Hazırlayan YASEMİN KARADENİZ ŞENDALDAL REİS BEY (TİYATRO) Hazırlayan YASEMİN KARADENİZ ŞENDALDAL
İÇİNDEKİLER TİYATRO TANIMI EDEBİYAT ESERLERİNDE İNSAN VE TOPLUM NECİP FAZIL’IN DİLİ KULLANMA BECERİSİ REİS BEY 21’inci YY BECERİLERİ KAYNAKÇA TEŞEKKÜR
TİYATRONUN TANIMI Tiyatro, bir sahnede, seyirciler önünde oyuncuların sergilemesi amacıyla hazırlanmış gösteridir. Tiyatro, bir sahne sanatıdır. Konuşma ve eyleme dayanan bir gösteri sanatı olarak da tanımlanabilir. Yaygın hümanist bir deyişle tiyatro; insanı, insana, insanla, insanca anlatma sanatı olarak ifade edilir.
TİYATRONUN TANIMI Tiyatro eserinin diğer türlerden en önemli farkı; diğer edebi eserler okumak ve dinlemek için yazılmışken, tiyatro oyununun sahnede seyirci önünde oynanmasıdır. Göze görünür bir karaktere sahip olması, canlı olarak meydana geliş niteliğiyle toplum psikolojisine hitap eder.
EDEBİYAT ESERLERİNDE İNSAN VE TOPLUM Edebiyat, Arapça kökenli bir kelimedir. Arapça e-d-b kökünden türetilmiştir. “Edep” kelimesi, “güzel ahlak, söz ve yazı bakımından yanlışa düşmekten sakınan ilim” anlamına gelmektedir. Edebiyat, düşünce ve duyguların, söz ya da yazı halinde güzel ve etkili bir şekilde anlatılması sanatıdır.
EDEBİYAT ESERLERİNDE İNSAN VE TOPLUM Edebiyat düşkünlüklerimizin ve üstünlüklerimizin yine insanın iç dünyasından başladığını, bütün insanlığı başarıya ve mutluluğa götürebildiği gibi acılarla dolu bir düşkünlüğün içinde yok edebildiğini anlatır.
EDEBİYAT ESERLERİNDE İNSAN VE TOPLUM Kışı, yazı, kasırgası, seli, zaman zaman esneyerek sırtındakileri alt üst eden nitelikleri ile dünya yaşamak zorunda olduğumuz, ama olabildiğince mutlu yaşamak zorunda olduğumuz bir küçük yuvarlaktır. İnsanın mutluluğu bunu anlamasına bağlıdır. Bunu anlamak da yetmez, edebiyat adını verdiğimiz dilin sihirli flütünü etkili bir biçimde üflemesi gerekmektedir. Sihirli flütü iyilerin eline vermemiz gerekmektedir.
NECİP FAZIL VE DİLİ KULLANMA BECERİSİ 26 Mayıs 1905'te İstanbul'da doğdu. 25 Mayıs 1983'te İstanbul'da yaşamını yitirdi. Bahriye Mektebi'nde, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü'nde öğrenim gördü. Felsefe Bölümü'ndeki öğrenimini yarıda bırakarak 1924'te Paris'e gitti. Bu kez Sarbonne Üniversitesi'nde felsefe eğitimi almaya başladı. 1925'te öğrenimini tekrar yarıda bırakıp yurda döndü.
NECİP FAZIL VE DİLİ KULLANMA BECERİSİ İlk şiirleri 1922'de "Yeni Mecmua"da yayınlandı. Milli Mecmua, Hayat ve Varlık dergilerinde yayınlanan şiirleriyle tanındı. 14 Mayıs 1929- Ağustos 1936 arasında 17 sayı Ağaç dergisini yayınladı. 1943-1971 arasında "Büyük Doğu" dergisini çıkardı. Son Posta ve Yeni İstanbul gazetelerinde yazarlık yaptı. "Sabırtaşı" (1940) oyunuyla 1947 CHP Piyes Yarışması'nda birincilik kazandı. 1928'de basılan "Kaldırımlar" adlı şiir kitabı büyük ilgi gördü. Bu kitabın ardından uzun süre "Kaldırımlar Şairi" olarak anıldı.
NECİP FAZIL VE DİLİ KULLANMA BECERİSİ 1930'lardan sonra özgün şiirden koptu. Mistisizmi İslami değerlere bağlayan, dinsel ve toplumsal bir kavga sanatına yöneldi. "Sonsuzluk Kervanı" isimli şiir kitabını uzunca bir aradan sonra 1955'te yayınladı. Şiiri, üstün bir algılama sorunu ve mutlak gerçeği, yani Allah'ı arama yolunda sonsuz bir uğraş olarak gördü. Sağlam bir dil yapısına ve tirajik öğelere dayanan mistik eğilimli şiirlerinde çağdaş insanın bunalımlarını işledi.
NECİP FAZIL VE DİLİ KULLANMA BECERİSİ Fazıl Hüsnü Dağlarca ile Cahit Sıtkı Tarancı'nın da aralarında bulunduğu birçok şair üzerinde etkili oldu. Garip akımının ortaya çıkışıyla şiirden uzaklaştı. Güçlü bir yazım tekniğinin görüldüğü tiyatro oyunlarında ise daha çok korku ve kaygı psikolojisini işledi. Anı, makale, inceleme türü eserlerinde daha çok dinsel ve siyasal konuları ele aldı.
REİS BEY Necip Fazıl’ın bu oyununun ana teması “merhamet“tir. Reis Bey eşi dostu olmayan, ömrü otel odalarında geçen, tek derdi adalet sağlamak olan, merhametten yoksun, “taş kalpli” bir hakimdir. Merhameti “idamlık suç” olarak nitelendirir.
REİS BEY “Kanun, gizli eşyayı bulmaya mahsus bir fal kitabı değildir. Olana, gördüğüne, bildiğine göre hükmeder “ diyecek kadar gözükara bir kanun makinesi olan Reisbey, evinde öldürülüp mücevherleri çalınan bir kadının zanlı olarak sanık sandalyesine oturtulan oğlunun davasına bakar.
REİS BEY Davanın bütün seyri mahkûmun idamını kaçınılmaz olduğu yönünde gelişir. Masumdur, fakat bu masumiyeti ispatlayacak hiçbir somut delile sahip değildir. Kendini savunmak için kullandığı her yol, bir noktadan sonra şu veya bu sebeple akli metotlarla tespit edilemeyecek kadar mücerretleşir, gözden kaybolur, sırf his ve merhamet gözlükleriyle görünebilecek bir vasfa girer. Masumiyetini ispat edemez ve eli mahkûm idam gömleğini giyer...
REİS BEY İdam hükmü verdiği gençle yaptığı son konuşmada “Ağlanacak haldesiniz” der mahkuma. Akabinde , sonraları Reis Bey’in beynini kemirecek olan şu cümleler dökülür mahkumun dudaklarından;
REİS BEY Etmeyin Reis Bey, siz ağlayamazsınız. Ağlayabilseydiniz, anlayabilirdiniz. Siz merhametten acıma duygusundan yalnız kötülük doğacağına inanırsınız. Yerine göre haklısınız. Fakat ondan ne büyük iyilik doğacağını unuttuğunuz için en büyük hakkı kaybediyorsunuz. Rahmet kaldırılmış sizin kalbinizden… Buz çölünde yol alıyorsunuz!
REİS BEY …ve adam, idam edilir. Kısa süre sonra gerçek suçlu yakalanır ve suçunu itiraf eder. Reis Bey istifa eder… Görevi bırakan Reis Bey, artık hayatını merhamet duygusunun yaygınlaşmasına adamıştır. Belalı insanların bulunduğu bir kahvede insanlara merhameti anlatır. Herkes, Reis Bey'e büyük saygı göstermektedir.
REİS BEY Bir gün, bir polis baskını sırasında orada bulunanlardan biri, yanındaki uyuşturucuyu hakimin cebine saklar ve hakim yakalanır. Reis Bey, yıllarca hakim koltuğunda oturduğu mahkemede bir iftira sonucu artık bir sanık olarak yer alacaktır.
21. YÜZYIL BECERİLERİ
KAYNAKÇA http://www.n-f-k.com/nfkforum/index.php?showtopic=4192 http://faruk.suleymanoglu.net/2009/04/25/reis-bey-necip-fazil-kisakurek/ http://yayim.meb.gov.tr/dergiler/sayi63/index-karatas.htm http://www.haberler.com/merhameti-anlatan-reis-bey-ilk-gosteriminde-begeni-haberi/ http://www.bursa.bel.tr/bbb_haber.asp?id=1735
SUNUMUMUZ SONA ERMİŞTİR. TEŞEKKÜR EDERİZ…