Öğretim İlke ve Yöntemleri Yrd. Doç. Dr. Cenk Akbıyık Beyin Temelli Öğrenme Öğretim İlke ve Yöntemleri Yrd. Doç. Dr. Cenk Akbıyık
Öğrenme beynimizde gerçekleşmektedir Öğrenme beynimizde gerçekleşmektedir. Beyin temelli öğrenme kuramı, öğrenme öğretme yaşantılarının tasarlanmasında beynin yapı ve işleyişinin göz önüne alınması gerektiğini ileri sürmektedir.
Beyin temelli öğrenme kuramına göre öğrenme elektrokimyasal bir süreçtir.
Öğrenme beyin hücrelerinin akson ve dentrit olarak adlandırılan ipçikleri aracılığı ile bağlantılar kurması ve sinyal alıp göndermesi ile gerçekleşmektedir.
Beyin temelli öğrenmenin ilkeleri şunlardır: Beyin paralel bir işlemcidir. Yani, insan beyni düşünme, algılama, hissetme gibi birçok işi aynı anda yapabilir. Öğrenme fizyolojik bir olaydır. Yani, insan öğrenmesi soluma, beslenme, büyüme gibi insan bedeninde olup bitenlerle ilişkilidir.
Beyin kendisine ulaşan uyarıcıları anlamlandırmaya çalışır. Anlamı araştırma, örüntüleme yoluyla oluşur. Örüntüleme, bilginin anlamlı biçimde düzenlenmesidir. İnsan beyni yeni uyarıcıları örüntüleme yoluyla anlamlandırmaya çalışır.
Örüntü oluşturmada duygular önemlidir Örüntü oluşturmada duygular önemlidir. Öğrenme duygulardan bağımsız değildir. Duygular bilginin depolanması ve geri çağrılmasında etkilidir. Beynin tümü ve parçaları eşzamanlı olarak işler: Her ne kadar parçalardan oluşmuş olsa da (sağ-sol beyin yarımları gibi), beynin parçaları eş zamanlı olarak çalışır.
Öğrenme, hem doğrudan odaklanan, hem de yan uyarıcılardan algılanan bilgileri içerir. Yani beyin, doğrudan farkında olduğu ve odaklandığı bilgilerin yanında birinci derecede ilgi alanı dışında kalan bilgi ve sinyalleri de özümser. Bilinçli bir şekilde dikkat edilmeyen çok hafif ve hassas sinyaller de (yan tarafta duran birinin gülümsemesi gibi) uyarıcı olarak beyne ulaşır.
Öğrenme kasıtlı ve kasıtsız süreçlerden oluşur Öğrenme kasıtlı ve kasıtsız süreçlerden oluşur. Bir öğrenme ortamında bilinçli olarak farkına vardığımız şeylerden çok daha fazlasını öğreniriz. Yan uyarıcılardan aldığımız sinyallerin çoğu beynimize farkında olmadan girer ve bilinçaltında etkileşimde bulunur.
Uzamsal ve Mekanik olmak üzere iki tip bellek vardır Uzamsal ve Mekanik olmak üzere iki tip bellek vardır. Günlük deneyimler uzamsal belleğe kaydedilir. Uzamsal bellekteki bilgilerin geri çağrılması için tekrara gerek yoktur. Ancak günlük deneyimden bağımsız, birbirleriyle ilişkili olmayan bilgileri depolamak için tekrara ihtiyaç vardır. Tekrar dayalı bilgilerin depolandığı belleğe mekanik bellek denilmektedir.
Olguların bilgisi ve beceriler uzamsal bellekte depolandığında daha iyi anlaşılır ve daha kolay geri çağrılır. Öğrenme zihni zorlayan etkinliklerle artar, tehditle ise ketlenir. Beyin uygun düzeyde zorlandığında öğrenme en uygun düzeye ulaşır. Tehdit ise öğrenmeyi azaltıcı yönde etki yapar. Her beyin tekdir, diğerine benzemez.
Bu ilkelerin eğitim açısından doğurguları ise şöyle özetlenebilir: Beyin paralel bir işlemcidir: Öğretim sürecinde çeşitli model, yöntem ve tekniklerden uygun olanları seçilip uygulanmalıdır Öğrenme fizyolojik bir olaydır: Öğretim sürecinde beslenme, kaygı, egzersiz gibi değişkenler dikkate alınmalıdır.
Beyin kendisine ulaşan uyarıcıları anlamlandırmaya çalışır: Problem çözme, buluş yapma, gibi etkinliklerle öğrenenlerin öğrenilenleri anlamlandırması sağlanmalıdır. Anlamı araştırma, örüntüleme yoluyla oluşur: Öğrenilenlerin anlamlandırılarak birbirleriyle ilişkilendirilmesi sağlanmalıdır.
Örüntü oluşturmada duygular önemlidir: Karşılıklı saygı ve kabullenmenin olduğu, pozitif bir öğrenme ortamı oluşturulmalıdır. Beynin tümü ve parçaları eşzamanlı olarak işler: Öğretim sürecinde hem sağ hem de sol beyin yarımlarının kullanımını gerektirecek etkinliklere yer verilmelidir.
Öğrenme, hem doğrudan odaklanan, hem de yan uyarıcılardan algılanan bilgileri içerir: Etkili öğretim için sıcaklık, nem, ışık gibi uyarıcıların yanı sıra öğrenme ortamının düzenine de dikkat edilmelidir. Öğrenme kasıtlı ve kasıtsız süreçlerden oluşur: Öğrenme ortamından öğrenene ulaşan tüm uyarıcılar öğrenmeyi artıracak biçimde düzenlenmelidir.
Olguların bilgisi ve beceriler uzamsal bellekte depolandığında daha iyi anlaşılır ve daha kolay geri çağrılır: Öğrenilenlerin uzamsal bellekte depolanabilmesi için öyküleştirme, canlandırma gibi teknikler kullanılmalıdır.
Öğrenme zihni zorlayan etkinliklerle artar, tehditle ise ketlenir: Etkili öğretim için öğreneni biraz zorlayacak ancak onda yüksek kaygı uyandırmayacak etkinlikler gerçekleştirilmelidir. Her beyin tekdir, diğerine benzemez: Öğretim sürecinde bireysel farklar dikkate alınmalıdır.
Kaynaklar Çelebi, K. (2008). Beyin Temelli Öğrenme Yaklaşımının Öğrenci Başarısı ve Tutumuna Etkisi. Yüksek Lisans Tezi. Selçuk Üniversitesi, Konya. Tüfekçi, S. (2005). Beyin Temelli Öğrenmenin Erişiye, Kalıcılığa, Tutuma ve Öğrenme Sürecine Etkisi. Doktora Tezi. Hacettepe Üniversitesi, Ankara. Yorulmaz, A. (2011). Öğretmen Adayları için KPSS Eğitim Bilimleri. Zambak Yayınları, İstanbul.