır. 2- Her kayıp, geçmiş kayıpları tazeler 3- Her kayıp, eğer düzgünce yaşanırsa psikolojik büyüme ve yenilenme için bir araç olabilir. Yani her kayıp olgusunun birey için ne anlam ifade ettiğinin, O'nda hangi korkuları, tehlikeleri ortaya çıkardığının ve hangi eski acıları tazelediğinin her zaman gözönünde tutulması gerekir.
ÖLÜMCÜL HASTALIK TANISI ALAN BiREY NELER YAPAR? Böyle bir durumla karşılaşan bireyin, sorunun üstesinden gelebilmek için harcadığı çabalar şu şekillerde görülebilir: 1. Hastalıkla ilgili bilgi edinme Böyle bir bilgilenme hem sorunun çözümüne katkıda bulunur, hem de duygusal yaşamın düzenlenmesine, kendine saygının sürdürülmesine yardım eder. 2. Doğrudan eyleme girme Hastalığın tedavisi için uygun yerlere vb başvurmak bu çabalar çerçevesinde ele alınabilir Bireylerin eylemde bulunabildikleri durumlarda, kendilerinde kaygı yaratan içinde bulundukları ortama egemen oldukları, onu kontrol edebildikleri duygusunun oluşması önemlidir. Bu kontrol hissi bireye başa çıkma gücü verir. Kontrolün yitirildiği duygusu bireyde depresyon, çaresizlik ve ümitsizlik gibi duygulara yol açar. Kontrolünün olduğunu hisseden kişiler davranışlarının sorumluluğunu alabildiği için terapilerden daha çok yararlanabilirler.
ÖLÜMCÜL HASTALIK TANISI ALAN BiREY NELER YAPAR? 3. Eylemin ketlenmesi Birey içinde bulunduğu durumla başa çıkmakta kendisi için tehlikeli olabilecek, impulsif, şaşırtıcı davranışlarda bulunabilir (Hekime gitmemek, ilacı reddetmek gibi) 4. Intrapsisik çabalar Intrapsisik çabalar bağlamında ölümcül hastalarda yaşananlarla ilgili olarak, önce Yalom'un tanımladığı iki savunmadan söz edilebilir. Yalom bu grup hastalarda ölüm korkusunu bastırmakta yaygın ve güçlü biçimde kullanılan iki inanç ya da sanrıdan söz eder. Bunların ilki, kişinin özel olması, diğeri ise bir kurtarıcı gelecek inançlarıdır . Özel olma, insan biyolojisinin ve kaderinin olağan yasalarının ötesinde, bireyin kişisel dokunulmazlığı ve incitilemez olduğu inancıdır. Bir kurtarıcı gelecek inancı ise bize, dışarıdan bir guç tarafından gözetildiğimiz, korunduğumuz duygusunu verir.
ÖLÜMCÜL HASTALIK TANISI ALAN BiREY NELER YAPAR? 5. İntrapsişik çabaları kanserli hastalarda tanımlayan diğer yazar Kübler-Ross’dur. Yadsıma __ “hayır ben ölemem” Yüzyüze gelinen gerçekten kaçınmak için sığınak görevi görür. Öfke __ “neden ben?” Tanrıya öfke, çevredeki insanlara yöneltilebilir. Pazarlığa Girme __ “dua edersem ………., iyilik yaparsam……..” Dünyanın adil olduğna dair doğuştan gelen inancın, hatalıktan sonra yeniden sağlanmaya çalışılması. Depresyon Bu aşamada hastalar ölümlerinin yasını tutar. Kübler-Ross’a göre kedere hazırlık dönemidir Kabullenme Hasta ölüm fikrine alışmış, sakin, yorgun.
Kübler-Ross’un yaklaşımına getirilen eleştiri: Tanımlanan aşamaların ölüm sürecinde yaşananları yeterince açıklayamadığı, "aşama" sözcüğünün teknik bir terim olduğu ve her hastanın geçeceği herbir aşamayı açıklayabilmesi gerektiği, ancak bu ölçüleri karşılayamadığı ve süreçte yaşanan anksiyete üzerinde de yeterince durulmadığı vb. nedenlerle eleştirilmektedir Kübler-Ross’un yaklaşımının katkıları: Kübler-Ross’un klinik deneyimlerine dayanarak tanımladığı bu yaklaşım alanda çalışanlar için önemli bir rehberdir Kuşkusuz, bir hastanın duygusal tepkilerini anlayabilmenin yararlı bir yolu, hangi duygunun, en çok ne zaman ortaya çıktığı ve bunlarda hangi etkenlerin rol oynadığı ve bunların hastalığın iyileştirilmesinde amaçlanan hedeflere ve tedavi manipulasyonlarına nasıl yardımcı olacağını incelemektir. Ve ancak böyle bir yaklaşımla uygun psikolojik müdahaleler geliştirilebilir.
DinLediginiz için TesekkürLer…