EMOSYONLAR Dr. Esin Doğantekin.

Slides:



Advertisements
Benzer bir sunumlar
SİNİR SİSTEMİ Herkes için Her şey.
Advertisements

İNSANDA SİNİR SİSTEMİ.
Çevresel Sinir Sistemi
DERS:Fen ve Teknoloji KONU:Denetleyici ve Düzenleyici Sistem
KİŞİLER ARASI İLETİŞİMİ ETKİLEYEN FAKTÖRLER
ÇOCUĞU SINAVA HAZIRLANAN AİLELER
SINAV KAYGISI KAYGI KAYGI; üzüntü, sıkıntı, korku, başarısızlık duygusu, sonucu bilememe ve yargılanma gibi heyecanların birini veya çoğunu içerebilir.
“Öfke”.
Psk.Birkan BUZOL İL SAĞLIK MÜDÜRLÜĞÜ
TÜRK İ YE’N İ N DI Ş BORÇLARI. Dıs ̧ Borcun Tanımı Devletin dıs ̧ borc ̧ lanması ise, yabancı kaynaklardan sag ̆ lanan, alındıkları ya da geri o ̈ demeleri.
SINAV KAYGISI İLE NASIL BAŞEDEBİLİRİM?
STRES YÖNETİMİ Stres Nedir? İngiliz dilinde stres:İnsan tecrübesi
VÜCUDUMUZ BİLMECESİNİ ÇÖZELİM
BEYNİN BÖLÜMLERİNİN İŞLEVLERİ
DAVRANIŞ VE DAVRANIŞIN BİYOLOJİK TEMELLERİ
KONTROL ETMEK YA DA KONTROL EDİLMEK !
STRES SINAV KAYGISI KARACASU LİSESİ Rehberlik Servisi.
MADENSEL MADDELER (MİNERALLER)
OTONOM SİNİR SİSTEMİ VE ANESTEZİK İLAÇLAR
SPORLA İLGİLİ HAREKETLER DÖNEMİ (7-12 yaş)
YARIŞMADA 20 ADET FEN SORUSU SORULACAKTIR. HER SORU İÇİN YANITLAMA SÜRESİ 40 SANİYEDİR.
E R G E N L İ K ERGENLİK DÖNEMİ FİZİKSEL GELİŞİM
ÖRGÜTSEL ADALET Adaletsizlik Nedir? Örgütlerdeki Adaletsizlikler?
EĞİTSEL OYUNLAR DOÇ. DR. GÜLTEN HERGÜNER BÖLÜM: 2
Hazırlayan: Filiz BİLİCİ Hatice Seyit Çeker İlkokulu Nizip/Gaziantep
AYNUR ŞİMŞEK İŞLETME YÖNETİMİ PROGRAMI ÖNÜNÜZDEN ÇEKİLİN.
Prof. Dr. İnayet Aydın Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi
Acil Durum Yönetimi E ğ itimleri Galip USTA AFET PS İ KOLOJ İ S İ.
KAYGI NEDİR?. SINAV KAYGISI NEDİR? KORKU YOĞUN KAYGI BAŞARININ DÜŞMESİ ENDİŞE.
İLETİŞİM VE ETİK SUNUMU İREM KAYAHAN G İLETİŞİM SÜRECİNİN AŞAMALARI VE ÖZELLİKLERİNİN İNCELENMESİ.
Kuduz Kuduz ; hasta hayvanın ısırması sonucu, enfekte tükürüğün bütünlüğü bozulmuş deri yada mukozalara teması yoluyla bulaşan ve akut beyin iltihabı.
Hazırlayan : Rıdvan Öztürk Bölümü : Spor Yöneticiliği SPOR VE SAĞLIK
KİRAZ ORTAOKULU REHBERLİK SERVİSİ
ÜZEYİR GARİH DOSTLUK İLKÖĞRETİM OKULU 1-A SINIFI SAKARYA/ ARİFİYE
Dr. Gönül ERDAL Psikiyatrist. Dr. Gönül ERDAL Psikiyatrist.
AFETE YARDIMDA KARŞILAŞILAN İKİNCİL TRAVMALAR ve BAŞA ÇIKMA
SINAV KAYGISI NEDEN OLUR? NASIL AŞILABİLİR?
Her sistemin kendine özgü görevleri olmasına karşın bu görevleri diğer sistemlerden bağımsız olarak gerçekleştiremez. Egzersizle yukarıdaki açıklamanın.
OYUN VE OYUNCAĞIN ÇOCUK GELİŞİMİ ÜZERİNE ETKİLERİ
BEYNİN BÖLÜMLERİNİN İŞLEVLERİ
ÖFKE KONTROLÜ ZORBALIK
SİSTEMLER.
POZİTİF + YAŞAM TARZI.
SINAV KAYGISI VE BAŞA ÇIKMA YOLLARI.
STRESİ ÖNLEME STRESİN TANIMI STRESİN ŞEKİLLERİ STRESİN KAYNAKLARI
Sınav Kaygısı.
Tehlikeyi Görmek.
SINAV KAYGISI.
SINAV KAYGISI VE BAŞA ÇIKMA YOLLARI.
VE SİSTEME ETKİLİ İLAÇLAR
TUTUM VE ALGILAR.
PENDİK REHBERLİK VE ARAŞTIRMA MERKEZİ
Kırınım, Girişim ve Müzik
EMPATİK İLETİŞİM 1.
Pedagojİk formasyon sertİfİka programI ÖğreTİM İLKE ve YÖNTEMLERİ Hafta I – 2. Bölüm Prof.Dr.Bülent ÇAVAŞ.
SOSYAL DAVRANIŞ.
I ̇ S ̧ YERLERI ̇ NDE SAG ̆ LIK VE GU ̈ VENLI ̇ G ̆ I ̇ TEHDI ̇ T EDEN UNSURLAR VE BUNLARA KARS ̧ I ALINACAK O ̈ NLEMLER I ̇ S ̧ SAG ̆ LıG ̆ ı VE GU ̈
Mine KAVAKTAN / Psikolojik Danışman
EĞİTİME GİRİŞ Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi
NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ
ÖĞRENME STİLLERİ.
DUYGU Dr. Ege AKGÜN.
NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ
SOSYAL PSİKOLOJİ 1. DERS.
İLKOKUL DÖNEMİ ÖĞRETMENLE ÖZDEŞİM.
ÇANKAYA ÜNİVERSİTESİ TEMEL İŞ SAĞLIĞI ve GÜVENLİĞİ EĞİTİMİ.
Her ülkenin sistemi ne olursa olsun, eğitim politikasının en üst seviyede amacı, bireyi topluma yararlı hale getirmektir. BİREYİ TOPLUMA YARRLI HALE GETİRME;
SES VE IŞIK BÜLENT DİLEKOĞLU FEN TEKNOLOJİ ÖĞRT
SINAV KAYGISI VE ÇOCUK RUH SAĞLIĞI
Sunum transkripti:

EMOSYONLAR Dr. Esin Doğantekin

DUYGU İnsanın mutlu, kederli, öfkeli, coşkulu ya da korku içinde olmasını anlatan bir sözcüktür. Herhangi bir duygu bir düşünceden kaynaklanır. Örneğin, sınav öncesinde aklınızdan ne gibi düşünceler geçer? Eğer iyi hazırlanmışsanız sınav, kazanmaya kesin gözle baktığınız heyecanlı bir yarıştır. Ama yeterince çalışmadıysanız sınavı kendinize yönelik bir tehlike ya da tehdit gibi düşünürsünüz.

İyi hazırlanmışsanız: heyecan, güven ve umut gibi duygulara yol açar. Yeterince çalışılmamışsa: sıkıntı, kaygı ya da korku gibi duygular uyandırır.

Duygular vücutta ne gibi değişikliklere yol açar? Bu içsel değişiklikler duyguların yoğunluğuna göre çeşitlilik gösterir. Kalp atışlarının hızlanması, gözlerin fal taşı gibi açılması, tüylerin diken diken olması, solunumun artması ya da ter basması, heyecan, korku ve şaşkınlık durumlarında oluşan içsel değişimlerin dışa vurmasıdır.

Örneğin, kaygı mide bulantısına ve mide kramplarına; üzüntü boğazımıza bir yumru tıkanmış gibi olmasına; öfke ise yüzümüzün kızarmasına neden olabilir.

Duygunun tanımı ile birlikte dört farklı yaşantının tanımı üzerinde durmak gerekir. Bunlar; Heyecan: Belli anlarda belli yoğunluklarda doğan, kısa süreli bedensel belirtilerin eşlik ettiği duygu durumlarıdır. Korku, öfke, ürkme böyle duygulardır.

Duygu: Duygular bireylerarası duygular ve sosyal duygular olmak üzere ikiye ayrılır. Bireylerarası duygular, kişilerin birbirlerine duydukları sempati, sevgi, kıskançlık, hayranlık, gurur, utanç gibi duygulardır. Sosyal duygular ise insanda ait olduğu insan topluluğuna bağlı olarak oluşmuş duygulardır. Düşünsel, estetik, inanç, ahlak gibi değer sistemlerine yönelik duygular sosyal tipte duygulardır.

Mutluluk: Bir gereksinim tatmini sağlandığında ya da bir amaca ulaşıldığında bir hoşluk hissedilir. Fizyolojik ihtiyaçları bir yana bırakacak olursak, bireyin ihtiyaçları ve amaçları sürekli olarak değiştiği ve ulaşılan amaçları daima yeni amaçlar izlediği için mutluluğun nedenleri de değişmektedir. Tutku: Yoğunluğu ve sürekliliği çok fazla olup, bireyi gerçekleri görmekten uzaklaştıracak nitelikteki duygulardır.

Duyguların İşlevleri Bizi harekete hazırlarlar: Duygular çevredeki olaylarla, bireylerin bunlara karşı göstermiş oldukları tepkiler arasında, aracılık görevini üstlenirler. Örneğin bize doğru gelmekte olan azgın bir köpek gördüğümüzde, otonom sinir sisteminin sempatik sinir sistemi bölümünden kaynaklanan fizyolojik uyarılma ile birlikte duygusal bir tepki (korku) oluşur. Sempatik sinir sisteminin görevi bizi acil durumlara hazırlamaktır ( köpekten bir an önce kaçmak gibi). Duygular, değişik durumlarda uygun tepkileri vermemize yarayan uyarıcılardır.

Gelecekteki davranışlarımızı biçimlendirirler: Duygular, gelecekte uygun tepkiler vermemizi sağlayan bilgilerin öğrenilmesine öncülük ederler. Birey hoş olmayan bir durumla (örneğin; saldırmaya hazırlanan bir köpek) ile karşılaştığında, duygusal tepki oluşur. Bu da bireyin ileride benzer bir durumdan kaçması gerektiğini öğretir. Aynı şekilde önceki davranışlar sonucunda elde edilen hoş tecrübeler de ilerisi için güdüleyici niteliktedir. Böylece tatmin duygusuyla ödüllenen davranışların ileride yeniden ortaya çıkma olasılığı artar.

Sosyal ilişkilerin düzenlenmesine yardımcı olurlar: Sözel veya sözsüz iletişimde bulunduğumuz zaman yaşadığımız duygular dışarıdan izleyenler için genellikle çok açık ve nettir. Bu davranışlar, izleyenler için, bizim o an yaşadığımız duyguları daha iyi anlamak ve ileride olası davranışlarımızı tahmin etmek yönünde gösterge (sinyal) niteliği taşırlar. Bu da daha etkili ve daha uygun bir sosyal iletişimi sağlar.

Duyguların Vücutta Oluşturduğu Değişimler ■ Solunumda farklılaşma: Solunum sıklaşır ve derinleşir. Nefes alıp vermede ya sıklaşma ya da azalma görülür. ■ Kalp çarpıntısı: Kalp atışları hızlanır, kan dolaşım sistemi daha çok kan pompalar. Nabız atışı farklılaşır. Örneğin, sokakta yürürken, sevdiğimiz bir kişiyle aniden karşılaştığımızda hızlandığını görürüz.

Deri tepkileri: Deride elektrik artar Deri tepkileri: Deride elektrik artar. Heyecan halinin en önemli ve güvenilir belirtisidir. Terleme sonucu bedenin dıştan gelen elektrik akımına direnci azalır. ■ Kanallı bez faaliyetlerinde farklılıklar: Ağzımız kurumaya başlar, tüm sindirim sistemi, tükürük bezleri çalışmasını durdururken ter bezlerimiz çalışmasını hızlandırır. Çünkü amaç artan terleme yardımıyla karşılaştığımız acil durumla ilgili olarak artan vücut ısısının dengelenmeye çalışılmasıdır.

Düz kaslarda farklılıklar: Örneğin korku ve öfke anında gözbebeğinin büyümesi, damarların büzülmesi ve gevşemesi sonucu, bazı organlara kan hücum eder. ■ Kanın şeker ve salgısının değişmesi: Bir takım iç salgı bezlerinin salgısı sonunda kanda adrenalin ve şeker oranı artar, asit dengesi değişir. Vücutta oluşan değişikliğin derecesi heyecanın şiddeti ile orantılıdır.

Mide ve bağırsakların bozulması: Çok duygulanan kişilerde gerek mide, gerekse bağırsaklarda anormal değişiklikler olur. Sindirimi sağlayan salgılar kesilir, iştah azalır. Bağırsak- ların çalışması bile olumsuz etkilenir. ■ Kan basıncı: Kanın basıncı ve vücuda dağılması değişir; insan, morlaşmaya ya da sararmaya başlar. Örneğin utandığımız zaman kızarır, korktuğumuz zaman da sararırız.

SİNİR SİSTEMİ VE DUYGULAR Duygularımızın ve duygularımıza eşlik eden fizyolojik tepkilerin ortaya çıkmasında sinir sistemimiz önemli bir rol oynar. Sinir sistemimizin beyin ve omurilikten oluşan bölümüne merkezi sinir sistemi, beyin ve omuriliği vücudun diğer kısımlarına bağlayan sinir ağına ise periferik sinir sistemi adı verilir.

Periferik sinir sistemi, somatik ve otonom sinir sistemleri diye ikiye ayrılır. Somatik sistem iskelet ve kas hareketleri gibi istemli hareketlerimizi kontrol eder. Otonom sinir sistemi ise salgı bezlerinin, düz kasların, kalp kaslarının faaliyetlerini ve bizim kontrolümüz dışındaki faaliyetleri düzenler. Otonom sinir sistemi sempatik ve parasempatik olmak üzere iki bölümden oluşur.

Sempatik sistem uyarıldığında, göz bebeği büyür ve tükürük bezlerinde salgılama faaliyetleri durur Bunun yanında kanımızda şeker miktarı artar, solunumumuz hızlanır. Tehlike geçtikten sonra, parasempatik sistem devreye girer, kalp atışı ve diğer tepkiler normale dönüşür. Parasempatik sistem, sempatik sisteme karşı koyar.

DUYGU KURAMLARI James-Lange Kuramı Williams James ve Carl Lange ayrı ayrı yerlerde aynı yıl içinde aynı kuramı ortaya koydukları için bu kurama James- Lange kuramı adı verilmiştir. Williams James ve Carl Lange duyguların nasıl meydana geldiğini açıklayan ortak bir kuram ortaya atmışlardır. Bu kurama göre duygular kasların gerilmesi, titreme, kalp çarpıntısı, solunum hızının değişmesi gibi bir takım organik değişikliklerin duyulmasından meydana gelmektedir.

Çevredeki bazı durumlar karşısında vücut, içgüdüsel olarak gelişen olaylara tepki göstermektedir. Ağlama, kaçma, yumruk atma, üzülme, korkma gibi durumlar duyulan duyguların sonuçları değil, bunların etmenleridir. Yani korktuğumuz için titremiyoruz, titrediğimiz için korkuyoruz. Aynı biçimde ağlama, üzülmeyi; yumruk atma, öfkelenmeyi meydana getirmektedir. Özet olarak, James-Lange yaşadığımız duyguların, belli duyumlar üreten fizyolojik değişikliklerin sonucu ortaya çıktığını ileri sürerler. Bu duyumlar, beyin tarafından özel duygusal deneyimler olarak yorumlanırlar. Bu görüş James-Lange duygu kuramı adını almıştır.

Cannon-Bard Duygu Kuramı Bu kuramın önemle ileri sürdüğü ana fikir, fizyolojik uyaranların tek başına duyguların algılanmasına öncülük ettiği görüşünü reddetmesidir. Bunun yerine, kuramda belirtilen, fizyolojik uyaranların ve duygusal tecrübelerin Cannon ve Bard'ın sunduğu gibi beyin talamusundan çıkan aynı sinirleri, aynı zamanda harekete geçirdiğidir.

Bu kurama göre duygu uyandırıcı uyaran algılandıktan sonra, sinir akımlarını beyin kabuğuna aktaran talamus denen ön beyin, duygusal tepkinin verildiği ilk yerdir. Ardından talamus dahili (iç organlara yönelik) tepki ürettiğinden dolayı otomatik sinir sistemine sinyal yollar. Aynı anda talamus, beyin korteksine gelen duygu durumunun yapısı ile ilgili olarak mesaj yollar. Bu sebepten farklı duyguların tek bir çeşit fizyolojik uyaranla eşleşmesi gibi bir durum söz konusu değildir. Beyin korteksine gönderilen mesaj belli özel duygulara göre de değişir.

Schachter-Singer Kuramı Karanlık bir caddede yürürken sizi birinin takip ettiğini ve buna ek olarak caddenin öteki tarafında takip edilen başka bir kadın olduğunu düşünün. Buna karşılık kadının bu duruma korku ile tepki vermek yerine güldüğünü ve neşeli bir biçimde davrandığını düşünün. Kadının verdiği tepkiler sizin korkunuzun rahatlamaya dönüşmesi için yeterli olabilir mi? Bundan hareketle, belki de aslında korkulacak bir şey olmadığına karar vererek kendinizi gecenin ortamına kaptırıp, daha neşeli hissetmeye başlayabilirsiniz.

Bilincin rolü üzerinde odaklaşan açıklamaya göre, Schacter- Singer'in heyecan-duygu kuramı, duygularımızı çevremizde gözlemlediklerimizle, kendimizi başkaları ile kıyaslama yolu ile tanıdığımızı belirtiyor. Duygu ve heyecanlarımızı içinde bulunduğumuz duruma göre yorumlarız. Duygu ve heyecanın türü, kişinin içinde bulunduğu ortama göre farklılık gösterecektir. Örneğin, bir miktar alkol almış bir arkadaşınızı düşünün. Arkadaşınız eğlenceli bir toplantıda kendini aşırı sevinçli, kasvetli bir lokantada ise çökkün hissedebilir.

Arnold-Lindsey'in Duygu Kuramı Aktivasyon kuramı adı verilen bu kurama göre, belli bir uyaran bir uygulama meydana getirmekte, bu da talamus ve hipotalamus ara istasyon üzerinden beyin korteksine iletilmektedir. Beyin korteksi bu uyaran karşısında hipotalamus'taki dinamik uyarı örneğini serbest bırakmakta ve bu da periferdeki duygu anlatımını açığa çıkarmaktadır. Bu arada periferdeki değişiklik de yine talamus-hipotalamus ara istasyonu üzerinden korteks'e bildirilerek olay algılanmakta ve bu algı korteks düzeyinde yerleşik olan duygusal tutumu oluşturmaktadır.

DUYGULARIN İFADESİ Sesler Yüz İfadesi Hareket, Beden Durumu, El Kol Davranışı