Felsefece Bakış
Aldatmaya ve aldanmaya en elverişli şeyler bilmediğimiz şeylerdir Aldatmaya ve aldanmaya en elverişli şeyler bilmediğimiz şeylerdir. Bir defa, görülmedik şeylere insan nedense kolay inanır; sonra da, üzerlerinde konuşmaya, düşünmeye alışık olmadığımız için, bunlara kolay kolay karşı da koyamayız. Bu yüzden insan en az bildiği şeye en çok inanır.” Montaigne / Denemeler Yukarıdaki alıntıdan hareketle “bilmek” ve “inanmak” kavramlarını karşılaştırınız.
Mongolfier Kardeşler icat ettikleri balonla ilk uçuşlarını yapmak istedikleri sırada, meydanda toplanmış seyircilerden biri yanındaki yaşlı baya dönerek: “İyi de bu ne işe yarar bayım?”der. Yanındaki yaşlı bay –ki o sırada Fransa’yı ziyaret etmekte olan ünlü Amerikalı bilgin ve siyasetçi Benjamin Franklin’dir- gülümseyerek şu yanıtı verir: “Yeni doğmuş bir bebek ne işe yarar bayım?” Yukarıdaki alıntıyı insanın bilme etkinlikleri ve yarar düşüncesi çerçevesinde yorumlayınız.
Eğer bütün insanlığın fikri karşısında tek bir fikir olsaydı ve bu karşıt fikri de tek bir kişi savunsaydı bile, insanlığın bir kişiyi susturmasının o bir kişinin, elinde güç olması halinde, bütün insanlığı susturmasından daha haklı bir gerekçesi yoktur...” “Boğmaya çalıştığımız fikrin yanlış fikir olduğundan asla emin olamayız, eğer emin olsaydık, boğmak yine de kötülük yapmak olurdu.” J.S.MİLL Yukarıdaki alıntıda Mill’in yaklaşımını belirleyen temel hareket noktası nedir? Bu yaklaşımı ideal bir devlet ve düzen açısından değerlendiren bir yazı yazınız.
Bütün gün bisikletiyle sokaklarda geziyor Bütün gün bisikletiyle sokaklarda geziyor...Ya da varlık üzerine temel sorunlarla ilgileniyor. Bugün, mesela, banyodayken kapıyı açıp babasına bağırdı: “Nasıl oluyor da banyonun koca kapısı benim ufacık gözlerimden geçebiliyor?” “Aman tanrım! Sonra ne oldu?” diye sordum. “Babası ona kesin bir açıklama yaptı; banyo kapısı, göz, ışınların geçmesi, optik sinirlerden beyindeki görme merkezine giden yol ve beynin, gözlemciye, bellekte küçük bir kapı imgesini sağlaması...” “Peki bu onu tatmin etti mi?” Onu tanıyorsun. Ne dediğini tahmin et: “Beynin kapının gerçek büyüklüğünü bana verdiğini nasıl bilebilirim ki?” “Şey...”, bir an duraksadım, “Sen ne düşünüyorsun, nasıl bilebiliriz?” “Yapma anne!” dedi kızım, “Sen de mi?” Çocukluk Felsefesi / Gareth B. Matthews
Yukarıdaki diyalogda 6-7 yaşlarında bir çocuktan söz edilmektedir Yukarıdaki diyalogda 6-7 yaşlarında bir çocuktan söz edilmektedir. Bu çocuğun kafasına takılan sorun bilgi felsefesinin hangi temel sorunudur? Bu sorun hakkında bilgi veriniz.
Sevgili Tanrım, İnsanların ölmelerine izin verip yenilerini yapmak yerine neden elindekileri tutmuyorsun? “ Jane (6 yaşında) “Sevgili Tanrım, Ne diye bu kadar çok insan yarattın. Başka bir dünya daha yapıp fazlalıkları oraya koyamaz mısın?” J.B. (7 yaşında) “Sevgili Tanrı, Zürafaların görünümünü isteyerek mi böyle yaptın, yoksa yanlışlıkla mı oldu?” Norman (4 yaşında) Çocukların Tanrı’ya yazdıkları yukarıdaki mektuplar, Tanrı’nın varlığına ilişkin hangi kanıta yönelik eleştiri olarak düşünülebilir? Bu kanıt ve bu kanıta yöneltilen eleştiriler hakkında bilgi veriniz.