PSİKOLOJİK DANIŞMA KURAMLARI
Psikanalitik danışma kuramı Freud tarafından geliştirilen psikanalitik kuram, her şeyden önce bir kişilik kuramıdır. Freud’a göre insan davranışları biyolojik ihtiyaçlar ve cinsel güdüler tarafından etkilenir. Kişilik, id, ego ve superego olmak üzere üç bölümden meydana gelir. bireylerin kişilik özellikleri yaşamın ilk yıllarında belirlenir. İd, biyolojik ve cinsel güdülerin bulunduğu alandır. Ego, id ile superego arasında dengeleyici, superego ise, kişiliğin toplumsal yönünü (değer yargıları) meydana getirir. İd, ego ve superego arasındaki denge bozulduğu zaman kişinin psikoloijik sağlığı bozulur. İnsan davranışları bilinçaltı süreçlerle bağlantılıdır. Tedavi için bilinçaltına atılan davranışların bilinç alanına getirilmelidir. Tedavi yöntemi serbest çağrışım ve rüya analizidir. Sorunların kaynağını çocukluk döneminde aramak gerekir.
2. Davranışçı kuram Kişi doğuştan boş bir levha gibidir 2. Davranışçı kuram Kişi doğuştan boş bir levha gibidir. Sadece reflekslere sahip olarak dünyaya gelir. Kişilik daha sonraki olumlu ve olumsuz öğrenmelerden meydana gelir. Olumsuz öğrenmeler fazlaysa uyumsuzluk ortaya çıkar. Davranış terapistleri açıkça gözlenebilir davranışlarla ilgilenirler. Tedavi istenmedik davranışı pekiştiren koşulları değiştirerek davranışı söndürme işlemidir. Öncelikle yapılması gereken olumsuz davranışların belirlenmesidir. Davranışlar belirlendikten sonra ortadan kaldırılması mümkündür. Tedavide kullandıkları belli başlı teknikler, Sistematik duyarsızlaştırma: Korkulan uyarıcının en azdan en çoğa doğru verilmesidir. Biçimlendirme: Her doğru adımda pekiştirilerek bir davranışı öğretmedir. Taşırma: Duyarsızlaştırmanın tersi – korku yaratan uyarıcı çokça verilir Atılganlık eğitimi: Cesaret gösterme – duygularını göstermeye teşvik etmedir Kaçındırma: Davranış ortaya çıktığında hoş olmayan uyarıcı vermedir. Model gösterme: Modelin davranışları taklit edildikçe pekiştirmedir. Bilişsel yapılandırma: Hatalı davranışın gerisinde hatalı bir bilişsel yapının yattığı düşüncesinden kaynaklanır.
3. Hümanist yaklaşım Hümanist yaklaşıma göre insanın doğası iyidir 3. Hümanist yaklaşım Hümanist yaklaşıma göre insanın doğası iyidir. Birey özgürdür. Ve değerlidir. Kendini yönetme, karar verebilme ve kendini denetleme gücüne sahiptir. Bireye seçme özgürlüğü sağlandığında iyiyi, doğruyu ve gelişmeye götüren davranışları kendisi seçer. Toplumsal kurallar bireyin doğal gelişimini engellediğinde ruhsal rahatsızlıklar ortaya çıkar. Psikolojik danışmada bireye saygı duyulma ve onu birey olarak kabul etme gereklidir.
4. Akılcı – Duygusal yaklaşım Ellis’e göre insanlarda doğuştan akılcı davranma gizil gücü vardır. Fakat çocuklukta akıl dışı bazı inançları irdelemeden, eleştiri süzgecinden geçirmeden kabul etme yanlışlığını yapar. Daha sonra bunları kendi kendilerine tekrarlayarak doğruluğuna kendilerini inandırırlar. Davranış bozukluklarının kaynağı çocuklukta öğrenilen bir takım yanlış ve akıl dışı inançların yarattığı kaygıdır. Tedavi sürecinde konuşan danışmandır. Danışman bir öğretmen gibidir. Kullandıkları tedavi yöntemi telkin ve iknadır.
5. Gestalt yaklaşım İnsan yaşamına bir bütün olarak başlamakta, fakat büyürken, gelişirken geçirdiği rahatsız edici yaşantılar yüzünden bazı parçaları ile bağlantıları zayıflamakta ya da kopmaktadır. Terapinin amacı bu parçalanmışlığı bütünlüğe dönüştürmektir. Dengesizliği gidererek tedavi sağlanır.
6. Varoluşçu psikolojik danışma yaklaşımı Gelişmiş bir yaklaşım değildir. İnsan hürdür. Yaşamı var eden ve ona yol gösteren insanın kendisidir. İnsan için özgürlük yaşamın sorumluluğunu üstlenebildiği ölçüde olmaktadır. Birey çevreden ve kendi içgüdülerinden kurtulmak için çaba gösterir. insanın varoluşunu tehdit eden durumlar insanda kaygı ve umutsuzluk yaratır. Bu da psikolojik sağlığı bozar. Danışmanın amacı bireye yeniden bağımsızlık kazanmasına yardımcı olmaktır.