TÜRKMENLER YÜRÜKLER KIZILBAŞLAR ALEVİLER BEKTAŞİLER
ALEVİLER Türkiye Cumhuriyetinin temel harcıdır ALEVİLER Türkiye Cumhuriyetinin temel harcıdır. Cumhuriyet onlarsız olmaz, Onlar da Cumhuriyetsiz yaşayamazlar… Bugün, bu coğrafyada Türkçe konuşan bir Türk ulusu varsa, bunu büyük oranda sazlarıyla, sözleriyle Türk dilini ve kültürünü yüzyıllardır canlı tutan Alevi, kızılbaş türkmenlere borçluyuz.. İşte bu nedenle Türkiye Cumhuriyetini tahrip etmek ve yıkmak isteyenlerin hedefinde Aleviler vardır…ve bu nedenle Aleviler üzerinde ayrıştırıcı oyunlar oynanıyor...
ALEVİLİK bir şii inanış biçimi değildir ALEVİLİK bir şii inanış biçimi değildir. İslam coğrafyasında sadece Anadolu’ya has özgün bir nitelik taşır. Alevilik, (insanı, ağacı, suyu, dağı, ormanı, kurdu, kuşu ile) tüm evreni kutsal sayan ve islami motiflerle de zenginleştirilmiş eski Türk şaman geleneklerinin devamı olan bir inanç sistemidir.. Kutsal tören “CEM AYİNİ”ndeki “SEMAH” bunun en önemli göstergesidir.
SEMAH Yaratan ve yaratılanın aynı şeyin iki ayrı görünümü olduğunu benimseyen bir anlayışla , Kozmosun simgelenmesidir.. Ellerin hareketi, Haktan alıp Halka veren, kendini yokluk aynasında gören, bir anlayışı ifade eder… Bir başka deyişle semah, evrensel bir felsefenin , 3 bin yıllık bir inancın simgeleşmiş ibadet biçimidir; Bir gösteri veya eğlence değildir. Kadın /erkek birlikte yapılan semah, eşitlikçi bir anlayışı ve adil paylaşım kültürünü de gösterir..
Aleviler Üstüne Oynanan Oyunlar
1. KENDİNİ KÜRT SANAN ALEVİ TÜRKMENLER Anadolu Alevileri aslen Kızılbaş-Türkmenlerdir. MS 900 - 1200 yılları arasında Horasan - Kars – Erzurum-Erzincan - Sıvas - Malatya üzerinden Anadoluya gelen 100-150 bin* civarında ki kızılbaş türkmenlerden bir kısmı kürtçe konuşan yerli halkla karışmışlar ve dillerini kısmen unutmuşlardır.. Ancak inançlarını ve kültürel ögelerini (saz, cem) korumaya devam etmişlerdir.. Kürtçe konuşan köyler, yerleşik hayata görece erken geç(iril)miş Alevi köyleridir. Kürtler ise genelde şafi ve mezhebindendirler.. * O zamanki Anadoluda yaşayan insanların toplam nüfusu 500-600 bin arasındadır..
2. BARIŞ PARTİSİ Alevilerin bu topraklarda yüzyıllardır ezilmesine karşı, onların kitlesel gücünü ‘görünürde’ tek bir siyasi parti çatısı altında toplamak amacıyla 1995 te kurulan Barış partisi (Genel Başkanı Ali Haydar Veziroğlu ) seçimlerde % 0,25 oy alınca, parti kendi yöneticileri tarafından 1999 da feshedildi.. Eğer oyun tutsaydı, Alevilik, bir kültürden siyasal bir partiye indirgenmiş olacaktı… Türkiye nüfusunun %25 ini temsil eden Aleviler bu oyuna gelmediler…
Osmanlı zamanında aleviler 3. Kızılbaş türkmenlerle Osmanlı arasındaki uyuşmazlığın iki temel nedeni yaşam biçimi ve inanç farklılıklarıdır.. Sünni İslam geleneğini benimseyen Osmanlı yönetimine karşı insancıl-eşitlikçi ve paylaşımcı yaşantıyı öngören Türkmen geleneğini temsil eden Aleviler daha çok hayvancılıkla geçinmekte , konar göçer yaşamla yaylalar ve ovaları mekan tutmaktaydılar . Osmanlı yönetimine yeterince vergi vermedikleri gerekçesiyle yerleşik hayata geçirilmek üzere (ıslah için !) Kürt aşiretlere teslim edilirler... Ve ardından İsyanlar patlak verir.. Alevi türkmenler daha güvenli dağlık bölgelere çekilirler…
Celali İsyanları… Osmanlı’nın 16. yüzyıldaki baskıcı sünni yönetimine karşı başkaldırı hareketleri genelde “Celali İsyanları” olarak bilinir .. Şeyh Bedrettin'den Pir Sultan’a, Anadolu Türkmenlerinin uğradıkları baskı ve dayatmaların trajik öyküleri sazlarda ve türkülerde yaşayarak günümüze kadar gelmiştir. Bu isyanlar bahanesiyle binlerce Kızılbaş türkmen katledilmiş, kuyularda öldürülmüştr..
Osmanlının Kızılbaşlara yönelik sürgün ve katliamları asırlarca sürmüştür. Kızılbaş ismi kullanılamaz olmuştur. “Yaşayabilmek” için kimliklerini gizlemek zorunda kalmışlar “cem” ibadetlerini bile yapamaz hale gelmişlerdir. Ulaşımı zor dağlık yerlerde yaşamaya devam edilmiş , örneğin bugün lerde tartışma konusu olan Dersim bölgesinde de çorak, dağlık arazilere yerleşmeye başlamışlardır. Devlete güvenemedikleri için kendi güvenlik ve asayişlerini kendileri sağlar olmuşlardır.
Oyun devam ediyor.. Kürtlük ve alevilik üzerinden Türkiyenin boğazına ilmik geçirilmek isteniyor.. 4. Özellikle 1950 den sonra Laik devlet yapısının yozlaştırılmasıyla gittikçe Osmanlı dönemine benzer bağnazlığın TC devlet yönetimine hakim olması karşısında, doğu Anadoludaki mağdur ve muhalif Alevi yurttaşlar için PKK “çekim merkezi” yapılmak istendi.. Abdullah Öcalan 1993 te “PKK demek Kürt-Alevi Demektir! ” ifadesiyle kürtçe konuşan alevi gençleri devlete karşı kamplara yönlendiriyordu..
PKK’ye ve onun siyasi uzantısı DTP ye destek olan STK ler : Said-i Nursi çizgisinde, emperyalizmin hizmetindeki medya hizmetlileri olan Nakşi Kürtçü yazarların kamu oyu altyapısını hazırladıkları PKK’ye ve onun siyasi uzantısı DTP ye destek olan STK ler : KESK Eğitim-Sen İnsan Hakları Derneği Liberaller
Bu ayrıştırma oyunları, Türkiye ‘deki alevi olmayan kürt yuttaşların bir kısmı üzerinde maalesef başarılı oldu. Ancak kürt nüfusun yaklaşık üçte birini oluşturan Alevi kürtler üzerinde yeterince etkili olamamıştı.. Kürt olmayan aleviler üzerindeki oyunlarının başarı şansı zaten yok.. Bugün art niyetli Dersim kaşımalarıyla eksik kalan halka tamamlanmak isteniyor…
AB bu oyunun neresinde? 5. Avrupa Birliği Türkiyedeki Alevilerin azınlık statüsüne indirgenmesi için her yolu deniyor, her fırsatı kullanıyor . Yurtsever Aleviler, bektaşiler Türkiyeyi bölmek parçalamak amaçlı bu emperyalist oyuna gelmediler; AB şimdiye kadar alevileri aldatmayı başaramadı.
Oyun devam ediyor Dersim meselesi... Bugün siyasal sömürü malzemesi haline getirilmek istenen Dersim meselesiyle ilgili yönlendirilmiş propaganda ve protestoların arkasında DTP / PKK var… Dün Sivas’ta aydınları ve Alevileri yakan katillerin savunucuları da bugün göstermelik alevi yandaşlığı yapıyorlar .
DERSİM İSYANI 1937 yılının 21 Martında, Seyit Rıza liderliğindeki Abasan Aşireti, Harçik Köprüsü'nü yakarak isyanı başlatır. Aynı gece bir karakol basılarak 33 asker şehit edilir.. 1920 Koçgiri isyan liderleri Alişer ile Nuri Dersimi de isyancılar arasındadır. Ertesi gün Pah Hükümet Konağı, ilçede yeni kurulmuş ilkokul ve hastane binaları da ateşe verilir.
DERSİM İSYANI Genç Türkiye Cumhuriyetine karşı, Fransız-İngiliz işbirlikçisi Seyid Rıza ‘nın elebaşılığında, bölgedeki ilkel feodal yapının sürdürülmesini sağlamak ( aynı zamanda Hatay meselesini zora sokmak) amacıyla gerici kürt aşiret reisleri tarafından 21.mart.1937 de (nevruz günü !) başlatılan isyan hareketi ödün verilmeksizin 8 ayda bastırılmıştır.. 18.11.1937 Dersim isyanının “despotizme karşı ilerici bir halk hareketi” (!) olmakla, hiç ama hiç bir ilgisi yoktur.
Dersim isyanıyla ilgili en büyük yalan isyanın büyük bir katliamla bastırıldığıdır. 1935 te Tunceli vilayetinin toplam nüfusu yaklaşık 100 bindir. Zorunlu göçe tabi tutulan insan sayısı 5 bin civarındadır. Dersim harekâtında öldürülen isyancı sayıcı 265'tir; idam edilen elebaşı aşiret reislerinin sayısı 7'dir!. Şehit asker sayısı ise 29. İsyanı çıkaran ve cezalandırılmayı hak eden feodal yapılarla, yöneticilerin ihmal ve yanlışları sonucu muhtemelen haksızlığa uğramış olan (dolayısıyla devletin kendilerine özür borcu olan) masum alevi yurttaşları aynı kefeye koymak çok yanlıştır..
Dersim ayaklanmasının lideri Seyyid* Rıza 1862-1937 * Seyyid peygamber soyundan gelen demektir.. islam inancından olan insanları etkileyici bir unvan.. oysa alevi, kızılbaş türkmenlerin Hz.Muhammed ve Hz. Ali sevgisi dışında genetik olarak araplarla bir ilişkisi yoktur..
Seyyid Rızanın ingilizlerden yardım talebi Seyyid Rızanın ingilizlerden yardım talebi Büyük Britanya Dışişleri Bakanlığına, 30.7.1937 .... maruz bulunduğu zulüm ve adaletsizliğe son vermek için, Kürt halkı benim sesimle hükümetinizin yüksek etkisinden yararlandırmanızı diliyor...... Generalissimo Seyit Riza Dersim Başkomutanı
M.Kemal Atatürk ve Dersim mebusu Diyap Ağa M.Kemal Atatürk kurtuluş savaşını ve devrimleri destekleyen halk önderleri ile
Laik Türkiye Cumhuriyetinin savunucusu yurtsever Aleviler bu oyunlara gelmeyeceklerdir. daercan@hotmail.com