BASKI GRUPLARINI SINIFLAMA PROBLEMİ MEDYA
İLETİŞİM KAVRAMI İletişim bilgi üretme, aktarma ve anlamlandırma sürecidir. İnsan etkinliklerinin ve ilişkilerinin tümü iletişimle ilgilidir.
İnsan sosyal bir varlıktır ve toplumu oluşturan sosyal gruplardan birine dahil olmak ve diğer sosyal gruplarla etkileşime girmek mecburiyetindedir.
İletişim, kişilerin sosyal ihtiyaçlarını gidermelerini ve toplumda kendilerine bir yer edinmelerini sağlar.İletişimi birçok şekilde sınıflandırmak mümkün olmakla birlikte genel olarak kişi içi, kişilerarası, örgüt ve kitle iletişimi olarak 4 grupta toplamak mümkündür.
KİTLE İLETİŞİMİ Kitle iletişimi kavramının orijinine baktığımızda, kitle belirli bir yeri ve mekanı olmayan bireyleri istikrarsız ve tutarsız, kısmen tesadüfle bir araya toplanan, sloganlarca kolayca güdüm altına alınabilecek,belirsiz,değişken geniş bir nüfusu ifade etmektedir.
Kitle İletişimi ise, çağımızın ortaya çıkardığı teknik aletlerle, çeşitli tür ve içerikteki mesajların büyük ve dağınık bir kitleye iletildiği, kamusal bir niteliğe sahip iletişim türüdür.
MEDYANIN İLETİŞİM SÜRECİNDEKİ YERİ VE ÖNEMİ
KİTLE İLETİŞİM ARAÇLARI İletişimden söz edebilmek için bir ileti kadar bunun aktarımı, yayımı ve dağıtımını gerçekleştirecek araç ve tekniklere de gerek vardır.
Yazının bulunması ve matbaanın icat edilmesinden sonra ilk olarak 16 Yazının bulunması ve matbaanın icat edilmesinden sonra ilk olarak 16. yy.da gazete ve mecmua basımıyla başlanılan süreç özellikle elektronik kitle iletişim araçları olan radyo ve televizyonun 20. yy.ın başlarında yaygınlaşmaya başlamasıyla kitle iletişim araçlarının önemi artmıştır.Günümüzde ise takip edilemeyecek kadar hızlı gelişmeler yaşanmakta bilgi ve haberler anında tüm dünyaya yayılmaktadır.
Kitle iletişim araçlarının, haber ve bilgi verme, eğitme ve kültürün aktarılması, propaganda, mal ve hizmetin tanıtılmasında reklam aracı olma, eğlendirme, toplumsallaştırma işlevlerinin yanı sıra denetim ve eleştiri, kamuoyu oluşturma, motivasyon işlevleri de bulunmaktadır.
Kitle iletişim araçları, insanların tutumları,dünya görüşleri ve davranışlarının üzerinde önemli etkileri bulunmakla birlikte ekonomik, sosyal ve siyasal güç sahibi olabilmek için etkili birer araç olarak kullanılabilmektedir.
MEDYA OLGUSU ve TOPLUM Kişilerin zihinlerine binlerce imajı, görüntüyü nakleden, insanları güncel olaylar hakkında öncelikle bilgilendiren medyadır. Yazılı,görsel,işitsel hatta dokunsal bazı kitle iletişim araçlarına verilen ortak addır.
Medya toplumun özelliklerini kendisine yansıtan bir aynadır Medya toplumun özelliklerini kendisine yansıtan bir aynadır.Yansıtma işini kendi toplumlarında insanların ne görmek istediklerine yer vererek bir başka deyişle değiştirilerek veya baskı altında tutmak istediklerine yer vererek yapar.
Toplum gündemi medya aracılığıyla oluşmakta ve aktarılmaktadır Toplum gündemi medya aracılığıyla oluşmakta ve aktarılmaktadır.Toplumsal denetim sağlanmasında olduğu gibi toplumsal değişmenin de başlıca araçlarından biri olan bir güç, iktidar kaynağı olarak görülmektedir.
Türkiye’de basının oluşum sürecine bakıldığında,Osm. İmp Türkiye’de basının oluşum sürecine bakıldığında,Osm. İmp.da padişahın isteği doğrultusunda yayımlanan ilk gazetenin,Saray ve çevresinin günlük tarihinden oluştuğu görülür.Bağımsızlık savaşı başlatılırken öncelikle yayın organının gerekliliği gündeme getirilmiş
ve bu nedenle Hakimiyet-i Milliye gazetesi kurulmuştur ve bu nedenle Hakimiyet-i Milliye gazetesi kurulmuştur. Cumhuriyetin kurulmasıyla da basından beklenenler belirlenmiş,modernleşme temelindeki ulus-devletin inşası sürecinde medya etkin olarak kullanılmıştır.
Atatürk 1924’te İzmir’de gazete sahip ve başyazarlarıyla yaptığı toplantıda Türk basınından yeni kurulan Cumhuriyetin çevresinde bir kale oluşturmalarını istemiştir.Hakimiyet-i Milliyenin devamı niteliğindeki Ulus gazetesi tek parti döneminde CHP’nin yayın organı olmuş,Halkevleri,Köy enstitüleri,TSK ile birlikte toplumu değiştirme misyonu üstlenmişlerdir.
Sonraki dönemde basının bütün sorunlarının çözüleceği yönünde umut bağladığı Demokratik parti ile iyi ilişkiler medya hükümeti eleştirince bozulmuş sansür ve ekonomik kısıtlamalar gündeme gelmiştir.1970’lerde sermaye çevreleri sanayileşmeyle birlikte gazetelerin yayınlarını ve işleyişlerini etkileyerek sermayenin gazeteciliğin üzerindeki etkisini arttırmıştır.
MEDYA VE SİYASET ETKİLEŞİMİ 1930 – 1960 lı yıllarda yapılan araştırmalardan çıkan, medyanın birey ve toplum üzerindeki etkilerinin sınırlı olduğu yönündeki sonuçların günümüz koşullarında geçerliliğini tamamen kaybettiği görülmektedir.
Ülkemizde medya büyük medya gruplarının tekeli altındadır Ülkemizde medya büyük medya gruplarının tekeli altındadır.Önceleri gazete ve dergi yayıncılığına odaklanan aile şirketlerinin yerini hepsini içeren medya grupları almıştır.Sadece medya ile sınırlı değil,diğer ticari tüm alanlarda özellikle bankacılık ve finans alanlarında da faaliyet göstermektedirler.
Ticaretle uğraşan ve daha önceden medya ile ilgisi olmayan kişiler medyanın çıkar ve nüfuz sahibi olmaktaki önemini kavramışlar ve medya sektörüne yönelmişlerdir. Ülkemizde bulunan medya gruplarına örnek olarak;
Feza gazetecilik grubu Doğuş medya grubu Koza ipek medya grubu Doğan medya grubu Çukurova medya grubu Albayrak medya grubu Ciner yayın holding Feza gazetecilik grubu Doğuş medya grubu Koza ipek medya grubu Samanyolu yayın grubu Turkuvaz medya grubu Huzur radyo tv medya grubu
Medya grupları etkinliğin ve ayakta kalabilmenin garantisi olarak devletle ve siyasal iktidarla ilişki kurmayı özellikle tercih etmektedirler. Bugün yasama, yürütme, yargıdan sonra dördüncü kuvvet olarak anılan medya özellikle seçim dönemlerinde bir siyasi partinin basın yayın organı gibi hareket ederek insanlara verilen siyasi haberin içeriğini ilişkilere göre şekillendirmektedir.
BİR BASKI GRUBU OLARAK MEDYA Medyanın bir baskı grubu olduğu tartışma konusudur.Bazı yazarlar medyanın bir baskı grubu olmadığını ileri sürerken bazıları medyanın bir baskı grubu olduğunu ifade etmektedirler.
Medya bir baskı grubu değildir ! M. Akad’a göre Medyanın baskı grubu gibi bağımsız,örgütlenmiş bir güç olduğunu söylemek ve bu şekilde ele almak yanlış bir takım sonuçlar ortaya çıkarmaktadır. Medya tümüyle toplumda örgütlenmiş baskı gruplarının birer aracı olabilir. İktidarı ve kamuoyunu etkilemede “kanal” görevi yüklenmiştir.
Medya bir baskı grubudur! Medya bir takım çıkarlar için büyük bir mücadeleye girebilir. Çünkü medya ancak ilan almakla ayakta kalabilir ve ilan kapma yarışında önemli ölçüde ilan verenler büyük sermaye grupları ve baskı gruplarıdır.
Ortak çıkarlar doğrultusunda medya ile diğer baskı grupları arasında önemli mali ilişkiler söz konusudur. ülkemizde giderek güçlenen ve belli bir güce ulaşmış medyayı baskı gruplarına eklemek gerekmektedir.