TRAKYA NEOJENİ SİLİSLEŞMİŞ AĞAÇLARI(ÜST MİYOSEN-KUVATERNER) PALEOKLİMATOLOJİ Mehmet Sakınç*, Aliye Aras**, Cenk Yaltırak*** *İTÜ, Avrasya Yerbilimleri Enst, Maslak / İstanbul **İÜ. Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü ***İTÜ, Maden Fakültesi, Maslak / İstanbul TÜBİTAK 103Y137
Trakya da silisleşmiş ağaç fosillerini içeren birim Trakya Formasyonu (Umut ve diğ., 1983) ya da Belgrat Çakılları olarak tanımlanmıştır (Penck, 1919; Tchihatcheff, 1877). İstif genelde iyi yuvarlanmış, düzensiz dağılımlı değişik litolojilere ait çakıllardan oluşmuştur. Formasyonun kalınlığı 100 m ye yakındır. Çakıl seviyelerinin tabanlarında, çeşitli taksonlara ait silisleşmiş ağaç fosilleri in situ bulunur. Bunlar, dallar ya da gövdelerdir ve farklı amaçlar için çalışan çok sayıda araştırıcı tarafından gözlenmiştir (Akartuna, 1953; Erentöz, 1953; Eroskay ve Aytuğ, 1982, Emre, 1982). Çoğunlukla çökel düzeyinin içinde dik, kanal dolguları içinde ise yatay olarak bulunan ağaç fosilleri, uzun mesafede taşınmamışlardır. Bu özellikler, ağaç topluluklarının çökelme ortamının hemen yakınında olduğunu belirtmektedir. Bölgedeki SiO2 ce zengin kumlardaki silisyumun iklim koşulları nedeniyle çözünmesi sonucunda oluşan silisyumca zengin suların akarsu içindeki ağaç parçalarının odun dokusu içine girmesiyle silisleşme gerçekleşmiştir. Silisifiye ağaçların dış kesimlerinde dokulara paralel keskin silis lamları ile gövdeye dik olarak oluşmuş ikincil silis lamları fosil ağaçlarda dikkati çeken özelliktir.
Ağaç fosilleri içeren Trakya formasyonu nun yaşı stratigrafiktir Ağaç fosilleri içeren Trakya formasyonu nun yaşı stratigrafiktir. Tabanında uyumsuz olarak yer alan ve memeli hayvan fosilleri içeren ve MN8-MN13 Avrupa memeli zonları ile karakteristik (Steininger et al.,1990) Orta-Üst Miyosen yaşlı Ergene Formasyonu bulunur. Ergene Formasyonu’na ara katkı olan bazaltlar 10-5.6 milyon yıl arasındadır. Trakya Formasyonu, Ergene Formasyonu’ndan açısal uyumsuz olması ve fasiyes farklılıkları nedeniyle ayırt edilmektedir. Trakya Formasyonu’nun yaşı bölgenin stratigrafisi ışığında Üst Miyosen-Kuvaterner? olmalıdır.
YARMATEPE
PALEOFLORA Kınalıköprü Çerkezköy arasında yer alan Yarmatepe çakıl ocağından alınan 15 silisleşmiş odun gövdesinden yapılan transversal, tanjansiyal ve radial yön kesitlerinin incelenmesinde şimdiye kadar sonuçlanan çalışmalarda örneklerin Angiospermea’ ya (Kapalı tohumlular) ait olduğu kesinlik kazanmıştır. Bu grup içinde yeralan silisifiye örneklerin çoğu ksilolojik özelliklerine göre günümüzün Compositae ve Leguminosae-Caesalpiniaceae familyalarının odun anatomisine yakın benzerlik göstermektedir.
LEGUMINOSAE-CAESALPINIACEAE COMPOSITAE Artemisia arborescens günümüzde Akdeniz’in en sıcak alanlarında, taşlı kıyılar ve kayalık yamaçlarda doğal yayılış gösterir. Fosil odun örneğinde yıllık halka genişlikleri 3-7 mm dir. LEGUMINOSAE-CAESALPINIACEAE Bu familyaya ait cinslerin çoğu tropik bitkileridir. Bunların Akdeniz çevresinde doğal yetişen taksonları da vardır. Odun anatomisi bakımından birbirine çok yakın üç cins familyalarına ait Copaifera, Detarium ve Sindora tropik bölge ağaçlarıdır. Bu üç cins içinde Sindora’ nın Asya’da 20 türü bulunmaktadır. Paleobotanik çalışmalarda Sindora’ya benzerlik gösteren ve Hopeoxylon indicum olarak tanımlanan örneklerin erken Miyosen döneminde Afrika’dan Asya’ya kadar olan alanda var olduğu belirtilmektedir (Prive-Gill et al, 1999). Fosil Sindora lar Dercourt et al. (1993) e göre margino-litoral ve fluvio-lakustrin ortamlarda çok sıcak ve nemli iklim koşulları altında yaşamaktadır. Artemisia arborescens Sindora sp
PALEOKLİMATOLOJİ Selmier (1990) Küçükçekmece Gölü civarında Miyosen çökellerindeki fosil odun örnekleri içinde Leguminosae-Mimosoideae familyalarına ait Dichrostachyoxylon zirkelii taksonunu tanımlamış ve yıllık halka genişliklerinin 3,9-4,5 mm arasında olduğunu belirtmiştir. Araştırıcı 3 - 4.5 mm yıllık halka genişliklerinin büyüme mevsimi boyunca uygun koşuların bir göstergesi olduğunu söylemektedir. Çalışma alanındaki Çerkezköy güneyindeki kumocağında saptanan ve halen tanı çalışmaları devam eden Dichrostachyoxylon sp. taksonunda ise yıllık halka genişlikleri 2-6 mm olarak ölçülmüştür. Her iki taksonun bu özelliklerini karşılaştırdığımızda bunların birbirleri ile uyumlu oldukları görülmektedir. Günümüzde küçük ağaç veya çalı formunda olan Dichrostachys Eski Dünyanın tropik cinslerindendir. Düzlük yerlerde, alçak tepelerde, kurak, taşlı yamaçlarda, akarsu kenarlarında yayılım gösterir. Asya ve Avrupa’da ki coğrafik dağılımından bu ağacın geniş bir klima çeşitliliğine sahip olduğu anlaşılmaktadır (Selmier, 1990). Dichrostachys
Leguminosae-Mimosoideae Dichrostachyoxylon sp. Eski Dünyanın tropik cinslerindendir. Yıllık halka genişlikleri (17 yıl için) 2.5-6 mm; ortalama yıllık halka genişliği 3.35 mm. Selmier (1990) Leguminosae-Mimosoideae Dichrostachyoxylon zirkelii taksonunun yıllık halka genişlikleri 3,9-4,5 mm. Yıllık halka genişlikleri (17 yıl için) büyüme mevsimi boyunca uygun koşulların var olduğunu göstermektedir. Dichrostachyoxylon sp.
COMPOSITAE Artemisia arborescens Günümüzde Akdeniz’in en sıcak alanlarında, taşlı kıyılar ve kayalık yamaçlarda doğal yayılış gösterir. Fosil odun örneğinde yıllık halka genişlikleri 3-7 mm dir (22 yıllık halka için). Ortalama yıllık halka genişliği 3.75 mm dir. Artemisioxylon sp.
LEGUMINOSAE-CAESALPINIACEAE Hopeoxylon Bu familyaya ait cinslerin çoğu tropik bitkileridir. Bunların Akdeniz çevresinde doğal yetişen taksonları da vardır. Dercourt et al. (1993) e göre margino-litoral ve fluvio-lakustrin ortamlarda çok sıcak ve nemli iklim koşulları altında yaşamaktadır. Yıllık halka genişlikleri 2.5-4.5 mm arasındadır (12 yıl için). Ortalama yıllık halka genişliği 3.12 mm dir. Hopeoxylon sp.
Bu taksonların günümüzdeki yaşam koşulları ve tercih ettikleri iklim özellikleri göz önüne alındığında, bunların genelde bol güneşli, sıcak ve kurak bir döneme ait iklim koşullarına uyum sağladıkları görülmektedir. Odunlarda yıllık halkaların genişlikleri iklim (özellikle sıcaklık ve yağış miktarı), topraktaki su miktarı, böcek etkisi, yangın, topraktaki mineral çeşitleri ve besin miktarı gibi faktörlerin etkisine bağlıdır. İncelenen fosil örneklerinde yıllık halkaların oldukça geniş olması, yalancı yıllık halkaların bulunmaması, çok dar yıllık halkaların olmaması, incelenen 3 fosil örneğin ortalama yıllık halka genişliklerinin 3- 4 (yaklaşık) mm ye ulaşması, bu dönemde, ağaçsı taksonların yaşadığı ortamda yukarıda belirtilen olumsuz faktörlere maruz kalmadığını göstermektedir. Sıcak ve kurak döneme rağmen geniş yıllık halkaların var olması bu fosil örneklerin olasılıkla geç Miyosen sonlarındaki bir zaman aralığında su ihtiyacını bulundukları çevredeki akarsu ve benzeri su kaynaklarından sağladığı anlaşılmaktadır. Toplanan fosil örneklerin dış morfolojisine bakıldığında da bu örnek taksonların bulundukları yerde devrilerek hemen yakınlarındaki akarsuya düşüp, silisleşmelerinden sonra çok fazla taşınmadıkları, hemen bulundukları yerde silisleşerek çökeldikleri ağaç formalarını muhafaza etmelerinden anlaşılmaktadır. Bu öngörüye göre taksonlar olasılıkla akarsu kenarlarında küçük topluluklar oluşturmaktadır. Ağaç fosiller genel de tropik bölge cinsleri olmakla beraber, Asya, Afrika, Arabistan ve Amerika da değişik iklim koşullarında yaşamaktadır. Bununla beraber, günümüzde mevcut olan türlerin ekolojik koşulları göz önüne alındığında, geç Miyosen sonlarında bölgede yıllık ortalama sıcaklığın 15-25 derece, minumum yıllık yağış miktarının da 250-700 mm (Selmier, 1990; Prive, 1970) olduğu tahmin edilmektedir.
6-5 / 4-3.5 milyon yılları arası messiniyen krizi sırasında kuzey ege ve Egemar
Kaynaklar Akartuna, M., 1953. Çatalca-Karacaköy Bölgesinin Jeolojisi. İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi Monografileri (Tabii ilimler kısmı) Sayı 13. 87 s. Emre, M.T., 1982. Çerkezköy Dolayının Yeraltı suyu potansiyeli ve yapay beslenme olanakları. İ.Ü. Yerbilimleri Fak. (doktora tezi) Erentöz, C., 1953, Çatalca Bölgesinde Jeoloji Tetkikleri. MTA yayınları. Seri B. No 17. 94s. Eroskay, O ve Aytuğ, B., 1982. Doğu Ergene Çanağının Petrifiye Ağaçları. İ.Ü. Orman Fakültesi Derg. A, 32, 2, 7-21. Hochstetter, F.V., 1870. Die geologischen Verhalnisse des östlichen Teiles der europaischen Turkei..(Jafrb. K.kgeol Reich sahifa 265). Pamir, H ve Malik, S., 1933.Küçükçekmece fosil fıkralı hayvanlar mecmuası. İstanbul Darülfünunu Geologie Enstitüsü Neşriyatı. No:8 Sayı 8. 119 s.26 levha Penck, W., 1919. Grundzüge der Geologie des Bosphorus. Veroff. Des inst. Meeresk Heft.4, Berlin Tchihatcheff, P.de.1877. Le Bosphore et Constantinopole. Paris.