SERVET-İ FÜNUN EDEBİYATINDA ŞİİR

Slides:



Advertisements
Benzer bir sunumlar
AKIN DOĞAN
Advertisements

SERVET-İ FÜNUN EDEBİYATI
SERVET-İ FÜNUN VE FECRİ ATİ
İSLAMİYETİN KABULÜNDEN SONRAKİ TÜRK EDEBİYATI
SERVET-İ FÜNUN EDEBİYATI (EDEBİYAT-I CEDİDE)
TANZİMAT DÖNEMİ TÜRK EDEBİYATI
SERVET-İ FÜNUN EDEBİYATI ( ) (EDEBİYAT-I CEDİDE)
Kitabın konusu: Hayalleri olan bir gencin lise son sınıfta babasını kaybetmesiyle hayallerinin yıkılışı ve beraberindeki hayat mücadelesi.
SERVET-İ FÜNUN DÖNEMİ.
Dİnİ tasavvuFİ Türk şİİRİ İslamiyet‘in temel ilkelerine dayanarak nefsi arıtıp, ahlâkı güzelleştirerek dini yaşama ve bu yolla allah'a ulaşma düşüncesine.
Öykü ( Hikaye ).
SERVET-İ FÜNÛN EDEBİYATI
KEREM GUVENTURK CAN DIVITOGLU 11/C
KIZILCAHAMAM ANADOLU LİSESİ
Parnasizm Realizmin şiire yansımış biçimine Parnasizm denir. Fransa'da 1860'ta "Çağdaş Parnas" adlı şiir dergisinin çevresinde toplanan sanatçılara "parnasyen" adı.
BATI EDEBİYATINDA EDEBİ AKIMLAR
GARİP AKIMI (I. YENİ).
SERVET-İ FÜNUN EDEBİYATI
MİLLİ EDEBİYAT DÖNEMİNDE ÖĞRETİCİ METİNLER
CUMHURİYET DÖNEMİ TÜRK EDEBİYATI
Servet-i Fünun Dönemi Türk Edebiyatı
HALİT ZİYA UŞAKLIGİL
YAKUP KADRİ KARAOSMANOĞLU VE YABAN
CUMHURİYET DÖNEMİ TÜRK EDEBİYATI
TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI.
BATI EDEBİYATINDA EDEBİ AKIMLAR
İSLAMİYET  ETKİSİNDEKİ TÜRK EDEBİYATI (GEÇİŞ DÖNEMİ EDEBİYATI ) ( yy)
OTUZ BEŞ YAŞ ŞAİRİ ( ).
Tanzimat dönemi öğretici metinler
HÜSEYİN CAHİT YALÇIN ( )
BESNİ ANADOLU İMAM HATİP VE İMAM HATİP LİSESİ TURK DİLİ VE EDEBİYAT DERSİ ÖĞRETMENİN ADI SOYADI:AHMET KURT HAZIRLAYANLAR; SEYDİ EMRE MEHMET SEVİNDİ.
Servet-i Fünun Dönemi ( ) Siyasi, Sosyal Ve Kültürel Durum
TÜRK EDEBİYATI.
HALİD ZİYA UŞAKLIGİL 1866 – 27 Mart 1945.
ROMAN.
SERVET-İ FÜNÛN EDEBİYATI
YE Şİ M ÖZDEM İ R BA Ş AK Ş EH İ R ANADOLU L İ SES İ MANZUME VE ŞİİR.
Hazırlayan Leyla DENİZ. Dilde biri nazım diğeri nesir olmak üzere iki anlatım biçimi vardır. Nazım, ölçülü ve uyaklı anlatım biçimidir. Manzume: Ölçü.
MİLLİ EDEBİYAT DÖNEMİ ÖZELLİKLERİ 
SERVET-İ FÜNUN EDEBİYATI
SELÇUK TÜREYEN SELÇUK TÜREYEN DERİNCE 19 MAYIS ANADOLU LİSESİ UZMAN TÜRK DİLİ ve EDEBİYATI ÖĞRETMENİ.
HÜSEYİN RAHMİ GÜRPINAR ( ) Naturalizm’in temsilcisidir. Ahmet Mithat geleneğini sürdürür. Dili sadedir. Kahramanlarını çevrelerinin.
Servet-İ fünun edebİyatI
FECR-İ ATİ DÖNEMİ (GELECEĞİN IŞIĞI)
Erbaa | 2009 DİVAN EDEBİYATI NAZIM BİÇİMLERİ Erbaa | 2009.
Garipçiler (1. Yeniçiler) Geleneksel şiir anlayışına tepki olarak doğdu Garip atıl kitapta görüşlerini ortaya koymuştur Şiirde her kurala karşı çıkmışlardır.
Aruzu ustaca kullandığı , ulusal duyguları ön plana çıkardığı vatan millet konuları şiirleri ile ün yapmıştır. Milli Edebiyat akımının ilkelerini benimseyen.
Selanik’te yaşadığı yıllarda şiire başlamış, sonraları Agah Kemal takma adıyla Servet-i Fünun’u destekleyen yazılar kaleme almıştır. Sonraki yıllarda.
Konu : DÜZYAZI TÜRLERİNDEN MASAL – ANI – HİKAYE - ROMAN
SERVET-İ FÜNUN DÖNEMİNDE ROMAN
TANZİMAT EDEBİYATI II. DÖNEM
CUMHURİYET DÖNEMİNDE ÖĞRETİCİ METİNLER DENEME. GENEL ÖZELLİKLER 1.Öğretici metinle bakımından Cumhuriyet döneminde büyük ilerlemeler kaydedilmiştir 2.Cumhuriyet.
TEVFİK FİKRET (
EDEBİ KİŞİLİĞİ ve ESERLERİ
SERVETİFÜNUN EDEBİYATI

İBRAHİM ŞİNASİ.
Ziya Paşa (1825 – 1880).
TANZİMAT EDEBİYATI’NIN OLUŞUMU
SERVET-İ FÜNUN EDEBİYATI
TANZİMAT EDEBİYATININ GENEL ÖZELLİKLERİ. TANZİMAT EDEBİYATININ GENEL ÖZELLİKLERİ Divan edebiyatına bir tepki kişiliğinde doğan Tanzimat edebiyatı;Divan.
 Divan edebiyatı, Türklerin İslamiyet’i kabulünden sonra meydana gelen yazılı edebiyattır. Arap ve Fars edebiyatı etkisi altında gelişmiştir. Bu etki,
YAHYA KEMAL BEYATLI ( ). Selanik’te yaşadığı yıllarda şiire başlamış, sonraları Agah Kemal takma adıyla Servet-i Fünun’u destekleyen yazılar kaleme.
MİLLİ EDEBİYAT DÖNEMİ Meşrutiyet (1908)'ten sonra memlekette başlayan ve o devirde "Türkçülük" adı verilen milliyet hareketi, "edebiyatta millî kaynaklara.
FECR – İ ÂTİ TOPLULUĞU ( 1909 – 1912)
10edebiyat.net. Tanzimat'tan önce roman kavramına yabancı olan toplumumuzda hikâye kavramı, halk hikâyeleri ve mesnevilerle bir tutulmuş, bir bakıma halk.
( ) HAYATI Yakup Kadri Karaosmanoğlu, 1889 yılında Mısır’ın Kahire şehrinde doğmuştur. Sanat hayatına Fecriati topluluğunda başlayan sanatçının,
SOHBET (SÖYLEŞI). SOHBET NEDIR?
Öykü ( Hikaye ). Gerçekleşmiş ya da gerçekleşmesi mümkün olayların kişi, zaman ve mekâna bağlı olarak farklı bir kurguyla anlatılmasına "öykü (hikâye)"
Sunum transkripti:

SERVET-İ FÜNUN EDEBİYATINDA ŞİİR Servet-i Fünuncular şiirin konusunu iyice genişletmişler; aşk, doğa, karamsarlık, düş kırıklıkları, gerçeklerden kaçış, doğaya yönelme... gibi temaları işlemişlerdir. Sadece Tevfik Fikret, sosyal konulu bir iki şiir yazmıştır. Şiirde "sanat için sanat" anlayışının gereği olarak "estetik olgunlaşma" ya önem verilmiştir.

Hemen hemen tüm Servet-i Fünun şiirinde aruz ölçüsü kullanılmış, hece ölçüsü küçümsenmiştir. Sadece Tevfik Fikret şiirde hece ölçüsünü de denemiştir. Aruz ölçüsü Türkçeye başarıyla uygulanmış,bu ölçüye canlılık getirilmiştir.

Klasik beyit anlayışı yıkılmış, şiirde anlam dizeden dizeye taşınmıştır. Bir başka deyişle: Şiir (nazım), düzyazıya (nesre) yaklaştırılmış; Cümlenin bir dize ya da beyitte tamamlanması geleneği yıkılmıştır. Bunu, Tevfik Fikret'in "Balıkçılar" adlı şiirinden alınmış şu parçada görmek mümkündür:

Şafak sökerken o yalnız, eski bir tekneciğin Düğümlü, ekli, çürük ipleriyle uğraşarak İlerliyordu; deniz aynı şiddetiyle şırak Şırak dövüp eziyor köhne teknenin şişkin Siyah kaburgasını... Âh açlık âh ümidi" Bu dizeleri yan yana getirip okuduğumuzda , ortaya bir düzyazı (nesir) çıktığını görebiliriz.

Şiirde bütün güzelliğine (kompozisyona)önem verilmiştir. Divan şiiri nazım biçimleri tamamen bırakılmış, müstezat serbestleştirmiştir. Batı şiirinden alınan sone ve terza-rima gibi biçimler ilk kez kullanılmıştır. Şiirde bütün güzelliğine (kompozisyona)önem verilmiştir. Divan ve Tanzimat şiirindeki "göz için kafiye" anlayışı yıkılmış; "kulak için kafiye" görüşü benimsenmiştir. KAFİYE KULAK İÇİNDİR. KAFİYE GÖZ İÇİNDİR.

Dil, çok ağır ve sanatlıdır Dil, çok ağır ve sanatlıdır. Şiirlerde Arapça ve Farsçadan alınma birçok sözcük ve tamlama kullanılmış; çok kimsenin anlamadığı bir dille şiirler yazılmıştır. Servet-i Fünuncuların en büyük yanlışları dil konusunda olmuştur, denilebilir. "Nahcir" (av), "tiraje" (gökkuşağı), "saat-ı semen-fâm" (yasemin renkli saatler), "Lerziş-ibârid" (soğuk titreme)... Servet-i Fünun şiirinde ilk kez kullanılan sözcük ve tamlamalara örnektir.

Edebiyatımızda "mensur şiir" örnekleri ilk kez bu dönemde verilmiştir (Halit Ziya). Servet-i Fünun şiirinde Parnasizm ve Sembolizm akımları etkili olmuştur.

SERVET-İ FÜNUN EDEBİYATINDA ÖYKÜ VE ROMAN Fransız edebiyatı örnek alınmış. Realizm ve Natüralizm akımlarından etkilenilmiştir. Romanda İstanbul’un aydın çevreleri ile saray ve konak yaşamı konu edilmiştir. Bireysel acılar, düş kırıklıkları, aşklar…üzerinde durulmuştur.

Romancılar, içinde yaşadıkları çevreyi anlatmışlardır. Batılı yaşam tarzının Türk toplumundaki yansımaları gösterilmiştir. Sanatçılar, yerli karakterlerin psikolojilerini tahlil etmişler; toplumsal yaşamla değil, “ev içi” ile ilgilenmişlerdir. Öykülerde sıradan kişilere ve halkın yaşantısına daha çok yer verilmiştir.

Öyküler, romanlardan daha sade bir dille yazılmıştır. Realizmin gereği olarak sanatçılar eserlerinde kişiliklerini gizlemişlerdir. Tanzimat romanında görülen gereksiz betimlemeler bırakılmış,betimlemeler roman Kahramanlarının psikolojilerini ortaya koymak için yapılmıştır.

Teknik yönü çok sağlam romanlar yazılmış; modern Türk romanının temelleri atılmış ve ilk örnekleri ( Mai ve Siyah, Aşk_ı Memnu) verilmiştir.

Servet-i Fünun öykü ve romanları , teknik bakımından üstünlüklerine rağmen dil ve üslupta hatalı bulunmuştur. Tanzimat’la başlayan dili sadeleştirme çabalarına zarar veren bu “Sanatkarane üslup” eserleri anlaşılmaz kılar. Kimi yazarlar, eserlerinin 1920’den sonraki baskılarında sadeleştirme yapar.

Fransız dilinin cümle yapısı Türkçeye aktarılmış; eserlerde devrik ve eksiltili cümlelere yer verilmiştir. Dil ve üslupta aydınlara hitap eden bir anlayış benimsenmiştir. Yazarlar daha çok yaşadıkları ortamı anlattıkları için olaylar ve kişiler tamamen İstanbul'a, seçkin tabakaya aittir.